07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 26 EYLÜL 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com ‘İsrailliler’e toprak satılmadı’ MARDİN (Cumhuriyet) - AKP’nin Dõşişlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardõmcõsõ Egemen Bağõş, Antalya Miletvekili Mevlüt Çavuşoğlu’yla birlikte Mardin Öğretmenevi’nde düzenlenen toplantõda Türkiye’de halkõn ferah ve mutluluk içinde olduğunu savundu. Dõş ilişkilerin gayet güzel ilerlediğini belirten Bağõş, yabancõlarõ mülk satõşõ konusundaki iddialarla ilgili olarak “Bunlar yalan ve uydurma. Özellikle İsraillilere asla mülk satõlmamõştõr. Muhalefet bizi yõpratmak için yalan söylüyor” dedi. AKP’ye kira tepkisi ÇORUM (Cumhuriyet) - Çorum’un Uğurludağ ilçesinde dükkânõnõ AKP ilçe örgütüne kiralayan Seyit Taşbek, AKP’lilerin yaklaşõk 1 yõldõr kira ödemediğini savunarak “Aylõk 175 YTL’ye kiraladõlar. Geçen yõldan 250 YTL borçlarõ var. Bu yõl ise hiç kira ödemediler. Toplam borçlarõ 1825 YTL” dedi. AKP İlçe Başkanõ Ali Nazmi Han’õn kendisini oyaladõğõnõ anlatan Taşbek, “AKP İl Başkanõ Faruk Özkader ile de 3 kez görüştüm. Ancak Özkader’in kendisini ‘Bir daha beni arama’ diye azarladõ” diye konuştu. Operasyonlar sürüyor ŞIRNAK (AA) - PKK’ye yönelik olarak bir süre önce başlatõlan Şõrnak’õn kõrsal kesimindeki operasyonlar sürüyor. Operasyonlar önceki akşam saatlerinde bir grup teröristin tespit edildiği Cudi Dağõ’nda yoğunlaştõrõldõ. PKK’lilerin ateş açmasõ sonucu çõkan çatõşma yaklaşõk yarõm saat sürdü. Çatõşma, Şõrnak kent merkezinden de rahatlõkla görüldü. Çatõşma sonrasõ bölgede yapõlan arama tarama faaliyetlerinde yaşam malzemelerinin de bulunduğu sõğõnak ve mağaralar ortaya çõkarõldõ. TSK Güçlendirme Vakfı 21 yaşında İstanbul Haber Servisi - Türk Silahlõ Kuvvetleri Güçlendirme Vakfõ 21. yõlõnõ çoşkuyla kutladõ. Vakõftan yapõlan yazõlõ açõklamada, kurumun amaçlarõ, “Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin savaş gücünün arttõrõlmasõna ve ordumuzun, dünyanõn en modern ve güçlü ordularõ arasõnda yer almasõna katkõ sağlamak ve ileri teknoloji kullanarak Türkiye’deki savunma sanayinin gelişmesini öncülük etmek” olarak belirtildi. Açõklamada, “Vakfõmõz, aziz milletimizin yaptõğõ yardõmlarõn tek bir kuruşunu bile heba etmeden ‘ulusal savunma ve ülke ekonomisine doğrudan katkõ’ olan parolasõ istikametinde çalõşmalarõna azim ve kararlõlõkla devam etmektedir” denildi. Deniz Feneri e. V. hakkõndaki davanõn sadece ilk bölümü sonuçlandõ, yolsuzluğun diğer boyutlarõ da takip altõnda AlmanyahâlâAkman’õnpeşinde VERGİ KAÇAKÇILIĞI RTÜKBaşkanı Maliye’ye de hesap verecek MURAT KIŞLALI ANKARA - Radyo ve Tel- evizyon Üst Kurulu (RTÜK) Baş- kanõ Zahid Akman’õn tapu se- nedinde Armada Alõşveriş Mer- kezi’ndeki yüzde 3.3’lük payõ için gösterdiği 41 bin 416 YTL’lik bedelin, Armada ve kendi avuka- tõ tarafõndan 905 bin 587 YTL ola- rak düzeltilmesi, Başkan’õn başõ- nõ yakacak. Akman, mal bildiri- mini de düşük yaptõysa, 3 yõla ka- dar hapis cezasõ alabilecek. Armada yönetiminin ve avu- katõnõn açõklamalarõndan, Ak- man’õn, 905 bin 587 YTL’lik ta- puyu 41 bin 416 YTL olarak gös- tererek 864 bin 177 YTL’lik be- delin tapu harcõnõ ödemediği or- taya çõktõ. Bu durumda Maliye Ba- kanlõğõ’nõn, Akman’dan, ödeme- si gereken tapu harcõnõ gerçek de- ğeri üstünden istemesi gerekiyor. Buna göre Akman’dan 864 bin 177 YTL’nin tapu harcõ istenecek. Ayrõca uygulamaya göre, bir o ka- dar da vergi kaybõ cezasõ istenmesi gerekiyor. İşlemler 2003 yõlõnda yapõldõğõ için Akman’dan 5 yõllõk da gecikme faizi istenecek. Zamanaşımı yaklaşıyor Ancak Maliye Bakanlõğõ’nõn bu adõmlarõ hõzla atmasõ gerekiyor. Çünkü zaman aşõmõ süresi 5 yõl ol- duğu için, bu süre 2008 sonunda bitecek. Ayrõca Akman’õn, Armada ile ilgili mal beyanõnõ yaklaşõk yir- mide bir oranõnda düşük gösterdiği için, kamu yöneticilerini de kap- sayan 3628 sayõlõ Mal Bildiri- minde Bulunulmasõ Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Yasasõ gereği cezalandõrõlmasõ gereki- yor. Yasanõn “Gerçeğe Aykırı Bildirimde Bulunma” başlõklõ 12. Maddesi’nde “Kanunen da- ha ağır bir cezayı gerektirme- diği takdirde gerçeğe aykırı bil- dirimde bulunana altı aydan üç yıla kadar hapis cezası veri- lir” hükmü yer alõyor. Noter disipline sevk edildi Almanya’da 30 yõla yakõn bir süredir gazetecilik yapan ve davayõ yakõndan izleyen Kamil Taylan, Zahid Akman’õn adõnõn karõştõğõ kooperatif yolsuzluğu davasõnõn Deniz Feneri davasõnõn ikinci etabõ olarak görüldüğünü söyledi. Taylan, “Bu davayla ilgili olarak başka isimler hakkõnda da takibat sürüyor. Örneğin Zekeriya Karaman, Zahid Akman veya İsmail Karahan eğer Almanya’ya gelirlerse haklarõnda soruşturma açõlacağõ kesindir” diye konuştu. OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Almanya’daki Deniz Feneri davasõnõn, üç mahkûmiyet kararõyla sona ermiş olmadõğõ vurgulandõ. Çalõş- malarõnõ 30 yõlõ yakõn bir süredir Alman- ya’da ve kamuya ait Alman televizyon- larõnda sürdüren, haberleriyle uluslarara- sõ ödüllere layõk görülen gazeteci Kamil Taylan, Deniz Feneri davasõnõn devam et- tiğini, özellikle en son bir kooperatif yol- suzluğu nedeniyle hakkõnda soruşturma açõlan RTÜK Başkanõ Dr. Zahid Ak- man’la ilgili gelişmelerin yeni boyutlar ka- zanabileceğini belirtti. Cumhuriyet’in sorularõnõ yanõtlayan Kamil Taylan, Deniz Feneri davasõnõ çok yakõndan izlediğini, mahkeme heyetinden isimlerle konuştuğunu ve görevli bulun- duğu kamuya ait Hessen televizyonu için haberler de hazõrladõğõnõ söyledi. Taylan, şu açõklamalarda bulundu: “Bu davalar devam ediyor. Yani Deniz Feneri da- valarının bence sadece ilk bölümü ka- pandı. Uzun süre, sanıkları, daha az ce- za almaları halinde hapiste kalarak mağdur etmemek için ilk bölüm kara- ra bağlandı. Fakat bu davayla ilgili ola- rak başka isimler hakkında da takibat sürüyor. Örneğin Zekeriya Karaman, Dr. Zahid Akman veya İsmail Karahan eğer Almanya’ya gelirlerse, haklarında so- ruşturma açılacağı kesindir. Gerçi bu isimlerin Almanya’ya gelmeleri halin- de gözaltına alınıp alınmayacaklarını söyleyemeyiz, henüz bu konuda savcı- lıktan bize bir tutuklama emri falan yansımadı. Ama bu isimler davada açıkça suçlanıyor. Almanya’da bu şe- kilde suçlanan herkes savcılığa davet edilir ve ifadesi alınır. Elbete o insan- lar ifade vermek zorunda değildir. Kı- sacası, dava, sözü geçen isimler Al- manya’ya geldikten sonra da devam edebilir.” Dr. Zahid Akman’õ da içeren Offenbach- Frankfurt merkezli kooperatif (OFWG) yolsuzluğunun, adõ geçen davanõn “ikin- ci kompleksi” olarak görülebileceğini be- lirten Taylan, “Elimizde belgeler var. Ka- yıtlara göre, Akman 2006 haziranına kadar bu kooperatifin yöneticisi. Bu- rada kooperatif yöneticileri, hileli iflas ve dolandırıcılık gibi gerekçelerle so- ruturma konusu olmuş sdurumda. Yö- neticiler arasında Akman da var” de- di. Deneyimli gazeteci, Alman hüküme- tinin bu olaylarõ yakõndan izlediğini be- lirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece Deniz Feneri değil, ‘yeşil sermaye’ dediğimiz tüm kuruluşların düzensizlikleri, hatta düzenbazlıkları, Berlin tarafından izleniyor, biliniyor. Türkiye’deki Alman diplomatik tem- silcilikleri haberleri anında buraya ile- tiyor. Ama Alman kamuoyu bu bilgilere sahip değil tabii.” Deniz Feneri Yargõcõ Dr. Jochen Mül- ler ile Frankfurt Savcõsõ Doris Möller- Scheu‘un, kendisine açõklamalarda bu- lunduğunu kaydeden Taylan, DR. Zahid Akman hakkõnda 5 yõla kadar varacak bir hapis cezasõ istemiyle soruşturma açõldõ- ğõnõ hatõrlattõ. Taylan, şöyle konuştu: “Soruşturma var, evet. Hatta savcı- lık, Deniz Feneri davasındaki aynı bi- lirkişileri görevlendirmiş. Araştırmalar sürüyor. Ama benim konuştuğum bu insanlar, kendilerine Türkiye’den her- hangi bir hukuki yardım talebi gelme- diğini de söylediler. Şaşırmış gibiler. Resmi bir başvuru yok davada adı ge- çen insanlar hakkında. Oysa iki ülke arasında hukuki yardımlaşmayı içeren uluslararası anlaşmalar var. Türki- ye’deki bir trafik kazası için bile bu- radaki konsolosluklar üzerinden ifade alınıyor. Ama Deniz Feneri nedeniyle kimse buraya bir telefon açıp da ‘ne olu- yor, mahkemede ne fade verdiler’ gibi bir soru yöneltmemiş.” Deniz Feneri davasõnõn yargõcõ Dr. Joc- hen Müller’in bu olaya Alman kamuo- yunun ilgisiz kaldõğõnõ söylediğine dikkat çeken deneyimli gazeteciye göre, yargõç Müller, hüküm giyen Mehmet Gürhan, Mehmet Taşkan ve Firdevsi Ermiş‘in, zaten bu işin başõnõ çeken insanlar olma- dõğõnõ biliyor. Bu insanlarõn emir kulu ol- duğuna, Jochen Müller’in kararõn sözlü ge- rekçesinde de dikkat çektiğini vurgulayan Kamil Taylan, şu açõklamalarda bulundu: “Bunlar Türkiye’den verilen emirleri yerine getiren kuklalar. Arkalarında- ki isimler maalesef henüz Alman yar- gısının önüne getirilmedi. Ama ben, Ze- keriya Karaman, Zahid Akman, İsmail Karahan gibi isimlerin bu ülkeye gel- meleri halinde savcılık önüne çıkarıla- cağını söyleyebilirim. Henüz onlara yönelik ‘kırmızı emir’ türü bir tutuk- lama kararı yok, en azından biz bilmi- yoruz, belki de vardır, ama yargıç Dr. Müller, bu paraların Türkiye’de Kanal 7’ye gidip oradan sonra yok olduğunu biliyor.” Noterler Birliği, Deniz Feneri sanõğõna sahte vekâlatname düzenleyen Büyükkõlõç hakkõnda suç duyurusunda da bulundu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Noterler Birliği Yönetim Kurulu, Almanya’daki Deniz Feneri davasõnda ceza alan Mehmet Gürhan’õn, “Yurtdışında tutuklu bulunduğu dönemde” Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanõ Zekeriya Karaman’a “Genel vekaletname” verdiğinin ortaya çõkmasõ üzerine, vekaletnamenin düzenlendiği ve 22 Temmuz seçimlerinde AKP’den milletvekili aday adayõ olduğu belirlenen İstanbul 10. Noteri İsmet Büyükkılıç’õn, Türkiye Noterler Birliği Disiplin Kurulu’na sevkine karar verdi. Türkiye Noterler Birliği Başkanõ Hasan Yeni, İstanbul 10. Noteri İsmet Büyükkõlõç hakkõnda İstanbul Noter Odasõ’nõn yürüttüğü incelmenin sonuçlandõğõnõ ve hazõrlanan raporun Türkiye Noterler Birliği Yönetim Kurulu’na sunulduğunu bildirdi. Yönetim Kurulu’nun, rapor doğrultusunda, Büyükkõlõç’õ Türkiye Noterler Birliği Disiplin Kurulu’na sevk ettiğini ifade eden Yeni, ayrõca Büyükkõlõç hakkõnda İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na da suç duyurusunda bulunduklarõnõ söyledi. Hasan Yeni, konunun Adalet Bakanlõğõ’na da bildirileceğini kaydetti. İstanbul 10. Noterliği arşivinde bulunan konuya ilişkin belgelerin İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na gönderileceğini ve savcõlõktan belgelerde bulunan imzanõn Mehmet Gürhan’a ait olup olmadõğõnõn araştõrõlmasõnõ isteyeceklerini belirten Yeni, “Evrakları ekleriyle birlikte Başsavcılığa göndereceğiz. Savcılık görevi ihmal, görevi suiistimal ve sahte evrak suçları var mı, yok mu karar verecek” dedi. Türkiye Noterler Birliği Disiplin Kurulu’nun, İstanbul 10. Noteri Büyükkõlõç’tan savunma isteyeceğini ve inceleme sonunda Büyükkõlõç’a, “Uyarı, kınama, para cezası, meslekten kısa süreli ya da kesin ihraç” cezalarõnõn verilebileceğini bildirdi. Hasan Yeni, Noter Büyükkõlõç’õn bilerek ve isteyerek bir usulsüzlüğe göz yumduğuna inanmadõğõnõ öyledi. ‘HİÇBİR BELGEDE İMZAM YOK’ DEMİŞTİ RTÜK Başkanõyken şirkete müdür atamõş İLHAN TAŞCI ANKARA - RTÜK Başkanõ Zahid Akman “2005 yılında seçildikten sonra herhangi bir kararda, fatu- rada, banka dekontumda imzamı görsünler ben yine gereğini yapa- rım” demesine karşõn bu yõlõn şubat ayõnda ortağõ olduğu şirkete müdür atanmasõna ilişkin resmi karara imza attõğõ ortaya çõktõ. Akman’õn imzasõnõ da taşõyan karara göre Hayat Yapõ Li- mited Şirketi’ne kardeşi Turgut Akman 2 yõllõ- ğõna şirket müdürü ola- rak atandõ. Aynõ kararda Deniz Feneri davasõnõn kilit ismi olarak gösteri- len Zekeriya Kara- man’õn da imzasõ yer al- dõ. RTÜK Başkanõ, Deniz Feneri davasõyla birlikte hakkõnda gündeme geti- rilen iddialarõ “yalanla- ma” yoluna giderken, Akman’õ yalanlayan yeni belgeler or- taya çõktõ. Akman, katõldõğõ bir tel- evizyon programõnda RTÜK üyesi ve başkanõ olduktan sonra ortak veya yönetici olduğu bir kõsõm şirketlerden ayrõldõğõnõ savlamõştõ. Bir kõsmõnõn da zaman aldõğõnõ belirten Akman, “2005 yılında seçildiğimden (RTÜK Başkanı seçildiği tarihi söylüyor) sonra benim herhangi bir kararda, faturada, banka dekontumda im- zamı görsünler, ben yine gereğini ya- parım” diyerek, imzasõnõn bulunma- sõ durumunda istifa edebileceği ima- sõnda bulunmuştu. RTÜK Yasasõ’nõn “Üst Kurul Üyeliği ile Bağdaşmayan Haller” başlõklõ 9. maddesine göre, “Üst Kurul üyeleri özel radyo ve tel- evizyon şirketlerinde, bu şirketler- le doğrudan veya dolaylı ortaklık ba- ğı bulunan şirketlerde ortak ya da yönetici olamazlar; Üst Kurul üye- liği süresince resmi veya özel baş- kaca hiçbir görev alamazlar... Ak- sine davrananlar görevlerinden çe- kilmiş sayılırlar” hük- mü yeralõyor. Akman’õn hiçbir ka- rarda imzasõnõn olmadõ- ğõnõ iddia etmesine kar- şõn 8 Şubat 2008 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi, RTÜK Başkanõ’nõ ya- lanladõ. Arama Sokak, Aydõnlõkevler/Ankara adresinde görünen Hayat Yapõ Ticaret ve Yatõrõm Limited Şirketi’nin or- taklar kurulu, şirket mer- kezinde 17 Ocak 2008 tarihinde bir ara- ya geldi. Toplantõya Deniz Feneri vurgununun kilit ismi olarak gösteri- len Zekeriya Karaman, RTÜK Başkanõ Zahid Akman, eski RP milletvekili Ha- san Hüseyin Ceylan’õn eşi Hamide Ceylan ve Turgut Akman katõldõ. Toplantõda şirketin ortaklarõndan Turgut Akman’õn 2 yõlllõğõna şirket müdürü olarak görevlendirilmesi ka- rarlaştõrõldõ. Kararõ, şirketin diğer or- taklarõ gibi Aykut Zahid Akman da im- zaladõ. RTÜK Başkanõ, şirket ortaklõğõ olmadõğõnõ ve hiçbir kararda imzasõnõn bulunmadõğõnõ savunurken Ticaret Sicil Gazetesi’nde Akman’õn müdür atamasõnda imzasõ olduğu ortaya çõktõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle