07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 26 EYLÜL 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Dünkü Tartışmanın Işığında... AKP yönetiminin yolsuzlukları koruduğu savı üze- rine oturtulan ve Dengir Mir Mehmet Fırat ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında TBMM Basın Bürosu’nda bir açık oturuma dönüşen dünkü tartışma, televizyonla- rın canlı yayını ile büyük ilgiyle izlendi. Bu yazı, o tartışmada kimin haklı; kimin haksız ol- duğu yargısını izleyenlere bırakarak, kamuoyunda uyandırdığı o büyük ilginin nedenlerini yanıtlamak ama- cıyla yazılıyor. Bana göre, dün ev ve işyerlerinde, kahvehanelerde haber televizyonlarının başında adeta nefeslerini tuta- rak saatler boyunca bu tartışmayı izleyenler, parla- menter dokunulmazlıkları nedeniyle söylediklerinden ötü- rü başlarına bir şey gelmeyeceğinden emin olan “özel korumalı yurttaşlar”ın arasında olamadıkları için, her ikisi de partilerinin en üst yönetimlerinde görev almış bu iki milletvekilini adeta kıskanarak dinlemişlerdir. Dört ay önce geçirdiğim bir kaza nedeni ile henüz tamamen sonuçlanmayan tedavim için on gündür bir fizik tedavi merkezinde her gün bir buçuk saatim ge- çiyor. Merkezin salonundaki masaj masalarında ya- tan hastaları ve onları iyileştirmeye çalışan uzmanla- rı izliyorum. Önceki gün elindeki gazeteyi bana gös- tererek Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendi hemşerisi ol- duğunu öğrendiği için kendisi ile övündüğünü söyle- yen genç masöz, eski bir politikacı olduğumu da anım- satarak soruyor: - Ne dersiniz? Bu Erdoğan’dan nasıl kurtula- cağız? Kendisine Mart 2009’da yapılacak yerel seçimle- rin bu yolda ilk adım olabileceğini bugüne kadar çe- şitli partilere oy vermiş olmalarını bir an için unutup on- lardan her beldede güç birliği yapmayı içlerine sindi- receklere yönlenmeleri gerektiğini söylüyorum. Sonradan noter emeklisi olduğunu öğrendiğim bir başka hasta, Başbakan’ın da aslında bu seçimlerden çekindiği için vatandaşların üzerinde korku yaratmaya çalıştığından söz ediyor. Son operasyonda gözaltına alınmış, ama özgürlüğüne kavuşmuş bir sanatçının bundan sonra cep telefonu kullanmayacağım de- diğini anımsatıyor. “Bırakın kullanmayı, evde bile bu- lundurmak istemiyorum. Çünkü kapalı olsa da, özel kulaklarla dinlenebiliyormuş” diyor. Sonra başka hastalarda katılıyor tartışmaya ve bir yandan AB’ye girmekten söz eden siyasi iktidarın gi- derek sadece medyayı değil, ikili konuşmaları bile sus- turmak gibi bir yola girmesi üzerindeki söyleşiyi sür- dürüyorlar. Söyleşi, Ergenekon Soruşturması, Deniz Fene- ri davası üzerindeki karşılaştırmalar ile noktalanıyor. Türkiye’nin bir korku ülkesi haline getirilmekte ol- duğu yönündeki bir tedavi merkezinin hastaları ara- sında geçen bu söyleşiden iki gün sonra, dünkü Va- tan gazetesinde yayımlanmış olan bir haber, bu duy- guların yurttaşlar arasında giderek nasıl yaygınlaştı- ğının da en taze göstergelerinden birisi oluyor. Hükümeti eleştirenleri dinlemek bile... Çin’in Ulusal Günü nedeni ile bu ülkenin Ankara Büyükelçiliği’nde verilen resepsiyonun davetlileri arasında bulunan Anayasa Mahkemesi Başkanve- kili Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt, Ergenekon soruşturmasında dinlenen şüphelilerden birisi olarak, Vatan muhabirine Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nda verdiği ifadeden sonra, kendisini arayanların telefon- larına yanıt vermediğinin nedenini anlatıyor: “Çok sayıda insan aradı ama, telefonları zorun- lu olarak açamadım. Çünkü arayan ‘geçmiş olsun’ dedikten sonra hükümeti eleştirmeye başlıyordu. Ben de bunun üzerine telefonlara çıkmadım” söz- leri ile açıklıyor mazeretinin gerekçesini. Bayan Paksüt; sanki çok partili, parlamenter ve AB kapısındaki bir ülkede değil de, o resepsiyona ev sa- hipliği yapan ülkede yaşayan bir yüksek yargıcın eşi- nin duyacağı kuşkularını açıklıyor. Bu yanıt karşısında Başbakan ve iktidarın öteki ile- ri gelenleri neler söylerler merak bile etmiyorum. Be- nim yanıtlarını beklediğim kesim kendilerine “liberal ay- dınlar” kimliğini yakıştıran o sözde aydınlar, ‘Demokrasi Havarisi’ geçinenler… Adalet Bakanlığı’nın açıklaması Kartal Sulh Hukuk Yargıcı’na yönelik soruşturma ha- beri ile ilgili olarak yazdığım yazı üzerine, Adalet Ba- kanlığı Basın Müşavirliği’nden bir açıklama aldım. Ba- na gönderilen yanıt mektubu, yazımın yayımlandığı çar- şamba günkü “Cumhuriyet”te yine aynı müşavirliğin imzası ile yazıişlerine gönderilerek yayımlanan dü- zeltmenin ikinci bir kopyası olduğu için, tekrar ya- yımlanmasına gerek olmadığını düşünüyorum. Bu açıklama, Adalet Bakanlığı’nın yargıç ve savcı- ların denetlenmesi görevini ,12 Eylül anayasasından önce olduğu gibi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Ku- rulu’na bırakılması için AKP iktidarının suskunluğu- nu sürdürdüğünün en son örneğidir. İhalenin ‘fiyasko’yla sonuçlandõğõnõ belirten çevreciler, nükleer sevdasõndan vazgeçilmesini istediler Bakan Güler’e istifa çağrõsõ İstanbul Haber Servisi - Nük- leer santral ihalesine tek firmanõn teklif sunmasõnõ “fiyasko” olarak niteleyen çevreciler tarafõndan, nükleer santral sevdasõ ile Türki- ye’ye zaman yitiren Enerji Bakanõ Hilmi Güler’e istifa çağrõsõ yapõl- dõ. Nükleer Karşõtõ Platform adõna Çevre Mühendisleri Odasõ’ndan yapõlan açõklamada, Türkiye’de 1960’lõ yõllardan itibaren yapõlan 3 nükleer santral ihalesinin başarõ- sõzlõkla sonuçlanmasõnõn ardõndan yarõşma şeklinde gerçekleştirilece- ği duyurulan 4. ihalenin de fiyasko ile sonuçlandõğõ belirtildi. Rusya’nın sicili bozuk Yeşil Barõş (Green- peace) Akdeniz Genel Direktörü Dr. Uygar Özesmi de ihaleden tek teklif çõkmasõnõn nükleer endüstrinin içinde bulundu- ğu ekonomik çõkmazõ ka- nõtladõğõna dikkat çekti. Rus teknolojisinin Çernobil’den gelen kirli ve tehlikeli bir sicili ol- duğunu belirten Özesmi, “Rusla- rın ya da başkasının kirli, tehli- keli ve bizi ekonomik batağa sü- rükleyecek nükleer teknolo- jisine ihtiyacımız yok. Biz önümüzü rüzgâr, güneş ve enerji verimliliğiyle açacak bir liderlik bekli- yoruz. Eğer bir an önce bu yola girmeye niyeti yoksa, Bakan Hilmi Güler istifa etsin” dedi. Temiz Enerji Platformu’nun açõklamasõnda ise AKP hükümeti- nin Türkiye’nin her yerine kömü- re dayalõ yeni termik santral, Ak- kuyu ve Sinop’a da nükleer sant- ral yapma girişimleri eleştirilerek şöyle denildi: “Planlanmakta olan bütün bu santrallar Ana- yasamızın 56 maddesinde sözü edilen ‘Temiz ve yaşanabilir bir çevrede yaşama hakkõnõ’ etkile- yecek, kentlerimizi, havamızı, toprağımızı, ormanımızı, akar- su ve denizlerimizi kirletecek, gelecek kuşakların yaşam hak- kını da etkileyecek kötü bir mi- ras olarak kalacaktır.” BAŞBAKAN ERDOĞAN ZORDA Önce ihale, ardından MÜSİAD ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan’õn “Türki- ye’nin krize karşı dayanıklı olduğu” õsrarõna karşõn hem önceki gün yapõlan nükleer santral ihalesine yalnõzca bir katõlõmcõnõn teklif vermesi, hem de AKP’ye yakõn Müstakil Sanayiciler ve İşadamlarõ Derneği’nin (MÜSİAD) “Küresel Kriz Ortamında Ekonomi- nin Sağlamlaştırılması İçin Değer- lendirme ve Öneriler” raporu, Başba- kan’õ zora soktu. Nükleer ihalede tek teklif veren katõ- lõmcõnõn, Erdoğan’õn “dostum” diye hitap ettiği Rusya Başbakan’õ Vladi- mir Putin’in yerine devlet başkanlõğõ- na geçen Dimitri Medvedev’in önce- den başõnda bulunduğu Gazprom’a ait bir şirket olmasõ hem rekabet, hem de Rusya’ya bağõmlõlõk açõsõndan anlamlõ bulunurken MÜSİAD’õn “yüksek cari açık, enflasyon, faiz, işsizlik ve dü- şük büyüme” konularõndaki uyarõlarõ dikkati çekti. Küresel kriz ve mücadele risk MÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanõ Ömer Cihat Vardan ve Yönetim Kuru- lu’nun Erdoğan’a önceki gün sunduğu raporda, “Türkiye’yi de tehdit eden dı- şarıdaki belirsizliğin, iki koldan de- rinleştiği, dış belirsizliğin bir ayağın- da küresel finansal kriz, diğer ayağın- da ise Türkiye sınırları çevresinde de- rinleşmekte olan küresel güç mücade- lesinin bulunduğu” vurgulandõ. Hükümete yolsuzluk uyarısı MÜSİAD raporunda “Yolsuzluk çev- resindeki hassasiyetlerin üzerine daha etkin ve açık yüreklilikle gidilmelidir” ifadesiyle Şaban Dişli, Deniz Feneri, Gaziantep’te arsa rantõ gibi olaylarla son dönemde gündeme gelen hükümet bağ- lantõlõ yolsuzluklara dikkat çekildi. UYGULAMA GELECEK YIL BAŞLAYACAK 30 ilde eğitim 9 yıl olacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakan- lõğõ (MEB) Okulöncesi Eğitim Genel Müdürü Remzi İnanlı, 2009-2010 eğitim öğretim yõ- lõnda okullaşma oranõ yüksek olan 30 ilde anaokulunun zo- runlu hale getirilmesiyle ortaya çõkacak sonuçlara göre tüm Türkiye’de 9 yõl zorunlu eğiti- me ne zaman geçileceğinin be- lirleneceğini söyledi. İnanlõ, “Tüm Türkiye’de 9 yıl zorunlu eğitime ne zaman geçileceğini, sonuçları gör- meden söylemek hayalcilik olur” dedi. Okulöncesi eğitimde okullaş- ma oranlarõ yüzde 30 ile 40 ara- sõnda olan ve 2009-2010 yõlõnda zorunlu eğitimin 9 yõl olacağõ pilot iller şunlar: Amasya, Art- vin, Bilecik, Bolu, Burdur, Ça- nakkale, Çankõrõ, Denizli, Edir- ne, Eskişehir, Gümüşhane, Kõrklareli, Kõrşehir, Kütahya, Muğla, Nevşehir, Rize, Sakar- ya, Sinop, Trabzon, Tunceli, Uşak, Yozgat, Bayburt, Kara- man, Kõrõkkale, Bartõn, Arda- han, Yalova ve Kilis. Bağõmsõz Eğitimciler Sendi- kasõ Genel Başkanõ Gürkan Avcı ise, son yõllarda okulönce- si okullaşma oranõnõn arttõğõnõ fakat bu oranõn yine de yetersiz kaldõğõna dikkat çekti. İstanbul Haber Servisi - Türki- ye’nin genç nüfusu, ekonomik kriz bekliyor, sõradan yurttaşõn duru- munun her geçen gün daha kötüye gittiğini düşünüyor ve en güvendi- ği kurum olarak da “ordu”yu gö- rüyor. Arõ Hareketi tarafõndan 15 ildeki 15- 27 yaş grubu 804 genç ile yapõ- lan “Türk Gençliğinin Siyasal Tu- tumları Araştırması” dikkat çekici sonuçlar ortaya koydu. Araştõrmada, gençlerin yüzde 52.4’ü bir yõl içinde Türkiye’nin yeni bir ekonomik krizle karşõ kar- şõya kalmasõndan “çok endişe” du- yuyor. Yüzde 48’lik dilim ise yine bir yõl içinde Türkiye’nin siyasi krizle karşõlaşmasõndan ya da gõda kõtlõğõ çõkmasõndan endişe duyuyor. Gençlerin yüzde 74’ü, “sıradan yurttaşların durumunun her ge- çen gün kötüye gittiğini”, “Çok para hilesiz kazanılmaz”, yüzde 63’e yakõnõ “memur olabilmek için torpilli olmanın bilgili olmaktan önemli olduğunu” düşünüyor. Araştõrmada, gençlerin orduya ve yargõya güveninin, 1999’a göre yükseldiği ve en güvendiği kuru- mun, 10 yõl önce olduğu gibi yine ordu olduğu belirlendi. Araştõrma- da, her 100 gençten 55’i, amacõna ulaşmak için başvuracağõ her türlü yolu haklõ görürken yüzde 40.5’lik dilim ise “imar mevzuatına uygun davranmaları halinde hiçbir za- man ev sahibi olamayacaklarını” ortaya koyuyor. Çıplak ayaklı protesto Soruşturmaiznivermeyenyargõçlariçinincelemebaşlatõlmasõistendi Dink ailesinin ihmal şikâyeti HİLAL KÖSE Agos Gazetesi Genel Ya- yõn Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinde ih- mali bulunan, İstanbul Emni- yet Müdürü Celalettin Cer- rah’õn da aralarõnda bulun- duğu emniyet görevlileri hakkõnda soruşturma izni vermeyen yargõçlar, Hâkim- ler ve Savcõlar Yüksek Kuru- lu’na (HSYK) şikâyet edildi. Rakel Dink, avukatlarõ aracõlõğõyla HSYK’ye başvu- rarak İstanbul Bölge İdare Mahkemesi başkanõ Atilla Sarp ve üye yargõçlar İlhan Hanağası ve Saadettin Ya- man hakkõnda adli ya da ida- ri soruşturma başlatõlmasõnõ istedi. Dilekçede, Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de öl- dürüldüğü anõmsatõlarak İs- tanbul Emniyeti’nin cinayet- teki sorumluluğunu tespit et- mek için İçişleri Bakanlõğõ müfettişlerince, yaklaşõk 1.5 yõl, üç kez ön inceleme yapõl- dõğõna dikkat çekildi. Raporlarda, polislerin ağõr ihmallerinin tespit edildiği belirtilerek İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nin ise Cerrah, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’in de aralarõnda bu- lunduğu 8 emniyet görevlisi hakkõnda soruşturma izni vermediği kaydedildi. İhbara karşın önlenmedi Kararla, cinayet ihbarõnõ al- dõklarõ halde önlemeyen gö- revliler için yargõlanma yolu- nun kapatõldõğõna dikkat çeki- lerek “Emniyet görevlileri hakkında hukuka aykırı kararla soruşturma izni vermeyen Bölge İdare Mahkemesi hâkimleri, Anayasa ve İdari Yargıla- ma Usul Kanunu başta ol- mak üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi uluslararası düzenlemeleri de ihlal etmişlerdir” denildi. Yargõçlarõn tarafsõz davran- madõklarõ, kararõn gerekçesiz olduğu belirtilerek toplumun adalet duygusunu zedeleyen, yargõlama makamlarõna olan güvenilirliği azaltan vahim bir karar olduğu vurgulandõ. M anisa’nın Saruhanlı ilçesine bağlı Develi köyünden gelen bir grup, “ürünlerinin para etme- mesi ve köylerine yapılacak katı atık bertaraf tesisini” protesto etti. TBMM’nin Çankaya ka- pısına çıplak ayakla gelen grup, yanlarında getirdikleri sebzeleri yola döktü. “Develi köyü yolları çöpçülere kapalı” yazılı pankart açan grup, temsili imam eşliğinde, “Hakkımı helal etmiyorum- Mevta köylü”, “Beni avuç açarak öldürdünüz” yazılı tabut taşıdı. Süpürgelerle kaldırımları da süpüren gruptakiler, ellerindeki kırmızı kartları kaldırarak, “Hükümete kırmızı kart gösteriyoruz” dedi. (AA) Başkent’te abone çıkmazı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başkent Doğalgaz AŞ Genel Müdürü Veysel Karani De- mir, Boru Hatlarõ ile Petrol Taşõma Anonim Şir- keti (BOTAŞ) Genel Müdürlüğü ile ciddi anlam- da anlaşmazlõklarõ olduğunu belirterek “BO- TAŞ, 27’ye yakın aboneyi bize devretmedikçe kendilerine gaz parası ödemeyeceğiz” diye ko- nuştu. Demir, yaptõğõ açõklamada, Başkent Do- ğalgaz AŞ’nin özelleştirilmesi konusunda geli- nen noktada herhangi bir sorunun olmadõğõnõ ile- ri sürerek “Enerji Piyasası Kurulu’ndan hisse devri için izin çıkmasını bekliyoruz. Ekim so- nuna dek parayı almış ve devir teslimi yapmış olacağız. BOTAŞ Genel Müdürlüğü merak et- mesin, alacakları paranın üstüne yatmayaca- ğız” dedi. 2004’te Büyükşehir Belediye Yasa- sõ’nõn çõktõğõnõ ardõndan çõkarõlan Enerji Piyasasõ Yasasõ’na göre, Büyükşehir Belediye sõnõrlarõ içinde BOTAŞ’õn herhangi bir kişiyi abone yap- masõ ve ona gaz satmasõnõn mümkün olmadõğõnõ savunan Demir, “Dolayısıyla o tarihteki abone- lerin tümünü de bize devretmek zorundadır” açõklamasõnõ yaptõ. Rus teknolojisinin Çerno- bil’den gelen tehlikeli bir si- cili olduğunu belirten çevre- ciler, ekonomik batağa sü- rükleyecek nükleer teknolo- jiye Türkiye’nin ihtiyacõ ol- madõğõnõ vurguladõlar. Çev- reci örgütler, ihalede tek fir- madan teklif gelmesini ise nükleer endüstrinin içinde bulunduğu ekonomik çõkma- zõ kanõtladõğõnõ söylediler. TBMM Başkanõ Köksal Toptan önceki akşam katõldõğõ bir TV programõnda, Türkiye’de “istense de istenmese de” yakõnda 12 yõllõk eğitime geçileceğini bildirdi. Toptan, Türkiye’nin en az 100 bin öğretmene ihtiyaç duyduğunu da söyledi. Gençlikgelecektenumutsuz Arı Hareketi’nin araştırmasına göre, genç kuşağın milli- yetçilik duygusu yetişkinlere göre daha “güçsüz”. Yine gençlerin dindarlık oranı da yetişkinlere göre düşük. Gençlerin yüzde 52’si de “İslami vakıfların çalışmaları- nın daha sıkı denetlenmesini” istiyor. BOTAŞ, Başkent Doğalgaz kavgasõ Faks: 0 216 302 82 08 [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle