19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 2009 PAZAR 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Gazetecinin Ölümü Sevgili arkadaşım, perşembe akşamı hastanede son görüşmede “Buradan çıkınca bir ay izin is- teyeceğim” diyordu. İlaç tedavisi ayaklarını zayıf düşürmüştü. Biz gelmeden yarım saat önceye ka- dar “o güne kadar görmediği bir kriz” yoklamış- tı. Ağrı krizi! Dedi ki: “Olacak şey değil, dayanılmaz bir ağ- rı, ilk kez yaşıyorum, bakıyorum omuzumda, biraz sonra kolumda, ayaklarımda, bedenimin çeşitli yer- lerinde dolaşıp duruyor...” Sonra Özgür’ler geldi. Şapkasını istedi. Artık sürekli taşıdığı. Kendisi- ni çıplak hissettiğini anladım. Başına yerleştirdi şapkasını; Canan, odanın ışık- larını yaktı. Birbirimizi daha iyi görelim diye. Ya- tağının baş tarafını biraz indirdi. Hayattan konuştuk. Fırat’ı, acaba Ali Nesin’in “Matematik Kö- yü”ne göndersek mi yazın? Yanında 15 dakika ya kaldık ya kalmadık. O “tanımadığı ağrı” kapıyı çaldı aniden. Yana döndürdü başını, bizle ilişiğini kesti birden, Ca- nan’ı “ağrı kesici” için hemşireye gönderdi. O “özel hastalık durumu” apansız gelmişti; eli- ni tutarak dışarı çıktık. Dün gelen ölüm haberine inanamadım, Meh- met Sucu’nun. 1.5 gün geçmişti daha; 1.5 gün önce “ölüne- cek bir durum” yoktu! Evet, çoğumuz için, hastalık nedir bilmeyenler için de “ölünecek bir durum” yoktur! Kısa, şok bir haberdi. Birden, bedeninde dolaşan “yabancı ağrı” gö- zümün önüne geldi, bir ölüm duygusu ve olgusu olarak... Yoklayıp duruyordu Mehmet’i ve hepimiz bun- dan habersizdik... İyi ki habersizdik! İyi ki o da habersizdi! Ki, planlardan, yazdan, tatilden konuştuk! Dünya ve yaşamak güzel! Dünyanın ve hayatın güzelliği, farkındalığı, an- cak bilinç ayakta iken.. ağrısız ve sancısız iken.. gülebilir ve rahat konuşabilirken.. kalkıp yürüye- biliyorsak, oturup kalkabiliyorsak.. minik de olsa bize ait bir zamanı, kimsesiz, tamamen kendi ba- şımıza kalıp yaşayabiliyorsak.. hiç kimseye muh- taç olmadan. Hayat, bize ait özel anların henüz daha varolu- şunun adı mı, yoksa? ...... Eğer ölüm kaçınılmazsa, hastalık rezil ve rüs- va ise ve de alçak ve namussuz, beklenmedik olanı hoş gelmeli! O özel anı kaybetmeden, Henüz pencereden dışarıya bir başına ve yal- nız bakabilir ve düş kurabilirken... Kuşun saniyede kaç kanat çırptığını merak ede- bilirken... Penceredeki yağmur buğusunun harikuladeli- ğinin ayırdında ve düşmeye hazır damlanın bedeni kıvraklığını gözlemleyebilirken... Henüz sevgilinin tenini tutabilir, saçlarını kok- layabilir ve memesini okşayabilirken, kaçamak da olsa, henüz... İşte tam o anda, o sırat köprüsünde, ölümün ka- çınılmaz olanı gerçekleşmeli... Gazeteye giren hastalık kıranı Mehmet’i de ya- kalamıştı. Neredeyse bütün hastalığını ayakta ve gazetede geçirdi! Gazeteciler ayakta ölür, diye bir şey varsa eğer, Mehmet bunun birinci tanığıdır! Ayakta, dik, ça- lışarak, tutunarak, arkadaşlarınla birlikte, yıllarını verdiği haber masasında, omuz omuza, sayfa tas- lakları yaparak, kâğıt üzerine haberleri yerleştirerek, sonra sayfayı yıkarak ve yeniden yaparak, habe- ri çıkartarak ve yenisini koyarak... Konuşarak ve de gülüşerek, hayata uzun bir ve- da... Veya kısa bir elveda diyerek... Onun bile bilin- cinde olmadan... Yaşam dediğimiz bir anlık nefes. Sık sık unut- tuğumuz. Onu nasıl vereceğimiz önemli. Ve geride ne ka- lacağı. Bir yıkıntı mı, bir onursuzluk mu, bir sürüngen mi dik yürüyemeyen, bir anıt mı sade ve göste- rişsiz. Mehmet, gazeteci. Bir gerçek ve sade gazete- cinin ölümünü yaşadık. Hep birlikte ve hep be- raber, ölümün farkında olmadan. Yaşamanın birlikteliği içinde. Bugünkü medya “gazeteci” mi, yoksa ne, diye birleştirecektim Mehmet’le. Ama bırakalım “yabancı”yı, dışarıda kalsın bu- gün. Bitirelim, güzel Mehmet’e ebedi yolculuğunda güle güle diyerek. [email protected] Vatan hainliği suçlaması CHP’li Kõlõçdaroğlu, ABD ile imzalanan 8 milyar dolarlõk anlaşmada K.Irak’a girilmemesi şartõ olduğunu söyledi SERGÜL CANIGÜR BURDUR - CHP Grup Başkanveki- li Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin Du- bai’de ABD ile imzaladõğõ 8 milyar do- larlõk bir anlaşmada Kuzey Irak’a gi- rilmemesi maddesinin yer aldõğõna işa- ret ederek “Bu anlaşmayı imzalayan- lar vatan hainidir” dedi. Burdur’daki “Fakir Baykurt’u An- ma Programı”na katõlan Kõlõçdaroğlu “Demokratik Örgütlenme Kültürü ve Sivil Toplum Olma Bilinci” adlõ kon- feransta konuştu. Hükümetin Dubai’de ABD ile 8 milyar dolarlõk bir anlaşma- ya imza attõğõna dikkat çeken Kõlõçda- roğlu, ancak sözleşmede Kuzey Irak’a girilmemesi maddesinin yer aldõğõna işa- ret etti. Kõlõçdaroğlu, “Türkiye Cum- huriyeti tarihinde ilk kez ekonomik anlaşmaya siyasi bir şart konuldu. Bu anlaşmayı imzalayanlar vatan hai- nidir. Siz hangi yetki ve güçle böyle bir anlaşmanın altına imza atarsınız? Siz kim oluyorsunuz?” dedi. Fıkrayla eleştirdi Konuşmasõnda yargõ üzerindeki bas- kõlara da değinen Kõlõçdaroğlu,Türki- ye’nin sürekli örtülü faşizme doğru gittiğine dikkat çekti. Demokratik açõ- lõmõ gündeme getirenlerin medya üze- rine baskõya başladõğõna işaret eden Kõlõçdaroğlu, 80 yõllõk Cumhuriyet ta- rihinde AKP iktidarõ döneminde “yan- daş medya” kavramõnõn ortaya çõktõğõnõ söyledi. Kõlõçdaroğlu, sözlerini klasik ha- le gelen bir fõkrayla sonlandõrdõ: “Tay- yip Erdoğan İsviçre’ye gidiyor. İsviçre başbakanı kendisini ve diğer bakan- ları tanıtıyor. ‘Bu maliye bakanõmõz, bu sosyal güvenlik bakanõ, bu sağlõk bakanõ, bu denizcilik bakanõ.’ Tayyip diyor ki ‘aaa sizde deniz yok, nasõl denizcilik ba- kanõ olur?’ İsviçre bakanı hemen sö- ze giriyor; Sayın Başbakan, sizde de adalet yok ama adalet bakanı var.” Konuşmasõnõn ardõndan Çerçin kö- yüne de uğrayan Kõlõçdaroğlu, yurttaş- larla bir araya geldi. Bir yurttaşõn CHP’nin neden iktidar olamadõğõnõ sormasõ üzerine Kõlõçdaroğlu şunlarõ söyledi: “Her partilinin bu soruyu kendine sorması gerek. CHP daha iyi çalışmak zorunda. Halka ülkenin neden bu hale geldiğini, onların an- layacağı dille anlatacağız. Halkın inançlarına etnik kimliklerine saygı göstereceğiz. Halkla daha çok iç içe ol- malıyız. Bizler toplumun aydın ke- simleriyiz. Yurttaşlarımızın sorun- larını sorgulamalıyız. Bölünmeyece- ğiz, ayrışmayacağız. Birileri parti kurabilir. Şunu ya da bunu yapabi- lir. Doğru değil. Türkiye’nin, aydın- ların bölünme lüksü yoktur. Her bö- lünme AKP’ye ve yandaşlarına ve- rilmiş bir primdir.” Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez ekonomik anlaşmaya siyasi bir şart konulduğunu söyleyen Kõlõçdaroğlu, “Bu anlaşmayõ imzalayanlar vatan hainidir. Siz hangi yetki ve güçle böyle bir anlaşmanõn altõna imza atarsõnõz? Siz kim oluyorsunuz” dedi. Jelev: Türkiye’nin AB’den vazgeçmesini dileyenler var MERVE ARKAN Eski Bulgaristan Cumhurbaşkanõ Jelyu Jelev, bazõ Avrupalõ siyaset- çilerin Türkiye’nin AB üyeliği ko- nusunda kafalarõnõ kuma gömerek, bazõlarõnõn da “imtiyazlı ortaklık” isteyerek işi yokuşa sürdüğünü, Tür- kiye’nin bir gün AB’den vazgeçme- sini dileyenler olduğunu söyledi. “Türkiye-AB ilişkileri” günde- miyle dün İstanbul Conrad Otel’de düzenlenen 12. Uluslararasõ Balkan Politika Kulübü Konferansõ’nõn açõ- lõşõnda konuşan Jelev, genişleme karşõtõ senaryolarõn arka planõnda, başta AB’nin büyük devletleri Fran- sa ve Almanya olmak üzere birtakõm çevrelerin, Avrupa Parlamentosu’nda kendilerinden daha fazla temsil gü- cüne sahip bir ülke görmek isteme- melerinin yattõğõnõ belirtti. Jelev, “genişleme sendromunu aşama- yan bir Avrupa’nın küresel bir güç olamayacağını”na dikkat çekti. Ay- nõ zamanda Balkan Kulübü Başkanõ olan Jelev, “AB üyesi olmasa da Türkiye, halen birlik üyesi olan bir- çok ülkeden, özellikle de son 10 yıl- da üye olan ülkelerle kıyaslanma- yacak seviyede AB kurumları ile entegredir” dedi. Kõbrõs sorununda Rum tarafõnõn yõkõcõ bir tavõr takõn- dõğõnõ kaydeden Jelev, “Kıbrıs’ın AB’ye girişi prensipsizliğin ve çif- te standardın en güzel örneğidir” diye konuştu. Jelev, Türkiye’nin AB sürecindeki konumunun ancak Rus- ya’yla kõyaslanabileceğini belirte- rek, “Eğer bir gün Rusya da AB’nin kapısında adaylık için ge- lirse, umarım AB liderleri Rus- ya’nın Asya toprakları üzerinden coğrafya temelli tartışmalara ta- kılıp kalmaz” ifadesini kullandõ. Demirel: Hesabını ödeyemezler 9. Cumhurbaşkanõ ve Balkan Ku- lübü üyesi Süleyman Demirel de, Türkiye’nin Avrupa’yla bütünleş- meyi daima bir “çağdaşlaşma pro- jesi” olarak gördüğünü ve bu proje- nin yüzyõllar önce başladõğõnõ belirt- ti. Türkiye’nin Batõ yöneliminin yap- tõğõ “en önemli siyasi tercih” oldu- ğunu kaydeden Demirel, Türkiye’nin AB projesini başarõsõzlõğa uğratan- larõn bunun hesabõnõ kendi halklarõ- na ödeyemeyeceğini söyledi. Türkiye’nin 50 yõllõk AB sürecinin, son derece uzun ve zorlu olduğunu ifade eden Demirel, “Türkiye üye- liğin gereklerini yerine getirmek için, kararlı biçimde çalışmaktadır. Ancak karşı tarafta, bazı AB üye- si ülkelerinin bu platforma taşıdı- ğı ilgisiz siyasi konular, müzake- relerin hızını ne yazık ki kesmek- tedir” dedi. AB’nin Kõbrõs konu- sunda da yerine getirmediği taah- hütlerin bulunduğunu belirten De- mirel, bu konunun Türkiye’nin üye- lik sürecini engelleyecek bir başlõk haline getirilmesinin, son derece yanlõş olduğunu ifade etti. Adalet İçin Dayanışma Platformu üyeleri, gazeteci Hrant Dink’in katle- dilmesi üzerinden geçen iki buçuk yıl- da davada herhangi bir ilerleme sağ- lanmamasını protesto etti. Taksim Tramvay Durağı’nda toplanan plat- form üyeleri, “Uzatın elinizi Hrant’ı düştüğü kaldırımdan kaldıralım” pan- kartı ile “Merhamet değil, adalet isti- yoruz”, “Faşizme inat kardeşimsin Hrant” sloganları atarak, Galatasaray Meydanı’na kadar yürüdü. Burada ba- sın açıklamasını okuyan Sayat Tekir, Hrant Dink’in katledilmesinin üzerin- den iki buçuk yıl geçtiğini belirterek, “Mahkeme devam ediyor. Gerçekler gün gibi ortada iken mahkeme hâlâ bir sonuca varamıyor. Mahkeme, cinayeti bildiği halde önlem almayanlara ve ci- nayetin azmettiricileriyle ilgili tek bir karar almamakla beraber, davanın mağdurlarının ve Dink ailesinin haka- retlere ve tehditlere maruz kalmasına göz yumuyor” dedi. Hrant Dink davası duruşmasının yarın görüleceğini anım- satan Tekir, “Adaletsizliğin, insana ve topluma karşı umursamazlığın ayyuka çıktığı bir zamanda yaşadığımıza hepi- miz tanığız. Artık böyle yaşamak iste- mediğimiz için yarın Beşiktaş Adliye- si’nde adalet nöbeti tutacağız” diye ko- nuştu. (CİHAN ORUÇOĞLU) ‘Hrant’õkaldõrõmdankaldõralõm’ 12. Uluslararasõ Balkan Politika Kulübü Konferansõ’nõn açõlõşõnda konuşan eski Bulgaristan Cumhurbaşkanõ Jelev, Kõbrõs sorununda Rum tarafõnõn yõkõcõ bir tavõr takõndõğõnõ belirterek “Kõbrõs’õn AB’ye girişi prensipsizliğin ve çifte standardõn en güzel örneğidir” dedi. Başbakan Erdoğan’a ‘diktatör’ suçlaması MUĞLA (Cumhuriyet) - Muğla Barosu’nun düzenlediği ve “İfade Özgürlüğü ve İletişimin Tespiti” konulu söyleşi Muğla Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kül- tür Merkezi’nde yapõldõ. Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu Başbakan Tay- yip Erdoğan’õ adõnõ vermeden diktatörlükle suçladõ. Kanadoğlu, “Yürütme size bağlõ, yasama sö- zünüzden çõkamaz halde ise ve sadece arkadaşõnõz diye birini cumhurbaşkanõ seçtirebiliyorsa- nõz, işte bu dikta rejimidir” dedi. SP: Erken seçim havası var ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - SP Genel Başkanõ Numan Kurtulmuş, Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan’õn, IMF-Dünya Ban- kasõ yõllõk toplantõlarõnda yaptõğõ konuşmaya değinerek “IMF top- lantõsõ göstermiştir ki Sayõn Baş- bakan vicdanõnõn sesiyle, koltuğu- nun sevgisi arasõnda sõkõşõp kal- mõştõr” dedi. Kurtulmuş, SP İl Başkanlarõ ve İl Müfettişleri Top- lantõsõ’nda yaptõğõ konuşmada, son gelişmelerin Türkiye’nin bir erken seçime doğru yol aldõğõnõn göstergesi olduğunu söyledi. ‘Öcalan’ın talepleriyle Erdoğan’ınkiler aynı’ ADANA (Cumhuriyet) - “Çö- zülen ülke Türkiye” konulu bir konferans veren MHP Ankara Milletvekili Deniz Bölükbaşõ, AKP’nin Kürt açõlõmõna tepki gösterdi. Başbakan’õn İmralõ’daki bölücübaşõ ile aynõ taleplerde bu- lunduğunu söyleyen Bölükbaşõ, “Erdoğan’õn talepleriyle, İmra- lõ’daki bölücübaşõnõn taleplerini kõyaslayõn yüzde 90 örtüştüğünü görürsünüz. Türkiye’nin üniter ve ulus devlet yapõsõnõn bozulmasõna izin vermeyiz” dedi. Düğün magandası çocuğu vurdu MALATYA (AA) - Malat- ya’nõn Doğanşehir ilçesine bağlõ Fõndõk köyünde düğün töreni sõ- rasõnda havaya ateş açõldõ. Açõlan ateş sonucu başõndan ağõr yarala- nan Mustafa Kubat (6), kaldõrõldõ- ğõ hastanede yaşamõnõ yitirdi. Düğün töreni sõrasõnda havaya ateş ettiği öne sürülen Zeki D. ya- kalanarak gözaltõna alõndõ. Klasik otomobilciler Anıtkabir’de ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Kocaeli, Sakarya, Bolu, İzmir ve Ankara’daki klasik oto- mobilcilerin katõlõmõyla 40’õn üzerinde İstanbul Klasik Otomo- bilciler Derneği (İKOD) üyesi, 1950’li ve 1960’lõ yõllarõn efsane- leşen otomobilleriyle İstanbul’dan Ankara’ya geldi. İKOD üyeleri, Anõtkabir’i ziyaret ederek, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine çelenk koydu ve saygõ duruşunda bulundu. Avrupa’dan ödül ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Ankara Anakent Belediye Başkanõ Melih Gökçek, 2009 yõlõ Avrupa Konseyi Ödülü’nü, ola- ğanüstü toplanan Ankara Anakent Belediye Meclisi’nde, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanõ Luis Maria de Puig’den aldõ. Gökçek, ödülün kendilerini gururlandõrdõğõnõ söyledi. Kılıçdaroğlu, AKP hükü- metini sert bir dille eleştirdi. AVRUPA DA KAZANÇLI ÇIKAR Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Yalçındağ ise, Türki- ye-AB arasında ekonomik ve ticari ilişkilere değindiği ko- nuşmasında, Türkiye’nin üye- liğinden AB’nin de kazançlı çıkacağını söyledi. Türki- ye’nin AB üyeliğiyle birliğin “Ortadoğu ve Kafkaslar’a komşu olacağını” kaydeden Yalçındağ, Avrupa’nın endişe- lerini anladıklarını, ancak Türkiye’nin bölgesel gücünü arttırdığı bir dönemde Türki- ye karşıtı açıklamaların süreci baltaladığını belirtti. Türki- ye’nin AB enerji tedarik plan- larında da önemli bir rol üst- lendiğine değinen Yalçındağ, Türkiye’yi dışlamanın maliye- tinin kabulünden çok daha fazla olacağını ifade etti. ACI KAYBIMIZ Cumhuriyet Gazetesi Yazõişleri Müdürü Değerli Arkadaşõmõz MEHMET TİMUÇİN SUCU’yu zamansõz kaybetmenin üzüntüsünü yaşõyoruz. Ailesine, dostlarõna ve basõn emekçilerine başsağlõğõ diliyoruz. TÜRKİYE GAZETECİLER SENDİKASI İSTANBUL ŞUBESİ HİNDİSTAN’I ÖRNEK GÖSTERDİ Erdoğan’ın üç çocuk ısrarı İstanbul Haber Servisi - Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan, IMF ve Dünya Bankasõ toplantõlarõ ve protestolarõnõn üzerinden 4 gün geçmesine karşõn yi- ne protestoculara çattõ. Protestocularõn IMF ve Dün- ya Bankasõ’na değil kendi halkõna, vatandaşõna ve mağdur esnafõna saldõrdõğõnõ söyleyen Erdoğan, “Sorsan IMF nedir bilmezler, Dünya Bankası ne işe yarar onu da bilmezler. Kafalarında şablon- lar var, o şablonların içinde dönüp duruyorlar” dedi. Erdoğan, Türkiye’nin mevcut nüfus durumu- nun korunmasõ için her ailede en az 3 çocuk olmasõ gerektiği iddiasõnõ yineledi. Erdoğan, Sütlüce’deki Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Uluslararasõ Örnek Kõdemli Vatandaşlar Kongresi’nin açõlõşõnda konuştu. Dünya Sağlõk Ör- gütü ve BM verilerine göre dünyada 60 yaş ve üzeri nüfusun oranõnõn yükseldiğine dikkat çeken Erdo- ğan, “Her ailede en az 3 çocuk olması gerektiğini ifade ettim. Bu görüşlerimi muhafaza ediyorum. 2 çocuk bile bu durumu asla korumaz” dedi. “3 çocuk yapın” önerisinin ardõndan bir dizi eleştiri al- dõğõnõ da anõmsatan Erdoğan, “Dünyanın en zengin ülkesi sıralamasında ilk 5’in arasında Hindistan, Çin ve Japonya’yı görüyorsunuz. Zannediyor musunuz, bu ülkelerin ortalama geçim koşulları bizden çok daha iyi olsun? Değil... 360 dereceden dünyaya bakmamız lazım.” diye konuştu. Erdoğan daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “Haydi İstanbul Vapurunu Seç” kampanyasõyla belirlenerek hizmete soktuğu iki yeni vapurun Kaba- taş İskelesi’ndeki, hizmete açõlõm törenine katõldõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle