26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 10 EYLÜL 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Başbakan’ı İzlemeye Devam Edelim Öyle anlaşılıyor ki; Sayın Başbakan, partisinin İstanbul ilçe kongrelerinde, ekim ayından son- ra elektrik fiyatları ile daha da artacak hayat pa- halılığı başta olmak üzere halkın asıl sorunlarının irdelenmesi yerine, gündemi ucuz polemiklerle doldurma stratejisini kendisi için daha kolay bir yöntem olarak seçmiş. Bu nedenle de yolsuzlukların üstüne giden medyayı hedef alan konuşmalar yapıyor; özellik- le de Doğan Grubu’nu öne çıkartarak partilileri- ne Aydın Doğan’ı hedef göstermek istiyor. Başbakan’ın salt Aydın Bey ile başlattığı tar- tışmanın, bu köşeyi ilgilendirmediği düşünülebi- lir. Ne ki Erdoğan’ı Doğan Grubu gazete ve tel- evizyonları başta olmak üzere, başka medya or- ganlarına da hücum ettiren neden, herkesçe bi- lindiği gibi Almanya’da Deniz Feneri adındaki dernek yöneticilerinin yoksullara yardım amacıy- la topladıkları bağışlar nedeni ile Frankfurt Baş- savcılığı tarafından başlatılan kovuşturmada or- taya çıktığı söylenilen kimi kanıtların bizim ka- muoyumuza yansıtılışıdır. Başbakan bu haberlerde, Frankfurt Savcısı’nın iddianamesinde kendisi ile partisinin de adlarının karışmasından ötürü, Aydın Doğan ile hesaplaş- mak isterken, iktidarını eleştiren köşe yazarları- nı, “patronların silahşorları” gibi gördüğünü de gizlemiyor. Özellikle köşe yazarlarının ürettikleri görüşlerin ücret aldıkları işverenin direktifleri doğ- rultusunda ısmarlanmış olduğunu söylemeye kal- kışıyor. Böyle bir suçlama, sadece Doğan Grubu’nda çalışanlar için geçerli olamaz. Kalemlerini, işve- renlerinin ya da başka güçlerin isteklerine bağış- lamış olanlar varsa Başbakan bunları isimleri ve kanıtları ile açıklamalıdır. Böyle bir genellemenin, Doğan medyasında çalışan; ama genelde AKP’nin icraatlarını des- tekleyen bilinen isimleri de kapsamakla kalmadı- ğı, kendileri için “yandaş medya” denilen gazete ve televizyonlarda görüş üreten meslektaşlarımı- zı da içine alacağını Sayın Başbakan bilmiyor mu? Tepki her gazeteciden gelmeli Diyelim ki “Parayı veren, elbette düdüğü de çaldırır” görüşünden yola çıktığı için Recep Tay- yip Erdoğan, böylesine ağır bir töhmet ile med- yayı suçlamaktadır. O suçlama karşısında Doğan Grubu dışında ve bir Cumhuriyet yazarı olan benim kadar; mese- la Sabah ya da Star veya Yeni Şafak gibi gaze- telerde çalışan “gazetecilerin de” tepki göster- miş olmaları gerekir sanırım. Özellikle Turkuaz medyasını yöneten holdin- gin hâkim noktasında Erdoğan’ın damadının oturduğunu bilenler, kendi düşüncelerine ters bir kalemin yazısının hazırlanışını sadece o damat beye değil, Keçiören’deki kayınpedere kadar uzatabilirler Başbakan’ın bu mantığından yola çı- karak. Dahası da var. Gazeteci önünde sonunda iş akdi feshedilirse yargıya giderek hakkını arama olanaklarına sa- hiptir. Ya milletvekilleri? Onlar, ne yazık ki partilerinin genel başkanları- nın iki dudağı arasından çıkan bir direktif sonun- da listelerde yer ve sıra alabildikleri için, liderin her dediğini buyruk gibi algılamıyorlar mı? Ne dersiniz Sayın Başbakan? Alkışını az gör- düğünüz milletvekilini gelecek seçimde listeniz- de tutacak kadar cömert misiniz? Silahşor arıyorsanız medyadan önce parti grubunuzun sıralarında oturanlara bakınız. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] Başbakan’õn Deniz Feneri konusunda basõna yönelik tutumu, AİHM’nin içtihatlarõ ile çelişiyor Erdoğan’a AİHM dersiANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Başbakan Recep Tayyip Er- doğan’õn Deniz Feneri davasõnda basõna yönelik tutumu, Avrupa İn- san Haklarõ Mahkemesi’nin (AİHM) basõn özgürlüğüne ilişkin içtihatlarõnõ da gündeme taşõdõ. AİHM’nin Handysid-Birleşik Kral- lõk, Sunday Times- Birleşik Krallõk davalarõ ile Lingens-Avusturya, Oberschlick-Avusturya ve Castels- İspanya davalarõ kararlarõnda, Er- doğan’õn bugünkü yaklaşõmõnõn tam tersi içtihatlar yer aldõ. Ankara Barosu avukatlarõndan Sedat Vural’õn yaptõğõ çalõşmada, siyasetçi ve basõn arasõndaki ilişki- lere yönelik AİHM kararlarõnõn ay- rõntõlarõ yer aldõ. Bu çalõşmaya göre Handysid- Birleşik Krallõk dava kararõnda, “ifade özgürlüğü, toplumun iler- lemesi ve her insanın gelişmesi için esaslı koşullardan biri olan demokratik toplumun ana te- mellerinden birini oluşturur. İfa- de özgürlüğü, 10. maddenin sı- nırları içinde, sadece lehte oldu- ğu kabul edilen veya zararsız ve- ya ilgilenmeye değmez görülen haber ve düşünceler için değil, ama ayrıca devletin veya nüfusun bir bölümünün aleyhinde olan, onlara çarpıcı gelen, onların ra- hatsız eden haber ve düşünceler için de uygulanır. Bunlar, çoğul- culuğun, hoşgörünün ve açık fi- kirliliğin gerekleridir; bunlar ol- maksızın demokratik toplum ol- maz” denildi. ‘Bilgi edinme hakkı’ AİHM’nin 26.4.1979 tarihli Sun- day Times-Birleşik Krallõk dava kararõnda ise “Basın söz konusu ol- duğunda AİHS’nin 10. madde- sinde belirlenen ilkeler özel bir önem kazanır. Bu ilkeler, önem- li ölçüde toplumun yararına hiz- met eden ve aydınlatılmış bir halkın işbirliğini gerektiren ada- letin dağıtılması alanına da aynı ölçüde uygulanır. Mahkemelerin boşlukta çalış- madıkları, genel kabul gören bir olgudur. Mahkemeler, uyuşmaz- lıkların çözümünde bir forum durumundadırlar, ama bu de- mek değildir ki, uzmanlaşmış dergilerde, genel basında ya da halk arasında uyuşmazlıklar ön- ceden tartışılamaz. Dahası, basın yayın organları adaletin usulüne göre dağıtılmasına tecavüz etme- yip, kamu yararının bulunduğu diğer alanlarda olduğu gibi, mah- kemelerin önüne gelmiş sorun- larla ilgili haber ve düşünceleri vermekle yükümlüdür. Sadece basın yayın kuruluşları bu tür haber ve düşünceleri ver- mekle görevli değildir, halkın da bu haber ve düşünceleri edinme hakkı vardır. Bu nedenle 10. madde, halkı bilgilendirmek için sadece basın özgürlüğünü değil, halkın doğru olarak bilgilendi- rilme hakkını da güvence altına alır” ifadesi yer aldõ. ‘Basın özgürlüğü’ AİHM, Lingens/Avusturya, Oberschlick/Avusturya ve Cas- tels/İspanya dava kararlarõnda “Ba- sın, her ne kadar özellikle baş- kalarının onurunu korumak ama- cıyla konmuş bulunan sınırları aş- mamak zorunda ise de, politik so- runlar ve genel yararı ilgilendiren öteki konulara ilişkin haber ve dü- şünceleri iletmekle de görevlidir. Basın özgürlüğü, kamuoyuna, yöneticilerin fikir ve davranışla- rını öğrenme ve değerlendirmede kullanılacak en uygun araçlardan birini sağlamaktadır. 10. madde bu hususu kamunun bilgi ve ha- ber alma hakkına sahip bulun- duğunu belirtmek suretiyle ifade etmiştir. Daha genel şekilde söylemek gerekirse, hür siyasi tartışma, bütünüyle sözleşmeye egemen de- mokratik toplum kavramının öz unsurunu oluşturur. Bu neden- ledir ki eleştiri sınırları kamusal kişi sıfatıyla hareket eden siyaset adamı konusunda, sade vatandaş konusundakinden daha geniştir” görüşüne yer verildi. AİHM Handysid-Birleşik Krallõk dava kararõnda, “ifade özgürlüğü, toplumun ilerlemesi ve her insanõn gelişmesi için esaslõ koşullardan biri olan demokratik toplumun ana temellerinden birini oluşturur” deniliyor. OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Almanya’da süren Deniz Feneri e.V. davasõnda dün id- dialar ve kanõtlarõ üzerine ayrõntõlõ açõk- lamalar yapõldõ. Frankfurt Eyalet Mah- kemesi’ndeki davanõn dünkü duruş- masõnda soruşturma süreci irdelenme- den önce, baş sanõk konumundaki Meh- met Gürhan adõna yapõlan bir açõkla- mada, son günlerde kendisi hakkõnda çõ- karõlan haberlerin gerçeği yansõtmadõ- ğõ vurgulandõ. Gürhan’õn avukatõ, mü- vekkilinin sevgilisi olduğu ve Türkiye Cumhuriyet Başbakanõ’na da para ak- tardõğõ yolundaki iddialarõ yalanlayarak “Gürhan, Recep Tayyip Erdoğan’a herhangi bir para vermemiştir” de- di. Duruşmada, sorgu ve soruşturma sü- recinin sonuçlarõ tüm ayrõntõlarõyla mahkemeye sunuldu. Ekonomik suçlar bölümünden Başkomiser Böhm tara- fõndan yapõlan açõklamalarda, soruş- turma tüm aşamalarõyla değerlendiril- di. Yardõm derneği adõ altõnda inanõlmaz bir yolsuzluklar trafiği yaşandõğõna dikkat çekilen açõklamalarda, Deniz Feneri ile hangi şirketlerin nasõl bir iliş- ki içinde olduğu gösterildi. Bu arada Yimpaş gibi şirketlerle ilişkilere yoğun para hareketlerinin eşlik ettiği de kay- dedildi ve örnekler verildi. Açõklamalar çerçevesinde tutulan sözde hesaplarõn, alõndõ belgelerinin, ay- nõ elden çõkmõş imzalarõn dökümü ve- rildi. Bu arada, 25 Nisan 2007’de ya- põlan baskõn sonucu elde edilen belge- ler ve depolardaki basõlõ malzeme de yo- rumlandõ. Muhasebe sorumlusu Firdevsi Er- miş’in sorgusu sõrasõnda yaptõğõ açõk- lamalar ve “fiili muhasebe” başlõğõ al- tõnda bir biçimde ele geçirdiği sabit bellek ile birlikte sunduğu belgeler yardõmõyla, 41 milyon 424 bin Avro tutarõndaki paranõn nasõl dağõtõldõğõ- na yönelik bulgular da anlatõldõ. Eko- nomik Suçlar Uzmanõ Böhm, Irak, İran, Pakistan, Sudan, Etiyopya, Bal- kanlar, Azerbaycan gibi birçok ülke- de bazõ paralarõn dağõtõldõğõnõ, ama bunlarõn kesin olarak belirlenemedi- ğini kaydetti. Yardõm olarak aktarõldõğõ ileri sü- rülen bazõ paralarõn herhangi bir alõn- dõ belgesi olmadan bazõ yabancõlara el- den verildiğine yönelik kanõtlarõn da mahkeme heyetine sunulduğu duruş- mada, 2005-2007 arasõnda Alman- ya’daki Deniz Feneri’nden Türki- ye’deki Deniz Feneri’nde yaklaşõk 7 milyon Avro tutarõnda bir para gön- derildiği hatõrlatõldõ. Bağõş paralarõy- la alõnan Frankfurt, Rüsselsheim ve Vi- yana’daki binalarõn yanõ sõra, Türki- ye’deki arsa alõmlarõna da somut ola- rak dikkat çekilen açõklamalar çerçe- vesinde, “Atlas 1” gemisi hakkõndaki bulgular, maliyetleriyle birlikte sergi- lendi. Para akõmlarõ değerlendirilirken adõ geçen isimler arasõnda Zahid Ak- man’õn da bulunmasõ dikkat çekti. Genel başkan sorularõ yanõtlamak yerine tepki gösterdi Yılmaz basından kaçtı TARKAN TEMUR Deniz Feneri Derneği Genel Başkanõ Engin Yılmaz, Al- manya’da faaliyet gösteren De- niz Feneri e.V. adlõ dernekle or- ganik bir bağlarõ olmadõğõnõ, söz konusu derneğin uyarõlarõ- na karşõn kendi adlarõnõ kul- landõğõnõ öne sürerek davanõn Türkiye ayağõndan sõyrõlmaya çalõşõyor. Aynõ adõ kullanmalarõ nedeniyle şikâyetçi olduklarõ bir dernekten “neden para yardımı aldıkları” ve “dün- yanın çeşitli ülkelerinde ne- den birlikte proje yürüttük- lerini” açõklamakta zorlanan Yõlmaz, “Aynı adı kullan- dıkları için yazılı bir uyarıda bulundunuz mu?” sorusuna önce “evet”, gazetecilerin di- ğer dernek yöneticilerinden farklõ cevaplar aldõğõ bilgisine yer verdiği sorularõnõn ardõndan ise “Hayır, sözlü uyardık” ya- nõtlarõnõ verdi. Sorulara verdi- ği çelişkili yanõtlarla dikkat çeken Yõlmaz, Bursa’daki bir mağazanõn açõlõşõnõ yapacağõ gerekçesiyle, gazetecilerin so- rularõnõ yanõtsõz bõrakarak top- lantõyõ terk etti. Yõlmaz Türkiye’ye yasadõşõ yollardan para aktardõğõ iddia edilen Deniz Feneri e.V. der- neğiyle organik bağlarõ oldu- ğuna yönündeki iddialara iliş- kin dün İstanbul Dudullu’daki Deniz Feneri Derneği Lojistik Merkezi’nde basõn toplantõsõ düzenledi. Toplantõda Yõl- maz, Almanya’daki Deniz Fe- neri Derneği’nden aktarõlan yaklaşõk 7 milyon Avro’nun ta- mamen yasal yollarla Türki- ye’ye getirildiğini belirtti. Deniz Feneri e.V. adlõ der- nekle isim benzerliklerinin, aralarõnda “organik bağ” ol- duğu anlamõna gelemeyeceği- ni öne süren Yõlmaz, derneğin adõnõ değiştirmesi için uyarõda bulunduklarõnõ öne sürdü. Al- manya’daki Deniz Feneri Der- neği’nden Pakistan’da üniver- site inşaatõ için 2 milyon Avro aldõklarõnõ, bu projenin ortak- laşa sürdüğünü de söyleyen Yõlmaz, gazetecilerin, hakkõn- da aynõ adõ kullandõklarõ için şi- kâyette bulunduklarõ bir der- nekten neden yardõm aldõklarõ ve birlikte proje yürüttükleri yönündeki sorularõnõ yanõtla- makta ise zorlanarak çelişkili cevaplar verdi. İddianamede yer alan “Mehmet Gürhan ve Firdevs Ermiş tarafından Türkiye’ye para aktarıldığı ve geçerli kur üzerinden boz- durulduğu” ifadelerinin anõm- satõlmasõ üzerine Yõlmaz, “As- la, reddediyorum, bize gelmiş bir para yoktur. Kişileri bağ- layan ifadelerdir. Ben para almadım” cevabõnõ verdi. Yõlmaz’õn, Almanya’daki id- dianamede Kanal 7 çalõşanõ olarak adõ geçen Harun Ka- pıyoldaş’la ilgili, “Harun Ka- pıyoldaş bizim genel kurul üyemizdir” yanõtõ ise dikkat çekti. DENİZ FENERİ Dernekler Yasası bile değiştirildi Deniz Feneri Derneği’ne “kamuya yararlõ dernek” konumu verilmesi istemi iki kez Danõştay tarafõndan reddedilince AKP Dernekler Yasasõ’nõ değiştirdi. IŞIK KANSU ANKARA - İçişleri Bakanlõğõ’nõn Deniz Feneri Derneği’ne “kamuya yararlı dernek” konumu verilme- si istemi iki kez Danõştay tarafõndan reddedilince AKP hükümeti Der- nekler Yasasõ’nõ değiştirdi. Der- nekler Yasasõ’nda kamu yararõ der- nek statüsü için Danõştay’dan izin alõnmasõ hükmü kaldõrõldõ ve bu yetki tümüyle Bakanlar Kurulu’na bõrakõldõ. AKP’nin iktidara geldiğinin daha ilk ayõnda İçişleri Bakanlõğõ, 24 Aralõk 2002’de, Deniz Feneri Yar- dõmlaşma ve Dayanõşma Derne- ği’nin kamu yararõna çalõşan der- neklerden sayõlmasõ önerisi ile Da- nõştay’a başvurdu. Danõştay 1. Dai- resi bu istemi reddetti. Bakanlõk, 17 Mart 2004’te Danõştay’a bir kez daha başvurarak, Deniz Feneri için “kamu yararına çalışan dernek” önerisini yineledi. Danõştay 1. Dai- resi, ilk kararõndaki gerekçeyi öne sürerek bu istemi de reddetti. Bunun üzerine AKP iktidarõ, ça- reyi Dernekler Yasasõ’nõ değiştir- mekte buldu. 2004 sonbaharõnda AKP tarafõndan Meclis’ten geçirilen ve 23 Kasõm 2004’te yürürlüğe gi- ren yeni Dernekler Yasasõ ile “ka- muya yararlı dernek’ konumu ver- me yetkisi Danõştay’dan alõnarak, “İçişleri Bakanlığı’nın önermesi ve Maliye Bakanlığı’ndan görüş alın- ması” koşullarõyla Bakanlar Kuru- lu’na tanõndõ. Kanadoğlu, AKP’ye para aktarõldõğõ iddiasõnõn soruşturulmasõ gerektiğini vurguladõ ‘AKP’ye yardõm kapatma nedeni’ İLHAN TAŞCI ANKARA - Yargõtay Onursal Cumhuriyet Baş- savcõsõ Sabih Kanadoğlu, Deniz Feneri vurgununda AKP’ye de para aktarõldõ- ğõ iddialarõnõn Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’nca soruşturulmasõ ge- rektiğine işaret ederek “Başsavcılık Alman- ya’dan dosyayı temin et- meli. Partiye yardım id- diası kanıtlanırsa anaya- sa gereğince AKP hak- kında temelli kapatma yaptırımı uygulanacak- tır” dedi. Kanadoğlu, AKP’nin gelir ve giderle- rinin Anayasa Mahkeme- si’nce denetlenmesinin ko- nuyu açõklõğa kavuştur- mayacağõnõ belirterek “Zi- ra yasadışı maddi yardım alan bir siyasi partinin bunu hesaplarında gös- termesi düşünülemez” dedi. Yargõtay Onursal Cum- huriyet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, Deniz Feneri vurgununda, Başbakanlõk ve AKP’ye de yardõm ya- põldõğõ iddialarõnõ anayasa ve yasa yönünden değer- lendirdi. Almanya’da De- niz Feneri Derneği hak- kõnda açõlan davanõn “din istismarı suretiyle dolan- dırıcılık” olduğuna işaret eden Kanadoğlu, davanõn Türkiye boyutuna dikkat edilmesi gerektiğini vur- guladõ. Kanadoğlu, “Deniz Feneri, Alman yasalarına göre Almanya’da kurul- muş ve o yasalara tabi bir dernektir. Bu derneğin topladığı paraların bir siyasi partiye aktarıldığı yolunda Alman mahke- mesinde açılan davanın iddianamesinde iddialar yer aldığı belirlenmiştir. Bu ifadelerin doğru ol- ması halinde bu siyasi parti anayasanın 69. maddesinin 10. fıkrası- na aykırı olarak Alman yasalarına göre kurul- muş bir tüzelkişilikten maddi yardım almış ol- maktadır. Bu iddia ka- nıtlanırsa anayasanın vurgulanan maddesi uya- rınca bu siyasi parti hak- kında temelli kapatma yaptırımı uygulanacak- tır” değerlendirmesini yap- tõ. Kanadoğlu, iddia edilen eylemin sabit olmasõ ha- linde anayasa hükmünün yerine getirilmesi için bir araştõrma ve soruşturmanõn zorunlu olduğuna dikkat çekti. Kanadoğlu bu so- ruşturmanõn nasõl yapõla- cağõnõ ise “Anayasa gere- ği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılacaktır. Bir siyasi partinin gelir ve giderle- rinin Anayasa Mahke- mesi tarafından denet- lenmesi konuyu açıklığa kavuşturmaz. Zira yasa- dışı maddi yardım alan bir siyasi partinin bunu hesaplarında göstermesi düşünülemez” sözleriyle açõkladõ.Sabih Kanadoğlu Alman vekilden AKP’ye uyarı Haber Merkezi - Alman Sol Parti Milletvekili Hakkõ Keskin, Almanya’da görülmekte olan Deniz Feneri davasõyla ilgili dünkü yazõlõ açõklamasõnda, “Deniz Feneri benzeri soygunlara yasal önlemlerle artõk izin verilmemeli ve sorumlular ağõr cezalara çarptõrõlmalõdõr” dedi. Keskin, Türkiye’deki yargõ kurumlarõnõ ve hükümete çağrõda bulunarak “Deniz Feneri ve yeşil sermaye yoluyla insanlarõn paralarõnõ gasp edenlerin üzerine kararlõlõkla gidilsin.” diye konuştu. CHP: Baskı yapan Atalay mı? ANKARA (Cumhuriyet) - CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, “Deniz Feneri Derneği davasõndaki Alman savcõnõn, tutuklularõn serbest bõrakõlmasõ için baskõ yaptõğõnõ söylediği hükümet yetkilisi, İçişleri Bakanõ Beşir Atalay mõ? Atalay, bu derneğin eski yöneticilerinden biri mi?” diye sordu. Soysal, Erdoğan’õn yanõtlamasõ istemiyle TBMM Başkanlõğõ’na sunduğu önergesinde, Almanya’daki Deniz Feneri Derneği’nden, Türkiye’de hangi hesap ve kişilere bağõş parasõ aktarõldõğõna ilişkin inceleme başlatõlõp başlatõlmadõğõnõ öğrenmek istedi. SHP: Soruşturma başlatılsın ANKARA (AA) - SHP Genel Sekreteri Uğur Cilasun, Deniz Feneri Derneği’ne ilişkin iddialarõn Türk savcõlarõnca Alman makamlarla iş birliği içinde soruşturulmasõ gerektiğini bildirdi. Cilasun, dün yaptõğõ yazõlõ açõklamada, “Yapõlmasõ gereken, Deniz Feneri yağmasõ ve Almanya’da vatandaşlardan toplanarak çeşitli dinci şirketlerin finansmanõnda kullanõlan fonlarõ da içine alan sürecin, bütün boyutlarõnõ ve ilişkilerini de içeren kapsamlõ bir soruşturmanõn başlatõlmasõdõr. Bu soruşturmanõn sonucunda suçluluğu belirlenen herkesin, siyasi mevkisine bakõlmaksõzõn yargõ önüne çõkarõlmasõdõr” dedi. ALMANYA Mahkemeden suç dökümü Duruşmanõn dünkü bölümünde yapõlan açõklamada, YİMPAŞ gibi şirketlerle ilişkilere yoğun para hareketlerinin eşlik ettiği kaydedildi. Deniz Feneri Genel Başkanı Engin Yılmaz, İstanbul Dudullu’da bir basın toplantısı düzenledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle