17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada olmaya değil, açılım sürecindeki tıkanmayı açmak için döndüklerini öne sürdüler. İmralı’dan ve Kandil’den aldıkları talimat gereği ne pişmanlık yasasını tanıdılar ne de PKK’den koptuklarını söylediler. TC hükümeti güvencesiyle tutuklanmayacaklarını ve TC yasalarına göre sorguya çekilmeyeceklerini bilerek dağdan indiler. Bu kadar cüretkâr olmalarını, hâlâ ne idüğü belirsiz Kürt açılımını başarılı göstermeye çalışan hükümetin uygulamaları sağladı. Batı’nın sayılı yayın organları daha gerçekçi. AKP hükümeti ile DTP kadar heyecanlı değiller. Örneğin BBC, “PKK’lilerin teslim olmalarını, örgütün Türkiye’nin açılım planını sınadığına” bağlıyor. Amerika’nın Sesi, “sembolik bir adım” diyor. Süddeutsche Zeitung ve Die Welt ise “Örgütün, Ankara’nın uzlaşma niyetini ‘test’ etmek” diye yorumluyor. Fakat ve ne yazık ki, ne içimiz ne de dışarısı siyasallaşan yargıya değiniyor. Yalçın Doğan Hürriyet’te, dağdan inme olayının perde gerisini 20 Ekim günü yazdı. Öğleden sonraki olaylar, yazdığı gibi gelişti. İçişleri Bakanı Atalay’ın örgüte duyurduğu güvenceler uygulandı: “1- Dağdan inenler tutuklanmadılar. 2- Hâkim huzuruna çıktıklarında Ceza Yasası’nın ‘etkin pişmanlık’ ile ilgili 221’inci maddesine göre yargılanmadılar.” Bugüne dek yaşanmamış bir olay izlendi. Dağdan inen terör örgütü üyeleri, polis nezaretinde en yakın adliye binasına götürülüp sorgulanacakları yerde… ayaklarına kadar gidildi. Habur kapısına gönderilen özel savcılarca sorgulandılar! Mahkemede savcılara verdikleri ifadelerde de pişmanlık yasasına sığınmadıklarını vurguladılar. Ne ki, teslim olan teröristler yasaya göre yargılanmadı, serbest bırakıldı. Pişmanlığı reddetmelerinin nedenlerine gelince: Yasaya göre sorgulanıp yargılanmaları sağlansaydı: a) Suç işlemeden önce verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayacaklar. b) Örgüt üyesi olan ama örgütün suçuna iştirak etmeksizin örgütten gönüllü olarak ayrıldıklarını bildirmiş olacaklar. c) Örgütün yapısı, faaliyeti ve işlediği suçlar hakkında bilgi verdikleri için ceza almayacaklar. RTE’nin ilk ve umut verici başarılı bir olay diye yorumlayıp savunduğu olayda, dağdan inenler, yasanın emrettiği bu koşulları reddettiler. Terör örgütüne hâlâ bağlı olduklarını böylece kanıtladılar. Olaylar böyle gelişti mi, gelişti. Yalçın Doğan’ın önceden yazdığı gibi teröristler hükümetin örgüte duyurduğu yargı ve idari güvencelerin himayesinde Habur’dan ellerini kollarını sallayarak… hükümetin önceden bildiği halde ayrımcı ve bölücü politikalarının propagandasını yaparak Diyarbakır’a gittiler mi? Evet! Durmadan yargının AKP hükümeti elinde siyasallaştığını söyleyeceksin, lakin: Bir gazetecinin yazdıkları, uygulamalarla doğrulanmasına karşın, muhalefet olarak iki gün susacaksın! Nihayet Baykal konuştu. Savcılarımızın ve yargıçlarımızın onurlarının zedelendiğini, hukuk sistemimizin katledildiğini söyledikten sonra; “Hukuk, siyasi talimatın emrine sokulmuştur. Böyle bir manzara, bu kadar açık bir hukuk ihlali çok sık rastlanan bir tablo değildir” dedi. Oysa; daha ilk gün İçişleri Bakanı’na sorulmalı ve olaylar yazıldığı gibi gelişince, derhal RTE ve İçişleri Bakanı hakkında gensoru önergesi verilmeli; yargıyı siyasallaştırmaya örnek olaylar parlamentoya taşınmalıydı. Elbette dikkatli gözlerden kaçmayan bir başka gelişmeye de dikkat etmek gerekiyor. Başbakan kimi zaman Gürcü, kimi zaman Rizeli (ama Türk değil), karısının Arap olduğunu söyler. Başbakan Türk’ü 36 etnik grup arasında sayar. Bu davranışı kardeşliği pekiştirmek, birlikte yaşamayı, kaynaşmayı özendirmek ve kanıtlamak içinmiş! Son demeçlerinde soyadı Türk, ama Kürtçü olduğu bilinen DTP Başkanı Ahmet Bey de son demecinde Türk halkı demiyor, diyemiyor. “Türkiye halkı” diyor ve “Türkiye halkıyla empati yapmaktan” söz ediyor. Bu oluşmalar, açılım sürecinde RTE ile Ahmet (Kürt) Türk’ün bir noktada buluştuğunu gösteriyor. 72 milyonun en az 60 milyonu Türk! Hayır! Türkiyeli! Kürtler de Türkiyelilerle “empati” kuracaklarmış! Diyorlar ama giderek “antipatik” oluyorlar! İstanbul B 21 Edirne B 24 Kocaeli S 26 Çanakkale B 21 İzmir B 27 Manisa B 28 Aydın B 28 Denizli B 27 Zonguldak B 23 Sinop B 22 Samsun PB 22 Trabzon B 19 Giresun B 22 Ankara B 23 Eskişehir S 24 Konya B 23 Sıvas B 22 Antalya B 27 Adana B 32 Mersin B 30 Diyarbakır PB 26 Şanlıurfa PB 28 Mardin PB 25 Siirt Y 27 Hakkâri Y 18 Van Y 16 Kars Y 16 Oslo B 4 Helsinki B 7 Stockholm B 7 Londra B 16 Amsterdam B 15 Brüksel B 15 Paris B 15 Bonn B 16 Münih Y 11 Berlin K 9 Budapeşte Y 18 Madrid B 22 Viyana Y 16 Belgrad Y 21 Sofya PB 23 Roma K 19 Atina B 24 Zürih Y 14 Moskova Y 10 Aşkabat PB 24 Astana PB 4 Taşkent PB 27 Bakû PB 21 Bişkek PB 20 Tiflis PB 21 Kahire B 24 Şam B 28 Yurdun doğu kesim- leri parçalı çok bu- lutlu, Doğu Anado- lu’nun doğusu ile Art- vin ve Siirt çevreleri sağanak yağmurlu, diğer yerler açık ge- çecek. Sabah saat- lerinde Marmara’nın batısı ile Ege ve Ka- radeniz’in iç kesim- lerinde sis görülecek. SAYFA CUMHURİYET 23 EKİM 2009 CUMA 8 HABERLERİN DEVAMI HATİCE TUNCER Danõştay’a saldõrõ davasõyla bir- leştirilen “birinci Ergenekon” da- vasõnda sanõk Alparslan Arslan’a, sanõk Osman Yıldırım olduğu iddia edilen “gizli tanık 9”un ifadelerine ilişkin sorular sorulmasõ mahkemede tartõşmaya neden oldu. İşçi Partisi Ge- nel Başkanõ Doğu Perinçek ve avu- katõ Mehmet Cengiz bir davada hem gizli tanõk hem sanõk olamaya- cağõna dikkat çekerek “Danıştay da- vası buraya monte edilmeye çalı- şılıyor” suçlamasõnda bulundu. Mah- keme başkanõ Köksal Şengün ise “Böyle bir şey aklımın köşesinden geçse, bir saniye bile burada dur- mam” dedi. Birinci Ergenekon davasõnõn dün yapõlan 118. duruşmasõnda, sanõk Alparslan Arslan’õn çapraz sorgusu- na devam edildi. Üye hâkim Sedat Sami Haşıloğlu, Arslan’a Süley- man Esen ile ilgili farklõ ifadeler ver- diğini anõmsattõ. Arslan, Esen’in “ra- hat konuşabileceği, hayatı payla- şabileceği Müslüman insan” oldu- ğunu söyledi. ‘Hukuk ayaklar altında’ Haşõloğlu’nun “gizli tanık 9”un ifadelerine dayanarak Arslan’a bazõ sorular yöneltmesi üzerine Perinçek, “Gizli tanık 9’un sanık Osman Yıldırım olduğunu dünya âlem bi- liyor. Bir davada hem tanık hem sa- nık olması mümkün değildir. Hu- kuk ayaklar altına alınmaktadır” diye bağõrdõ. Haşõloğlu, Perinçek’e “Gizli tanık 9’un sizin aleyhinize beyanı var mı” diye sordu. Perinçek de “Türkiye aleyhine var. Danış- tay’ı buraya bağlamak bir tertip- tir” dedi. Başkan Şengün ise “Mah- kemenin böyle bir fikri yok” dedi. Şengün, “Bu kadar açık yargılama gördünüz mü” diye sordu. Perinçek ise “Görmedim. Apo’yu affetmek için üretilmiş bir dava” dedi. Bu sõ- rada söz alan avukat Cengiz şöyle ko- nuştu: “Tahliye ettiğiniz sanık Sü- leyman Esen sorgulanmadı. Araş- tırılacak olan irtibattan başka bir şey değildir.” Başkan Köksal Şengün de “Kimseye karşı önyargı içinde değiliz. ‘Hâkime şunu sor, bunu sor’ diyemezsiniz” yanõtõ verdi. Savcõ Mehmet Ali Pekgüzel, giz- li tanõk aynõ zamanda sanõk olamaz tartõşmalarõna ilişkin yasal bir engel olmadõğõna ilişkin mütalaada bulun- du. Mahkeme, istemi reddetti. Şengün ise bu talebin ilerideki aşamalarda ka- rara bağlanmasõ yönünde şerh koydu. Mahkemenin ara kararõnõn ardõn- dan hâkim Haşõloğlu, sorularõnõ sür- dürdü. Cumhuriyet’in bombalanma- sõndan sonra Osman Yõldõrõm ile ne yaptõklarõ sorusunu “Bombanın pat- lamasını konuştuk. Buraya sadece besmeleyi eklemek lazım” dedi. Şengün’ün “bomba atmanın kura- lı bu mudur” sorusu üzerine Arslan “İman meselesi” dedi. ‘Vakit’ten öğrendim’ Üye Hâkim Hasan Hüseyin Öze- se’nin Danõştay saldõrõsõndan sonraki planlarõnõn ne olduğu sorusu üzerine Arslan “Aydın Doğan, ATV’ye cid- di saldırılar yapacaktım. Eczacıba- şı, Koç Grubu, Ahmet Necdet Sezer aklımdan geçiyordu” dedi. Cumhuriyet’e bomba ile birlikte türban bõrakõp bõrakmadõğõ sorusunu Arslan “İsmail Sağır’a ‘tel örgüye ba- şörtüsü as’ demiştim. Bahçedeki kü- çük ağaçlara bıraktığını söyledi” de- di. Arslan, Şengün’ün Danõştay’õn tür- ban kararõndan daha önce haberinin olup olmadõğõ sorusuna da “Vakit’te yayımlanana kadar haberim yoktu” yanõtõnõ verdi. Kürsüyü devirdi Şengün’ün “Kuran’da en büyük suçun insan öldürmek olduğu ya- zıyor” sözleri üzerine Arslan, “Yok, mealinde böyle bir şey yok. Ben Arapça okudum” diye konuştu. Da- ha sonra argo ifadeler kullanan ve Ge- nelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ’a hakaretler eden Arslan önündeki kürsüyü devirdi. Bu sõrada izleyici sõralarõndaki ba- basõ İdris Arslan “Beni iki gündür konuşturmuyorsunuz” diye sesle- nince Arslan, “Bu adamla işim yok benim. Ne konuşuyorsun çakal” di- yerek babasõna da küfretti. Davaya bugün devam edilecek. Silivri’de yapõlan birinci Ergenekon davasõnõn 118. duruşmasõnda sanõk Arslan yine olay çõkardõ Gizli tanõk-sanõk tartõşmasõ Aydõnlõk dergisinde ele geçirilen ses kayõtlarõnõn tasnifi büyük ölçüde tamamlandõ Adli soruşturma sürüyor İstanbul Haber Servisi - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn, dönemin KKTC Başbakanõ Mehmet Ali Talat’la yaptõğõ telefon görüşmesinin kayõtlarõnõn Aydõnlõk dergisinde yayõm- lanmasõnõn ardõndan başla- tõlan adli soruşturma sürü- yor. Soruşturma kapsamõn- da Aydõnlõk dergisinde ele geçen CD’lerde Başbakan Erdoğan’dan KKTC Cum- hurbaşkanõ Talat’a, bakanlar ve belediye başkanlarõndan ABD’li yetkililere kadar on- larca kişiye ait konuşmala- rõn kaydõ olduğu öne sürül- dü. 1999-2004 dönemine ait konuşmalarõ kimin kaydet- tiği ise henüz netleşmedi. Zapsu ve Gökçek Milliyet gazetesinin ha- berine göre, soruşturma kap- samõnda, dergide yapõlan aramada ele geçirilen ses kayõtlarõnõn tasnifi büyük ölçüde tamamlandõ. İncele- meler sonunda, Erdoğan’õn Talat’õn yanõ sõra İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanõ Kadir Topbaş, işa- damõ Remzi Gür ve avukat Münci İnci ile yaptõğõ gö- rüşmelerin de kayda alõnarak saklandõğõ ortaya çõktõ. Ha- bere göre İstanbul Emniye- ti’nce yapõlan teknik çalõş- malar sonrasõnda, ses ka- yõtlarõnõn içinde, Başbakan Erdoğan, danõşmanõ Cü- neyd Zapsu ve Ankara Bü- yükşehir Belediye Başkanõ Melih Gökçek’e ait görüş- meler olduğu anlaşõldõ. Ergenekon ilişkisi Milliyet, görüşmelere ait ses kayõtlarõyla Ergenekon soruşturmasõnda adõ geçen bazõ şüphelilerin bağlantõsõ olabileceğini ve özellikle tutuklu sanõklardan emekli Tuğgeneral Levent Er- söz’ün üzerinde durulduğu- nu yazdõ. Erdoğan’õn danõş- manõ Zapsu’nun eski BM Kõbrõs Özel Temsilcisi Al- varo de Soto ile yaptõğõ gö- rüşmelerin kayõtlarõnõn ya- nõnda, ABD Dõşişleri Ba- kanlõğõ yetkilisi John Han- ford, Uluslararasõ Stratejik Araştõrmalar Merkezi’nin (CSIS) Türkiye Direktörü Bülent Alirıza, Doğan Hol- ding üst düzey yöneticisi Yalçın Balcı, gazeteci Mu- rat Yetkin, dönemin Devlet Bakanõ Ali Babacan ve Ser- dar Denktaş’õn yaptõğõ gö- rüşmelere ait ses kayõtlarõnõn elde edildiği iddia edildi. Tunceli’de yapımı tamamlanan Uzun- çayır HES barajının tamamlanması- nın ardından baraj gölünde su tutul- masına başlanmasıyla birlikte Alevi- ler için kutsal sayılan “Gola Çetu” zi- yareti de bir hafta sonra su altında kalacak. Buna tepki göstermek için önceki gece Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen yaklaşık dört bin kişi ellerinde meşalelerle Munzur ve Pü- lümür çaylarının birleştiği nokta olan Mamiki Köprüsü’ne kadar yürüdü. Sloganlarla yaklaşık 2 kilometre yü- rüyen göstericiler burada mum yaka- rak gözyaşları içinde adak adadı. Açıklamaların ardından keman sa- natçısı Ahmet Tirgil de bölgeye ait özgün 3 eseri seslendirdi. Felakete sürükleyen ihmaller İstanbul Haber Servisi - TMMOB Orman Mühend- isleri Odasõ İstanbul Şube- si ve Türkiye Ormancõlar Derneği İstanbul Şubesi ta- rafõndan hazõrlanan “İs- tanbul ve Çevresinde Meydana Gelen Sel Fela- ketinin Nedenleri ve Alın- ması Gereken Önlemler” başlõklõ rapor, 30 kişinin ölümüne, 1 kişinin ise kay- bolmasõna neden olan sel fe- laketine davetiye çõkaran ihmalleri ortaya koydu. Ra- porda, yaklaşõk 50 metrelik Ayamama deresi yatağõnõn devlet eliyle daratõlarak 9 metrelik “kanal” haline ge- tirildiği, derenin 2 kilomet- relik bölümünün ise tama- men kapatõlarak yola dönüş- türüldüğü belirtilirken İS- Kİ’nin Büyükçekmece Ba- rajõ’na gelen su seviyesini arttõrmak için Çatalca’daki derelerin çevresindeki ağaç- larõ kesmesinin sel felaketi- ne neden olduğu vurgulandõ. Rapor, dün Kadõköy’deki Türkiye Ormancõlar Der- neği Marmara Şubesi’nde düzenlenen basõn toplantõ- sõnda açõklandõ. 23-24 Ey- lül tarihlerinde Çatalca ve Ayamama deresi çevresin- de yapõlan teknik çalõşmalar sonucu hazõrlanan raporda, sel felaketinin temelinde yağan yağmur miktarõnõn fazlalõğõnõn değil, merkezi hükümet ve yerel yönetim- ler eliyle arazilerin yanlõş amaçla kullanõma açõlmasõ, dere yataklarõnõn daraltõl- masõ ve doğal bitki örtüsü- nün tahrip edilmesinin yat- tõğõ vurgulandõ. Dere yataklarında yapılaşma Ayamama havzasõnõn yüzde 70’inin yoğun yapõ- laşma altõnda olduğu da kaydedilen raporda, planlõ bir şekilde inşa edilen Oyak- kent, Başakşehir ve İkitelli Organize Sanayi Bölge- si’nin (OSB) dere havzasõ içinde olduğu ve Basõn Eks- pres Yolu’nun ise tamamen dere yatağõ üzerinde olduğu kaydedildi. OMO Marma- ra Şube Başkanõ Besim Ser- tok, “Ayamama çevre- sindeki binaların yıkıl- ması yeterli değildir. Ba- şakşehir, İkitelli OSB ve Basın Ekspres Yolu’nun da dahil olduğu tüm hav- za yapılaşmadan arındı- rılmalıdır” dedi. Türkiye Ormancõlar Derneği Genel Sekreteri Sezai Kaya ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İBB Başkanõ Kadir Topbaş’õn açõkla- malarõnõ sert bir dille eleş- tirerek “Dere yataklarına konut inşa edenler, so- rumluluğu yağışın fazla- lığına bağlayarak ‘Tak- dir-i ilahi’ dediler. Bu açık- lamalar, bilimi, teknoloji- yi, mühendisliği değil ran- tı öne çıkaran anlayışı or- taya koymaktadır” diye konuştu. Sel felaketinin ön- lenmesi için alõnmasõ gere- ken önlemler ile ilgili özet- le şunlar dile getirildi: ? Dere yataklarındaki her tür işgal ortadan kal- dırılmalıdır. ? Arazilerin doğru amaçlar için kullanımı sağlanmalıdır. ? Orman alanlarının mera, tarım alanı, yerle- şim yeri ve benzeri kulla- nımlara dönüştürülmesi engellenmelidir. ? Dere ıslahı değil hav- za ıslahı yapılmadır. Tunceli’de meşaleli yürüyüş SELDE 8 İŞÇİ KADIN ÖLMÜŞTÜ ‘Kan parasõ’ davadan vazgeçirdi İstanbul’daki sel felaketinin temel nedeninin yağan yağmur miktarõnõn fazlalõğõ değil, hükümet ve yerel yönetimlerin yanlõş şehircilik anlayõşõ olduğu vurgulandõ İstanbul Haber Servisi - İstanbul’daki sel fe- laketinde servis aracõnõn içinde hayatõnõ kaybe- den 8 işçi kadõnõn yakõnlarõ, tazminat davasõndan vazgeçti. Kişi başõna 110 bin TL tazminat ödeye- cek olan şirket, verilen paranõn “kan parası” ola- rak nitelendirilmemesini istedi. Söz konusu ailelerin avukatõ Fatih Çakır, fir- manõn tazminatlarõ peşin olarak ödediğini söyle- di. Pameks AŞ, tazminatõn “kan parası” olarak değil, “destekten yoksun kalma tazminatı” ola- rak adlandõrõlmasõnõ istedi. Olayõn ardõndan, sel- de yaşamõnõ yitiren 8 kadõnõn çalõştõğõ Pameks’in sahibi Cevdet Karahasanoğlu, servis sorumlu- su, şoför tutuklanmõş ve 15 yõla kadar hapis iste- miyle yargõlanmaya başlamõştõ. BİLGE KÖYÜ DAVASI Jandarma: Katõ görevden alõnmadõ ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - TBMM İn- san Haklarõnõ İnceleme Ko- misyonu Başkanõ Zafer Üskül, Mardin Bilge köyü katliamõna ilişkin yürütülen soruşturma kapsamõnda Mardin Jandarma Alay Ko- mutanõ Albay Alaattin Ka- tı’nõn görevden alõndõğõnõ açõkladõ. Üskül’ün bu açõk- lamasõ jandarma yetkilile- ri tarafõndan yalanlandõ. Hürriyet gazetesinden Saygı Öztürk’e konuşan Jandarma Genel Komutan- lõğõ’ndan bir yetkili, Ka- tõ’nõn görev yerinin 21 Ma- yõs’ta genel atamalar kap- samõnda değiştirildiğini kaydetti. Askeri yetkilinin “Alay komutanının görev süresi 2 yıldır. Katı’nın, genel atamalarla görev yeri değişti. Bu değişikli- ğin Bilge köyü katliamı ile uzaktan yakından alaka- sı yok. Ayrıca Bilge kö- yünde jandarmanın ku- suru yoktur” görüşlerini dile getirdiği belirtildi. TARTIŞMALI İFTAR İstanbul Haber Servisi - İstanbul Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ, “Ergenekon” so- ruşturmasõnõ yürüten em- niyet görevlileri ve savcõlar ile davaya bakan hâkimle- rin, geçen yõl emniyet tara- fõndan düzenlenen iftar ye- meğinde çekilen fotoğraf- larõnõ yayõmlayan gazete- miz ve Oda TV hakkõnda soruşturma başlattõ. Oda TV adlõ haber site- sinin 5 Ekim’de “Bu fo- toğraflar olay yaratacak” başlõğõyla yayõmlanan ha- berine 7-9 Ekim tarihleri arasõnda yer veren gazete- miz ve site hakkõnda, “Te- rörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin kimliklerini açıklamak, yayımlamak ve bu yolla kişileri hedef göstermek” iddiasõyla soruşturma baş- lattõ. Bu kapsamda, internet sitesi haber müdürü ile ga- zetemiz Yazõişleri Müdürü Güray Öz ifadeye çağrõldõ. Haberlere soruşturma Alparslan Arslan, Başkan Köksal Şengün’ün sorusu üzerine, türban kararõnõ Vakit gazetesinden öğrendiğini söyledi. Arslan, Şengün’ün yoğun dini duygular taşõrken adam öldürmeyi inançla nasõl bağdaştõrdõğõna ilişkin sorularõ sõrasõnda ise taşkõnlõk yaptõ. Babasõna, Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ’a ağõr küfürler eden Arslan, kürsüyü devirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle