02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 12 EYLÜL 2008 CUMA 18 SPOR Kiraz ve Pasta! Kafam karıştı! Artık hangisi doğru hangisi yanlış ayırt edemiyorum. Basketbolcularımızı Fransa’yı perişan ederken izliyorum. Gurur duyuyorum çocuklarımızla; yü- rekten alkışlamak istiyorum Tanjevic’i ama içimden bir ses “Bu işte bir yanlışlık var” diyor. Biz mi iyiyiz yoksa Fransa mı dağılmış? Anlayamıyorum... Takımız çok faz- la dış şuta dayanarak oynuyor. “Ya şemsiye tersine dö- nerse? Ya kaçırmaya başlarsak?” diye düşünüp kay- gılanıyorum ama galiba kimsenin umurunda değil bu durum. Kazandık ya... Yerden yere attık ya kendimizi. ‘Takım olduk’ ya... Alkış, alkış, alkış! ‘Takım olmak’ iyi de.. Ne bileyim işte. Yıldız arıyor göz- lerim. Sonra.. Tony Parker’ın Fransa’ya ettiklerini görü- yorum. Tanjevic’e hak veriyorum. “Olmaz olsun böyle yıl- dız!” diyorum. Bizim maçta 32 sayı atmasına karşın koçu bile yakınıyor bu durumdan: “Parker pastanın üzerindeki ki- raz değil pastanın ta kendisi oldu” diyor. Doğrudur! Biz de görmüştük bu filmi: Memo’lu, İbo’lu, Mirsad’lı ulusal ta- kımımız da aynen böyleydi. Kiraz yoktu ama pasta çoktu! Şimdi ise... Neyse! Bekleyip göreceğiz... Futbol için de aynen böyle düşünüyoruz: “Biz bu işten bir şey anlamadık. Bekleyip göreceğiz” Belçika karşısında koştuk, koştuk, koştuk.. İyi de.. Keçiboynuzu gibiydi oyu- numuz. Bu konuda otorite değiliz ama iyiyle kötüyü ayırt edebilecek kadar spordan anlarız: Beğenmedik biz oy- nanan futbolu! Ayrıca.. Ne sanıyoruz biz futbolumuzu? Neresindeyiz biz dünyanın? Bence, ‘ballı’ Avrupa dör- düncülüğümüz bizi gerçekten büyük takım yapmaz. Eğer gerçekten iyi takımsan kendi sahanda Belçika ile bera- bere kalmayacaksın kardeşim! Ne maç sonrasındaki kü- fürleşme ne de Terim’in basın toplantısındaki stand up komedisi bu gerçeği gözlerden saklayamaz: Bu futbol- la Dünya Kupası’na gidemeyiz beyler! Dedik ya: Kafamız karıştı! İyi ile kötüyü ayırt edemiyo- ruz. İbrahim Kutluay’a Fransa maçı öncesi bir plaket ve- riliyor ama bu iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi anlaya- mıyoruz. Gündemin bu kadar dolu olduğu bir günde, ace- leye getirilmiş bu ödül, bize göre, İbo’ya verilen “Ulusal ta- kıma bir daha dönemeyeceksin” mesajından başka bir şey değildi. Ayıptır Turgay! Çirkin bir oyun oynadın İbo’ya. 2010’da İstanbul’da yapılacak şampiyonada forma giymeyi düşlüyor bu çocuk. Oynar veya oynayamaz. Takıma alınır veya alınmaz. Bunlar o gün geldiğinde düşünülecek şey- ler. Bugünden yolunu kesmek yakıştı mı sana? Üstelik bu oyuna sayın Bakanımız Başesgioğlu’nu da ortak ettin. Ona verdirdin ‘tasdikname’yi... Ayıp! e-posta: [email protected] BASKET YORUM / AHMET KURT Belçika teknik direktörü Vandereycken’e taktiği İsviçre’den Kuhn verdi Kavga için ilginç iddia NEVZAT DİNDAR 2008 Avrupa Şampiyonasõ’nda yaratõlan imaj, Türkiye’yi en sempatik takõmlardan biri yapõyordu. Ama önceki gün yaşananlar deyim yerindeyse bir çuval inciri berbat etti. Ulusal Takõmlar Teknik Direktörü Fatih Terim ile kendisine ‘Vaffanculo’ deyip ‘Boynuzlusun’ işareti yapan Belçilalõ meslektaşõ Rene Vandereycken arasõnda yaşanan gerginlik maçõn önüne geçerken ‘şimdi ne olacak’ sorusu da sorulmaya başlandõ. Kavganõn çõkõş nedeniyle ilgili çok şey yazõldõ, çizildi. Ancak en ilginç değerlendirmeyi şüphesiz teknik patron Fatih Terim yaptõ. Dün yardõmcõlarõyla konuşan Terim, olaylõ İsviçre maçõnõ anõmsatarak, “Belçikalı teknik direktör provoke etmek için elinden geleni yaptı. Sanırım taktiği kendisine Kobi Kuhn (Olaylı İsviçre maçında rakibimizin teknik direktörüydü) vermiş” ifadesini kullandõ. Bu arada olaylõ İsviçre maçõnõn ilk ayağõnda da karşõlaşma sonrasõ golcü futbolcu Alexander Frei, Terim’e İtalyanca küfür edip ortamõ germişti. Önceki günkü yaşananlardan sonra Futbol Federasyonu’nun nasõl bir yol izleyeceği de merak konusu oldu. Yönetim kurulu dün bir toplantõ gerçekleştirdi ancak dünkü yaşananlarla ilgili bir karar alõnmadõ. Diğer taraftan maçõn gözlemcisinin yaşanan olaylarõ raporuna yazõp yazmadõğõ belirsizliğini koruyor. Fatih Terim ise konuyla ilgili maçtan hemen sonra sõcağõ sõcağõna ifade vermesinin söz konusu olmadõğõnõ söyledi. Karşõlaşma sonrasõ Belçikalõ teknik direktör Vandereycken’in tahrik yaptõğõnõ içeren görüntülerin FIFA gözlemcisine de verildiği kaydedildi. Bu arada Belçikalõ teknik direktörün tahrik içeren kasetinde, maç sonu konuşmasõndan da bir bölüm bulunuyor. Vendereycken, “Saha kenarında topa vurmak o an içimden geldi, o hareketi yaptım. Bunun bir cezası olsaydı hakem verirdi” şeklinde ilginç ifadeler kullanmõştõ. GOLDE TARTIŞMA YARATAN SEVİNÇ Emre Belözoğlu yeni bir tartışmaya damgasını vurdu. Gazeteci Hıncal Uluç’a açtığı davayla gündeme gelen tecrübeli futbolcunun önceki günkü Belçika maçında, attığı gol sonrası sahanın ortasına giderek ‘secde hareketi’nde bulunması çeşitli tepkilere yol açtı. Yıldız futbolcunun bu hareketi neden yaptığı tartışma konusu olurken olayın ‘siyasi bir simge’ olarak ele alınması gerektiği vurgulanıyor. TSYD’DEN FATİH TERİM’E KINAMA Spor Servisi - Türkiye Spor Yazarlarõ Derneği (TSYD), Milli Takõmlar Teknik Direktörü Fatih Terim’i, spor yazarõ ve yorumcu Osman Tamburacı’ya yönelik medyaya da yansõyan küfürlü sözleri nedeniyle kõnadõ. TSYD Yönetim Kurulu tarafõndan yapõlan yazõlõ açõklamada, Terim ile Tamburacõ arasõnda yaşanan olayõn, birlikte sevinip gurur duyulacak sportif başarõlara gölge düşürdüğü ifade edilerek, şöyle denildi: “Olayın, Terim ile medya arasındaki ilişkilerin tam da mutluluk duyacağımız bir yola girdiğini düşündüğümüz günlere rastlaması bütün iyimserliğimizi sonsuz bir karanlığa sürüklemiştir. Osman Tamburacı‘ya yapılanları hepimize yapılmış sayıyor, tüm Türk spor kamuoyu önünde Fatih Terim’i şiddetle kınıyoruz.” KOBI KUHN FutboldayüksekgerilimGÖRKEM ÇÖTELİOĞLU Türk futbolunda 2008-09 sezonu yeni başladõ. Turkcell Süper Lig ve 2010 Dünya Kupasõ Elemeleri’nde daha ikişer maç oynandõ. Teknik direktörler hâlâ sistemlerini oturtma aşamasõndalar, futbolcular form tutmaya çalõşõyorlar. Kõsacasõ her yõl yürünen uzun yoldaki ilk adõmlarõn atõldõğõ õsõnma turlarõndayõz. Fakat anlaşõlmasõ güç bir şekilde henüz Eylül başõnda tef gibi gerilmiş haldeyiz. Taraftarlar arasõndaki husumet bir yana, futbol ailesinin geri kalanõ da sağduyusunu yitiriyor. Spor yazarlarõ, teknik direktörler ve futbolcular adeta çatacak yer arõyorlar. Üstelik bu gergin ortam futbolseverlerin gözleri önündeki Ulusal Takõmõmõz’da gün geçtikçe su yüzüne çõkõyor. Örnek olmasõ gereken kişilerin adlarõ ‘saha dışı’ haberlerde fazlasõyla geçmeye başladõ. Peki neyi paylaşamõyoruz? Daha da kötüye gidecek gibi gözüken mevcut durumu uzmanlara sorduk. Prof. Dr. Turgay Biçer (Marmara BESYO Spor Yönetimi Anabilim Dalõ Başkanõ): Her zaman söylüyorum: Spor kültürünü bir türlü benimseyemedik. Bilinçaltõmõzda kazanmak her şey, kaybetmekse ölüm olarak yer alõyor. Kaybedilen şeylerden sonra da doğal olarak insanlar saldõrganlaşõyor. Halbuki spor dostluk ve kardeşliği içeren bir olaydõr. Ancak bizde ‘skor kültürü’nü benimseyenler çoğunlukta olduğu için futbol skora göre yapõlan yorumlarla devam ediyor. Bugüne kadar karakter ve kişilik eğitimine önem verilmedi. Spor eğitimlerinin önemli parçalarõ olan bu alanlara daha fazla önem verilmeli. Prof. Dr. Arif Verimli (Yeditepe Üniversitesi Tõp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalõ Öğretim Üyesi): Öncelikle insanlarõn hedefleri ile kapasiteleri arasõnda uyuşmazlõk var. Bundan dolayõ garip ve aşõrõ bir motivasyon ile hõrs oluşuyor. Bu durum da gerginliğe yol açõyor. İnsanlarõn yapmak istedikleri ile ellerindeki güç arasõnda orantõ olmadõğõ için ciddi sorunlar çõkõyor. Eğer sorumlu kişiler organize biçimde hareket etmezse, hedefler gruplar için belirlenmezse ve organizasyondaki kişiler birbirlerini cidi biçimde eleştirmeye devam ederlerse olaylar daha da kölüye gidecektir. Prof. Dr. Acar Baltaş (Psikolog): Olgun insanlar değiştiremeyecekleri sonuçlarõ kabul ederler. Bazen hedef çok yaklaştõğõ zaman onu kaçõrmak insanõn dengesini bozabilir ve kişi kendine uymayan davranõşlar gösterebilir. Burada hedefin uzaklõğõna karşõn ortaya çõkan gerilimi anlamak zor. Ancak şunu söyleyebilirim: Özgüven başarõya endekslidir. Sürekli başarõ ise insanõ kibirli yapar. Değerli olan kavram özsaygõdõr. Burada, “Ben kendimi nasıl görüyorum” sorusu sorulmalõ, başarõsõzlõktan gerekli dersler çõkartõlarak yola devam edilmelidir. Spor da herkese bu konuda kendini eğitmesi için sonsuz imkân sunar. Bu bir mental disiplin işidir. Diline hakim olmak veya konuşmakla değil, dünyaya bakõşla ilgilidir. İSVİÇRE VE BELÇİKA MAÇI Sahne ve roller aynõ HİLMİ TÜRKAY Yõllar sonra Türkiye-Belçika maçõnõ taraftarlarõn arasõnda izledim. Daha önce de İsviçre maçõnõ yine bu statta taraftarlarla birlikte seyretmiştim. Ortam güzel oluyor, bağõrõyorsun, çağõrõyorsun, bazen kendine hakim olamõyorsun. Bunlarõn hepsi birer alõşkanlõk. Yine aynõlarõ tekrarlandõ. İsviçre maçõnda Fatih Terim’in kulübesinin tam arkasõndaydõm, bu kez kendisine uzak kalmõştõm.Yine de gözlerimi ondan hiç ayõrmadõm. Maçtan önce yerinde duramõyordu, heyecanlõydõ... Karşõlaşma başladõ, heyecanõnõn yerini bağõrma, sinirlenme, öfke aldõ. Hele hele 1-0 yenik duruma düştükten sonra bir de rakibin oyunu ağõrlaştõrmasõ futbolcularõn her birinin olur olmadõk zamanlarda kendilerini yere atmalarõ kaleci Stijnen’in zaman çalma girişimleri Terim’i iyiden iyiye çileden çõkarttõ. Yeri geldi, 4. hakeme tepki gösterdi, olmadõ, yardõmcõ hakemin yanõna kadar gitti bir şeyler mõrõldandõ, o da olmadõ, Belçika teknik direktörünün kulübesine doğru giderek el hareketleriyle dayõlanõr gibi oldu. Beraberlik golüyle sanki biraz rahatladõ Terim... Ancak beklenilen ikinci gol gelmeyince yaptõğõ hareketlerle yeniden ön plana çõktõ. Hatta maç oynanõrken kendisini bir anda oyun sahasõnõn içinde buldu. Sonra, evet sonra yani bitime az bir süre kala da ayağõna gelen topu Belçika yedek kulübesine gönderdi. Ermenistan maçõndan sonra takõm olarak yine kötüydük. Bana bir tane doğru dürüst oynayan futbolcunun ismini ve de sahada 90 dakika boyunca ne yaptõklarõnõ anlayanõnõz varsa söylesin...Oysa rakip FIFA sõralamasõnda 50 ila 55. basamak arasõnda emekleyen bir takõmdõ. 2008’de bizimkiler yarõ final oynarken onlar 8’li grupta beşinci sõradan öteye gidememişlerdi. Bu takõma karşõ bu kadar kötü oynamak nasõl olur?.. Demek ki bütün iş Nihat’la Aureilo’daymõş. Onlar yok, ulusal takõm da yok. Maçtan önce basõn neden hedef gösterilir; her taşõn altõndan neden Emre Belözoğlu çõkar?.. Bunlara da bir anlam veremiyorum. Neymiş efendim bir basõn mensubu Emre’yi tenkit etmiş. Eder niye etmesin ki? İsviçre maçõnda ve karşõlaşma sonrasõnda dünyaya rezil olduğumuz o çirkin görüntülerin ardõndan Belçika mücadelesinde de yine F.Bahçe stadõnda artõk bu tesadüf müdür yoksa nedir bilemiyorum benzer olaylar yaşadõk. Keşke olmasaydõ. Terim’den Belçika teknik direktörünün şikayeti üzerine FIFA delegesi tarafõndan savunmasõ alõndõ. Terim’e ceza gelir mi? Gelir mi gelir. Fatih hocaya hep destek verenlerdenimdir. Kendisiyle ilgili yazdõğõm yazõlarõmdan bu çok net anlaşõlmaktadõr. Ama nedense Kadõköy Şükrü Saracoğlu Stadõ’nda hocaya bir haller oluyor. Kendisini kaybediyor, ‘kavgacı’ kimliğine bürünüyor. Bu tavrõ ister istemez futbolculara yansõyor. Onlara da bir haller oluyor, agresif oynuyorlar, kenardan aldõklarõ talimatlarla zarar veriyorlar. Bundan tribünler de etkilenmiyor değil... Peki sonuç; işte her şey ortada... Öyle böyle değil. Bu iki puan kaybõ doğrusu şimdiden endişelendirmeye başladõ beni. Umarõz telafisi olur. Ama kavga etmeden!... Vandereycken. Belçika beraberliği sevdi Dõş basõn, rakibimizin galibiyeti kaçõrdõğõnõ belirtip ‘Cehennemden çõktõlar’ dedi UEFA.com: Emre’nin beraberlik golü, Belçika’ya galibiyet şansõ vermedi. HLN (Belçika): Türkiye’de az kalsõn mucize yaratõyorduk. Ancak kaza ile ele çarpan top karşõlaşmayõ beraberlikle sonuçlandõrdõ Het Nieuwsblad (Belçika): İstedikleri sonucu elde edemediler. Ancak kõrmõzõ şeytanlar, Türkiye’den 1 puan alarak, Dünya Kupasõ Finallerine katõlma planlarõnda takõm olarak emin adõmlarla ilerliyorlar. DH (Belçika): Belçika eve güzel bir sonuçla dönüyor. Kõrmõzõ Şeytanlar galibiyeti kaçõrdõ ancak üzülmekten çok 1 puana sevinmeliyiz. Ayrõca penaltõ da tartõşmalõydõ. La Libre (Belçika): İstanbul’daki beraberlik gruptaki saygõmõzõ artõrdõ. Vandereycken yönetimindeki genç ve cesur takõm, Azerbaycan veya Ermenistan’dan daha güçlü olduğunu gösterdi. Le Soir (Belçika): Kõrmõzõ Şeytanlar Türkiye’den 1 puanõ kaptõ. Az kalsõn 2-0’õ yakalayõp maçõ kazanõyorduk ancak top çizgiden döndü. Türkler tartõşmalõ bir penaltõyla beraberliği yakaladõ. AS (İspanya): Belçika 1 puan kopartõyor ve iyi bir imaj bõrakõyor. Belçikalõlar, İstanbul cehenneminden bir puan almayõ başardõ.Ciddi ve iyi bir maç çõkaran Belçikalõlar kalitelerini gösterdi. El Mundo Deportivo (İspanya): Sonuç Del Bosque’yi daha fazla ilgilendiriyor. Belçika 1-0’dan sonra geçilmez bir defans kurdu. Türklerin baskõsõ sadece paneltõyõ getirdi. Herald Tribune (İngiltere): Emre’nõn penaltõsõyla Türkiye beraberliği kurtardõ. Belçika’nõn attõğõ golden sonra Türkler uyandõ ancak Belçika kalecisi Stijnen günündeydi. Teamtalk.com: Emre’nin penaltõsõ Türkiye’yi büyük bir yenilgiden kurtardõ. Reuters: Belçika, Türkiye’den beraberlik almayõ başardõ. Goal.com: Belçika, Türkleri durdurdu. Türkler oyunun hakimi olsalar da çok fazla gol pozisyonu yakalayamadõlar. Belçika’nõn beraberliğe çok sevindi. Uzmanlar, son dönemdeki olayların psikolojik boyutuna dikkat çekti İSVİÇRE MAÇI Ulusallar Belçika karşısında iki puan yitirerek avantaj kaçırdı. Fotoğraf:Milliyet Vandereycken ve Terim’in karşılaşma içinde yaşadığı gerginlik maç sonuna da yansıdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle