20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 EKİM 2009 SALI 12 DIŞ HABERLER [email protected] CMYB C M Y B KAVŞAK ÖZGEN ACAR Soykırım mı Büyük Felaket mi? Bazı önemli siyasal olayları anla- mak için “öküzün altında buza- ğı aramakta” yarar var. Türkçedeki “kı- lı kırk yarmak” deyiminden yararlanmak da bazen işe yarar. Cumartesi günü Türkiye ve Erme- nistan Dışişleri Bakanları’nca, Alfred Hitchcock’un “gerilim” filmlerini arat- mayan Zürih’teki törende atılan im- zaların ne anlama geldiğini belirleye- bilmek için bazı “sözcükler” bu tür olaylara daha iyi ışık tutar. Tanrıdan “bağışlanmayı” amaçlayan “yum kippur” sözcükleri Yahudilerin en önemli kutsal gününü anlatır. “Yum kippur” Arapçaya “yevmi kebir” olarak geçmiştir. Hani dilimizde yakın za- manlara kadar kullanılan “yevmiye (gündelik)”, “yevmiye defteri (günlük defter)” ve “defteri kebir (büyük def- ter)” sözcüklerinin kökeni İbranice “Yum Kippur (Büyük Gün)” sözcükle- rinden kaynaklanır. Yahudiler, Nazi Almanyası’nda öl- dürülen milyonlarca dindaşlarının bu durumuna “genocide (soykırım)” de- mezler, İbranice “holocaust” derler. Ermeniler de 1915 olaylarına “soykırım” demezler, “Medz Yergen (Büyük Felaket)” derler. “Soykı- rım” sözcüğünü Avrupalılar ve Ame- rikalılar kendi dillerinde “holocaust” ve “medz yergen” karşılığında kul- lanırlar. Yahudiler, Ermenilerin 1915 olaylarından “holocaust” diye söz etmelerine kızarlar! 1915’in bu yılki yıldönümünde ABD Başkanı’nın gelenek hale getirilen de- mecinde Barack Hussein Obama “genocide (soykırım)” demeyerek Türkleri sevindirdi! Ama Obama “kılı kırk yararak” soykırım yerine, “Medz Yergen” diyerek Ermenileri de sevin- diren bir yol buldu. Oysa seçilmeden önce “Ermeni soykırımının tanınması- nı” benimsediğini açıklamıştı! Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Ankara’da yaptığı basın toplantısında bir soruyla bu sözleri anımsatılan Obama, “Ermeni soykırımı” kavramı konusunda “görüşlerinin değişmedi- ğini” söylemişti. Dolayısıyla Obama 24 Nisan’da “ne şiş yansın ne kebap” si- yasası izlemişti. Obama’nın Türkiye’de Gül, Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM’yi etkile- diği “Ermeni Açılımı”, meyvelerini Dış- işleri Bakanı Hillary Clinton’un Zü- rih’teki “cep telefonu diplomasisi” ile toplamaya başlıyordu. Eğer Ankara bu açılıma yanaşma- saydı, ABD Kongresi’nin “Demok- les’in kılıcı” olan “soykırım tasarısı” Gül- Erdoğan ikilisinin boynunu kesecek- ti. O halde Cenevre’de başlayan ve bir perdesi daha Zürih’te Clinton’un yö- netiminde sahnelen “Ermeni Açılımı” oyununda Ahmet Davutoğlu’na yal- nızca başrolü paylaşmak düşmüştü. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Ermenistan’ı tanıyan ilk ülkeler- den biri Türkiye olmuştu. Ancak iki komşu ülke arasında, Türkiye Cum- huriyeti’nden kaynaklanmayan ve çö- zümlenmesi gereken üç sorun vardı. 27 Mart 1993’te Ermenistan’ın Azerbaycan toprakları ve Karabağ’ı işgal edip 18 bin kişiyi öldürmesi, 1 milyona yakın Azeri’yi “tehcire (zor- la göçe)” zorlaması üzerine, Ankara “sınırı kapatarak” kardeş ülke halkı- nın yanında yer aldı. Ermenistan, Sovyetler zamanında im- zalanmış 13 Ekim 1921 tarihli Kars An- laşması’ndaki sınırı tanımadığını açık- lamakla kalmamış, anayasasına koy- duğu, Türkiye topraklarından, resmi ar- masına yerleştirdiği Ağrı Dağı’ndan da hak istemeye kadar gitmişti. Yine Yahudi “holocaust”unun ya- rattığı bir sözcük olan “diaspora (sür- gündekiler)” denilen, ABD ve Avrupa’da bir eli yağda biri eli balda olan Erme- niler, “soykırım” türküsü ile bu olum- suzluğu körüklediler. Sınırın kapanması Ermenistan eko- nomisini çökertti. 12 yıl içinde yarım mil- yon Ermeni başka ülkelerde iş arama- ya gitti. Bağımsızlığa kavuştuğunda 4 milyon olan nüfusunun şimdilerde 1.5 milyona düştüğü bildiriliyor. Son yıllarda İstanbul’da bi- le 40-70 bin arasında Er- meninin çalış- maya geldiği biliniyor. Kişi başına ulusal geliri yaklaşık 500- 750 dolarla yoksul Afrika ülkeleri düze- yine gerileyen Ermenistan, bu arada petrol boru hatların- dan da dışlandı. Buna karşılık Los Angeles’ta “soykırım” diye tutturan ve ABD ulusal gelirinden 47 bin dolar pay alan Ermeniler, Eri- van’daki en güzel evleri satın alma ya- rışına girerek, konut fiyatlarını çok da- ha yukarılara pompaladılar. Kim Kazançlı? Beyaz Saray’daki siyah başkanın Zürih’te ipleri eline devrettiği Bayan Clinton’un ana sorunun çözü- münü gerçekleştiremediğini, ancak istediğini elde ettiğini görüyoruz! Türkiye sınırı neden kapamıştı? Er- meniler Azeri topraklarını işgal edip 1 milyon insanı göç ettirmemişler miy- di? Sorunların gerçekte temeli olan Yukarı Karabağ sorunu çözüldü mü? Hayır! O halde Türkiye bu protokolleri neden imzaladı? Başbakan Erdoğan ne diyor? “Biz protokolleri TBMM’ye sevk ederiz ama parlamentomuz bunları onayla- mak için, Azerbaycan-Ermenistan so- rununda ne oluyor, ona muhakkak ba- kacaktır. İşgal altındaki Azeri toprak- larından Ermenistan çekilmediği sü- rece Türkiye bu konuda olumlu bir ta- vır içinde olamaz. Obama’ya da Med- vedev’e de açtım. Bu sorunun çözü- münün hızlandırılması için ricada bu- lundum.” “Parlamentonun onaylamayacağı protokolü neden imzaladınız” diye in- sana sormazlar mı? Üstelik Zürih’ten bir gün önce Moldova’nın başkenti Ki- şinev’de Rusya Başkanı Dimitri Med- vedev’in önayak olduğu 7. buluşma- larında İlham Aliyev ile Serj Sarkis- yan görüşmesinde bir sonuç alınma- dı. Aliyev görüşmenin “fiyasko” oldu- ğunu söylediği halde Zürih protokolleri neden imzalandı? Sarkisyan dün Moskova’ya uçma- dan önce Erivan’da “olağanüstü bir du- rum olmazsa Bursa’ya giderek (yarınki futbol maçında) takımını destekleye- ceğini” açıkladı. Sarkisyan, Avusturya’nın ünlü prens başbakanı Klemens von Metter- nich’in “Bir sorunu sürüncemede bı- rakmak istiyorsan komisyona havale et” sözünün bilincinde olarak “soykı- rım” savını üstelik “alt komisyona ha- vale ettirmenin” mutluluğu ile Bursa’da boy gösterecek! Ermeni Dışişleri Bakanı Eduard Nalbantyan’ın “tarafların tören ko- nuşmalarını dışarıda yapmalarını” benimsetmesi bu konuşmaların tri- bünlere yapılacağının kanıtı değil mi? Sarkisyan da Bursa’da elini kolunu sallaya sallaya tribünlere oy- namaya gelecek! Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokoller üç temel sorunda acaba ne gibi çözümler ge- tiriyor sorusuna yanıt arayacak olursak… Birincisi “sınırın açılması”: İki ülke “mevcut sınırın uluslararası hukukun il- gili antlaşmalarında tarif edildiği biçi- miyle karşılıklı olarak tanındığını teyit” ediyor. Her ne kadar Ermeni anayasası değişmediyse de Ermeniler hiç ol- mazsa yazılı olarak Kars Anlaşması’nı ister istemez tanımış oluyorlar. Bu gelişmenin, özellikle Türkiye’de, başta Kars olmak üzere yöredeki ekonominin canlanmasına önemli katkı sağlayacağı kuşkusuz. Ancak bu konuda en kazançlı çıkacak olan Er- menistan, Dünya Bankası’nın tah- minlerine göre ulusal gelirini yüzde 30 oranında arttıracaktır. Bazı Ermeni işa- damlarına göre bölgede kurulacak “nitelikli sanayi bölgesi” 10 milyar do- larlık dışsatım yaratabilecektir. Kimi- lerine göre bu ekonomik gelişme ile karnı doyan Ermenistan’da muhalif- lerin sesi kısılınca Diaspora’da da bö- lünme olabilir biçimdeki bir fal da gün- demde! İkincisi “soykırım savı”: Protokollerin öngördüğü yedi komisyondan biri “ta- rihsel boyuta ilişkin” alt komisyon ku- rulmasını öngörüyor. Türk, Ermeni, İs- viçre temsilcilerinin yanı sıra komis- yona başka ülkelerin uzmanları da ka- tılabilecektir. Türkiye’nin başından beri istediği bu öneri kabul edilmiş- tir. Komisyondan bir çözüm çıkar mı çıkmaz mı, “diaspora” savını sürdü- rür mü sürdürmez mi, ABD Başkan- ları ve Kongresi “soykırım” mı yoksa “Medz Yergen” mi derler bilinemez! Cep Telefonu Diplomasisi! Ermeni Ulusal Gelirinde Artış! Elmek: [email protected] Faks: 0312. 442 79 90 Dõşişleri’ndetatbikatçelişkisi Dış Haberler Servisi - Dõşişleri Ba- kanlõğõ, Konya’da bu hafta İsrail’in ka- tõlõmõyla yapõlmasõ planlanan “Anado- lu Kartalı” tatbikatõnõn ertelenmesinden siyasi bir anlam çõkarõlmamasõ gerekti- ğini açõklarken, Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu’nun önceki gün CNN’e ver- diği demeç, kararõn Gazze Şeridi’ne ge- çen yõl düzenlenen saldõrõyla bağlantõlõ olduğu iddialarõnõ güçlendiriyor. Davutoğlu, İsrail’in Anadolu Karta- lõ’ndan dõşlanmasõ konusunda CNN’e yaptõğõ değerlendirmede “Gazze’deki durumun iyileşeceğini, yeniden diplo- matik yola gireceğini umuyoruz. Bu Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni bir atmosfer yaratacaktır. Ancak mevcut durumda elbette ki bu yaklaşımı, İs- rail’in yaklaşımını eleştiriyoruz” ifa- delerini kullandõ. Davutoğlu, NATO tat- bikatõ yerine Türkiye’nin tek başõna bir tatbikat düzenleyeceğini ifade etti. Dõşişleri Bakanlõğõ ise, tatbikatõn son- bahar faaliyetlerini uluslararasõ katõlõma kapatmasõnõn ardõndan İsrail’den yapõlan açõklamalara tepki gösterdi. Dõşişleri, “İsrailli yetkilileri açıklama ve tu- tumlarında aklıselime davet ediyo- ruz” açõklamasõnõ yaptõ. Açõklamada, “...Tatbikatın uluslararası bölümü- nün ertelenmesinden siyasi bir anlam ve sonuç çıkartılması doğru değildir. Bu çerçevede, İsrailli yetkililere atfen basında yer alan değerlendirme ve yorumların kabulü de mümkün de- ğildir. İsrailli yetkilileri açıklama ve tu- tumlarında aklıselime davet ediyo- ruz” ifadesi kullanõldõ. Silah satışı uyarısı İsrail Dõşişleri Bakanlõğõ yetkilileri önceki gün durumu ele almak üzere olağanüstü toplanõrken, Savunma Ba- kanlõğõ’nõn da Türkiye’yi gelişmiş si- lahlarõn satõşõnõ gözden geçirme uya- rõsõ yaptõğõ bildirildi. Jerusalem Post gazetesine konuşan bir yetkili, “Türkiye Batı’dan uzaklaş- maya başlamış bir ülke ve bunun so- nuçları olacaktır” dedi. Gazeteye açõk- lama yapan bazõ İsrailli askeri yetkili- ler de, Türkiye’nin tatbikatõ ertelemesine gerekçe olarak, “İsrail’in tatbikata göndereceği uçakların Gazze ope- rasyonu sırasında Hamas hedefleri- ni bombalamış olma olasılığını” gös- terdiğini kaydetti. Türkiye-İsrail ilişki- lerinde uzman akademisyen Ephraim Inbar, “ilişkilerde kötüye gidiş sürerse Washington’da Türkiye’ye Ermeni soykırımı konusunda verilen desteğin sona erdirilmesi gerektiğini” belirtti. Maariv gazetesine konuşan bir yetki- li ise “Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan’ın Türkiye’yi İslamileşme yolun- da sessiz ve kararlı bir süreçten ge- çirdiği endişesi mevcut” diye konuştu. ‘Türkiye İran’a yaklaşıyor’ Yedioth Ahranot’un haberindeyse, “Türkiye’nin İran ve Suriye’ye yak- laştığı konusunda endişe olduğu” kaydedildi. Haaretz gazetesine açõk- lama yapan bir bakanlõk yetkilisi de, “iki ülke arasındaki stratejik ilişki- lerin tehlikede olduğunu ve Türki- ye’ye tepki vermeyi düşünebilecek- lerini” söyledi. Gazeteye açõklama yapan bazõ İsrailli yetkililer, Erdoğan’õn Davos Zirvesi’ndeki “One Minute” çõkõşõna rağmen, tatbikatõn ertelen- mesiyle ABD-İsrail-Türkiye arasõndaki üçlü anlaşmanõn ilk defa ihlal edildi- ğini kaydetti. Dış Haberler Servisi - Hindistan’õn kõrsal kesimle- rinde bu günlerde ideal bir damat şu özellikleri taşõyor: İçki içmeyen, düzenli işi olan ve evinde bir tuvaleti bulunan. ABD’de yayõmla- nan Washington Post gaze- tesinin haberine göre, Hin- distan’da pek çok genç ka- dõn şimdilerde, talipleri ev- lerinde, kendilerini ortak tu- valetleri kullanma ya da tar- lalarda tuvalet ihtiyacõnõ gi- derme utancõ ve külfetin- den kurtaracak bir tuvalet in- şa etmediği takdirde evlilik teklifini reddediyor. Hindistan’da yaklaşõk 665 milyon kişi, yani nüfusun ya- rõsõ, kendilerine ait tuvaletten yoksun yaşõyor. Sağlõk Ba- kanlõğõ’na göre, 2 yõl önce başlatõlan “Tuvalet yoksa, gelin de yok” kampanyasõ sayesinde kuzeydeki Har- yana eyaletinde, bir kõsmõ hükümet fonlarõyla olmak üzere toplam 1.4 milyon tu- valet inşa edildi. Kadõn hak- larõ savunucularõ, ülkenin genelinde yayõlmakta olan kampanyayõ “kansız dev- rim” olarak nitelendiriyor. Hintli genç kadõnlar evle- nirken damat tarafõna öden- mesi gereken, bir nevi başlõk parasõ geleneği yüzünden aileye mali yük olarak gö- rülüyor. Bu nedenle erkek çocuk doğurmak kadõnlara toplumda daha üst bir konum sağlõyor. 18 yaşõndaki teknik lise mezunu Vimlas Sas- va’nõn annesi Usha Pagdi “Kızımın tuvaleti olmayan bir erkekle evlenmesine izin vermem” diyor. 22 ya- şõndaki Harpal Sirshwa ise “Evime bir tuvalet yaptı- rabilmek için çok çalış- mam gerek. Eğer tuvalet yaptıramazsam evlene- mem” diye konuşuyor. Tuvalet eksikliği ishal, ti- fo ve sõtma gibi hastalõklarõn yayõlmasõna da davetiye çõ- karõyor. Kampanya kamp- samõnda pek çok köyün du- varlarõna “Kızımın tuvale- ti olmayan bir eve gelin git- mesine izin vermem” ben- zeri sloganlar yazõlmõş. Po- püler pembe diziler bile kam- panyaya atõf yapõlan drama- tik entrikalara yer veriyor. HİNDİSTAN Tuvalet yoksa gelin de yok 6 Uygur için idam kararı Dış Haberler Servisi - Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin merkezi Urumçi’de geçen tem- muzda, Uygur ve Hanlar arasõn- da patlak veren olaylarla ilgili ola- rak 6 Uygurun ölüm cezasõna çarptõrõldõğõ bildirildi. Resmi Şin- hua haber ajansõ, Urumçi’de gö- rülen davada cinayet, sabotaj ve kundaklama suçlarõndan dolayõ bir kişinin de ömür boyu hapis ce- zasõ aldõğõnõ duyurdu. Dünya Uygur Kongresi söz- cüsü olaylarla ilgili ilk mahkeme kararõna ilişkin Reuters’a yaptõ- ğõ açõklamada, yargõlamanõn adil olmadõğõnõ savundu. BBC’de yer alan haberde ise Urumçi’de ger- ginliğin arttõğõna vurgu yapõlarak olaylara karõştõklarõ gerekçesiy- le gözaltõna alõnan yüzlerce kişi- den 21’ine suçlama yöneltildiği, 14 kişinin ise mahkeme karşõsõ- na çõkmayõ beklediği belirtildi. Geçen cumartesi günü de, 5 Temmuz’da yaşanan olaylarõn patlak vermesine neden olarak gösterilen, Han ve Uygurlar ara- sõnda bir fabrikada çõkan çatõş- maya katõlan bir Han Çinlisinin idama mahkûm edildiği bildiril- mişti. Şinhua ajansõ, Şaogu- an’daki mahkemenin, kavgaya karõşan diğer 9 kişiyi 5 ile 9 yõl arasõnda değişen hapis cezalarõ- na çarptõrdõğõnõ duyurmuştu. Ha- berde, “Mahkemeye fabrika- daki kavganın, bir Uygur erkek işçinin bir Han kadınının peşi- ne düştüğünün diğer işçiler ta- rafından görülmesinden sonra başladığı yönünde bilgi verildi” denilmişti. Bunun üzerine diğer Han işçilerin Uygurlarõn üzerine yürüyüp demir çubuklarla döv- dükleri olaylarda iki Uygur işçi- nin öldürüldüğü kaydedilmişti. Fabrikadaki kavgadan sonra Urumçi’de 5 Temmuz’da Çin- li yetkililere göre yaklaşõk 200 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylar başlamõştõ. Çin güven- lik güçlerinin sert müdahalesi- ne sahne olan bölgede yaşanan olaylarda 1600 kişi yaralan- mõş, çoğu Uygur yüzlerce kişi gözaltõna alõnmõştõ. Urumçi’de geçen 5 Temmuz’da patlak veren olaylarda Çinli yetkililere göre yaklaşık 200, Uygur kaynaklarına göre 500’ü aşkın kişi yaşamını yitirmişti. Bakanlõk İsrailli yetkilileri, ‘aklõselime’ çağõrõrken Ahmet Davutoğlu, CNN’e yaptõğõ açõklamada Gazze’deki durumun kararõ etkilediği mesajõnõ verdi T.C. ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ (22) İCRAMÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2007/1768 Es. Satõlmasõna karar yerilen gayrimenkulün cinsi, kõymeti, evsafõ. Satõş Şartlarõ: Ankara ili, Çankaya ilçesi, Umut Mahallesi, Tekman Caddesi, Kemah Sokak’ta 6 Kapõ nolu, Uğur- lu Apartmanõ’nõn bulunduğu yere rastlayan imarõn, 7723 ada, 3 parseli teşkil eden, 761 m2 arsa üzerine inşa edilmiş, 60/1522 arsa paylõ, 2. Bodrum Kat 1 nolu, 3 oda, salon, antre, mutfak, banyo ve WC’den müteşekkil, 75 m2 kullanõm alanlõ mesken vasõflõ taşõnmaz eklentisi bir nolu kömürlüğü ile birlikte bir borç nedeni ile açõk artõrma suretiyle satõlacaktõr. Gayrimenkulün geniş evsafõ dosyada mevcut bilirkişi raporunda açõklanmõştõr. TAKDİR OLUNAN KIYMETİ: 70.000,00.TL 1- Satõş 19.01.2010 günü, saat 11.30’dan 11.40’a kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda açõk artõrma sureti ile yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen kõymetin %60’õ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa mecmuunu ve satõş ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmaz ise en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak şartõyla, gayrimenkul 29.01.2010 günü, saat 11.30’dan, 11.40’a kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak üzere artõrma ilanõnda gösterilen müddet sonunda en çok artõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmaz ise satõş talebi düşecektir. 2- Açõk artõrmaya katõlmak isteyenlerin takdir edilen kõymetin %20 si nispetinde nakit pey akçesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanõn kesin ve süresiz (Dosya numarasõ belirtilerek) teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satõş peşin para iledir. Alõcõ istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Alacaklõ VARLIK YÖNETİM ŞİRKETİ olduğundan iş bu satõş işlemi KDV’den istisna tu- tulmuştur. İhale damga vergisi, alõcõ adõna tahakkuk edecek 1/2 tapu harcõ satõn alana ait olacaktõr. Birikmiş emlak vergi borçlarõ, tellaliye resmi ile satõcõ adõna tahakkuk edecek ta- pu harçlarõ satõş bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alõcõsõna aittir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkõ sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ, faiz ve masrafa dahil olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdirde, haklarõ tapu sici- li ile sabit olmadõkça, paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4- Taşõnmazõ satõn alanlar, ihaleye alacağõna mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydõyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bi- le, satõş bedelini derhal veya İİK 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadõr. 5- Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayõ vermezse iha- le kararõ fesholunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arz etmiş olduğu bedelle almaya razõ olursa ona, razõ olmaz veya bulunmazsa hemen artõrmaya çõkarõ- lõr. Bu artõrma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnõzca satõştan en az yedi gün önce yapõlacak ilanla yetinilir. Bu artõrmada teklifin İİK. 129. maddedeki hükümleri uymasõ şartõyla taşõn- maz en çok artõrana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme gerek kalmaksõzõn icra müdürlüğünce tahsil olunur. 6- Şartname ilan tarihinden itibaren müdürlüğü- müzde herkesin görebilmesi için açõk olup, masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örnek gönderilebilir. 7- Satõşa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve mündereca- tõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/1768 Es. sayõlõ dosya numarasõ ile müdürlüğümüze başvurmalarõ rica olunur. 24.08.2009 (İc. İf. K. 126) (*) İl- gililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 56304) ÇANAKKALE ŞEHİTLİK ZİYARETİ 23 EKİM 2009 CUMA - 24.00 Kadıköy Haldun Taner Tiyatrosu önünden hareket. 24 EKİM 2009 CUMARTESİ - 06.30 Eceabat’a varış ve kahvaltı. - 07.30 Şehitlik gezisine başlama. (Profesyonel Rehber eşliğinde) - 14.00 Gemi ile Çanakkale’ye geçiş. - 16.00 PANEL (Ç.Kale Belediye Sosyal Tesislerinde) KONU: 86. Yılında Cumhuriyetimizin Karşılaştığı Tehlikeler. YÖNETMEN: Turgut ÜNLÜ EKONOMİ : Doç. Dr. Melih BAŞ HUKUK : Doç. Dr. Ümit KOCASAKAL DİL : Yrd. Doç. Dr. Necmi AKYALÇIN - 18.00 Serbest zaman - 19.30 Akşam yemeği (Ç.Kale’ye gelen tüm CUMOK’lar bir arada) - 22.30 Truva Otel’inde konaklama. 25 EKİM 2009 PAZAR - 09.00 Askeri Müze gezisi. - 11.00 Gemi ile Eceabat’a geçiş. - 12.00 Kabatepe Tanıtım Merkezi ve Şehitlikler gezisi. - 15.30 İstanbul’a hareket. - 18.30 Tekirdağ molası - 19.30 İstanbul’a hareket. - 22.30 Kadıköy’e varış. İLETİŞİM: 0537 871 82 34 – 0533 438 50 22 LÜTFEN YER AYIRTINIZ. İSTANBUL CUMOK ÇAĞRISI www.cumok.org HERKES FİLM YAPABİLİR T.C. Kadõköy Belediyesi Işõl Özgentürk Film Atölyesi yeni dönem kayõtlarõna başlamõştõr. Atölye başlangıç tarihi: 17 Ekim 2009 Cumartesi 11.00 Yer: Kadıköy Belediyesi Şaşkınbakkal Aile Danışma Merkezi Kazım Özalp Cad. Çıkmaz Sokak. Salih Bey Apt. No: 16 Şaşkınbakkal - Kadıköy Ermeninüfusundakigerileme
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle