02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 12 EYLÜL 2008 CUMA 6 HABERLER BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Sol’u Yeniden Düşünmek... Türkiye’de, ciddi bir muhalefete ihtiyaç olduğu bir gerçektir. Özellikle “güçlü bir sol seçenek”, bir “sos- yal demokrat parti” beklentisinde herkes görüş bir- liği içinde. Sol’daki düşünceler ise bol ve çeşitli... Ama bu zenginlikten büyük bir parti çıkarmak; ve yığınları arkasına da alarak iktidara gelmek bir sorun, asıl dev sorun. Tartışılıyor... Devrim Sevimay’ın, Milliyet’te, -1 Eylül’de başlayıp 10 gün süren- son “Sol Çıkışını Arıyor” adlı yazı di- zisi pek yararlı olmuştur. Aklımıza takılanlar da oldu, olacak da... 27 Mayıs Devrimi’ni izleyen “60’lı yıllar”ı çok iyi ha- tırlarız. Onların bir getirdiği de, partiler tablosundaki ye- nilikti: Demokrat Parti’yi sürdürecek -Süleyman Demirel’in- Adalet Partisi, çok geçmeden kurulur ve 1965 seçimlerinde iktidara gelir. Karşısındaki Türki- ye İşçi Partisi (TİP) ise, bir yeniliktir: Sosyalizmi sa- vunmaktadır. Yine karşısındaki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), büyük bir değişiklik içine girer: İsmet Paşa, “Orta- nın Solu” tartışmasını başlatır. Görünen odur ki, CHP, TİP’in sosyalizmine karşılık, “sosyal demokrat” bir par- ti olacaktır. Batı’ya yakışır bir gelişme! Nitekim, Bülent Ecevit, ortanın solu’ndan bir sosyal demokrat parti çıkaracak ve onu 70’lerde ik- tidara geçirecektir. Ne var ki, bu düş fazla sürmeyecektir. 12 Eylül felaketi gelecek, ilk yaptığı da partileri ka- patmak olacaktır. Bir süre sonra, partilere izin gelecektir: Ecevit, De- mokratik Sol Parti’yi (DSP) kurarken; CHP adına ko- nan yasaklama kalktığında, Deniz Baykal da gelip CHP’yi ihya edecektir. Ne yapacaktır bu iki sosyal demokrat? İki partiyi birleştirme şöyle dursun, uzlaşma bek- lenen en basit konularda bile birbirlerini itecektir: An- kara başta olmak üzere, çoğu yerde belediyeleri kay- betmek bunun sonucudur. Bu arada, DSP bir “aile partisi” olur; CHP de, sos- yal demokratlığa ait ne varsa kaybedip bugünlere ge- lecektir. Birkaç gün önce, gazetemizde, Yakup Ke- penek’in “Hantal Parti?” adlı yazısında anlattığı hallere düşerek... Ülkenin bir “yol kavşağına” sürüklenmekte olduğu bu çok duyarlı dönemde çareler arıyoruz. Dileriz, Milliyet’teki tartışmadan da yeni bir yol açıl- sın önümüzde... 21. yüzyıla girdiğimiz sıralarda, Türkiye, tam bir ku- şatma ya da dayatma altındaydı: Gerçekten, ülkenin devlet yapısı çökertilmek istenirken, ekonomisi de ye- ni dünya düzeninin bir tür sömürgesi haline getiril- me girişimi ile yüz yüzeydi. Buna ancak “ulusal bir ha- reket”le karşı çıkılabilirdi. Öte yandan, ülkeyi bu ha- le düşüren sağcı partilerin yapacakları bir şey olmadığı gibi, iş, sosyal demokrat partileri de aşmıştı. Böyle bir ortamda yapılması gereken, var olan sis- teme karşı bir “antitez” oluşturmak ve sorunlara “ra- dikal, yenileştirici ve devrimci” bir çözüm bulmaktı. Cumhuriyeti kuranlar da, böylesi bir yolla bir “toplum tasarısı” ortaya koymuş, çağdaşlaşmanın, aydın- lanmanın yollarını açmışlardı; o hareket başlangıç nok- tası olarak alınabilir ve kendi içinde demokratik ola- cak böyle bir hareket ya da parti, gençliği de arka- sına takabilirdi. İşte, o sıralarda bir grup aydın, Profesör Mümtaz Soysal’ın düşüncelerinin aydınlığında, Bağımsız Cumhuriyet Partisi’ni (BCP) kurdular ve bugün de ayaktadır. Aramızda aydın diye dolaşanların yüzde kaçı, bu partiyle ilgilenmiştir? Fikrimce, BCP, sıradan bir sosyal demokrat par- ti değildir; Türkiye’nin beklediği bir partidir. O yıldan bu yıla, üstelik AKP iktidara gelmiş ve Tür- kiye’ye -giderilmesi güç- kayıplara da malolmuştur. Eğilin kulağınıza bir kez daha fısıldayalım: Türki- ye’nin davası, sosyal demokrat partileri de aşmıştır. Anladınız mı dostum? Şimdi, gidip “Sol” üstüne bol bol tartışabilirsiniz... Yeşiller Partisi, Eyalet Meclisi’ne Deniz Feneri davasõyla ilgili 11 maddelik bir soru önergesi sundu DavaBerlin’ingündemindeALİ YILDIRIM BERLİN - Berlin Eyalet Meclisi milletvekili Özcan Mutlu, Deniz Fe- neri skandalõnõ Berlin Eyalet Mecli- si’ne taşõdõ. Girişimiyle olayõ Alman siyasetinin gündemine taşõmayõ he- deflediğini belirten Mutlu, “Alman- ya tarihinin en büyük bağış skan- dallarından biri olan Deniz Feneri olayının Berlin ve Berlinlilerle her- hangi bir ilişkisi olup olmadığını eyalet hükümetinin yanıtlaması için 11 soruluk bir önerge hazırlayıp Meclis Başkanlığı’na gönderdim. Yanıt bekliyorum” dedi. Türk asõl- lõ Yeşil milletvekili, kendi eyaletlerinde de benzeri sorularõ kendi hükümetle- rine sormalarõ için, Yeşiller milletve- kili diğer arkadaşlarõndan da ricacõ ol- duğunu belirterek “Bu skandal tüm ayrıntılarıyla ortaya çıkarılmalı ve bir daha böyle suiistimal olaylarına fırsat verilmemeli. Parti başkanımız Claudia Roth da bu konuyla yakın- dan ilgileniyor, o da yakında bir açıklama yapacak” dedi. Yeşiller Berlin Eyalet Meclisi mil- letvekili Özcan Mutlu, önergesinde şu sorulara yanõt arõyor: 1. Berlin Eyalet Hükümeti, Al- manya genelinde ve Berlin’de faa- liyette bulunmuş olan yardım ku- ruluşu Deniz Feneri’ni tanıyor mu? 2. Bu derneğin Berlin’de ne çeşit faaliyette bulunduğu hakkõnda Berlin Eyalet Hükümeti’nin bilgisi var mõ? 3. Berlin Eyalet Hükümeti’nin söz konusu dernek hakkında Frank- furt Ceza Mahkemesi’nde bağışla- rı başka amaçla kullanmak ve zim- mete geçirmek suçlamasıyla halen bir davanın sürmekte olduğundan haberi var mı? 4. Bu davayla ilgili Berlin Eyalet Hükümeti’nin elinde ne gibi bilgiler var ve Berlin Eyalet Hükümeti dava- nõn şimdiye kadarki gidişatõnõ nasõl de- ğerlendiriyor? 5. Berlin Eyalet Hükümeti bu konudaki bilhassa derneğin ticari iş- lemleriyle ilgili olan ve dava ile ilgili yerli ve yabancı medyada çıkan haberleri nasıl değerlendiriyor? (Frankfurter Rundschau ve Hürri- yet vb.) 6. Deniz Feneri ile ilgili soruştur- ma aşamasõnda Berlin’de de soruş- turma ve baskõnlar yapõldõ mõ? 7. Deniz Feneri’ne Almanya ge- nelinde yapılan soruşturmalar ve baskınlarda Berlinli memurlar da yer aldı mı? 8. Yanõt evet ise Berlinli memur- lar nasõl bir görev aldõ? Berlin’de ya- põlan soruşturmalar ve aramalardan ne sonuçlar çõktõ? 9. Berlin Eyalet Hükümeti bu derneğin mağdurları arasında kaç Berlinli olduğunu biliyor mu? Başka amaçla kullanılan bağış paralarının ne kadarı Berlinlilere ait? 10. Berlin Eyalet Hükümeti, Ber- linli mağdurlara nasõl ve ne şekilde bir destek vermeyi düşünüyor? 11. İleride bu tür olayların tek- rarlanmaması için ve vatandaşla- rın bu gibi şüpheli derneklerden ve organizasyonlardan korunması için, Berlin Eyalet Hükümeti ne gi- bi önlemler almayı düşünüyor? Yeşiller Partisi Milletvekili Özcan Mutlu, “Deniz Feneri olayõnõn Berlin ve Berlinlilerle herhangi bir ilişkisi olup olmadõğõnõ eyalet hükümetinin yanõtlamasõ için 11 soruluk bir önerge hazõrlayõp Meclis Başkanlõğõ’na gönderdim. Yanõt bekliyorum” dedi. Böylece dava TBMM’den önce Berlin Eyalet Meclisi’nin gündemine gelmiş oldu. CHP’Lİ KILIÇDAROĞLU: Yürekli bir savcõ bekliyoruz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Feneri e.V. davasõyla ilgili olarak Adalet ve Maliye ba- kanlõklarõnõn derhal harekete geçmesini isterken “Biz yürekli bir savcı, bir başsavcı bekliyoruz, hesap soracak, teknik dinleme yapacak. Bu hesap Yüce Divan’da biter, buradan kaçamaz- lar” dedi. CHP Grup Başkanvekili Kõlõçdaroğlu, TBMM’de düzenlediği basõn toplantõsõnda Al- manya’da süren Deniz Feneri Derneği davasõyla ilgili değerlendirmeler yaptõ. AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Dengir Mir Mehmet Fırat’õn dava- nõn AKP ile ilişkilendirilmesine yönelik itirazla- rõnõn altõnõ çizen Kõlõçdaroğlu, bu davayla ilgili iddialarõ AKP ile ilişkilendirenin Türk medyasõ- nõn değil, Alman savcõlõğõ ve onun hazõrladõğõ id- dianame olduğunu söyledi. Kõlõçdaroğlu, “Sayın Fırat, Türkleri suçlayacağına niçin Alman savcıları suçlamıyor? Suçlarsa alacağı yanıtı aslında kendisi de çok iyi biliyor. Alman savcı- larca belgeler, tokat gibi ortaya konacak da ondan” dedi. Kõlõçdaroğlu, şunlarõ söyledi: “Sayın Başbakan kendisini o kadar kaybet- miş ki, artık Alman savcıların iddianamesini Türkiye’de haber yapan gazetelere saldırmak- tan kendisini alamıyor. Oysa kızmak bir yana, Sayın Başbakan’ın yurtdışındaki dindar va- tandaşlarımızın temiz duygularını sömürenle- re karşı savaş açması gerekmez mi? ‘Alõn teri ile kazanõlan paralarõn, yoksul yurttaşlara gidece- ğini söyleyip, insanlarõ kandõran Deniz Feneri Derneği yöneticilerinden hesap sorulacağõnõ’ söy- lemesi gerekmez mi? Sayın Başbakan bunları söyleyemez. Çünkü dini siyasette kullananlar, dini ticarette kullananlara hesap soramazlar. 5 yıldızlı otellerde iftar açacaksın, yandaşla- rın, partidaşların tüyü bitmemiş yetimin hak- kı yiyince sessiz kalacaksın, sonra da millete dönüp ben yolsuzluklara karşıyım diyeceksin? Kim inanır sana? Önce ellerini temizle.” Başbakan Erdoğan’õn Almanya seyahatinde kaç kez Deniz Feneri Derneği yöneticileriyle bir araya geldiğini soran Kõlõçdaroğlu, sözlerini şöy- le sürdürdü: “Alman savcıların Almanya’da başlattığı Deniz Feneri davasında AKP’nin maskesi düşmüş ve gerçek yüzü bir kez daha ortaya çıkmıştır. Yoksullara yardım adı altın- da toplanan paraların yasadışı yollardan biri- lerinin çıkarına kullanılması nasıl oluyor da AKP’yi harekete geçirmiyor?” Kõlõçdaroğlu, siyasi partilerin yurtdõşõndan ba- ğõş almasõnõ yasaklayan ve kapatma cezasõ öngö- ren anayasa hükmü karşõsõnda AKP ile ilgili ola- rak bir girişimde bulunup bulunmayacaklarõ soru- su üzerine “Hayır, yetkili organların harekete geçmesini bekliyoruz” dedi. Kõlõçdaroğlu bir başka soru üzerine “Biz yürekli bir savcı, bir başsavcı bekliyoruz, hesap soracak teknik din- leme yapacak. Türkiye Cumhuriyeti kara pa- ra ülkesi mi? Bunların hesabını soracağız, bu hesap Yüce Divan’da biter, buradan kaçamaz- lar. Bu davayı unutturamazlar” dedi. Fırat’a uyuşturucu sorusu Almanya’da eski Başbakan Tansu Çiller’in adõnõn da bir uyuşturucu davasõnda geçirildiğinin anõmsatõlmasõ üzerine Kõlõçdaroğlu, “Deniz Fe- neri davasının sıradan bir iddia olmadığını, teknik kanıtlara, belgelere, itiraflara dayandı- ğını” söyledi. Kõlõçdaroğlu, “Ayrıca uyuşturucu ticareti konusunda Sayın Fırat’a özel bir soru sorabilirsiniz” deyince gazeteciler “Ne soraca- ğız?” diye bu sözlerini açmasõnõ istedi. Kõlõçda- roğlu, “Onu söylemeyeyim Sayın Fırat ne ce- vap verirse ben de onun yanıtını vereceğim. Sayın Fırat’a ‘Kemal Kõlõçdaroğlu bunu söyledi’ deyin” demekle yetindi. Kõlõçdaroğlu’nun bu sözleriyle, Aydõnlõk dergisinde yayõmlanan “Dengir Mir Mehmet Fırat’ın portakal TIR’ından eroin çıktı” haberine atõfta bulundu- ğu kaydedildi. RTÜK’ten Deniz Feneri’ne uzanan akçeli aile ilişkileri dikkat çekiyor Akman’ızorlayacakortaklık İLHAN TAŞCI ANKARA - RTÜK Başkanõ A. Zahid Akman’õn eşiyle birlikte kurduğu bir şirketteki hisselerini Deniz Feneri vurgununda kulla- nõlan Beyaz Holding ile vurgunun kilit isimlerinden ve Kanal 7’nin sahibi Zekeriya Karaman’a dev- rettikleri anlaşõldõ. Akman’õn şir- ket iletişim bilgileri, “Alman- ya’da paraların transfer edil- diği” savlanan “assplan” şirketi ile Türkiye’de para aktarõlan “be- yaz grup” uzantõlõ adreslerden oluşuyor. Zahid Akman Almanya’da top- lanan ve iç edilen 41.5 milyon Avro’luk vurgunla hiçbir bağõnõn olmadõğõ iddiasõnda bulunurken; resmi kayõtlar, ortaklõklar ve şir- ket hisse devirleri, RTÜK Baş- kanõ’nõ vurgunun kilit isimleri ile ilişkilerini açõğa çõkarttõ. Cumhuriyet’in ulaştõğõ resmi kayõtlara göre, Akman ailesine ait Hocahüsrev Mahallesi Kocasinan Caddesi No 28/2 Fatih/ İstanbul adresinde kurulu Uluslararasõ İle- tişim Haberleşme Basõn-Yayõn Organizasyon Araştõrma Geliş- tirme ve Danõşmanlõk Hizmetle- ri Limited Şirketi, 11 Nisan 2003 tarihinde Ankara Birlik Mahallesi adresine nakledildi. RTÜK Başkanõ Akman ile eşi Ayşe Gülgün Akman 22 Mart 2005 tarihinde şirketi bu kez Ni- şanca Mahallesi Eyüp Bulvarõ No 40/B Eyüp /İstanbul adresine nakledildi. 23 Mart 2003 tarihin- de ise şirket müdürü olarak seçi- len Aykut Zahid Akman tek im- za yetkilisi oldu. Zahid Akman, 13 Temmuz 2005 tarihinde RTÜK üyeliğine seçildikten sonra 27 Temmuz 2005 tarihinde eşiyle birlikte his- selerini devretti. Akman ailesinin hisselerini devrettiği kişi ve şir- ketler ise Almanya Deniz Fene- ri vurgununun kilit isimleri olmasõ dikkat çekti. Akman’ın payı Karaman’a Akman ailesinin şirketinin his- se devri için yapõlan toplantõsõna Deniz Feneri vurgununda para- larõn gönderildiği belirtilen Beyaz Holding AŞ adõna Zekeriya Ka- raman, Mustafa Çelik ve İsmail Karahan katõldõ. Zahid Akman 9 bin 350 YTL’lik sermayesinin ta- mamõnõ Beyaz Holding AŞ’ye devretti. Deniz Feneri Derne- ği’nin gayri resmi muhasebesini tuttuğu belirtilen Firdevsi Ermiş ifadesinde, paravan olduğunu id- dia ettiği Weiss GmbH şirketin- den Beyaz Holding’e para trans- fer edildiğini anlatmõştõ. RTÜK Başkanõ’nõn eşi Ayşe Gülgün Akman ise sahibi olduğu 650 YTL’lik sermayesinin 550 YTL’sini Beyaz Holding’e, 100 YTL’lik payõnõ ise İsmail Kara- han’a devretti. Karahan ise Deniz Feneri iddianamesinde “Yakın ilişkinin bulunduğu sermaye şirketleri” başlõğõ altõnda irdele- nen paralarõn aktarõldõğõ şirket ortaklarõ arasõnda sayõlõyor. His- senin devredildiği diğer ortaklar Mustafa Çelik ile İsmail Karahan ise Alman savcõ tarafõndan yardõm paralarõyla alõnan gemi olayõnõn aktif üyeleri olarak gösterildi. Ayrõca İsmail Karahan yardõm pa- ralarõnõ Türkiye’de teslim alan isimler arasõnda yer aldõ. Devrin ardõndan Uluslararasõ İletişim Li- mited Şirketi’nin müdürlüğüne, Zekeriya Karaman ile Mustafa Çelik seçildi. Adres her şeyi anlatıyor RTÜK Başkanõ ve eşinin ku- rucusu olduğu Uluslararasõ İleti- şim Hizmetleri Limited Şirke- ti’nin iletişim adresleri Deniz Fe- neri vurgunundaki “kardeşliği” gözler önüne seriyor. Şirketin elektronik ortamda “ak- [email protected]” ve “zak- [email protected]” adres- leri ile yazõşma yapõlabileceği belirtiliyor. ASSPLAN GmbH, Almanya’da para transferinin ya- põldõğõ şirket olarak iddianamede yer alõyor. Beyazgrup ise yardõm paralarõnõn Türkiye’de gönderil- diği şirket olarak biliniyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Örgütü üyeleri, Almanya’da hakkında yol- suzluk yaptığı gerekçesiyle dava açılan Deniz Feneri Derneği e.V.’yi dün Eminönü Ahırka- pı’daki Deniz Feneri önünde protesto etti. “Yardımlar itina ile alınır” ve “Durmak yok, yola devam” pankartı açan CHP’liler “Yala yut Tayyip, yala tut” şeklinde slogan attılar. Burada grup adına basın açıklamasını oku- yan CHP İstanbul İl Genel Meclisi üyesi Ne- zih Deniz, “Ülkemizde irticanın odağı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından suçu sabit görülen AKP hükümeti, laik cumhuriyet Ata- türk ilke ve devrimlerine karşı örgütlenerek toplanan paraları ciddi boyutta kendi örgüt- lerinde nemalandırmıştır. Anlaşılıyor ki si- yaset bu kirli finansmanı her türlü sahtekâr- lığı mübah görerek laik cumhuriyete karşı kullanmıştı.” Deniz, elde edilen paraların seçim döne- minde erzak kolileri olarak yurttaşlara dağı- tıldığını söyledi. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) AhõrkapõFeneri’nde AKP’ye protesto SHP İstanbul İl Başkanı Zafer Nu- hoğlu ve partililer, Almanya’da yol- suzluk yaptığı gerekçesiyle dava açı- lan Deniz Feneri Derneği e.V.’nin Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği aracılığıyla AKP’ye ve bir TV kana- lına para aktardığı savıyla suç du- yurusunda bulundu. Savcıları göre- ve çağıran Nuhoğlu, Şişli Savcılığı ta- rafından Fatih Adliyesi’ne yönlendi- rildi. Nuhoğlu Şişli Adliyesi önünde yaptığı basın açıklamasında günler- dir basında Almanya’daki Deniz Fe- neri Derneği’nin topladığı yardım paralarını, Türkiye’deki iktidar par- tisine ve bir TV kanalına aktardığı id- dialarına dikkat çekerek “SHP ola- rak, bu iddiaların ciddiyeti karşı- sında cumhuriyet savcılarımızı göreve çağırarak, bugün itibarıyla cumhu- riyet savcılığına suç duyurusunda bulunuyoruz” dedi. SHP’den suç duyurusu Bu kez araştõrmayõ düşünüyormusunuz? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Bihlun Tamaylıgil, Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Nazõm Ekren’in yazõlõ yanõtlamasõ istemiyle TBMM Başkanlõğõ’na bir soru önergesi verdi. Kanal 7’ye kaynak aktarõlmasõyla ilgili olarak 2006 ve 2007 yõllarõnda verdiği soru önergelerini anõmsatan Tamaylõgil, “Sermaye Piyasası Kurulu tarafından önergelere verilen cevaplarda, ‘Yeni Dünya AŞ (Kanal 7) tarafõndan Sermaye Piyasasõ Kanunu’na aykõrõ bir biçimde halka arz yapõldõğõ yönünde kesin bir yargõya ulaşõlamamasõ nedeniyle herhangi bir işlem yapõlmamasõna karar verildiği’ belirtildi” dedi. Tamaylõgil, Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Ekren’e, “2006’da, 2007’de sordum, yine soruyorum, ‘Kanal 7’ye para aktarõlmadõ suç yok’ diyordunuz. Hâlâ ‘para aktarõlmadõ, suç yok’ diyor musunuz? Yeni bir soruşturma talimatı vermeyi düşünüyor musunuz” sorusunu yöneltti. TAMAYLIGİL’DEN SORU ÖNERGESİ: DERNEK ESKİŞEHİR’DE ETKİN CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR - Yolsuzluk iddialarõyla gündeme gelen Deniz Feneri Derneği, Eskişehir’deki faali- yetlerini AKP’li belediyelerin desteğiyle sürdürüyor. Deniz Feneri Derneği’nin Eskişehir’deki iftar yemeği için öğretmenevi tahsis edildi. Dernek, AKP’li Odunpazarõ Belediyesi’nin ramazan ayõ süresince verdiği izinle Atatürk Bulvarõ’nda bir konteynerde bağõş toplama bürosu açtõ. Telekom büroya telefon hattõ çekerken, TEDAŞ seyyar büronun gece de ça- lõşmasõnõ sürdürebilmesi için yakõndaki bir elektrik direğinden elektrik hattõ bağladõ. AKP’li Tepebaşõ Belediyesi’nin isteği üzerine de dernek Neo ve Es- park alõşveriş merkezlerinde bağõş standlarõ kurdu. Ancak bu standlar yurttaşlarõn tepkisiyle kaldõrõldõ. CHP il ve ilçe teşkilatlarõ ise dün düzenlediği ey- lemle derneği protesto etti. CHP İl Başkanlõğõ’nda toplanan partililer, derneğin bağõş toplama bürosu- nun önüne “AK’lan da gel” yazõlõ bir çelenk bõraktõ. DenizFeneri’neAKP’li belediyelerden destek CHP’liler derneğin bürosu önüne siyah çelenk bıraktı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle