02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 12 EYLÜL 2008 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Basın Özgürlüğü Deniz Feneri olayının dini duyguları sömürerek, hortumlama ile AKP ve bizzat kendi yakınları ara- sındaki bağlantıların ortaya çıkması üzerine Tay- yip Erdoğan’ın Aydın Doğan ile başlattığı kav- ganın nasıl sonuçlanacağını herkes merak ediyor; demokrasiden yana olanlar da, kavgayı diktatör- lük hevesleri gittikçe açığa çıkan Erdoğan’ın kay- betmesini istiyorlar. Ne yazık ki, bu bana pek de mümkün görün- müyor. Nitekim, Enis Berberoğlu 9 Eylül Salı günkü Hürriyet’te, 8 Eylül’de, İstanbul borsasının yurt- dışından gelen haberler nedeniyle günü 1000 pua- nın üstünde artışla kapattığını, bunun tek istis- nasının Doğan şirketleri olduğunu belirtiyor, “Baş- bakan’ın üç salvosu hedefe tam isabet sağladı. Yükselen borsaya rağmen Doğan Grubu kâğıtla- rına ağır hasar verdi” diyordu. Türkiye gibi iktidarın ekonomik yaşamdaki ağır- lığının gelişmiş ülkelerle kıyaslanmayacak kadar yoğun olduğu, iktidarların istedikleri işadamları- nı vezir, istemediklerini rezil etme olanağına sa- hip bulunduğu bir ülkede, medya patronu büyük işadamı ile siyasi iktidar kavgasından kimin daha zararlı çıkacağını tahmin etmek o kadar güç ol- masa gerek. İyi bir işadamı olduğu kadar, koşullarının elverdiği ölçüde, tarafsızlık ilkesine özen göstermeye ça- lışan bir medya patronu olan Aydın Doğan bu ger- çeğin farkında olduğu içindir ki, bir yandan ya- zarlarının özgürlüğüne saygı gösterirken, öte yandan da manşetlerini iktidarın öfkesini üstüne çekmeyecek bir dengede tutmaya çalışıyordu. Yukarıdaki gözlem, Aydın Doğan’ın editoryal ba- ğımsızlık ve özgürlüğe saygı göstermediği biçi- minde anlaşılmamalıdır. Tam tersine, gerek Mil- liyet’te çalıştığım süre içindeki kişisel tecrübele- rimden, gerek aynı gazetede çalışan çok saygın, muhalif tavrıyla tanınmış bir arkadaşımın katılmadığı eleştirilerine nasıl tahammül gösterdiğini arkada- şımın ağzından dinlemiş olarak biliyorum ki, Ay- dın Bey gazetecinin özgürlüğü konusunda özen- li bir kişidir. Ayrıca Doğan Grubu’nun gazetelerinde, deği- şik görüşler yansıtılmaktadır. Ama hiç değilse, AKP’yi Türkiye Cumhuriyeti açı- sından büyük bir tehlike olarak algılayan çevre- lerde, Doğan Grubu gazetelerinin, iktidarın öfke- sini üzerine çekmeyecek bir dengeyi kolladığı iz- lenimi, doğru ya da yanlış biçimde doğmuştu. Dengeyi altüst eden, Doğan Grubu değil, ikti- darın başı oldu. AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla tescil edildi. AKP’lilerin yolsuzluk ve usulsüzlüklere karıştığı olaylar kapı gibi belgelerle kanıtlandı. Kısa süre içinde o kadar çok olay birbirini izle- di ki, bunları görmezden gelmek artık mümkün de- ğildi. Deniz Feneri skandalı Kanaltürk’te Tuncay Mollaveisoğlu tarafından ilk kez belgeleriyle or- taya atıldığında, Doğan medyası bunu alıp baş- lıklara taşımadı. Ancak Almanya’da yargı aşamasında olayların korkunçluğu bir kez daha ortaya çıkınca bunlar ha- ber haline getirildi. Başka türlüsünü yapmak da mümkün değildi. Başbakan işte bu noktada küplere bindi. Bakalım, artık basın özgürlüğünün ana sorun- larından biri haline gelmesi kaçınılmaz olan Tay- yip Erdoğan - Aydın Doğan çekişmesi nasıl bir so- nuca bağlanacak? Bakalım, Aydın Bey kendisine ve şirketlerine yö- neltilen baskılara karşı ne kadar direnebilecek? Ülkemizde basın özgürlüğü dendiğinde, akla hep basını kısıtlayıcı, yasaklayıcı yasalar gelir. Oysa etkin yayın organlarının patronluğunun bü- yük sermayeye geçtiği günümüzde, iktidarlar, med- ya patronlarına baskının başka yöntemlerini de el- lerinde tutmaktadırlar. Bir zamanlar, medya patronluklarının büyük işa- damlarının ellerine geçmiş olmasının onları reklam verenlere karşı daha bağımsız ve güçlü kılacağı- nı düşünenler olmuştu. Bu savın gerçek olmadığını yaşayarak gördük. Umalım ki son çekişme, büyük sermayenin gü- dümündeki basının siyasal iktidar karşısındaki kı- rılganlığını kanıtlayacak biçimde sonuçlanmasın. Umalım ki olaylar, Aydın Doğan medyasını be- ğenmeyenlere, Aydın Doğan medyasını mumla ara- tacak, antidemokratik bir ortama doğru gelişmesin! [email protected] Paranızın tam karşılığı Tansaş mağazalarından 21 Ağustos- 21 Eylül tarihleri arasında tek seferde yapacağınız 50 YTL ve üzeri alışverişlerde 1 adet 10 YTL değerinde çek verilecektir. Çek, 1 Ekim 2008 tarihine kadar tek seferde yapılacak 50 YTL ve üzerindeki alışverişte kullanılabilecektir. Çek kullanıldıktan sonra, kalan alışveriş tutarı 50 YTL ve üzerindeyse tekrar çek kazanılacaktır. Çek kazanmak için yapılması gereken 50 YTL harcama tutarına alkollü ürünler, sigara, cep telefonu kontorü, Ramazan kolisi dahil değildir. Çekinizi kullanmanız için yapılması gereken 50 YTL harcama tutarına tüm ürünler dahildir. Çekler, çekin kazanıldığı aynı gün içinde kullanılamaz. Bir alışverişte sadece 1 adet çek kazanılabilinir ve sadece 1 adet çek kullanabilinir. 10 YTL'lik indirime hak kazanmak için ilk 50 YTL'lik alışverişte aldığınız indirim kuponunuzu saklamanız ve ikinci 50 YTL'lik alışverişte kasa görevlisine göstermeniz gerekiyor. Duyduk duymadık demeyin, sofranızı donatmak için Tansaş’a gelin! Ramazan boyunca, 50 YTL'lik alışverişte 10 YTLindirim kazanın ikinci 50 YTL'lik alışverişte kullanın. ZİYARET HAKKINDA BİLGİ VERDİ Babacan’dan, Rice’a Ermenistan telefonu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dõşişleri Bakanõ Ali Babacan, önceki akşam ABD Dõşişleri Bakanõ Condoleezza Rice’la telefonda görüşerek Ermenistan ziyaretine ilişkin bilgi verdi. Dõşişleri Bakanlõğõ Sözcüsü Burak Özügergin, yaptõğõ açõklamada, Babacan ve Rice’õn görüşmede Kafkaslar’daki son durumu ele aldõklarõnõ, bu çerçevede Babacan’õn Ermenistan’a yapõlan son ziyaret hakkõnda bilgi verdiğini bildirdi. Özügergin, Ali Babacan’õn görüşmede ayrõca Türkiye’nin Minsk sürecine verdiği desteği yinelediğini, Azerbaycan ile Ermenistan arasõndaki sorunlarõn çözümüne atfedilen önemi vurguladõğõnõ, bu bağlamda Yukarõ Karabağ sorununun çözümünün, Türkiye- Ermenistan ilişkilerine de olumlu etkileri olacağõna inandõğõnõ söylediğini kaydetti. Sözcü Özügergin, ABD Dõşişleri Bakanõ Rice’õn da, Türkiye’nin bu çerçevedeki çabalarõnõ olumlu bulduğunu ve Türkiye’ye destek vereceklerini belirttiğini dile getirdi. ‘Elektrik satacağõz’ açõklamasõnõn Rus şirketi RAU’nun bölgedeki girişimleri nedeniyle yapõldõğõ ortaya çõktõ Ermenistan’dan enerji atağõANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün Ermenistan ziyareti sõrasõnda imzalandõğõ iddia edilen enerji anlaşmasõnõn, onaylanmõş bir protokol değil Ermenistan’da Rus elektrik enerjisi devi İnter Rau ile bu şirketin Türkiye’deki kolu olan TGR Elektrik tarafõndan yapõlan bir çalõşma olduğu öğrenildi. Enerji Bakanõ Hilmi Güler de özel şirketler arasõnda çalõşmalar bulunabileceğini belirtirken imzalanan bir anlaşma olduğunu yalanladõ. Ancak İnter Rau’nun Gül’ün ziyaretinden önce Enerji Piyasasõ Denetleme Kurulu’na (EPDK) başvurarak TGR Elektrik üzerinden Ermenistan’dan enerji aktarõmõ konusunda izin istediği kaydedildi. Ermenistan Enerji Bakanõ Armen Movsisyan’õn dün Ermeni basõnõnda yayõmlanan “Gül’ün ziyaretinde anlaşma imzalandı. Türkiye’ye 2009’dan itibaren elektrik vereceğiz” açõklamasõ, Ankara’yõ karõştõrdõ. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Hilmi Güler, dün Adalet Bakanlõğõ’nda gerçekleştirilen “Enerji Verimliliği Kapsamında Yapılacak İşbirliği Protokolü” töreninde, Ermenistan ile herhangi bir anlaşma yapõlõp yapõlmadõğõna dair sorular üzerine “böyle bir anlaşmanın söz konusu olmadığını” söyledi. Bakan Güler, bazõ özel firmalarõn, bu konuda Ermenistan’la görüşmeler yaptõğõnõ ancak gerçekleşen bir şeyin olmadõğõnõ kaydetti. Edinilen bilgilere göre, Güler’in söz ettiği firmalar ise Rus elektrik enerjisi devi İnter Rau ile bunun Türkiye’deki uzantõsõ TGR Elektrik. Bu kapsamda, İnter Rau Ermenistan’dan Türkiye’ye elektrik getirmek için Gül’ün Ermenistan ziyaretinden önce çalõşmalara başladõ. Şirket Ermenistan ile görüşmeleri yaparak anlaşmasõnõn ardõndan, söz konusu elektriği Türkiye’ye getirmek için EPDK’ye de resmen başvurdu. EPDK, konu hakkõnda Enerji Bakanlõğõ’nõ bilgilendirdi. Ancak Enerji Bakanlõğõ EPDK’ye konunun incelenmesi gerektiğini belirtti. Bu nedenle EPDK de Inter Rau’ya halen herhangi bir yanõt vermedi. Dışişleri karşı Dõşişleri Bakanlõğõ kaynaklarõ, olayõ doğrularken “Sınır kapısı açılmadan böyle bir anlaşmanın yürürlüğe girmesi düşünülmüyor” değerlendirmesi yapõyorlar. Anlaşmaya göre, Ermenistan’dan Türkiye’ye elektriğin kw/saatinin 5.7 Sentten verilmesinin öngörüldüğü ve iki şirketin Kars’ta bir elektrik trafosu kurmasõnõn planlandõğõ vurgulandõ. Enerji Bakanõ Güler, anlaşma yok dese de İnter Rau’nun Ermenistan makamlarõyla çoktan anlaştõğõ bildirilirken Rus şirketinin Türkiye’deki uzantõsõ olan TGR’nin, söz konusu anlaşmayõ Ermenistan ile derhal imzalayacağõ vurgulanõyor. Bu kapsamda anlaşmanõn şartlarõnõn dahi saptandõğõ vurgulanõyor. Söz konusu duruma onay verilmesi halinde, TGR Ermenistan’dan elektriği 5.7 sentten (7 Ykrş) alacak. Türkiye’ye satõş bedelini ise kendi belirleyecek. Şu anda serbest piyasada elektriğin ortalama kw/saat değeri 20 Ykr dolayõnda bulunuyor. Bunun yanõ sõra TGR şirketi Ermenistan’dan Türkiye’ye yõllõk 1 milyar kw/saatlik enerji getirmeyi planlõyor. Ancak Ermenistan’dan elektrik alõnabilmesi için sõnõrõn her iki yakasõna da iki ülke arasõndaki voltaj farklõlõklarõ nedeniyle dönüştürücü trafolar kurulmasõ gerekiyor. Ermenistan Enerji Bakanõ Armen Movsisyan’õn dün Ermeni basõnõnda yayõmlanan “Gül’ün ziyaretinde anlaşma imzalandõ. Türkiye’ye 2009’dan itiraben elektrik vereceğiz” açõklamasõ, Ankara’yõ karõştõrdõ. Enerji Bakanõ Güler Ermenistan ile enerji anlaşmasõ imzalandõğõ yönündeki iddialarõn doğru olmadõğõnõ vurgularken, özel şirketler arasõnda çalõşmalar bulunduğunu söyledi. Şirketlerin Rus İnter Rau ve bunun Türkiye’deki uzantõsõ TGR olduğu öğrenildi. Dağlık Karabağ sorunu çözülmeli ELÇİN POYRAZLAR WASHINGTON - ABD yönetimi Dağlõk Ka- rabağ sorununa adil ve kalõcõ bir çözüm bulun- masõ için “ellerinden ge- leni yapacakları” mesa- jõnõ verdi. ABD Kongresi bünye- sindeki Helsinki Komis- yonu’nda Rusya-Gürcis- tan savaşõna yönelik ifade veren ABD Dõşişleri Ba- kanlõğõ Müsteşar Yardõm- cõsõ Matt Bryza, Türkiye- Ermenistan ilişkilerinin yanõ sõra Dağlõk Karabağ sorununa değindi. Ko- misyona sunduğu konuş- ma metninde Bryza, “ABD hükümeti Dağlık Karabağ anlaşmazlığı- na Azerbaycan’ın top- rak bütünlüğüne deste- ğimiz çerçevesinde adil ve kalıcı bir çözüm bu- lunmasını teşvik etmek için mümkün olan her şeyi yapacak” ifadelerini kullandõ. Türkiye ve Ermenistan arasõndaki yakõnlaşmanõn Dağlõk Karabağ sorunu- nun çözülmesine bağlõ ol- duğunu kaydeden Bryza, “Bu çözülmemiş anlaş- mazlığın sonuçları Gü- ney Kafkasya’ya değir- mentaşı gibi yük olu- yor” dedi. Bryza bu an- laşmazlõk nedeniyle mül- teci ve yerlerinden edilmiş insanlarõn 1 milyona yak- laştõğõnõ ve ekonomik fõr- satlarõn kaçõrõldõğõnõ söy- ledi. Rusya’nõn Gürcis- tan’õ işgal etmesinin ge- tirdiği fõrsatlarõ kullanma- larõ gerektiğini ifade eden Bryza, “Rusya çevresin- deki ülkeleri destekle- mek için yollar aramalı- yız” dedi. Ermenistan Cumhur- başkanõ Serj Sarkisyan’õ davet girişimi ve Abdul- lah Gül’ü daveti kabul etmesinden ötürü “alkış- ladıklarını” ifade eden Bryza, bu buluşmanõn iki- li ilişkilerdeki sorunlarõ çözmediğini ancak “buz- ların çözülmesi için umut” verdiğini belirtti. Bryza, sözlerini “Tür- kiye ve Ermenistan ara- sındaki ilişkilerin nor- malleşmesi Ermenis- tan’ın izolasyonunu azaltmakla kalmayacak tüm Güney Kafkasya için ticaret ve ulaşım yol- larının açılmasına da yardım edecektir” şek- linde sürdürdü. BRYZA:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle