Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 2009 PAZAR
10 DIŞ HABERLER
Nükleer merkezde
El Kaide şoku
Dış Haberler Servisi -
İsviçre’deki Avrupa Nükleer
Araştõrma Merkezi’nde (CERN)
çalõşan bir bilim insanõnõn,
Cezayir’deki El Kaide
militanlarõyla bağlantõsõ olduğu
şüphesiyle tutuklandõğõ bildirildi.
Fransõz yetkililer, nükleer fizikçi
olan bilim adamõnõn, önceki gün
Fransa’nõn Vienne kentinde erkek
kardeşiyle beraber tutuklandõğõnõ
duyurdu. Polis, bir Fransõz yargõcõn
terörist bağlantõdan kuşku duyarak
başlattõğõ soruşturma çerçevesinde
tutuklanan kardeşlerin, 25 ve 32
yaşlarõnda Fransõz vatandaşõ
olduklarõnõ bildirdiler. İsviçre’de
Fransa sõnõrõ yakõnlarõnda kurulan
dünyanõn en büyük parçacõk fiziği
araştõrma laboratuvarõ CERN’de,
çeşitli ülkelerden 7 binden fazla
bilim adamõ çalõşõyor.
İran’da üç muhalife
daha idam
Dış Haberler Servisi - İran’da,
haziran ayõnda Mahmud
Ahmedinejad’õn yeniden
cumhurbaşkanõ olduğu seçimlerin
ardõndan muhalefet gösterilerine
katõlan 3 kişi idam cezasõna
çarptõrõldõ. Üst mahkeme tarafõndan
onaylanmasõ halinde idam edilecek
kişilerin isimleri açõklanmadõ. İran
yönetimi ceza alanlarõn hükümete
karşõ casusluk yaptõklarõnõ itiraf
ettiğini belirtirken, insan haklarõ
örgütleri bu kişilerin işkence
altõnda itirafta bulunduğunu
savunuyor. Daha önce de seçim
sonrasõ gösterilere katõldõğõ
gerekçesiyle Muhammed Rõza Ali
Zamani idam cezasõ almõştõ.
Protestolar nedeniyle halen
100’den fazla kişi Tahran Devrim
Mahkemesi’nde yargõlanõyor.
Müslümanlardan
çarşafa yasak talebi
TORONTO (AA) - Müslüman
Kanadalõlar Kongresi, federal
hükümete çağrõda bulunarak ülke
genelinde peçe ve çarşaf yasağõ
getirilmesini istedi. Kongre adõna
yazõlõ açõklama yapan sözcü
Farzana Hasan, çarşaf ve peçenin
Kuran ayetleriyle emredilmiş
hükümler olmadõğõnõ belirterek,
“Her iki giyim şekli de, İslami
öğretiden ziyade Ortadoğu
kültürünün birer parçasõdõr”
ifadesini kullandõ. “Yüzünüzü
kapatmanõz, kimliğinizi
gizlemenizdir” diyen Hasan, bu
durumun Müslüman kadõnlar
açõsõndan güvenlik sorunu
oluşturduğunu söyledi.
Taliban karargâha
saldırdı
Dış Haberler Servisi -
Pakistan’õn Ravalpindi kentinde,
silahlõ Taliban militanlarõnõn dün
sabah bir ordu karargâhõna
düzenlediği saldõrõda, içeri sõzmayõ
başaran militanlarõn birkaç askeri
rehin aldõklarõ belirtildi. Beyaz bir
araçla kontrol noktalarõnõ aşan
kamuflaj üniformalõ saldõrganlar ile
askerler arasõnda çõkan çatõşmada 6
asker ve 4 militan öldü. Askerleri
rehin alan saldõrganlarõn,
arkadaşlarõnõn serbest bõrakõlmasõ
talebinde bulunduğu bildirildi.
Tanker kazası:
80’e yakın ölü
LAGOS (AA) - Nijerya’nõn
güneyinde yakõt dolu bir tankerin
infilak etmesi sonucu, yaklaşõk 80
kişi öldü. Nijerya gazetelerinin
görgü tanõklarõ ve Anambra eyalet
polisine dayanarak verdiği
haberlerde, önceki gün meydana
gelen olayda tankerin infilak etmesi
sonucu başlayan yangõnõn
karayolundaki diğer birçok araca
da sõçradõğõ belirtildi.
Patlamanõn, tankerin ekspres
yoldaki bir çukura girerek
devrilmesi sonucu meydana
geldiği kaydedildi.
Sol parti kurucularından Murat Çakır’a göre, Almanya’da sağ hükümete karşı sol alternatif gelişebilir
Almanya cepheleşmeye gidiyor
ENGİN ESEN
Almanya’da yapõlan 27 Eylül fe-
deral ve eyalet seçimlerinde, ana
akõm partileri Hõristiyan demokratlar ve
sosyal demokratlar tarihlerindeki en
ağõr başarõsõzlõklardan birini alõrken,
liberal çizgideki Hür
Demokrat Parti (FDP)
oy oranõnõ yüzde
4.8’den yüzde 14.6’ya
yükselterek tarihinin
en büyük başarõsõnõ elde
etti. 2005’te eski Doğu
Almanya’da iktidarda olan
Demokratik Sosyalizm Par-
tisi (PDS) ile Batõ Alman-
ya’daki çeşitli sol gruplarõn
oluşturduğu Emek ve Sos-
yal Adalet Partisi - Seçim Alternatifi’nin
(WASG) oluşturduğu Sol Parti (DIE LINKE)
de -özellikle SPD’den kopan seçmenlerin yö-
nelmesiyle- bazõ eyaletlerde yüzde 20’lere
yükseldi, federal düzeyde ise yüzde 11’i aştõ.
WASG kurucularõndan, DIE LINKE ve söz-
cülerinden olan ve Türkiye’de DIE LINKE üze-
rine yazõlan ilk kitaba imza atan Murat Çakır
ile Almanya seçim sonuçlarõnõn ve DIE LINKE
deneyiminin Türkiye için sonuçlarõnõ konuştuk.
- Almanya’da DIE LINKE’nin son seçim-
deki oy oranları ne kadar yükseldi? Üye sa-
yısındaki artış ne düzeyde?
M. ÇAKIR - 2005 yõlõnda yapõlan seçimlerde
DIE LINKE, yüzde 8.7 oy alarak federal parla-
mentoya 53 milletvekili sokmuştu. Şimdi ise top-
lam yüzde 11.9 ile federal parlamentoya 76
milletvekili sokmayõ başardõ. Burada öne çõkan
bir sonuç, DIE LINKE’nin eskiden sol parti-
lerin en fazla yüzde 1 alabildiği Batõ eyaletle-
rinde de yüzde 5 barajõnõ kalõcõ bir biçimde ge-
çebilmesidir. Bu açõdan DIE LINKE’nin federal
parlamentodaki partiler yelpazesini 5 partiye
yükselterek, kalõcõ bir biçimde değiştirdiği
kesinkes kanõtlanmõş olmaktadõr. Partinin al-
dõğõ başarõnõn elbette parti üyelerinin sayõsõnõn
artõşõ ile de bir bağlantõsõ var, çünkü bilhassa
seçmenlerin çoğunluğunun bulunduğu Batõ
eyaletlerinde seçim kampanyalarõ giderek ge-
nişleyen üye sayõsõ ile paralel olarak sürekli-
lik kazanõyor. Şu anda DIE LINKE 80 bini aş-
kõn üyesiyle -üye sayõsõ açõsõndan- Alman-
ya’daki üçüncü büyük parti konumunda.
‘Umutsuzların da adresi olduk’
- DIE LINKE’ye sadece Almanya Sosyal
Demokrat Partisi’nden (SPD) umudunu ke-
senler mi yöneliyor?
CDU/CSU ve FDP koalisyonunun vergi adaletsizliği ve sosyal
politikalarda kõsõtlamalara yönelik tavõr içinde olmasõnõn, sendikalar
ve sosyal hareketler dahil parlamento dõşõ muhalefetin SPD ve
Yeşiller, DIE LINKE ve diğer muhalif güçlerle birlikte hareket etmeye
zorlayacağõnõ söyleyen Çakõr, bunun sonucunda en geç 2013’te SPD,
Yeşiller ve DIE LINKE’nin oluşturacağõ bir sol hükümetin olanaklõ
hale gelebileceği görüşünde. Ancak Çakõr bunun temel önkoşulunun,
SPD yönetiminin eski Başbakan Schröder bağõnõ koparmasõ ve
programatik söylemine uygun davranmasõ olduğuna da dikkat çekiyor.
Hayõr. Yapõlan seçim araştõrmalarõ, bilhas-
sa sosyal devlet anlayõşõnõ taşõyan farklõ top-
lumsal kesimlerin, Afganistan savaşõ konu-
sunda hükümet politikalarõnõ eleştirenlerin, Ye-
şiller’in dönüşümünden rahatsõz olanlarõn,
özellikle işçilerin, işsizlerin, öğrencilerin,
emeklilerin DIE LINKE’ye giderek daha bü-
yük oranda oy verdiklerini ortaya çõkartõyor-
lar. Yani DIE LINKE seçimlerde hemen he-
men bütün partilerden seçmenleri kendisine
öyle ya da böyle çekebilmiş durumda. DIE
LINKE’nin şu an itibarõyla sosyal politikalar,
demokrasi ve barõş politikalarõ konusunda Hõ-
ristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU), Hür De-
mokrat Parti (FDP), SPD ve Yeşiller’den olu-
şan bir fiili blok karşõsõnda tek muhalefet par-
tisi olduğunu yaygõn medya temsilcileri dahi
söylemekte. Bu nedenle tüm bu partilerden
umut kesenler ve yeni arayõş içerisine giren-
ler için DIE LINKE bir adres haline gelebilir.
- SPD ile DIE LINKE arasında eyalet-
lerde veya federal düzeyde bir ittifak
mümkün müdür?
SPD ile hükümet oluşturmak için ittifak,
güncel durum itibarõyla sadece eyaletler dü-
zeyinde olanaklõ görülüyor. Örneğin, DIE
LINKE eşbaşkanõ Oskar Lafontaine’in bü-
yük seçim başarõsõ sağladõğõ Saarland eya-
letinde şu an SPD ve Yeşiller ile hükümet
koalisyonu oluşturma görüşmeleri sürüyor. Bu
görüşmelerin yumuşak karnõ Yeşiller, çünkü
geçen dönem Yeşiller’den istifa edip DIE
LINKE’ye geçen bir eyalet parlamentosu mil-
letvekili nedeniyle Yeşiller ve DIE LINKE
arasõnda “personel” çekişmesi var.
SPD sol politikalara kayabilir
Matematiksel olarak ittifak Saarland’da ola-
naklõ. Aynõsõ Brandenburg ve Thüringen
eyaletleri için de geçerli. Brandenburg’da DIE
LINKE ile görüşmeler sürerken, Thürin-
gen’de SPD, DIE LINKE yerine Hõristiyan
Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) küçük or-
tağõ olmayõ yeğledi.
Federal düzeyde ise, her ne kadar mate-
matiksel ve programatik açõdan bir ittifak ola-
naklõ görünse de, parti yönetimlerindeki ak-
törlerin oynadõğõ roller, böylesi bir ittifakõn
önünü tõkõyor. SPD ve Yeşiller yönetimi DIE
LINKE’yi özellikle Afganistan savaşõna kar-
şõ olan tutumu nedeniyle “dış politikada gü-
ven vermeyen bir parti” olarak suçladõk-
larõndan, bugüne kadar bir ortaklõk olanaklõ
değildi. Ancak önümüzdeki dönem içerisin-
de, oluşturulacak muhafazakâr-liberal koa-
lisyon nedeniyle SPD’nin muhalefette renk
kazanabilme umuduyla “sol politikalara”
kaymasõ büyük bir olasõlõk.
CDU/CSU ve FDP koalisyonu, şimdiye ka-
dar açõklanan hükümet program taslağõndan
görülebildiği kadarõyla, uygulayacaklarõ po-
litikalarla Almanya’da yeni bir cepheleşme
yaratabilirler. Özellikle FDP’nin vergi ada-
letsizliği ve sosyal politikalarda kõsõtlamala-
ra yönelik tavõr içinde olmasõ, sendikalar ve
sosyal hareketler dahil parlamento dõşõ mu-
halefetin SPD ve Yeşiller, DIE LINKE ve di-
ğer muhalif güçlerle birlikte hareket etmeye
zorlayacaktõr. Bunun sonucunda da, en geç
2013’te SPD, Yeşiller ve DIE LINKE’nin
oluşturacağõ bir sol hükümet olanaklõ hale ge-
lebilir. Ancak bunun temel önkoşulu, SPD yö-
netiminin eski Başbakan Gerhard Schröder
SPD’si ile olan bağõnõ tamamõyla koparma-
sõ ve programatik söylemine uygun davran-
masõdõr. Bu noktada pek ümitli olmadõğõmõ
söylemeliyim.
TAREM Yayınları’ndan
çıkan “DIE LINKE -
Almanya’da Sol Parti
Deneyimi” kitabının yazarı
Murat Çakır: Yapılan seçim
araştırmaları, sosyal devlet
anlayışını taşıyan farklı
toplumsal kesimlerin,
Afganistan savaşı konusunda
hükümet politikalarını
eleştirenlerin, Yeşiller’in
dönüşümünden rahatsız
olanların, özellikle işçilerin,
işsizlerin, öğrencilerin,
emeklilerin DIE LINKE’ye
giderek daha büyük oranda oy
verdiklerini ortaya
çıkartıyorlar.
Türkiye solunun ortaklaşma sorunu
- Liberallerin ortak olacağı ye-
ni hükümetin ekonomi ve dış
politika öncelikleri konusundaki
görüşleriniz neler? Başbakan
Angela Merkel’in, Türkiye’nin
AB üyeliğine karşıtlığının FDP
tarafından törpüleneceği yo-
rumlarına katılır mısınız?
M. ÇAKIR - Kamuoyuna sõz-
dõrõlan bilgilerden okunabildiği ka-
darõyla, oluşturulacak CDU/CSU ve
FDP koalisyonunun, katõ neolibe-
ral politikalara devam edeceği,
neoliberal dönüşümün hõzõnõ art-
tõrmaya çalõşacağõ görülüyor. Özel-
likle FDP, ekonomi politikalarõnda
sermaye yanlõsõ adõmlarõn atõlma-
sõ, sendikal haklar ve işçi ücretle-
ri, çalõşma koşullarõ üzerindeki
baskõlarõn artõrõlmasõ, sosyal poli-
tikalarda konsolidasyon gerekçe-
siyle tasarruf kararlarõnõn alõnma-
sõ, şirket ve yüksek gelir vergileri-
nin düşürülmesi, dolaysõz vergile-
rin katlanarak arttõrõlmasõ, özel-
leştirilmelere yeniden hõz veril-
mesi gibi noktalarda CDU/CSU’yu
adõm atmaya zorlayacak.
Günah keçisi rolü FDP’ye
Programatik olarak FDP’nin bu ta-
leplerinden pek uzak olmayan
CDU/CSU, olasõ bir toplumsal kar-
şõ çõkõş durumunda, günah keçisi ro-
lünü FDP’ye yõkacaktõr. Bunun kar-
şõlõğõnda da FDP yurttaş haklarõ ve
iç politika konusunda sertleşmeleri
kabul edecek, dõş ve güvenlik poli-
tikalarõndaki militaristleştirme ça-
balarõna destek sunacaktõr. Yeni hü-
kümetin ekonomi ve dõş politikada-
ki öncelikleri bence kõsa bir zaman
içerisinde bu şekilde açõklanacaktõr.
Türkiye’nin AB üyeliği konusuna
gelince; sorunu salt Merkel’in kar-
şõtlõğõ olarak görmemek gerekiyor.
Çekirdek Avrupa’yõ oluşturan Al-
manya ve Fransa egemenlerinin
AB’nin uzun vadeli hedefleri çer-
çevesinde, Türkiye gibi büyük ve
ABD ile stratejik ortaklõk içerisinde
olan bir ülkenin AB’ye üye olmasõ-
nõ istemedikleri uzun zamandan be-
ri biliniyor. Türkiye’nin jeostratejik,
jeoekonomik ve jeopolitik konu-
mu, imtiyazlõ
ortaklõğõ öncel-
lediğinden, Al-
manya hüküme-
ti açõsõndan po-
litika değişikli-
ğine gidilmesine
gerek vermeye-
cektir. Mer-
kel’in Türkiye
karşõtlõğõ da bir
noktadan itiba-
ren iç politik ne-
denler çerçevesinde ele alõnmalõdõr.
Popülizm bu çerçevede FDP’ye de
yarayacağõndan, Merkel’in bu ko-
nudaki yaklaşõmlarõna karşõ en faz-
la danõşõklõ dövüş yapõlacaktõr. Ba-
na kalõrsa, yeni Alman hükümetin-
den bugüne kadar atõlan adõmlar ve
gösterilen yaklaşõmlarõn dõşõnda ye-
ni bir şey beklememek gerekir.
- TAREM tarafından 3 Ekim
günü Taksim’de düzenlenen top-
lantıda, DIE LINKE’nin bir prog-
rama sahip olmadığını ve farklı
eğilimler arasında geçici bir “ba-
rış” olduğunu belirtmiştiniz. Bu-
nu biraz açar mısınız? Belirli bir
programı olmayan bir sol parti
modeli Türkiye’de uygulanmaya
çalışılsa, hangi esaslar üzerinde ya-
pılanabilir sizce?
DIE LINKE klasik anlamda bir
programa sahip değil, ama bu prog-
ramsõz olduğu anlamõna gelmez.
Parti kurulurken, yani WASG ve
PDS birleşirken karar altõna alõnan
“Programa-
tik Köşe Taş-
ları” bugün
hâlâ geçerli.
Bunun ötesin-
de parti kurul-
tayõnõn karar
altõna aldõğõ
bir seçim
programõ da
var. Ama kla-
sik bir prog-
ramõ yok.
Parti içerisindeki farklõ eğilimle-
rin şu an için bir “barışçıl” yan ya-
na duruşlarõnõn arkasõnda, öncelik-
le henüz program tartõşmalarõnõn
başlamamõş olmasõ, ikincil ama bir
o kadar önemli olarak da, partinin se-
çimlerde elde ettiği başarõlar dur-
makta. Her akõm bir şekilde bu ba-
şarõlardan pay almak, milletvekilli-
ği veya yönetimde yer alabilmek için
uğraş veriyor. Bu tabii ki meşru bir
durum, ancak programatik nokta-
larda da atõllõğa neden oluyor, par-
ti barõşõnõ sağlamak gerekçesiyle,
haklõ olarak eleştirilmesi gerekenler,
“daha sonra tartışırız” denilerek
erteleniyor. Temel noktalarda, ör-
neğin hükümetlere ortak olma ko-
nusunda söz konusu olan düşünce
ayrõlõklarõ daha sonraya ertelendi-
ğinde ise, çoğunluğu oluşturan akõm-
larõn pozisyonlarõnõn tartõşõlmadan
parti politikasõ haline gelmesine ne-
den olabiliyor. Bu da “barışı” son
derece kõrõlgan hale getirebilir.
Sorun aktörlerde
Türkiye’de böylesi bir model uy-
gulanabilir mi, pek inanamõyorum.
Sorun bence model de değil, mode-
lin uygulanacağõ aktörlerde yatõyor.
Örneğin temel çerçevesi barõş, de-
mokratikleşme ve adalet olacak bir
programatik köşe taşlarõ oluşturulsa
ve salt bu temel hedefler çerçeve-
sinde örgütlenmeye çalõşõlsa, en baş-
ta bir araya gelmeleri gereken dina-
miklerin barõş, demokratikleşme ve
adalet konusunda net olamadõklarõ-
nõ görüyorum.
Kendi içerisinde demokrat ola-
bilmeyi becerememiş oluşumlarõn,
aktörlerin veya dinamiklerin, de-
mokratikleşme konusunda ileri adõm
atabileceklerine pek inanmõyorum.
Bugüne kadarki deneyimlerden ha-
reketle, yani radikal soldan, sol li-
berallere ve sosyalist sola kadar çe-
şitli girişimlerin deneyimlerinden
hareketle, kendi içerisinde radikal bir
biçimde demokrat olunamadan, “be-
yaz adam” yaklaşõmlarõndan kur-
tulunmadan, halka, yaşama dayanan
bir siyaseti temel almadan, ne kadar
başarõlõ modeller getirilirse getirilsin,
hiçbirisinin Türkiye’de uygulanma
şansõ olmayacaktõr. Açõkçasõ Türki-
ye solunun ortaklaşma çabalarõ ko-
nusunda son derece kötümserim.
Keşke yanõlsam.
Çakõr, “Radikal soldan, sol liberallere ve sosyalist sola kadar
çeşitli girişimlerin deneyimlerinden hareketle, kendi içerisinde
radikal bir biçimde demokrat olunamadan, ‘beyaz adam’
yaklaşõmlarõndan kurtulunmadan, halka, yaşama dayanan bir siyaseti
temel almadan, ne kadar başarõlõ modeller getirilirse getirilsin,
hiçbirisinin Türkiye’de uygulanma şansõ olmayacaktõr” diyor.
Merkel ve yeni
hükümet ortağı FDP
lideri Westerwelle.
18 EKİM 2009 PAZAR Saat: 11.00
Konuğumuz, Cumhuriyet Vakfõ 2. Başkanõ Gazetemiz Yazarõ Sayõn
ALEV COŞKUN
ile kahvaltõlõ aydõnlanma toplantõsõnda bir araya geliyoruz.
KONU: TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN FELSEFESİ
YOK EDİLEBİLİR Mİ?
Yer: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MAÇKA SOSYAL TESİSLERİ
İletişim: 0532 275 21 42 - 0532 201 00 52 - 0537 871 82 34
Yazarımız söyleşi sonrası kitaplarını imzalayacaktır.
Lütfen yerinizi ayırınız. A. Büfe Kahvaltı Ederi: 20.- TL.
İSTANBUL CUMOK ÇAĞRISI
“BALBAY ÇIKACAK YİNE YAZACAK”
MUTLU DOĞUM VE TEŞEKKÜR
Torunumuz
ATEŞ ATA AKSU’nun
aramıza katıldığı 13 Eylül 2009 Pazar’ından bu yana lütfedip;
ziyaret, telefon, e-mail, çiçek ile mutluluğumuzu paylaşmak
nezaketinde bulunan tüm dostlarımıza bir kez daha teşekkür ediyor,
herhangi bir sebeple dönemediğimiz değerli akraba ve
arkadaşlarımızdan af diliyor, herkese daha çok, daha güzel mutluluk
dileklerimizle, sevgi ve saygı sunuyoruz.
Efsun - Akın A.
KARGÖZ ve AKSU Aileleri adına
Haydar AKSU
İngilizce’yi İngilizce kaynaklardan öğrenin...
Westminster University ve Premier College sertifikalarına sahip,
London School of Business Administration’da master yapmış,
ÖĞRETMENDEN, BRITISH ENGLISH
? Gramer, konuşma, derslere yardımcı, sınavlara hazırlık
? İş İngilizcesi (Business English) ve İngilizce
iş görüşmelerine (Interview) hazırlık
Bahariye-Kadıköy / İstanbul
0532 701 80 41 - (0216) 418 94 51www.cumok.org