Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
lenerek bugünkü ünlerine kavuşan kimilerinin kinle-
rini kusma fırsatını bulduklarına tanık olduk.
Öncelikle şu soruyu yanıtlamak gerekiyor:
Deniz Feneri olayı ile başlayan tartışmada kimi ko-
nularda RTE’nin söyledikleri mi yoksa Aydın Doğan’ın
aynı konulardaki açıklamaları mı doğruları içeriyor?
RTE’yi altı yıldır dikkatle izleyen bir gazetecinin,
RTE’nin Allah birdir dışında söylediklerine inanma-
sı zordur, zor.
Zordur zira; RTE, hemen her konuyu kendine yont-
mak için saptırmakta büyük ustadır ve demagoji ala-
nında Türk siyasal yaşamında gelip geçenler asla
RTE’nin düzeyine erişemezler.
Nitekim, ünlü Bayrampaşa konuşması olayları sap-
tırmanın şaheser bir örneği idi.
Alman savcının Deniz Feneri adındaki çeteyi, hal-
kı din adına dolandırarak topladıkları milyonlarca dö-
vizi Türkiye’de bir TV kanalı kurulmasını sağlamak-
tan ve siyaseten yakın buldukları dinci bir partiye kur-
yelerle iletmekten suçlu buluyor: RTE, ilk ağızda bu
iddianın Doğan medyası ve CHP tarafından RTE’yi
ve AKP’yi vurmak için kullanıldığını söylüyor.
Oysa Alman savcının iddianamesi CHP’nin elin-
de ve gazete bürolarında. Burada RTE’nin de,
RTÜK Başkanı Zahit Akman ile diğer Deniz Fene-
ri sorumlularının da adı geçiyor.
RTE, bu gerçeği tamamen başka yönde kullanı-
yor. İddianameyi yok sayıyor ve iddianamedeki suç-
lamaları Doğan Medya Grubu ile CHP’nin paslaşa-
rak tezgâhladıklarını iddia ediyor.
Demek ki Müslümanlıkta haklı görünmek için ya-
lana, saptırmaya başvurmak, sonradan edindiğin bir
sıfatın arkasına sığınarak üstündeki çamurları baş-
kalarına, sağa sola atmak mubah!
Türkiye, gerçekleri saptırmaktan da öteye inkâr kul-
varına oturtarak istismar eden RTE gibi bir Başba-
kan’a rastlamadı.
Aydın Doğan geldi, Hilton’la ilgili istekte bulundu,
reddettim, diyor.
Aydın Doğan da hayır, öyle olmadı, ben Ceyhan’da
şu kadar insana iş sağlayacak bir rafineri kurmak is-
tiyorum, gerekli ruhsat verilmesi için RTE’ye baş-
vurdum, diyor.
Şunun bunun değil TC’nin Başbakanı olduğunu
ikide bir yineleyen RTE; olmaz, diyor.
Neden? “...‘Bizim’ Çalık’a söz verdik, o yapacak
rafineriyi” diye Doğan’ı geri çeviriyor.
“Bizim” Çalık? Kim bu “bizim” Çalık? Yakın dos-
tu. Devlet bankalarından (Başbakan’ın himmetiyle
sağlandığı öne sürülen) 750 milyon dolar kredi ile ATV
ve Sabah’ı satın alan, damadın çalıştığı, belki de Ça-
lık Grubu’na gizli ortak olduğu yeşil sermaye grubu.
Aydın Doğan bana Hilton işini hallet, dedi. Peki
ama sen RTE; Aydın Doğan’a, böyle bir öneriyi ne-
den benimle değil, git İstanbul belediye başkanı ile
konuş, hallet demedin?
Demedin, diyemezdin; çünkü şu veya bu yasal bir
isteği Doğan medyasının yayın politikasını kontrol
edebilmek için elinin altında tutmayı yeğledin.
İşte izlediğin politikanın anahtarı: Uygunsa yayınlar
eyvallah! Ama gerçekleri yayımlamaya başladı mı on
parmağında on kara!
RTE, Aydın Doğan’ın çıkar sağlayabilmek için is-
tediğini elde edemeyince medyasında aleyhte ya-
yınlara başladığını, yani şantaj yaptığını iddia ediyor.
Pekâlâ. Sen gerçekten bir devlet adamı isen med-
yatik şantajı aylarca neden belleğinde tutuyor veya
Doğan’ın yasadışı bir girişimi, eylemi varsa bunları
neden yargıya vermiyorsun?
Çıkmış karşına, “Suçum varsa ver mahkemeye” di-
yor.
Ha, sen yargıdan gerçekleri ortaya çıkarır diye kor-
kuyorsan o başka!
RTE, Aydın Doğan’a yüklenirken, “Senin maaşlı kö-
şe yazarı avukatların var, benim yok” diyor.
Oysa RTE’nin emri altında yalakalıktan ağzı bur-
nu ve tabii kalemi b.k kokan, yüzlerce gazeteleri,
TV’leri ve gazetecileri, köşe yazarları var.
Gerçekleri bu denli inkâr etmesine, saptırmasına
ve hakaret öğesi olarak kullanmasına aslında şaş-
mamak gerek. Fakat insanların gözü içine bakarak
bu kadar kallavi bir yalan söylemesini, hadi insan ola-
rak kendine yakıştırıyor diyelim ve lakin yakışıyor mu
taşıdığı Başbakanlık sıfatına?
Âlemi kör ve sağır sanan, ne ki âlemin saptadığı
gerçeklere kör ve sağır bir Başbakan!
SAYFA 10 EYLÜL 2008 ÇARŞAMBACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 28
Edirne B 32
Kocaeli Y 27
Çanakkale B 29
İzmir B 31
Manisa B 32
Aydın B 34
Denizli B 33
Zonguldak Y 23
Sinop Y 27
Samsun Y 26
Trabzon Y 25
Giresun Y 25
Ankara B 29
Eskişehir B 27
Konya B 28
Sıvas B 24
Antalya B 32
Adana B 33
Mersin B 31
Diyarbakır B 35
Şanlıurfa B 35
Mardin B 32
Siirt B 36
Hakkâri PB 25
Van PB 26
Kars Y 25
Oslo Y 13
Helsinki Y 14
Stockholm Y 14
Londra Y 20
Amsterdam B 20
Brüksel B 20
Paris B 23
Bonn Y 22
Münih Y 23
Berlin Y 24
Budapeşte PB 29
Madrid Y 30
Viyana PB 28
Belgrad PB 27
Soyfa B 28
Roma B 27
Atina B 30
Zürih Y 27
Moskova Y 14
Aşkabat B 33
Astana PB 37
Taşkent PB 37
Bakû Y 28
Bişkek Y 30
Tiflis PB 22
Kahire B 33
Şam Y 35
Yurdun kuzey kesim-
leri parçalı çok bulutlu,
Karadeniz kıyıları, Mar-
mara’nın Kuzey Do-
ğu’su ile Kars, Arda-
han, Artvin, Amasya,
ve Tokat çevreleri sa-
ğanak ve gökgürültü-
lü sağanak yağışlı, di-
ğer yerler az bulutlu ve
açık geçecek. Hava
sıcaklığı tüm yurtta 2
ila 4 derece azalacak.
1. KOŞU: F: Moon Khan (3), P: My Lady (6), PP:
Madruk (5), S: Okeanos (1). 2. KOŞU: F: İlkbahar (3),
P: Binde Gör (1), PP: Ayverdi (4), S: Özlenentay (6).
3. KOŞU: F: Mungan Dağõ (4), P: Emircan (7), PP:
Jovi Gulch (11), S: Lady Daphne (8). 4. KOŞU: F: Spe-
ed Master (8), P: Mcqueen (7), PP: Adagio (1), S: Swe-
ety Girl (12). 5. KOŞU: F: Mozaik (2), P: Sevim Ana
(5), PP: Silver Dream (13), S: İskenderun (10). 6. KO-
ŞU: F: Coşkuner (5), P: Özümbtur (4), PP: Dinserhan
(2), S: Bademşekeri (7). 7.KOŞU: F: Sisifos (6), P:
Striker (8), PP: El
Clasico (11), S: Wind
Of Copperland (9).
8. KOŞU: F: Suzira
(6), P: Perican (3),
PP: Ahugöz (2), S:
Özten (8).
‘MEB kendi
yandaşlarını
koruyor’
Hollanda’da burkaya yasak geldi
YUSUF ÖZKAN
AMSTERDAM - Hollan-
da’da Eğitim Bakanõ Ronald
Plasterk’in yayõmladõğõ ge-
nelge ile ülkedeki ilköğretim ve
ortaöğretim okullarõnda burka
giyilmesi resmen yasaklandõ.
Yasak, sadece öğrenci ve öğ-
retmenleri değil, okullara ziya-
retçi olarak gelenleri de kapsõ-
yor.
Hollanda hükümetinin bir sü-
re önce aldõğõ “resmi daire-
lerde ve toplu taşıma araçla-
rında burka ve peçenin ya-
saklanması” kararõ, ilköğre-
tim ve ortaöğretim kurumla-
rõnda uygulanmaya başlandõ.
Eğitim Bakanõ Plasterk’in ön-
ceki gün yayõmladõğõ genelge ile
ilköğretim ve ortaöğretim ku-
rumlarõnda burka ve peçe yasağõ
resmen yürürlüğe girdi. Genel-
geye göre burka ve peçe yasa-
ğõ, öğrenciler, öğretmenler ve
yardõmcõ personelin yanõ sõra zi-
yaretçiler için de geçerli olacak.
Uygulama kapsamõnda, okul
sõnõrlarõ içinde peçe ve burka ile
dolaşõlmasõ kesinlikle yasak
olacak. Okul kantinlerine mal
getiren toptancõlar da dahil, ilk-
öğretim ve ortaöğretim kurum-
larõna girip çõkan herkes bu
yasağa uymak zorunda olacak.
Üniversitelerin “şimdilik” bu
uygulama dõşõnda olduğu be-
lirtildi. Eğitim Bakanõ, peçe ve
burka yasağõnõn uygulanmasõ-
nõn, üniversitelerin kendi inisi-
yatiflerine bõrakõldõğõnõ açõk-
ladõ. Burka ve peçe gibi, kadõn
yüzünü ve vücudunu tamamen
kapatan giysilerin her yerde
yasak olmasõ gerektiğini savu-
nan muhalefet ise yasak kararõnõ
yeterli bulmuyor. Özellikle sağ-
cõ partiler, yasağõn tüm top-
lum kesimlerinde, katõ biçimde
uygulanmasõ gerektiğini savu-
nuyor.
Metal işçilerine sendika baskısı
Şehit erin cenazesi Şanlıurfa’ya gönderildi
ELAZIĞ / ŞANLIURFA (Cumhuriyet)
- Elazõğ’õn Karakoçan ilçesi kõrsalõnda PKK’li-
lerce açõlan ateş sonucu şehit olan jandarma
komando er Ali Yüksel’in cenazesi Elazõğ As-
ker Hastanesi’nde düzenlenen törenin ar-
dõndan memleketi Şanlõurfa’ya gönderildi.
Karakoçan ilçesinde Çan bölgesi Pilavte-
pe mevkiinde önceki gün göreve giden Ela-
zõğ Jandarma Komando Taburu’na bağlõ
jandarma timine teröristlerce açõlan taciz
ateşinde, jandarma komando er Ali Yüksel şe-
hit oldu. Yüksel için dün Elazõğ Asker Has-
tanesi’nde tören düzenlendi. Törene, Vali Ve-
kili Kadir Balaban, 8. Kolordu Komutanõ
Korgeneral Eyüp Kaptan, Belediye Başkan
Vekili Gültekin Koç, Cumhuriyet Başsavcõsõ
Süleyman Bağrıyanık, sivil ve askeri erkân
katõldõ. Törenin ardõndan şehit Yüksel’in ce-
nazesi ambulansla memleketi Şanlõurfa’ya
gönderildi.
Şanlõurfa merkez Vergili köyünde çiftçilik
yapan Ali Yüksel’in ailesi, çocuklarõnõn şe-
hit olduğu haberini, köye giden Jandarma Yar-
bay Metin Şimşek ile askerlerden öğrendi.
Köy muhtarõ ve askerleri karşõsõnda gören ba-
ba Hüseyin Yüksel, soğukkanlõlõğõnõ koru-
maya çalõşarak “Vatan sağolsun” dedi.
Yüksel, daha sonra askerlerle birlikte evine
giderek eşi Fatma Yüksel ve çocuklarõna oğ-
lunun şehit olduğu haberini verdi. Bu sõrada
fenalaşan anne Yüksel ile çocuklarõna ilk mü-
dahaleyi, köyde hazõr bekletilen ambulanstaki
sağlõk görevlileri yaptõ. Köyde taziyeleri ka-
bul etmeye başlayan şehidin ailesi, evin çev-
resine Türk bayraklarõ astõ. Şehidin babasõ Hü-
seyin Yüksel, 4.5 aylõk asker olan oğlunun
en son önceki gün ağabeyi Ragıp Yüksel’i
aradõğõnõ ve operasyona çõkacaklarõnõ haber
verdiğini söyledi.
45 yılda 20 ‘görüşme süreci’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kõb-
rõs’ta Türk ve Rum liderler yeni bir kapsamlõ
görüşme süreci için bugün masaya oturuyor.
Ancak, 1960’ta kurulan Kõbrõs Cumhuri-
yet’nin Rumlar tarafõndan yõkõldõğõ 1963 tari-
hinden bu yana yapõlan 20’den fazla “kapsamlı
görüşme” sorunun çözümü için anahtar ola-
madõ. Bu süre içinde Türkiye 1974 yõlõnda Ba-
rõş Harekâtõ düzenledi, 1983 yõlõnda KKTC ku-
ruldu ve 2004 yõlõnda ise Rumlar Kõbrõs Cum-
huriyeti sõfatõnõ kullanarak AB üyesi oldu.
45 yõldaki görüşme süreçlerinde öne çõkan
tarihler şöyle:
4 Mart 1964’te BM Güvenlik Konseyi
adada barõş gücü ve arabulucu bulundurmayõ
öngören 186 no’lu kararõ aldõ. 15 Ağustos 1964
Cenevre Konferansõ başlatõldõ. 1. ve 2. Ache-
son Planlarõ gündeme geldi. Karpaz’da Türk-
lere üs verilmesi gibi başlõklarõ içeren planlar
Rum kesimi tarafõndan kabul edilmedi.
26 Mart 1965’te BM Planõ ortaya çõktõ.
Bu Rumlara kendi kaderini belirleme hakkõ sağ-
larken, Türkleri adada azõnlõk durumuna dü-
şürüyordu. 1967’de Türkiye’nin adaya mü-
dahale etmesi gündeme geldi. Yunanistan’õn
Kõbrõs’ta bulunan 20 bin askerini çekmesi gün-
deme geldi. Çözümün görüşmeler yoluyla
sağlanmasõna karar verildi.
28 Ocak 1968’de NATO girişimiyle
Lemnitzer Planõ uygulamaya konuldu. Türki-
ye ve Yunanistan’õn NATO güçlerinden olu-
şan birlikler adada silahlõ saldõrõlarõ önleye-
ceklerdi. Rum tarafõnõn istememesi uygulamayõ
bitirdi.
1968’de Türk toplumu lideri Denktaş ve
Rum lideri Klerides arasõnda toplumlar ara-
sõ görüşmeler başladõ. 8 Haziran 1972’de BM
Genel Sekreteri’nin çabasõyla genişletilmiş gö-
rüşmelere geçildi. BM, Türkiye ve Yunanis-
tan temsilcileriyle görüşmeler yapõldõ. 31
Temmuz 1. Cenevre Antlaşmasõ imzalandõ.
Kõbrõs’õn bağõmsõzlõğõnõn teminatçõsõ olan üç
ülkenin imzaladõğõ anlaşmaya göre adada iki
otonom yönetimin varlõğõ kabul edildi. 1975
Viyana görüşmeleri sõrasõnda nüfus mübade-
lesi yapõldõ ve bugünkü sõnõrlar belirlendi.
2 Şubat 1977’de Denktaş ve Makarios
arasõnda anlaşma imzalandõ. İki toplumlu, iki
bölgeli federal yapõ çözüm olarak sunuldu. Bu-
nun sulandõrõlmamasõ için de belli ilkeler ge-
tirildi.
1978’de Kanada’nõn da yardõmõyla
Amerikan Planõ hazõrlandõ. Mayõs 1979’da BM
girişimiyle görüşmeler yeniden başladõ. Denk-
taş ve Kipriyanu 2. Doruk Antlaşmasõ’nõ im-
zaladõ. BM Genel Sekreteri Perez de Cuel-
lar’õn çabalarõ sonucu 10 Eylül 1984 günü New
York’ta dolaylõ görüşmeler başladõ. Cuel-
lar’õn hazõrladõğõ belgeyi Denktaş imzalarken
Kipriyanu imzalamaktan çekindi.
18 Haziran 1992’de BM Genel Sekreteri
Butros Gali Türk tarafõna yüzde 28.2 oranõnda
bir toprak bõrakõlan bir harita sundu. 37 Türk
köyünün Rum tarafõna verilmesi, Karpaz’da bir
Rum kantonunun oluşturulmasõnõ ve binlerce
Rum’un kuzeye göç etmesini öngörüyordu. 15
Temmuz’da ikinci tur başladõ. Rum tarafõ 8 Ha-
ziran’da paketi reddetti.
1999 AB’nin Helsinki Zirvesi öncesin-
de dolaylõ görüşmeler başlatõldõ. 2000’de Çan-
kaya görüşmelerin son bulmasõnõ istedi. BM
Genel Sekreteri’nin getirdiği yeni öneriler
sayesinde 5 tur devam etti. Rum lider Kleri-
des’in görüşmeleri boykot etmesiyle görüş-
meler son buldu.
2002 Kopenhag Zirvesi yaklaşõrken
Denktaş, Klerides’i yüz yüze görüşmeye ça-
ğõrdõ. Aralõk 2001’de bir araya geldiler. 16
Ocak’ta doğrudan görüşmelere başlamaya
karar verdiler. 58 görüşme yapõldõ ama bir so-
nuca varõlamadõ.
2004’teki Annan Planõ, Birleşik Kõbrõs
Cumhuriyeti’ni destekliyordu. Denktaş planõn
ilk üç versiyonunu reddetti. Talat’õn planõn be-
şinci versiyonunu kabul etmesine karşõn Rum
kesimi yüzde 75 gibi bir oyçokluğuyla plana
“hayır” dedi. Türkiye 2006 Ocak’ta Eylem Pla-
nõ sundu ancak Rumlar kabul etmediler.
8 Temmuz 2006’da BM Genel Sekreter
Yardõmcõsõ İbrahim Gambari’nin temaslarõ
sonunda taraflar, iki kesimli, iki toplumlu, si-
yasi eşitliğe dayalõ federal bir çözüme bağlõ-
lõklarõnõ, çözümsüzlüğün olumsuz sonuçlar ge-
tirdiğini kabul ettiklerini ve birbirlerini suçla-
maktan vazgeçtiklerini belirten 5 maddelik bir
açõklama yaptõlar.
İstanbul Haber Servisi -
Niğde’deki DİTAŞ-Doğan Ye-
dek Parça Fabrikasõ’nda çalõşan
DİSK’e bağlõ Birleşik Metal
İşçileri Sendikasõ (Birleşik Me-
tal-İş) üyesi yaklaşõk 400 işçi
sendikadan istifaya zorlandõklarõ
ve işten çõkarma tehdidi ile kar-
şõlaştõklarõ gerekçesiyle bugün
şirket yöneticileri hakkõnda Niğ-
de Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na
suç duyurusunda bulunacak.
Birleşik Metal-İş Sendikasõ
Genel Sekreteri Özkan Atar
dün gazetemize yaptõğõ açõkla-
mada, işverenin 2000 yõlõndan
bu yana sendikalõ 400 işçiye bas-
kõ uyguladõğõnõ belirtilerek, iş-
yerine Türk-İş’e bağlõ Türk Me-
tal Sendikasõ’nõ sokarak işçi di-
renişinin kõrõlmak istendiğini
söyledi. Atar, “2000’de sendi-
kaya üye oldukları için 400 iş-
çi işten atıldı. İşçiler 8 ay bo-
yunca işyeri önünde bekledi.
Bu süre içinde işveren dışarı-
dan işçi buldu. İşleri yürüte-
medikleri için 400 kişiyi tek-
rar işe aldılar. Toplu iş söz-
leşmelerinin imzalanmasının
ardından işyerine dışarıdan iş-
çi alımına yeniden başlandı ve
yeni işçiler Türk Metal’e üye
edildi. Birleşik Metal-İş Sen-
dikası’ndan ayrılmayan işçi-
lere baskılar artarak devam
etti” dedi.
Sendikanõn Genel Yönetim
Kurulu’ndan yapõlan yazõlõ açõk-
lamada ise Almanya’da ortaya
çõkan “Deniz Feneri” iddiala-
rõnõn geçmişiyle ve bugünüyle
gõrtlağõna kadar yolsuzluklara
batmõş AKP’nin ne ilk ne son
yolsuzluğu olacağõ şöyle ifade
edildi: “AKP’nin iktidara
gelmesinde önemli payı olan,
yakın zamana kadar destek-
leyen Doğan Medya Gru-
bu’nun iddianameyi sanki ilk
yolsuzluk olayıymışçısına ha-
ber olarak yansıtması ise ba-
sın özgürlüğü konusuna ta-
mamen kendi çıkarları açı-
sından yaklaştığının net bir
göstergesidir.”
MAHMUT LICALI
ANKARA - Milli Eğitim Bakanlõğõ
(MEB) tarafõndan 24 Nisan 2008 tarihinde
yayõmlanan Eğitim Kurumlarõ Yönetici
Atama Yönetmeliği kapsamõnda yalnõzca
İstanbul’un dört ilçesinde 7 ay içerisinde
idareci ve öğretmenlere 715 takdir, 5 bin
173 teşekkür belgesi verildi. Hayatõnõ teh-
likeye atarak görevinde olağanüstü gayret
gösterenlere verilmesi öngörülen takdir ve
teşekkür belgeleri atamalarda önemli bir
ölçüt olarak değerlendiriliyor. Eğitim-İş
Genel Başkanõ Yüksel Adıbelli, MEB’in
kendi yandaşlarõnõ koruduğunu kaydetti.
Eğitim-İş İstanbul 1 No’lu Şube tarafõn-
dan hazõrlanan rapor, Milli Eğitim Bakan-
lõğõ’nca 24 Nisan 2008 tarihinde yayõmla-
nan yeni yönetici atama yönetmeliği kap-
samõnda idareci ve öğretmenlere verilen
takdir ve teşekkür belgelerinde rekor bir
artõş yaşandõğõnõ ortaya koydu. Rapora gö-
re, yoğun emek karşõlõğõnda alõnabilen tak-
dir ve teşekkür belgeleri MEB’e bağlõ ku-
rumlarda çalõşan binlerce idareci ve öğret-
mene dağõtõldõ.
Rapora göre, 25 Temmuz 2008 tarihine
kadar Ümraniye İlçe Milli Eğitim Müdür-
lüğü, 379 kişiye takdir, 2 bin 173 kişiye te-
şekkür belgesi verdi. Maltepe İlçe Milli
Eğitim Müdürlüğü’nde ise 202 kişi takdir-
le ödüllendirilirken 604 kişi teşekkür bel-
gesi aldõ. Bakõrköy İlçe Milli Eğitim Mü-
dürlüğü, 175 kişiye takdir belgesi verirken
410 kişiye teşekkür belgesi aldõ. Gazios-
manpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü de
1986 idareci ve öğretmeni teşekkür belge-
siyle ödüllendirdi. İstanbul’da yalnõzca 4
ilçede 3 ay içinde toplam 715 kişiye takdir
belgesi verilirken 5173 kişiye teşekkür
belgesi dağõtõldõ. İdareci ve öğretmenlere
verilen takdir ve teşekkür belgeleri MEB
tarafõndan yayõmlanan 2008/50 sayõlõ ge-
nelge doğrultusunda yönetici atamalarõnda
önemli bir değerlendirme ölçütü olarak
kullanõlõyor.
MEB tarafõndan verilen takdir ve teşek-
kür belgesi alabilmek için bir yönetici ya
da öğretmenin olağanüstü gayret göster-
mesi gerekiyor. Takdir belgesi almak için
aranan şartlar yönetmelikte şöyle sõralanõ-
yor:
. Genel bir zarar, felaket ve tehlikenin
önlenmesi veya genel bir faydanõn sağlan-
masõ için hayatõnõ tehlikeye koyarak gör-
evinde olağanüstü gayret göstermesi ve
başarõ sağlayanlara.
. MEB’in görev alanõna giren konularda
bilimsel nitelikte eser vermiş olanlardan
bu eserlerinin yarõşma sonucu bir veya bir-
kaç ders kitabõ olarak kabul edilmiş yurtiçi
ve yurtdõşõ yarõşmalarda derece almõş olan-
lara.
. Bakan tarafõndan üst üste 3 yõl Teşek-
kür Belgesi verilenlerden 4 yõlda da bakan
tarafõndan Teşekkür Belgesi verilmesi uy-
gun görülenlere.
. Yeni buluşlar yapanlara veya mevcut
usullerde yararlõ yenilikler meydana geti-
renlere.
. MEB’e bağlõ döner sermayeli kurum
ve kuruluşlarda üretimi, verimliliği ve ge-
liri kişisel çabasõ ve girişimleri ile bir ön-
ceki yõla oranla önemli ölçüde artõranlara...
İdareci ya da yöneticinin teşekkür belge-
si alabilmesi için görevinde emsallerine
göre üstün başarõ göstermesi ve MEB veya
ilgili kuruluşlarca kabul veya tescil edilen
çeviri ve derleme türünde eser yayõmlama-
sõ gerekiyor.
‘Tesisin açılmasına
izin vermedik’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Sağlõk Bakanlõğõ’ndan, Polonezköy’deki
merkezde 19 yaşõndaki Dila Kurt’un
ölümüne ilişkin yapõlan açõklamada, “Söz
konusu merkezin sağlık tesisi olarak
açılması ve işletilmesine ilişkin bakan-
lığımızca verilmiş bir izin belgesi bu-
lunmamaktadır” denildi.
Sağlõk Bakanlõğõ’nca, dün bazõ basõn ya-
yõn organlarõnda yer alan “19 yaşındaki
Dila’nın ölümü” haberleriyle ilgili yazõ-
lõ açõklama yapõldõ. Söz konusu merkezin
sağlõk tesisi olarak açõlmasõ ve işletilme-
sine ilişkin Sağlõk Bakanlõğõ’nca verilen
bir izin belgesi bulunmadõğõ belirtilen
açõklamada, bakanlõğõmõzõn konuyla ilgi-
li açtõğõ soruşturmanõn derinleştirilerek de-
vam ettiği ve sonucunun da en kõsa süre-
de kamuoyuna duyurulacağõ bildirildi.
ALTILI GANYAN
4 8 2 5 6 6
7 7 5 4 8 3
13 2 2
7/1 8
(Fotoğraf:AA)