Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 2009 PAZAR
6 HABERLER
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Gazetecinin Ölümü
Sevgili arkadaşım, perşembe akşamı hastanede
son görüşmede “Buradan çıkınca bir ay izin is-
teyeceğim” diyordu. İlaç tedavisi ayaklarını zayıf
düşürmüştü. Biz gelmeden yarım saat önceye ka-
dar “o güne kadar görmediği bir kriz” yoklamış-
tı. Ağrı krizi!
Dedi ki: “Olacak şey değil, dayanılmaz bir ağ-
rı, ilk kez yaşıyorum, bakıyorum omuzumda, biraz
sonra kolumda, ayaklarımda, bedenimin çeşitli yer-
lerinde dolaşıp duruyor...”
Sonra Özgür’ler geldi.
Şapkasını istedi. Artık sürekli taşıdığı. Kendisi-
ni çıplak hissettiğini anladım.
Başına yerleştirdi şapkasını; Canan, odanın ışık-
larını yaktı. Birbirimizi daha iyi görelim diye. Ya-
tağının baş tarafını biraz indirdi.
Hayattan konuştuk.
Fırat’ı, acaba Ali Nesin’in “Matematik Kö-
yü”ne göndersek mi yazın?
Yanında 15 dakika ya kaldık ya kalmadık.
O “tanımadığı ağrı” kapıyı çaldı aniden. Yana
döndürdü başını, bizle ilişiğini kesti birden, Ca-
nan’ı “ağrı kesici” için hemşireye gönderdi.
O “özel hastalık durumu” apansız gelmişti; eli-
ni tutarak dışarı çıktık.
Dün gelen ölüm haberine inanamadım, Meh-
met Sucu’nun.
1.5 gün geçmişti daha; 1.5 gün önce “ölüne-
cek bir durum” yoktu!
Evet, çoğumuz için, hastalık nedir bilmeyenler
için de “ölünecek bir durum” yoktur!
Kısa, şok bir haberdi.
Birden, bedeninde dolaşan “yabancı ağrı” gö-
zümün önüne geldi, bir ölüm duygusu ve olgusu
olarak...
Yoklayıp duruyordu Mehmet’i ve hepimiz bun-
dan habersizdik...
İyi ki habersizdik!
İyi ki o da habersizdi!
Ki, planlardan, yazdan, tatilden konuştuk!
Dünya ve yaşamak güzel!
Dünyanın ve hayatın güzelliği, farkındalığı, an-
cak bilinç ayakta iken.. ağrısız ve sancısız iken..
gülebilir ve rahat konuşabilirken.. kalkıp yürüye-
biliyorsak, oturup kalkabiliyorsak.. minik de olsa
bize ait bir zamanı, kimsesiz, tamamen kendi ba-
şımıza kalıp yaşayabiliyorsak.. hiç kimseye muh-
taç olmadan.
Hayat, bize ait özel anların henüz daha varolu-
şunun adı mı, yoksa?
......
Eğer ölüm kaçınılmazsa, hastalık rezil ve rüs-
va ise
ve de alçak ve namussuz,
beklenmedik olanı hoş gelmeli!
O özel anı kaybetmeden,
Henüz pencereden dışarıya bir başına ve yal-
nız bakabilir ve düş kurabilirken...
Kuşun saniyede kaç kanat çırptığını merak ede-
bilirken...
Penceredeki yağmur buğusunun harikuladeli-
ğinin ayırdında ve düşmeye hazır damlanın bedeni
kıvraklığını gözlemleyebilirken...
Henüz sevgilinin tenini tutabilir, saçlarını kok-
layabilir ve memesini okşayabilirken, kaçamak da
olsa, henüz...
İşte tam o anda, o sırat köprüsünde, ölümün ka-
çınılmaz olanı gerçekleşmeli...
Gazeteye giren hastalık kıranı Mehmet’i de ya-
kalamıştı. Neredeyse bütün hastalığını ayakta ve
gazetede geçirdi!
Gazeteciler ayakta ölür, diye bir şey varsa eğer,
Mehmet bunun birinci tanığıdır! Ayakta, dik, ça-
lışarak, tutunarak, arkadaşlarınla birlikte, yıllarını
verdiği haber masasında, omuz omuza, sayfa tas-
lakları yaparak, kâğıt üzerine haberleri yerleştirerek,
sonra sayfayı yıkarak ve yeniden yaparak, habe-
ri çıkartarak ve yenisini koyarak...
Konuşarak ve de gülüşerek, hayata uzun bir ve-
da...
Veya kısa bir elveda diyerek... Onun bile bilin-
cinde olmadan...
Yaşam dediğimiz bir anlık nefes. Sık sık unut-
tuğumuz.
Onu nasıl vereceğimiz önemli. Ve geride ne ka-
lacağı.
Bir yıkıntı mı, bir onursuzluk mu, bir sürüngen
mi dik yürüyemeyen, bir anıt mı sade ve göste-
rişsiz.
Mehmet, gazeteci. Bir gerçek ve sade gazete-
cinin ölümünü yaşadık. Hep birlikte ve hep be-
raber, ölümün farkında olmadan. Yaşamanın
birlikteliği içinde.
Bugünkü medya “gazeteci” mi, yoksa ne, diye
birleştirecektim Mehmet’le.
Ama bırakalım “yabancı”yı, dışarıda kalsın bu-
gün.
Bitirelim, güzel Mehmet’e ebedi yolculuğunda
güle güle diyerek.
obursali@cumhuriyet.com.tr
Vatan hainliği suçlaması
CHP’li Kõlõçdaroğlu, ABD ile imzalanan 8 milyar dolarlõk anlaşmada K.Irak’a girilmemesi şartõ olduğunu söyledi
SERGÜL CANIGÜR
BURDUR - CHP Grup Başkanveki-
li Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin Du-
bai’de ABD ile imzaladõğõ 8 milyar do-
larlõk bir anlaşmada Kuzey Irak’a gi-
rilmemesi maddesinin yer aldõğõna işa-
ret ederek “Bu anlaşmayı imzalayan-
lar vatan hainidir” dedi.
Burdur’daki “Fakir Baykurt’u An-
ma Programı”na katõlan Kõlõçdaroğlu
“Demokratik Örgütlenme Kültürü ve
Sivil Toplum Olma Bilinci” adlõ kon-
feransta konuştu. Hükümetin Dubai’de
ABD ile 8 milyar dolarlõk bir anlaşma-
ya imza attõğõna dikkat çeken Kõlõçda-
roğlu, ancak sözleşmede Kuzey Irak’a
girilmemesi maddesinin yer aldõğõna işa-
ret etti. Kõlõçdaroğlu, “Türkiye Cum-
huriyeti tarihinde ilk kez ekonomik
anlaşmaya siyasi bir şart konuldu. Bu
anlaşmayı imzalayanlar vatan hai-
nidir. Siz hangi yetki ve güçle böyle
bir anlaşmanın altına imza atarsınız?
Siz kim oluyorsunuz?” dedi.
Fıkrayla eleştirdi
Konuşmasõnda yargõ üzerindeki bas-
kõlara da değinen Kõlõçdaroğlu,Türki-
ye’nin sürekli örtülü faşizme doğru
gittiğine dikkat çekti. Demokratik açõ-
lõmõ gündeme getirenlerin medya üze-
rine baskõya başladõğõna işaret eden
Kõlõçdaroğlu, 80 yõllõk Cumhuriyet ta-
rihinde AKP iktidarõ döneminde “yan-
daş medya” kavramõnõn ortaya çõktõğõnõ
söyledi. Kõlõçdaroğlu, sözlerini klasik ha-
le gelen bir fõkrayla sonlandõrdõ: “Tay-
yip Erdoğan İsviçre’ye gidiyor. İsviçre
başbakanı kendisini ve diğer bakan-
ları tanıtıyor. ‘Bu maliye bakanõmõz, bu
sosyal güvenlik bakanõ, bu sağlõk bakanõ,
bu denizcilik bakanõ.’ Tayyip diyor ki
‘aaa sizde deniz yok, nasõl denizcilik ba-
kanõ olur?’ İsviçre bakanı hemen sö-
ze giriyor; Sayın Başbakan, sizde de
adalet yok ama adalet bakanı var.”
Konuşmasõnõn ardõndan Çerçin kö-
yüne de uğrayan Kõlõçdaroğlu, yurttaş-
larla bir araya geldi. Bir yurttaşõn
CHP’nin neden iktidar olamadõğõnõ
sormasõ üzerine Kõlõçdaroğlu şunlarõ
söyledi: “Her partilinin bu soruyu
kendine sorması gerek. CHP daha iyi
çalışmak zorunda. Halka ülkenin
neden bu hale geldiğini, onların an-
layacağı dille anlatacağız. Halkın
inançlarına etnik kimliklerine saygı
göstereceğiz. Halkla daha çok iç içe ol-
malıyız. Bizler toplumun aydın ke-
simleriyiz. Yurttaşlarımızın sorun-
larını sorgulamalıyız. Bölünmeyece-
ğiz, ayrışmayacağız. Birileri parti
kurabilir. Şunu ya da bunu yapabi-
lir. Doğru değil. Türkiye’nin, aydın-
ların bölünme lüksü yoktur. Her bö-
lünme AKP’ye ve yandaşlarına ve-
rilmiş bir primdir.”
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez ekonomik anlaşmaya siyasi
bir şart konulduğunu söyleyen Kõlõçdaroğlu, “Bu anlaşmayõ
imzalayanlar vatan hainidir. Siz hangi yetki ve güçle böyle bir
anlaşmanõn altõna imza atarsõnõz? Siz kim oluyorsunuz” dedi.
Jelev: Türkiye’nin AB’den
vazgeçmesini dileyenler var
MERVE ARKAN
Eski Bulgaristan Cumhurbaşkanõ
Jelyu Jelev, bazõ Avrupalõ siyaset-
çilerin Türkiye’nin AB üyeliği ko-
nusunda kafalarõnõ kuma gömerek,
bazõlarõnõn da “imtiyazlı ortaklık”
isteyerek işi yokuşa sürdüğünü, Tür-
kiye’nin bir gün AB’den vazgeçme-
sini dileyenler olduğunu söyledi.
“Türkiye-AB ilişkileri” günde-
miyle dün İstanbul Conrad Otel’de
düzenlenen 12. Uluslararasõ Balkan
Politika Kulübü Konferansõ’nõn açõ-
lõşõnda konuşan Jelev, genişleme
karşõtõ senaryolarõn arka planõnda,
başta AB’nin büyük devletleri Fran-
sa ve Almanya olmak üzere birtakõm
çevrelerin, Avrupa Parlamentosu’nda
kendilerinden daha fazla temsil gü-
cüne sahip bir ülke görmek isteme-
melerinin yattõğõnõ belirtti. Jelev,
“genişleme sendromunu aşama-
yan bir Avrupa’nın küresel bir güç
olamayacağını”na dikkat çekti. Ay-
nõ zamanda Balkan Kulübü Başkanõ
olan Jelev, “AB üyesi olmasa da
Türkiye, halen birlik üyesi olan bir-
çok ülkeden, özellikle de son 10 yıl-
da üye olan ülkelerle kıyaslanma-
yacak seviyede AB kurumları ile
entegredir” dedi. Kõbrõs sorununda
Rum tarafõnõn yõkõcõ bir tavõr takõn-
dõğõnõ kaydeden Jelev, “Kıbrıs’ın
AB’ye girişi prensipsizliğin ve çif-
te standardın en güzel örneğidir”
diye konuştu. Jelev, Türkiye’nin AB
sürecindeki konumunun ancak Rus-
ya’yla kõyaslanabileceğini belirte-
rek, “Eğer bir gün Rusya da
AB’nin kapısında adaylık için ge-
lirse, umarım AB liderleri Rus-
ya’nın Asya toprakları üzerinden
coğrafya temelli tartışmalara ta-
kılıp kalmaz” ifadesini kullandõ.
Demirel: Hesabını ödeyemezler
9. Cumhurbaşkanõ ve Balkan Ku-
lübü üyesi Süleyman Demirel de,
Türkiye’nin Avrupa’yla bütünleş-
meyi daima bir “çağdaşlaşma pro-
jesi” olarak gördüğünü ve bu proje-
nin yüzyõllar önce başladõğõnõ belirt-
ti. Türkiye’nin Batõ yöneliminin yap-
tõğõ “en önemli siyasi tercih” oldu-
ğunu kaydeden Demirel, Türkiye’nin
AB projesini başarõsõzlõğa uğratan-
larõn bunun hesabõnõ kendi halklarõ-
na ödeyemeyeceğini söyledi.
Türkiye’nin 50 yõllõk AB sürecinin,
son derece uzun ve zorlu olduğunu
ifade eden Demirel, “Türkiye üye-
liğin gereklerini yerine getirmek
için, kararlı biçimde çalışmaktadır.
Ancak karşı tarafta, bazı AB üye-
si ülkelerinin bu platforma taşıdı-
ğı ilgisiz siyasi konular, müzake-
relerin hızını ne yazık ki kesmek-
tedir” dedi. AB’nin Kõbrõs konu-
sunda da yerine getirmediği taah-
hütlerin bulunduğunu belirten De-
mirel, bu konunun Türkiye’nin üye-
lik sürecini engelleyecek bir başlõk
haline getirilmesinin, son derece
yanlõş olduğunu ifade etti.
Adalet İçin Dayanışma Platformu
üyeleri, gazeteci Hrant Dink’in katle-
dilmesi üzerinden geçen iki buçuk yıl-
da davada herhangi bir ilerleme sağ-
lanmamasını protesto etti. Taksim
Tramvay Durağı’nda toplanan plat-
form üyeleri, “Uzatın elinizi Hrant’ı
düştüğü kaldırımdan kaldıralım” pan-
kartı ile “Merhamet değil, adalet isti-
yoruz”, “Faşizme inat kardeşimsin
Hrant” sloganları atarak, Galatasaray
Meydanı’na kadar yürüdü. Burada ba-
sın açıklamasını okuyan Sayat Tekir,
Hrant Dink’in katledilmesinin üzerin-
den iki buçuk yıl geçtiğini belirterek,
“Mahkeme devam ediyor. Gerçekler
gün gibi ortada iken mahkeme hâlâ bir
sonuca varamıyor. Mahkeme, cinayeti
bildiği halde önlem almayanlara ve ci-
nayetin azmettiricileriyle ilgili tek bir
karar almamakla beraber, davanın
mağdurlarının ve Dink ailesinin haka-
retlere ve tehditlere maruz kalmasına
göz yumuyor” dedi. Hrant Dink davası
duruşmasının yarın görüleceğini anım-
satan Tekir, “Adaletsizliğin, insana ve
topluma karşı umursamazlığın ayyuka
çıktığı bir zamanda yaşadığımıza hepi-
miz tanığız. Artık böyle yaşamak iste-
mediğimiz için yarın Beşiktaş Adliye-
si’nde adalet nöbeti tutacağız” diye ko-
nuştu. (CİHAN ORUÇOĞLU)
‘Hrant’õkaldõrõmdankaldõralõm’
12. Uluslararasõ Balkan
Politika Kulübü Konferansõ’nõn
açõlõşõnda konuşan eski
Bulgaristan Cumhurbaşkanõ
Jelev, Kõbrõs sorununda Rum
tarafõnõn yõkõcõ bir tavõr
takõndõğõnõ belirterek “Kõbrõs’õn
AB’ye girişi prensipsizliğin ve
çifte standardõn en güzel
örneğidir” dedi.
Başbakan Erdoğan’a
‘diktatör’ suçlaması
MUĞLA (Cumhuriyet) -
Muğla Barosu’nun düzenlediği ve
“İfade Özgürlüğü ve İletişimin
Tespiti” konulu söyleşi Muğla
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kül-
tür Merkezi’nde yapõldõ. Yargõtay
Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ
Sabih Kanadoğlu Başbakan Tay-
yip Erdoğan’õ adõnõ vermeden
diktatörlükle suçladõ. Kanadoğlu,
“Yürütme size bağlõ, yasama sö-
zünüzden çõkamaz halde ise ve
sadece arkadaşõnõz diye birini
cumhurbaşkanõ seçtirebiliyorsa-
nõz, işte bu dikta rejimidir” dedi.
SP: Erken
seçim havası var
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - SP Genel Başkanõ Numan
Kurtulmuş, Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan’õn, IMF-Dünya Ban-
kasõ yõllõk toplantõlarõnda yaptõğõ
konuşmaya değinerek “IMF top-
lantõsõ göstermiştir ki Sayõn Baş-
bakan vicdanõnõn sesiyle, koltuğu-
nun sevgisi arasõnda sõkõşõp kal-
mõştõr” dedi. Kurtulmuş, SP İl
Başkanlarõ ve İl Müfettişleri Top-
lantõsõ’nda yaptõğõ konuşmada,
son gelişmelerin Türkiye’nin bir
erken seçime doğru yol aldõğõnõn
göstergesi olduğunu söyledi.
‘Öcalan’ın talepleriyle
Erdoğan’ınkiler aynı’
ADANA (Cumhuriyet) - “Çö-
zülen ülke Türkiye” konulu bir
konferans veren MHP Ankara
Milletvekili Deniz Bölükbaşõ,
AKP’nin Kürt açõlõmõna tepki
gösterdi. Başbakan’õn İmralõ’daki
bölücübaşõ ile aynõ taleplerde bu-
lunduğunu söyleyen Bölükbaşõ,
“Erdoğan’õn talepleriyle, İmra-
lõ’daki bölücübaşõnõn taleplerini
kõyaslayõn yüzde 90 örtüştüğünü
görürsünüz. Türkiye’nin üniter ve
ulus devlet yapõsõnõn bozulmasõna
izin vermeyiz” dedi.
Düğün magandası
çocuğu vurdu
MALATYA (AA) - Malat-
ya’nõn Doğanşehir ilçesine bağlõ
Fõndõk köyünde düğün töreni sõ-
rasõnda havaya ateş açõldõ. Açõlan
ateş sonucu başõndan ağõr yarala-
nan Mustafa Kubat (6), kaldõrõldõ-
ğõ hastanede yaşamõnõ yitirdi.
Düğün töreni sõrasõnda havaya
ateş ettiği öne sürülen Zeki D. ya-
kalanarak gözaltõna alõndõ.
Klasik otomobilciler
Anıtkabir’de
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Kocaeli, Sakarya, Bolu,
İzmir ve Ankara’daki klasik oto-
mobilcilerin katõlõmõyla 40’õn
üzerinde İstanbul Klasik Otomo-
bilciler Derneği (İKOD) üyesi,
1950’li ve 1960’lõ yõllarõn efsane-
leşen otomobilleriyle İstanbul’dan
Ankara’ya geldi. İKOD üyeleri,
Anõtkabir’i ziyaret ederek, Ulu
Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün
mozolesine çelenk koydu ve saygõ
duruşunda bulundu.
Avrupa’dan ödül
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Ankara Anakent Belediye
Başkanõ Melih Gökçek, 2009 yõlõ
Avrupa Konseyi Ödülü’nü, ola-
ğanüstü toplanan Ankara Anakent
Belediye Meclisi’nde, Avrupa
Konseyi Parlamenterler Meclisi
Başkanõ Luis Maria de Puig’den
aldõ. Gökçek, ödülün kendilerini
gururlandõrdõğõnõ söyledi.
Kılıçdaroğlu, AKP hükü-
metini sert bir dille eleştirdi.
AVRUPA DA
KAZANÇLI ÇIKAR
Türk Sanayici ve İşadamları
Derneği (TÜSİAD) Başkanı
Arzuhan Yalçındağ ise, Türki-
ye-AB arasında ekonomik ve
ticari ilişkilere değindiği ko-
nuşmasında, Türkiye’nin üye-
liğinden AB’nin de kazançlı
çıkacağını söyledi. Türki-
ye’nin AB üyeliğiyle birliğin
“Ortadoğu ve Kafkaslar’a
komşu olacağını” kaydeden
Yalçındağ, Avrupa’nın endişe-
lerini anladıklarını, ancak
Türkiye’nin bölgesel gücünü
arttırdığı bir dönemde Türki-
ye karşıtı açıklamaların süreci
baltaladığını belirtti. Türki-
ye’nin AB enerji tedarik plan-
larında da önemli bir rol üst-
lendiğine değinen Yalçındağ,
Türkiye’yi dışlamanın maliye-
tinin kabulünden çok daha
fazla olacağını ifade etti.
ACI KAYBIMIZ
Cumhuriyet Gazetesi Yazõişleri Müdürü
Değerli Arkadaşõmõz
MEHMET TİMUÇİN
SUCU’yu
zamansõz kaybetmenin üzüntüsünü
yaşõyoruz.
Ailesine, dostlarõna ve basõn emekçilerine
başsağlõğõ diliyoruz.
TÜRKİYE GAZETECİLER SENDİKASI
İSTANBUL ŞUBESİ
HİNDİSTAN’I ÖRNEK GÖSTERDİ
Erdoğan’ın
üç çocuk ısrarı
İstanbul Haber Servisi - Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan, IMF ve Dünya Bankasõ toplantõlarõ ve
protestolarõnõn üzerinden 4 gün geçmesine karşõn yi-
ne protestoculara çattõ. Protestocularõn IMF ve Dün-
ya Bankasõ’na değil kendi halkõna, vatandaşõna ve
mağdur esnafõna saldõrdõğõnõ söyleyen Erdoğan,
“Sorsan IMF nedir bilmezler, Dünya Bankası ne
işe yarar onu da bilmezler. Kafalarında şablon-
lar var, o şablonların içinde dönüp duruyorlar”
dedi. Erdoğan, Türkiye’nin mevcut nüfus durumu-
nun korunmasõ için her ailede en az 3 çocuk olmasõ
gerektiği iddiasõnõ yineledi.
Erdoğan, Sütlüce’deki Haliç Kongre Merkezi’nde
düzenlenen Uluslararasõ Örnek Kõdemli Vatandaşlar
Kongresi’nin açõlõşõnda konuştu. Dünya Sağlõk Ör-
gütü ve BM verilerine göre dünyada 60 yaş ve üzeri
nüfusun oranõnõn yükseldiğine dikkat çeken Erdo-
ğan, “Her ailede en az 3 çocuk olması gerektiğini
ifade ettim. Bu görüşlerimi muhafaza ediyorum.
2 çocuk bile bu durumu asla korumaz” dedi. “3
çocuk yapın” önerisinin ardõndan bir dizi eleştiri al-
dõğõnõ da anõmsatan Erdoğan, “Dünyanın en zengin
ülkesi sıralamasında ilk 5’in arasında Hindistan,
Çin ve Japonya’yı görüyorsunuz. Zannediyor
musunuz, bu ülkelerin ortalama geçim koşulları
bizden çok daha iyi olsun? Değil... 360 dereceden
dünyaya bakmamız lazım.” diye konuştu. Erdoğan
daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin
“Haydi İstanbul Vapurunu Seç” kampanyasõyla
belirlenerek hizmete soktuğu iki yeni vapurun Kaba-
taş İskelesi’ndeki, hizmete açõlõm törenine katõldõ.