Katalog

CMYB C M Y B 24 EKİM 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 AYDINLANMA EMRE KONGAR İsrail’le İlişkiler ve Antisemitizm Farklı din ve mezhep mensuplarına ayrımcılık yapmamak bir uygarlık ölçüsü ve ölçütüdür. Çünkü feodal ilişkilerin egemenliğindeki geleneksel toplumlarda, din-tarım imparatorluklarında farklı din ve mezhepler “özel muameleye” tabi tutulur. Din, mezhep, ırk, milliyet farkları gözetilmeksizin vatandaşlar arasındaki eşitlik, Endüstri Devrimi’nden sonra ortaya çıkan ulus devlet kavramının, demokrasi ve insan hakları ekseninde evrilmesi ile gerçekleştirilmiştir. Kozmopolit bir din-tarım imparatorluğu olan Osmanlı da, Müslüman olmayan tebaaya farklı muamele yapmış, ama imparatorluğun bir “dünya devleti” olmasının gereklerini de ihmal etmemiştir. Yahudilerin, Ermenilerin ve Rumların uluslararası ilişkileri ve becerileri, imparatorluğun gereksinmeleri doğrultusunda işlevsel olarak kullanılmıştır. Para ve bankerlik işleri, ticaret, dış ilişkiler hep azınlıkların fonksiyonel olarak kullanıldıkları alanlardır. Bu imparatorluk geleneği, İstanbul’u aldıktan sonra, Doğu Akdeniz ve Bizans’taki yerleşik ticari ve ekonomik ilişkileri imparatorluğun gelişmesi için kullanmak isteyen Fatih Sultan Mehmet’in Venediklilere, Cenevizlilere ve öteki gayrimüslimlere verdiği hakların devamıdır. Osmanlı-Türk tarihi boyunca Müslümanlarla Yahudilerin ilişkileri hep olumlu bir düzeyde gelişmiştir. On beşinci yüzyılda, İspanya’daki zulümden kaçanlara Osmanlı’nın kucak açmış olması bu ilişkilerdeki olumlu havanın temellerini atmıştır. Daha sonra, Lozan ile gayrimüslimlere tanınan imtiyazları, Yahudi toplumunun yeni devletin vatandaşlık haklarını yeterli bularak kullanmak istememiş olması da bu güzel ilişkinin Cumhuriyet dönemindeki devamını güçlendiren bir olaydır. Davos’taki “One minute” krizi ile başlayan, Türkiye’deki ortak askeri tatbikatın iptali ile süren ve bence en önemlisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki konuşmasında “para basan” Yahudi profili çizmesi ile doruk noktasına ulaşan kriz, dış politikamız bir yana, içerde de çok tehlikeli oluşumlara yol açabilir. Bu nedenle de derhal konunun üzerine gidilmeli ve önlem alınmalıdır diye düşünüyorum. Konunun beni kaygılandıran üç yönü var: Birincisi Başbakan’ın, tatbikatı iptal ederken “Halkın sesine kulak verdiğini” söylemesidir. Bu söylem, kanımca geniş halk kitlelerinin duygularını tahrik edici nitelik taşımakta ve bu duyguları bir dış politika aracı olarak kullanmak isteğini yansıtmaktadır. İkinci nokta ise Erdoğan’ın Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, Yahudi kimliğini, övdüğü mü yerdiği mi belli olmayan ama ayrımcı olduğu açıkça fark edilen bir yaklaşımla ele almış olmasıdır. Üçüncüsü ise, Suriye ile yakınlaşma sırasında bu bunalımın çıkarılmış olması, Türkiye’nin Ortadoğu politikasında, İsrail karşıtı bir yaklaşımın mı egemen olacağı sorusunu akla getirmiş olmasıdır. Bütün bu kaygıların temelinde, iktidardaki kadroların ve liderin aldığı dinci ve dogmatik eğitim, bu eğitimin sonucu olarak bilinçlerine ve belki de bilinçaltlarına yerleşmiş bulunması muhtemel olan bir antisemitizm kuşkusu var. Şu anda toplum çeşitli “açılımlar” dolayısıyla zaten çok kırılgan. Bu kırılgan yapıya bir de antisemitizm eklenirse ortaya çıkacak sonuçları kimse tahmin edemez. Üstelik tam ABD, Irak’tan çekilirken Ortadoğu politikasında İsrail’i dışlayan bir politika değişikliği de son derece vahim sonuçlar doğurabilir. ekongar@cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org 29 Ekim’i fõrsat bilen valilik kentteki tüm okullarõ 30 Ekim’de domuz gribine karşõ ilaçlayacak Tatilde okullara hijyenİstanbul Haber Servisi - İstanbul Valisi Muam- mer Güler, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramõ’nõn ardõndan, tatil yapõlacak 30 Ekim günü de tüm okullarda dezenfekte ya- põlacağõnõ açõkladõ. İstanbul Tabip Odasõ ve enfeksiyon hastalõklarõ uzmanlarõ, tartõşmalara neden olan aşõnõn risk gruplarõna yapõlmasõnda bir sakõnca olmadõğõnõ, Türkiye’nin dõşarõdan aşõ almasõ durumunda benze- ri tartõşmalarõn süreceğini, önemli olanõn ağõr salgõn vakalarõyla karşõlaşõlmasõ durumunda Sağlõk Bakan- lõğõ’nõn yeterli önlemleri alõp almadõğõnõn sorgulan- masõ olduğunu söyledi. İstanbul Tabip Oda- sõ’nõn Cağaloğlu’ndaki merkezinde dün bir araya gelen İstanbul Üniversite- si’den Prof. Dr. Şadi Ye- nen, Uzman Dr. Kenan Midilli, Marmara Üniver- sitesi’nden Doç. Dr. Ön- der Ergönül ve İstanbul Tabip Odasõ Genel Sekre- teri Dr. Hüseyin Demir- dizen ortak bir basõn top- lantõsõ düzenleyerek, ara- lõk-ocak ayõnda daha ağõr vakalarla karşõlaşõlabilece- ğini vurguladõlar. Yoğun bakım Uzmanlar, “Ağır vaka- larla karşılaşılması duru- munda hastaların solu- num desteğine ihtiyacı olacaktır. Ancak yoğun bakım üniteleriyle ilgili gerekli teknoloji hazır mıdır bilmiyoruz. Hasta- lığın ilerlemesi durumun- da hastanelerimiz gerekli hizmetleri verebilecek midir? Sağlık Bakanlı- ğı’nı olası salgına yönelik yoğun bakım ile ilgili ey- lem planını açıklamalı- dır. Türkiye kendi aşısını kendi üretebilmelidir” görüşünde birleştiler. Dikkatli olunmalı Dr. Hüseyin Demirdizen, hiçbir tõbbi müdahalenin yüzde yüz tehlikesiz ve za- rarsõz olmadõğõnõ anõmsata- rak “Bugüne dek dünya- da aşılanmış olan 5 bin kişi üzerinde, aşının ka- bul edilemez bir yan etki- si saptanmamıştır. Ancak üç-beş ay sonra saptan- mayacağı, hiçbir zararlı yan etki olmayacağını pe- şinen söylemek bilime sığmaz. Şu an için risk gruplarının aşılanmasın- da bir sakınca görmüyo- ruz” diye konuştu. WASHINGTON (AA) - ABD’de domuz gribi konusundaki tartışmalar, basında ve günlük hayatta geniş yer buluyor. Virüsün yayılmaya devam ettiği ülkede, hastalığa karşı duyulan korkuya karşın, Amerikalıla- rın önemli bir bölümü, domuz gribi aşısına hâlâ şüpheyle bakıyor. Bu konuda Was- hington Post ve ABC’nin ortak düzenlediği kamuoyu araştırması, bazı dikkat çekici so- nuçları ortaya koydu. Araştırmaya göre, halkın önemli bir bölümünün hastalığa ya- kalanmaktan endişe etmesine karşın yarı- sından fazlası aşı olmayı düşünmüyor. Araştırmada kendilerinin ya da aile birey- lerinden birinin virüs kapmasından kor- kanların oranı yüzde 52 olarak belirlendi. Hollanda’da 2 ölüm daha Hollanda’da domuz gribine yakalanan iki kişi daha yaşamını yitirdi. Hastalığın görülmesinden bu yana ölenlerin sayısı 6’ya yükseldi. Geçen hafta 40 yaşında bir erkek, bu hafta da 14 yaşında bir kız, H1N1 virüsüne yakalandıkları için öldü. Aşõ alõmõ şeffaf işlemiyor MELTEM YILMAZ Domuz gribi aşõsõ- nõ üreten imalat- çõ şirketlerin, bu aşõdan yõllõk 49 milyar dolar- lõk kâr elde edebilecek- leri ortaya çõkarken bü- yük ilaç şirketlerinin, dünya çapõnda şu ana kadar 1.5 milyar dolar- lõk aşõ sattõklarõ ve mil- yarlarca dolarlõk aşõ bağlantõsõ yaptõklarõ öğrenildi. İstanbul Tabip Odasõ Başkanõ Prof. Dr. Öz- demir Aktan, “Türki- ye’de aşının nasıl, ne- reden ve ne ölçüde si- pariş edildiğini bilmi- yoruz. Sağlık Bakanlı- ğı toplumda panik ha- vası yarattı ancak aşı alımı konusunda sü- reç şeffaf işlemiyor ve İstanbul Tabip Odası olarak bu konuda bü- yük endişelerimiz var” diye konuştu. Prof.Dr.Aktan: Ekrandan eğitim sevildi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Domuz gribi nedeniy- le okullarõn tatil edildi- ği Diyarbakõr’da öğren- ciler televizyon başõn- dan ders izlemeyi be- nimsedi. Batman’da öğrencilere maske da- ğõtõlõrken Şanlõurfa’da birçok kişi hastanelere akõn etti. ABD’Lİ İLAÇTAN ŞÜPHELİ Vali Muammer Güler’in de katıldığı toplantıda Bakan Akdağ, halkın bilgilendirilmesi için basının desteğini istedi. (AA) Bakan Akdağ: Zoraki aşõlama yapõlmayacak İstanbul Haber Servisi- Sağlõk Bakanõ Recep Akdağ, domuz gribi aşõlarõnõn gönül- lü olarak yapõlacağõnõ belirte- rek, “zoraki bir aşılamanın sözkonusu olmadığını, özel- likle çocuklar için ailelerinin de izinlerini alacaklarını” söyledi. Aşõlamanõn ücretsiz gerçekleştirileceğini, kamuo- yunun düzenli olarak bilgi- lendirileceğini belirten Akdağ, “Aşı yapılanlar hastalıktan yüzde 90 oranında korunmuş olacak” dedi. Bakan Akdağ uzmanlarõyla birlikte, Taksim Hyatt Re- gency Otel’de domuz gribi salgõn sürecine ilişkin medya yöneticileriyle bir araya geldi. Toplantõ öncesi yaptõğõ açõk- lamada, Akdağ, halkõn doğru bilgilendirilmesi ve gereksiz bir panik havasõ oluşmamasõ için basõnõn desteğini istedi. Aralõk ayõ sonuna dek domuz gribi aşõlarõnõn yüzde 40’õna yakõn oranõnõn kendilerine ulaşaca- ğõnõ belirten Akdağ, aşõlama- nõn ailelerin onayõ olmadan yapõlmayacağõnõ kaydetti. En ciddi senaryolar için dahi ha- zõrlõklarõn tamamlandõğõnõ an- latan Akdağ, 2 milyon kutu ilaç stoku yapõlacağõnõ, aşõlarõn gü- venilirliğinin test edildiğini, mevcut olanlara ek olarak 600’e yakõn da yeni yoğun bakõm yatağõ oluşturulacağõnõ kaydetti. ‘Farklılığa alışın’ Akdağ, “aşı olmayın” di- yenlerin uyarõsõnõ ciddiye alan hastalarõn hayatlarõnõ kaybet- mesi halinde, bu uyarõyõ ya- panlar hakkõnda suç duyuru- sunda bulunacağõnõ kaydetti. Akdağ, şöyle konuştu: “Bireylerin biraz farklı ya- şamaya alışması lazım. Nasıl farklı yaşamak? Ellerimiz, bulaşma ihtimali olan yerle- re dokunduğunda, yıkaya- cağız. Sabunla yıkayacağız.” Gazetecilerin sorularõnõ da yanõtlayan Recep Akdağ, “Av- rupa’da ve ABD’de aşının yapılmadığı, yalnızca Tür- kiye’de uygulanacağına” iliş- kin bir soruya “Bu bilgiler doğru bilgiler değil. Aşıyı el- de etmek, halkına bu aşıyı yapmak aslında bir ayrıca- lık” yanõtõnõ verdi. Tartõşma büyüyor Servis uçuruma yuvarlandı: 3 ölü GÜMÜŞHANE (Cumhuriyet) - Gümüş İlgi Rehabilitasyon Merkezi’nde eğitim gören zihinsel engellileri almak üzere Torul ilçesine giden Bayram Köprülü (28) yönetimindeki servis minibüsü, Kirazlõk köyünden eğitim gören Põnar (25) ile babasõ Ahmet Erdoğan’õ (53) aldõktan sonra ayrõldõ. Kontrolden çõkan araç, 250 metrelik uçuruma yuvarlandõ. Kazada baba Erdoğan ile araçtaki Hatun Mutlu olay yerinde, sürücü Köprülü ise hastaneye kaldõrõlõrken öldü. 10 ilçeye 10 saat su verilemeyecek İstanbul Haber Servisi - İstanbul’daki 10 ilçe, isale hatlarõndaki çalõşmalar nedeniyle bugün 08.00-18.00 saatleri arasõnda su alamayacak. Yapõlan açõklamada Kâğõthane, Şişli, Gaziosmanpaşa Eyüp, Beyoğlu, Bayrampaşa, Beşiktaş, Sarõyer, Fatih ve Esenler ilçelerinin büyük kesimine söz konusu saatlerde su verilemeyecek. (Fotoğraf:AA)