Katalog

ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 EKİM 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 11 CMYB C M Y B CMYB C M Y B Doğan Yayõn Holding açõklama- sõnda D Yapõm Rek- lamcõlõk ve Dağõtõm AŞ, Doğan Prodük- siyon Hizmetleri AŞ ve Alp Görsel İleti- şim Hizmetleri AŞ hisselerinin tamamõ- nõn ihtiyati haciz iş- lemine tabi tutuldu- ğu belirtildi. Ekonomi Servisi - Doğan Grubu’na karşõn üst üste gelen vergi borcu ve ce- zasõnõn ardõndan, gruba karşõ dün ihtiya- ti haciz işlemi başlatõldõ. Doğan Yayõn Hol- ding ilgili vergi dairelerinin D Yapõm Rek- lamcõlõk ve Dağõtõm AŞ, Doğan Prodük- siyon Hizmetleri AŞ ve Alp Görsel İleti- şim Hizmetleri AŞ hisseleri üzerinde ih- tiyati haciz uygulandõğõnõ duyurdu. Doğan Yayõn Holding AŞ’den, Yöne- tim Kurulu Üyesi Soner Gedik ve Koor- dinatör Murat Doğu imzasõyla Kamuyu Aydõnlatma Platformu’nda yayõmlanan açõklamada, vergi aslõ, vergi cezasõ ve ge- cikme faizi tutarõ için birlikte toplam 4 mil- yar 823 milyon 825 bin 987.33 lira temi- nat talep edildiği hatõrlatõldõ. Açõklamada şöyle denildi: “9 Ekim 2009’da yukarıda adı geçen bağlı ortaklıklarımızın ayrı ayrı aktif- lerinde kayıtlı, D Yapım Reklamcılık ve Dağıtım AŞ, Doğan Prodüksiyon Hiz- metleri AŞ ve Alp Görsel İletişim Hiz- metleri AŞ hisselerinin, ‘Vergi İnceleme Raporlarõ’nda Gelirler Kontrolörleri tarafından hesaplanan ve vergi aslı ve ceza ihbarnamelerine esas teşkil eden değerler üzerinden teminat olarak gös- terildiği; diğer taraftan, 3’üncü kişile- re (bunlar arasında Doğan Grubu bün- yesinde faaliyet gösteren herhangi bir halka açık şirket bulunmamaktadır) ait 44 ayrı taşınmaz ile Alp Görsel İletişim Hizmetleri AŞ tarafından 2 milyon 693 bin 114.65 lira tutarındaki kesin ve sü- resiz banka teminat mektubunun da il- gili Vergi Dairelerine teminat olarak gösterildiği kamuya açıklanmıştır. Bugün Borsanın 2. seansının kapa- nışının ardından, ilgili vergi daireleri- nin yukarıda bahsi geçen D Yapım Reklamcılık ve Dağıtım AŞ, Doğan Prodüksiyon Hizmetleri AŞ ve Alp Görsel İletişim Hizmetleri AŞ hissele- rinin tamamı üzerinde ihtiyati haciz iş- lemi tesis ettikleri ve söz konusu hisse- lerin, konuya ilişkin ‘Vergi İnceleme Ra- porlarõ’nda Gelirler Kontrolörleri ta- rafından hesaplanan ve vergi aslı ve ce- za ihbarnamelerine esas teşkil eden değerler üzerinden ihtiyati haciz işle- mine tabi tutulduğu öğrenilmiştir.” Denetiminsigortasõolan kurumlar özerk olmalõ Ekonomi Servisi - İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Mü- şavirler Odasõ (İSMMMO) Baş- kanõ Yahya Arıkan, “Küresel Riskler ve Denetim” konulu sempozyumun açõlõşõnda, sür- dürülebilir büyüme için şeffaf- lõk ve hesap verebilirlik ilkele- ri üzerine kurulan yasalara ihti- yaç olduğuna dikkati çekti. Arõ- kan şunlarõ kaydetti: “Muha- sebe Standartları Kurulu’nun yaşama geçirilmesi, Kamu Gözetimi Kurumu’nun oluş- turulması çabaları olumlu. Ancak kurumların siyasetin gölgesinde kalmaları ve han- gi hükümet döneminde olur- sa olsun Maliye’nin ağabeylik yapması küresel standartlara aykırı olduğu kadar, risklidir. Bu Gelir İdaresi için de ge- çerlidir.” Sermaye Piyasasõ Kurulu Baş- kanõ Vedat Akgiray, Reu- ters’õn sorularõnõ yanõtlarken gelecek yõl sürpriz bir gelişme yaşanmadõğõ takdirde, onlarca halka arz olacağõnõ söyledi. BDDK Başkanõ Tevfik Bil- gin ise bundan sonra bankacõ- lõkta denetimin fazla olacağõnõn, ancak yeni düzenleme ve de- netleme kurallarõnõn bankacõlõkta yaratõcõlõğõ öldürmemesi ge- rektiğinin altõnõ çizdi. Türkiye ekonomisinin itici gücünün ban- kalar olacağõnõ ifade eden Bil- gin, “Bankalara güveneceğiz, ama test de edeceğiz” dedi. Turizm Araştırmaları Derneği’nin (TURAD) yılın ilk yarısına ilişkin yaptığı araş- tımaya göre Türkiye turizmi ucuzladı. Ülkeye gelen turist sayısı yılın ilk yarısında yüzde 1 artarak 10 milyona yaklaşırken, turist başına gelir yüzde 12 azalarak 606 dolardan 532 dolara geriledi. Turizm harcamalarının bileşimine bakıldığında, gelir kaybının en büyük diliminin konaklamadan kaynaklandığı dikkat çekiyor. Yaşanan gelir kaybının yüzde 35’ini oluşturan konaklama giderlerinin ardından ikinci sırada da alışveriş azlığı geliyor. Toplam turizm geliri harcamalarındaki azalmanın yüzde 30’unun da alışveriş kalemlerinden kaynaklandığı görülüyor. KAPASİTEDE SERT DÜŞÜŞ Sanayi üretimi SOS veriyor ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - İmalat sanayiinde kapasite kul- lanõm oranõ, geçen yõlõn aynõ ayõna göre 9.7 puan azalarak 70.1 sevi- yesine düştü. İç pazarda talep ye- tersizliği, işyerlerinin tam kapasite ile çalõşmamasõnõn en önemli nedeni oldu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Aylõk İmalat Sanayii Eği- lim Anketi’ne cevap veren 4 bin 865 işyerinden derlenen verilerin analiz sonuçlarõna göre, işyerlerinin, tam kapasite ile çalõşmamasõnõn nedenleri arasõnda iç pazarda talep yetersizliği yüzde 53 ve dõş pazar- da talep yetersizliği de yüzde 31.2’yle ilk iki sõrada geldi. Karşılıksız çek yüzde 39 arttı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Karşõlõksõz çek sayõsõ, 2009’un dokuz ayõnda geçen yõlõn aynõ dönemine göre yüzde 39.1 artarak 1 milyon 508 bin 504’e çõktõ. Merkez Ban- kasõ verilerine göre, aynõ dönemde mahkemeler ta- rafõndan yapõlan bildi- rimlere göre ise, Merkez Bankasõ’nca duyurulan yasaklanan çek sayõsõ da yaklaşõk yüzde 4.3 azala- rak 57 bin 606’dan 55 bin 149’a indi. Ekonomi Servisi - Ulusal Süt Konseyi Başkanõ Ethem Sancak “Okul Sütü Projesi” ile her gün dar gelirli1 milyon okul çocuğuna ücret- siz süt içirmeyi hedef- lediklerini söyledi. Sancak, “İleri ülkelerde kişi başına protein tü- ketimi 28 gramdır. Bizde ise 8 gram. Bu- nu sağlamanın en gü- zel yolu, okula giden çocuğa süt içirmek- tir” dedi. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Tarihi İmza (!) Ermenistan-Gürcistan-Türkiye halkları tarihi imza- ya ilişkin fotoğraf karelerini belleklerinden silmemelil- er; üzerinde bol bol düşünüp dersler çıkarmalılar. Haberlerde çok sıkça vurgulanan Ermenistan Dışiş- leri Bakanı’nın yüzünün çok asık olması nedeniyle değil elbet. ABD, Fransa, İsviçre, Rusya dışişleri bakanlarıyla AB temsilcisinin kuşatması altında atılmış imzalar nedeniyle... Bizim Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu, çık- tığı televizyon canlı yayınlarında anlaşmanın büyük ülkeler baskısı altında yapıldığı sorularını çok usta- ca çevirse de ABD medyası Clinton’un imza krizi aşa- masında nasıl etkin rol oynadığının bilgisini övgü ile veriyor; Türk ve Ermeni dışişleri bakanlarıyla tam 29 kez son dakika görüşmesi yaptığının altı çiziliyor. Emperyal güç odaklarının bakanlarının imza için geldikleri toplantıdan elleri boş dönmemek üzere, imza sahiplerini nasıl zorladıklarının bilgileri, ister istemez İsrail-Filistin arasında imzalanmış, kâğıt üstünde kalmış bir dizi anlaşmayı belleğimde canlandırıyor. İşin kafa karıştıran bir başka boyutu, Nobel Barış Ödülü çakışmaları. Tarafları çatıştıran güç odakları ne zaman çıkarları ile barış arasında bağlantı kursalar, hep bu kez çatışan tarafları pat diye barışa zorlamışlar. İşin pis yanı da bazen imza atanlara, bazen da at- tıranlara bu eylemlerle bağlantılı aynı tarihler içinde Nobel Barış Ödülü verilmiş.. Belleğimin beni yanılmasından kaygı duyarak bil- gisayardan arşiv taraması yaptım. Gözümün önüne gelen ilk fotoğraf karesinde İsrail-Filistin barış an- laşmasının imza sahipleri Arafat ile Barak’tı. 17 Ekim 2000 Mısır zirvesinde bu imzaların arkasında duran ABD lideri Clinton. İmza sahipleri, ikisi bir arada bu anlaşma nedeniyle Nobel Barış Ödülü’nün sahibi ol- muşlardı.. Hiç unutmamışım, çünkü anlaşmanın hemen ardından yapılan Taksim toplantısında Filistin Kurtuluş Örgütü’nün Ankara temsilcisi ile İsrail Barış Örgütü’nün başkanı, ağız birliği içinde bize, barış için yapılanların “çok az ve geç olduğu” gerçeğinin altını çizmişler.. Şimdi iktidarında ABD dış politikasının işgaller y- erine barış eksenine oturtulacağı umudu verilen Oba- ma’nın henüz somut tek bir icraatı olmadan, Af- ganistan’da, Pakistan’da Taliban hedefli olsa bile da- ha saldırgan, savaşçı politikalar gündeme gelmişken Obama’ya verilen Nobel Barış Ödülü’nün gerekçeleri umutlar üzerinden.. Umutların önemli bir ayağı Ermeni- Azeri-Türk tarafları zoraki masaya oturtan, amacına karşı durmamız söz konusu olamayacak barış an- laşmaları. Diğeri daha bir umutsuz da olsa İsrail-Fil- istin taraflarının biçimsel olsa bile masaya yeniden oturmaya zorlanmaları.. Tabii ki Ortadoğu barışının odağında en büyük yara İsrail-Filistin barış düşü çok zor.. Bu kadar zor ol- masında emperyal güç odaklarının tavşana kaç, tazıya tut politikalarını görmezlikten mi geleceğiz? Şimdi yok olmasını istedikleri Hamas’ı kimler, kimlere karşı kur- durup kullandılar? İsrail üstün saldırgan politikalarında, diyasporası desteğinde, aslında diyasporayı da var eden ABD, AB’nin en büyük emperyal güç odak- larından hep destek almadı mı?.. Ortadoğu dengeleri İsrail lehine istenen kıvama geldikten sonra Camp David 1978 Barış Anlaş- ması’nın arkasında Jimmy Carter önde Begüm-Se- dat imza sahipleri olarak varlar. Barış ödülünü de un- utmayın sakın. Madrid, Oslo 1 ve 2, 1991-93-94.. an- laşmalarının öyküleri, birbirinin kopyalanmış gibi benzerleri.. Elbette emperyal çıkarların bugünkü dengeleri adı- na da olsa zorlanan Kafkaslar barış dengeleri, barış, anlaşma umutlarının çok daha kolay, umutlu, kalıcı olmalarını isteriz. Dün bu yazıyı yazmadan önceki saatlerim, güzel bir raslantı Ermeni dostlarla iç içe geçti. Ortak kültür, sevgi, kolay kaynaşmaya ilişkin en küçük bir kuşkum yok. Ermenistan’da yaşayan- ların ne kadar yoksul olduklarını gözlemlemek, üniversite mezunlarının kayıt dışı kaçak olarak ülkemizde çalışma, yaşama tutunma çabalarını i- zlemek, içimi bir kez daha acıttı. Tuzu kuru diyas- poraların barışı engelleme girişimlerine en çok onlar kızıyorlar. İyi de diyasporayı, saldırgan terör eylemlerinde bile maddi manevi destekleyen ABD, AB siyasi iktidar o- dakları değiller miydi? Dikkat ettiniz mi, anlaşmaya karşı hırçın çıkışlarında yoksul ülke vatandaşının hak- larını korumaya çalışan Ermenistan Başbakanı’na yönelttikleri haksız öfkeyi sorgulamaya niyetli değiller. Kendilerini soykırım tezlerinde destekleyen, terörde öne süren ABD, Fransa emperyal güç odaklarına yönelik sesleri, solukları hiç çıkmıyor. Galiba biraz sıkar.. Her neyse üç ülkenin halklarından bu fotoğraf karesini unutmamalarını boşuna istemedim.. “Gerçek, kalıcı barış bizlerin özgür iradeleri, emperyal çıkarlar adına kendimizi kullandırmamamız ölçeğinde ancak geçerli olabilir” demek istedim. Oynak emperyal çıkar- lar adına bugün için şovu öne çıkan bir barışın Kafkaslar için isteniyor olmasının, barışın kalıcı olması için çok fazla anlamı yok. Kalıcı barış, bizlerin, onlar savaş oyunu istediklerinde de bu tuzağa düşmemem- ize bağlı çünkü... soner@cumhuriyet.com.tr Ekonomi Servisi - İstanbul Menkul Kõymetler Borsasõ (İMKB) Başkanõ Hüseyin Erkan, İslam Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) borsalar arasõndaki işbirliğini yürütmek üzere İMKB’yi görevlendirdiğini, kendilerinin de bu çerçevede bir çalõşma yürüttüğünü belirtti. AA’nõn haberine göre, Erkan, “Biz, Türkiye’ye özel İslami endeks çıkaracak değiliz. Burada asıl amaç, İslam ülkelerindeki borsalarda işlem gören şirketlerden oluşan bir endeks ve buna dayalı yatırım fonları oluşturmak” dedi. Dünyada Dow Jones ve diğer bazõ kuruluşlarõn çõkardõğõ yüzlerce İslami endeks bulunduğunu kaydeden İMKB Başkanõ şöyle devam etti: “Bunlar tamamen Batılı şirketle- rin yani büyük ekonomilerin şirket- leri. Buralarda İslam ülkelerinden şirket neredeyse yok. Biz, endeks ya- pıcılarıyla görüştük. Onlara ‘Sadece İslam ülkelerinden gelen şirketlerden bir endeks yapsanõz!’ dedik. ‘Olur’ de- diler. Bunun için ne yapmak lazım? ‘Belli datalarõn bize sağlanmasõ gereki- yor’ dediler. Onlara ‘Biz bunu sağlar- sak yapar mõsõnõz’ diye sorduk.” İMKB Başkanõ, halka açõlmõş beş şir- keti olan şehirler için uygulamaya koy- duklarõ şehir endekslerinin sayõsõnõn da yeni dönemde artacağõnõ belirtti. Grup, teminat gösterilmesine karşõn vergi borcu, cezasõ ve faiziyle ilgili işlem başlatõldõğõnõ duyurdu Doğan hisselerine ihtiyati haciz 1 milyon öğrenciye bedava süt İslam şirketlerine endeks geliyor www.denizmortgage.com.tr Herkesi ev sahibi yapacak