Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
13 EKİM 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
İnsan Yaşamı...
Derin bir sancı duyuyor insan kimi ölümlerde...
İki ırmağın damarları arasında ölen insanlar gibi.
Susuyoruz, hiç konuşmuyoruz.
Güneşin renginin alınlarda söndüğünü görmüyor,
çocuk gülüşlerini ya da hıçkırıklarını duymuyoruz.
Paris’te Fransız Cumhurbaşkanı’nın Abdullah
Gül’ü ağzında sakız çiğneyerek karşılamasıyla ilgi-
lendiğimiz gün, gazetelerin birinci sayfalarında iki kı-
zını Porsuk Çayı’na bırakan, daha sonra da kendi-
si atlayan Dilek Özer’in öyküsü vardı.
Medyamızın gözleri İsviçre’nin Zürih kentine ki-
litlenmişti.
Türkiye-Ermenistan arasındaki protokol bunalı-
mı sürüyordu.
Eh, bir de işin içine Türkiye-Belçika milli maçı gi-
rince, işler arapsaçına döndü.
Pazar sabahı gazetelerin manşetleri, barış bu-
nalımının aşıldığına ilişkindi.
Benim için zor bir pazar sabahıydı.
Cumartesi günü Mehmet Sucu’yu yitirmiştik
genç yaşında.
Acılı ve hüzünlüydük!
Eskişehir’de 24 yaşındaki Dilek Özer altı aylık Ni-
san ve altı yaşındaki Aysan...
Aysan annesine yalvarmış:
“Ne olur beni atma anne!”
Yüreğimin derinliğinde bir sızı hissettim.
Ölümle yaşam arasındaki o ince çizgi...
Vicente Aleixandre’nin beni duygulandıran di-
zeleri:
“Haydi varlığının anahtarını anlat bana
Bilmek istiyorum bir taşın neden bir tüy olmadığını,
Ya da kalbimin, narin bir ağaç,
İki nehrin damarları arasında ölen şu küçük kız
Neden her gemi denize açılamaz.”
Siyasetin bataklığında dolaşan bizler, insan
yaşamı karşısında duyarsısız...
Kayıp kız ve erkek çocukları, evinde öldürülen 14
yaşındaki İzmirli lise öğrencisi genç kız, töre ci-
nayetleri, Batman’da intihar eden kızlar ve kadınlar.
Katilleri belli olan faili meçhul cinayetler!
Pusular, bombalar, mayınlar!
Gerçekten neresindeyiz biz toplum olarak yaşa-
mın!
Neden bu denli duyarsız olduk, yüreklerimiz man-
da gönüne döndü?
36 yaşındaki öğretim üyesi Doç. Dr. Dicle Ko-
ğacıoğlu Boğaziçi Köprüsü’nden atlayıp intihar
etti.
Dicle’nin cansız bedeni Ortaköy’de bulundu...
Evinde bulunan o kısa not:
“Annem, babam, Poyraz beni affedin. İçim acılarla
dolu, dayanamıyorum.”
Umut ve acı...
Hüzün ve yalnızlık...
Hayatın sayfalarında dolaşırken okuru hüzünlen-
dirmek değil amacım!
Bazı gerçeklerle yüzleşmek!
Kurtuluşu ölümde arayan, çocuklarını biberleyen,
tornadan çıkmış sopalarla sokak aralarında döven,
parkta bira içtiği için kolunu, kafasını kıran bir top-
lum mutlu olabilir mi?
Ve dün sabah bu sorulara yanıt aramaya çalıştım
kendi kendime.
Acı ama gerçek, bir yanıt veremedim.
Kayseri’de bayramda büyüklerin ellerini öpüp şe-
ker toplamaya çıkan çocuklardan haber var mı?
2009 yılının son beş ayında 1592 çocuk kaybol-
muş... 2008 yılında kaybolan çocuk sayısı 1444.
Nerede bu çocuklar?
İşsizlik ve yoksulluk artmış.
Diyarbakır, Van, Gaziantep, Şanlıurfa, Bat-
man’da binlerce sokak çocuğu var...
Peki, İstanbul’da kaç bin çocuk sokaklarda ya-
şıyor?
Duygularım beni hüzünlendiriyor...
6 yaşındaki Ceyda Gider, Çatalca’da bir ay ön-
ce yağmur sularına kapılarak kayboldu.
Baba Tayfun Gider şafak sökerken elinde dür-
bünle Büyükçekmece Gölü’nün yolunu tutuyor... De-
de Raci Gider boyuna yaklaşan çamurlu sulara gi-
rip sopayla torunu Ceyda’yı arıyor.
Hayatın sayfalarında yer alan bu acılar, hüzün-
ler canımı acıtıyor benim, canımı!
Porsuk Çayı’na çocuklarını atan kadın, genç
ölümler, kayıplar, mayınlı tuzaklarda ölen askerler.
Tuzla tersanelerinde ölen işçiler!
Faili belli cinayetler...
Köpürüp akan bir ırmağın kıyısında yaşamı ku-
caklamalı insan.
Dicle’nin, Fırat’ın, Kızılırmak’ın, Meriç’in, Gediz’in
sularından güle oynaya geçmeli insan.
Binlerce yürek insanca yaşamak için çarpma-
lı...
Umudunu yitirmemeli insan hiçbir zaman.
Yitirmeden çoğalmalı, sevgiyi, kardeşliği, barı-
şı yaşam biçimi olarak görmeli...
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
Puig: Türkiye
Avrupa ülkesi
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Avrupa Konseyi
Ödülü’nün Ankara’ya
verilmesi nedeniyle
Türkiye’de bulunan
Avrupa Konseyi
Parlamenterler Meclisi
(AKPM) Başkanõ Luis
Maria de Puig, başkentte
temaslarda bulundu.
Başmüzakereci Egemen
Bağõş ile görüşen Puig,
TBMM Başkanõ Mehmet
Ali Şahin ve CHP lideri
Deniz Baykal ile bir araya
geldi. Puig, zorluklar
bulunsa da Türkiye’nin bir
Avrupa ülkesi olduğunun
tartõşma götürmez
olduğunu vurguladõ. Puig,
Avrupa tarihinden Türkiye
olmadan söz
edilemeyeceğini bildirdi.
Bahçeli mektuplu
siyaseti eleştirdi
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
MHP Genel Başkanõ
Devlet Bahçeli, AKPM
Başkanõ Luis Maria de
Puig ile görüşmesinin
ardõndan, gazetecilerin
gündeme ilişkin sorularõnõ
yanõtladõ. Bahçeli,
Erdoğan ile Baykal’õn
birbirleriyle
mektuplaşmasõnõ nasõl
değerlendirdiğinin
sorulmasõ üzerine,
“Mektupla siyaset,
Türkiye’ye çağ atlatmaz,
açõlõmõn
sonuçlandõrõlmasõna katkõ
sağlamaz” dedi.
Yolsuzluk iddiası:
11 tutuklama
DİYARBAKIR
(Cumhuriyet) -
Diyarbakõr merkez olmak
üzere 9 ilde, DTP’li
belediyelere bağlõ
şirketlerde yolsuzluk
yapõldõğõ iddiasõ üzerine
düzenlenen operasyonda
gözaltõna alõnan 35 kişiden
11’i tutuklandõ. Gözaltõna
alõnan diğer 24 kişi ise
tutuksuz yargõlanmak
üzere serbest bõrakõldõ.
Operasyonda aralarõnda
Diyar A.Ş Genel Müdürü,
genel müdür yardõmcõsõ ve
şirket yöneticileri, Van
Belediyesi başkan
danõşmanõ ve belediye
yetkilileri de bulunduğu
35 kişi gözaltõna alõnmõştõ.
ART: Yayınlarımız
devam edecek
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
ART Genel Koordinatörü
Ahmet Özbek, televizyon
kanalõnõn yayõnlarõna
KKTC merkezli devam
edeceğini bildirdi. Özbek,
basõn organlarõnda
ART’nin yayõnlarõna son
verdiği yolunda bazõ
haberler yer aldõğõnõ
anõmsatarak, kanalõn
içinde bulunduğu
ekonomik zorluklar
nedeniyle bazõ tedbirler
aldõğõnõ söyledi.
‘Bahri Baba’nın
laneti’
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - İzmir
Büyükşehir Belediye
Başkanõ CHP’li Aziz
Kocaoğlu’nun, Mega
Müze yeri olarak,
Konak’taki Bahri Baba
Parkõ’nõ önermesi AKP’li
milletvekili Tuğrul
Yemişçi tarafõndan
tepkiyle karşõlandõ.
Yemişçi yaptõğõ
açõklamada, “O bölgede
daha öncede kültür sanat
merkezi yapõlacaktõ ancak
bir türlü yapõlamadõ. Bahri
Baba Parkõ’nõn lanetli
olduğuna inanõyorum.
Fiziki nedenlerle de oraya
müze yapõlmasõ uygun
değil” dedi.
Baykal, Erdoğan’a ‘İşbirliği olanaksõz ama ikili görüşmeye hazõrõm’ yanõtõ verdi
‘Açõlõmõnõz ayrõştõrõcõ’ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel Başka-
nõ Deniz Baykal, Başbakan
Tayyip Erdoğan’a yazdõğõ
mektupta açõlõm politikasõnõ
“etnik ayrımcılığı teşvik eden,
toplumda etnik sorgulamayı
tahrik eden, insanların yaf-
talanmasına yol açan ayrış-
tırıcı, sakıncalı” diye nitelen-
direrek “Bu ‘açõlõm politika-
sõ’nda hiçbir şekilde sizinle
birlikte olmayacağımız açık-
tır” karşõlõğõnõ verdi.
Baykal, “Sayın Başbakan”
diye başladõğõ ve “Görüşme
umuduyla ve saygılarımla”
diye bitirdiği 6 sayfalõk mek-
tubu dün Başbakan Erdoğan’a
gönderdi. Mektubun eklerinde
de SHP’nin 1989 Kürt raporu,
1991’de verilen Türkçeden
farklõ dillerin kulanõlmasõna
ilişkin yasa önerisi ve CHP’nin
yenilenen programõndaki Doğu
ve Güneydoğu sorunlarõ hak-
kõndaki bölümlere yer verildi.
Baykal, Erdoğan’a “Önü-
müzdeki bir hafta içinde, bir
gün önceden bildirmeniz ha-
linde, uygun göreceğiniz her-
hangi bir saatte CHP Genel
Merkezi’nde sizi ağırlamak-
tan mutluluk duyacağım” di-
ye seslendi. Mektupta yer alan
görüşler özetle şöyle:
Ucu açık süreç: PKK’nin si-
yasi hedefleri ile örtüşen bir
anayasa değişikliği açõlõmõnõn
bizzat kendisi bir huzursuzluk
kaynağõ haline dönüşmüştür.
Hele hedefe “hazmettire haz-
mettire” yürüneceği açõkla-
masõ, sürece iyi niyetle bakan
insanlarõn güvenini temelle-
rinden sarsmõştõr. Sayõn Cum-
hurbaşkanõ’nõn “Artık şehit
vermeden, kaynak ve enerji
harcamadan, terör sorununu
geride bırakmaya yarayacak
yeni yöntemleri devreye sok-
ma kapasitesine ulaştığımız”
yolundaki sözleri, bu açõlõm
politikasõnõn temel zihniyetini
yansõtmaktadõr. Sürecin ucu
açõk tutulmuştur. İmralõ’dan
gelecek yol haritasõ mahcup
bir merak ve gizlenemeyen bir
resmi ilgi ile beklenmiştir.
Örgüte değil, vatandaşa
açılım: Bugün Türkiye’de ya-
pay azõnlõklar yaratma, etnik te-
melde milleti ayrõştõrma, bunun
için de etnik anadili şimdilik
seçmeli ders olarak üniversite-
lere, milli eğitime yerleştirme
mücadelesi hõzla yürütülmek-
tedir. Bunlar PKK’nin siyasi
projesinin temel unsurlarõdõr.
Ama Kürt kökenli vatandaşla-
rõmõzõn ezici çoğunluğunun
böyle bir projenin peşinde ol-
madõğõ açõktõr. O nedenle Kürt
kökenli vatandaşlarõmõzõn so-
runlarõna ayrõştõrõcõ değil, kay-
naştõrõcõ bir anlayõşla yaklaşõl-
malõdõr.
Kürt açõlõmõ, terör örgütünün
ayrõmcõ politikalarõna doğru
değil, Kürt kökenli vatandaş-
larõmõzõn gerçek gündemine
yönelik; işsizliğe, eğitimsizliğe,
dõşlanmõşlõğa karşõ bir açõlõm ol-
malõdõr. Açõlõm, terör örgütüne
yönelik değil, Kürt kökenli va-
tandaşlarõmõza yönelik olmalõ-
dõr.
Sizinle birlikte değiliz: Açõ-
lõm politikanõzõ, etnik ayrõmcõ-
lõğõ teşvik eden, toplumda etnik
sorgulamayõ tahrik eden, in-
sanlarõn yaftalanmasõna yol
açan ayrõştõrõcõ, sakõncalõ bir po-
litika olarak değerlendiriyo-
ruz. “Açılım politikası”nõn te-
rör örgütünü muhatap haline
getirdiğini, yurdun dört bir kö-
şesinde çevresiyle uyum için-
de yaşayan Kürt kökenli va-
tandaşlarõmõzõ huzursuz etme-
ye başladõğõnõ hissediyoruz.
Bu politikanõzõn etnik ayrõm-
cõlõğõ milli eğitime taşõyarak çok
tehlikeli bir süreci harekete ge-
çireceğini görüyoruz.
Bu nedenlerle çok önemli
tutarsõzlõklar, çelişkiler, belir-
sizlikler içeren, tehlikeli tu-
zaklar barõndõran bu “açılım
politikası”nda hiçbir şekilde si-
zinle birlikte olmayacağõmõz
çok açõktõr. Bununla beraber,
mektubunuzdaki isteminiz doğ-
rultusunda bu konularõ daha
kapsamlõ ve daha ayrõntõlõ bir
değerlendirmeye tabi tutmak
amacõyla sizinle CHP Genel
Merkezi’nde baş başa, ikili gö-
rüşme yapmaya hazõrõm.
Görüşme yayımlansın: Bu
görüşmemizin toplumda bü-
yük ilgiyle karşõlanacağõ açõk-
tõr. Ülkemizde bundan sonra
yaşanacak gelişmeler açõsõn-
dan belki de bu değerlendir-
memiz tarihi bir belge niteliği-
ni de taşõyabilecektir. Bu ne-
denle ne zaman ve nerede ya-
yõmlanacağõna birlikte karar
vermek üzere, görüşmemizin
bir televizyon ekibince kayda
geçirilmesinin yararlõ olacağõ-
nõ sizin de takdir edeceğinizi
umuyorum.
Baykal, gazetecilerin so-
rularõnõ yanõtlarken “Görüş-
menin kayıt altına alınma-
sını istiyorum. Kendime gü-
veniyorum. Dolmabahçe’ye
benzemesin. Kayıt altına
girsin” dedi.
Baykal, Başbakan Erdoğan’õn mektubuna 6 sayfalõk bir mektupla yanõt
verdi. AKP’nin açõlõm politikasõnõ, etnik ayrõmcõlõğõ teşvik eden, ayrõştõrõcõ ve
sakõncalõ bulduğunu belirten Baykal, “Bu açõlõm politikasõ”nda hiçbir şekilde
sizinle birlikte olmayacağõmõz çok açõktõr’’ dedi. Buna rağmen Erdoğan’a ikili
görüşmeye hazõr olduğunu ileten Baykal, bu görüşmenin de bir televizyon
ekibince kayda geçirilmesini istedi.
ERDOĞAN DİN ŞÛRASINDA
‘Dinin sosyal
rolü görmezden
gelinemez’
Açõlõmõ din üzerinden gerçekleştirmekle
eleştirilen Erdoğan, “Dinin istismarõ ne kadar
yanlõşsa, dinin toplumsal problemleri
çözmede oynayabileceği sosyal rolü
görmezden gelmek de o denli yanlõştõr” dedi.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan,
din adamlarõnõn kendi
alanlarõnda boşluk bõrak-
malarõ durumunda bu
boşluklarõn “medya va-
izleri” tarafõndan doldu-
rulacağõnõ belirtti. Erdo-
ğan, “demokratik açı-
lım” sürecinde dinin ro-
lünün görmezden geline-
meyeceğini ifade etti.
Erdoğan, Diyanet İşle-
ri Başkanlõğõ’nca Bilkent
Otel’de düzenlenen 4. Din
Şûrasõ’nõn açõlõşõnda yap-
tõğõ konuşmada, her alan-
da olduğu gibi dini ilim-
ler alanõnda da eski bili-
nenleri gözden geçirme,
güncelleme, bugünün
dünyasõna ve taleplerine
göre çözümler üretme za-
manõ olduğunu söyledi.
Erdoğan, “Yalnız yanlış
anlaşılmalara vesile ol-
masın, kastettiğim asla
ve asla dinde reform de-
ğildir” dedi.
Halktan, halkõn gerek-
sinimlerinden, taleplerin-
den, güncel sorunlardan
kopuk bir bilim dilinin
halk arasõnda boşluk do-
ğuracağõnõ ifade eden Er-
doğan, “Çünkü biz in-
sanlara akıllarının an-
layacağı dille hitap et-
mek durumundayız. Bu
boşluk da bugün ibret-
le şahit olduğumuz gibi
medya vaizleri tarafın-
dan doldurulacaktır
eğer biz boş bırakırsak”
diye konuştu.
‘Din çözer’
Konuşmasõnda “de-
mokratik açılım” süre-
cine de değinen Erdoğan,
sürece ilişkin verdiği bir
örnekte, “Oğlunu, her
ne sebeple olursa olsun
kaybeden annelerin,
oğullarının cenazesi ba-
şında aynı Yasin’i oku-
duklarını, aynı Fatiha’yı
okuduklarını, aynı dua-
yı ettiklerini ve cemaa-
tin aynı kıbleye yönel-
diğini ifade ettiğini”
anõmsattõ.
Bazõ çevrelerin bu ör-
neğini “Başbakan de-
mokratik açılımı, din
üzerinden mi gerçekleş-
tirecek” görüşüyle eleş-
tirdiğini dile getiren Er-
doğan, eleştirilere yönelik
tepkisini, “Dinin istis-
marı ne kadar yanlışsa,
dinin toplumsal prob-
lemleri çözmede oyna-
yabileceği sosyal rolü
görmezden gelmek de o
denli yanlıştır” sözleriy-
le ifade etti.
Konuşmasõnda, laik-
lik konusuna da değinen
Erdoğan, “Laiklik ev-
rensel bir kavram ol-
masına rağmen Türki-
ye’de farklı bir şekilde
yorumlanabilmiştir.
Laikliğin uygulanma-
sına ilişkin birçok tar-
tışma siyasi bir yakla-
şımla sürdürülmüştür”
diye konuştu.
Görüşmeler önümüzdeki hafta
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Hükümet Sözcüsü,
Devlet Bakanõ ve Başbakan
Yardõmcõsõ Cemil Çiçek, İs-
viçre’de Türkiye ile Ermenis-
tan arasõnda imzalanan proto-
kolleri gelecek hafta
TBMM’ye göndermiş olacak-
larõnõ söyledi. Çiçek, Dõşişle-
ri Bakanõ Ahmet Davutoğ-
lu’nun, 21 Ekim’de protokol-
lere ilişkin TBMM’ye bilgi
vereceğini bildirdi. Çiçek,
CHP Genel Başkanõ Deniz
Baykal’õn, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’õn randevu
talebine yanõtõnõn gündemine
gelip gelmediği ve görüşmenin
ne zaman olacağõna ilişkin bir
soru üzerine , “Önümüzdeki
hafta içerisinde uygun bir
günde, gerçekleşebileceğini
ifade etmek isterim” dedi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu top-
lantõsõnõn ardõndan yaptõğõ
açõklamada, Ermenistan ile
ilişkilerin normalleşmesine
yönelik bu ülke ile imzalanan
protokolleri, gelecek hafta
TBMM’ye göndermiş olacak-
larõnõ söyledi. Çiçek, Davu-
toğlu’nun protokollere ilişkin
21 Ekim’de TBMM’ye bilgi
vereceğini ifade etti.
Çiçek, protokollere Azer-
baycan cephesinden gelen tep-
kilere de “Hiçbir süreç bizim
için Türkiye-Azerbaycan
dostluğundan daha önemli
değildir. Bu konu değerlen-
dirilirken bizim bu niyetimiz,
bu kararımız, bu görüşü-
müz ışığında bu protokolle-
rin değerlendirilmesi gerek-
mektedir” yanõtõnõ verdi.
Toplantõda AB-Türkiye iliş-
kilerinin de ele alõndõğõnõ ifa-
de eden Çiçek, 14 Ekim Çar-
şamba günü açõklanacak olan
AB İlerleme Raporu’nun ob-
jektif ve dengeli olmasõnõ bek-
lediklerini kaydetti. Çiçek,
sürecin daha sağlõklõ yürüye-
bilmesi için Türkiye’nin yeni
bir anayasaya gereksinim duy-
duğunu söyledi.
İsrail’e tatbikat yanıtı
Çiçek, Anadolu Kartalõ Tat-
bikatõ’nõn uluslararasõ boyunun
iptal edilmesi üzerine İsra-
il’den gelen eleştirilerin so-
rulmasõ üzerine Türkiye’nin İs-
rail ile ilişkilerine önem ver-
diğini belirterek, konuya siyasi
bir anlam yüklenmesinin doğ-
ru olmadõğõnõ söyledi. İsrailli
yetkililere atfen basõnda yer
alan görüşleri kabul edilebilir
bulmadõklarõnõ belirten Çiçek,
erteleme kararõnõn katõlan ül-
kelerle yapõlan istişarelerden
sonra alõndõğõnõ söyledi.
Bakanlar Kurulu toplantõsõ sonrasõ açõklama yapan Bakan Çiçek, Erdoğan-
Baykal buluşmasõyla ve protokollerin Meclis’e gelmesiyle ilgili tarih verdi
TÜRK: ‘SALONA HÂKİM DEĞİLİZ’ DEDİĞİM İDDİASI GERÇEKDIŞI
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - DTP Genel Başkanõ Ahmet
Türk, DTP Kongresi’ne katõlan
AKP Tokat Milletvekili Şükrü
Ayalan’a “özür mesajı ilettiği”
iddiasõnõn gerçekdõşõ olduğunu bil-
dirdi. Türk, yaptõğõ yazõlõ açõkla-
mada, bir gazetede, 4 Ekim’de
gerçekleştirilen DTP Kongresi’ne
kõsa bir süre katõldõktan sonra sa-
londan ayrõlan Ayalan’a danõşma-
nõ aracõlõğõyla, “Salona hâkim
değiliz, ancak bu kadarını başa-
rabiliyorum” şeklinde özür mesajõ
ilettiğinin iddia edildiğini belirtti.
Ayalan ile hiçbir temasõ olmadõ-
ğõ gibi, herhangi bir mesaj ilet-
mesinin de söz konusu olmadõğõnõ
ifade eden Türk, “Haberdeki id-
dialar kongremizi kriminalize
etmeye yönelik yaklaşımların bir
parçasıdır” dedi.
GP lideri Uzan
Fransa’ya sığındı
ANKARA (ANKA) - Genç Parti Genel Başkanõ
Cem Uzan’õn, Fransa’da olduğu ortaya çõktõ.
Uzan’õn, Fransa’dan “siyasi sığınma” hakkõ aldõğõ
belirtildi. Polonya’daki ‘Cementownia Nowa Hu-
ta’ ve ‘Polski Energetyka Holding Sa’ adlõ iki şir-
ketiyle ilgili bir süre önce tahkimde-
ki davayõ kaybeden, ardõndan villasõ-
nõn havuzundaki özel bölmede sak-
ladõğõ Telsim kontör kartlarõyla ilgi-
li davada da hapis cezasõna çarptõrõlan
Uzan, Türkiye’yi geçtiğimiz eylül
ayõ sonunda terk etmişti. Uzan’õn
avukatõ Şaylan Çığın yaptõğõ yazõlõ
açõklamada, Fransa’dan Cem Uzan’a
“siyasi sığınma” hakkõ verildiğini bil-
dirdi. Avukat Çõğõn yaptõğõ yazõlõ açõklamada
“Cem Uzan, 2003 yılından bu yana sürdürülen
siyasi linç kampanyası nedeniyle büyük sıkın-
tılar yaşamıştır. Uzan, Fransa’ya büyük bir min-
net duymaktadır. Bundan sonraki yaşamını
Fransa’da devam ettirecektir” dedi.