Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 EYLÜL 2008 CUMA
10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr
KAVŞAK
ÖZGEN ACAR
Duvar Sokağı Çökerken!
Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90
CMYB
C M Y B
Milano ve Napoli’de 7 Afrikalõ öldürülürken Berlusconi hükümeti olaylarõ görmezden geliyor
İtalya’daõrkçõlõktõrmanõyor
ASLI KAYABAL ZAVAGLİA
MİLANO - Milano’da 23 yaşõndaki
Afrikalõ Abdul Guiebre’nin bisküvi
çaldõğõ gerekçesiyle bir barõn sahip-
lerince dövülerek öldürülmesi ve Na-
poli yakõnõnda Castelvolturno’da
mafya gruplarõnõn iç çatõşmasõnda
çapraz ateşe hedef olan altõ Burkina
Fasolu gencin yaşamõnõ yitirmesi, İtal-
ya’da õrkçõlõk konusunu gündemin sõcak
maddeleri arasõna yerleştirdi.
Milano’da ilk olay merkez istasyonu
yakõnõnda, kentin en işlek caddelerinden
birinde arkadaşlarõnõn Abba diye ses-
lendigi 23 yaşõndaki Guiebre’nin yaşa-
mõnõ yitirmesine neden oldu.
Guiebre bir bardan bisküvi ve çiko-
lata çaldõğõ gerekçesi ile barõn işlet-
mecisi baba-oğul tarafõndan vatan-
daşlarõn gözü önünde demir bir çu-
bukla öldüresiye dö-
vüldü ve ağõr yaralõ olarak hastaneye
kaldõrõldõ. Olaya tanõklõk edenler, genç
Afrikalõnõn dayak yemeden once “pis
zenci” diye hakarete uğradõğõnõ anlattõ.
Olayõn zanlõlarõ kendilerini “bisküvi
çalanlar siyah değil de beyaz olsay-
dı yine döverdik” diye savunurken,
Milano Emniyet Müdürlüğü’nün ola-
yõn õrkçõlõkla bağlantõsõnõn olmadõğõ yö-
nündeki açõklamasõ dikkat çekti.
Genç Afrikalõnõn anne babasõ sessiz
kalmayõ tercih ederken kõzkardeşi, “Kar-
deşimin başına gelen dramatik bir
olay. Ne yazık ki İtalya ırkçı bir ülke
oldu” demekle yetindi.
500 asker sevkedildi
Aynõ günlerde güney İtalya’da Napo-
li mafyasõ Camorra’ya bağlõ gruplarõn iç
hesaplaşmasõnda açõlan ateşe maruz ka-
lan altõ Afrikalõnõn yaşamõnõ yitirmesi
bardağõ taşõran bir başka damla oldu.
Geçtiğimiz pazar günü Milano’da
õrkçõlõk karşõtõ bir gösteri düzenlendi.
7 bin kişinin katõldõğõ bu gösteride Ab-
dul Guibre’nin arkadaşlarõ Guibre’nin
anõsõna yaşamõnõ yitirdiği barõn önüne
bisküvi bõraktõlar. Milano şehir mer-
kezinde Duomo meydanõna kadar yü-
rüyüş yapan gençler “Karnımız aç,
biz de bisküvi alalım” diyerek bara
yönelince göstericiler ile polis arasõn-
da kõsa süreli arbede yaşandõ. Sendi-
kalarõn da katõldõğõ yürüyüşte, İtalya’da
yabancõ ve farklõ olana karşõ hoşgö-
rüsüzlük protesto edildi.
Berlusconi hükümeti İtalya’da hõz-
la tõrmanan õrkçõlõğõ görmezden gelir-
ken Çizme’de, Fransa’da olduğu gibi
bir banliyö isyanõ tehlikesinin olma-
dõğõnõ öne sürüyor. Hükümetin gü-
neyde mafya ve göçmenler ilişkisinde
de askerle çözüme gideceği, şimdiden
çatõşmanõn yaşandõğõ Castelvoltur-
no’ya 500 askerin sevk edildiği gelen
haberler arasõnda.
Kraliyete
yenidüzen
Dış Haberler Servisi - İn-
giltere’de yayõmlanan The
Guardian gazetesi, yapõla-
cak olan yasal değişiklikle
Katoliklere de İngiliz krali-
yeti tahtõna çõkma hakkõnõn
verilmesinin planlandõğõnõ
yazdõ. Haberde, yeni yasal
düzenlemelerle ilgili tasarõnõn
Başbakan Gordon
Brown’un talimatõyla İşçi
Partili milletvekili Chris
Byrant tarafõndan hazõrla-
nacağõ belirtildi.
1688 yõlõnda çõkarõlan bir
yasa gereği Katolikler ile
bunlarõn eş ve çocuklarõ İn-
giliz Kraliyet tahtõna çõka-
mõyor. Haberde, erkek ço-
cuklarõn doğrudan tahtõn bir
numaralõ varisi haline gel-
mesine yönelik hükmün de
değişeceği kaydedildi.
İSRAİLLİ AŞIRI SAĞCILAR
Solcuprofesörün
evine bomba
Dış Haberler Servisi -
İsrail’in önde gelen siyaset
bilimcilerinden İbrani Üni-
versitesi öğretim üyesi
Prof. Zeev Sternhell, evi-
nin önüne yerleştirilen bo-
ru tipi bombanõn patlama-
sõ sonucu yaralandõ.
Profesörün evinin ci-
varõnda ve yan sokaklar-
da, Filistinliler ile barõşõ
savunan “Şimdi Barış”
örgütü yönetici ve üyele-
rini öldüreceklere para
ödülü vaat edilen el ilan-
larõ bulan polis, saldõrõdan
aşõrõ sağcõlarõn sorumlu
olabileceği tahmininde
bulundu. İsrail radyosun-
da yayõmlanan polis açõk-
lamasõnda, tehdit telefon-
larõ alan Sternhell’in, Fi-
listin topraklarõ üzerinde-
ki Yahudi yerleşimlerine
yönelik eleştirileri nede-
niyle hedef olduğunun sa-
nõldõğõ belirtildi.
Hafif yaralanan Stern-
hell, Haaretz’te yayõmla-
nan barõş yanlõsõ yazõla-
rõyla tanõnõyor. Stern-
hell’in geçen şubat ayõn-
da siyaset bilimi alanõnda
verilen İsrail Ödülü’ne la-
yõk görülmesi üzerine sağ
gruplar tepki göstermişti.
İsrail Savunma Bakanõ
ve İşçi Partisi lideri Ehud
Barak, “Boru tipi bom-
baların halkı hedef al-
dığı o karanlık sahne-
lere geri dönüyoruz”
sözleriyle saldõrõya tepki
gösterdi.
İNGİLTERE
osna’da eşcinsel festivaline saldırı
Bosna Hersek’in başkenti
Saraybosna’da eşcinsel
hakları savunucuları
tarafından ilk defa düzenlenen
festivalin açılışına katılan 50
kişi, eşcinsel karşıtlarının
saldırısına uğradı. Önceki gün
Güzel Sanatlar Akademisi
binasında düzenlenen açılış
töreninin ardından konuklar,
eşcinsel karşıtları tarafından
dövülürken aralarında 2
gazetecinin de bulunduğu 10
kişi yaralandı. “Eşcinsellere
ölüm”e sloganı atan ve tekbir
getiren saldırganları, polis
güçlükle engelledi.
(Fotoğraf: AP)
BB
Milano’da 23 yaşõndaki Afrikalõ Abdül Guiebre
(solda) bisküvi çaldõğõ iddiasõyla demir çubukla
dövülerek öldürülürken Napoli’de 6 Afrikalõ mafya
içi hesaplaşmanõn kurbanõ oldu. Polisin õrkçõlõk
şüphesi görmemesi ve hükümetin olaylarõ hafife
almasõ tepkilere yol açtõ.
“Anadolu” tarihini iyi bilenler
“imparatorluklar” tarihini de iyi
bilirler. Dünyada az sayıdaki kent
imparatorluklara başkentlik yapmış-
tır. Ama hiçbir kent iki ayrı impara-
torluğa başkentlik etmemiştir. Oysa
İstanbul; Roma, Bizans, Osmanlı gi-
bi üç ayrı imparatorluğa başkentlik
yapmıştır.
Dünyada herhangi bir ülke iki ayrı
imparatorluğa ev sahipliği yapma-
mıştır. Oysa Anadolu, dünyada dört
ayrı imparatorluğa ev sahipliği yapmış
tek ülkedir. Ayrıca Hititler, Roma,
Bizans ve Osmanlı imparatorlukları-
na ek Persler, İskender, Selçuklular
kendi imparatorluklarını kurmak için
Anadolu’yu ele geçirmek zorunday-
dılar. Şimdi geriye baktığımızda bun-
lardan hangisi ya-
şıyor? Hiçbiri!
Dünyada son-
raları başka im-
paratorluklar da
kuruldu. Büyük
Hun, Kutsal Ro-
m a - G e r m e n ,
Avusturya-Ma-
caristan, Rus
Çarlığı, Napolyon
ve üzerinde gü-
neş batmayan Büyük Britanya İm-
paratorlukları… Şimdi geriye bak-
tığımızda bunlardan hangisi yaşı-
yor? Hiçbiri! Demek ki “sömürge-
cilik” anlamındaki “imparatorluk”
görkemi eninde sonunda yıkılmaya,
yok olmaya mahkûm!
Bugün “imparatorluk” kavramı te-
melde amacı aynı, ancak adı farklı bir
kavram olan “küreselleşmeye” dön-
üştü. ABD, 50 devletten oluşan bir fe-
deral cumhuriyettir. Başkenti Va-
şington’dur. Vaşington’a giderseniz
kamu binalarının çoğunun görkemli
eski Yunan tapınak mimarisinin etki-
sinde yapıldığını görürsünüz.
ABD tanklarını Irak’ta, donanmasını
Karadeniz’de, Hint Okyanusu’nda
ve Pasifik’te, askerlerini Afganis-
tan’da, kısaca “küremizin” her yerin-
de ABD bayrağını görmek olasıdır. Bu
olgu, “imparatorluk” kavramının 21.
yüzyıldaki çağdaşı olan ABD’nin ica-
dı “küreselleşmenin” ta kendisidir.
“Küreselleşmenin” başkenti ise Nev
York’taki “Vall Street (Duvar Soka-
ğı)”dır.
Küresel ekonomi, Vaşington’daki
Beyaz Saray’dan değil Duvar Soka-
ğı’ndaki Yunan tapınağı cepheli Nev
York borsasından yönetilir. Neden ta-
pınak mimarisi? Güçlü mermer sü-
tunlar üzerinde yükselen, çatısı bir üç-
gen alınlıkla örtülen anıtsal tapınak-
lar, oldum olası in-
sanlara dinsel öğe-
li olarak güven ver-
mişlerdir. Eski Yu-
nanda yöneticiler,
soylular “agora (pa-
zar-yönetim yeri)”
denilen kent mer-
kezinde; ikinci sınıf
olan çalışanlar, kö-
leler, geceleri sur
duvarları dışına çı-
karlardı.
Ne var ki eylülde çağdaş agora-
nın yıkılmaz denilen güçlü sütunla-
rı görülmemiş bir depremle teker te-
ker yıkılmaya, dünya ekonomisinde
domino taşları gibi art arda devril-
meye başladı. Amerikan agorasının
dışında yaşayanlar konut sahibi ol-
mak, konutlarını yenilemek amacıyla
Duvar Sokağı’nın bankalarından
uzun vadeli krediler çektiler. Ancak,
küresel başkent Duvar Sokağı’nın
çomaklaması ile ABD başkentindeki
Beyaz Saray, daha ucuz petrol için
yalanlar söyleyerek Irak’ı işgal etti.
Buna Afganistan’daki askeri fatura
da eklenince agora dışındakilerin tü-
ketimleri azaldı. Irak-Afganistan fa-
turası trilyon dolarlara yaklaşmak-
la kalmadı, petrol ucuzlayacağına
varili 30 dolardan 140 dolara çıktı.
Amerikalıların ayakkabısı sayılan
arabaların petrol faturası yükselin-
ce “agora” dışındakiler konut kre-
di taksitlerini ödeyemez oldular.
Tüketim azalınca üretim düştü.
Üretim düşünce, istihdam düştü. İs-
tihdam düşünce kısır döngünün
faturası “agora” dışındakilerin sırtı-
na bindi. Krediler geri gelmeyince,
bankalar açık vermeye, sonrasında
bankalar da çift rakamlı milyar do-
larlarla iflas etmeye başladılar.
Birinci rakamlar… Bu yılki ABD
devlet bütçesi 2,9 trilyon dolar. Irak-
Afganistan savaşlarının toplam fatu-
rası 2010’da 2 trilyon dolara yakla-
şacak. Gelecek yıl
ABD devlet büt-
çesinin açığı 1 tril-
yon dolar olacak.
İkinci rakamlar…
Uluslararası Para
Fonu Başkanı Do-
minikue Strauss
Kahn, Duvar So-
kağı’ndaki son bu-
nalımının maliyeti-
ni 1,3 trilyon dolar
olarak öngördü. Hazine Bakanı Henry
Paulson Jr. bu maliyetin faturasının
700 milyar dolarının ivedi olarak dev-
letçe karşılanmasını Kongre’ye öner-
di. Kongre onaylarsa Vaşington ve Du-
var Sokağı’nın toplam borçları 11,3 tril-
yon dolara yükselecek.
Bu rakamları Türk ekonomisi ile kı-
yaslayalım! Türkiye’nin toplam ulusal
geliri 450 milyar dolar. Düşünebiliyor
musunuz Hazine Bakanı Türkiye’nin
ulusal gelirinin iki katına yakın bir kur-
tarma ödeneği istiyor. Bu yıl Türki-
ye’nin bütçesi 185 milyar dolar, iste-
nen ödenek 4 katı... Türkiye’nin 2007
dış ticareti toplam 270 milyar dolar,
istenen kefalet 2.6 katı… Dış borcu-
muz 86 milyar dolar… İstek 8 katı.
ABD Başkanı George V. Bush
Çarşamba günü “Kongre ivedi olarak
harekete geçip 700 milyarı onayla-
mazsa uzun ve acı çektiren bir du-
raklama kaçınılmazdır.” uyarısını yap-
tı. Bush kim? Tarihe “borç parayla sa-
vaş yapan başkan” diye geçen bir
Teksaslı! Bilirsiniz Teksas’ta, kumar-
da hile yapanın üzerine zift sürülüp ta-
vuk tüyü yapıştırılıp ayağına sıkılan
kurşunlarla dans ettirilirdi. Bush bir ce-
zayı fazlası ile hak etmedi mi?
Bu satırların yazıldığı sıralarda baş-
kan adayları John McCain, Barack
Obama ve bazı kongre üyelerinin 700
milyarlık ödeneği konuşacakları açık-
landı. Duvar Sokağı felaketinden ön-
ce McCain, Oba-
ma karşısında yüz-
de 47–42 öndey-
ken şimdi yüzde
43’e gerileyip raki-
bi yüzde 52’ye çık-
tı.
700 milyar do-
larlık ödenek, kü-
reselliğin başken-
ti Duvar Soka-
ğı’nın çökmekte
olan mermer sütunlarına payanda
gibi destek olacak. Payandalı tüm
duvarlar, tüm tapınaklar, impara-
torluklar yıkılmadı mı?
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ah-
medinejad ile aynı görüşte olacağım
hiç aklıma gelmezdi. Komşu Cum-
hurbaşkanı “ABD İmparatorluğu yo-
lun sonuna geliyor” dedi. Ancak,
“imparatorluk” değil “küreselleşmenin”
sonu yaklaşıyor. Çoğu Amerikalının
“şükran gününe hindisiz, Noele çam
ağaçsız” girecekleri anlaşılıyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
bir “kâhin (bilge)” edasıyla “Türkiye en
az etkilenen ülke olacak” derken, İş
Bankası Genel Müdürü Ersin Özin-
ce, “Ben böyle bunalım görmedim” ve
Güler Sabancı da “Artık hiçbir şey es-
kisi gibi olmaz” dediler.
Deniz Feneri Dosyası
Salı günü bu köşede “Deniz Fe-
neri” yolsuzluğu hakkında şöy-
le yazmıştık:
“Mahkemede açıklandığına göre
Alman Büyükelçisi Eckart Cuntz on ay
önce Başbakanı ziyaret ederek Türki-
ye’de hükümlü bir Almanın uzun sü-
redir yattığını anımsatarak, bir anlam-
da ‘şefaat’ dilemiş, bir hafta sonra da
Adalet Bakanı’na aynı konuyu açmış.
Başbakan ve Adalet Bakanı da, Bü-
yükelçi’ye ‘mukabele-i bil misil’ gibi-
lerden Almanya’da soruşturması süren
Deniz Feneri’nin Türk sanıklarından söz
ederek, ‘şefaate şefaat’ dilemişler.
Başbakan, Bakan; Deniz Feneri yol-
suzluğunu biliyorlar, şefaat diliyorlar,
ancak Türkiye’deki sanıkları hakkında
o gün bugündür dava açılmıyor! Bu-
na Osmanlı bürokrasisinde ‘sumenal-
tı’ ya da halk deyimiyle ‘hasıraltı’ etmek
denilmez mi? Başbakan ile Bakan’ın bu
davranışları Türk Ceza Yasası’nın ‘gör-
evi ihmal’ suçuna girmez mi?
Haydi diyelim o zaman pas geçtiler.
Alman Yargıcının kararını ihbar kabul
edip savcılar neden harekete geçiril-
medi? Ankara Savcılığı, İşçi Partisinin
3 Eylül’deki ‘suç duyurusu’ üzerine olay
hakkında açtığı ‘dosyayı’ bir basın
savcısına verdi. Başsavcı Hüseyin
Poyrazoğlu Suudi Arabistan’a ‘um-
reye’ gittiğinden soruşturma için dö-
nüşü bekleniyor. Bütün soruşturmalar
başsavcının dönüşünü mü bekliyor?
Deniz Feneri bir dernek… Dernekler, İç-
işleri Bakanlığı’nın idari denetimine
tabi! On aydır İçişleri Bakanlığı Deniz
Feneri hakkında neden idari denetim
yapmadı?”
Başsavcı dönmüş, Adalet Bakanı
Mehmet Ali Şahin’e bilgi vermiş.
Başsavcı “Alman Mahkemesinin ka-
rarının bir örneğinin istendiğini, ancak
karar örneği geldikten sonra soruş-
turmanın Ankara Cumhuriyet Başsav-
cılığı’nın görev alanına girip girmeye-
ceğine karar verileceğini,” açıkladı.
Başsavcı, “soruşturmanın kendi görev
alanına girdiğini düşündüğünü” de
sözlerine ekledi.
Sevindirici bir gelişme! Acaba ya-
pılan işler eksik değil mi? Birincisi ne-
dence yalnız “karar örneği” isteniyor
da “tüm dosya” istenmiyor? İkincisi ne-
den İçişleri Bakanlığı hâlâ dernek
hakkında bir “idari denetim” başlat-
madı? Anlaşılan “sumenaltı” ya da “ha-
sıraltı” uygulaması tam anlamıyla ger-
çekleşecek!
T.C.
YÜKSEKÖĞRETİM KURULU
ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ
BAŞKANLIĞI’NDAN
DUYURU
2008-ÖSYS EK YERLEŞTİRME
1. 2008-2009 öğretim yõlõ için merkezi yerleştirmede boş kalan, yerleştirilen adayla-
rõn kayõt yaptõrmamasõ nedeniyle boşalan ve 2008-ÖSYS Yükseköğretim Programla-
rõ ve Kontenjanlarõ Kõlavuzu yayõmlandõktan sonra açõlan yükseköğretim programla-
rõnõn kontenjanlarõna 2008-ÖSYS sonuçlarõna göre ÖSYM tarafõndan ek yerleştirme
yapõlacaktõr.
2. Adaylar “2008-ÖSYS Yükseköğretim Programlarõna Ek Yerleştirme Kõlavuzu’nu
8-13 Ekim 2008 tarihleri arasõnda ÖSYM Sõnav Merkezi Yöneticiliklerinden 3,00 YTL
karşõlõğõnda satõn alabilecekler ve ÖSYM’nin internet sitesinde görebileceklerdir.
Adaylar Kõlavuz ücreti ile tercihlerini Başvuru Merkezi aracõlõğõyla yaptõklarõnda öde-
yecekleri 3,00 YTL tutarõndaki hizmet ücreti dõşõnda başka bir ücret ödemeyecekler-
dir. Posta ile Merkezimize gönderilen Tercih Formlarõ işleme alõnmayacaktõr.
ÖSYM Sõnav Merkezi Yöneticilikleri ile Kõlavuz satõş noktalarõnõn adresleri gazete
ilanõnda ve ÖSYM’nin internet sitesinde yayõmlanacaktõr.
3. Tercih işlemi Başvuru Merkezi aracõlõğõyla veya kişisel olarak internet üzerinden 8-
13 Ekim 2008 tarihleri arasõnda yapõlacak ve bu süre kesinlikle uzatõlmayacaktõr.
4. 2008-ÖSYS Merkezi yerleştirmede bir yükseköğretim programõna yerleştirilmiş
olan adaylar (Açõköğretim Fakültesinin kontenjansõz programlarõna yerleşenler hariç)
ek yerleştirmede tercih yapma hakkõna sahip değildir. Ek yerleştirmede tercih yapa-
bilmek için, 2008-ÖSYS merkezi yerleştirmede hiçbir yere yerleştirilmemiş (veya
Açõköğretimin Fakültesinin kontenjansõz programlarõna yerleştirilmiş) olmak gerekir.
Bunun dõşõnda aşağõdaki kurallar geçerli olacaktõr:
a) Yeni açõlan yükseköğretim programlarõ ile merkezi yerleştirme de kontenjanõ dol-
mayan ve en küçük puanõ oluşmayan yükseköğretim programlarõ ilgili puanõ hesap-
lanmõş tüm adaylar tarafõndan tercih edilebilecektir.
b) Merkezi yerleştirmede kontenjanõ dolan ve en küçük puanõ oluşan, ancak yerleşti-
rilen adaylardan birkaçõnõn kayõt yaptõrmamasõ nedeniyle kontenjan açõğõ oluşan li-
sans programlarõnõ ve Tablo-3B’deki önlisans programlarõnõ yalnõz programõn en kü-
çük puanõna eşit veya daha büyük puana sahip olan adaylar tarafõndan tercih edilebi-
lecektir. Tablo-3A’daki önlisans programlarõ için en küçük puan koşulu aranmaya-
caktõr.
5. 2008-ÖSYS’de sadece sõnavsõz geçiş için başvuran adaylardan açõköğretimin kon-
tenjansõz programlarõ hariç bir yükseköğretim programõna yerleşmemiş olanlar da
2008-ÖSYS ek yerleştirmeye başvuracaklardõr. Bu adaylar Tablo-3 A’dan kendi alan-
larõ ile ilgili programlarõ tercih edebilirler.
6. Tablo-3 A, Tablo-3B, Tablo-4 ve ek yerleştirme kurallarõna ilişkin bilgiler 2008-
ÖSYS Yükseköğretim Programlarõna Ek Yerleştirme Kõlavuzu’nda yer alacaktõr.
7. Genel lise mezunlarõ ek yerleştirme için Tablo-3 A’da yer alan önlisans programla-
rõnõ da tercihleri arasõnda gösterebilecekler ve ilgili yasa gereğince meslek lisesi me-
zunlarõna öncelik tanõnmak koşulu ile yerleştirilebileceklerdir.
8. 2008 yõlõnda özel yetenek sõnavõ ile öğrenci alan yükseköğretim programlarõna ke-
sin kayõt yaptõrmõş olanlar da 2008-ÖSYS ek yerleştirmeye başvurabilirler.
9. Ek yerleştirme işlemleri, 2008-ÖSS Öğrenci Seçme Sõnavõ Kõlavuzu, 2008-ÖSYS
Yükseköğretim Programlarõ ve Kontenjanlarõ Kõlavuzu ile 2008-ÖSYS Yükseköğre-
tim Programlarõna Ek Yerleştirme Kõlavuzu’nda belirtilen esaslara göre yapõlacaktõr.
ÖSYM BAŞKANLIĞI
Basõn: 51710
26 Eylül
Dil Bayramı’nın 76. Yılı
? Ulusal dilimiz, Türkçeye sahiplenmemizin 76. yılını, ne
yazık ki sevinçle kutlayamõyoruz.
? Çünkü:
? Atatürk’ün kurduğu Türk Dil Kurumu, 1981’de “devlet
dairesi” durumuna getirilince tüm özelliğini yitirdi.
? Bütün çalışmalara son verilerek “dil donduruldu”.
? Günümüzde de “ulus devlet”i noktalama aşamaları, ulusal
dile özen göstermenin yolunu kesti.
? AB’ye üye olma tutkusunu yaşadõğõmõz bu süreçte de,
dilimize olukla yabancõ sözcük ve kavramın girmesine,
bir bakõma kucak açõldõ.
? Oysa AB üyesi Fransa, İngilizce salgınından dilini
korumak için yoğun çaba gösteriyor.
? Dahasõ, İranlılar gazeteye “ruzname”, Mısırlılar asansöre
“miskad” demeyi dirençle sürdürüyorlar.
? Ayrıca, Başbakan’õn “argo söylemi” de günlük dile
gittikçe yerleşmektedir.
? Bütün bu olumsuzluklarõn “Dil Derneği” başta olmak
üzere, sivil toplum örgütlerinin, yazarlarõn, sanatçıların,
durumun ayrımında olan bireylerin ortak bir çalışma
süreciyle aşılacağına inanõyoruz.
KADIN ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ
Yönetim Kurulu
TC
İSTANBUL ASLİYE 2. TİCARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI’NDAN
DOSYA NO: 2004/394
Davacõ Tasfiye Halinde Türk Ticaret Bankasõ AŞ vekili tarafõndan, davalõlar Neriman
Erol ve Ruhi Erol aleyhine açõlan, Alacak davasõnõn yargõlamasõ sonunda, Mahkeme-
mizin 2004/394 Esas, 2008/323 Karar sayõlõ 03.06.2008 tarihli ilamõ ile “Davanõn õs-
lah edilmiş haliyle kõsmen kabulüne 1.736,15.-YTL’nin (kefil Ruhi Erol bu miktarõn
1.734,70.-YTL’sinden sorumlu olmak üzere) asõl alacak 89,61.YTL’sine 5.12.2003 ta-
rihinden itibaren yõllõk %187,5 temerrüt faizi yürütülmek suretiyle davalõlardan tahsi-
li ile davacõya ödenmesine, Harç, Yargõ giderleri ile vekalet ücretinin davalõlara yük-
letilmesine Yargõtay yolu açõk olmak üzere verilen işbu karar özeti, karar tebliği yeri-
ne geçerli olmak üzere, adresleri zabõta araştõrmasõna rağmen tesbit edilemeyen, dava-
lõlar NERİMAN EROL ve RUHİ EROL’a ilanen tebliğ olunur.
(Basõn: 51506)
TC
BÜYÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ’NDEN
ESAS NO: 2007/45
Davacõ Sevtap Toprak vekili Av. Sõrrõ Yiğit tarafõndan davalõ Haydar Toprak aleyhi-
ne açõlan boşanma davasõ nedeniyle;
İlgili davacõnõn dilekçesinin ve davayla ilgili 08.10.2008 tarihinde, saat 10.40’ta ya-
põlacak duruşma gününün yapõlan araştõrmalarla bulunamayan davalõ Haydar Toprak’a
ilanen tebliğe karar verilmiştir.
Yukarõda yazõlõ davayla ilgili mahkememiz duruşma salonunda yapõlacak 08.10.2008
tarihinde, saat 10.40’ta yapõlacak duruşmaya davalõ Haydar Toprak’õn gelmesi gerektiği
veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, varsa diyeceklerini ve belgelerini dosyaya
ibraz etmesi, etmediği takdirde yokluğunda duruşmaya devam edilip, karar verilece-
ği hususu davalõya ilanen tebliğ olunur. 18.09.2008
(Basõn: 51416)