Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 24 EKİM 2009 CUMARTESİ
6 HABERLER
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
İlhan Ağabey
Şiirdeki ustalarımdan sonra bir başka alanda da
bir ustam olacağını düşünemezdim.
“Cumhuriyet” gazetesinde köşe yazarlığına
başlayıp bu “zanaatın” incelikleri üzerinde
düşünmeye koyulduğumda, her zaman severek
okuduğum bir yazar oluşunun yanı sıra, benim bu
alanda ustam diyebileceğim kişinin İlhan Selçuk
olduğunu gördüm.
Usta, bir zanaatı kendisinden öğreneceğiniz,
ona bakarak işinizde ilerleyebileceğiniz kişidir.
Yine zanaat erbabı diliyle konuşacak olursak,
ben İlhan Selçuk’u bu alanda kendime usta
belledim, ondan çok şey öğrendim ve öğrenmeye
devam ediyorum...
Bizde ve başka gazetelerde, her biri kendi
ustalığına, kendi özgün becerilerine sahip çok
değerli köşe yazarlarımız var.
Adlarını tek tek burada sıralamak anlamlı olmaz.
Kimi yazarımız kendi özel alanının ustası,
bilgesidir. En çetrefil bir konuyu güçlük
çekmeksizin kavramanızı sağlar.
Kimisi mizah ustası, kimisi duygu adamıdır.
Ender olarak bu iki özelliği kendinde birleştiren
yazarlarımız da vardır.
Kimi yazarımız öfkeli, tutkulu, kimisi yergici ve
polemikçidir.
Kimi yazarımız gezip gördüğü yerlerden,
karşılaştığı insanlardan söz ederek ülke sorunlarını
dile getirir.
Kimisi güncelin usta takipçisidir.
Kimisinde felsefe, düşünce, kimisinde öyküleme
yeteneği ağır basar.
Özellikler listesini böylece sürdürebiliriz.
İlhan Selçuk’ta ben bütün bunların çok özgün,
çok önemli, çok değerli bir sentezini gördüğümü
söylersem abartmış olacağımı sanmıyorum.
Onda her şey; akıl, bilgi, duygu, mizah, yergi,
alay, öfke, öngörü, önsezi ve belki şu anda akıl
edemediğim başkaca özellikler; bir kurgu ve dil
ustasının, toplum bilimci ve edebiyatçının, mizah
ustası ve duygu adamının şaşmaz terazisinde çok
tutumlu bir dengeye oturtulmuştur.
Bütün bu özelliklerin bir sentez potasında
kaynaştırılması, aralarındaki denge ve uyum, İlhan
Selçuk’u kendi alanında benzersiz ve rakipsiz
kılmaktadır.
Dikkat edilirse buraya kadar söylediklerim, daha
çok yazarlık maharetiyle, işin üslup ve biçim
yönüyle ilgili şeylerdi.
Gerçi üslup ve biçim, şiirdeki kadar olmasa bile,
yazarlığın bütün türlerinde, içerikle bütünleştiği
ölçüde anlamlıdır.
Zaten yukarıda sözünü ettiğim sentezin, özgün
ustalığın, başka türlü gerçekleşmesi olanaksızdı.
Böyle bir ustalık, ancak, sağlam, derinlikli bir
içeriğin dile getiriliş biçimi olabilirdi...
İlhan Selçuk, bizim yaklaşık iki yüz yıllık
aydınlanma tarihimizin gelmiş geçmiş en seçkin
temsilcilerinden biri ve günümüzde de bana
kalırsa en önemli düşünce önderidir.
Yurtseverlik ve toplumculuk; eşitsizliğin her
türüne karşı çıkışla ulusal ve evrensel aydınlanma
değerlerinin ödünsüz savunuculuğu, onun
kişiliğinde birbirinden ayrılmaz bir bütünü
oluşturur...
O aynı zamanda insan varoluşunun en dipteki
sorunlarını da, hem evrensel akılcılığın
soğukkanlılığı, hem Anadolu bilgeliğinin güleryüzlü
hoşgörüsüyle kurcalayan bir zekâ ve duygu
insanıdır...
Amerikan Hastanesi’nde birkaç hafta önceki
ziyaretimde birbirimize güzel şeyler söyledik...
O görüşmenin izlenimleri aklımdan ve
yüreğimden hiç silinmeyecek...
İlhan Ağabey’in bir an önce sağlığına bütünüyle
kavuşmasını, “Pencere”deki yazılarının,
gazetedeki buluşmalarımızın yeniden başlamasını
diliyorum...
Hepimizin, bütün Türkiye’nin ona ihtiyacı var...
Bu arada çiçeği burnunda “Ergenekon
Mergenekon”u sevgiyle, övgüyle kutluyorum...
ataolb@cumhuriyet.com.tr
Faks: (0212) 343 72 64
Habur’daki sorgulamayõ izlemeye alan Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu ‘Yasa herkese aynõ uygulanõr’ dedi
Sõnõrda sorguya incelemeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hâkim
ve savcõlarõn, Habur Sõnõr Kapõsõ’nda teslim
olan terör örgütü üyelerinin soruşturmasõnõ
bizzat bölgeye giderek yapmasõ Hâkimler ve
Savcõlar Yüksek Kurulu’nda (HSYK) rahat-
sõzlõk yarattõ. HSYK savcõ ve hâkimlerle ilgili
inceleme başlatõrken yapõlan açõklamada, yasa
hükümlerinin tüm şüpheli ve sanõklar hakkõn-
da aynõ biçimde uygulanmasõnõn zorunlu ol-
duğu vurgulandõ. Kurul, mevzuatõ yargõ etiği-
ne uygun yorumlamayan hâkim ve savcõlarõn
dikkat ve titizlikle izlendiğini açõkladõ.
‘CMK aynı şekilde uygulanmalı’
HSYK’den yapõlan açõklamada, “Habur
Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yapan
PKK-Kongra Gel terör örgütü mensupla-
rının biriken kalabalığın yolu kapatmaları
nedeniyle adliyeye götürülmelerinin gü-
venlik zafiyetine yol açabileceği ve top-
lumsal olaylara neden olabileceği gerekçe-
siyle sınır kapısında sorgularının yapılma-
sıyla ilgili” yazõlõ açõklama yapõlmasõ gereği
duyulduğu bildirildi. Kurulun açõklamasõnda
şöyle denildi: “Ceza Muhakemesi Kanunu
(CMK) hükümleri tüm şüpheli ve sanıklar
hakkında aynı biçimde uygulanmalıdır.
Anayasamızın, mahkemelerin bağımsızlığı
hâkimlik ve savcılık teminatıyla ilgili hü-
kümleri de bu yaklaşımı zorunlu kılmak-
tadır. Hâkimler ve savcılar, CMK hüküm-
lerini anayasaya, yargı içtihatlarına ve
yargı etiğine uygun biçimde yorumlamak
ve uygulamak zorundadırlar. Aksine yak-
laşım yorum ve uygulamalar, anayasamı-
zın 159. maddesi uyarınca mahkemelerin
bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esasları-
na göre kurulan ve görev yapan Hâkimler
ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun seçilmiş
üyeleri tarafından dikkat ve titizlikle iz-
lenmektedir.” Açõklamada, gelişmelerin ku-
rulun “seçilmiş üyeleri” tarafõndan dikkatle
izlendiğinin belirtilmesi de ayrõca dikkat çek-
ti. HSYK’de bulunan Adalet Bakanõ ile Ada-
let Bakanlõğõ Müsteşarõ kurulun seçilmiş de-
ğil, doğal üyeleri. Dolayõsõyla açõklama da
HSYK’nin Adalet Bakanõ ve müsteşarõ dõşõn-
daki diğer üyeleri tarafõndan yapõldõ.
5 hukukçu Habur’daydı
Kurulun, terör örgütü üyelerinin sorgula-
rõnõn Silopi’de yapõldõktan sonra serbest bõ-
rakõlmasõyla ilgili yargõ sürecine ilişkin in-
celeme başlattõğõ bildirildi. Habur’dan giriş
yapan grup için, Diyarbakõr Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’ndan 4 özel yetkili cumhuri-
yet savcõsõ ile bir ağõr ceza mahkemesi hâ-
kimi Habur’a götürülmüştü. Adliye dõşõnda
Habur Sõnõr Kapõsõ’nda örgüt üyelerinin
ifadesi alõnõrken mahkeme de yine aynõ
yerde gerçekleştirilmişti.
Habur Sõnõr Kapõsõ’nda teslim olan terör örgütü üyelerinin soruşturmasõ-
nõ bizzat bölgeye giderek yapan hâkim ve savcõlarla ilgili inceleme başlatan
HSYK yaptõğõ açõklamada, yasa hükümlerinin tüm şüpheli ve sanõklar
hakkõnda aynõ biçimde uygulanmasõnõn zorunlu olduğunu vurguladõ.
İstanbul Haber Servisi - DTP,
ÖDP, Halkevleri ve 78’liler Girişi-
mi’nin de aralarõnda bulunduğu Barõş
ve Demokratik Çözüm Platformu,
“Demokratik Açılım” süreci kapsa-
mõnda 28 Ekim Çarşamba günü Avru-
pa’dan İstanbul’a giriş yapacak olan 15
kişiyi “barış şöleni” ile karşõlayacak-
larõnõ bildirdi.
DTP İstanbul İl Merkezi’nde topla-
nan platform üyeleri adõna konuşan
sözcü Yaman Yıldız, “Platform ola-
rak, 28 Ekim günü İstanbul’a gele-
cek olan 15 barış elçisini Türk-Kürt
kardeşliği adına coşkuyla ve sevgiyle
karşılayacağız. Bu topraklara adım
atarken barış ve demokrasinin umu-
dunu getirenler teslim olmak, piş-
manlıklarını açıklamak için değil,
barış ve çözüm sürecine kendi katkı-
larını yapmak için gelecekler” dedi.
DTP İstanbul Eşbaşkanõ Mustafa Av-
cı, 28 Ekim’de il teşkilatlarõndan oto-
büs ve minübüsler kaldõrarak Atatürk
Havalimanõ’na gideceklerini anlattõ.
Avcõ, “Kazlıçeşme’de toplanmak için
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne
başvuruda bulunacağız” dedi.
Vali Güler uyardı
İstanbul Valisi Muammer Güler,
PKK’lilerin karşõlama törenlerinde
yaşananlarõn benzerlerini İstanbul’da
yaşanmasõna asla izin vermeyecekle-
rini söyledi.
İstanbul’da kutlamaya izin yok
DTP 28 Ekim’de Avrupa’dan giriş yapacak 15 kişiyi karşõlamak için miting
düzenleyeceklerini açõkladõ. Vali Güler törene izin vermeyeceklerini söyledi
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
Yaptõğõ bir konuşmada, bölge için “Kürdis-
tan” ifadesini kullandõğõ için 5 yõl hapis iste-
miyle yargõlanan Siirt’in DTP’li Kurtalan Bele-
diye Başkanõ Necat Yılmaz, ilk duruşmada be-
raat etti. Diyarbakõr 6. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’nde görülen duruşmada savunma yapan Yõl-
maz, “Bu coğrafyada Kürt halkının nüfusu
dikkate alınarak Kürdistan ifadesi genel an-
lamda kullanılmaktadır. Hatta Cumhurbaş-
kanı Abdullah Gül tarafından da kullanılmış-
tır” dedi. Mahkeme heyeti, “yüklenen suçun
işlendiğinin sabit olmaması” gerekçesiyle Yõl-
maz’õn beraatõna karar verdi. Yõlmaz 29 Mart
yerel seçimleri öncesinde, “Öyle oy verin ki
Tayyip Erdoğan bu Kürdistan’ı terk etsin, bir
daha bu memlekete ayak basmasın” demişti.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Terör örgütü
PKK lideri Abdullah Öcalan, avukatlarõ aracõlõğõy-
la açõkladõğõ yol haritasõnõn 3 aşamalõ çözüm planõ
içeren bölümünde, “Kürtlerin kendi kendilerini
yönetmesine imkân tanınmasını” istedi. CHP li-
deri Deniz Baykal’õn “AKP İmralı’nın yol hari-
tasını kullanıyor” tespitinin doğru olduğunu kay-
deden Öcalan, “açılımın” “devlet projesi” olduğu
görüşünü savundu. Öcalan, “barış elçisi” olarak ni-
telendirdiği ve “sınamak için” çağõrdõğõ 34 PKK’li
ve Avrupa’dan gelecek grup dõşõnda yeni “dönüş
çağrısı” yapmayacağõnõ belirtti.
Fõrat Haber Ajansõ’nõn haberine göre Öcalan,
avukatlarõ aracõlõğõyla “yol haritası”nda çözüm
için 3 aşama önerdi. Buna göre ilk aşamada, Kürt-
lerin tüm haklarõnõn güvence altõna alõnmasõnõ iste-
yen Öcalan, devletin bu konuda kendilerine güven-
ce verip “ikna etmesi gerektiğini” savundu. Ken-
dilerinin de “bölücü olmadıklarını” devlete kanõt-
layacaklarõnõ kaydeden Öcalan, “İki, şiddeti yön-
tem olarak esas almadığımızı ilan edeceğiz. Dev-
let de demokratik çözümü kabul edecek, Kürtle-
rin saydığım beş boyutunu dikkate alacak.
Kürtlerin kendi kendini yönetmesine imkân ta-
nıyacak. Ancak bunların olabilmesi için benim
önümün de açılması lazım” dedi. Bunun gerçek-
leşmesi halinde ikinci aşama olarak PKK’lilerin
“sınır dışına çekilmesinin” sağlanacağõnõ iddia
eden Öcalan, üçüncü aşama olarak da devletin ver-
diği güvenceyi anayasa, yasa ve yönetmeliklerde bu
açõlõma göre değişiklikler yapmasõnõ istedi. Öcalan,
bunlar gerçekleştikçe dağdan dönüşler olabileceğini
belirtti.
Öcalan, AKP hükümetinin kendi belirlediği
yol haritasõndan yararlandõğõnõ da belirterek,
CHP lideri Deniz Baykal’õn “AKP, İmralı’nın
yol haritasını uyguluyor” tespitinin doğru ol-
duğuna işaret etti. Öcalan şunlarõ savundu:
“AKP benim yol haritamdan, ellerinde oldu-
ğu için yararlanıyor. Davutoğlu dışarıda, Er-
doğan içeride bundan yararlanıyorlar. Ben
yol haritamda da Ortadoğu’daki demokratik
çözümleri belirtirken Dicle-Fırat havzası
demokratik konfederalizmini önermiştim.
Davutoğlu şimdi bunun görüşmelerini yapı-
yor Irak ve Suriye’yle. AKP’nin şimdi paça-
ları tutuşmuş. Ağrı’daki konuşmalarından
da bu anlaşılıyor.” Öcalan, demokratik açõlõm
sürecinin AKP’nin değil devletin projesi oldu-
ğunu da ileri sürdü.
DTP’Lİ BAŞKAN NECAT YILMAZ
‘Kürdistan’a beraat
ÖCALAN: BAYKAL’IN TESPİTİ DOĞRU
‘AKP, yol
haritamı
kullanıyor’
DTP’li İlçin, Şõrnak’õn İdil ilçesinde polis merkezinde yaşamõnõ yitirdi
Gözaltõnda şüpheli ölümDİYARBAKIR (Cumhuriyet Büro-
su) - Türkiye’ye dönen 34 PKK’liyi
karşõlamak için yapõlan kutlamalardan
dönen 52 yaşõndaki DTP’li Resul
İlçin, Şõrnak’õn İdil ilçesinde gözaltõna
alõndõğõ polis merkezinde yaşamõnõ yi-
tirdi. Valilik, İlçin’in düşme sonucu ya-
şamõnõ yitirdiğini belirtirken, ailenin
avukatlarõ İlçin’in işkence sonucu yaşa-
mõnõ yitirdiğini ifade etti.
Türkiye’ye gelen 34 PKK’liyi karşõla-
mak üzere Batman’dan Şõrnak’õn İdil il-
çesine gelen 52 yaşõndaki DTP’li Resul
İlçin, 21 Ekim gecesi, DTP’li Sõrtköy
Belde Belediye Meclis Üyesi yeğeni
Mehmet İlgin ile birlikte Batman’a ge-
ri dönmek üzere yola çõktõ. İki DTP’li
saat 23.30 sõralarõnda Şõrnak’õn İdil il-
çesi girişinde polisler tarafõndan durdu-
ruldu. Otomobilde yapõlan aramada çok
sayõda sigaranõn bulunmasõ üzerine po-
lis, Resul İlçin ile Mehmet İlgin’i göz-
altõna alarak İlçe Emniyet Müdürlü-
ğü’ne götürdü. Polisler daha sonra İl-
gin’i yanlarõna alarak, karakol önünde
araçta arama yaptõ. Polisler yaklaşõk 15
dakika sonra İlgin’e amcasõ İlçin’in dü-
şerek yaşamõnõ yitirdiğini belirttiler. İl-
gin polislerle birlikte, amcasõ Resul İl-
çin’i önce İdil Devlet Hastanesi’ne son-
ra da, Cizre Devlet Hastanesi’ne götür-
dü. İlçin, tüm müdahalelere karşõn kur-
tarõlamayarak yaşamõnõ yitirdi. İlçin’in
cenazesi daha sonra otopsi yapõlmak
üzere Diyarbakõr Devlet Hastanesi
Morgu’na kaldõrõldõ. İlçin’in cenazesi
otopsi işleminin ardõndan defnedilmek
üzere Batman’a götürüldü.
İşkence iddiası
İlçin ailesinin avukatõ eski Diyarbakõr
Barosu yöneticilerinden Tahir Elçi,
otopsi işleminde İlçin’in vücudunda fiziki
şiddete bağlõ izlerin tespit edildiği, kesin
olmamakla birlikte ölümün ise “Kunt
darbeler sonucu beyin travması” ile
gerçekleştiğini söyledi. Otopsi işlemi sõ-
rasõnda ve sonrasõnda maktulün kafasõnõn
3 bölgesinde, omuz kõsmõnda fiziki mü-
dahaleye bağlõ izler tespit edildiğini vur-
gulayan Elçi, İlçin’in kesin ölüm nedeni-
nin İstanbul Adli Tõp Kurumu’na gönde-
rilen kan ve doku örneklerinin incelen-
mesiyle hazõrlanacak rapor sonucu ortaya
çõkacağõnõ söyledi. Elçi, olayla ilgili cum-
huriyet savcõlõğõna suç duyurusunda bulu-
nacaklarõnõ da ifade etti.
Şõrnak Valiliği ise olayla ilgili olarak
“Emniyet giriş noktasında bulunan
kulübenin önünde araç sürücüsünün
aracı park etmesini beklediği esnada
kendiliğinden yere düştüğü görülmüş-
tür” diye açõklama yaptõ.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genel-
kurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ,
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği’ne (TE-
MAD) yaptõğõ ziyarette, kendisine yönelik
1993 yõlõnda yapõlan bir saldõrõyõ anlattõ. Baş-
buğ, saldõrõdan bir astsubayõn refleksi sonucu
kurtulduğunu ifade etti.
Başbuğ, TEMAD’õn 25. kuruluş yõldönü-
münde derneği ziyaret ederek emekli astsubay-
larla görüştü, onlarõn sorunlarõnõ dinledi.
Astsubayın refleksi
Emekli astsubaylar, maaşlarõ ve özlük hakla-
rõyla ilgili sõkõntõlarõnõ Başbuğ’a ilettiler.
Emekli astsubaylarla geçmiş meslek yaşamõna
yönelik de sohbet eden Başbuğ, teröristlerin
saldõrõsõndan kurtuluşunu da anlattõ. Başbuğ,
1993 yõlõnda tümgeneral rütbesinde Asayiş
Bölge Komutan Yardõmcõsõ olarak görev yaptõ-
ğõ sõrada Hakkâri Çukurca’da yaşadõğõ saldõrõ-
yõ, emekli astsubaylarla şöyle paylaştõ:
“İlk defa ifade edeceğim. Bölgede Çukur-
ca’da idik. O anda ani bir atışla karşı karşı-
ya kaldık. Ben önde yürüyordum o (astsu-
bay) arkadan geliyordu. O anda öyle bir
refleks yaptı ki, benim üzerime atladı. Terö-
ristlerin silah atışı vardı. Binadan çıkıyor-
duk, çıktığımızda üzerime atladığını hisset-
tim. Hemen beni orda emniyete aldı.”
İlçin ailesinin avukatı Tahir Elçi, otopsi işleminde Resul İl-
çin’in vücudunda fiziki şiddete bağlı izlerin tespit edildiği, kesin
olmamakla birlikte ölümün ise “Kunt darbeler sonucu beyin
travması” ile gerçekleştiğini söyledi. Şırnak Valiliği ise İlçin’in
düşme sonucu yaşamını yitirdiğini belirtti.
Öcalan “sınamak için” çağırdığı 34
PKK’li ve Avrupa’dan gelecek grup dışında
yeni “dönüş çağrısı” yapmayacağını belirtti.
Başbuğ, atlattõğõ
saldõrõyõ anlattõ
TEMAD’I ZİYARET ETTİ
34 PKK’linin teslim olması sırasında DTP’liler tarafın-
dan düzenlenen kutlamalar yurt genelinde protesto
edildi. İstanbul Edirnekapı Şehitliği’nde toplanan
şehit aileleri ve gazilerden oluşan grup, eski Edirne
Asfaltı’nı bir süre trafiğe kapattıktan sonra slogan-
lar eşliğinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi önüne
kadar yürüdü. Burada
AKP’yi bir süre protesto
eden grup daha sonra da-
ğıldı. Edirne Şehit Aileleri
Dayanışma ve Sosyal Yar-
dımlaşma Derneği 2. Baş-
kanı Faruk Çiftçi, “eli kanlı
katiller”in, adalete hesap
vermeden Anadolu toprak-
larında gezemeyeceklerini
söyledi. Açıklama sırasında
1995 yılında oğlunu Tunce-
li’de teröre kurban veren
Mihriban Vardar baygınlık
geçirirdi. İldeki 117 şehidin anısına 117 Türk bayrağı
taşındı. Antalya Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Baş-
kanı Cengiz Nizam Düzenlediği basın toplantısında
teröristlerin hükümeti teslim aldığını iddia etti. Hatay
Şehit ve Gazi Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma
Derneği üyeleri de İskenderun’da düzenledikleri ey-
lemle yaşananları kınadı. Şehit babası İsmail Koca,
“Devlet madalyası istemiyoruz” dedi. ( Fotoğraflar: AA)
PROTESTOLAR SÜRÜYOR