Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 26 EYLÜL 2008 CUMA
18 SPOR
Kazım Kanat’ı
uğurluyoruz
10.00: Sabah gazetesi önünde
uğurlama
10.30: Beşiktaş Kulübü’nde veda
töreni
11.45: TSYD Genel Merkezi’nde
tören. Levent Camii’ne geçiş. Cuma
namazõnõn ardõndan cenaze namazõ.
Zincirlikuyu Mezarlõğõ’na defin.
Spor Servisi - Zatürre tanõsõ nedeniyle
bir süredir hastanede tedavi gören ve
önceki gün akciğer yetmezliği
nedeniyle hayata gözlerini yuman
Kazım Kanat, bugün son
yolculuğuna uğurlanacak. Uzun yõllar
kanserle savaşan ve bu amansõz
hastalõğõ yenen usta gazeteci için ilk
tören sabah saat 10.00’da Sabah
gazetesinde yapõlacak. Daha sonra
Kanat’õn naaşõ Beşiktaş Kulübü’nün
Akaretler binasõna getirilecek (10.30)
ve burada da bir tören düzenlenecek.
Ardõndan ise bir dönem yöneticilik de
yaptõğõ Türkiye Spor Yazarlarõ
Derneği’nde (11.45) geniş katõlõmlõ
bir anma gerçekleştirilecek.
TSYD’deki törenin ardõndan Kanat’õn
naaşõ sevenlerinin omzunda Levent
Camii’ne getirilecek. Ve burada cuma
namazõnõn ardõndan kõlõnacak cenaze
namazõndan sonra Zircirlikuyu
Mezarlõğõ’nda toprağa verilecek.
Yattara rest çekip gitti
Geldiği günden bu yana sıkıntı yaratan Gineli oyuncu ‘Trabzon’da oynamam’ dedi
ÖMER GÜNER
TRABZON - Trabzonspor’da en
çok konuşulan isim Yattara bu
kez de transferiyle gündemde.
İsmi skandallarla anõlan ve Bordo
- Mavili kulüpte birçok kez sorun
yaratan Yattara son olarak transferinde
yaşananlarla medyada. 2003 yõlõnda
Belçika’nõn Antwerp takõmõndan 400 bin
Avro bonservis bedeliyle alõnan Gineli yõldõz
oyuncu Katar’õn Al Sadd Kulübü’ne 10.8
milyon Avro’ya transfer oldu. Transferin
perde arkasõnda Yattara’nõn artõk
Trabzonspor’da oynamak istememesi ve
başkan Sadri Şener’le görüşerek “Beni
zorla burada tutamazsınız gitmek
istiyorum” şeklinde görüş belirttiği
öğrenildi. Anõmsanacağõ üzere Katar
kulübünün transferi ilk kez gündeme
geldiğinde Trabzonspor Kulübü Başkanõ
Sadri Şener “Yattara’yı satmayı kesinlikle
düşünmüyoruz. Zaten transfer sezonu
sona erdi. Satılacak herhangi bir
oyuncunun yerine kadroyu tamamlama
imkanımız yok. Öyleyse gereksiz
spekülasyonlarla kimse kafaları
karıştırmaya çalışmasın. Biz
oynayacağımız maçları düşünüyoruz”
diyerek yõldõz oyuncunun takõmdan
ayrõlmayacağõnõ belirtmişti. Ancak bir gün
sonra Al Sadd’la masaya oturan Bordo -
Mavili yöneticiler 10.8 milyon Avro’ya
Yattara’nõn transferine onay verdi. Sadri
Şener’in Gineli oyuncuyla konuştuktan sonra
bu kararõ aldõğõ belirtildi. Yattara’nõn
başkan Şener’in “Transfere sıcak
bakmıyoruz” açõklamasõnõn ardõndan
Sadri Şener’le biraraya gelerek görüştüğü
ve “Beni bir kasaya kilitlediniz ve
anahtarı da Karadeniz’e attınız. Artık
Trabzonspor’da oynamak istemiyorum”
dediği öğrenildi. Bunun üzerine başkan
Şener, Katar kulübüyle olan görüşmeleri
hõzlandõrarak Gineli futbolcunun transferine
onay verdi. Kulübe yakõn kaynaklar
Yattara’nõn parayõ seçtiğini, Katar’a giden
bir oyuncunun kariyeri düşünemeyeceğini ve
artõk Trabzonspor’a katkõ sağlayamayacağõ
görüşünde birleşti. Transferdeki tek pürüz ise
Bordo - Mavili kulübün Yattara’ya yaptõğõ
500 bin Avro’luk peşin ödemeyi geri almak
istemesiydi. Bu parayõ Gineli oyuncudan
talep eden yönetim red cevabõ alõnca rota
Katar kulübüne çevrildi. Al Sadd takõmõnõn
da olumsuz görüş belirtmesiyle transfer
askõya alõndõ. Ancak Yattara’nõn
açõklamasõnõn ardõndan geri adõm atan Bordo
- Mavililer 10.8 milyon Avro el sõkõştõ ve
transfer sonlandõ. Atay Aktuğ döneminde
yõllõk 175 bin Avro’ya oynayan Gineli
oyuncunun ücretine bu yõl iyileştirme
yapõlmõş ve bu sezonki fiyatõ yõllõk 1.3
milyon Avro olarak belirlenmişti. 5
sezondan bu yana Bordo - Mavili formayõ
giyen Yattara Turkcell Süper Lig’de 168
maçta görev yaptõ ve 2003-04 sezonunda
asist kralõ oldu.
G
ineli oyuncunun
Trabzonspor’a transfer
olduğu günden bu yana ismi
hep skandallarla anõldõ. Geçen sezon
ülkesine giden ve “180 bin Dolarım
ödenmezse Trabzon’a dönmem,
FIFA’ya giderim” tehdidi savuran
Yattara, alacağõnõ ödendikten sonra
Türkiye’ye dönmüştü. Çalõştõğõ
teknik direktörlerle problem yaşayan
yõldõz oyuncu birçok kez disiplinsiz
davranõşlarõ nedeniyle takõm
kadrosundan çõkarõldõ. 2004 yõlõnda
eşini döven, bu nedenle jandarma
tarafõndan ifadesi alõnan Yattara kõsa
bir süre sonra aynõ hareketi
tekrarlamõş ve eşi Amiyeta’nõn
şikayeti üzerine karakolluk olmuştu.
Yöneticilerin araya girmesiyle
kurtulan Yattara kulüpten ceza
almõştõ. Trabzonspor Kulübü
Başkanõ Sadri Şener, Gineli oyuncu
Yattara’nõn, Katar’õn Al Sadd
Kulübü’ne transferi konusunda
“Trabzonspor, büyük bir kulüptür.
Yattaralar gider, yeni Yattaralar
gelir. Yattara, çok önemli ve klas
bir oyuncu. Ama top oynamak
istemedikten sonra bize yapacak
bir şey kalmıyor. Kulübün
menfaatlerini düşünmemiz lazım.
Bahsedilen para bana göre
Türkiye’de satılan oyuncular
içerisinde bonservisi en yüksek
olanlardan biri. Trabzonspor için
çok önemli bir rakam” dedi.
HEP SORUN
ADAM OLDU
YATTARA’NIN KARİYERİ
YIL KULÜP MAÇ GOL
2000–2001 San Garedi 16 2
2001–2002 Atletico Coleah 32 6
2002–2003 Royal Antwerp 29 10
2003–2008 Trabzonspor 168 32
Yattara, Trabzon’da oynamayacağını
söylerken Bordo-Mavili kulübün başkanı
Sadri Şener Gineli oyuncuya sert çıktı.
CENAZE PROGRAMI
Şu sıralarda futbolun en mutsuz kişisi hiç kuşkusuz
Fenerbahçe’nin Teknik Direktörü Aragones. Bir Av-
rupa şampiyonluğunun keyfini çıkaramadan geldiği Fe-
nerbahçe’de sakatlar ordusu ile uğraşıyor. Fenerbahçeli
yandaşlar da en az onun kadar mutsuz, üstelik
umutsuz. Transfer istiyorlar, onlar istedikçe, medya da
yazdıkça Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım köpürü-
yor. Elimizde futbolcu ordusu var, ama çoğu sakat.
Üstelik bu sakatlıklar önceki günden değil, aylardan
beri düzelmeyen, düzelemeyen sakatlıklar. Sakatlık-
lar neden bu kadar uzun sürüyor? Fenerbahçeliler so-
ruyor, Aziz Başkan soruyor, ben de soruyorum. Bu-
nun bir nedeni olmalı... Çünkü sakatlıkların uzun sü-
re geçmemesi için tıbbi bir nedeni elbette vardır. Ama
bunu soran yok, söyleyen de yok. Sonunda Aziz Yıl-
dırım bir araştırma istedi, “Nedir? Ne oluyor, bana bu-
nun cevabını verin” dedi. Ne yanıt gelecek, nasıl bir
rapor ortaya çıkacak bilmiyorum. Ama bana kalırsa bu-
nun yanıtını Aragones bundan bir süre önce futbol-
cularla yaptığı toplantıda söylemişti: “Sizden istediğim
tek şey profesyonellik.” Bu sözün altında o kadar çok
şey var ki, ama bunu anlamak için profesyonel olmak,
profesyonelliği anlamak, profesyonel futbolcu olma-
nın da bir yaşam biçimi olduğunu bilmek gerek.
Çarpıcı bir örnek olduğu için birçok kez yazmışım-
dır, 3 büyük kulübün bir futbolcusu nefes nefese an-
trenmana yetişmiş, soyunma odasında eşofmanları-
nı giyerken antrenörü sormuş, “Öğle yemeği yedin mi?”
Futbolcu kardeşimiz yanıtlamış: “Hocam iki tost ye-
dim.” Bu futbolcu amatörlerden yetişmiş, yıllar son-
ra da üç büyük kulüpten birinde futbol oynamaya baş-
lamış, profesyonel olmuş, yığınla para kazanmış, ama
ne yazık ki profesyonelliğin ne olduğunu öğreneme-
miş. Gece yaşantısını sürdürmekten vazgeçmeyen,
özel yaşantısına özen göstermeyen nicelerini medyada
görüyoruz. Maç günleri de sahada yürüyerek futbol(!)
oynamanın örneklerini veriyorlar. Profesyonellik han-
gi alanda olursa olsun, işin gereği o alanın en iyilerinden
olmaktır. Aragones her yabancı futbol adamı gibi sa-
hadaki görevini düşünür. Sağlam ve takımda yer ala-
bilecek kalitedeki futbolcularını sahaya sürer. Onla-
rın özel yaşantıları ile ilgilenmez. Çünkü onun görev-
leri arasında inzibatlık yoktur. Aragones Avrupa
Şampiyonası’nda gördüğü Fenerbahçeli futbolcula-
rı arıyor, oysa onlar Avrupa’dan sakat döndüler. Ay-
rıca futbolcuları yakından tanıma fırsatı da pek olmadı.
Ama gördüğü kadarı ile futbolcuların profesyonellik ile
aralarının iyi olmadığını anladı ki “Sizden tek şey is-
tiyorum, o da profesyonel olmanız” uyarısında bulundu.
“Sakatım” diyen kimi futbolcuların biraz da öz-
güven yoksunu olduklarını sanıyorum. Şu kadar ay
ara verdikleri futbola yeniden dönmek zordur. Bu ay-
rıca bir motivasyon gerektirir. Özetlersem.. şunca
sakatlığın özünde (kanımca) tam bir profesyonellik
olmamasıdır. Günlük yaşam programının futbol mes-
leğine endeksli olarak düzenlenmesi bile uzmanlarca
yapılmalıdır. İşte Aragones’in istediği budur. Pro-
fesyonellik gereğinin yerine getirilmesi işin püf
noktasıdır. Salonda çalışan sakat futbolcuların
programları da yine uzmanlarca hazırlanmalı ve de-
netlenmelidir. 2 kere 2’nin dört etmediği futbolun bi-
limsel yanı işte saha dışındaki bu çalışmalardır.
Fenerbahçe’deki Sakatlıklar
N E Y M İ Ş / A B D Ü L K A D İ R Y Ü C E L M A N e-posta:ayucelman yahoo.com
BASKET YORUM / AHMET KURT
Mahalle Baskısı!
Aman dikkat Ergin Ataman! Elinde ‘mal’ fazlası var:
Efes Pilsen’in kadrosu o kadar çok ve kaliteli oyuncuyla
dolu ki ‘ayak alıp’ takımı ikiye bölsen, biri şampiyon ola-
bilir... Gel deneyelim. Aldım verdim, aldım verdim; Ya-
rım ayak, burun ve hop. Dur! Geri sıçramak yok. İlk oyun-
cuyu ben seçiyorum. Uzunlardan başlıyorum. Kasun mu,
Kaya mı? Hımm! Benceee... Ka..
Korkma Ergin. Kimi seçeceğimi söylemeyeceğim.
Daha sezonun başında takımını karıştırmak gibi bir ni-
yetim yok. Yalnızca işinin zorluğunu vurgulamak için
yazdım bu satırları. Evet dostum! İşin zor. Basketbolda
fazla ‘mal’ göz çıkartabilir...
Biliyorum: Avrupa’da dörtlü finali kovalıyorsan derin
bir kadroya sahip olman gerekir. Yedi, sekiz, dokuz yet-
mez. 12 ‘gerçek dev adam’la bu hedefe koşulur. (Ger-
çeği ile sahtesini karıştıran devre mülk basketbol yo-
rumcularına duyurulur) ‘12 dev adam’ ise ‘12 problem
adam’ demektir... Seçim sizin: Ya ulusal takım gibi ya-
rısı yıldız, yarısı görev oyuncularından kurulu bir kadro
kurar, alt seviyedeki maçları kazanıp, sorunları sezon so-
nuna (veya Tanjevic gibi Avrupa Şampiyonası’nın
başlangıcına) bırakırsınız; Ya da ‘12 problem adam’la
yola çıkıp, hedefe ‘12 dev adam’la varmaya çalışırsınız.
Kolay değildir ama (bence de) dörtlü finale giden yol bu-
dur! Darısı Tanjevic’in başına...
Neyse! Efes’e dönelim. Bu sezon Ergin Ataman’ın
işi gerçekten çok zor olacak: Ulusal takımda oyna-
yan oyuncuların yokluğunda, İtalya turnuvasında
çok iyi basketbol oynamış bir kadro ile ‘havalı’ ulu-
salları aynı potada eritip yeni bir takım kurmaya ça-
lışacak. Ötekiler havalı, berikiler havalı. Üstelik.. sü-
re de kısıtlı. Bakalım ne yapacak? Bir elinde dörtlü fi-
nal havucu, diğerinde Darüşşafaka sopasıyla 14 ki-
şilik yıldızlar topluluğundan bir takım çıkartabilecek
mi, yoksa kafayı mı sıyıracak? Bekleyip göreceğiz...
Ergin’in üzerinde kurulacak ‘mahalle baskısı’nı da unut-
mayalım: Ulusal takımdaki oyuncular Federasyon Baş-
kanı tarafından koruma altına alınmışlar. Turgay Demirel
işi gücü bırakmış “Kendi takımında süre alamayan Türk
oyuncuları Tanjevic alıp oynatıyor ve başarı kazanıyor”
hikâyesini anlatıp duruyor; aynı hikâyenin Fenerbahçe
versiyonundan ise hiç söz etmiyor. Biliyorsunuz: Geçen
yıllarda Tanjevic, Hakan Demirel’i ulusal takıma almış,
oynatmış.. ama iş Fenerbahçe’ye gelince kadrosundaki
bu oyuncuya bir dakika bile süre vermemişti. Bence..
bıraksın Turgay bu işleri! Taş koymasın Efes’in yoluna...
Efes Pilsen’in dörtlü finale kalması, basketbolumuz için
Ulusal takımın başarıları kadar önemlidir. Unutmasın!
Spor Servisi - Turkcell Süper Lig’de
Fenerbahçe bugün haftanõn açõlõş maçõnda
Sõvasspor’a konuk oluyor. Sõvas 4 Eylül
Stadõ’ndaki mücadelede hakem Bünyamin
Gezer görev yapalacak. Lig TV’nin yayõnlayacağõ
karşõlaşmanõn başlama saati ise 20.00. Şampiyonlar
Ligi’ndeki Dinamo Kiev maçõnõ düşünen F.Bahçe
Teknik Direktörü Aragones, bugün tam olarak
iyileşmeyen Alex’i 18 kişilik maç kadrosuna almasõna
karşõn riske etmeyecek. Sakatlõğõ geçen Semih ve Edu
da kadroda bulunuyor. Dün akşam saatlerinde Sõvas’a
giden Sarõ-Lacivertliler, G.Birliği’nden sonra bu zorlu
karşõlaşmada da kazanarak seri yakalamak istiyor.
e-posta:info basketdergisi.com
F.Bahçe’de başkanõn yakõn çevresi oyundan ve takõmõn gidişatõndan rahatsõz
‘Sıkıntı var iyi değiliz’HİLMİ TÜRKAY
Fenerbahçe, Zico’ya alõşmõştõ...
Bilindiği gibi herkes her gelen
futbolcuyu ya da teknik direktörü
sevmez ama Zico’ya gösterilen sevgi
seli bir başkaydõ doğrusu. Sarõ -
Lacivertliler Zico’yu gönderdi yerine
Aragones’i aldõ. O da kariyer sahibi bir teknik
direktördü. Anõmsayacağõnõz gibi İspanya’yõ
Euro 2008’de Avrupa Şampiyonu yapmõştõ.
Ancak Sarõ - Lacivertli yönetim İspanyol hocayla
daha önceden söz kesmişti... Aragones ülkemize
geldiğinde iyi şeyler yazõlmadõ. Biz her
defasõnda daha farklõ ve onun da yanõnda
olduğumuzu gösteren haberlere yer verdik.
Toplum olarak nerede olursa olsun insanlarõn
ipini kolay çekeriz. Dün bir bugün iki, Aragones
için ‘gidici’ ifadeleri kullanõlmaya başlandõ bile.
Sarõ - Lacivertlilerde başlarda önemli değişimler
gözlemlemiştik. Çalõşma temposunda, disiplinde,
tepeden tõrnağa anormal bir farklõlõk söz
konusuydu. Fakat ligdeki tablo hiç de iyi değildi.
Sõkõntõlar vardõ, oynanan futbol kimseyi tatmin
etmiyordu F.Bahçe’de. Sorunlar ertelendikçe
daha da büyüyordu. Sakatlõklar, cezalõlar,
istenilen transferlerin yapõlamamasõ, takõmõn tek
forvet oynatõlmasõ tribünlerde seyirci
sayõsõndaki azalma. İşte bu saydõklarõmõzõn her
biri önemli sorunlar teşkil ediyordu. Ve başkanõn
çevresi, bu nedenlerden dolayõ Yõldõrõm’a her
gördükleri yerde yakõnmaktan geri kalmõyordu.
Başkan ne yapsõn ki? Bugüne kadar elden geleni
fazlasõyla yaptõ. Bu işler böyledir. Birçok iş
yaparsõnõz bir şey olmaz, sõrtõnõzõ dahi
sõvazlamazlar. Ama bir kez yapmayõn, bütün
oklar şimdi olduğu gibi üzerinize gelir...
OYUNU ALEX
YÖNLENDİRİYOR
Fenerbahçe’de maç içinde bütün
toplar Brezilyalõ futbolcu, aynõ
zamanda takõm kaptanõ olan Alex’te
toplanõr. Serbest vuruşlar olsun,
köşe vuruşlarõ olsun, hep topun
başõnda yõldõz oyuncuyu
görürsünüz. Bu, zaman zaman
“Neden Alex? Bu takımda başkası
yok mu?” eleştirilerine yol açmõştõr.
Ancak yetkili bir ağõz bu konuda
şunlarõ söylüyor: “Oyun içinde
bütün planlar Alex’e göre
şekillenir, her şey Alex’e
endekslidir. Alex
gerektiğinde hücuma
kadar gelir, ya asist yapar
ya da gol atar. Ancak
Sıvas maçında
oynayamayacak olması
işimizi çok zorlaştıracaktır.” Aynõ
yetkili ağõz orta sahanõn durumu ile
ilgili olarak da şunlarõ söylüyor:
“Aurelio’nun yokluğunu büyük
ölçüde hissediyoruz. Çünkü O
Fenerbahçe’nin olmazsa
olmazıydı. Bir başka giden
oyuncumuz Tuncay’ı da
aramıyoruz değil. Ancak
Aurelio’nun yerini kimse
dolduramadı. Zico’nun
döneminde Maldonado’yu
almıştık, Aragones de Josico’yu
istedi. Getirdik ama bizim
bildiğimiz ön libero sert,
agresif, ısırgan, rahatsız edici
ve bıktırıcı olur. Bu özellikler
ne Maldonado’da, ne de
Josico’da var.”
Tek forvette ısrar niye?
Sarõ - Lacivertlilerde yaşanan
sorunlardan biri de takõmõn tek
forvet oynamasõ. Bu önemli bir
sorun teşkil ediyor. Güiza bu
bölgede yalnõzlarõ oynuyor.
İspanyol futbolcu, rakip savunma
oyunu kurarken bir sağa bir sola
koşuyor; enerjisini tüketmekten
başka bir şey değil yaptõğõ. Oysa
Aragones Güiza’yõ ikili
oynatmayõ düşünse (Semih’le)
daha iyi olmaz mõ? Yetkili ağzõn
yorumu şöyle: “Dinamo Kiev
maçında bir kez daha bakacağız.
Güiza yetenekli birisi, yeri
geldiğinde tek forvetli oyunda iyi
işler yapabiliyor. Ancak buradan
sağlıklı sonuç henüz alınmadı.
Sanırım Kiev maçı teknik
heyetin karar maçı olacak. Eğer
tek forvetli sistem verimli
olursa buna devam edilecek
aksi halde hocamız zorunlu
değişime gidecektir.”
SIVASSPOR’LA
ZORLU RANDEVU
Aurelio.
Alex.