03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 6 EYLÜL 2008 CUMARTESİ 4 HABERLER Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Er- menistan - Türkiye maçını izlemek üze- re bugün Erivan’da. Gezi, çok tartışıldı, kimi bu gidişi hararetle destekledi, kimi şiddetle kar- şı çıktı. Kuşkusuz, diplomasinin esası gö- rüşme, politikanın özü de karşılıklı uz- laşmadır. Bu nedenledir ki, tarafların anlaş- mazlıklarını, karşılıklı görüşmeler çer- çevesinde ele almalarına kafadan kar- şı çıkmanın bir anlamı yoktur. Ancak diplomasinin kendine özgü ku- ralları vardır. Salt görüşmüş olmak için görüşmek de olumlu sonuç vermeye- ceği gibi, zemini hazırlanmadan yapılan zamansız görüşmelerden de olumlu yerine olumsuz sonuçlar çıkması kaçı- nılmaz olur. Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin istenen düzeyde ve nitelikte ol- madığını herkes biliyor. Ermenistan halkının Türkiye’ye çok sı- cak bakmadığı da malum. Geçmişin acı, hatta acıdan da öte trajik olayları, Er- menistan halkının Türkiye’ye karşı duy- gularının temelinde yatan nedendir; bunun böyle sürmesini kabul edeme- yecek olsak da, nedenlerini anlamaya çalışmamızda yarar var. Ermenilerin tarihimize, kültürümüze katkıları, bir zamanlar imparatorluğu oluşturmuş diğer öğelerin, Osmanlı’nın deyişiyle “millet”lerin hepsinden fazla- dır. Bunu hiçbir zaman akıldan çıkarma- makta yarar var. 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında meydana gelen trajik olaylara karşın, ta- rihin tümüne bakıldığında, yüzyıllar bo- yu sürmüş olan yakın ilişkiler, Türkler ile Ermenilerin tarihi bir uzlaşmayla ilişki- lerini düzeltmelerini zorunlu kılıyor. Böyle bir gelişmenin her iki halkın da yararına olacağından kimsenin kuşku- su olmamalıdır. Bu tarihi uzlaşmanın önündeki en bü- yük engel, Ermeni diasporasıdır. Dias- pora özellikle 1970’li yıllardan itibaren, artan ölçüde Türkiye düşmanlığı yap- makta, “soykırım” iddiaları ile gerçek- leri tartışmayı reddederek sürekli yara- ları kaşımaktadır. Diaspora bu politikayı kendi kimliği- ni korumanın temel taşı haline getirmiş bulunuyor. Türkiye’nin Ermenistan’ı kurulur ku- rulmaz tanıması ile Ankara - Erivan iliş- kilerindeki düzelmenin iki halk arasın- daki tarihi uzlaşmayı kolaylaştırması beklenebilirdi. Ama ne yazık ki öyle ol- madı. Erivan, Ankara ile ilişkilerini normal bir raya oturtacak politikalar izlemek yeri- ne diasporanın çizgisini yeğledi ve Tür- kiye Cumhuriyeti’nin bir kısım toprak- ları üzerinde hak iddia eden tavrı be- nimsedi. Erivan’ın, ortak komşumuz Azerbay- can’a saldırıp, Yukarı Karabağ’ı istila et- mesi, burada sivil halkı katletmesi de Türkiye - Ermenistan ilişkilerini bozan et- kenler arasında yer alıyor. Bu koşullar altında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Erivan ziyaretinin Tür- kiye - Ermenistan ilişkilerine nasıl olum- lu katkıda bulunabileceğini söylemek güçtür. Bu ziyaret, Ankara’nın ısrarla istedi- ği, her iki tarafın da arşivlerini açması ve 1915 olaylarını iki tarafın tarihçilerinin tar- tışmaları sürecini başlatabilecek midir? Yine bu ziyaret, Erivan’ın, bir kısım Anadolu toprağını Batı Ermenistan ola- rak görüp, üzerinde hak iddia etmekten vazgeçirebilecek, Ermenistan’ın bundan böyle Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları- nı, toprak bütünlüğünü kabul edip, içi- ne sindirmesine yol açabilecek midir? Bu ziyaretin, Ermenistan’ın Karabağ konusundaki iddialarını ve politikasını değiştirmesine yol açacağına inanan kimse var mı acaba? Bütün bu koşullar değişmeden, Türk - Ermeni ilişkilerinde bir düzelme ol- mayacağına göre, Sayın Gül’ün ziyareti neye yarayacaktır? Görüşmelerde, hedeflerinde kararlı ve azimli davranıldığı takdirde, salt gö- rüşmüş olmanın bir zayıflık işareti ola- rak kabul edilmesi yanlıştır. Ancak karşı taraf haklı taleplerin hiç- birine olumlu yanıt vermez ve olumsuz tutumunu sürdürürken, siz kalkıp da uz- laşma adına gereksiz ödünler verirse- niz, o zaman görüşmenin yarardan çok zarara yol açmasına neden olur- sunuz. Sayın Gül’ün, pek olumlu sonuç ve- receğini sanmadığımız ziyaretinin, bu tür yanlışlara yol açmamasını ve Erivan’da Türkiye’ye karşı düşmanca gösterilerin olmamasını dileyelim. Umalım ki bu gezi iki halk arasında ta- rihi uzlaşmanın yolunu açacak olumlu bir hava yaratsın. [email protected] DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Gül Ermenistan’da Yerel seçimler öncesinde CHP’li İzmir Anakent Belediyesi’ni yõpratmak için her yol deneniyor AKP’nin su kõskacõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Su İşleri’nin (DSİ), İzmir Ana- kent Belediyesi’nin “Çevre kirliliği, yüzey sularının azalması ve kuraklık” nedeniyle yapmak istediği Çamlõ Ba- rajõ’na “önceliği ve aciliyeti bulun- madığı” gerekçesiyle izin vermediği or- taya çõktõ. Bu gerekçeyi kullanarak Belediye’nin Çevresel Etki Değerlen- dirmesi (ÇED) başvurusunu geri çevi- ren Çevre ve Orman Bakanlõğõ’nõn ise aynõ bölgede bir altõn madenine ÇED ra- poru verdiği belirlendi. Hükümetin elindeki kurumlar, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn 2009 yerel seçimleri için hedef gösterdiği üç merkezden biri olan İzmir’i “su kıskacına” aldõ. İzmir Anakent Belediyesi’ne bağlõ İZ- SU Genel Müdürlüğü’nün İzmir Gü- zelbahçe ilçesi Çamlõ köyü civarõnda yapmayõ planladõğõ Çamlõ Barajõ’na, DSİ, 10 Aralõk 2007 tarihinde “Çam- lı Barajı’nın içme suyu sistemi için- de önceliği ve aciliyetinin bulunma- dığı ve yapımının bu aşamada gerekli olmadığı, bu nedenle söz konusu projenin uygun mütalaa edilmediği” gerekçesiyle olumsuz yanõt verdi. Çevre ve Orman Bakanlõğõ Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Planlama Ge- nel Müdür Vekili Fevzi İşbilir’in bakan adõna İZSU’ya gönderdiği 19 Aralõk 2007 tarihli yazõda, DSİ’nin bu kararõ gerekçe gösterilerek “Bu itibarla söz konusu alanda açılıp işletilmesi plan- lanan Çamlı Baraj ve Malzeme Ocak- ları Projesi uygun görülmemiş olup, dosya iade edilmektedir” denildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Başka- nõ Aziz Kocaoğlu da, “İZSU’nun yet- kisinde olan koruma havzasında ba- raj için ÇED raporu vermeyen Çev- re ve Orman Bakanlığı, altın made- ni için İZSU ve İzmir Büyükşehir Be- lediyesi’ni devre dışı bırakarak ÇED raporu vermiştir. Oysa maden ara- nacak yerler, İzmir’in en önemli su havzasıdır. Üstelik Tahtalı Barajı havzasını da olumsuz etkileyecektir” diye konuştu. Kocaoğlu, Erdoğan’õn konuya ilişkin “İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bir barajı ben bitirdim diyebiliyor musun? DSİ baraj yapacak, sana ve- recek, onunla hava atacaksın” söz- lerine de şöyle yanõt verdi: “Tüm çabalarımıza rağmen, Bos- tanlı ve Değirmendere barajları için bakanlıklardan arazi tahsislerini al- mamız mümkün olmadı. Çamlı Ba- rajı için ÇED raporu ile Hazine ve Orman arazi tahsislerinin bir an ön- ce verilmesi amacıyla Çevre ve Or- man Bakanlığı’na defalarca başvur- duk. Onların istediği düzeltmeleri yaptık. Ancak buna rağmen olumlu görüş verilmedi. Aynı şekilde Bostanlı ve Değirmendere barajlarıyla ilgili Hazine ve Orman arazisi tahsisleri- ni de bir türlü alamadık. 21.5 milyon metreküp rezerv hacimli ve yarı- mada bölgesinin su ihtiyacını karşı- layacak olan Çamlı Barajı’nın ÇED raporu, barajın ‘ekonomik olmaya- cağõ’ gerekçesiyle reddedildi.” İzmir Anakent Belediyesi’nin su sorununa çözüm için yaptõğõ projeleri ‘önceliği’ bulunmadõğõ gerekçesiyle geri çeviren AKP hükümeti, insanlarõn susuzluğu üzerinden oy avcõlõğõ yapmaya çalõşõyor. 12 Eylül Kadıköy’de protesto edilecek Aralarında ÖDP, EMEP, DTP, DİSK ve KESK’ inde bulunduğu kuruluşlar, herkesi 12 Eylül askeri darbesinin 28. yılı dolayısıyla 14 Eylül’de Kadıköy’de düzenlenecek mitinge çağırdı. DİSK’in Şişli’deki Genel Merkezi’nde dün grup adına yapılan ortak basın açıklamasında konuşan ÖDP İstanbul İl Başkanı Sinan Tutal, 12 Eylül’ün üzerinden 28 yıl geçmesine karşı, darbeci generallerin cezasını çekmediğini ifade ederek, “Bugün Ergenekon operasyonuyla ortaya saçılan pislikler, kontgerilla gerçeğinin sadece küçük bir kısmıdır. Ergenekon faşist MHP’yle birlikte organize edilen Maraş, Çorum, Malatya, Sıvas katliamları ve 12 Eylül’dür. Yeni Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Ergenekon sanıklarını cezaevinde ziyaret ettirerek sahiplenmiş ve bu operasyonun sınırlarını belli etmiştir. Darbeciler yargılanmadan, 12 Eylül Anayasası yırtılıp atılmadan bu topraklarda özgürlükten bahsedilemez. Bu amaçla 14 Eylül’de Kadıköy’de düzenleyeceğimiz mitinge ilerici, aydın, demokrat ve yurtsever herkesi çağırıyoruz” diye konuştu. (Fotoğraf: ALİ AÇAR)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle