22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 13 EKİM 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA İnsan Yaşamı... Derin bir sancı duyuyor insan kimi ölümlerde... İki ırmağın damarları arasında ölen insanlar gibi. Susuyoruz, hiç konuşmuyoruz. Güneşin renginin alınlarda söndüğünü görmüyor, çocuk gülüşlerini ya da hıçkırıklarını duymuyoruz. Paris’te Fransız Cumhurbaşkanı’nın Abdullah Gül’ü ağzında sakız çiğneyerek karşılamasıyla ilgi- lendiğimiz gün, gazetelerin birinci sayfalarında iki kı- zını Porsuk Çayı’na bırakan, daha sonra da kendi- si atlayan Dilek Özer’in öyküsü vardı. Medyamızın gözleri İsviçre’nin Zürih kentine ki- litlenmişti. Türkiye-Ermenistan arasındaki protokol bunalı- mı sürüyordu. Eh, bir de işin içine Türkiye-Belçika milli maçı gi- rince, işler arapsaçına döndü. Pazar sabahı gazetelerin manşetleri, barış bu- nalımının aşıldığına ilişkindi. Benim için zor bir pazar sabahıydı. Cumartesi günü Mehmet Sucu’yu yitirmiştik genç yaşında. Acılı ve hüzünlüydük! Eskişehir’de 24 yaşındaki Dilek Özer altı aylık Ni- san ve altı yaşındaki Aysan... Aysan annesine yalvarmış: “Ne olur beni atma anne!” Yüreğimin derinliğinde bir sızı hissettim. Ölümle yaşam arasındaki o ince çizgi... Vicente Aleixandre’nin beni duygulandıran di- zeleri: “Haydi varlığının anahtarını anlat bana Bilmek istiyorum bir taşın neden bir tüy olmadığını, Ya da kalbimin, narin bir ağaç, İki nehrin damarları arasında ölen şu küçük kız Neden her gemi denize açılamaz.” Siyasetin bataklığında dolaşan bizler, insan yaşamı karşısında duyarsısız... Kayıp kız ve erkek çocukları, evinde öldürülen 14 yaşındaki İzmirli lise öğrencisi genç kız, töre ci- nayetleri, Batman’da intihar eden kızlar ve kadınlar. Katilleri belli olan faili meçhul cinayetler! Pusular, bombalar, mayınlar! Gerçekten neresindeyiz biz toplum olarak yaşa- mın! Neden bu denli duyarsız olduk, yüreklerimiz man- da gönüne döndü? 36 yaşındaki öğretim üyesi Doç. Dr. Dicle Ko- ğacıoğlu Boğaziçi Köprüsü’nden atlayıp intihar etti. Dicle’nin cansız bedeni Ortaköy’de bulundu... Evinde bulunan o kısa not: “Annem, babam, Poyraz beni affedin. İçim acılarla dolu, dayanamıyorum.” Umut ve acı... Hüzün ve yalnızlık... Hayatın sayfalarında dolaşırken okuru hüzünlen- dirmek değil amacım! Bazı gerçeklerle yüzleşmek! Kurtuluşu ölümde arayan, çocuklarını biberleyen, tornadan çıkmış sopalarla sokak aralarında döven, parkta bira içtiği için kolunu, kafasını kıran bir top- lum mutlu olabilir mi? Ve dün sabah bu sorulara yanıt aramaya çalıştım kendi kendime. Acı ama gerçek, bir yanıt veremedim. Kayseri’de bayramda büyüklerin ellerini öpüp şe- ker toplamaya çıkan çocuklardan haber var mı? 2009 yılının son beş ayında 1592 çocuk kaybol- muş... 2008 yılında kaybolan çocuk sayısı 1444. Nerede bu çocuklar? İşsizlik ve yoksulluk artmış. Diyarbakır, Van, Gaziantep, Şanlıurfa, Bat- man’da binlerce sokak çocuğu var... Peki, İstanbul’da kaç bin çocuk sokaklarda ya- şıyor? Duygularım beni hüzünlendiriyor... 6 yaşındaki Ceyda Gider, Çatalca’da bir ay ön- ce yağmur sularına kapılarak kayboldu. Baba Tayfun Gider şafak sökerken elinde dür- bünle Büyükçekmece Gölü’nün yolunu tutuyor... De- de Raci Gider boyuna yaklaşan çamurlu sulara gi- rip sopayla torunu Ceyda’yı arıyor. Hayatın sayfalarında yer alan bu acılar, hüzün- ler canımı acıtıyor benim, canımı! Porsuk Çayı’na çocuklarını atan kadın, genç ölümler, kayıplar, mayınlı tuzaklarda ölen askerler. Tuzla tersanelerinde ölen işçiler! Faili belli cinayetler... Köpürüp akan bir ırmağın kıyısında yaşamı ku- caklamalı insan. Dicle’nin, Fırat’ın, Kızılırmak’ın, Meriç’in, Gediz’in sularından güle oynaya geçmeli insan. Binlerce yürek insanca yaşamak için çarpma- lı... Umudunu yitirmemeli insan hiçbir zaman. Yitirmeden çoğalmalı, sevgiyi, kardeşliği, barı- şı yaşam biçimi olarak görmeli... hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Puig: Türkiye Avrupa ülkesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa Konseyi Ödülü’nün Ankara’ya verilmesi nedeniyle Türkiye’de bulunan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Başkanõ Luis Maria de Puig, başkentte temaslarda bulundu. Başmüzakereci Egemen Bağõş ile görüşen Puig, TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin ve CHP lideri Deniz Baykal ile bir araya geldi. Puig, zorluklar bulunsa da Türkiye’nin bir Avrupa ülkesi olduğunun tartõşma götürmez olduğunu vurguladõ. Puig, Avrupa tarihinden Türkiye olmadan söz edilemeyeceğini bildirdi. Bahçeli mektuplu siyaseti eleştirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, AKPM Başkanõ Luis Maria de Puig ile görüşmesinin ardõndan, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularõnõ yanõtladõ. Bahçeli, Erdoğan ile Baykal’õn birbirleriyle mektuplaşmasõnõ nasõl değerlendirdiğinin sorulmasõ üzerine, “Mektupla siyaset, Türkiye’ye çağ atlatmaz, açõlõmõn sonuçlandõrõlmasõna katkõ sağlamaz” dedi. Yolsuzluk iddiası: 11 tutuklama DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Diyarbakõr merkez olmak üzere 9 ilde, DTP’li belediyelere bağlõ şirketlerde yolsuzluk yapõldõğõ iddiasõ üzerine düzenlenen operasyonda gözaltõna alõnan 35 kişiden 11’i tutuklandõ. Gözaltõna alõnan diğer 24 kişi ise tutuksuz yargõlanmak üzere serbest bõrakõldõ. Operasyonda aralarõnda Diyar A.Ş Genel Müdürü, genel müdür yardõmcõsõ ve şirket yöneticileri, Van Belediyesi başkan danõşmanõ ve belediye yetkilileri de bulunduğu 35 kişi gözaltõna alõnmõştõ. ART: Yayınlarımız devam edecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ART Genel Koordinatörü Ahmet Özbek, televizyon kanalõnõn yayõnlarõna KKTC merkezli devam edeceğini bildirdi. Özbek, basõn organlarõnda ART’nin yayõnlarõna son verdiği yolunda bazõ haberler yer aldõğõnõ anõmsatarak, kanalõn içinde bulunduğu ekonomik zorluklar nedeniyle bazõ tedbirler aldõğõnõ söyledi. ‘Bahri Baba’nın laneti’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanõ CHP’li Aziz Kocaoğlu’nun, Mega Müze yeri olarak, Konak’taki Bahri Baba Parkõ’nõ önermesi AKP’li milletvekili Tuğrul Yemişçi tarafõndan tepkiyle karşõlandõ. Yemişçi yaptõğõ açõklamada, “O bölgede daha öncede kültür sanat merkezi yapõlacaktõ ancak bir türlü yapõlamadõ. Bahri Baba Parkõ’nõn lanetli olduğuna inanõyorum. Fiziki nedenlerle de oraya müze yapõlmasõ uygun değil” dedi. Baykal, Erdoğan’a ‘İşbirliği olanaksõz ama ikili görüşmeye hazõrõm’ yanõtõ verdi ‘Açõlõmõnõz ayrõştõrõcõ’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başka- nõ Deniz Baykal, Başbakan Tayyip Erdoğan’a yazdõğõ mektupta açõlõm politikasõnõ “etnik ayrımcılığı teşvik eden, toplumda etnik sorgulamayı tahrik eden, insanların yaf- talanmasına yol açan ayrış- tırıcı, sakıncalı” diye nitelen- direrek “Bu ‘açõlõm politika- sõ’nda hiçbir şekilde sizinle birlikte olmayacağımız açık- tır” karşõlõğõnõ verdi. Baykal, “Sayın Başbakan” diye başladõğõ ve “Görüşme umuduyla ve saygılarımla” diye bitirdiği 6 sayfalõk mek- tubu dün Başbakan Erdoğan’a gönderdi. Mektubun eklerinde de SHP’nin 1989 Kürt raporu, 1991’de verilen Türkçeden farklõ dillerin kulanõlmasõna ilişkin yasa önerisi ve CHP’nin yenilenen programõndaki Doğu ve Güneydoğu sorunlarõ hak- kõndaki bölümlere yer verildi. Baykal, Erdoğan’a “Önü- müzdeki bir hafta içinde, bir gün önceden bildirmeniz ha- linde, uygun göreceğiniz her- hangi bir saatte CHP Genel Merkezi’nde sizi ağırlamak- tan mutluluk duyacağım” di- ye seslendi. Mektupta yer alan görüşler özetle şöyle: Ucu açık süreç: PKK’nin si- yasi hedefleri ile örtüşen bir anayasa değişikliği açõlõmõnõn bizzat kendisi bir huzursuzluk kaynağõ haline dönüşmüştür. Hele hedefe “hazmettire haz- mettire” yürüneceği açõkla- masõ, sürece iyi niyetle bakan insanlarõn güvenini temelle- rinden sarsmõştõr. Sayõn Cum- hurbaşkanõ’nõn “Artık şehit vermeden, kaynak ve enerji harcamadan, terör sorununu geride bırakmaya yarayacak yeni yöntemleri devreye sok- ma kapasitesine ulaştığımız” yolundaki sözleri, bu açõlõm politikasõnõn temel zihniyetini yansõtmaktadõr. Sürecin ucu açõk tutulmuştur. İmralõ’dan gelecek yol haritasõ mahcup bir merak ve gizlenemeyen bir resmi ilgi ile beklenmiştir. Örgüte değil, vatandaşa açılım: Bugün Türkiye’de ya- pay azõnlõklar yaratma, etnik te- melde milleti ayrõştõrma, bunun için de etnik anadili şimdilik seçmeli ders olarak üniversite- lere, milli eğitime yerleştirme mücadelesi hõzla yürütülmek- tedir. Bunlar PKK’nin siyasi projesinin temel unsurlarõdõr. Ama Kürt kökenli vatandaşla- rõmõzõn ezici çoğunluğunun böyle bir projenin peşinde ol- madõğõ açõktõr. O nedenle Kürt kökenli vatandaşlarõmõzõn so- runlarõna ayrõştõrõcõ değil, kay- naştõrõcõ bir anlayõşla yaklaşõl- malõdõr. Kürt açõlõmõ, terör örgütünün ayrõmcõ politikalarõna doğru değil, Kürt kökenli vatandaş- larõmõzõn gerçek gündemine yönelik; işsizliğe, eğitimsizliğe, dõşlanmõşlõğa karşõ bir açõlõm ol- malõdõr. Açõlõm, terör örgütüne yönelik değil, Kürt kökenli va- tandaşlarõmõza yönelik olmalõ- dõr. Sizinle birlikte değiliz: Açõ- lõm politikanõzõ, etnik ayrõmcõ- lõğõ teşvik eden, toplumda etnik sorgulamayõ tahrik eden, in- sanlarõn yaftalanmasõna yol açan ayrõştõrõcõ, sakõncalõ bir po- litika olarak değerlendiriyo- ruz. “Açılım politikası”nõn te- rör örgütünü muhatap haline getirdiğini, yurdun dört bir kö- şesinde çevresiyle uyum için- de yaşayan Kürt kökenli va- tandaşlarõmõzõ huzursuz etme- ye başladõğõnõ hissediyoruz. Bu politikanõzõn etnik ayrõm- cõlõğõ milli eğitime taşõyarak çok tehlikeli bir süreci harekete ge- çireceğini görüyoruz. Bu nedenlerle çok önemli tutarsõzlõklar, çelişkiler, belir- sizlikler içeren, tehlikeli tu- zaklar barõndõran bu “açılım politikası”nda hiçbir şekilde si- zinle birlikte olmayacağõmõz çok açõktõr. Bununla beraber, mektubunuzdaki isteminiz doğ- rultusunda bu konularõ daha kapsamlõ ve daha ayrõntõlõ bir değerlendirmeye tabi tutmak amacõyla sizinle CHP Genel Merkezi’nde baş başa, ikili gö- rüşme yapmaya hazõrõm. Görüşme yayımlansın: Bu görüşmemizin toplumda bü- yük ilgiyle karşõlanacağõ açõk- tõr. Ülkemizde bundan sonra yaşanacak gelişmeler açõsõn- dan belki de bu değerlendir- memiz tarihi bir belge niteliği- ni de taşõyabilecektir. Bu ne- denle ne zaman ve nerede ya- yõmlanacağõna birlikte karar vermek üzere, görüşmemizin bir televizyon ekibince kayda geçirilmesinin yararlõ olacağõ- nõ sizin de takdir edeceğinizi umuyorum. Baykal, gazetecilerin so- rularõnõ yanõtlarken “Görüş- menin kayıt altına alınma- sını istiyorum. Kendime gü- veniyorum. Dolmabahçe’ye benzemesin. Kayıt altına girsin” dedi. Baykal, Başbakan Erdoğan’õn mektubuna 6 sayfalõk bir mektupla yanõt verdi. AKP’nin açõlõm politikasõnõ, etnik ayrõmcõlõğõ teşvik eden, ayrõştõrõcõ ve sakõncalõ bulduğunu belirten Baykal, “Bu açõlõm politikasõ”nda hiçbir şekilde sizinle birlikte olmayacağõmõz çok açõktõr’’ dedi. Buna rağmen Erdoğan’a ikili görüşmeye hazõr olduğunu ileten Baykal, bu görüşmenin de bir televizyon ekibince kayda geçirilmesini istedi. ERDOĞAN DİN ŞÛRASINDA ‘Dinin sosyal rolü görmezden gelinemez’ Açõlõmõ din üzerinden gerçekleştirmekle eleştirilen Erdoğan, “Dinin istismarõ ne kadar yanlõşsa, dinin toplumsal problemleri çözmede oynayabileceği sosyal rolü görmezden gelmek de o denli yanlõştõr” dedi. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, din adamlarõnõn kendi alanlarõnda boşluk bõrak- malarõ durumunda bu boşluklarõn “medya va- izleri” tarafõndan doldu- rulacağõnõ belirtti. Erdo- ğan, “demokratik açı- lım” sürecinde dinin ro- lünün görmezden geline- meyeceğini ifade etti. Erdoğan, Diyanet İşle- ri Başkanlõğõ’nca Bilkent Otel’de düzenlenen 4. Din Şûrasõ’nõn açõlõşõnda yap- tõğõ konuşmada, her alan- da olduğu gibi dini ilim- ler alanõnda da eski bili- nenleri gözden geçirme, güncelleme, bugünün dünyasõna ve taleplerine göre çözümler üretme za- manõ olduğunu söyledi. Erdoğan, “Yalnız yanlış anlaşılmalara vesile ol- masın, kastettiğim asla ve asla dinde reform de- ğildir” dedi. Halktan, halkõn gerek- sinimlerinden, taleplerin- den, güncel sorunlardan kopuk bir bilim dilinin halk arasõnda boşluk do- ğuracağõnõ ifade eden Er- doğan, “Çünkü biz in- sanlara akıllarının an- layacağı dille hitap et- mek durumundayız. Bu boşluk da bugün ibret- le şahit olduğumuz gibi medya vaizleri tarafın- dan doldurulacaktır eğer biz boş bırakırsak” diye konuştu. ‘Din çözer’ Konuşmasõnda “de- mokratik açılım” süre- cine de değinen Erdoğan, sürece ilişkin verdiği bir örnekte, “Oğlunu, her ne sebeple olursa olsun kaybeden annelerin, oğullarının cenazesi ba- şında aynı Yasin’i oku- duklarını, aynı Fatiha’yı okuduklarını, aynı dua- yı ettiklerini ve cemaa- tin aynı kıbleye yönel- diğini ifade ettiğini” anõmsattõ. Bazõ çevrelerin bu ör- neğini “Başbakan de- mokratik açılımı, din üzerinden mi gerçekleş- tirecek” görüşüyle eleş- tirdiğini dile getiren Er- doğan, eleştirilere yönelik tepkisini, “Dinin istis- marı ne kadar yanlışsa, dinin toplumsal prob- lemleri çözmede oyna- yabileceği sosyal rolü görmezden gelmek de o denli yanlıştır” sözleriy- le ifade etti. Konuşmasõnda, laik- lik konusuna da değinen Erdoğan, “Laiklik ev- rensel bir kavram ol- masına rağmen Türki- ye’de farklı bir şekilde yorumlanabilmiştir. Laikliğin uygulanma- sına ilişkin birçok tar- tışma siyasi bir yakla- şımla sürdürülmüştür” diye konuştu. Görüşmeler önümüzdeki hafta ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek, İs- viçre’de Türkiye ile Ermenis- tan arasõnda imzalanan proto- kolleri gelecek hafta TBMM’ye göndermiş olacak- larõnõ söyledi. Çiçek, Dõşişle- ri Bakanõ Ahmet Davutoğ- lu’nun, 21 Ekim’de protokol- lere ilişkin TBMM’ye bilgi vereceğini bildirdi. Çiçek, CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal’õn, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn randevu talebine yanõtõnõn gündemine gelip gelmediği ve görüşmenin ne zaman olacağõna ilişkin bir soru üzerine , “Önümüzdeki hafta içerisinde uygun bir günde, gerçekleşebileceğini ifade etmek isterim” dedi. Çiçek, Bakanlar Kurulu top- lantõsõnõn ardõndan yaptõğõ açõklamada, Ermenistan ile ilişkilerin normalleşmesine yönelik bu ülke ile imzalanan protokolleri, gelecek hafta TBMM’ye göndermiş olacak- larõnõ söyledi. Çiçek, Davu- toğlu’nun protokollere ilişkin 21 Ekim’de TBMM’ye bilgi vereceğini ifade etti. Çiçek, protokollere Azer- baycan cephesinden gelen tep- kilere de “Hiçbir süreç bizim için Türkiye-Azerbaycan dostluğundan daha önemli değildir. Bu konu değerlen- dirilirken bizim bu niyetimiz, bu kararımız, bu görüşü- müz ışığında bu protokolle- rin değerlendirilmesi gerek- mektedir” yanõtõnõ verdi. Toplantõda AB-Türkiye iliş- kilerinin de ele alõndõğõnõ ifa- de eden Çiçek, 14 Ekim Çar- şamba günü açõklanacak olan AB İlerleme Raporu’nun ob- jektif ve dengeli olmasõnõ bek- lediklerini kaydetti. Çiçek, sürecin daha sağlõklõ yürüye- bilmesi için Türkiye’nin yeni bir anayasaya gereksinim duy- duğunu söyledi. İsrail’e tatbikat yanıtı Çiçek, Anadolu Kartalõ Tat- bikatõ’nõn uluslararasõ boyunun iptal edilmesi üzerine İsra- il’den gelen eleştirilerin so- rulmasõ üzerine Türkiye’nin İs- rail ile ilişkilerine önem ver- diğini belirterek, konuya siyasi bir anlam yüklenmesinin doğ- ru olmadõğõnõ söyledi. İsrailli yetkililere atfen basõnda yer alan görüşleri kabul edilebilir bulmadõklarõnõ belirten Çiçek, erteleme kararõnõn katõlan ül- kelerle yapõlan istişarelerden sonra alõndõğõnõ söyledi. Bakanlar Kurulu toplantõsõ sonrasõ açõklama yapan Bakan Çiçek, Erdoğan- Baykal buluşmasõyla ve protokollerin Meclis’e gelmesiyle ilgili tarih verdi TÜRK: ‘SALONA HÂKİM DEĞİLİZ’ DEDİĞİM İDDİASI GERÇEKDIŞI ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, DTP Kongresi’ne katõlan AKP Tokat Milletvekili Şükrü Ayalan’a “özür mesajı ilettiği” iddiasõnõn gerçekdõşõ olduğunu bil- dirdi. Türk, yaptõğõ yazõlõ açõkla- mada, bir gazetede, 4 Ekim’de gerçekleştirilen DTP Kongresi’ne kõsa bir süre katõldõktan sonra sa- londan ayrõlan Ayalan’a danõşma- nõ aracõlõğõyla, “Salona hâkim değiliz, ancak bu kadarını başa- rabiliyorum” şeklinde özür mesajõ ilettiğinin iddia edildiğini belirtti. Ayalan ile hiçbir temasõ olmadõ- ğõ gibi, herhangi bir mesaj ilet- mesinin de söz konusu olmadõğõnõ ifade eden Türk, “Haberdeki id- dialar kongremizi kriminalize etmeye yönelik yaklaşımların bir parçasıdır” dedi. GP lideri Uzan Fransa’ya sığındı ANKARA (ANKA) - Genç Parti Genel Başkanõ Cem Uzan’õn, Fransa’da olduğu ortaya çõktõ. Uzan’õn, Fransa’dan “siyasi sığınma” hakkõ aldõğõ belirtildi. Polonya’daki ‘Cementownia Nowa Hu- ta’ ve ‘Polski Energetyka Holding Sa’ adlõ iki şir- ketiyle ilgili bir süre önce tahkimde- ki davayõ kaybeden, ardõndan villasõ- nõn havuzundaki özel bölmede sak- ladõğõ Telsim kontör kartlarõyla ilgi- li davada da hapis cezasõna çarptõrõlan Uzan, Türkiye’yi geçtiğimiz eylül ayõ sonunda terk etmişti. Uzan’õn avukatõ Şaylan Çığın yaptõğõ yazõlõ açõklamada, Fransa’dan Cem Uzan’a “siyasi sığınma” hakkõ verildiğini bil- dirdi. Avukat Çõğõn yaptõğõ yazõlõ açõklamada “Cem Uzan, 2003 yılından bu yana sürdürülen siyasi linç kampanyası nedeniyle büyük sıkın- tılar yaşamıştır. Uzan, Fransa’ya büyük bir min- net duymaktadır. Bundan sonraki yaşamını Fransa’da devam ettirecektir” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle