Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AYŞE SAYIN
ANKARA - Abdullah Öcalan’õn ta-
limatõyla teslim olan 34 PKK’linin, Tür-
kiye’ye girişinde büyük bir gövde gös-
terisi ile karşõlanmasõna tepkiler sürerken
DTP Grup Başkanvekili Selahattin De-
mirtaş, amacõn şov ya da gövde göste-
risi olmadõğõnõ belirterek “İnsanlar ba-
rışın olabilme ihtimalini çok sevdiler.
Bu ilkti ve normal bir heyecandı, bit-
ti” dedi. Demirtaş, partilerine yönelik
eleştiriler ve bundan sonraki sürece iliş-
kin Cumhuriyet’in sorularõnõ yanõtladõ.
- 34 PKK’linin teslim olması, Öca-
lan’ın muhatap alındığı yorumlarına
yol açtı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Baştan beri Öcalan yokmuş gibi
davranõlõrsa bu sorun çözüme ulaşmaz de-
dik. DTP tamam aktörlerden biridir,
Meclis’tedir, katkõ sunabilir. Ama yapa-
bilecekleri sõnõrlõ. Sonuçta gördüğünüz gi-
bi Öcalan’õn bir çağrõsõyla 34 insan gel-
di. Yarõn bir gün bir çağrõsõyla hepsi ine-
bilir. Ama DTP’nin bu gücü yok. Bu şe-
kilde en azõndan açõlõm süreci ilerlerken
topluma umut veren gelişmeler de yaşa-
nabiliyor. Tabii devletin veya hüküme-
tin dağdan inenlerle ilgili bir diyaloğu var
mõdõr bilmiyoruz. Ama bu işler körler sa-
ğõrlar diyaloğuyla gitmez. İşin reklam kõs-
mõnda değiliz.
‘ETKİN PİŞMANLIK DEĞİL EVE
DÖNÜŞ YASASI OLABİLİR’
- Avrupa’dan yeni grup geleceği
söyleniyor. Bunun arkası gelebilir mi,
bundan sonraki süreç için sizin bek-
lentiniz nedir?
- Avrupa’dan gelen grup da bu grubun
parçasõ. Aslõnda tek grup olarak düşünmek
lazõm. Bence Öcalan ve PKK şu mesajõ
veriyor: Biz barõş konusunda samimiyiz.
Öyle birilerinin söylediği gibi, ‘açılım ol-
sa da Kürt sorunu çözülse de PKK dağ-
dan inmez’ görüşü doğru değil. Bu ko-
nuda bir tartõşma vardõ. PKK buna net ce-
vap veriyor: Hayõr biz ineriz, silahlõ mü-
cadeleyi bitirebiliriz. İkincisi de, taleple-
rinin öyle Türkiye’yi bölecek, ayrõştõrmaya
götürecek talepler olmadõğõ mesajõnõ ve-
riyor, gönderdiği gruplarõn ilettiği mek-
tup aracõlõğõyla.
Hükümet de şöyle bir avantaj yakala-
dõ, ‘açılım süreci boş bir süreç değil. Ben
bu işe devam ettikçe sonuç alabalilirim,
şiddeti sona erdirebilirim, akan kanı,
gözyaşını durdurabilirim’. Hükümet
bir yandan açõlõm sürecini ilerletmeli.
Öbür yandan dağdan inmeleri kolaylaş-
tõracak formüllerin üzerinde durulmalõ.
Görüldü ki (Türk Ceza Yasasõ) 221.
madde öyle rahat uygulanabilecek bir
madde değil.
- Neler olabilir mesela?
- Bu süreç, öyle hemen bir genel af ka-
muoyunun hazõr olduğu ve PKK’nin de
hemen genel afla dağdan ineceği bir sü-
reç değil. Bunun yerine gruplarõn gelişi-
ni kolaylaştõrmak için örneğin Türk Ce-
za Yasasõ’nõn 221. maddesi hõzlõ bir şe-
kilde formüle edilebilir. Mesela “etkin
pişmanlık yasası” değil de “eve dönüş”
yasasõ olarak formüle edilebilir. Tek
maddede birkaç cümlelik değişiklik ya-
põlabilir, bu hâkimlerin savcõlarõn da işi-
ni kolaylaştõrabilir. Çünkü bu gelişlerde
221. maddeyi zorladõlar açõkçasõ, iyi ni-
yetle yorum yaptõlar. Bence hukukun ve
yargõçlarõn buna yetkisi de var. Hukuk top-
lumsal barõşa da hizmet eder. Şu anda top-
lumsal barõşa hizmet eden bir süreç var-
dõr. Yargõ da bu sürece katkõ sunmak ama-
cõyla böyle bir yorum yapmõştõr.
‘İNSANLAR BARIŞ
İHTİMALİNİ SEVDİLER’
- Siz teslim olanlarla ilgili nasıl bir ile-
tişim kurdunuz, nasıl bir görüşme
trafiği yaşandı?
- Yaptõğõmõz açõklamalar dõşõnda bir gi-
rişimimiz olmadõ. Teknik konularda bağ-
lantõmõz yoktu. Sadece oradan yapõlan
açõklamalarõ, özellikle haber ajanslarõ
üzerinden takip ettik. Sadece Habur’da or-
ganizasyon ve karşõlamada sõkõntõlar çõk-
masõn diye devreye girdik. DTP ‘hadi
oraya yüz binleri taşıyalım’ gibi bir yak-
laşõm içinde olmadõ. Oradaki bir zafer ha-
vasõ değildir, orada bõrakõn barõşõn ken-
disi, barõşõn olma ihtimalini bile insanlar
çok sevdiler. Yani ortada bir yenme -ye-
nilgi- zafer havasõ yok. 25 yõldõr o böl-
gede yaşanan durumu Türkiye’nin ta-
mamõ bilmiyor. Artõk bundan sonra gö-
rev hükümettedir. Başbakan çõkõp bunu
şov olarak değerlendireceğine, desin ki,
‘bu insanlar barışa büyük hasret du-
yuyorlar, siz bilmiyorsunuz ama biz
devlet olarak biliyoruz, onun için de
ürkmeye korkmaya gerek yok.’
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 23 EKİM 2009 CUMA
6 HABERLER
BİR BAKIMA
SERVER TANİLLİ
İstanbul’a Dönerken...
Mayısın sonlarında Strasbourg’a döndüm.
Amaç, biraz dinlenmek, biraz da kendimi
dinlemekti.
Bunlar oldu.
Şimdi, yeniden İstanbul yollarındayım.
Ama bakıyorum, karamsarım: Dünyaya
bakarken, yurduma bakarken karamsarlık
içindeyim. Aslında iyimser bir insanımdır; ama
aptalca bir iyimserliğe de asılı kalmanın anlamı
yok!
İki konuda, dünyaya bakarken, Türkiye’yi
düşünürken, karamsarlık ağır basıyor...
İkinci Dünya Savaşı bittiğinde, gençliğe ayak
basmış; çok okuyan ve kendini fikren
donatmak için ısrarla çabalayan bir meraklı
idim.
Savaşın yıkıntıları korkunçtu; ama insanlar
ileriye bakarken iyimser idiler; çünkü, bu savaş
faşizme karşı yapılıyordu ve zaferle
sonuçlanmıştı.
Biz de iyimserdik. Savaşın dışında kalmak iyi
olmuştu. Bir de, büyük bir devrim yapmıştık,
daha yapacaklarımız da vardı: Demokrasi ve
kalkınma başta geliyordu.
Başlattık, ama arkasını getiremedik...
Batı, önde ABD ve Batı Avrupa, büyük bir
kalkınma örneği verdiler. Ötede Sovyetler
Birliği’nin kalkınırken proletaryasına ayırdığı
büyük pay -Batı’daki işçi sınıfını ayartıcı bir
örnek olmasın diye- Batı, “sosyal devlet” etiketi
altında emekçi halka önemli bir pay ayırdı ve
verdi.
Ne var ki, Sovyetler Birliği’nde, -aptalca
ısrarlar sonucu- sistem çökünce, Batı da,
birden “liberalizm”e aşkını ilan etti ve emekçi
halka arkasını döndü. Yeni liberalizm,
üretmeden çok “paradan para kazanmak”tı.
Ancak, ne yaptı ne etti, o sistem de iflas etti.
Şimdi, özeleştiride bulunuyor, ama
“ikiyüzlülük” içinde: Gelecek için “açlık, siyasal
istikrarsızlık ve savaş” vaat ediyor; bunu
önlemek için de, elle tutulur bir şey demiyor.
Buna bakıp nasıl olur da kötümser olmam?
Bu konuda düşünürken, okurlarına, Emre
Kongar Hoca’mızın 10 Ekim günlü
gazetemizdeki yazısını da mutlak okumalarını
isterim.
Bizde, Cumhuriyeti kuranlar kalkınma yolu
olarak kapitalizmi seçmişlerdi. Ama onun
“üretken” yanına önem verdikleri için de,
fabrikalar kuruyorlardı.
1950’lerle, 1960’larla iktidara gelenler,
Demokrat Parti ile Adalet Parti de, kapitalizmin
bu yönüne bağlanmışlardı.
Ancak, 1979’da yön değiştirilip “paradan
para kazandıran” kapitalizme kapılandı; yani
“yeni liberalizm” kabul ediliyordu. 12 Eylül de,
iktidara, bunu da zorla uygulamak için
geliyordu.
Bu çığırın başında Turgut Özal gösterilir;
ANAP bu yöntemi izler.
AKP de, bunun artçısıdır: Israrla izlemiştir.
Üretken olup olmamasına bakmadan eldeki
bütün fabrikalar “babalar gibi” satılmıştır.
Sistem, dünyada iflas ettiği gibi, bizde de
ekonomi batmıştır.
Bu adamlar hâlâ iktidardadır.
Ayrıca, dış politikada, Ortadoğu’da aptalca
işler yapıyorlar. Hiç kuşku duymayınız:
Yıkıldıklarında, bu konuda da arkalarında bir
harabe bırakacaklar.
Ama ne zaman yıkılacaklar?
Buna da bakıp nasıl kötümser olmam?
İstanbul’da, -her şeye karşın- tadacağım kimi
mutlulukların iyimserliğini de zikretmeliyim:
Başta, İlhan Selçuk’un hastaneden çıkacağı
günlerin çok yaklaşmış olmasının sevinci
paylaşılıyor. Ağabey, evde bir dinlenmenin
arkasından yazılarına başlayacak.
Şükürler bu günlere!
İkinci iyimserlik, Ergenekon yargılamalarıyla
ilgili olarak açılacak yeni bir parantezde:
Önümüzdeki günlerde, arka arkaya,
iddianamenin okunması bitecek ve
sorgulamalara geçilecek. Mustafa Balbay’ınki
de başlarda. Aklanmalara, en azından
tahliyelere tanık olacağız; sevinçten sevince
koşacağız. Büyük acılarımız oldu; bu sevinçleri
de hak ettik artık!
En başta güvencemiz de şu: “Berlin’de
yargıçlar vardır” diye söylenir ve yargıçlara
güveni dile getirir.
Yürekten ekleyelim: İstanbul’da, Türkiye’de
de yargıçlar vardır...
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Terörist Abdullah Öcalan’õn çağrõ-
sõna uyarak, PKK’den sekiz, Mahmur kampõndan
26 kişinin Türkiye’ye dönmesi, gözlerin örgütün li-
der kadrosuna çevrilmesine neden oldu. Örgütün li-
der kadrosu arasõnda, üçüncü ülkeye gitmek yerine
Türkiye’de siyaset yapma yaklaşõmõnõn ağõr bastõğõ
öğrenildi. Bu durum, hükümetin Kürt açõlõmõnõ aç-
mazda bõrakacak.
Terör örgütü militanlarõnõn dağdan inme sürecinin
başlamasõ ile birlikte, Ankara’da örgütün lider kad-
rosuna ilişkin formül arayõşlarõ da hõzlandõ. İstihba-
rat birimlerince hazõrlanan ve Dõşişleri Bakanlõğõ,
İçişleri Bakanlõğõ ile Cumhurbaşkanlõğõ gibi devle-
tin önemli birimlerine de sunulan raporlara göre ör-
gütün lider kadrosu için gündeme getirilen üçüncü
ülke formülünde önemli bazõ sõkõntõlar ortaya çõktõ.
Daha önce örgütün lider kadrosunun, Irak pasa-
portu ile İsveç ve Norveç gibi ülkelere gönderilmesi
öngörülüyordu. Örgütün lider kadrosu da bu formü-
le önceleri sõcak yaklaşõyordu. Ancak son dönemde
örgütün Kandil Dağõ’ndaki kadrolarõ ile Türkiye’de
siyasi süreci götüren DTP’liler arasõnda, bundan
sonraki döneme ilişkin önemli görüş ayrõlõklarõ orta-
ya çõkmaya başladõ. Söz konusu görüş ayrõlõklarõ,
Öcalan’õn PKK’lilere yönelik “eve dönün” çağrõsõ-
nõn hemen öncesinde daha belirgin bir hale geldi.
Ortadaki anlaşmazlõklara karşõn örgütün Kandil’de-
ki kadrosu, Öcalan’õn çağrõsõna uydu.
Ankara’ya ulaşan bilgilere göre bu noktada, örgü-
tün lider kadrosunun sõğõnmacõ olarak İsveç, Norveç
ve Finlandiya gibi üçüncü ülkelere gönderilmesine
ilişkin tartõşmalar başladõ. Örgüt liderleri arasõnda,
üçüncü ülkeye gitmek yerine, açõlõm sürecinde ko-
şullarõn zorlanarak Türkiye’de siyaset yapma görü-
şü ağõrlõk kazanmaya başladõ.
Konu daha önce Irak bağlamõnda gündeme gel-
mişti. Kürt açõlõmõna ilişkin çalõşmalar sürdürülür-
ken PKK’nin, Irak’ta kalmak istemesi olasõ lider
kadrosundan isimlerin bu ülkede siyaset yapõlmasõ-
na izin verilip verilmeyeceği de tartõşma konusu ol-
muştu. Ancak Ankara’daki genel yaklaşõm örgütün
lider kadrosunun siyaset yapmasõna izin verilmeme-
si yönünde olmuştu. İsveç, Norveç ve Finlandiya gi-
bi ülkelerin terör örgütünün lider kadrosunun sõğõn-
macõ olarak bu ülkelere gelmesine ilişkin nasõl bir
yaklaşõm içinde olacağõ ise bilinmiyor. Norveç Dõş-
işleri Bakanlõğõ Basõn Sözcüsü Narte Kopstad,
kendilerinin böyle bir bilgiye sahip olmadõklarõnõ
açõklamõştõ. Üçüncü ülkelerin, PKK’nin lider kadro-
sunu kabullenmelerinin kolay olmadõğõ belirtiliyor.
‘ZERE’YE İŞKENCEYE
SON VERİLSİN’
ADANA (Cumhuriyet
Bürosu) - Terör örgütü
PKK’nin elebaşõ Abdul-
lah Öcalan’õn çağrõsõyla
Türkiye’ye gelen PKK’lilerin
kahraman gibi karşõlanmasõna tep-
ki gösteren şehit yakõnlarõ ve gaziler göz-
yaşlarõ dökerek madalyalarõnõ kõrdõ, bazõ şe-
hit ve gazi yakõnlarõ AKP ve PKK’ye lanet
okudu. Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit
Dul ve Yetimleri Derneği Adana Şube Baş-
kanõ Mehmet Ersin Güluçar, dernek binasõ
önünde gaziler ve şehit yakõnlarõyla basõn
toplantõsõ düzenledi. Yõllarca askere kurşun
sõkan PKK’li teröristlerin
zafer kazanmõşlar gibi
karşõlanmasõnõn şehit ya-
kõnlarõnõ ve gazileri derin-
den üzdüğünü belirten Gülu-
çar, şunlarõ söyledi: “Şehitlerimi-
zin kemikleri sızlamıştır. Bu duruma bir
an önce son verilmedir” Gazi Muhammed
Çetin madalyasõnõ gösterip Cumhurbaşkan-
lõğõ’na verilmesini istedi. Gazi Selahattin
Yağımlı ile bazõ gaziler ve şehit yakõnlarõ
devlet övünç ve gazi madalyasõnõ kõrarak
gözyaşlarõna boğuldu. Gazi ve şehit yakõnla-
rõ da AKP ve DTP’ye lanet okudu.
Şehit yakınları ve
gazilerden tepki
GÖZYAŞLARIYLA MADALYALARINI KIRDILAR
(Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ)
ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Çu-
kurova Üniversitesi Balcalõ Hastanesi
mahkûm koğuşunda kalan tutuklu kanser
hastasõ Güler Zere’nin geçirdiği bir ame-
liyatõn ardõndan hâlâ cezaevinde tutulma-
sõna tepki gösterildi. Aralarõnda Alõnteri,
BDSP, ÇHKM, HC ve İHD temsilcilerinin
bulunduğu grup, hastane önünde toplandõ.
Grup adõna açõklama yapan İHD temsilcisi
Ethem Açıkalın şunlarõ söyledi: “Dok-
torların, ‘kanserli hücreler hõzla yayõlõ-
yor’ içerikli verdiği rapor, iktidar sa-
hipleri hiçe sayarak, planlı ve program-
lı olarak Zere’yi katletmektedir.”
DİYARBAKIR (Cumhuri-
yet) - Başbakan Tayyip Erdo-
ğan’õn “Şark kurnazlığı” ve
“Şov yapıyorlar” eleştirilerine
yanõt veren DTP Eşbaşkanõ Ah-
met Türk, partisinin ne şov ne
de siyasi hesap yaptõğõnõ söyledi.
Diyarbakõr’da gazetecilerin
sorularõnõ yanõtlayan Türk, Erdo-
ğan’õn, bu halkõn coşkusunu görmesini istediklerini
ve bunun barõş sesleri olduğunu, barõşa karşõ bir du-
yarlõlõk olduğunu savundu. Türk, şöyle konuştu:
“Hiçbir siyasi parti ve hiç kimse böyle bir coş-
kuyu sağlayamaz. Halk, içinden gelerek yapma-
saydı olmazdı. İşte birilerinin bunu anlaması,
görmesi lazım. Ben zaman zaman uyarılar yapı-
yorum. ‘Yeni bir dönem, ilk adõmlar’ diyorum.
Yılların acıları var. Yaşanan acılardan sonra
bir umudun ortaya çıkmasını anlaması lazım.
Bu coşku, barışa olan inancın coşkusudur. Eğer
böyle değerlendirilirse hiçbir sorun olmaz.
Türk kardeşlerimizin bu coşkuyu desteklemesi
lazım. Çünkü barış ve özgürlük hepimiz içindir.
Bu ülke halklarını kucaklaştırmak zorundayız.
DTP ne şov ne de siyasi hesap yapıyor. Barışın
ne kadar önemli olduğunu Türkiye’ye kavrat-
maya çalışıyoruz.” Türk, ayrõca barõş gruplarõ
üyelerinin de bundan sonra Türkiye Barõş Meclisi
içinde barõş için çalõşacaklarõnõ söyledi.
ERDOĞAN’A YANIT VERDİ
Türk: Şov değil
halkın coşkusu
3. ÜLKE FORMÜLÜNDE SIKINTI
Örgütliderleri
siyaset
yapmakistiyor
DTP’li Selahattin Demirtaş PKK’lilerin teslimi ve sonraki süreci anlattõ:
221.maddezorlandõ
15 KİŞİLİK GRUPTAN 5’İ KADINTÜRKİYE’YE DÖNEN ÖRGÜT ÜYELERİ
‘Mektuplarõmõzõ vermek
için Ankara’ya gideceğiz’
Avrupa’daki PKK’li
grup 28 Ekim’de geliyor
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Abdullah
Öcalan’õn çağrõsõyla 19 Ekim’de Habur’dan Türkiye’ye
giren ve karşõlanmalarõ tam anlamõyla gövde gösterisine
dönen 34 kişilik PKK grubu üyeleri basõna konuştu.
Kandil grubundan gelen Gülbahar Çiçekçi, “Bundan
sonraki hedefimiz Ankara’ya gitmek. Mevcut mek-
tuplarımızı vermek ve görüşüp tartışmak istiyoruz”
dedi. Zehra Tunç ise karşõlama günüyle ilgili olarak,
“Böyle bir günü yaşayacağımı düşünmemiştim” diye
konuştu. Hüseyin İpek ise barõş grubu olarak geri döndü-
ğü için heyecanlõ olduğunu dile getirdi. Tarihi bir adõm
attõklarõnõ belirten Vilayet Yakut da şunlarõ söyledi:
“Barışın sağlanması için buralara geldik. Umut ediyo-
ruz devlette bu şekilde karşılar ve adım atar.”
- Mümtaz’er Türköne’nin Öcalan
için önerdiği “Başõbozuk paşa” öne-
risini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Tabii Öcalan meselesine biraz
ciddi yaklaşõlmalõ. Şimdi devletin çõ-
kõp Öcalan’õ kahraman ya da paşa
ilan etmesini beklemiyoruz. Ama
mesela ‘bölücü başı’, ‘terörist başı’
jargonu bõrakõlmalõ. Öcalan’õn cezasõ
bir şekilde ev hapsi şekline dönüştü-
rülebilir. Daha sonra da özgürlüğüne
kavuşturacak bir düzenlemeyi devlet
düşünmeli. Aksi durumda, Öcalan’õn
cezaevinde ölmesi Kürtlerde travma
yaratõr ki bunun da sonuçlarõ Türkiye
açõsõndan büyük sorun yaratõr.
- Kamuoyunda böyle gövde
gösterisiyle karşılamaya büyük
tepki var.
- Zaten barõş gruplarõnõn kitle
gösterisi, miting için gelmediği
biliniyor. Bu sadece doğal bir ge-
lişme, bir heyecan, bir karşõla-
maydõ ve bitti. Bundan bundan
sonra yapacaklarõ çalõşmalar biraz
daha Türkiye kamuoyuna, devlete
hükümete mesaj verme şeklinde
olmalõdõr. Geliş amaçlarõ da bu-
dur aslõnda. Öcalan bu çağrõyõ ya-
parken bu boyutunu da belirtmiş-
ti. Bundan sonra benzer heyetler
gelirse ki, belki Avrupa’dan gelen
heyet de böyle benzer bir mitingle
karşõlanabilir. Ama bundan sonra
ki gelişler, biraz daha bence ruti-
ne dönüşebilmelidir. DTP bunun
için çaba sarf eder. ‘Aman da bi-
rileri bizi karşılasın, kitlesel mi-
tingler yapalım’ gibi bir amaç
yok. İlkti ve normal bir heyecan-
dõ, bundan sonra böyle olacağõnõ
tahmin etmiyorum.
- Meclis’e gelmeleri konusunda hem kamuoyunda, hem de partiniz için-
de tartışma yaşanıyor. Gelecek haftaki grup toplantınıza gelecekler mi?
- Bilmiyoruz açõkçasõ, kendi programlarõnõ kendileri yapacaklar. Daha ön-
ce de, 1999’da gelip, tahliye olan barõş gruplarõ Türkiye Barõş Meclisi için-
de yer aldõlar örneğin ve TBMM’ye de geldiler. Belki bu barõş grubu da bir
sivil toplum örgütlenmesi şeklinde çalõşmalarõnõ sürdürebilir, bu şekilde Mec-
lis’e gelebilirler. Ama DTP’nin özel bir çalõşmasõ olmayacak. Kendi prog-
ramlarõnõ kendilerini yapacaklar. Destek isterlerse yardõmcõ oluruz.
‘SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ ŞEKLİNDE MECLİS’E GELEBİLİRLER’
‘ÖCALAN’IN CEZAEVİNDE ÖLÜMÜ KÜRTLERDE TRAVMA YARATIR’
‘BURAYA MİTİNGE
GELMEDİLER’
ÇİMEN TURUNÇ BATURALP
BRÜKSEL - PKK’li ikinci grup 28 Ekim’de
Düsseldorf’tan 11.30 THY uçağõ ile İstanbul’a ha-
reket edecek. 15 kişilik grupta Fransa, İsviçre, Hol-
landa ve Almanya’dan katõlanlarõn 5’inin kadõn
10’unun erkek olduğu açõklandõ. Başvurularõ değer-
lendirmek suretiye Türkiye’ye dönecek grubu oluş-
turan komitenin bildirdiğine göre gelenler siyasal
nedenlerle yurtdõşõna kaçmõş kişiler. Türkiye’ye dö-
necek kişiler 27 Ekim’de Brüksel’deki Uluslararasõ
Basõn Merkezi’nde bir basõn toplantõsõ düzenledik-
ten sonra, aynõ gün Düsseldorf’a hareket edecekler.
Grup 28 Ekim’de ise İstanbul’a harekete geçecek.