04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 27 EYLÜL 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 7 8 kuşağõ, 1990’larõn orta- sõndan itibaren usul usul kendisini dillendirmeye baş- ladõ. O günlerde ben de yeri gel- dikçe birkaç kez 78 kuşağõna iliş- kin düşüncelerimi aktardõm. Ce- lalettin Can’la o süreçte tanõştõm. Gazeteye geldi, düşüncelerini aç- tõ. Bu kuşağõ bir çatõ altõnda top- lamak gerektiğini söyledi. Yola çõktõ. Büyük ölçüde başardõ. 78’li- lerin bir vakõf etrafõnda buluşmasõ için çaba harcadõ. Girişimin söz- cüsü oldu. 78’lilerin ezeli sorunu bölünme ne yazõk ki bu girişimde de ya- şandõ. Bir grup 78’liler Derne- ği’ni, bir başka ana grup Devrimci 78’lileri kurdu. Can’õn girişimi ise devam ediyor. Can, bunlarõ bö- lünme olarak da kabul etmiyor. Yolda toparlanacağõz diyor. Can’õn başlõca hedefi şu: Türkiye’yi 1970’li yõllarla ba- rõştõrmalõyõz... Can’la canlõ söyleşimizi pay- laşalõm: - Yeniden bir araya gelme duygusu nasıl oluştu? Başlangõçta böyle bir temel hedefimiz yok- tu. Senin birkaç ya- zõn çõktõ. Sonra ar- kadaşlarla soh- bette usul usul şekillenmeler oldu. Hepimiz şu görüşte bir- leştik; darbeyi yapanlar 80 öncesini unut- turmak istiyor- lar. O zaman bu- na engel olmalõ diye düşündük. BAĞIMSIZLIK VE ÖZGÜRLÜK İSTEDİLER - O dönemi yeni kuşaklara nasıl anlatacaksınız? 60’lar, 70’ler kendine özgü ko- şullarda gelişti. Özü, bağõmsõzlõk ve özgürlük isteyen bir kuşaktõ. Memleketini çok seven, kendi canõndan da çok seven bir kuşaktõ. Belki de kimilerinin dediği gibi sosyal gelişim ekonomik gelişi- min önüne geçti. Bağõmsõzlõk ve demokrasi kuşağõ oluşmaya baş- ladõ. Bunu istemediler ve kestiler. Bence o dönemin özeti budur. - 68’den ne devralıp yola çık- tığınızı düşünüyorsunuz? Tabii ki bizi en çok etkileyen durum; 68’lilerin mücadeleye olan inancõydõ. Onlar öldüler, toprağõn altõndalar ama biz on- lardan fõşkõrdõğõmõzõ düşündük. Onlarõn kanõnõ, canõnõ içimizde hissediyorduk. Bu duygularla top- raktan fõşkõrõrcasõna boy verme- ye başladõk. Biz onlarõn kardeş- leriydik, öyle düşünüyorduk. Ece- vit’in o dönem sloganlarõ da bizim ateşimizden etkilenerek oluştu- rulmuş sloganlardõr. Biz hayatõn her alanõnda olmaya başlamõştõk. Büyük kente gelen kadõnlar, genç- ler, herkes özgür bir Türkiye is- tiyordu. Bunu başaracağõna ina- nan bir kuşaktõk. İşte bu duygu- larõmõzõn karşõsõna Milliyetçi Cep- he (MC) çõkarõldõ. Özellikle halk- la bütünleşmeye başladõktan son- ra çok korktular. Bunun önünü kesmenin en etkili yolu bizleri te- rörün bir parçasõ gibi göstermek- ti. - Ana olumsuzluk MC mi ol- du? Evet... O dönem bizim istekle- rimiz neydi; üniversiteler özgür olsun, emek özgür olsun... Ama MC hayatõn her alanõnõ militari- ze etti. Bizlerin arkasõnda hiç kimse yoktu. Sadece bu ülkeye ve kendi gücümüze inanõyorduk. O yõllarda Moskova yakõnlarõnda bir kamp varmõş. Her ülkeden in- sanlar varmõş, Türkiye hariç. Çünkü büyük bir çoğunluk olarak bizler başka bir gücün bize yar- dõmcõ olacağõnõ da düşünmedik. Kendimiz yapacaktõk. BEBEKSİ BİR SAFLIK İÇİNDEYDİK - Sevgili Can, açık konuş- mak gerekirse, bugünkü ku- şaklara her şeyi dürüst aktarmak gerekirse, o dönemin hataları ol- du mu, bugün nasıl görüyorsun? Elbette oldu... Biz dediğin gibi açõk ko- nuşmak gerekirse, bebeksi bir saflõk içindeydik. Her şeyi yapabiliriz diye dü- şündük. O saflõktan kaynaklanan hatalarõ- mõz oldu. Bunu bize karşõ çok kullandõlar. 1976 sonrasõ Celal Ba- yar’õn ayrõ bir milliyetçi cep- he açma önerisiyle beraber Tür- kiye giderek sõkõyönetime, deva- mõnda darbeye giden bir tünele so- kuldu. Bence CHP’yi de sõkõyö- netim ilanõna zorlamak özel bir plandõ. - 12 Eylül’ü ve sonrasını nasıl görüyorsun? Evren’in anõlarõnda da oku- duk, adõm adõm darbenin olgun- laşmasõnõ beklediler. Yaptõlar. Türkiye bu saf kuşağõ tasfiye et- ti. Çok acõmasõz bir tasfiyeydi bu. Olay terörün durdurulmasõn- dan öte Türkiye’nin bir başka bi- çime sokulmasõydõ. Öyle ki, başa gelenler Atatürkçüyüz dediler ama, neredeyse bütün Kemalist kurumlarõ da tasfiye etmeye gi- riştiler. Büyük ölçüde başardõlar da. Toplum çok yozlaştõ. Ülke so- runlarõyla ilgilenmek çok tehlikeli bir işmiş gibi gösterildi. Siyasal İs- lamõn önü de bu süreçte açõldõ. Bu- günkü iktidar da o günlerde izle- nen politikalarõn sonucudur. Er- bakan bile ülke değerlerine bun- lardan daha fazla bağlõydõ. Bizim kuşak bütün bu olup bitenleri dramla izledi. Zaten 90’lara kadar bir kõsmõ cezaevinde, bir kõsmõ başka tedirginlikler içindeydi. ‘Türkiye’yi 70’li yõllarla barõştõrmalõyõz’ - 78’lileri bir çatı altında toplamaya giriştiniz. Neler ya- pıyorsunuz, yeni kuşaklara neler anlatıyorsunuz? Biz 26 ilde örgütlüyüz. Evet farklõ düşünenler de oldu ama, büyük ölçüde beraberiz. Ama- cõmõz 78 kuşağõnõ siyasete çek- mek. Bu kuşak içindeki her ke- sime belli bir mesafede durma- ya çalõşõyoruz. Yurtdõşõnda da ör- gütlüyüz... Tarih sahnesine yeni bir kuşak çõkarabilir miyiz diye bakõyoruz. Bunu yaparken geç- mişi de sorgulamalõ, yargõlama- lõ diyoruz. Bizler cezaevinden çõktõktan sonra uzun süre hakla- rõmõzõ elde etmek için çaba har- cadõk. - Özgürsünüz ama, yurttaş değilsiniz dediler, değil mi? Aynen öyle. Siyasal haklarõ- mõz olmadan nasõl özgür olabi- lirdik. Bunu elde etmek için de uzun süre çaba harcadõk. Örgüt- lü olunca haklarõnõzõ daha kalõ- cõ biçimde elde ediyorsunuz. Bugün sadece İstanbul’da 5 bin kişiye ulaşabilecek durumda- yõz. Bir Türkiye Meclisi oluş- turduk. 78’lileri tamamen sildik diyenler yanõldõ. Son sözümüz daha söylenmedi. YENİ KUŞAK ÖĞRENMEK İSTİYOR - Yeni kuşaklarla diyaloğu- nuz nasıl? Yeni kuşaklardan ilgi var. So- ruyorlar, öğrenmek istiyorlar... Gençlik arayõş içinde. Ancak var olan siyaset onlara yanõt vermiyor. Gençler, daha güzel düşünceler var mõ, gençlik top- lum için ne yapmõş diye sorun- ca ister istemez önlerine 70’ler çõkõyor. Bizdik safça, ölümü göze alõp ülke için hareket eden. O günleri bir başka şekilde yeni kuşakla- ra anlatmalõyõz. Bugün güce ina- nan, bencil bir toplum yaratma- ya çalõştõlar. Buna hayõr diyen- ler, geçmişi aralayõnca bizimle karşõlaşõyor. Halkõ 70’li yõllarla barõştõrmalõyõz. Sadece anarşi ve terör değildi o günler... Artõk vicdanlar uyanõyor... ‘26 ilde örgütlüyüz’ T ürkiye’de gençlik hareketi deyince akla ilk gelen 1960’lar, 70’ler oluyor... Döneme damgasõnõ vurma- sõ bakõmõndan bu, doğal bir durum. Bir tarihsel süreç olarak, Osman- lõ’dan günümüze gençlik hareketle- rinin kilometre taşlarõ nelerdir? Bu topraklarda gençlik hareketle- rinin geçmişi 1550 yõlõna kadar da- yanõyor. O dönemde bu hareketlerin adõ şuydu: Suhte isyanlarõ ya da medreseli ayaklanmalarõ... 19. yüzyõla dek böyle devam etti... 1839 Tanzimat Fermanõ her alanda olduğu gibi eğitim sisteminde de de- ğişiklikler yarattõ. Bu değişiklikler gençlik hareketlerine yansõdõ. Bu dönemde içinde öğrencilerin de yer aldõğõ Fedailer Cemiyeti, Osman- lõ İmparatorluğu’nun ilk siyasi toplu- luğu olarak da algõlanõyor. Cemiyet tam anlamõyla bir gençlik hareketi de- ğildi ama, içinde medrese öğrencile- ri de vardõ. Cemiyet 1859 yõlõnda dö- nemin padişahõ Abdülmecid’i tahttan indirmek için ayaklanma hazõrlõğõna gi- rişti. 15 Eylül 1859’da Kõlõç Ali Paşa Camisi’nde toplandõlar. Ayaklanma hazõrlõklarõnõ konuşmak üzereyken bir ihbar sonucu yakalandõlar. Bugün Kuleli Askeri Lisesi’nin bulunduğu Çengelköy’deki Kuleli kõşlasõna gö- türüldüler ve burada yargõlandõlar. İdam, kürek, kalebentlik ve sürgün ce- zalarõna çarptõrõldõlar. Tanzimat’la gelenlerin şeriata aykõrõ olduğu görü- şünden hareket eden ve başkanlõğõnõ Süleymaniyeli Şeyh Ahmed’in yap- tõğõ Fedailer Cemiyeti’nin üyeleri Ku- leli’de yargõlandõğõ için olay tarihe Ku- leli Vakasõ olarak geçti. Medrese öğrencilerinin eylemlerini, Harbiyeliler izledi... İkinci Meşrutiyet beraberinde pek çok örgütlenmeyi de getirdi. O döne- min gençlik örgütleri neydi sorusunu şöyle yanõtlayabiliriz: Talebe-i Hukuk Cemiyeti... Kuruluşunda Burhanettin Bey etkin oldu. Kimdi Burhanettin Bey? Burhan Felek... Yani, Türki- ye’nin 20. yüzyõlõna damgasõnõ vuran başyazarlardan biri... 1912 yõlõnda Türk Ocağõ kuruldu... Türk Ocağõ’nõ, Türk Gücü Cemiyeti, Osmanlõ Genç Dernekleri izledi... Türk Ocağõ’nõn başlõca hedefi şuy- du: Osmanlõ İmparatorluğu, Türk dev- letine dönüştürülmeli! 15 Mayõs 1919’da Yunanistan’õn İz- mir’i işgal etmesiyle Darülfünun’da (İstanbul Üniversitesi) toplanan bin- lerce öğrenci, hoca işgali protesto et- me kararõ aldõ. Ulusal seferberlik be- nimsendi, okullarõn bu uğurda tatil edilmesi istendi. 19 Mayõs’ta Fatih’te miting düzen- lendi. 20 Mayõs’ta Üsküdar’da... 23 Mayõs’ta ise ünlü Sultanahmet mitingi yapõldõ. Ön saflarda gençler vardõ. Aynõ dönem sosyalist hareketler de özellikle İstanbul’da kõpõrdamaya başladõ... Mayõs 1919’da özellikle gençlerin katõlõmõyla, İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fõrkasõ kuruldu. Parti ertesi yõl, İstanbul hükümetini değil, Anka- ra’yõ desteklediğini açõkladõ. 1922’deki Darülfünun eylemleri sõ- rasõnda kurulan Darülfunun ve Me- kâtib-i Âliye Cemiyet-i Merkeziyesi (Üniversite ve Yüksek Okullar Öğrenci Birliği) 1924’te şu adõ aldõ: Milli Türk Talebe Birliği (MTTB). MTTB, 1920’lerin sonundan 1930’larõn ortasõna dek, “Vatandaş Türkçe konuş” ve “yerli malı kul- lan” mitingleri, eylemleriyle öne çõk- tõ. Dünyanõn her ülkesinde kabul gö- ren ortak bir toplumsal durum vardõr: Kitle hareketlerinin tümü bir yayõn organõ etrafõnda vücut bulur! Geldik 40’lõ yõllara... Atatürk’ün ölümü, 2. Dünya Sa- vaşõ’nõn kanlõ günleri, dünyanõn oto- riter rejimlere doğru sürüklenişi ister istemez Türkiye’yi de, Türkiye’deki gençlik hareketlerini de etkiledi. 2. Dünya Savaşõ’nõn en gerilimli günlerinde, 5 Ağustos 1942’de döne- min Başbakanõ Şükrü Saracoğlu’nun şu sözleri turancõlõk eğilimlerini daha da ateşledi: “Biz Türk’üz, Türkçü- yüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan me- selesi olduğu kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan ve azaltan Türkçü değil, çoğalan ve ço- ğaltan Türkçüyüz. Her zaman bu yönde çalışacağız.” Nihal Atsız’õn Orhun dergisi bu ko- nuşmayõ hemen selamladõ ve bir uya- rõda bulundu: “Bu fikirleriniz güzel ama, halen çıkmakta olan sol dergilere nasıl izin veriyorsunuz? Siz bunlara nasıl göz yumuyorsunuz? Dergilerle ve hatta günlük gazetelerle işlenen bu vatan düşmanı fikrin bazen devlet- çi, bazen vatancı, bazen insancı, bazen ilimci kılıklarla Türk milletini zehirlemesine niçin müsaade edi- yorsunuz?” Hedef gösterilen kişilerin başõnda şunlar geliyordu: Pertev Naili Bo- ratav, Sabahattin Ali, Sadrettin Celal Antel, Ahmet Cevat Em- re... Sabahattin Ali, kendisine “va- tan haini” denmesi nedeniyle da- va açtõ. Bu dava, gençlik hareketleri içinde gruplarõn karşõ karşõya gel- mesine neden oldu. Turancõlarõn sloganõ yabancõ değildi: “Kahrolsun komünistler!” 1950’ye doğru Türkiye’de gençlik hareketleri ileriki yõllarõn tohumlarõnõ yeşertiyordu: Aydõnlar ve komünizmle mücade- leciler! 1950’ler iki kişi etrafõndaki eylem- lerle başladõ: Fevzi Çakmak ve Nâ- zım Hikmet... Uzun yõllar Genelkurmay Başkan- lõğõ yapan Çakmak, 1944’te emekli edilmeyi hazmedemedi, CHP’ye ve İnönü’ye kõzgõnlõğõnõ ömrünün sonuna kadar sürdürdü. 1950’de ölümü, Çak- mak’õn antikomünist ve turancõlõğa ya- kõn kişiliğini benimseyen gençlik ke- simlerini harekete geçirdi. Cenazesi bu zeminde kaldõrõldõ... Aynõ dönemde Nâzõm Hikmet’in de haksõz yere cezaevinde tutulmaya de- vam edilmesi, sol örgütlerce gündeme getirilince komünizmle mücadelecilere yine gün doğmuştu! 1956’da Komünizmle Mücadele Derneği kuruldu. Derneğin 7 kurucu- sundan 4’ü gençti! Bu derneğin başlõca hedefi üniver- siteler oldu. 1960’a dek, üniversite gençleri ve öğretim üyeleriyle De- mokrat Parti sürekli karşõ karşõya gel- di. Ankara Fikir Kulübü’nün 23 Ocak 1956’da düzenlediği toplantõ hem DP iktidarõ eleştirisine hem de üniversite gençliğinin bir araya gelmesine zemin oldu. Toplantõya, Prof. Turhan Fey- zioğlu, Doç. Muammer Aksoy, Prof. Yavuz Abadan da katõlmõştõ... Menderes kendisini eleştiren üni- versitelere şu karşõlõğõ verdi: İstesek çanlarõna ot tõkarõz! Bu aşamadan sonrasõnõ dizinin ön- ceki bölümlerinde aktarmõştõk... B İ T T İ ’ S İ Z İ N F O T O Ğ R A F I N I Z D A Y O K ’ B u dizi yazısı kitap olarak Cumhuriyet Yayınla- rı’ndan basılacak. Arkadaşımız Deniz Som, Cum- huriyet Kitapları’nın da “vaziyet”ine bakıyor. Ki- tabın kapağı ne olabilir diye düşünürken Som takıldı: “Kardeşim sizin fotoğrafınız da yok. Ne koyabiliriz ka- pağa? Kahramanlarınız da yok ki...”Som haklı... 78 ku- şağı o kadar çok kayıp verdi, bu anlamda o kadar çok kahramanı var ki! O yüzden de tek bir kahramanı yok! Yitip giden binlerce genç mi, kapak olmalı? İdama, De- niz Gezmiş gibi gülümseyerek gidenler mi? Halkla bü- tünleşip belediye başkanlığını kazanarak örnek olanlar mı? Gençlere omuz verip bu yolda kıyılan öğretim üye- leri mi? Yoksa devrim heyecanını sanata taşıyanlar mı? Yazı aramızda, kapak için hâlâ düşünüyoruz. 78 kuşağõ, 12 Eylül kõrõlmasõyla dar- madağõn oldu. Bu kõrõlma ardõn- dan gelen sosyalist sistemin ber- taraf olmasõ hayalleri, umutlarõ da darma- dağõn etti. Hayal kuramazsanõz, umutlarõnõz yoksa nasõl edebiyat olacak, nasõl estetize edi- lecek farklõ sanat dallarõnda 1970’lerin ya- şananlarõ, temalarõ?.. 68 kuşağõnõn yaşa- dõklarõ, 12 Mart’õn ardõndan onca olum- suzluklara, acõlara karşõn roman, öykü, anõ, şiir türünde estetize ederek ortaya konula- bilirdi. Sevgi Soysal’õyla, Erdal Öz’ü ile, Ni- hat ve Ataol Behramoğlu’yla, pek çok baş- ka yazar, şairle... 78 kuşağõnõn yaşadõklarõnõn aynõ şekilde or- taya konulabildiğini söylemek zor. Kaan Ars- lanoğlu bu alanda en çok dikkat çeken ro- mancõ. Devrimciler ve Karşõdevrimciler önemli romanlar. Hasan Öztoprak’õn ro- manlarõ kimi kesitler vermeyi başarmõş. 78 kuşağõnõn örgütlü mücadele içindeki yaşa- mõndan kimi kesitler... Halim Bahadır’õn 78’e bir gönderme olan yeni romanõnõ oku- madõm henüz ama kendisinden dinledim, Ay- şegül Devecioğlu’nun yeni çõkan romanõ da okumadõklarõmdan. Cezmi Ersöz ve Ahmet Ümit, Şişli Siyasal’dan. Bu iki arkadaşõmõn kitaplarõnda da yer yer 70’lerden izler var. “Çıplak Ayaklıydı Gece” adlõ Ümit’in öy- küleri döneme õşõk tutuyor. Ama, bu nokta- da Ümit’in gerek anõlan gerekse anõlmayan diğer kitaplarõnõn ‘polisiye’ olarak lanse edil- mesini pek anlayamõyorum doğrusu! Daha doğrusu, anlõyorum, ama anlayamõyorum!.. 12 Eylül de, 70’lerin yaşananlarõ da ya- zõlmalõ edebiyat ve inceleme zemininde. Si- nemasõ, tiyatrosu da yapõlmalõ. Neler yazõlabilir? Belki, 70’lerin devrim- ci aktivistlerinin gönül maceralarõ, aşkõn na- sõl yaşandõğõ, yasaklarõ... Belki, aile içinde yaşananlar, psikolojik gerilim öyküleri... Örgütlü mücadelenin, gizliliğin getirdiği handikaplar... Arkadaşlõğõn, dostluğun sõ- caklõklarõ... Tanilli’nin dersleri de olmalõ o romanda, okulun önündeki dev kurt resminin nasõl in- dirildiği de... 1977’de okulun ilk derse baş- landõğõ gün bombalandõğõ da, Maraş kat- liamõndaki işgal de... Barõş Derneği’nden içe- ride yatan sevgili dekanõmõz Melih Tümer de, kahpece suikastlarla öldürülen Tütengil ve Doğanay da... O romanda “Genç Siyasal- lılar Derneği” olmazsa, olmaz... Filtreli si- gara içmeme kampanyasõ, komite toplantõ- sõnda ikram edilen filtreli sigarayõ alan Dev-Genç temsilcisinin kefal gibi kafasõnõ ko- pararak sigarayõ filtresiz gibi içtiği de olmalõ. İntihar eden Özcan da, Bülent Uluer de ol- malõ, Celalettin de. İTÜ, Yõldõz Teknik, İÜ’nün ortamõ, yurtlar anlatõlacak mõ? Abdi İpekçi Yurdu anlatõlõr mõ acaba? Feodal “bacı” muhabbeti de ya- zõlacak konu... ‘Şefler’, ne karakterler çõkar kim bilir?.. Ve, ne direnme öyküleri vardõr yazõlacak, ne destanlar... O beyaz atlara binip giden ne insanlar?.. Bir gün mutlaka bunlar yazõlmalõ. 78 kuşağõndan umutsuz olmadõğõm gibi, edebiyatõndan da umutsuz değilim. Kaan Ars- lanoğlu’lar çoğalacak. Belki, zamanõ var. Bi- zim kuşak 50’yi devirmeye başladõ. Hasan Öztoprak’la bir sohbetimizde mutabõk kal- mõştõk; iyi edebiyat insanõn 45’inden sonra ortaya çõkar. Demek ki, zamanõ geldi ve gü- zel romanlarõn, öykülerin, anõlarõn kapõsõnõ çalõyor bizimkiler. Muzaffer Ayhan Kara ’in T Ü R K İ Y E ’ D E G E N Ç L İ K H A R E K E T L E R İ N İ N K I S A T A R İ H İ78’LİLER VAKFI GİRİŞİM SÖZCÜSÜ CAN 78edebiyatõna ilişkin notlar Kuşaklarõn birbirinden kopuk mücadelesi 1960’lı yıllarda gençler emperyalist ülkeleri protesto ediyor. 1977 yılında gençler alanlarda.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle