Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 EKİM 2009 CUMARTESİ
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
‘Analar Ağlamasın!’
Ama Analar Ağlıyor
Son zamanlarda o alışılmış rüyaları görmez
olmuştum, “yaşlanmaktandır” diyordum kendi
kendime. Oysa eskiden çok sık değilse bile yılda
birkaç kez görürdüm mahkemeli, hapishaneli
rüyaları.
Böyle rüyalardan uyanıp kendini evde ve yatakta
bulmak ne hoş oluyor bir bilseniz...
Önceki gece yine böyle mahkemeli bir rüya
gördüm. Bu kez yargılanan ben değildim.
“Hayırdır İnşallah” deyip, hayra yoralım.
Efendim, bu kez her şey garipti. Bir kere
mahkeme, hani savaş ve afet zamanında kurulmuş
olan seyyar sahra hastaneleri gibi seyyar bir sahra
mahkemesiydi. Yani Adalet Sarayı ya da mahkeme
binasında yapılmıyordu yargılama.
Mahkemede, süklüm püklüm bir savcı vardı bir
yanda.. demek ki, ceza yargılaması yapılıyordu.
Yargıç da maşallah pek merhametli, güler yüzlü,
anlayışlı biriydi. Değerli porselen ve kristallerin sık
aralıklarla sıra sıra dizildikleri daracık aralıklı sık cam
rafların ortasından geçerken hiçbir şeye zarar
vermemeye özen gösteren sanatsever edasıyla
hareket ediyordu.
Yargıcın haline bakınca, “demek ki” dedim,
“Silivri’de değiliz.”
Sanık mevkiinde, ki bana konuk makamı gibi geldi
uzaktan bakarken, milis üniformasını andıran
kıyafetleri içinde mağrur, meydan okuyan tavırlı bir
genç duruyordu.
Düşümün yargıcı sevecen bir tavırla, konuk
makamında kasılan gence dönüp konuştu:
- Terör örgütünün dağ kadrosundan geldin, sen iyi
bir çocuğa benziyorsun, herhalde bir eyleme
katılmadın...
Sanık ya da konuk mevkiindeki genç ses
çıkarmadı, yargıç devam etti:
- TC’nin çağrısına uyarak, içindeki etkin pişmanlık
duygusuna uyarak, gelip teslim oldun...
Delikanlı yargıcın sözünü kesiyor:
- Benim çağrısına uyduğum kişi Abdullah...
Yargıç hemen atılıyor:
- Abdullah Gül demek istiyorsun değil mi
evladım?
- Hayır Abdullah Öcalan.
- O nasıl söz evladım, hiç senin gibi iyi, her
halinden pişmanlık akan çocuğa yakışıyor mu?
- Pişman falan değilim.. teslim olmaya değil, teslim
almaya, örgütümün ve Kürt halkının taleplerini dile
getirmeye geldim. Biji Apo!
Yargıç kâtibe döndü:
- Yaz kızım, Tayyip Erdoğan’ın çağrısına uyarak
geldim, teslim oluyorum, çok pişmanım, TCK 221.
maddesinin hakkımda tatbikini dilerim, dedi, başka
söyleyeceği olup olmadığı soruldu, “Yaşasın
Abdullah Gül” dedi..
O sırada bir karışıklık oldu. Sonra baktım ki, bizim
delikanlı büyük kalabalıklara doğru yürüyor, “demek
ki” dedim, “tutuklanmamış”. Bu arada kalabalık
artıyor, büyük törenlere, coşkun gösterilere
dönüşüyor; uzaklarda bir ana, yitirdiği oğluna
ağlıyordu... derken uyandım.
Rüyamdaki yargılamayla Silopi’dekiler ne kadar
bağdaşmakta bilemiyorum.
Ama TV ekranlarında gördüğüm için biliyorum ki,
Türkiye’nin dört bir yanında, şehit anaları, şehit
evlatları hüngür hüngür ağlıyorlar...
Evet, bu ne olduğu belirsiz açılım, “Analar
ağlamasın!”, sloganıyla pazarlandı.. gel gör ki bu
açılım, şehit analarını şimdiye dek olmadığı kadar
ağlattı.
Ama ne gam!
Yalakaların pek sevdikleri deyimle onlar şimdi
“out”; “in” olanlar PKK anaları.
İşte Tayyip Erdoğan kafalı “açılım”ın Türkiye’yi
vardırdığı nokta...
Şu andan itibaren bütün kamuoyu, 28 Ekim günü
İstanbul’u, devamında bütün Türkiye’yi kana
bulayabilecek büyük bir sorumsuzluğun önüne
geçilmesi için seferber olmalı ve terör örgütünün
yurtdışı kadrolarından gelecek olan tebliğcilerin
gösterilerle karşılanmalarının önlenmesi amacıyla,
devletin bütün kurumlarını uyarmalıdır.
28 Ekim günü İstanbul’da yapılacak ortak DTP ve
PKK gösterisi, tarihimizin gördüğü en büyük
felaketlerden birine neden olabilir.
Bizden uyarması!
asirmen@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
Genelkurmay Genel Sekreteri Güler, Habur’daki gösterilere ilişkin TSK’nin tepkisini dile getirdi
‘Yaşananlar kabul edilemez’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Genelkurmay Genel Sekreteri Tüm-
general Ferit Güler, 34 PKK’linin Ha-
bur Sõnõr Kapõsõ’nda teslim olmalarõ ve
sonrasõnda yaşanan gelişmelere, “Ya-
şanan olayların hiçbir şekilde kabul
edilmesi mümkün değildir” diye-
rek tepki gösterdi. Ülkeyi kutuplaş-
maya, ayrõşmaya ve çatõşmaya götü-
recek tutumlardan kaçõnõlmasõ gerek-
tiğini belirten Güler, “Demokrasiler
savunmasız rejimler değildir” diye
konuştu.
Haftalõk basõn toplantõsõnda Genel-
kurmay Genel Sekreteri Tümgeneral
Güler, İletişim Daire Başkanõ Tuğge-
neral Metin Gürak ve Genelkurmay
Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çu-
buklu, güncel gelişmeleri değerlendirdi,
sorularõ yanõtladõ. Terörle mücadeleye
ilişkin bilgi veren Gürak, 9-16 Ekim ta-
rihlerinde 10 teröristin güvenlik güç-
lerine teslim olduğunu, gerekli adli iş-
lemlerin ardõndan dokuzunun serbest bõ-
rakõldõğõnõ, birinin tutuklandõğõnõ kay-
detti. Gürak aynõ dönemde sekiz terö-
ristin de yakalandõğõnõ, çok sayõda pat-
layõcõ madde ve mühimmat ele geçi-
rildiğini vurguladõ. Gürak, Türkiye ile
Suriye arasõnda daha önce imzalanan
Adana Mutabakatõ ve Askeri Eğitim İş-
birliği Anlaşmasõ kapsamõnda Türkiye-
Suriye Üst Düzey Askeri Diyalog Top-
lantõsõ’nõn 25-29 Ekim tarihlerinde An-
kara’da yapõlacağõnõ açõkladõ. Gürak,
toplantõlarda Türk heyetine Genelkur-
may İkinci Başkanõ’nõn, Suriye tarafõ-
na ise Genelkurmay Başkan Yardõm-
cõsõ’nõn başkanlõk edeceğini söyledi.
Açõklamalarõn ardõndan Güler, Gürak
ve Çubuklu sorularõ yanõtladõ. Bazõ te-
röristlerin Habur Sõnõr Kapõsõ’nda tes-
lim olmalarõ ve ardõndan yaşanan olay-
lara ilişkin sorularõ yanõtlayan Ferit
Güler, terörle mücadelenin uzun so-
luklu, karmaşõk ve süreklilik gerektiren
bir süreç olduğunu söyledi. Güler, şu de-
ğerlendirmeyi yaptõ:
“Terörle mücadelede güvenlik kuv-
vetleri bölücü terör örgütüyle mü-
cadeleye devam ederken aynı za-
manda bölücü terör örgütüne katı-
lımların engellenmesi ve örgütten
kopmaların sağlanması terörle mü-
cadelenin temel esaslarındandır. An-
cak 19 Ekim günü ve müteakip gün-
lerde yaşanan olayların hiçbir şekil-
de kabul edilmesi mümkün değildir.
25 Ağustos 2009 günü ifade ettiğimiz
gibi ülkeyi kutuplaşmaya, ayrışma-
ya ve çatışma ortamına çekebilecek
tutum ve davranışlardan kaçınılma-
lıdır. Demokrasiler savunmasız re-
jimler değildir. Gelişmeler terörle
mücadeledeki azim ve kararlılığı-
mızı etkileyemez.”
Mardin Jandarma Alay Komutanõ
Kurmay Albay Alaattin Katı’nõn An-
kara’ya atanmasõnõn Bilge köyündeki
katliamla ilgisi olup olmadõğõ yönün-
deki soruyu ise İletişim Daire Başka-
nõ Gürak yanõtladõ. Gürak, konuyla il-
gili Jandarma Genel Komutanlõğõ’nõn
bir açõklama yaptõğõnõ belirtti. Bu açõk-
lamayõ okuyan Gürak, atamanõn 21 Ma-
yõs 2009 tarihinde yayõmlanan genel
atama emriyle ve 2 yõllõk sõralõ hizmet
garnizon süresinin tamamlanmasõ ne-
deniyle gerçekleştirildiğini, söz ko-
nusu üzücü olayla bir ilgisinin bulun-
madõğõnõ aktardõ.
2. Dünya Savaşı
haberlerine yalanlama
Gürak, soru üzerine, 2. Dünya Savaşõ
sõrasõnda bazõ Türk pilotlarõnõn Al-
manlara karşõ savaşta öldüğü iddiala-
rõnõn da gerçeği yansõtmadõğõnõ dile ge-
tirdi. Gürak, pilotlarõn eğitim amacõy-
la İngiltere’de bulunduklarõnõ, biri-
nin silahsõz bir eğitim uçağõnda uçar-
ken Alman savaş uçaklarõnõn saldõrõ-
sõ nedeniyle şehit olduğunu, bazõlarõ-
nõn kazalarda, bir kõsmõnõn da eğitim
kazalarõ sõrasõnda yaşamlarõnõ yitir-
diklerini kaydetti.
Habur’da teslim olan PKK’lilerin as-
kerlik durumunun sorulmasõ üzerine
Metin Gürak, Milli Savunma Bakan-
lõğõ’nõn gerekli incelemeyi yaptõğõnõ
söyledi. Çubuklu ise, “Hepsi takip edi-
liyor” dedi.
Genelkurmay’õn haftalõk basõn toplantõsõnda PKK’lilerin Habur
Sõnõr Kapõsõ’nda teslim olmalarõ ve ardõndan yaşanan olaylara
ilişkin sorularõ yanõtlayan Ferit Güler, “19 Ekim günü ve müteakip
günlerde yaşanan olaylarõn hiçbir şekilde kabul edilmesi mümkün
değildir. 25 Ağustos 2009 günü ifade ettiğimiz gibi ülkeyi
kutuplaşmaya, ayrõşmaya ve çatõşma ortamõna çekebilecek tutum
ve davranõşlardan kaçõnõlmalõdõr” dedi.
İçişleri Bakanõ Atalay, CHP ve MHP’yi yalan söylemekle DTP’yi de sorumsuz davranmakla suçladõ
‘Muhalefet suç işliyor’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, ba-
kanlõkta düzenlediği basõn toplantõ-
sõnda demokratik açõlõm süreci ve te-
rör örgütü üyelerinin teslim olmalarõ
sõrasõnda ortaya çõkan görüntülerle il-
gili değerlendirmelerde bulundu.
Cumhuriyet savcõlarõnõn, yasal iş-
lemler için terör örgütü üyelerinin tes-
lim olduklarõ Habur Sõnõr Kapõsõ’na
güvenlik gerekçesiyle gittiklerini be-
lirten Atalay, daha korunmalõ bir yer-
de özel olarak düzenlenen bir ortam-
da işlemlerin yapõlmasõnõn sağlandõ-
ğõnõ söyledi. Atalay, “Birileri ‘bu so-
runlar çözülmesin, hele hele AKP
eliyle hiç çözülmesin, terör varsõn
devam etsin’ diyorlarsa desinler.
Biz yolumuza devam edeceğiz. Biz
kararlıyız ve burada da güvencemiz
milletimizdir” diye konuştu.
Süreçte DTP’nin tutumuna ilişkin
görüşlerini de açõklayan Atalay, şöy-
le konuştu: “Süreci siyasi bir gös-
teriye dönüştürerek asla kabul ede-
meyeceğimiz görüntüler sergileyen
DTP de büyük bir sorumsuzluk
örneği göstermiştir. Gerçi şimdi
kendileri de 2 gündür yanlış yap-
tıklarını beyan ediyorlar. Bunların
yapılmaması için biz elimizden ge-
len çabayı gösterdik. Biz pek çok şe-
yi göze alıyoruz. Sabrımızı sonuna
kadar zorluyoruz...
Acaba bunlar da davranışlarıyla,
hükümet olarak büyük bir gayret ve
iyi niyetle yürüttüğümüz bu süreci
sabote etmek mi istiyorlar? Başka
türlü anlamak da mümkün değil.
Hepimizi rahatsız eden bu görün-
tülerin kabul edilmesi, onaylanma-
sı mümkün değildir.”
Teslim olan terör örgütü üyelerinin
devletin ilgili birimlerince yapõlan
araştõrmalar sonunda bir suçtan dola-
yõ aranmadõklarõnõn anlaşõldõğõnõ, sõ-
nõrdan geçiş yapan grupla ilgili hukuki
işlemlerin sõnõr kapõsõnda Diyarbakõr
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ savcõlarõnca
yapõldõğõnõ anlatan Atalay, hukuki iş-
lemlerin Habur Sõnõr Kapõsõ’nda ya-
põlmasõna dair kararõ Diyarbakõr Baş-
savcõlõğõ’nõn verdiğini, bölgenin de te-
rörle ilgili suçlarda Diyarbakõr Cum-
huriyet Başsavcõlõğõ’nõn görev bölge-
si içinde kaldõğõnõ kaydetti.
Teslim olan kişilerin, adli işlemler
tamamlandõktan sonra serbest bõra-
kõldõklarõnõ anõmsatan Atalay, konu-
ya ilişkin adli mercilere yönelik ya-
kõşõksõz ve yanlõ iddialarda bulunul-
duğunu, bu iddialara Adalet bakanõnõn
yanõt vereceğini söyledi. Atalay,
“Mevzuat bakımından, konunun
hukuka aykırılığına dair bir iddia-
da bulunulamaz” dedi.
Siyasi parti liderlerinin, tamamen
hukuk kurallarõ içinde gerçekleşen
süreci sorumsuzluk örneği göstererek
siyasi istismar malzemesi haline ge-
tirdiklerini savunan Atalay, “Bu ya-
pılan tek kelimeyle sorumsuzluktur
ve suçtur. Soruşturmanın gizliliği-
ni ihlal etmeye teşebbüstür. Soruş-
turmanın içeriği hakkında hiçbir
bilgisi olmadan anamuhalefet par-
tisi genel başkanı konuyu çarpıta-
rak, vatandaşların kafasını karıştı-
racak yanlış ve yalan açıklamalar-
da bulunmuştur. Bu bir siyaset
adamı ciddiyetiyle bağdaştırıla-
maz” diye konuştu.
İçişleri Bakanõ, yeni gelişmeler ola-
cağõnõ sürecin açõk ve şeffaf olarak yü-
rütüldüğünü söyledi. Atalay, bir ga-
zetecinin, “Yolunuzun ne olduğu
açık değil. Yol ile ilgili detay ver-
mediniz” sözleri üzerine, “Bizim yo-
lumuz çok net. Demokrasinin stan-
dardını geliştirmek ve terörü bitir-
mek. Bunun için de pek çok şey uy-
gulanarak devam ediyor. Bu bir pa-
ket değil, süreçtir. Sürecin birinci
kısmı çok başarılı geçti” dedi. Ko-
nuya ilişkin yasal düzenlemeleri ka-
sõm ayõnõn ilk haftasõnda yapmayõ
planladõklarõnõ bildiren Atalay, yö-
netmeliklerin devreye konulacağõnõ,
Meclis’e gidecek yasalarõn da kasõm
ayõ içinde gönderileceğini belirtti.
Gösteriler üzerine Başbakan’õn “Sil
baştan düzenlemeler yapılabilir”
uyarõsõnda bulunduğunun anõmsatõl-
masõ üzerine de Atalay, “Bu ileri bir
uyarıdır. Başka şeyler de var. Olay-
ları bütünlük içinde ele aldığımız-
da uyarıdır” dedi.
DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk
ile gizli bir görüşme yapõlõp yapõlma-
dõğõna ilişkin soruyu Atalay, “Gizli gö-
rüşme diye de bir şey yok. DTP Ge-
nel Başkanı Ahmet Türk ile cu-
martesi günü Tarım Bakanımız
Mehdi Eker’in Atatürk Orman Çift-
liği’ndeki makamında açık görüş-
tük. Görüşmede, ‘Bu şovlarõ yap-
mayõn, bu provokasyonlarõ yapmayõn.
Süreci tõkarsõnõz, sürece zarar verir-
siniz’ diye kendilerini uyardık. Ah-
met Türk de bu konuda çaba sarf
etti ama önleyemedi” yanõtõnõ verdi.İçişleri Bakanı Beşir Atalay basın toplantısında muhalefeti eleştiri yağmuruna tuttu. (AA)
İşte Arınç’ın Türkiye gerçeği
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõ-
sõ Bülent Arınç, 34 PKK’linin teslimi
sõrasõnda yaşanan görüntülerin üzüntü
verici olduğunu ancak normal karşõlan-
masõ gerektiğini söyledi.
Arõnç, televizyonlarõn Ankara tem-
silcileriyle TRT Genel Müdürlü-
ğü’nde düzenlediği sohbet toplantõ-
sõnda, Habur’dan Türkiye’ye giren te-
rör örgütü mensuplarõnõn karşõlan-
masõyla ilgili bir soru üzerine, “Ha-
bur’da toplanan kalabalık için verilen
rakam 15-17 bin arasıdır. Yani 20 bi-
ni aşan bir kalabalığı hiç kimse söyle-
medi. En fazla 17 bin denildi” dedi. Tür-
kiye’nin bazõ gerçeklerinin bulunduğunu
ifade eden Arõnç, şöyle konuştu:
“Ama Türkiye’nin bir gerçeği var.
DTP istediği zaman belli bir hassasiyet
sebebiyle birkaç bin insanı toplayabi-
liyor ama ‘1 milyonluk miting yapaca-
ğõz’ dedikleri zaman da 15 bini geç-
meyen insanları ancak toplayabiliyor.
Bir milyonluk miting lafını söylemek
kolay ama 100 bin kişiyi bir araya ge-
tirmek çok kolay değil. ‘25 bin bile faz-
la’ diyebilirsiniz ama 25 bin, Türki-
ye’nin bir gerçeğidir. 25 bini Diyar-
bakır’da toplayabilenler, bir de gözle-
rini Karadeniz’e diksinler. Bir zatın ce-
nazesine de 70 bin kişi katılabiliyor.
Orada da en küçük rakam 25 bindi. Bir
zat vefat etmiş, müftü müymüş, vaiz
miymiş bilemiyorum. İstanbul’dan da
Mahmut Efendi katılmış. Fotoğraflar
gösteriyor ki 70 bine yakın insan da Ri-
ze’de bir cenaze dolayısıyla bir araya
gelmiş. İşte Türkiye bu.”
Karşõlamalara ilişkin tepkileri haklõ
gördüğünü ifade eden Arõnç, “Bu hiçbir
zaman olmamalıydı. Kahramanlar gi-
bi karşılanmak, kahramanlar gibi
muamele görmek ve onların üzerinden
maalesef olumsuz siyasi mesajlar ver-
mek olmamalıydı ama önlenemedi.
İnanıyorum ki bundan sonra yaşan-
maması gerekir” dedi.
AVRUPA’DAN GELECEK PKK’LİLER
Erdoğan: Belli
bir tarih yok
İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, demokratik açõlõm ve terör örgütü üyelerinin
Türkiye’ye gelişine ilişkin değerlendirmeleri nedeniyle muhalefeti hedef aldõ.
Muhalefeti “yalan ve yanlõş” söylemekle suçlayan Atalay, savcõlarõn terör örgütü üyelerinin
ayağõna giderek sorgu yapmasõnõ güvenlik gerekçesiyle savundu. “Daha da gelişmeler olacak”
diyen Atalay, bu yoldan dönmeyeceklerini söyledi.
İstanbul Haber Servisi - Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, PKK’lilerin teslim olmasõ sõra-
sõnda yaşananlara ilişkin, “İlk kafiledeki görün-
tülere tekrar şahit olmak istemiyoruz” dedi.
Erdoğan, Avrupa’dan 28 Ekim’de başka PKK’li
grubun geleceği haberlerini yalanladõ.
Erdoğan, dün Conrad Otel’de başlayan Akde-
niz Parlamenterler Asamblesi 4. Genel Kuru-
lu’nun açõlõş konuşmasõnõ yaptõ. İsrail’in Filis-
tin’e yönelik saldõrõlarõnõ eleştiren Erdoğan,
“Bölgedeki her ülkenin güvenliği hepimiz için
azami derecede önemlidir. İsrail’in güvenliği
ne kadar önemliyse, Filistin’in güvenliği de o
kadar önemlidir” diye konuştu.
Erdoğan, terör örgütü PKK üyelerinin teslim
olmasõ sõrasõnda yaşananlara ilişkin, “İlk kafile-
deki görüntülere tekrar şahit olmak istemiyo-
ruz” dedi. Erdoğan, “Avrupa’dan PKK’li bir
grubun bu ayın 28 Ekim’de İstanbul’a gelece-
ği söyleniyor, doğru mu?” şeklindeki bir soru
üzerine, 28’i Ekim gibi bir tarihin söz konusu ol-
madõğõnõ söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
“Serbest bırakıldıktan sonra atılan adımlar,
planlanan eylemler bizi düşündürüyor. Çün-
kü bunları tahrik ederek, bunların üzerinden
bir devşirme gayreti içerisine girmeyi doğru
bulmuyorum. Bu, birlik, kardeşlik sürecine de
hizmet etmez. Bırakalım gelen insanlar ailele-
rinin yanına geçsinler.”
İsrailli parlementerden tepki
Erdoğan’õn konuşmasõnõn ardõndan yanõna gi-
den İsrailli bir parlamenter, Erdoğan’õn konuş-
masõnõ dengesiz bulduğunu söyledi. Bu kişinin
kendisine, “Onlar da çocuk öldürüyor” dediği-
ni anlatan Erdoğan, “Benim de söylediğim şu.
Onlar da öldürüyor, ne kadar öldürüyor, siz
ne kadar öldürüyorsunuz. Bunlar savunmasız
insanlar. Kullandığınız fosforlu bombalar.
Yani bunlar orantısız güç noktasında kalkıp
da Filistin’le mukayese edilebilir mi?” dedi.
DTP’nin Habur’da topladõğõ kalabalõğõn abartõlmamasõ gerektiğini söyleyen
Başbakan Yardõmcõsõ, Rize’deki tarikat cenazesine daha fazla katõlõm olduğunu söyledi