25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 24 EKİM 2009 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU İlhan Ağabey Şiirdeki ustalarımdan sonra bir başka alanda da bir ustam olacağını düşünemezdim. “Cumhuriyet” gazetesinde köşe yazarlığına başlayıp bu “zanaatın” incelikleri üzerinde düşünmeye koyulduğumda, her zaman severek okuduğum bir yazar oluşunun yanı sıra, benim bu alanda ustam diyebileceğim kişinin İlhan Selçuk olduğunu gördüm. Usta, bir zanaatı kendisinden öğreneceğiniz, ona bakarak işinizde ilerleyebileceğiniz kişidir. Yine zanaat erbabı diliyle konuşacak olursak, ben İlhan Selçuk’u bu alanda kendime usta belledim, ondan çok şey öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum... Bizde ve başka gazetelerde, her biri kendi ustalığına, kendi özgün becerilerine sahip çok değerli köşe yazarlarımız var. Adlarını tek tek burada sıralamak anlamlı olmaz. Kimi yazarımız kendi özel alanının ustası, bilgesidir. En çetrefil bir konuyu güçlük çekmeksizin kavramanızı sağlar. Kimisi mizah ustası, kimisi duygu adamıdır. Ender olarak bu iki özelliği kendinde birleştiren yazarlarımız da vardır. Kimi yazarımız öfkeli, tutkulu, kimisi yergici ve polemikçidir. Kimi yazarımız gezip gördüğü yerlerden, karşılaştığı insanlardan söz ederek ülke sorunlarını dile getirir. Kimisi güncelin usta takipçisidir. Kimisinde felsefe, düşünce, kimisinde öyküleme yeteneği ağır basar. Özellikler listesini böylece sürdürebiliriz. İlhan Selçuk’ta ben bütün bunların çok özgün, çok önemli, çok değerli bir sentezini gördüğümü söylersem abartmış olacağımı sanmıyorum. Onda her şey; akıl, bilgi, duygu, mizah, yergi, alay, öfke, öngörü, önsezi ve belki şu anda akıl edemediğim başkaca özellikler; bir kurgu ve dil ustasının, toplum bilimci ve edebiyatçının, mizah ustası ve duygu adamının şaşmaz terazisinde çok tutumlu bir dengeye oturtulmuştur. Bütün bu özelliklerin bir sentez potasında kaynaştırılması, aralarındaki denge ve uyum, İlhan Selçuk’u kendi alanında benzersiz ve rakipsiz kılmaktadır. Dikkat edilirse buraya kadar söylediklerim, daha çok yazarlık maharetiyle, işin üslup ve biçim yönüyle ilgili şeylerdi. Gerçi üslup ve biçim, şiirdeki kadar olmasa bile, yazarlığın bütün türlerinde, içerikle bütünleştiği ölçüde anlamlıdır. Zaten yukarıda sözünü ettiğim sentezin, özgün ustalığın, başka türlü gerçekleşmesi olanaksızdı. Böyle bir ustalık, ancak, sağlam, derinlikli bir içeriğin dile getiriliş biçimi olabilirdi... İlhan Selçuk, bizim yaklaşık iki yüz yıllık aydınlanma tarihimizin gelmiş geçmiş en seçkin temsilcilerinden biri ve günümüzde de bana kalırsa en önemli düşünce önderidir. Yurtseverlik ve toplumculuk; eşitsizliğin her türüne karşı çıkışla ulusal ve evrensel aydınlanma değerlerinin ödünsüz savunuculuğu, onun kişiliğinde birbirinden ayrılmaz bir bütünü oluşturur... O aynı zamanda insan varoluşunun en dipteki sorunlarını da, hem evrensel akılcılığın soğukkanlılığı, hem Anadolu bilgeliğinin güleryüzlü hoşgörüsüyle kurcalayan bir zekâ ve duygu insanıdır... Amerikan Hastanesi’nde birkaç hafta önceki ziyaretimde birbirimize güzel şeyler söyledik... O görüşmenin izlenimleri aklımdan ve yüreğimden hiç silinmeyecek... İlhan Ağabey’in bir an önce sağlığına bütünüyle kavuşmasını, “Pencere”deki yazılarının, gazetedeki buluşmalarımızın yeniden başlamasını diliyorum... Hepimizin, bütün Türkiye’nin ona ihtiyacı var... Bu arada çiçeği burnunda “Ergenekon Mergenekon”u sevgiyle, övgüyle kutluyorum... ataolb@cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 Habur’daki sorgulamayõ izlemeye alan Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu ‘Yasa herkese aynõ uygulanõr’ dedi Sõnõrda sorguya incelemeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hâkim ve savcõlarõn, Habur Sõnõr Kapõsõ’nda teslim olan terör örgütü üyelerinin soruşturmasõnõ bizzat bölgeye giderek yapmasõ Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’nda (HSYK) rahat- sõzlõk yarattõ. HSYK savcõ ve hâkimlerle ilgili inceleme başlatõrken yapõlan açõklamada, yasa hükümlerinin tüm şüpheli ve sanõklar hakkõn- da aynõ biçimde uygulanmasõnõn zorunlu ol- duğu vurgulandõ. Kurul, mevzuatõ yargõ etiği- ne uygun yorumlamayan hâkim ve savcõlarõn dikkat ve titizlikle izlendiğini açõkladõ. ‘CMK aynı şekilde uygulanmalı’ HSYK’den yapõlan açõklamada, “Habur Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yapan PKK-Kongra Gel terör örgütü mensupla- rının biriken kalabalığın yolu kapatmaları nedeniyle adliyeye götürülmelerinin gü- venlik zafiyetine yol açabileceği ve top- lumsal olaylara neden olabileceği gerekçe- siyle sınır kapısında sorgularının yapılma- sıyla ilgili” yazõlõ açõklama yapõlmasõ gereği duyulduğu bildirildi. Kurulun açõklamasõnda şöyle denildi: “Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) hükümleri tüm şüpheli ve sanıklar hakkında aynı biçimde uygulanmalıdır. Anayasamızın, mahkemelerin bağımsızlığı hâkimlik ve savcılık teminatıyla ilgili hü- kümleri de bu yaklaşımı zorunlu kılmak- tadır. Hâkimler ve savcılar, CMK hüküm- lerini anayasaya, yargı içtihatlarına ve yargı etiğine uygun biçimde yorumlamak ve uygulamak zorundadırlar. Aksine yak- laşım yorum ve uygulamalar, anayasamı- zın 159. maddesi uyarınca mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esasları- na göre kurulan ve görev yapan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun seçilmiş üyeleri tarafından dikkat ve titizlikle iz- lenmektedir.” Açõklamada, gelişmelerin ku- rulun “seçilmiş üyeleri” tarafõndan dikkatle izlendiğinin belirtilmesi de ayrõca dikkat çek- ti. HSYK’de bulunan Adalet Bakanõ ile Ada- let Bakanlõğõ Müsteşarõ kurulun seçilmiş de- ğil, doğal üyeleri. Dolayõsõyla açõklama da HSYK’nin Adalet Bakanõ ve müsteşarõ dõşõn- daki diğer üyeleri tarafõndan yapõldõ. 5 hukukçu Habur’daydı Kurulun, terör örgütü üyelerinin sorgula- rõnõn Silopi’de yapõldõktan sonra serbest bõ- rakõlmasõyla ilgili yargõ sürecine ilişkin in- celeme başlattõğõ bildirildi. Habur’dan giriş yapan grup için, Diyarbakõr Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’ndan 4 özel yetkili cumhuri- yet savcõsõ ile bir ağõr ceza mahkemesi hâ- kimi Habur’a götürülmüştü. Adliye dõşõnda Habur Sõnõr Kapõsõ’nda örgüt üyelerinin ifadesi alõnõrken mahkeme de yine aynõ yerde gerçekleştirilmişti. Habur Sõnõr Kapõsõ’nda teslim olan terör örgütü üyelerinin soruşturmasõ- nõ bizzat bölgeye giderek yapan hâkim ve savcõlarla ilgili inceleme başlatan HSYK yaptõğõ açõklamada, yasa hükümlerinin tüm şüpheli ve sanõklar hakkõnda aynõ biçimde uygulanmasõnõn zorunlu olduğunu vurguladõ. İstanbul Haber Servisi - DTP, ÖDP, Halkevleri ve 78’liler Girişi- mi’nin de aralarõnda bulunduğu Barõş ve Demokratik Çözüm Platformu, “Demokratik Açılım” süreci kapsa- mõnda 28 Ekim Çarşamba günü Avru- pa’dan İstanbul’a giriş yapacak olan 15 kişiyi “barış şöleni” ile karşõlayacak- larõnõ bildirdi. DTP İstanbul İl Merkezi’nde topla- nan platform üyeleri adõna konuşan sözcü Yaman Yıldız, “Platform ola- rak, 28 Ekim günü İstanbul’a gele- cek olan 15 barış elçisini Türk-Kürt kardeşliği adına coşkuyla ve sevgiyle karşılayacağız. Bu topraklara adım atarken barış ve demokrasinin umu- dunu getirenler teslim olmak, piş- manlıklarını açıklamak için değil, barış ve çözüm sürecine kendi katkı- larını yapmak için gelecekler” dedi. DTP İstanbul Eşbaşkanõ Mustafa Av- cı, 28 Ekim’de il teşkilatlarõndan oto- büs ve minübüsler kaldõrarak Atatürk Havalimanõ’na gideceklerini anlattõ. Avcõ, “Kazlıçeşme’de toplanmak için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne başvuruda bulunacağız” dedi. Vali Güler uyardı İstanbul Valisi Muammer Güler, PKK’lilerin karşõlama törenlerinde yaşananlarõn benzerlerini İstanbul’da yaşanmasõna asla izin vermeyecekle- rini söyledi. İstanbul’da kutlamaya izin yok DTP 28 Ekim’de Avrupa’dan giriş yapacak 15 kişiyi karşõlamak için miting düzenleyeceklerini açõkladõ. Vali Güler törene izin vermeyeceklerini söyledi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Yaptõğõ bir konuşmada, bölge için “Kürdis- tan” ifadesini kullandõğõ için 5 yõl hapis iste- miyle yargõlanan Siirt’in DTP’li Kurtalan Bele- diye Başkanõ Necat Yılmaz, ilk duruşmada be- raat etti. Diyarbakõr 6. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nde görülen duruşmada savunma yapan Yõl- maz, “Bu coğrafyada Kürt halkının nüfusu dikkate alınarak Kürdistan ifadesi genel an- lamda kullanılmaktadır. Hatta Cumhurbaş- kanı Abdullah Gül tarafından da kullanılmış- tır” dedi. Mahkeme heyeti, “yüklenen suçun işlendiğinin sabit olmaması” gerekçesiyle Yõl- maz’õn beraatõna karar verdi. Yõlmaz 29 Mart yerel seçimleri öncesinde, “Öyle oy verin ki Tayyip Erdoğan bu Kürdistan’ı terk etsin, bir daha bu memlekete ayak basmasın” demişti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan, avukatlarõ aracõlõğõy- la açõkladõğõ yol haritasõnõn 3 aşamalõ çözüm planõ içeren bölümünde, “Kürtlerin kendi kendilerini yönetmesine imkân tanınmasını” istedi. CHP li- deri Deniz Baykal’õn “AKP İmralı’nın yol hari- tasını kullanıyor” tespitinin doğru olduğunu kay- deden Öcalan, “açılımın” “devlet projesi” olduğu görüşünü savundu. Öcalan, “barış elçisi” olarak ni- telendirdiği ve “sınamak için” çağõrdõğõ 34 PKK’li ve Avrupa’dan gelecek grup dõşõnda yeni “dönüş çağrısı” yapmayacağõnõ belirtti. Fõrat Haber Ajansõ’nõn haberine göre Öcalan, avukatlarõ aracõlõğõyla “yol haritası”nda çözüm için 3 aşama önerdi. Buna göre ilk aşamada, Kürt- lerin tüm haklarõnõn güvence altõna alõnmasõnõ iste- yen Öcalan, devletin bu konuda kendilerine güven- ce verip “ikna etmesi gerektiğini” savundu. Ken- dilerinin de “bölücü olmadıklarını” devlete kanõt- layacaklarõnõ kaydeden Öcalan, “İki, şiddeti yön- tem olarak esas almadığımızı ilan edeceğiz. Dev- let de demokratik çözümü kabul edecek, Kürtle- rin saydığım beş boyutunu dikkate alacak. Kürtlerin kendi kendini yönetmesine imkân ta- nıyacak. Ancak bunların olabilmesi için benim önümün de açılması lazım” dedi. Bunun gerçek- leşmesi halinde ikinci aşama olarak PKK’lilerin “sınır dışına çekilmesinin” sağlanacağõnõ iddia eden Öcalan, üçüncü aşama olarak da devletin ver- diği güvenceyi anayasa, yasa ve yönetmeliklerde bu açõlõma göre değişiklikler yapmasõnõ istedi. Öcalan, bunlar gerçekleştikçe dağdan dönüşler olabileceğini belirtti. Öcalan, AKP hükümetinin kendi belirlediği yol haritasõndan yararlandõğõnõ da belirterek, CHP lideri Deniz Baykal’õn “AKP, İmralı’nın yol haritasını uyguluyor” tespitinin doğru ol- duğuna işaret etti. Öcalan şunlarõ savundu: “AKP benim yol haritamdan, ellerinde oldu- ğu için yararlanıyor. Davutoğlu dışarıda, Er- doğan içeride bundan yararlanıyorlar. Ben yol haritamda da Ortadoğu’daki demokratik çözümleri belirtirken Dicle-Fırat havzası demokratik konfederalizmini önermiştim. Davutoğlu şimdi bunun görüşmelerini yapı- yor Irak ve Suriye’yle. AKP’nin şimdi paça- ları tutuşmuş. Ağrı’daki konuşmalarından da bu anlaşılıyor.” Öcalan, demokratik açõlõm sürecinin AKP’nin değil devletin projesi oldu- ğunu da ileri sürdü. DTP’Lİ BAŞKAN NECAT YILMAZ ‘Kürdistan’a beraat ÖCALAN: BAYKAL’IN TESPİTİ DOĞRU ‘AKP, yol haritamı kullanıyor’ DTP’li İlçin, Şõrnak’õn İdil ilçesinde polis merkezinde yaşamõnõ yitirdi Gözaltõnda şüpheli ölümDİYARBAKIR (Cumhuriyet Büro- su) - Türkiye’ye dönen 34 PKK’liyi karşõlamak için yapõlan kutlamalardan dönen 52 yaşõndaki DTP’li Resul İlçin, Şõrnak’õn İdil ilçesinde gözaltõna alõndõğõ polis merkezinde yaşamõnõ yi- tirdi. Valilik, İlçin’in düşme sonucu ya- şamõnõ yitirdiğini belirtirken, ailenin avukatlarõ İlçin’in işkence sonucu yaşa- mõnõ yitirdiğini ifade etti. Türkiye’ye gelen 34 PKK’liyi karşõla- mak üzere Batman’dan Şõrnak’õn İdil il- çesine gelen 52 yaşõndaki DTP’li Resul İlçin, 21 Ekim gecesi, DTP’li Sõrtköy Belde Belediye Meclis Üyesi yeğeni Mehmet İlgin ile birlikte Batman’a ge- ri dönmek üzere yola çõktõ. İki DTP’li saat 23.30 sõralarõnda Şõrnak’õn İdil il- çesi girişinde polisler tarafõndan durdu- ruldu. Otomobilde yapõlan aramada çok sayõda sigaranõn bulunmasõ üzerine po- lis, Resul İlçin ile Mehmet İlgin’i göz- altõna alarak İlçe Emniyet Müdürlü- ğü’ne götürdü. Polisler daha sonra İl- gin’i yanlarõna alarak, karakol önünde araçta arama yaptõ. Polisler yaklaşõk 15 dakika sonra İlgin’e amcasõ İlçin’in dü- şerek yaşamõnõ yitirdiğini belirttiler. İl- gin polislerle birlikte, amcasõ Resul İl- çin’i önce İdil Devlet Hastanesi’ne son- ra da, Cizre Devlet Hastanesi’ne götür- dü. İlçin, tüm müdahalelere karşõn kur- tarõlamayarak yaşamõnõ yitirdi. İlçin’in cenazesi daha sonra otopsi yapõlmak üzere Diyarbakõr Devlet Hastanesi Morgu’na kaldõrõldõ. İlçin’in cenazesi otopsi işleminin ardõndan defnedilmek üzere Batman’a götürüldü. İşkence iddiası İlçin ailesinin avukatõ eski Diyarbakõr Barosu yöneticilerinden Tahir Elçi, otopsi işleminde İlçin’in vücudunda fiziki şiddete bağlõ izlerin tespit edildiği, kesin olmamakla birlikte ölümün ise “Kunt darbeler sonucu beyin travması” ile gerçekleştiğini söyledi. Otopsi işlemi sõ- rasõnda ve sonrasõnda maktulün kafasõnõn 3 bölgesinde, omuz kõsmõnda fiziki mü- dahaleye bağlõ izler tespit edildiğini vur- gulayan Elçi, İlçin’in kesin ölüm nedeni- nin İstanbul Adli Tõp Kurumu’na gönde- rilen kan ve doku örneklerinin incelen- mesiyle hazõrlanacak rapor sonucu ortaya çõkacağõnõ söyledi. Elçi, olayla ilgili cum- huriyet savcõlõğõna suç duyurusunda bulu- nacaklarõnõ da ifade etti. Şõrnak Valiliği ise olayla ilgili olarak “Emniyet giriş noktasında bulunan kulübenin önünde araç sürücüsünün aracı park etmesini beklediği esnada kendiliğinden yere düştüğü görülmüş- tür” diye açõklama yaptõ. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genel- kurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği’ne (TE- MAD) yaptõğõ ziyarette, kendisine yönelik 1993 yõlõnda yapõlan bir saldõrõyõ anlattõ. Baş- buğ, saldõrõdan bir astsubayõn refleksi sonucu kurtulduğunu ifade etti. Başbuğ, TEMAD’õn 25. kuruluş yõldönü- münde derneği ziyaret ederek emekli astsubay- larla görüştü, onlarõn sorunlarõnõ dinledi. Astsubayın refleksi Emekli astsubaylar, maaşlarõ ve özlük hakla- rõyla ilgili sõkõntõlarõnõ Başbuğ’a ilettiler. Emekli astsubaylarla geçmiş meslek yaşamõna yönelik de sohbet eden Başbuğ, teröristlerin saldõrõsõndan kurtuluşunu da anlattõ. Başbuğ, 1993 yõlõnda tümgeneral rütbesinde Asayiş Bölge Komutan Yardõmcõsõ olarak görev yaptõ- ğõ sõrada Hakkâri Çukurca’da yaşadõğõ saldõrõ- yõ, emekli astsubaylarla şöyle paylaştõ: “İlk defa ifade edeceğim. Bölgede Çukur- ca’da idik. O anda ani bir atışla karşı karşı- ya kaldık. Ben önde yürüyordum o (astsu- bay) arkadan geliyordu. O anda öyle bir refleks yaptı ki, benim üzerime atladı. Terö- ristlerin silah atışı vardı. Binadan çıkıyor- duk, çıktığımızda üzerime atladığını hisset- tim. Hemen beni orda emniyete aldı.” İlçin ailesinin avukatı Tahir Elçi, otopsi işleminde Resul İl- çin’in vücudunda fiziki şiddete bağlı izlerin tespit edildiği, kesin olmamakla birlikte ölümün ise “Kunt darbeler sonucu beyin travması” ile gerçekleştiğini söyledi. Şırnak Valiliği ise İlçin’in düşme sonucu yaşamını yitirdiğini belirtti. Öcalan “sınamak için” çağırdığı 34 PKK’li ve Avrupa’dan gelecek grup dışında yeni “dönüş çağrısı” yapmayacağını belirtti. Başbuğ, atlattõğõ saldõrõyõ anlattõ TEMAD’I ZİYARET ETTİ 34 PKK’linin teslim olması sırasında DTP’liler tarafın- dan düzenlenen kutlamalar yurt genelinde protesto edildi. İstanbul Edirnekapı Şehitliği’nde toplanan şehit aileleri ve gazilerden oluşan grup, eski Edirne Asfaltı’nı bir süre trafiğe kapattıktan sonra slogan- lar eşliğinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi önüne kadar yürüdü. Burada AKP’yi bir süre protesto eden grup daha sonra da- ğıldı. Edirne Şehit Aileleri Dayanışma ve Sosyal Yar- dımlaşma Derneği 2. Baş- kanı Faruk Çiftçi, “eli kanlı katiller”in, adalete hesap vermeden Anadolu toprak- larında gezemeyeceklerini söyledi. Açıklama sırasında 1995 yılında oğlunu Tunce- li’de teröre kurban veren Mihriban Vardar baygınlık geçirirdi. İldeki 117 şehidin anısına 117 Türk bayrağı taşındı. Antalya Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Baş- kanı Cengiz Nizam Düzenlediği basın toplantısında teröristlerin hükümeti teslim aldığını iddia etti. Hatay Şehit ve Gazi Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyeleri de İskenderun’da düzenledikleri ey- lemle yaşananları kınadı. Şehit babası İsmail Koca, “Devlet madalyası istemiyoruz” dedi. ( Fotoğraflar: AA) PROTESTOLAR SÜRÜYOR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle