02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMU7 9008 PA7AP 14 PAZAR KONUGU [email protected] Çin 'in Ankara Büyükelçisi Sun Guoxiang 'la Türkiye ilişkilerini ve enerji konusunu görüştük 'Gelişmemizi görmek istemiyorlar'SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU Çin'in Ankara Büyükelçisi Sun Guoxiang'la, büyükclçilik rezidansmın salomında konıışuyoruz. Türkiyc ile Çin arasındaki ilişkilerin her yönden hızla gcliştiğini söylüyor. Türk pazannı istila eden ucuz Çin mallannın piyasaya darbe vurduğu eleştirilerine ortadan cevaplar veriyor. Ikili ticaretin Çin lehine geliştiğine dikkat çckmem üzerine bunun kendilerini de pek memnun etmediğini belirtiyor. Dünyada bütün taraflan tatmiıı edecek "kazan- kazan" formülünün çatışmalan engelleyebileceğine inanıyor. Ancak günün birinde, 6 trilyon dolar dolayında bir paranın döndüğü petrol ve doğalgaz pazanna egemen olma iştahı içinde olanlar yüzünden enerji çatışmaları çıkabileceği endişesini dc gizlemiyor. Çin'in sürckli alternatif enerji kaynaklan arayışı içinde olduğuna dikkat çekiyor. Ülkesinin felsefesinin her zaman "barış" olduğunun altını çiziyor. Son söz olarak da AKP'ye kapatma davasıyla ilgili olarak ulkesinin istikrarlı bir Türkiye görmek istediğini dile getirerek konuşmamızı noktalıyor. - Türkiye 'yle Çin arasında askeri de dahil olmak üzere her alanda ilişkilerin geliştiğinî biliyoruz. Bunların ayrıntüarım anlatır mısınız? S.G. - lki ülke halklan arasındaki karşılıklı anlayışın daha da arttınlması lazımdır. Cumhuriyet gazetesi dahil Türkiye'deki büri'm basın ve medya organlannın karşılıklı anlayışın arttınlmasında pencere, köprü işlevi görmelerini bekliyoruz. Çünkü Türk halkmın çoğuııluğunun Çin'e gitıne fırsatı yok. Çin hakkında ancak medya kanalıyla bilgi edinebilir. Çin'le Türkiye arasındaki ilişkilerin çok uzun bir geçmişi var. tki ülke halklan arasında da öteden beri kardeşlik duyguları bulunuyor. Son zamanlarda bu ilişkiler önemli gelişme gösterdi. Siyasi alanda karşılıklı güven duygusu gittikçe artıyor. Her alanda karşılıklı temaslar da yapılıyor. Örneğin iki ülke dışişleri bakanları arasında düzenli bir siyasi istişare mekanizması bulunuyor. Bu karşılıklı temas ve istişareler iki ülke arasındaki anlayışın yerleşmesinde büyük rol oynuyor. Ekonomi alanında ikili ticaret hacmi 2006'da 8 milyar dolar, 2007'de 11 milyar 700 milyon dolar dolayındadır. - Bu ticaret büyük ölçüde Çin lehine işlemiyor tnu? - Böyle bir durum olduğunu sanıyorum. Doğru söylüyorsunuz. Bu sorunun yanıtını daha sonra ayrıntılı olarak vereceğim. îkili ekonomik ve ticari ilişkileri daha kapsamlı olarak anlatmak istiyoruın. Sadece ticari alanda değil yatırım alanında da işbirliğimiz gelişiyor. Ömeğin Çin taahhüt finnaları Türkiye'de altyapı çalışmalanna yatırım yapıyor. Bu yılın başında biz Aıikara-lstanbul arasında hızlı tren projesinin ihalesini kazandık. Bu proje 1.270 milyon dolarlık bir proje. Çin hükümeti bu proje için 720 milyon dolar tutarında çok tercihli krcdi verdi. Bana göre bu hızlı tren projesi iki ülke işbirliğinin ne kadar ıyi geliştiğinin simgesidir. Bıından da anlaşılıyor ki Çin fırmalannın Türkiye piyasasına yönelik ilgileri giderek artıyor. Bu proje başarıyla tanıamlanırsa bundan sonra daha çok Çin şirketi altyapı projelerine yatırım yapacaktır. Ayrıca askeri alandaki işbirliğimiz de çok iyidir. lki ülke genelkurmay başkanlan vc kuvvet komutanlan arasındaki karşılıklı ziyaret ve temaslann yoğun olduğuııu memnunlukla görüyorum. - Genelkurmay baskanlıkları arasında yıllar önce bir askeri işbirliği anlaşması imzalanmamış mıydı? - Kapsamlı bir işbirliği anlaşması imzalanmıştı. Bunlann dışında kültürel ve eğitim alanında işbirliğimiz var. Bu işbirliği çok iyı biçimde gelişiyor. İkili işbirliği geliştikçe Çince öğrenmek isteyen Türk gcnçlerinin sayısı da artıyor. Çin hükümetinin de yardımcı olmasıyla Türk üniversitelerinde Çince öğretilecek olan bir Konfüçyüs Enstitüsü açılacak. Bunun için Boğaziçi ve ODTÜ ünivcrsiteleriyle aıılaşma imzalandı. Yakında hayata geçmesini bekliyoruz. Öğretmen ve eğitim malzemelerinin hepsi Çin tarafindan karşılanacak. Her yıl Çin hükümeti Türk öğrencilere Çin'de okumalan için burs veriyor. Her yıl 100 ya da 200 Türk öğrenci bu bursla Çin'e gidiyor. Ayrıca masrafinı kendi karşılayan öğrenciler de Çin'de okuyabiliyorlar. lki ülke üniversiteleri arasında da karşılıklı işbirliği anlaşması var. Bunlann dışında iki ülke arasında kültürel etkinlik değiş tokuşlan yapılıyor. Bir de nisan ayında TBMM Başkanı Köksal Toptan Çin'e resmi bir ziyarette bulundu. Bu ziyaret zaten iyi olan ilişkileri daha da iyileştinniştir. Bundan sonra ilişkilerin daha da gelişip derinleşcceğinden hiç kuşkumuz yok. Bu hem iki halkın hem de ülkelerimizin ortâk çıkarlan doğrultusundadır. Ucuz çin malları - Demin ikili ticaretin Çin lehine çalıştığını hatırlatmışüm. Çok ucuz Çin mallannın Türk piyasasını istila etmesi Türkiye'de iş çevrelerinin yakınmalarma neden oluyor. Bu durumu düzeltmek için herhangi bir adım atıldı mı? - Bu ticaret dengesizliğinin ikili ilişkilerde bir sorun yarattığını fark ettik. Bunun halledilmesine biz de çok önem veriyoruz. Çin hükümeti hiçbir zaman ticaret fazlası sağlamayı amaçlamamaktadır. Hedefımiz ikili ticari ilişkilerde dengesizlik olmamasıdır. Bu sorunun üstesinden gelmek için geçici bir önlem de alıyoruz. Örneğin geçen yıl Çin üç kez bir alım heyetini Türkiye'ye gönderdi. Dolayısryla Türkiye'den mal alımlarımız sürüyor. önemli olan da bu. Ama bu malların Çin piyasasına uygıın olması lazun. Üstelik de fıyatların rekabet gücü olmalı. Aksi halde bu malları başka ülkelerden alabiliriz. Bu söylediğim uzun vadeli bir önlem ya da çözüm değil. Ben size bazı rakamlar vermek istiyorum. Çin'in geçen yılki ticaret hacmi 2 trilyon 100 milyar ABD dolan dolaymda gerçekleşti. - Peki, bunun içinde ihracat kalemi ne kadar tutuyor? - Bir trilyon 200 milyar ABD Doları. lthalat ise 900 milyar dolar. Bu rakamlardan Çin'in uluslararası piyasaya ne kadar açık olduğunu görebilirsiniz. Biz aynca bir süre önce Dünya Ticaret Örgütü'ne de üye olduk. Çok kısa bir zamanda da Çin dış piyasalara başanyla açıldı. Bir mal Dünya Ticaret Örgütü standartlanna uyuyorsa Çin piyasasına girebilir. Tabii ki biz daha çok Türk malının Çin piyasasına girmesini istiyoruz. Ama dediğim gibi Türk mallarının rekabet edebilir nitelikte olması lazım. Aynı kalitede ve aynı fıyatta olan Türk mallanna Çin piyasasına girmeleri için öncelik tanıyacağız. Bu ticaret dengesizliğini aşmak için iki taraf da çaba göstennelidir. Ayrıca şuna da dikkat çekmek isterim ki Çin malları ucuz olmakla birlikte kalitesiz değildir. Şöyle bir söz dolaşıyor: Çin malları ucuz ama kalitesiz. Ben bunu hiç kabul etmiyorum. Bir de mallan ithal ettiğiniz kanallar konusu var. - Bu konuyu açar mısınız? - Eğcr resmi yollardan ithalat yaparsanız hiçbir kalite sorunu yaşamazsınız. Ikinci olarak da, malın cinsinc ve kalitesine göre fiyat da değişir. En düşük fıyatlı bir malı ithal ederseniz tabii ki kalite biraz düşük olur. Bakın Çin mallannın kalitcsi düşük olsa her yıl biz nasıl bir trilyon 200 milyar dolarlık ihracat yaparız? Biz Türkiye'ye giren Çin mallannın hem ucuz hem kaliteli olmasını sağlamak için işbirliği yapmak istiyoruz. Önümüzde uzun yol var Yenilenebilir enerji kaynaklan çabası - Çin 'in de bıılunduğu Avrasya bölgesinde enerji haritalarımn yeniden çizileceği hesaplanıyor. Bu bölgede çok önemli doğalgaz ve petrol kaynaklan olduğunu biliyoruz. Uluslararası alandaki enerji çekismeleri sizce nereye varır? - Bir ülkenin ekonomik gelişmesi için enerji temel unsurdur. Çin dahil, bütün dünya ülkelerinin önemle üzerinde dıırduğu konu en düşük enerji maliyetiyle en verimli ekonomik sonucu almaktır. Çin, yüksek maliyetli enerji tüketiıniyle yüksek bir ekonomik artış elde etmişti. Ama Çin hükümeti bunun sorun ortaya çıkardığmı gördü. Şu anda Çin'in hedcfı en düşük nıaliyetle enerji tüketip en yüksek verimi almayı sağlayacak ekonomik modeli yakalamaktır. Her yıl ekonomik gelişme yükseliyor. Ama buna paralel olarak da enerji tüketiminin düşürülmesi gereği ortaya çıktı. Bu Çin'in politikasıdır. Belli bir ekonomik artış olurken enerji tükctim düzeyinin de belli bir rakam olarak saptanması lazımdır. Aksi halde ekonomik gelişme sayılmaz. Bir fabrikanın enerji tükctimi yüksekse o zaman o fabrika kapatılacaktır. En düşük enerji tüketimi seviyesine ulaştığı zaman o fabrika üretime devam edebilecektir. Dünyada da böyle bir eğilim var. Enerji kaynaklan sımrlı. Öte yandaıı ekonomiler sürekli geliştiği için enerjiye ihtiyaç gittikçe artıyor. Dolayısıyla enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi konusunda çok ciddi çaba harcıyoruz. Yenilenebilir enerji kaynakları bulmaya çalışıyoruz. Çin'de bugün elektriğin yüzde 75'i kömürdcn elde ediliyor. O R T R E SUN GUOXİANG Beijing Yabancı Diller Üniversitesi 'nde yükseköğrenimini yaptı. Çin DışişJeri Üniversitesi 'nde kısa süreli bir eğitimin ardından ABD 'ye giderek Johns Hopkins Üniversitesi 'nde master derecesini aldı. Çin Dışişleri Bakanhğı 'na 35 yıl önce girdi. Bakanhğın pek çok kademesinde çahştı. Bakanlıkta Güney Asya îşlerinden Sorumhı Genel Müdür Yardımcıhğı yaptı. Sri Lanka ve Maldiv Cumhuriyeti Büyükelçiliği görevlerinde bulundu. Kasım 2006'da Çin 'in Ankara Büyükelçisi olarak göreve başladı. - Çin'in önümüzdeki 20 yıl içinde küresel stratejik büyük bir güç olacağı hesap ediliyor. Çin bu başanyı nasıl yakalıyor? - Şu anda dünyada Çin'in eriştiği potansiyel ve bunun boyutu hakkında çeşitli yorumlar var. Ama Çin'in önünde daha çok uzun bir gelişme süreci bulunuyor. Ülkenin nüfusu 1.2 milyar. Çin dünyanın dördüncü büyük ekonomisi olmasına karşın kişi başına yıllık gelire bakıldığında bu rakamın çok düşük olduğu görülüyor. Bugün kişi başına yıllık gelir yaklaşık 3 bin dolar. Her şeyi 1.2 milyar nüfusla çarpınca çok büyüyor. Ama bir de bu her şeyi 1.2 milyar nüfusa bölünce rakam çok küçülüyor. Dolayısıyla daha çok çaba harcamamız gerekiyor. Çin devlet yöncticileri bu durumu çok iyi biliyorlar ve Çin'in önümüzdeki 20 yıl sürekli gelişme politikasını şekillendirdiler. Bu politikalarla Çin halkının yaşam düzeyi önümüzdeki 20-30 yılda büyük ölçüde yükselecektir. Böylece ekonomik gelişmesi de bugünkü gelişmiş ülkelerin düzeyiyle aym olacaktır. Bu gelişme sürecinde de biz ne ABD'yle ne de başka bir gelişmiş ülkeyle kendimizi kıyaslayacağız. Biz kendi kendimizle yanşacağız. Bu gelişme yolu çok uzundur. Bu yolda kimi zaman pürüzlerle karşılaşılabilir. Çünkü bu gelişmenin önünde engel olarak çıkacak unsurlar olabilir. - Nedir bu unsurlar? - Örneğin bazı kişiler Çin'in geliştiğini görmek istemiyorlar. Çin'de sosyalist sistemin dcvanı etmesine karşı çıkıyorlar. Çin Komünist Partisi'nin liderliği altında olan Çin'in böyle bir gelişme kaydetmesi onlara ters geliyor. Geçenlerde dünya çapmda yapılan Çin Olimpiyat Oyunları meşale koşusunda ortaya çıkan olaylar buna bir ömek. Ülkemiz bölücülük, terorizm ve aşın radikalizmle, yani bu üç şer güçle, mücadele etmcktedir. Dolayısıyla da önümüzde daha çok uzun bir gelişme yolu bulunmaktadır. Başka ülkelere kıyasla çok daha fazla çaba harcamalıyız. Bu gelişme yolunda Çin halkının öz güvenini korumak önde gelen bir konudur. - ABD'yle Çin arasında büyük hacimli bir finansal ortaklık olduğu biliniyor. Amerikan kâğıtlarıyla büyük paralar döndüğü haberleri başına yansıyor. Çin 'de önemli Amerikan yatırımları var. En son aldığım bir habere göre de Çin 'in ABD yle ortaklaşa 8 'er milyar dolarlık iki nükleer santral inşa edeceğL Çin, ABD'nin desteğiyle nükleer bir güç olma yolunda mı ilerliyor? - ABD dünyanın en gelişmiş ülkesi. Çin ise dünyanın en büyük gelişmekte olan ülkesi. Bu iki büyük ülke arasında normal işbirliği ilişkileri kurulması iki ülkenin de ortak çıkarlanna uygundur. ABD ve Çin arasındaki bu ekonomik ilişkilerin karşılıklı, tamamlayıcı bir niteliği bulunmaktadır. Uluslararası işbirliği karşılıklı yarar temeline dayanıyor. Çin Devlet Başkanı Hu Jintao Çin Komünist Partisi'nin 17. ulusal kongresindeki konuşmasında iki cümle söyledi. "Çin, dünyadan soyutlannuş biçimde gelişemez. Dünya da Çin'den soyutlanmış biçimde gelişemez" dedi. Dolayısıyla uluslararası işbirliğinde karşılıklı yarar sağlama ilkesi temeldir. Tabii ki ABD'nin Çin'de büyük yatırımlan var. Bu da "kazan-kazan" ilkesine çok uygundur. Siz somut işbirliği projelerinden söz ettiniz. Ben bu konuyu pek iyi bilmiyorum. Ama aramızda güçlü bir işbirliği olduğuna göre mutlaka böyle somut projeler vardır. Bakın, işbirliği yapılabilmesi için bir tarafın ihtiyacının olması öbür tarafın da bu ihtiyaca cevap verecek güce sahip bulunmasıdır. Karşılıklı ve yararlı işbirliklerinin uluslararası alanda artacağına inanıyorum. Gittikçe artan enerji ihtiyacı ülkeler arasında çatışmalar yaratabilir Biz barış istiyoruz - Kömür kullanımmda ortaya çıkan hava ve çevre kirliliği konusunda neleryapılıyor? - Bunun önlenmesi için çeşitli önlemler var. , örneğin tamamıyla kapalı bir termik santralın inşası çalışmalan var. Başka enerji kaynaklan için yeni teknolojileri kullanmaya çalışıyoruz. Bu da yatınm anlamına geliyor ki yapılması gerek. Öte yandaıı enerji tasamıfu konusıuıda ne gerekiyorsa yapacağız. Hidroelektrik santrallan da çok önemli. Çin'de elektriğin yüzde 10'u hidroelektrik santrallannda üretiliyor. Bu da temiz bir enerji kaynağıdır. Burada nükleer enerjinin de çok önemli olduğunu söylemem lazım. Bu uluslararası , alanda gelişme yönüdür. Gelişmiş ülkelerde yüzde 60-70 dolayında enerji nükleer santrallardan sağlanıyor. Biz daha bu düzeye ulaşmadık. Ama geliştirmeye çalışıyonız. . Gelecek onlarca yıl boyunca bence Çin'deki nükleer santral sayısı artacaktır. Bunlann dışında rüzgâr enerjisinden de yararlanıyoruz. Bu yeni bir enerji kaynağı. Bu konuda da • çalışmalar yapıyoruz. Bioenerjiden de yararlanma yolundayız. Bu da yenilenebilir bir enerji kaynağıdır. Ama şu anda maliyeri yüksek. Şu noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Gittikçe artan enerji ihtiyacı nedeniyle ülkeler arasında çatışma olabilir. Bu çatışmayı önlemek için bizim bulduğumuz fonnül enerji kaynaklarını çeşitlendinııek. Yeni bir enerji kaynağı bulmaya çalışıyoruz. Bu gerçekleştiği zaman petrol ve doğalgaza olan bağımhlık da düşecektir. - İyi de şu anda çok ciddi bir petrol ve doğal gazpaylaşımı konusunda uluslararası alanda çekişmeler var. Bunlann nasıl üstesinden gelinecek? - Bu konuda uluslararası alanda işbirliği yapılmasını, ülkeler arasında temaslar olmasını öneriyoruz. - Dünyada petrolfiyatlarıinanılmaz düzeylere doğru gidiyor. Şu anda varili 150 dolar dolayında olan petrolün yakın gelecekte 200 dolarafırlayacağı hesaplanıyor. Bu durumda da dünya ekonomilerinin çökebileceği var sayılıyor. Başta ABD ekonomisi olmak üzere dünyanın bütün ekonomileri sizin de dediğiniz gibipetrol ve doğalgaza bağımlı. Dünya petrol ve doğalgaza bu kadar bağımlıyken fiyatları sizce kimler yükseltiyor? S.G.- Petrol fiyatlannın inanılmaz biçimde artmasının birden fazla nedeni var. Suudi Arabistan'da bir süre önce ABD'nin ve Çin'in de katıldığı uluslararası bir enerji konferansı yapıldı. Petrol fiyatının yükselişi sorununa çözüm bulmak için fikir alışverişinde bulunuldu. Umanz dünyanın gelişmiş ekonomileri enerji sorununa en iyi çözümü bulabilirler. Bu sorunun çözülmesi zor. Dünya ülkelerinin ortak çıkarlanna uygun bir çözüm bulunmasını istiyoruz. - Şanghay İşbirliği Örgütü önümüzdeki orta ya da uzun vadede stratejik küresel bir aktör olabilir mi? - Şanghay İşbirliği Örgütü'nün amacı üye ülkeler arasındaki işbirliğini sağlamaktır. Biliyorsunuz bu örgüt başta Çin, Rusya ve Orta Asya ülkelerinden oluşuyor. Bu örgütün bütün dünyanın ilgisini çektiği hiç kuşkusuzdur. Örgüt ilk kurulduğu zaman üç şer güçle mücadele karan alınmıştı. Bunlar terorizm, aşıncıhk ve bölücülükle mücadeledir. Çünkü örgüt üyesi bütün ülkeler bu üç şer güç tehlikesiyle karşı karşıyadır. Dolayısıyla üye ülkeler arasında bu mücadelelerde uyum ve işbirliği sağlanması amacı güdülüyor. Zaman geçtikçe Şanghay İşbirliği Örgütü'nün kapsamı da genişletiliyor. Önıeğin ekonomik ve kültürel işbirliği konulan da ele alınıyor. Ama örgüt herhangi bir üçüncü ülke ya da uluslararası örgütü hedef almamaktadır. Bu tür işbirliği gerek Şanghay İşbirliği ülkelerine gerekse bölgenin ve dünyanın çıkarlanna uygundur. - ABD'de Bush yönetimi görev süresi sona ermeden İran 'a saldın karan alır mı? S.G.- Bence bu soruyu ABD Büyükelçisi'ne sormalısınız. Biz Çin olarak dünyada her zaman savaş olmamasını, banş istiyoruz. Dünyada ülkeler arasında çeşitli sorunlar var. Bu sorunlar hep savaşla çözülmeye çalışılacaksa o zaman dünya altüst olacaktır. Çin'in felsefesi sorunlar ne kadar büyük olursa olsun her zaman banşın ön plana çıkanlmasıdır. Dünya tarihi de savaşla hiçbir sorunun kökten çözülemediğini kamtlıyor. Biz her zaman sorunlann banş yoluyla çözülmesini bekliyoruz. - Son bir soru. AKP'ye Anayasa Mahkemesi'nde kapatma davası açılmasını nasıl karşıladınız? S.G.- Çin'in dış politika ilkesi başka bir ülkenin iç işlerine kanşmamaktır. Bu konuda bir değerlendirme yapılamaz. Türkiye'nin dostu bir ülke olarak Çin, Türkiye'nin siyasetini ilgiyle izlemektedir. Biz ancak bilgi topluyoruz. Tabii ki biz her zaman Türkiye'nin istikrarlı bir ülke olmasını isteriz. Deneyimlerimize göre bir ülke ancak istikrarlı olduğu zaman ekonomisi gelişebilir. Türk halkının bu sorunu çözebilecek yetenek ve zekâya sahip olduğuna inanıyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle