Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HATİCE TUNCER
Birinci Ergenekon da-
vasõnda gündeme Kuzey
Irak’tan gelen 34 PKK’li-
nin Silopi’de serbest bõ-
rakõlmasõna tepkiler oluş-
turdu. Tutuklu sanõk İşçi
Partisi Genel Başkanõ Do-
ğu Perinçek, Süper NA-
TO’nun Silopi ve Siliv-
ri’de çadõr kurduğunu sa-
vunarak “Türk yargısını
çadırlardan kurtara-
lım” dedi. Perinçek, eski
MİT Müsteşarõ Şenkal
Atasagun’a yazõ yazõla-
rak Ergenekon şemasõnõ
hangi bilgilerle hazõrladõ-
ğõnõn sorulmasõnõ istedi.
Birinci Ergenekon dava-
sõnõn dün 119. duruşmasõ
gerçekleştirildi. Danõştay
dosyasõnõn diğer sanõkla-
rõna avukat atanmadõğõ
için mahkeme başkanõ
Köksal Şengün, sanõk ve
avukatlarõnõn taleplerinin
alõnmasõna geçti.
‘Fogg örgüt kurdu’
Perinçek, soruşturma ve
yargõlamalarõna dayana-
ğõn, eski MİT Müsteşarõ
Atasagun’un kendisine bir
yõl önce gelen Tuncay
Güney mülakatõndan ya-
rarlanarak hazõrladõğõ ra-
por ve şema olduğunu
anõmsatarak “Bu dava-
nın temeli Atasagun’un
hazırladığı rapor ve şe-
madır” dedi. Perinçek,
20 Ekim’deki duruşmada
AB’nin eski Türkiye tem-
silcisi Karen Fogg’un
2001 yõlõnda ortaya çõ-
kan ve kendisinin de yar-
gõlanmasõna neden olan
elektronik postalarõnda
Ergenekon soruşturmala-
rõnõn ipucunun verildiği-
ne ilişkin bir açõklamada
bulunduğunu anõmsattõ.
Savcõ Mehmet Ali Pek-
güzel’in aynõ duruşma-
da bu bağlantõnõn kurul-
madõğõna ilişkin açõkla-
mada bulunduğunu anõm-
satan Perinçek şunlarõ
söyledi:
“Karen Fogg 5 bin 400
adet e-postasında ‘Ada-
let Bakanlõğõ içerisinde
bir örgüt kurdum’ diyor.
Türk ordusu Kıbrıs’tan
çekilecek, bugünkü gibi
Güneydoğu’da yarı bir
Kürt devleti olacak.
PKK’nin silahlara veda
ettiği bir yalandır.”
Mahkemenin Türk mil-
letinin içini ferahlatacak
kararlar almasõnõn önem-
li olduğunu belirten Pe-
rinçek şöyle devam etti:
“Millete ‘Silivri’de de
yargõçlar var’ dedirtecek
beklenti var. Silopi’de
çadır kuruldu. Biri Sü-
per NATO’nun Kürdis-
tan için kurduğu çadır,
diğeri yine Süper NA-
TO’nun yurtseverlere
karşı kurduğu çadır.
Türk yargısını çadırlar-
dan kurtaralım.”
‘Notlarım yok’
Sanõk emekli Tuğge-
neral Veli Küçük, “Kan-
dil’den gelen PKK’li-
lerin davul zurna ile
karşılandığını, Avru-
pa’dan gelenlerin de
BOP eşbaşkanı tara-
fından müjdelendiğini”
ifade etti. Küçük “Çadır
mahkemesinde yargı-
lanmak istemiyorum”
diye konuştu.
Savcõ Pekgüzel, Perin-
çek’in talebinin kõsmen
kabul edilerek, 2003 yõ-
lõnda Genelkurmay Baş-
kanõ ve Başbakanlõk’a
gönderilen Ergenekon şe-
masõnõn altõna imzasõ olan
eski MİT Müsteşarõ Ata-
sagun’un tanõk olarak
dinlenebileceği konu-
sunda görüş bildirdi. Baş-
kan Şengün, tutuklu sanõk
Hayrettin Ertekin’e,
“Gizli oturum olursa
bazı şeyler anlatacağım”
sözlerini anõmsaratak
“Salonu boşaltayım mı”
diye sordu. Ertekin ise
notlarõnõn yanõnda olma-
dõğõnõ söyledi.
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Ülke üzerinde kuş uçsa haberi olduğuna
inanan bir Başbakan’a yakışıyor mu bu sözler?
Devletin bütün istihbarat kurumları; MİT,
Emniyet, hatta Jandarma haberalma servisleri
emrinde.
İstihbarat servislerinin kendisine verdikleri
bilgiler bir yana: medyada, günlerce dağdan
gelenler için Demokratik Toplum Partisi
öncülüğünde yapılan hazırlıkları içeren haberleri
de mi görmedi?
Kandil’den dönenler 19 Ekim Pazartesi
geldiler.
Başbakan 17-18 Ekim’de başta DTP’yi,
Kürtçü çevreleri uyaran, aldığı bilgiler
doğrultusunda hazırlanan görkemli törensel
gösteriler yapılırsa; “Kendinize gelin. Bu son
şanstır. Şayet dağdan dönüş PKK-İmralı
ekseninde Türk-Kürt ayrımını kışkırtacak ve
toplumu rahatsız edecek olursa, arzulamayız
ama sil baştan yaparız” diye neden uyarılarda
bulunmadı?
Son adı demokratik aslında Kürt açılımından
vazgeçebileceklerini duyuruyor.
Lakin DTP’lilerin bütün yurtta kutlama
törenleri yapacaklarını ilan ettiklerini içeren…
Habur’dan sonra İstanbul’da Avrupa’dan gelen
teröristler için de aşırıya kaçan törenler
yapılacağından kaygı duyan bir soruya verdiği
yanıt; Güneydoğu’da yaşananları önceden
bildiği halde ve… ne çare, sorumlu bir
başbakan olarak, bugün yakındığı olayları
önlemek için gerekli uyarıyı yapmadığının kanıtı!
İşte soru: “İstanbul’a gelip benzeri gösterileri
yaparlarsa?”
İşte yanıt: “Orada kendimize göre
mekanizmalarımız var. Araştırıyoruz, çalışacağız.
Uyarılarımızı yapıyoruz, yapacağız.”
Olası olayları daha önceden öğrendiğini
açıklıyor bu sözler.
Oysa bugünkü uyarılar geç kalan uyarılar.
Olaylar genelde; devlet, PKK ile İmralı’nın
peşine takıldı diye algılanıyor.
Uçak muhabbetinde; Başbakan Habur’a özel
savcılar, -hatta muhalefetin iddiasına göre-
helikopterle yargıç göndermekteki amacı…
…Dağdan inenlere TCY’nin emrettiği
sorgulamanın yapılmamasındaki gerekçeyi
açıklamıyor… yargının siyasal amaçlarla
kullanıldığına ilişkin saptamalara ne diyeceğini
soran yok!
Bir diğer açıklamasında RTE; “Dağdan
dönüşün devamını bekliyoruz, gelmezse
yapacak bir şey yok” diyor.
Bu, RTE’nin terör örgütünün dağdan
ineceğine fazlasıyla bel bağladığını gösteriyor.
Yeni Şafak gibi AKP’ye bağımlı, yandaş bir
gazetenin geçen çarşamba yayımladığı manşet
haber:
Hükümetin ayrıntılı bir açılım projesi
hazırladığını, bu projenin yaşama geçeceğine
inandığını gösteriyor.
Gazeteye göre, hükümetin gerçekleşmesini
beklediği proje şöyle:
“Habur’da 34 kişinin salıverilmesiyle ilk adımı
gerçekleşen ‘açılım’ın asıl hedefi Kandil. 4 bin
PKK’liden suça bulaşmamış olanlar hemen
serbest bırakılacak. 700 militan Suriye’ye, 225
elebaşı İsveç ve Norveç’e gönderilecek.”
Bugün ise Başbakan RTE; ancak “umut”
açıklıyor: “Devamını bekliyoruz” diyor. Ya
gelmezlerse? “Yapacağımız bir şey yok!”
Gerçekleşmeyen düşler bu!
Terör örgütü ve buradaki siyasal uzantıları
Kürt sorununda kısa, orta ve uzun vadeli
oyunun ilk perdesini açtılar.
RTE’nin DTP Genel Başkanı Ahmet (Kürt)
Türk’e söylediği gibi; Kürt açılımına “kimse
AKP iktidarı gibi cesaret edemez”.
Gerçekten, AKP dışında hiçbir iktidar, ülkede
ayrışmaya ve sonunda bölünmeye giden yolda
bir girişimde bulunmamıştır, bulunmaz da…
Demokratik açılım isteklerini içeren
açıklamaları; kısa, orta, uzun vadeli kararlılığı
gösteriyor.
Kısa vadeyi geçtik, geçmek üzereyiz.
Orta vadede kimi yasal değişikliklerin
istedikleri biçimde çıkarılmasını dayatacaklar.
Uzun vadede anayasada Türk ve Kürt
uluslarının yer almasını sağlayarak ya Türkiye’yi
teslim alacaklar; olmazsa Türkiye’yi bölmeye
çalışacaklar.
Amaçlarına uygun koşullar gerçekleşmedikçe
ne PKK dağdan iner ne de içeridekiler temel
amaçlarından vazgeçerler!
SAYFA 24 EKİM 2009 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul S 22
Edirne B 23
Kocaeli S 27
Çanakkale Y 23
İzmir Y 25
Manisa B 27
Aydın Y 27
Denizli PB 26
Zonguldak B 24
Sinop B 22
Samsun PB 25
Trabzon B 24
Giresun B 24
Ankara S 25
Eskişehir S 23
Konya B 24
Sıvas B 23
Antalya PB 28
Adana PB 33
Mersin PB 32
Diyarbakır B 27
Şanlıurfa B 30
Mardin B 25
Siirt B 28
Hakkâri B 18
Van B 16
Kars B 18
Oslo K 3
Helsinki Y 8
Stockholm Y 8
Londra Y 17
Amsterdam Y 15
Brüksel Y 13
Paris Y 17
Bonn B 17
Münih B 16
Berlin B 13
Budapeşte Y 14
Madrid B 24
Viyana Y 13
Belgrad Y 19
Sofya Y 19
Roma Y 21
Atina Y 22
Zürih B 16
Moskova K 9
Aşkabat B 23
Astana PB 6
Taşkent PB 26
Bakû PB 21
Bişkek PB 18
Tiflis PB 23
Kahire Y 26
Şam Y 26
Ülkemizin batı kesim-
leri ile kuzeydoğu böl-
geleri parçalı bulutlu,
Kıyı Ege, Çanakkale,
Gümüşhane, Bayburt,
Erzincan ve Erzurum
çevreleri sağanak ve
gök gürültülü sağanak
yağmurlu diğer yerler
az bulutlu geçecek. Ha-
va sıcaklığında 1 ila 3
derecelik artış olacak.
Baştarafı 1. Sayfada
1-) 14.08.20O9 tarihli manşeti-
nizde kullanmõş olduğunuz ve Cum-
huriyet Başsavcõlõğõmõzca Erzincan
Valiliği’ne gönderilmiş bulunan ya-
zõmõzõn, haberinize konu olan ve ka-
muoyunda “İsmailağa” cemaati di-
ye bilinen dosya ile hiçbir şekilde il-
gisi bulunmamakta, genel olarak
CMK’nun 250. maddesine giren
suç/suçlarla ilgili olarak Erzincan
ilinde ve ilçelerinde meydana gele-
bilecek olaylar hakkõnda Özel Yet-
kili Cumhuriyet Başsavcõlõğõmõzca
soruşturmalarõn bizzat yürütüleceği
konusuyla ilgili bulunmaktadõr.
2-) Ayrõca 14.08.2009 tarihli gaze-
teniz manşetinde kullanmõş olduğunuz
Özel Yetkili Cumhuriyet Savcõsõ Os-
man ŞANAL imzalõ ve Erzincan Va-
liliği’ne yönelik yazõlan yazõmõz yak-
laşõk 2 sayfadan fazla olmasõna, man-
şetinizde kullandõğõnõz paragraf da
yazõmõzõn son paragrafõ olmasõna rağ-
men, gazetenizce tamamen kötü niyetli
bir şekilde yazõmõzõn kopyala-kes-
yapõştõr mantõğõ ile kõrpõlarak verilmek
suretiyle, tarafsõz gazeteciliğinizi(!) ne
ölçüde icra ettiğinizi tüm Türkiye’ye
göstermiş bulunmaktasõnõz.
3-) Yine manşetinizin hemen üs-
tünde “Erzurum Başsavcõlõğõ İsmailağa
dosyasõnõ almak için uğraşmõş” spot
cümlesi ile haksõz ve hukuka aykõrõ
olarak Cumhuriyet Başsavcõlõğõmõzõ
töhmet altõnda bõrakma amacõ güttü-
ğünüz üzüntüyle müşahade edilmiştir.
Zira, bu spot cümle ile gerçekte “Er-
zincan Cumhuriyet Başsavcõlõğõnõn
görev ve yetki alanõna giren bir so-
ruşturma dosyasõnõn hukuka aykõrõ ola-
rak istenmesi” anlamõna gelecek ifa-
deler ile verilmiştir.
Halbuki Özel Yetkili Cumhuriyet
Başsavcõlõğõmõzca Erzincan Valili-
ği’ne 05/05/2009 tarihinde gönderilen
yazõdan çok daha önce, aynõ içerikli
yazõnõn 18/03/2009 tarihinde Erzincan
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na da gön-
derildiği ve bu yazõmõz ile CMK’nun
250. maddesi kapsamõnda bulunan
suçlarõn soruşturulmasõnõn bizatihi
Özel Yetkili Erzurum Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’nca yürütüleceği belir-
tilmiştir. Bu kapsamda bulunan İs-
mailağa dosyasõnõn istenmesi konusu
ile ilgili olarak; Erzincan Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’nõn işbu dosyayõ ver-
memekte direnmesini sorgulamak
gerekirken hukuken yetkili ve görevli
Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõmõzõn sorgulanmasõ oldukça dü-
şündürücü olmuştur.
4-) Özel Yetkili Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõmõzca dosya üzerinde gerek-
li araştõrma ve soruşturma (çevre il ve
ilçelerde gerekli yer ve kişilere yöne-
lik operasyonlar) yapõlmõş ve netice-
ten suç işlediği yönünde haklarõnda
kuvvetli şüphe bulunan şüpheliler
hakkõnda kamu davasõ açõlmõştõr. Bir
başka ifade ile; manşetinizde “Erzin-
can Savcõsõ Operasyon Yapamadõ”
şeklindeki haberiniz de bir çarpõtma-
dan ibarettir.
5-) Gazeteniz manşet haberinin
8. sayfadaki devamõnda da önemli ki-
şiler üzerinde Erzincan Cumhuriyet
Başsavcõsõ tarafõndan gözaltõ işlemi
yapõlacağõ ve fakat dosyanõn elinden
alõndõ, şeklindeki görüş ve yazõnõz da
gerçeği yansõtmamaktadõr. Zira, bir
Cumhuriyet Savcõsõnõn görevi ne-
denli-nedensiz şekilde kişilere yö-
nelik gözaltõ işlemi yapmasõ değildir.
Özellikle gözaltõna alma gibi insan
hak ve özgürlüklerinin en önemlile-
rinden olan ve anayasal teminat al-
tõnda bulunan “kişilerin hürriyeti”,
“mesken masuniyeti” ilkelerine bel-
ki herkesten fazla Cumhuriyet Sav-
cõlarõ dikkat etmelidir. Özel Yetkili
Cumhuriyet Başsavcõlõğõmõzca her
soruşturmada olduğu gibi “İsmaila-
ğa” dosyasõnda da bu titizlik sergi-
lenmiş ve gerekli olmayan kişiler
üzerinde gözaltõna alma ve sorguya
sevk etme işlemleri uygulanmamõş,
ancak suç işlediği yönünde hakkõn-
da kuvvetli suç şüphesi oluşturan ol-
gular bulunan kişiler üzerinde bu iş-
lemler icra edilmiştir.
Erzincan Valilik makamõna gön-
derilen yazõmõzõn ne ifade ettiği her-
kesin anlayabileceği açõklõkta olma-
sõna, haberinize konu “İsmailağa”
cemaati ile hiçbir ilgisinin bulunma-
masõna, ne bu cemaatin ve ne de her-
hangi başka bir suçun yazõmõzda so-
mut olarak belirtilmemesine rağmen
gazeteniz tarafõndan bu yazõmõz açõk
çarpõtma ile manşetinize alõnmõş ve
Valilik Makamõna yazõlan yazõmõz ile
adõ geçen cemaat hakkõnda bağ ku-
rularak, yine açõk çarpõtma ile “Sumen
Altõnõn Öyküsü Belgeli” şeklinde
manşet atõp yanõna da yazõmõzõ ilave
etmek suretiyle çarpõtma habercilik
yapõlmõştõr.
Kamuoyuna saygõyla duyurulur.
Birinci Ergenekon davasõnda sanõklar 34 PKK’linin serbest bõrakõlmasõna tepki gösterdi: Süper NATO
‘Çadır mahkemesi istemiyoruz’
İBRAHİM HASGÜR
Şimdi de
Nursi açõlõmõ!
HAKAN DİRİK
İZMİR - AKP’liler, şimdi de
Saidi Nursi için açõlõmõ gündeme
getiriyor. AKP İzmir Milletvekili
İbrahim Hasgür, Saidi Nur-
si’nin itibarõnõn iade edilmesini
istedi. Hasgür, 27 Mayõs’õ yapan-
lardan halen yaşamõnõ sürdüren-
ler olduğunu anõmsatarak, bunlar
aracõlõğõyla Nursi’nin mezarõnõn
yerinin tespit edilmesini ve adõna
anõt mezar yapõlmasõnõ önerdi.
Daha önce İzmir’de Yunan dili
ve edebiyatõna ilişkin fakülte
açõlmasõnõ teklif eden Hasgür’ün,
yeni önerisini İzmir merkezli ya-
yõn yapan Yeni Asõr gazetesine
önceki hafta yaptõğõ ziyaret sõra-
sõnda dillendirdiği kaydedildi.
Ziyaret etmek istiyorlar
Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan’õn, “Seversiniz sevmezsi-
niz ama Saidi Nursi’siz bir
Türkiye’nin maneviyatı noksan
kalır” sözlerini ileriye taşõyan
Hasgür’ün, Nursi önerisi ise şöy-
le: “Saidi Nursi, fikirleriyle
milyonlarca insanı etkilemiş,
eserleri 170 dile çevrilmiştir.
Böyle bir fikir adamının meza-
rının nerede olduğu bile belli
değil. Saidi Nursi’yi mezarında
bile rahat bırakmayan 27 Ma-
yıs 1960 cuntasından hâlâ ha-
yatta olanlar var. Kültür Ba-
kanlığı derhal harekete geçmeli
ve mezarının nerede olduğunu
ortaya çıkarmalı. Tıpkı Adnan
Menderes ve Turgut Özal gibi
Saidi Nursi için de bir anıt me-
zar yapılmalı. Nasıl onların me-
zarlarını ziyaret edebiliyorsak
Saidi Nursi’nin mezarını da zi-
yaret edebilelim. Aynı şekilde
ailesi isterse Nâzõm Hikmet için
de bir anıt mezar yapalım.”
Cevap
Engin: Bilgimiz yok, soruşturma gizli
İstanbul Haber Servisi -
Kamuoyunun 12 Haziran’dan
bu yana tartõştõğõ, altõnda Al-
bay Dursun Çiçek’in imza-
sõnõn bulunduğu öne sürülen
“İrticayla Mücadele Pla-
nı”nõn orijinalinin õslak imzalõ
haliyle savcõlõğa yollandõğõ
ve belgeyi bir subayõn yolla-
dõğõ öne sürüldü. İstanbul
Cumhuriyet Başsavcõsõ Aykut
Cengiz Engin ise kendilerine
böyle bir bilginin ulaşmadõğõnõ
söyledi.
“Ergenekon” soruştur-
masõnõ yürüten savcõlar Ze-
keriya Öz ve Fikret Seçen
ile başsavcõ vekilleri Turan
Çolakkadı ve Olcay Seç-
kin, İstanbul Cumhuriyet
Başsavcõsõ Engin ile görüştü.
‘Mutat görüşme’
Sultanahmet’teki İstanbul
Adliyesi çõkõşõnda gazeteci-
lerin sorularõnõ yanõtlayan İs-
tanbul Cumhuriyet Başsavcõ
Vekili Çolakkadõ, “Olağan
haftalık görüşmemizi yap-
tık” dedi. “Albay Dursun
Çiçek’in hazırladığı iddia
edilen irtica ile mücadele
eylem planının orijinal bel-
gesini ihbar mektubu ile bir
subayın Ergenekon savcıla-
rına gönderdiği öne sürülü-
yor. Bunlar hakkında ne di-
yeceksiniz” diye sorulan Ço-
lakkadõ, bu konu hakkõnda
herhangi bir bilgisinin olma-
dõğõnõ söyledi. İstanbul Cum-
huriyet Başsavcõsõ Engin ise
savcõlarla “mutat bir görüş-
me” yaptõklarõnõ söyledi. En-
gin aynõ soruyu, “Soruşturma
gizli. Bende öyle bir bilgi
yok” sözleriyle yanõtladõ.
Sanatçılardan Lice savcısı hakkında suç duyurusu
Sanatçõ İlkay Akkaya, Lale Mansur, Zey-
nep Tanbay ve avukat Eren Keskin’in de
aralarõnda bulunduğu aydõn ve sanatçõlardan
oluşan bir grup, Diyarbakõr’õn Lice ilçesinde
askeri alandan atõlan havan topuyla hayatõnõ
kaybeden Ceylan Önkol (14) olayõnda, “can
güvenliği” gerekçesiyle olay yerine gitmeyen
Lice Cumhuriyet Başsavcõsõ ve söz konusu ka-
rakol yetkilileri hakkõnda suç duyurusunda
bulundu. Sultanahmet’teki İstanbul Adliyesi
önünde toplanan sanatçõ ve aydõnlar adõna
yapõlan ortak basõn açõklamasõnõ okuyan Tan-
bay, şunlarõ söyledi: “Can güvenliğim yok di-
yerek olay yerine gitmeyen, otopsinin bilgisiz
kişiler tarafõndan karakolda yapõlmasõna izin
veren, gitmediği yerden delil getirmeleri için
Ceylan’õn ailesine talimat veren, Ceylan’õn
kanõnõn aktõğõ yerden yeteri kadar toprak ge-
tirmediler diye, etleri asõlõ kaldõğõ dallardan
koparõp getirmediler diye aileyi azarlayan,
günlerce dava dosyasõnõ avukatlardan gizle-
yen, en önemli delile el koymayan savcõ hak-
kõnda suç duyurusunda bulunuyoruz.”
Zeynep Tanbay, İçişleri Bakanlõğõ ve Genel-
kurmay yetkilileri hakkõnda da suç duyurusun-
da bulunacaklarõnõ kaydetti.
Ümraniye Cezaevi müdahalesinde birçok tutuklu ve hükümlü ölmüştü
‘Hayata Dönüş’ operasyonu davası
İstanbul Haber Servisi - Hayata Dö-
nüş operasyonu sõrasõnda, 267 jandarma
hakkõnda “faili belli olmayak şekilde
adam öldürme”, “birden fazla kişinin
ölümüne sebebiyet verme”, “yarala-
ma” ve “kötü muamele” suçlarõndan
açõlan davaya devam edildi.
Mahkeme önceki celselerde dava dos-
yasõna ulaşan operasyonla ilgili görün-
tülerin dõşõnda başka kayõt olup olmadõ-
ğõna dair ilgili birimlere yazõ yazõlmasõ-
na karar vererek duruşmayõ erteledi.
Üsküdar 2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde
görülen duruşmada müdahil avukatlarõ ve
sanõk avukatlarõ hazõr bulunurken ope-
rasyon sõrasõnda Ümraniye Cezaevi’nde
öldürülen Alp Ata Akçayöz’ün ailesin-
den anne Günay Akçayöz ile eşi Güler
Akçayöz de katõldõ. Mahkeme haklarõn-
da arama emri çõkarõlarak duruşmaya ge-
tirilmesi için yazõ yazõlan 13 sanõk hak-
kõnda yazõlan yazõya cevap gelmediğini
bildirdi.
‘Görüntüler izlensin’
Duruşmada söz alan müdahil avukatõ
Oya Aslan önceki oturumlardaki talep-
lerini yinelediklerini belirterek, “Mah-
kemeye ulaşan görüntülerin bilirkişi ta-
rafından incelenmesini ve bu görün-
tüler hakkında bir rapor hazırlanma-
sını istiyoruz. Ayrıca görüntülerin
önemli yerlerinin duruşma salonunda
izlensin talep ediyoruz. Yüzleri görü-
nen kişilerin kimliklerinin tespit edil-
mesini de istiyoruz” dedi. Müdahil
avukatlarõ ayrõca operasyon sõrasõnda
Ümraniye Cezaevi’nde gardiyan olarak
çalõşan Yıldız Ercan’õn adresinin tespit
edilerek duruşmada tanõk olarak din-
lenmesini talep ettiler. Mahkeme ise da-
va dosyasõna ulaşan görüntülerin dõşõn-
da başka kayõtlarõn olup olmadõğõna da-
ir Jandarma Personel İşleri Genel Mü-
dürlüğü’ne yazõ yazõlmasõna ve bu gö-
rüntülerin istenmesine karar vererek du-
ruşmayõ 8 Şubat 2009 tarihine erteledi.
Günersel: Hapisteki aydõnlarla
iyi bir üniversite açõlabilir
İstanbul Haber Servisi - Dünya Ya-
zarlar Birliği (PEN) Kongresi’nde ko-
nuşan edebiyatçõ Tarık Günersel, ga-
zetemiz Ankara temsilcisi ve yazarõ
Mustafa Balbay’õn tutukluluğuna dik-
kat çekerek “Türkiye’de hapiste olan
profesörler ve aydınlar ile iyi bir
üniversite açılabilir” dedi.
Avusturya’nõn Linz kentinde süren
PEN Kongresi’nde altõ aylõk iki dönem-
dir başkanlõk yapan Çek romancõ Jiri Gru-
şa’nõn yerine Kanadalõ romancõ-filozof
John R. Saul seçildi. 144 PEN kulübünün
80 tanesinin temsil edildiği 75. kongrede
konuşan Günersel, Türkiye’de halen 12
Eylül askeri dikta anayasasõnõn yürürlükte
olduğunu vurgulayarak din baskõsõnõn
giderek arttõğõnõ belirtti. Sosyolog Pınar
Selek’in uğradõğõ haksõzlõklarõ anlatan
Günersel, yedi aydõr hapiste tutulan ya-
zarõmõz Balbay’õn durumuna da değindi.
Protesto kararı
PEN Temsilciler Meclisi’nde Çin, Erit-
re, İran, Küba, Rusya, Türkiye ve Viet-
nam’da hapiste tutulan yazarlarla ilgili ay-
rõntõlõ bilgi içeren protesto kararlarõ oy-
birliğiyle alõndõ. PEN’in 76. Kongresi 2010
Eylül ayõnda Tokyo’da yapõlacak.
İP Genel Başkanõ Perinçek dünkü
savunmasõnda AB’nin eski Türkiye temsilcisi
Karen Fogg ile ilgili ilginç iddialar ortaya attõ.
Perinçek “Adalet Bakanlõğõ’nda bir çete
kurmuş, bir suç örgütü kurmuş. Karen Fogg
bu e-postalarõnda Ergenekon davasõnõn
şifrelerini veriyor” dedi.