08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 26 EYLÜL 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 SÖZ ÇİZGİNİN Turhan Selçuk GENİŞ AÇI HİKMET BİLA ‘Bahçeşehir Olayı’ Baskõ zoruyla istifa ettirilen Akdeniz Üniversitesi Dekanõ Prof. Hikmet Rende’nin yerine Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Feramuz Özdemir’in getirilmesine öğretim üyeleri büyük tepki gösterdi ‘Atamalar teamüllere uygun değil’ GÜRSU KUNT ANTALYA - Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr İsrafil Kurtcephe tara- fõndan baskõyla istifa ettiri- len, Mühendislik Fakültesi Dekanõ Prof. Hikmet Ren- de’nin yerine Ziraat Fakül- tesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feramuz Özdemir getiril- di. Mühendislik fakültesi öğretim üyeleri duruma tep- ki gösterdi. İstifaya zorlanıyorlar Kurtcephe’nin Akdeniz Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasõnõn ardõndan bir- çok dekan ve yüksekokul müdürü istifaya zorlandõk- larõnõ belirterek görevlerin- den ayrõldõ. Mühendislik Fakültesi De- kanõ Prof. Dr. Hikmet Ren- de de istifaya zorlandõğõnõ ifade ederek, Rektör Kurt- cephe hakkõnda cumhuriyet savcõlõğõna ve YÖK’e suç duyurusunda bulundu. Baskõlara daha fazla da- yanamayan Rende, geçen haftalarda görevinden ay- rõldõ. Rende’nin yerine Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Feramuz Özdemir getirildi. Ancak fakülte öğretim üye- leri bu duruma tepki göster- di. Prof. Dr Narin Ünal, Prof. Dr. Mustafa Acar, Prof. Dr. Bülent Topkaya, Prof. Dr. Erkan Karaman, Prof. Dr. Fikret Türker, Prof. Dr. Habib Muham- metoğlu, Prof. Dr İlhan Sütaş, Prof. Dr. Orhan Özçelik, Prof. Dr. Mehmet Altunsoy, Prof. Dr. Ayşe Muhammetoğlu, atamanõn teamüllere uymadõğõnõ vur- gulayarak, “Öğretim üye- lerinin istifaya zorlanma- sının teamüller gereği ol- duğu söylendi. Atamalar da teamüller gereği mi yoksa ekip gereği mi anla- yamadık” diye konuştular. RUJHAT AVŞAR BOLU - Bolu İl Sağ- lõk Müdürlüğü, Gere- de’de 23 Eylül’de yaşa- mõnõ yitiren 8 yaşõndaki T.D’nin ölümünde ih- mal olabilece- ği şüphesiyle soruşturma başlattõ. Yakõnlarõ tarafõndan Gerede Devlet Hastanesi’ne kaldõrõlan T.D, çocuk hastalõklarõ uzmanõ tarafõndan kont- rol edildikten sonra, “akut gastroenterit” tanõsõyla Çocuk Servi- si’nde tedavi altõna aldõ. Hastaneye yatõrõldõktan 4 saat sonra genel duru- mu bozulan T.D, İzzet Baysal Devlet Hastane- si Köroğlu Ünitesi’ne kaldõrõlarak yoğun bakõ- ma sevk edildi. Küçük ço- cuk burada y a p õ l a n müdahale- lere karşõn 2 saat son- ra yaşamõnõ yitirdi. T.D’nin ölümünü şüp- heli bulan İl Sağlõk Mü- dürlüğü, soruşturma baş- lattõ. Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ da olayla ilgili olarak harekete geçti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anadolu Eğitim Sendikasõ (AES) Genel Başkanõ Cansel Güven, Ağrõ İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde personel atamasõndan sorumlu şube müdürü olarak görev yapan Yakup Turan’õn aynõ anda hem bir okulun vekil müdürü, hem de başka bir okulun müdür başyardõmcõsõ olarak görev yaptõğõnõ söyledi. AES Genel Başkanõ Güven dün yaptõğõ açõklamada, Milli Eğitim Bakanlõğõ (MEB) taşra teşkilatlarõnda yapõlan yönetici ve personel atamalarõyla ilgili şikâyetlerin durmak bilmediğini kaydetti. Ağrõ İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde Valilik oluru ile personel atamasõndan sorumlu şube müdürü olarak görev yapan Yakup Turan adlõ idarecinin aynõ anda bir okulun vekil müdürü, başka bir okulun da müdür başyardõmcõsõ olduğuna ilişkin bilgi aldõklarõnõ kaydeden Güven, Ağrõ genelinde yapõlan, iptal edilen, tekrarlanan atama ve görevlendirmelerle ilgili kötü kokular Ankara’ya kadar ulaşõnca, konuyu MEB Personel Müdürlüğü’nün bilgisine sunduklarõnõ söyledi. Güven MEB Personel Müdürlüğü’ne, Ağrõ İl Milli Eğitim Müdürlüğü adõna personel ve idareci atamalarõnõ gerçekleştiren Yakup Turan’õn neden 4 yõldõr valilik görevlendirmesiyle çalõştõğõnõ, asil kadroda bulunan şube müdürlerinin yerine personel ve okul müdürü atamalarõ yapan Turan’õn, okul müdürü olabilme liyakatine sahip olup olmadõğõnõ sordu. Van’õn Çatak ilçesi Alaçam Mahallesi’nde okul bulunma- dõğõ için ilçe merkezindeki okula giden 33 öğrenci her gün 2 kilometre yol yürümek zorunda kalõyor. Sabahõn erken saat- lerinde dağõn yamacõndaki patika yollardan ilçe merkezine gi- den öğrenciler resmen çile çekiyor. Dört tarafõ dağlarla çev- rili ve zorlu doğa koşullarõ nedeniyle dağõnõk bir yerleşik dü- zene sahip olan bölgede okul ve sağlõk ocağõ da bulunmuyor. Kõş aylarõnda sõkõntõnõn daha da arttõğõna dikkat çeken mahalle sakinleri, “Çocuklarımız sırtlarındaki ağır çantalarla dağ yolunu kar, boran demeden aşmak zorunda kalıyor. Birileri bu sorunumuza çare bulsun. Aksi halde çocuk- larımızı kış aylarında okula göndermeyeceğiz” diyorlar. OKULA GİTMEK İÇİN HER GÜN 2 KİLOMETRE YOL YÜRÜYORLAR (Fotoğraf:YUSUFZİYACANSEVER) 3görevi birdenyapõyor İDARECİ TURAN 2 DE OKUL YÖNETİYOR ‘Sivil toplum’ çağdaş demokrasilerde çok önemli bir güç. Amerika ve Avrupa’da sayısız örnekleri var. Resmi makam ve kurumlardan bağımsız olarak, halkın iradesini açıkça ortaya koyması, taleplerini açıklayıp, takipçi olması bu ülkelerde sonuç alı- yor. Oralarda insanlar, çoğunlukla somut konularda ağırlıklarını gösteriyor, resmi makamları da, başkalarının hakkına tecavüz edenleri de yola getiriyorlar. Türkiye’de de sivil toplum örgütleri var. Ama çoğunun, insanların somut hak ve çı- karlarını savunmakla ilgisi yok. Çoğu, ‘vatanı kurtarma’ iddiasında. ‘Büyük’ işler peşinde... Hatta ‘vatanı kurtarmak’ da bir şey mi? İn- sanlığı kurtarma uğraşında. İnsanlığı kurtarma işini de Türkiye’den başlatmışlar. ‘Azınlık hak- ları’ başlıca uzmanlık alanları. ‘Mikro milliyetçi- lik’ konusunda da ihtisasları var. Cumhuriyet de- ğerlerini yıpratmak için yalanlar üzerine kurul- sa da ciltler dolusu kitaplar yazar, paneller ya- par, açık oturumlar düzenlerler. Kaynakları da genellikle ‘Avro’ cinsinden ifade edilir. Ve bunlar kamuoyuna ‘sivil toplum’ diye sa- tılır. Çünkü medyada da çoğunlukla öyle sunu- lurlar. Bunların toplumun uğradığı haksızlıklarla ilgileri yoktur. ‘Fahiş’ zamlar mı yapılmış? Elektriğe, su- ya, doğalgaza, insanların altından kalkamaya- cağı zamlar mı yüklenmiş? Bunları ilgilendirmez. Topluma ait yerlere el mi konulmuş, yeşil alan- lar yok mu edilmiş, hiç umurlarında değildir. Onlar ‘büyük işler’ peşindedirler. Sivil toplum hareketinin bunlardan ibaret ol- madığını gösteren işaretler var artık Türki- ye’de... Son örneği İstanbul’un Bahçeşehir beldesinde yaşanıyor. Bahçeşehir halkı ke- netlenmiş, hakkını istiyor. Çünkü, yeni Yerel Yö- netimler Yasası ile belediyeleri kapatıldı. Bah- çeşehir Belediyesi de kapatıldı ve otuz kilometre uzaktaki Başakşehir Belediyesi’nin bir muhtar- lığı haline getirildi. İşte Bahçeşehirliler bu uy- gulamaya karşı çıkıyor, bugüne kadar mutlu ol- dukları yaşam tarzının yok edileceğini söylü- yorlar. Bahçeşehirliler, yakınmakla kalmadılar. 30 bin imza topladılar. Anasaya Mahkeme- si’nde bekleyen yasanın iptali ve yürütmenin dur- durulması için yüksek mahkemeye başvurdu- lar. Medya kuruluşlarını imza bombardımanına tuttular. Yasa ile ortaya çıkan belirsizliklerin gi- derilmesi ve belediyelerinin kapatılmaması di- leklerini ısrar ve kararlılıkla dile getirdiler. An- kara’ya heyetler gönderip hükümet merkezin- de hak aradılar. Şu ana kadar sonuç alabilmiş değiller. Bütün girişimleri sonuçsuz kalırsa Avrupa İnsan Hak- ları Mahkemesi’ne gidecekler. Bugün köyler, beldeler, mahalleler, semtler, kentler, içindeki insanlarla birlikte alınıp satılan, devredilen ortaçağ yerleşimleri değildir. Bir yerde yaşayan insanların kendilerine sorulma- dan bir başka yere ‘bağlanmaları’, hangi Ko- penhag kriterine uyar? Bahçeşehirliler bu uğraşılarından sonuç alır- lar mı, bilinmez. Ama başlattıkları sivil toplum hareketiyle, bir dönüm noktasına binlerce im- za attıkları kesin. ‘Bahçeşehir Olayı’dır bu... [email protected] BOLU İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 8 yaşõndaki T.D’nin şüpheli ölümü için soruşturma açõldõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle