Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
10 EYLÜL 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Başbakan’ı İzlemeye
Devam Edelim
Öyle anlaşılıyor ki; Sayın Başbakan, partisinin
İstanbul ilçe kongrelerinde, ekim ayından son-
ra elektrik fiyatları ile daha da artacak hayat pa-
halılığı başta olmak üzere halkın asıl sorunlarının
irdelenmesi yerine, gündemi ucuz polemiklerle
doldurma stratejisini kendisi için daha kolay bir
yöntem olarak seçmiş.
Bu nedenle de yolsuzlukların üstüne giden
medyayı hedef alan konuşmalar yapıyor; özellik-
le de Doğan Grubu’nu öne çıkartarak partilileri-
ne Aydın Doğan’ı
hedef göstermek istiyor.
Başbakan’ın salt Aydın Bey ile başlattığı tar-
tışmanın, bu köşeyi ilgilendirmediği düşünülebi-
lir. Ne ki Erdoğan’ı Doğan Grubu gazete ve tel-
evizyonları başta olmak üzere, başka medya or-
ganlarına da hücum ettiren neden, herkesçe bi-
lindiği gibi Almanya’da Deniz Feneri adındaki
dernek yöneticilerinin yoksullara yardım amacıy-
la topladıkları bağışlar nedeni ile Frankfurt Baş-
savcılığı tarafından başlatılan kovuşturmada or-
taya çıktığı söylenilen kimi kanıtların bizim ka-
muoyumuza yansıtılışıdır.
Başbakan bu haberlerde, Frankfurt Savcısı’nın
iddianamesinde kendisi ile partisinin de adlarının
karışmasından ötürü, Aydın Doğan ile hesaplaş-
mak isterken, iktidarını eleştiren köşe yazarları-
nı, “patronların silahşorları” gibi gördüğünü de
gizlemiyor. Özellikle köşe yazarlarının ürettikleri
görüşlerin ücret aldıkları işverenin direktifleri doğ-
rultusunda ısmarlanmış olduğunu söylemeye kal-
kışıyor.
Böyle bir suçlama, sadece Doğan Grubu’nda
çalışanlar için geçerli olamaz. Kalemlerini, işve-
renlerinin ya da başka güçlerin isteklerine bağış-
lamış olanlar varsa Başbakan bunları isimleri ve
kanıtları ile açıklamalıdır.
Böyle bir genellemenin, Doğan medyasında
çalışan; ama genelde AKP’nin icraatlarını des-
tekleyen bilinen isimleri de kapsamakla kalmadı-
ğı, kendileri için “yandaş medya” denilen gazete
ve televizyonlarda görüş üreten meslektaşlarımı-
zı da içine alacağını Sayın Başbakan bilmiyor
mu?
Tepki her gazeteciden gelmeli
Diyelim ki “Parayı veren, elbette düdüğü de
çaldırır” görüşünden yola çıktığı için Recep Tay-
yip Erdoğan, böylesine ağır bir töhmet ile med-
yayı suçlamaktadır.
O suçlama karşısında Doğan Grubu dışında ve
bir Cumhuriyet yazarı olan benim kadar; mese-
la Sabah ya da Star veya Yeni Şafak gibi gaze-
telerde çalışan “gazetecilerin de” tepki göster-
miş olmaları gerekir sanırım.
Özellikle Turkuaz medyasını yöneten holdin-
gin hâkim noktasında Erdoğan’ın damadının
oturduğunu bilenler, kendi düşüncelerine ters bir
kalemin yazısının hazırlanışını sadece o damat
beye değil, Keçiören’deki kayınpedere kadar
uzatabilirler Başbakan’ın bu mantığından yola çı-
karak.
Dahası da var.
Gazeteci önünde sonunda iş akdi feshedilirse
yargıya giderek hakkını arama olanaklarına sa-
hiptir. Ya milletvekilleri?
Onlar, ne yazık ki partilerinin genel başkanları-
nın iki dudağı arasından çıkan bir direktif sonun-
da listelerde yer ve sıra alabildikleri için, liderin
her dediğini buyruk gibi algılamıyorlar mı?
Ne dersiniz Sayın Başbakan? Alkışını az gör-
düğünüz milletvekilini gelecek seçimde listeniz-
de tutacak kadar cömert misiniz?
Silahşor arıyorsanız medyadan önce parti
grubunuzun sıralarında oturanlara bakınız.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Başbakan’õn Deniz Feneri konusunda basõna yönelik tutumu, AİHM’nin içtihatlarõ ile çelişiyor
Erdoğan’a AİHM dersiANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan’õn Deniz Feneri davasõnda
basõna yönelik tutumu, Avrupa İn-
san Haklarõ Mahkemesi’nin
(AİHM) basõn özgürlüğüne ilişkin
içtihatlarõnõ da gündeme taşõdõ.
AİHM’nin Handysid-Birleşik Kral-
lõk, Sunday Times- Birleşik Krallõk
davalarõ ile Lingens-Avusturya,
Oberschlick-Avusturya ve Castels-
İspanya davalarõ kararlarõnda, Er-
doğan’õn bugünkü yaklaşõmõnõn
tam tersi içtihatlar yer aldõ.
Ankara Barosu avukatlarõndan
Sedat Vural’õn yaptõğõ çalõşmada,
siyasetçi ve basõn arasõndaki ilişki-
lere yönelik AİHM kararlarõnõn ay-
rõntõlarõ yer aldõ.
Bu çalõşmaya göre Handysid-
Birleşik Krallõk dava kararõnda,
“ifade özgürlüğü, toplumun iler-
lemesi ve her insanın gelişmesi
için esaslı koşullardan biri olan
demokratik toplumun ana te-
mellerinden birini oluşturur. İfa-
de özgürlüğü, 10. maddenin sı-
nırları içinde, sadece lehte oldu-
ğu kabul edilen veya zararsız ve-
ya ilgilenmeye değmez görülen
haber ve düşünceler için değil,
ama ayrıca devletin veya nüfusun
bir bölümünün aleyhinde olan,
onlara çarpıcı gelen, onların ra-
hatsız eden haber ve düşünceler
için de uygulanır. Bunlar, çoğul-
culuğun, hoşgörünün ve açık fi-
kirliliğin gerekleridir; bunlar ol-
maksızın demokratik toplum ol-
maz” denildi.
‘Bilgi edinme hakkı’
AİHM’nin 26.4.1979 tarihli Sun-
day Times-Birleşik Krallõk dava
kararõnda ise “Basın söz konusu ol-
duğunda AİHS’nin 10. madde-
sinde belirlenen ilkeler özel bir
önem kazanır. Bu ilkeler, önem-
li ölçüde toplumun yararına hiz-
met eden ve aydınlatılmış bir
halkın işbirliğini gerektiren ada-
letin dağıtılması alanına da aynı
ölçüde uygulanır.
Mahkemelerin boşlukta çalış-
madıkları, genel kabul gören bir
olgudur. Mahkemeler, uyuşmaz-
lıkların çözümünde bir forum
durumundadırlar, ama bu de-
mek değildir ki, uzmanlaşmış
dergilerde, genel basında ya da
halk arasında uyuşmazlıklar ön-
ceden tartışılamaz. Dahası, basın
yayın organları adaletin usulüne
göre dağıtılmasına tecavüz etme-
yip, kamu yararının bulunduğu
diğer alanlarda olduğu gibi, mah-
kemelerin önüne gelmiş sorun-
larla ilgili haber ve düşünceleri
vermekle yükümlüdür.
Sadece basın yayın kuruluşları
bu tür haber ve düşünceleri ver-
mekle görevli değildir, halkın da
bu haber ve düşünceleri edinme
hakkı vardır. Bu nedenle 10.
madde, halkı bilgilendirmek için
sadece basın özgürlüğünü değil,
halkın doğru olarak bilgilendi-
rilme hakkını da güvence altına
alır” ifadesi yer aldõ.
‘Basın özgürlüğü’
AİHM, Lingens/Avusturya,
Oberschlick/Avusturya ve Cas-
tels/İspanya dava kararlarõnda “Ba-
sın, her ne kadar özellikle baş-
kalarının onurunu korumak ama-
cıyla konmuş bulunan sınırları aş-
mamak zorunda ise de, politik so-
runlar ve genel yararı ilgilendiren
öteki konulara ilişkin haber ve dü-
şünceleri iletmekle de görevlidir.
Basın özgürlüğü, kamuoyuna,
yöneticilerin fikir ve davranışla-
rını öğrenme ve değerlendirmede
kullanılacak en uygun araçlardan
birini sağlamaktadır. 10. madde
bu hususu kamunun bilgi ve ha-
ber alma hakkına sahip bulun-
duğunu belirtmek suretiyle ifade
etmiştir.
Daha genel şekilde söylemek
gerekirse, hür siyasi tartışma,
bütünüyle sözleşmeye egemen de-
mokratik toplum kavramının öz
unsurunu oluşturur. Bu neden-
ledir ki eleştiri sınırları kamusal
kişi sıfatıyla hareket eden siyaset
adamı konusunda, sade vatandaş
konusundakinden daha geniştir”
görüşüne yer verildi.
AİHM Handysid-Birleşik Krallõk dava kararõnda, “ifade özgürlüğü, toplumun ilerlemesi ve
her insanõn gelişmesi için esaslõ koşullardan biri olan demokratik toplumun ana temellerinden
birini oluşturur” deniliyor.
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Almanya’da süren
Deniz Feneri e.V. davasõnda dün id-
dialar ve kanõtlarõ üzerine ayrõntõlõ açõk-
lamalar yapõldõ. Frankfurt Eyalet Mah-
kemesi’ndeki davanõn dünkü duruş-
masõnda soruşturma süreci irdelenme-
den önce, baş sanõk konumundaki Meh-
met Gürhan adõna yapõlan bir açõkla-
mada, son günlerde kendisi hakkõnda çõ-
karõlan haberlerin gerçeği yansõtmadõ-
ğõ vurgulandõ. Gürhan’õn avukatõ, mü-
vekkilinin sevgilisi olduğu ve Türkiye
Cumhuriyet Başbakanõ’na da para ak-
tardõğõ yolundaki iddialarõ yalanlayarak
“Gürhan, Recep Tayyip Erdoğan’a
herhangi bir para vermemiştir” de-
di.
Duruşmada, sorgu ve soruşturma sü-
recinin sonuçlarõ tüm ayrõntõlarõyla
mahkemeye sunuldu. Ekonomik suçlar
bölümünden Başkomiser Böhm tara-
fõndan yapõlan açõklamalarda, soruş-
turma tüm aşamalarõyla değerlendiril-
di. Yardõm derneği adõ altõnda inanõlmaz
bir yolsuzluklar trafiği yaşandõğõna
dikkat çekilen açõklamalarda, Deniz
Feneri ile hangi şirketlerin nasõl bir iliş-
ki içinde olduğu gösterildi. Bu arada
Yimpaş gibi şirketlerle ilişkilere yoğun
para hareketlerinin eşlik ettiği de kay-
dedildi ve örnekler verildi.
Açõklamalar çerçevesinde tutulan
sözde hesaplarõn, alõndõ belgelerinin, ay-
nõ elden çõkmõş imzalarõn dökümü ve-
rildi. Bu arada, 25 Nisan 2007’de ya-
põlan baskõn sonucu elde edilen belge-
ler ve depolardaki basõlõ malzeme de yo-
rumlandõ.
Muhasebe sorumlusu Firdevsi Er-
miş’in sorgusu sõrasõnda yaptõğõ açõk-
lamalar ve “fiili muhasebe” başlõğõ al-
tõnda bir biçimde ele geçirdiği sabit
bellek ile birlikte sunduğu belgeler
yardõmõyla, 41 milyon 424 bin Avro
tutarõndaki paranõn nasõl dağõtõldõğõ-
na yönelik bulgular da anlatõldõ. Eko-
nomik Suçlar Uzmanõ Böhm, Irak,
İran, Pakistan, Sudan, Etiyopya, Bal-
kanlar, Azerbaycan gibi birçok ülke-
de bazõ paralarõn dağõtõldõğõnõ, ama
bunlarõn kesin olarak belirlenemedi-
ğini kaydetti.
Yardõm olarak aktarõldõğõ ileri sü-
rülen bazõ paralarõn herhangi bir alõn-
dõ belgesi olmadan bazõ yabancõlara el-
den verildiğine yönelik kanõtlarõn da
mahkeme heyetine sunulduğu duruş-
mada, 2005-2007 arasõnda Alman-
ya’daki Deniz Feneri’nden Türki-
ye’deki Deniz Feneri’nde yaklaşõk 7
milyon Avro tutarõnda bir para gön-
derildiği hatõrlatõldõ. Bağõş paralarõy-
la alõnan Frankfurt, Rüsselsheim ve Vi-
yana’daki binalarõn yanõ sõra, Türki-
ye’deki arsa alõmlarõna da somut ola-
rak dikkat çekilen açõklamalar çerçe-
vesinde, “Atlas 1” gemisi hakkõndaki
bulgular, maliyetleriyle birlikte sergi-
lendi. Para akõmlarõ değerlendirilirken
adõ geçen isimler arasõnda Zahid Ak-
man’õn da bulunmasõ dikkat çekti.
Genel başkan sorularõ yanõtlamak yerine tepki gösterdi
Yılmaz basından kaçtı
TARKAN TEMUR
Deniz Feneri Derneği Genel
Başkanõ Engin Yılmaz, Al-
manya’da faaliyet gösteren De-
niz Feneri e.V. adlõ dernekle or-
ganik bir bağlarõ olmadõğõnõ,
söz konusu derneğin uyarõlarõ-
na karşõn kendi adlarõnõ kul-
landõğõnõ öne sürerek davanõn
Türkiye ayağõndan sõyrõlmaya
çalõşõyor. Aynõ adõ kullanmalarõ
nedeniyle şikâyetçi olduklarõ
bir dernekten “neden para
yardımı aldıkları” ve “dün-
yanın çeşitli ülkelerinde ne-
den birlikte proje yürüttük-
lerini” açõklamakta zorlanan
Yõlmaz, “Aynı adı kullan-
dıkları için yazılı bir uyarıda
bulundunuz mu?” sorusuna
önce “evet”, gazetecilerin di-
ğer dernek yöneticilerinden
farklõ cevaplar aldõğõ bilgisine
yer verdiği sorularõnõn ardõndan
ise “Hayır, sözlü uyardık” ya-
nõtlarõnõ verdi. Sorulara verdi-
ği çelişkili yanõtlarla dikkat
çeken Yõlmaz, Bursa’daki bir
mağazanõn açõlõşõnõ yapacağõ
gerekçesiyle, gazetecilerin so-
rularõnõ yanõtsõz bõrakarak top-
lantõyõ terk etti.
Yõlmaz Türkiye’ye yasadõşõ
yollardan para aktardõğõ iddia
edilen Deniz Feneri e.V. der-
neğiyle organik bağlarõ oldu-
ğuna yönündeki iddialara iliş-
kin dün İstanbul Dudullu’daki
Deniz Feneri Derneği Lojistik
Merkezi’nde basõn toplantõsõ
düzenledi. Toplantõda Yõl-
maz, Almanya’daki Deniz Fe-
neri Derneği’nden aktarõlan
yaklaşõk 7 milyon Avro’nun ta-
mamen yasal yollarla Türki-
ye’ye getirildiğini belirtti.
Deniz Feneri e.V. adlõ der-
nekle isim benzerliklerinin,
aralarõnda “organik bağ” ol-
duğu anlamõna gelemeyeceği-
ni öne süren Yõlmaz, derneğin
adõnõ değiştirmesi için uyarõda
bulunduklarõnõ öne sürdü. Al-
manya’daki Deniz Feneri Der-
neği’nden Pakistan’da üniver-
site inşaatõ için 2 milyon Avro
aldõklarõnõ, bu projenin ortak-
laşa sürdüğünü de söyleyen
Yõlmaz, gazetecilerin, hakkõn-
da aynõ adõ kullandõklarõ için şi-
kâyette bulunduklarõ bir der-
nekten neden yardõm aldõklarõ
ve birlikte proje yürüttükleri
yönündeki sorularõnõ yanõtla-
makta ise zorlanarak çelişkili
cevaplar verdi. İddianamede
yer alan “Mehmet Gürhan ve
Firdevs Ermiş tarafından
Türkiye’ye para aktarıldığı
ve geçerli kur üzerinden boz-
durulduğu” ifadelerinin anõm-
satõlmasõ üzerine Yõlmaz, “As-
la, reddediyorum, bize gelmiş
bir para yoktur. Kişileri bağ-
layan ifadelerdir. Ben para
almadım” cevabõnõ verdi.
Yõlmaz’õn, Almanya’daki id-
dianamede Kanal 7 çalõşanõ
olarak adõ geçen Harun Ka-
pıyoldaş’la ilgili, “Harun Ka-
pıyoldaş bizim genel kurul
üyemizdir” yanõtõ ise dikkat
çekti.
DENİZ FENERİ
Dernekler
Yasası bile
değiştirildi
Deniz Feneri Derneği’ne
“kamuya yararlõ dernek”
konumu verilmesi istemi iki
kez Danõştay tarafõndan
reddedilince AKP Dernekler
Yasasõ’nõ değiştirdi.
IŞIK KANSU
ANKARA - İçişleri Bakanlõğõ’nõn
Deniz Feneri Derneği’ne “kamuya
yararlı dernek” konumu verilme-
si istemi iki kez Danõştay tarafõndan
reddedilince AKP hükümeti Der-
nekler Yasasõ’nõ değiştirdi. Der-
nekler Yasasõ’nda kamu yararõ der-
nek statüsü için Danõştay’dan izin
alõnmasõ hükmü kaldõrõldõ ve bu
yetki tümüyle Bakanlar Kurulu’na
bõrakõldõ.
AKP’nin iktidara geldiğinin daha
ilk ayõnda İçişleri Bakanlõğõ, 24
Aralõk 2002’de, Deniz Feneri Yar-
dõmlaşma ve Dayanõşma Derne-
ği’nin kamu yararõna çalõşan der-
neklerden sayõlmasõ önerisi ile Da-
nõştay’a başvurdu. Danõştay 1. Dai-
resi bu istemi reddetti. Bakanlõk, 17
Mart 2004’te Danõştay’a bir kez
daha başvurarak, Deniz Feneri için
“kamu yararına çalışan dernek”
önerisini yineledi. Danõştay 1. Dai-
resi, ilk kararõndaki gerekçeyi öne
sürerek bu istemi de reddetti.
Bunun üzerine AKP iktidarõ, ça-
reyi Dernekler Yasasõ’nõ değiştir-
mekte buldu. 2004 sonbaharõnda
AKP tarafõndan Meclis’ten geçirilen
ve 23 Kasõm 2004’te yürürlüğe gi-
ren yeni Dernekler Yasasõ ile “ka-
muya yararlı dernek’ konumu ver-
me yetkisi Danõştay’dan alõnarak,
“İçişleri Bakanlığı’nın önermesi ve
Maliye Bakanlığı’ndan görüş alın-
ması” koşullarõyla Bakanlar Kuru-
lu’na tanõndõ.
Kanadoğlu, AKP’ye para aktarõldõğõ iddiasõnõn soruşturulmasõ gerektiğini vurguladõ
‘AKP’ye yardõm kapatma nedeni’
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Yargõtay
Onursal Cumhuriyet Baş-
savcõsõ Sabih Kanadoğlu,
Deniz Feneri vurgununda
AKP’ye de para aktarõldõ-
ğõ iddialarõnõn Yargõtay
Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’nca soruşturulmasõ ge-
rektiğine işaret ederek
“Başsavcılık Alman-
ya’dan dosyayı temin et-
meli. Partiye yardım id-
diası kanıtlanırsa anaya-
sa gereğince AKP hak-
kında temelli kapatma
yaptırımı uygulanacak-
tır” dedi. Kanadoğlu,
AKP’nin gelir ve giderle-
rinin Anayasa Mahkeme-
si’nce denetlenmesinin ko-
nuyu açõklõğa kavuştur-
mayacağõnõ belirterek “Zi-
ra yasadışı maddi yardım
alan bir siyasi partinin
bunu hesaplarında gös-
termesi düşünülemez”
dedi.
Yargõtay Onursal Cum-
huriyet Başsavcõsõ Sabih
Kanadoğlu, Deniz Feneri
vurgununda, Başbakanlõk
ve AKP’ye de yardõm ya-
põldõğõ iddialarõnõ anayasa
ve yasa yönünden değer-
lendirdi. Almanya’da De-
niz Feneri Derneği hak-
kõnda açõlan davanõn “din
istismarı suretiyle dolan-
dırıcılık” olduğuna işaret
eden Kanadoğlu, davanõn
Türkiye boyutuna dikkat
edilmesi gerektiğini vur-
guladõ. Kanadoğlu, “Deniz
Feneri, Alman yasalarına
göre Almanya’da kurul-
muş ve o yasalara tabi bir
dernektir. Bu derneğin
topladığı paraların bir
siyasi partiye aktarıldığı
yolunda Alman mahke-
mesinde açılan davanın
iddianamesinde iddialar
yer aldığı belirlenmiştir.
Bu ifadelerin doğru ol-
ması halinde bu siyasi
parti anayasanın 69.
maddesinin 10. fıkrası-
na aykırı olarak Alman
yasalarına göre kurul-
muş bir tüzelkişilikten
maddi yardım almış ol-
maktadır. Bu iddia ka-
nıtlanırsa anayasanın
vurgulanan maddesi uya-
rınca bu siyasi parti hak-
kında temelli kapatma
yaptırımı uygulanacak-
tır” değerlendirmesini yap-
tõ. Kanadoğlu, iddia edilen
eylemin sabit olmasõ ha-
linde anayasa hükmünün
yerine getirilmesi için bir
araştõrma ve soruşturmanõn
zorunlu olduğuna dikkat
çekti. Kanadoğlu bu so-
ruşturmanõn nasõl yapõla-
cağõnõ ise “Anayasa gere-
ği Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından
yapılacaktır. Bir siyasi
partinin gelir ve giderle-
rinin Anayasa Mahke-
mesi tarafından denet-
lenmesi konuyu açıklığa
kavuşturmaz. Zira yasa-
dışı maddi yardım alan
bir siyasi partinin bunu
hesaplarında göstermesi
düşünülemez” sözleriyle
açõkladõ.Sabih Kanadoğlu
Alman vekilden AKP’ye uyarı
Haber Merkezi - Alman Sol Parti
Milletvekili Hakkõ Keskin, Almanya’da
görülmekte olan Deniz Feneri davasõyla ilgili
dünkü yazõlõ açõklamasõnda, “Deniz Feneri
benzeri soygunlara yasal önlemlerle artõk izin
verilmemeli ve sorumlular ağõr cezalara
çarptõrõlmalõdõr” dedi. Keskin, Türkiye’deki
yargõ kurumlarõnõ ve hükümete çağrõda
bulunarak “Deniz Feneri ve yeşil sermaye
yoluyla insanlarõn paralarõnõ gasp edenlerin
üzerine kararlõlõkla gidilsin.” diye konuştu.
CHP: Baskı yapan Atalay mı?
ANKARA (Cumhuriyet) - CHP İstanbul
Milletvekili Çetin Soysal, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’a, “Deniz Feneri Derneği
davasõndaki Alman savcõnõn, tutuklularõn
serbest bõrakõlmasõ için baskõ yaptõğõnõ
söylediği hükümet yetkilisi, İçişleri Bakanõ
Beşir Atalay mõ? Atalay, bu derneğin eski
yöneticilerinden biri mi?” diye sordu. Soysal,
Erdoğan’õn yanõtlamasõ istemiyle TBMM
Başkanlõğõ’na sunduğu önergesinde,
Almanya’daki Deniz Feneri Derneği’nden,
Türkiye’de hangi hesap ve kişilere bağõş parasõ
aktarõldõğõna ilişkin inceleme başlatõlõp
başlatõlmadõğõnõ öğrenmek istedi.
SHP: Soruşturma başlatılsın
ANKARA (AA) - SHP Genel Sekreteri
Uğur Cilasun, Deniz Feneri Derneği’ne ilişkin
iddialarõn Türk savcõlarõnca Alman
makamlarla iş birliği içinde soruşturulmasõ
gerektiğini bildirdi. Cilasun, dün yaptõğõ yazõlõ
açõklamada, “Yapõlmasõ gereken, Deniz Feneri
yağmasõ ve Almanya’da vatandaşlardan
toplanarak çeşitli dinci şirketlerin
finansmanõnda kullanõlan fonlarõ da içine alan
sürecin, bütün boyutlarõnõ ve ilişkilerini de
içeren kapsamlõ bir soruşturmanõn
başlatõlmasõdõr. Bu soruşturmanõn sonucunda
suçluluğu belirlenen herkesin, siyasi
mevkisine bakõlmaksõzõn yargõ önüne
çõkarõlmasõdõr” dedi.
ALMANYA
Mahkemeden
suç dökümü
Duruşmanõn dünkü
bölümünde yapõlan
açõklamada, YİMPAŞ gibi
şirketlerle ilişkilere yoğun para
hareketlerinin eşlik ettiği
kaydedildi.
Deniz Feneri Genel Başkanı Engin Yılmaz, İstanbul Dudullu’da bir basın toplantısı düzenledi.