02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 12 EYLÜL 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Salı günkü Med Cezir’de bi- at etmeyen medyanın Erdoğan’ın gündem değiştirme tuzağına düştü- ğüne dikkat çekilmişti. Ne yazık ki gündem salt Deniz Feneri vurgununu örtbas için değiştirilmiyor! Hürriyet’in ya- yın yönetmeni Ertuğrul Özkök, 9 Ey- lül tarihli, “Pazarlığa Oturuyorum” baş- lıklı yazısında, hükümetin terörle mü- cadeledeki başarısızlığının karambole getirilmesini sorgulamıştı. Özkök, “Baş- bakan’a hayatın bazı acı gerçeklerini ha- tırlatmak isterim. O, bizleri susturmaya çalışırken her gün üç-beş şehit geliyor. Vicdan hırsızlarını savunmak için har- cadığı gayretin yarısını memleketin ev- latlarını nasıl kurtarırıza harcamasını bekliyoruz” demişti. Yılmaz Özdil, dünkü yazısında, ra- mazanın ilk 10 gününde 18 şehit veril- diğini anımsatırken Almanya’da Deniz Feneri vurgunundan yargılanan Meh- met Gürhan’ın ise Burdur’da 21 gün dövizle askerlik yaptığına dikkat çek- mişti. Yani kimi ehli imanların da “Pey- gamber ocağı”ndan kaçmanın yolunu bulduğunu anlatmıştı! Yeniçağ yazarı Sabahattin Önki- bar’ın dünkü yazısında ise “Güneydo- ğu yanıyor, Başbakan Deniz Feneri’ne bekçilik yapıyor!” başlığı vardı. Önkibar, “Güneydoğu’daki PKK kalkışması 90’lı yılların en azgın seyrine giriyor. Deniz Fe- neri davası bağlamında feveran eden Başbakan öfkeli tavrı bir kez olsun Gü- neydoğu için neden koymaz?” diye sor- muştu. Tepkiler haklıydı... El Kaide 15-20 Ka- sım 2003’te, ramazan ayında, bomba- lı kamyonlarla İstanbul’u kan gölüne çe- virdiğinde, Kartal’da mason locasını bastığında iktidarda Erdoğan vardı. AKP iktidarında, Usame’nin adamları Antep’te (24 Ocak) devletle çatıştı, 9 Temmuz’da, İstanbul’daki ABD Kon- solosluğu önünde 3 polisi şehit etti. Yal- nızca El Kaide’nin azması değil Hiz- bullah’ın siyasallaşma süreci de Erdo- ğan döneminde hızlandı. PKK, Anka- ra’da, Diyarbakır’da, İstanbul’da, İz- mir’de canlı bombalarla, patlayıcı do- lu araçlarla katliamlar yapıyor. Ülkenin dört bir yanına her gün şehit cenaze- leri gidiyor. Ve Türkiye’yi terörle mü- cadelede son 25 yılın en başarısız ve duyarsız hükümeti yönetiyor. O hükü- met, terörün acısını dramatik görüntü- lerle duyuran, şehit yakınının çığlığına tercüman olan medyaya bu yüzden ta- hammül edemiyor! Yani partisiyle, tel- evizyonuyla gazeteleriyle fenerini ve am- pulünü ranta yönelten aymaz bir ideo- loji, gündemi biraz da kanlı tabutları hal- kın gözünden kaçırmak için değiştiriyor! Biat Reklamları!.. “Kamuoyu, Başbakan’ın ‘şantaj’ politikasının altındaki gerçek ne- denleri anlamaya çalışıyor. Ortada Müslümanlığa sığmayan ‘kirli’ şey- ler dönüyorsa, yargıyı etkileme pa- hasına bu derneğe neden arka çı- kılıyor? Soruşturma- nın Türkiye ayağı niçin açılmıyor? Savcılar ne- den harekete geçmi- yor? Başbakan, De- niz Feneri yolsuzluğu- nun üzerine giden medyayı susturmak yerine pekâlâ şeffaf davranabilir.” Derya Sazak, Milliyet “Olayı Deniz Feneri, gece feneri ile sı- nırlamayalım. Avrupa’daki milyon- larca insanımızın yıllardır ‘nasıl hor- tumlandığının’ üstüne gidelim. Yine ‘bir Jet Fadıl bulup’, her şeyi onun üstüne yıkıp ‘oldu da bitti maşallah, konu kapandı’ demeyelim. Deniz Feneri dediğimiz dava sadece bir ‘sonuç.’ Bataklık ‘yılların bataklığı.’ Mutlaka kurutul- malı. Ucu kime ve nereye kadar uza- nıyorsa da üstüne gidilmeli.” Yavuz Donat, Sabah e-posta: mfarac cumhuriyet.com.tr MED CEZİR MEHMET FARAÇ Tabuta Gizlenen Gündem!.. Şehit haberlerini yazmayan gerici ba- sın siyasal çekinceden dolayı Deniz Fe- neri soygununa da sessiz kalıyor! On- lara ait televizyon kanalları ise olayın içinde RTÜK başkanı olduğu için ekran karartıyor! Sus- kunluğun bir başka nedeni ise ekonomik. Zaman, Milli Gazete, Star, Bugün, Türki- ye, Vakit ve özellikle Yeni Şafak’ta din- dar kesimden yardım toplayan der- neklerle ilgili her ay en az 300 tane ilan yayımlanıyor. Yani bu derneklerden her ay bu gazetelere yüzbinlerce liralık rek- lam parası akıyor. Yalnızca çarşamba ve perşembe günleri Zaman dışında- ki bu gazetelerde İnsani Yardım Vak- fı (İHH), Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Deniz Feneri Derneği ve Ensar Vakfı’nın toplam 18 ilanı ya- yımlandı. İlanların aslan pa- yı Yeni Şafak’taydı! Aynı ga- zetelerde günlerdir bu derneklerin top- ladığı paraların yatırıldığı banka ve fi- nans kurumlarının da onlarca ilanı ya- yımlanıyor. Biat ve sessizliğin altında biraz da bu rant yatıyor! Uslu ve Gönüllü!.. Cumhurbaşkanı önceki gün 23 üni- versiteye daha rektör atadı. Medya bunlardan 16’sının “türbana özgürlük bildirisi”ne imza attığını anımsattı. Ancak içlerinden biri var ki bilim yu- valarının kimlere emanet edildiğinin sorgulanması açısından ibret verici!.. Cumhuriyet, Hürriyet ve Yeniçağ dün- kü iç sayfalarında, CHP Milletvekili Muharrem İnce’nin Yalova Üniversi- tesi’ne Rektör olarak atanan Prof. Dr. Niyazi Eruslu’ya yönelik uyarıla- rını haberleştirmişti. İnce, “Yalova, Atatürk’ün ‘benim kentim’ dediği bir kenttir. Kendisine bunu şimdiden ha- tırlatıyoruz, yapacağı işlerin takipçisi olacağız” demişti. Peki İnce bu uya- rıyı neden yapmıştı? Çünkü Eruslu, YÖK’ün Çankaya’ya gönderdiği listede üçüncü sırada olmasına karşın rektör olarak atanmıştı. Çünkü beyefendi AKP’lilerle ilişkili olan Türkiye Gönül- lü Teşekküller Vakfı’nda görev yap- mıştı! Bu vakıf Türkiye’de önde gelen dinci yapılanmaları bir arada toplayan bir örgütlenmeydi! Bünyesinde İs- mailağa Camii İlme Hizmet Vakfı, Akabe Vakfı, Anadolu Tevhid Vakfı, Ensar Vakfı, İslami İlimler Araştırma ve Yayma Vakfı, Hayrat Vakfı, İhlas Vak- fı, İlim Yayma Vakfı, İslami Bilimler Vak- fı, Suffa Vakfı da vardı. Atatürk’ün ken- ti Yalova’daki üniversitede işte böyle bir rektör görev yapacak! Birileri ken- disini yükseklere çıkaran ideolojiye gö- nülden bir teşekkür etmişti ama rek- tör atama kriteri bir kez daha deşifre olmuştu! 11 Eylül 2008 Milliyet TARKAN TEMUR 12 Eylül 1980’de gerçekleş- tirilen kanlõ askeri darbenin üzerinden tam 28 yõl geçti. 12 Eylül günü Genelkurmay Baş- kanõ Orgeneral Kenan Evren, Kara Kuvvetleri Komutanõ Or- general Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanõ Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuv- vetleri Komutanõ Oramiral Ne- jat Tümer, Jandarma Genel Komutanõ Orgeneral Sedat Ce- lasun’dan kurulu Milli Güven- lik Konseyi yönetime el koydu, genel sekreterliğine de Orge- neral Haydar Saltık atandõ. Darbe, sivil siyasetin üzerinden silindir gibi geçerek Türkiye’nin demokratikleşmesine ağõr dar- be indirdi. Türkiye tarihinin en büyük insan haklarõ ihlaline imza atan faşist cunta, toplumsal muhale- feti susturdu, gericiliğin önün- deki seti kaldõrdõ. Darbeyle Tür- kiye siyaseti “Türk-İslam” senteziyle yeniden tasarlandõ. Solu ezip geçen, cunta, şeriat odaklarõnõn ise önünü açarak 1980 sonrasõ iktidarlar için “İs- lam referansı” gereğini açõkça ortaya koydu. “Devlet içinde- ki çeteler” ve “gerici akımlar” hõzla güçlendi. Arjantin ve Yu- nanistan gibi dünyanõn pek çok ülkesinde cuntacõlar yargõlana- rak ağõr cezalar alõrken, Türki- ye’deki cuntacõlar Anayasa’nõn geçici 15. maddesine sõğõnarak yargõlanmaktan kurtuldular. Darbe sonrasõ TBMM lağve- dilirken dönemin Başbakanõ Adalet Partisi lideri Süleyman Demirel ve CHP Genel Başka- nõ Bülent Ecevit’in de arala- rõnda bulunduğu 16 siyasetçi Zincirbozan’a gönderildi. Yazar ve yayõmcõ İlhan Erdost mah- kemeye götürülürken cezaevi aracõ içinde dövülerek öldürül- dü. Yüz binlerce işçinin sendi- kal gücü DİSK, 11 yõl kapalõ kaldõ ve yöneticileri ve üyeleri işkencelerden geçirildi. Barõş Derneği davasõnda yargõlanan ülkenin aydõnlarõ yõllarca ceza- evlerinden çõkamadõlar. 17 ya- şõndaki Erdal Eren’in de ara- larõnda bulunduğu 50 kişi asõl- dõ. Devlet Güvenlik Mahke- meleri yeniden kuruldu. Yüksek Öğretim Kurumu’yla (YÖK) üniversitelerin özerkliğine son verildi. 1961 Anayasasõ’nõ rafa kaldõran darbeciler, temel hak ve özgürlüklerle düşünce özgürlü- ğünü kõsõtlayan, sosyal devlet- le ilgili yasal güvenceleri orta- dan kaldõran baskõcõ anayasayõ getirdi. 12 Eylül darbecileri uygula- malarõnõ “Atatürkçülük” mas- kesi altõnda gerçekleştirdi. Or- taöğretim müfredatlarõna zo- runlu din dersleri konuldu, imam hatip okullarõnõn sayõsõ arttõrõldõ, şeriatçõ hareketler hõz- la yoksullaşan ve umudunu yi- tiren kitleler tarafõndan destek buldu. ABD destekli Yõllar sonra darbenin, “ABD yapımı” olduğu ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Türkiye Ma- sasõ Sorumlusu Paul Henze’nin “bizim çocuklar başardı” söz- leriyle ortaya çõktõ. 1970’lerin sonlarõnda Türki- ye’de toplumun tüm kesimle- rinde muhalif dalga yükselirken ABD’nin bölgedeki planlarõnõ uygulayacak bir yönetimin ik- tidara getirilmesi için darbe ge- rekiyordu ve bunun için art ar- da provokasyonlar tezgâhlandõ. Sağ-sol gerginliği siyasi cina- yetleri besledi. 1 Mayõs 1977, Kahramanmaraş, Sõvas, Malat- ya, Çorum katliamlarõ darbeye zemin oluşturacak kaos, panik, korku ortamlarõnõ hazõrladõ. Devletin kurumlarõnda görevli bazõ kimseler, tetikçi olarak ül- kücüleri kullanarak “derin devlet, kontragerilla” adõ ve- rilen gizli yapõlanmalarla hâlâ travmalarõ yaşanan katliamlara imza atarken, ülkenin düşünen, yazan sanatçõlarõ, gazetecileri, sendikacõlarõ katledildi. Gazeteci Abdi İpekçi, İlhan Darende- lioğlu, Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil, Ümit Kaftancıoğlu, Gün Sazak, DİSK Genel Baş- kanõ Kemal Türkler, bu süreçte kurşunlara hedef oldular. ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - 12 Eylül dar- besinin yõldönümünde yapõlan açõklamalarda, “Üzerinden 28 yıl geçmesine karşın 12 Eylül darbecileri hâlâ yargılanmadı. Anayasaya koydurdukları kendilerini güvenceye alan ge- çici 15. madde hâlâ yerinde duruyor. Bilin- melidir ki; bu ülkede darbecilerle hesaplaş- madan demokrasi kurulamaz” denildi. TMMOB Makine Mühendisleri Odasõ’ndan yapõlan açõklamada, 12 Eylül darbesiyle ilgili şöy- le denildi: “Darbe; ülkemizin emperyalist sis- teme ekonomik bağımlılığını arttıracak, 24 Ocak 1980 kararlarının demokratik yöntem- lerle uygulanmayacağı anlaşılınca, tezgâhlan- mıştı. 12 Eylül’le toplumsal muhalefetin her ke- siminin üzerinde korkunç bir baskı uygula- nırken her türden dinci, milliyetçi gerici akım- ların önü açıldı. Her türlü etnik kimlik siyaseti kışkırtıldı, büyümesinin zemini yaratıldı. So- lu ve toplumsal muhalefeti ezen egemenler, top- lumu birleştirecek zemini gerici dinci akımlarda buldu. (...) 12 Eylül darbesiyle hesaplaşılmadan, Geçici 15. madde kaldırılmadan, darbeciler yar- gılanmadan, Türkiye demokrasisi rüştünü is- pat edemeyecektir.” DSP Adana İl Başkanõ Ali Necdet Kibritçi de yaptõğõ yazõlõ açõklamada, askeri rejimlerin ülke- de çözümden çok çözümsüzlük yarattõğõnõ söyledi. Toplumsal muhalefet susturuldu, siyaset ‘Türk-İslam’ sentezi ile yeniden şekillendirildi Cuntagericininönünüaçtõ ? Gözaltına alınanlar: 650 bin ? Fişlenenler: 1 milyon 683 bin ? Sıkıyönetim mahkemelerinde yargılananların sayısı: 230 bin ? İşkencede ölen insan sayısı: 171 ? Kuşkulu ölüm: 144 ? Açılan işkence soruşturması veya dava sayısı: 9 bin 962 (1982-1988 arasõ) ? Cezaevlerindeki gazetecilerin aldığı toplam ceza: 3 bin 315 yõl 3 ay ? Haklarında idam istenenler: 7 bin ? Vatandaşlıktan çıkarılan insan sayısı: 14 bin.12 Eylül’ün bilançosu Yurttaş’tan anayasa metni İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir Yurttaş Meclisi adlõ oluşum, “12 Eylül Anayasası, siyasal istikrar ve temsilde adaletli değil” diyerek, hazõrladõğõ temel hak ve özgürlükleri içeren anayasa metnini açõkladõ. Hazõrladõklarõ metinle ilgili bilgi veren oluşumun sekreteri Coşkun Üsterci, “Eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik bir anayasa istiyoruz. Sivil anayasadan söz edebilmek için, bunu yurttaşların hazırlaması gerekir. Bizim anayasamız, militarist devlet ve toplum düzeninden arınmış, dil, din, etnik köken ve cinsiyet ayrımlarından uzak, hukuk önünde eşitliğin olduğu, hak ve özgürlükleri sınırlamayan bir toplum yaratmayı hedefliyor. Hazırladığımız metin, bir anayasa taslağı olmaktan çok anayasanın özgürlükçü ve demokratik bir niteliğe sahip olması için taşıması gereken asgari unsurları göstermeye çalışan bir metindir” dedi. ‘Darbecilerle hesaplaşmadan demokrasi kurulamaz’ ‘Emperyalizmleentegrasyon’ 12 Eylül günü Genelkur- may Başkanı Orgeneral Kenan Evren ve general- lerden oluşan Milli Gü- venlik Konseyi yönetime el koydu. İZMİR 14. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN İZMİR AHKAMI ŞAHSİYE 14. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI DOSYA NO: 2008/25 SATIŞ Mahkemece satõşõna karar verilen ve İİK’nin hükümlerine göre satõşõ yapõlacak olan taşõn- mazlar, 1 - İzmir ili Konak ilçesi, Kahramanlar Mahallesi, ada no: 1929, parsel no: 10’da tapuda kayõtlõ 249,50 m2 miktarlõ zemin katõ dahil yedi katlõ ve zeminde altõ dükkânõ havi onsekiz dai- reli kargir apartmanda 25/750 arsa paylõ 2. kat 5 no’lu bağõmsõz bölüm vasfõnda olan gayrimen- kuldür. Gayrimenkul Mimar Sinan Caddesi ile 1420 no’lu sokağõn kesim köşe noktasõnda kalan Mimar Sinan Caddesi’nde 21 kapõ no’lu Işõk apartmanõnõn kat: 2 D: 5 Kahramanlar (Alsancak) İzmir adresinde bulunmaktadõr. Bilirkişi raporunda taşõnmazõn 2 oda, salon; mutfak, WC ve ban- yodan ibaret olup iç, dõş kapõ ve pencereleri ahşap doğramalõ, odalarõn tabanõ marley, salon dö- şemesi ahşap parke, diğer õslak hacimler seramik döşemeli, mutfak banko altõ ve üstü ahşap mut- fak dolaplõ mutfak, WC, banyo duvarlarõ fayans kaplõdõr. Mesken vasfõnda olan taşõnmaz yakla- şõk 85 m2 alanlõ olduğu ve % 20 oranõnda yõpranmõş olduğu belirtilmiştir. MUHAMMEN BE- DELİ: 200.000,00 YTL’dir. İzmir ili Konak ilçesi. Kahramanlar Mahallesi, Ada no. 1924, par- sel no: 39’da kayõtlõ 345,56 m2 miktarlõ altõ katlõ ve bodrum katta bir mobilya salonu bir teşhir salonu ve zeminde üç dükkânõ havi onyedi daireli kargir apartmanõn 2/50 arsa paylõ zemin kat 20 no’lu bağõmsõz bölüm dükkân vasfõnda olan gayrimenkuldür. Gayrimenkul 1428 sokak ile 1424/2 no’lu sokağõn kesim köşe noktasõnda kalan 1428 sokakta 10 kapõ no’lu Huzur apartmanõnõn ze- min katõndaki 10/B no’lu dükkândõr. Bilirkişi raporunda dükkânõn kapõ ve pencereleri ahşap doğ- ramalõ, dõşlarõ kafesli demir kepenkli, yerleri karo plaka üzeri PVC malzeme kaplõ iç duvarlarõ mo- bilya lambiri kaplõdõr. Elektrik tesisatõ bulunan dükkânõn 24 m2 alanlõ ve %20 oranõnda yõpran- mõş olduğu bildirilmiştir. MUHAMMEN BEDELİ. 70.000,00 YTL’dir. SATIŞ ŞARTLARI: Her iki taşõnmazõn ihalesi İzmir Ahkam-õ Şahsiye 14. Sulh Hukuk Mahkemesi kaleminde yapõ- lacaktõr. 1 no’lu Gayrimenkulün 1. ihalesi: 17/10/2008 günü saat: 11.00-11.15 arasõndadõr. 2 no’lu Gayrimenkulün 1. ihalesi 17/10/2008 günü saat: 11.15-11.30 arasõndadõr. Bu artõrõmda ta- şõnmaz masraflarõ ile birlikte muhammen bedelin %60’õnõ bulmaz veya alõcõsõ çõkmaz ise taşõn- mazõn aynõ yer ve saatte 10 gün sonra ikinci ihalesi yapõlacaktõr. 1 no’lu Gayrimenkul 2. ihalesi 27/10/2008 günü saat, 11.00-11.15 arasõndadõr. 2 no’lu Gayrimenkul 2. ihalesi 27/10/2008 günü saat 11.15-11.30 arasõndadõr. Bu artõrõmda taşõnmazlar masraflarõ ile birlikte muhammen bedeli- nin % 40’õnõn altõnda satõlmayacaktõr. Satõşa girenler %20 nakdi teminatlarõnõ Vakõfbank Adliye Şubesi’ne yatõrmak zorundadõr. Bakiye satõş bedelinden başkaca damga resmi, alõm harcõ, KDV alõcõya aittir. Satõşa girenler şartnameyi okumuş ve kapsamõnõ aynen kabul etmiş sayõlõrlar, şart- namesi ilan tarihinden itibaren herkese açõktõr. İlan olunur. 04.09.2008 Basõn: 48776
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle