Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 2008 PAZAR
12 P A Z A R Y A Z I L A R I dishab@cumhuriyet.com.tr
Demokratörlük
rejimine doğru...
PARİS
6 T Tlusal ordu" fikri
KJ buralarda ilk kez
Prusya ile Fransa arasındaki
1792 Valmy Savaşı'ndan
sonra doğar. 1789
Devrimi'nin ruhuyla
oluşturulan milislerin varhğı
henüz sürüyordur. 100 bin
kişilik işgalci Alman-
Avusturya ordusunu
Valmy'de yenilgiye uğratan
yaklaşık 25 bin kişilik
"yurttaşlar ordusu"nun
komutanlan düzenli ve vatanı
için canını vermeye hazır bir
ordu fıkrini epeydir taşıyor,
tartışıyorlardı. Fakat bir
"millet"in ordusunun
kurulması ilk kez 1798'de
Jourdan-Delbrel Yasası'yla
gerçekleşecekti. Kura,
öncelik, bölgesellik gibi
seçmeci koşullarla yaşanan
askere al(ın)ma sürecinin
bütün erkekleri zorunlu
"vatanî görev"e
çağnlmasına dönüşmesi
içinse 1905'in beklenmesi
gerekccekti. Zorunlu
askerlikse 1997'de sona
ererek profesyonel orduya
dönüştü. Ancak, halk çocuğu
hnparator Napolyon'un
sömürgeciliğin şaheser aracı
"halk ordusu"ndan kendi
çocuklannı yiyen "Sovyetler
ordusu"na, sürü güden
çobanlar yığmı "lslamcı
halk orduları"ndan kölc ve
insan tacirlcri, uyuşturucu
trafıkçisi "Marksist-
Leninist halk orduları"na
hiçbir ordu, bağımsızhk
savaşı gibi çok sınırh belirli
tarihi misyonlar ve sıcak
savaş gibi özel dilimler
dışında gerçek doğasının,
baskı aracı olmanm dışına
çıkamadı.
Fransız ordusu
da yılda en
azından bir defa,
artık çogu kamu
veya özel
işletmesinde
yapıldığı gibi
"Açık Kapılar"
operasyonları
düzenleyip
halka mcslcğini
tanıtıyor, kurumu sevdirmeye
çalışıyor. lşte geçen 29
Haziran Pazar günü çok
sayıda askeri birim kapılannı
halka açıp en iyi bildikleri
işleri sergiliyorlardı. Tarihi
Carcassonne kentinde
konuşlandınlmış 3. Deniz
Piyade Paraşütçüleri Alayı
komandoları Lapperine
Kışlası'nın arkasındaki kare
bir alanda merakhlara
"teröristlerle mücadele"
gösterisi sahneliyorlardı.
Profesyonellikleri Çad ve
Afganistan'da çeşitli
operasyonlarda sınanmış 12
kişilik bir komando ekibi,
hafta sonu boyunca 5 defa
tekrarladıklan senaryoyu
artık kanıksamışlardı. 6. ve
son kez "düşman
topraklarındaki
teröristlerin elindeki
rehincyi kurtarnıak üzere
hücunıa geçtikleri sırada
yaylım ateşi açarlar".
Saatler 17.50'yi
göstermektedir. lOmetre
uzaktan gösteriyi izlemekte
olan yaklaşık 400 kişilik
izleyici topluluğunun ilk
sırasındaki bir aileden 3 kişi
kanlar içinde yere yığıhr.
Anmda kalabahktan da
çığhklar yükselir. Dakikada
1000 mermi sıkabilen
FAMAS makineli tüfeğinden
birkaç saniyede çıkan 40
kadar gerçek kurşun bir anda
4'ü ağır 17 kişiyi
yaralamıştır. 8 yıldır hatasız
profesyonel askerlik yapan
ve kişisel planda hiçbir zaafı
bilinmeyen 28 yaşındaki
başçavuş Nicolas şaşkın bir
biçimde elindeki FAMAS'ına
bakarken, komutan "kırmızı
UĞUR HÜKÜM
alarnı" işaretini venniştir.
Saat 18.05'te helikopterler
sahaya inıniş ve ağır yaralılar
civar hastanelere sevk
edilmiştir. lş işten geçmiş
"kurusıkı" yerine, "hakiki"
mermiler namludan
fırlamıştır bir kere. Olay tam
bir kazadır. Şimdi iş fırsattan
istifade "sorumlu" bulmaya
kalmıştır.
Ertesi sabah Nicolas
Sarkozy olay yerindedir.
"Fail kadar sorumlu üst
kadrolar da
cezalandıralacaktır. Olay
vahiııı ihmalkârhk
göstergesidir,
amatörlüktür..." vb. sözlcrle
çok ağır konuşan Başkan'a
tepki ertesi gün bizzat Kara
Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Bruno Cuche'den
gelir. Orgeneral kısa bir
mektupla emekliliğine 6
hafta kala "Carcassonne
kusuru"nu resmen
üstlenerek istifasını sunar.
Istifamn kabulünü duyuran
resmi başkanlık
açıklamasında orgenerale
hiçbir saygı veya şükran
sözcüğüne yer verilmemiştir.
1983'te savunma bütçesinin
indirimini protesto eden
Orgeneral Jean
Delaunay'den bu yana
görülmemiş bu istifa,
Sarkozy'nin içişleri bakanlığı
döneminden beri yıldızının
bağdaşmadığı orduyla
"kopma" sürecinde yeni bir
aşama biçiminde
yorumlanıyor. Bir de buna,
Başkan'ın önümüzdeki 14
Temmuz Ulusal Bayramı
vesilesiyle geleneksel olarak
komutanlara dağıtılan
"Legion d'Honneur /
Liyakat
Madalyaları"nın
iptali kararı
eklenince, tablo iyice
kanşır. Geçen 17
Haziran'da Savunma
Bakanlığı'nın
yayımladığı "Beyaz
Kitap" ordu ve
savunma bünyesinde
54 bin kadronun
kaldırılması dahil bir dizi
radikal değişiklik
öngörüyordur. Takma isimle
29 Haziran tarihli Le Figaro
gazetesinde uzun bir eleştiri
yayımlayan bir grup general,
Sarkozy'yi çok kızdırmıştır.
Sarkozy'nin şimşeklerini
çeken yalnızca ordu değildi.
Son bir hafta içersinde
France Televisions, Fransız
kamu televizyon grubu
Yönetim Kurulu Başkanı
Patrick Carolis, Avrupa
Merkez Bankası başkanı
Jean-Claude Trichet, AB
Ticaret komiseri Peter
Mandelson, Dünya Ticaret
Örgütü Genel Müdürü Pascal
Lamy, Mösyö Sarkozy'nin
fırçasmı yiyen en ünlü
kişilikler arasında yerlerini
aldılar. lstisnasız her olayda
ortaya çıkan, kararlan
kimseye bırakmayan, hiçbir
kamerayı atlamayan kişiliğe
ilişkin bir tanım, bizzat
hükümetin iki numarası,
mizahıyla ünlü Çevre ve
Sürekli Kalkınma Bakanı
Jean-Louis Borloo'dan
geldi: "Sarkozy başbakan
olabilmek için Elysee
Sarayı'ndan geçen tek
kişi." Ancak bizim ilk kez
duyduğumuz, eski Birleşik
Sol hükümet bakanlanndan,
şimdilerde senatör Jack
Ralite'in buluşu siyasi
literatüre geçebilecek bir
kavram. Ralite, "Sarkozy
sayesinde ülkedeki rejim
'demokratörlük'e dönüştü",
diyor. Fransa'yı taklit etmeyi
pek seven toplumların
başındakileri "demokratör"
diye nitelersek çok mu abes
kaçanz acaba?
Madımak'ın küllerinden
Aşık Nesimi'nin eşi Dilber ana
teyzcmdi. Ncsimi baba ile de aynı
köydc, 25 yil arayla doğmuştuk. Beıüm
yaşlılık yıllannı anımsadığırn
köylülerimizin gençliklerini bilirdi.
Cıcık'tan, Keleş Mustafa'dan, Ali
Bibiye'den söz ederdi. Köyümüzden
daha ben doğmadan aynlmış, sonraki
yıllarda ara ara babası Bavık'la birlikte
kap kalaylamaya gclmişti. Curasıyla köy
köy dolaşır, çalıp söylerdi. Kalaycılık
hüneri Bavık'tan kalmıştı. O da bu
mcsleği Hacınh (Saimbeyli) Ermeni
Kirkör'den öğrenmiş... Âşık Nesimi ile
en iyi anımsayabildiğim karşılaşmam,
Ankara'da ortaokulda okuduğum
1968'lerde olmuştu. O yıllarda, Halk
Oyunculan Tiyatrosu sahnesinde Erol
Toy'un yazdığı Pir Sultan Abdal oyunu
sahneleniyordu. Nesimi baba, oyunda
cura çalıp Pir Sultan'a ait deyişleri
seslendiriyordu. O günlerde Dilber
teyzem de Istanbul'dan Ankara'ya
gelmiş, ağabeyimin evinde
kalıyordu. Oyunu gece
yanlanna dek defalarca
izledikten sonra Nesimi anıca
ile birlikte eve dönüyorduk.
Ankara'daki gösterinin
tamamlanmasından sonra
tstanbul'a beni de götürdüler,.
Kavacık'ta, geniş bahçeli bir
gecekonduda otunıyorlardı.
1965 seçimlerinden sonra Türkiye lşçi
Partisi'nin Meclisje 15 milletvekili ile
girdiği günlerdi. Âşık Nesimi'nin cvi
üniversiteli gençlerin, ilerici, sosyalist
aydınlann uğrak yeri haline gelmişti.
Mehmet Ali Aybar, İlhaıı Selçuk.
Çetin Altan, Can Yücel ve Yaşar
Kemal evin sürekli konukları
arasındaydılar.
Kavacık'taki evle ilgili esas anılarım ise,
Güneş ve Milliyet gazetelerinde
çahştığım 1980 sonrasına ait... Değişen
siyasi koşullara bağlı olarak eve gelen
MALMÖ
ALİ HAYDAR
NERGÎS
öğrenciler, sosyalist yazarlar
yerlerini halk ozanı ve
sanatçılara bırakmıştı. Gece
sabahlara dek süren
sazlı/sözlü muhabbetlerin en
önemli konuklan Arif Sağ,
Yavuz Top, Belkıs Akkale,
Edip Akbayram, İzzet
Altınmeşc ve Binali
Selman'dı. O gecelerin en
ilgimi çeken konuğu ise Kavacık
Camii'nde ara sıra imamlık da yapan,
Karadenizli koyu dindar bir Laz olan
Kasap İdris'ti. Kasap Idris, teyzemlerin
kapı komşusuydu. Âşık Nesimi ile
birbirlerine en olmadık şakalar yaparlar
ama yedikleri içtikleri de ayn gitmezdi.
Teyzem, Kasap ldris'in çocuklannı
kendi öz çocuklan gibi sever,
Mazlum'dan ayn futmazdı. Sıvas
katliamında, Kasap ldris gibi gerçekten
inaıunış Müslümanlann bir
sorumluluklannm olmadığına
Dünyaya bir
kurtancı
daha gelecek
ABD'nin New York
kentindcki Dünya Ticaret
Merkezi gökdelenlerinin
yerle bir olmasına sebep
olan 11 Eylül 2001 terö-
rist saldınlarının ardın-
dan enkazların altındaki
canhları kurtarma çalış-
malarında büyük fayda
sağlayan Alman çoban
köpeği Trakr "kopyalana-
cak". California eyaletin-
deki BioArts Internatio-
nal şirketi, Trakr'ı "en
çok klonlanmaya değer"
köpek seçti. Şirketten ya-
pılan açıklamada, köpeğin
DNA örneğinin Güney
Kore'deki bir laboratuva-
ra nakledileceği ve köpe-
ğin birebir kopyasının yıl
sonuna doğru dünyaya
gelmiş olacağı belirtildi.
(Fotoğraf: AFP)
AB bulunmaz Hint kumaşı mı?
Avrupa Birliği'nin (AB) sadece
Ankara için değil, Brüksel için de
bir serüven olduğu 2005'te Fransa ile
Hollanda halklannın Avrupa
Anayasası'na karşı çıkmasının ardından
şimdi de îrlanda halkının Lizbon
Ânlaşması'nı reddetmesi ile bir kez daha
gözler önüne serildi. "Yeşil adalılar"ın
sadece yüzde 45'inin sandığa gitmesi de
AB'ye olan ilgisizliğin başka bir kanıtı.
Bu sonuç başta Almanya ve Fransa
olmak üzere kimi "eski" üyeyi tabii ki
öfkelendirdi. Kuruluşun tepeden inme
aldığı kararlarla birlik olmaktan ve
halklanndan giderek uzaklaştığını
nedense görmezden geliyorlar. AB'nin
son 30-40 yılda halklannın birliğine
yönelik hiçbir şey yapmamış
olduğunu görmemek için üst
düzey politikacı ya da yazar-
çizer olmaya gerek yok. Bu dev
organizasyon kurulduğundan bu
yana bir arpa boyu yol alamadığı
gibi, 2000'li yıllara giıildiğinde
de çok gerekli olan reformlan
bir türlü gerçekleştiremedi.
Bunun baş nedenlerinden biri, _
AB'nin uzun yıllar
lokomotifliğini yapmış Almanya'nın,
özellikle iç sorunlan nedeniyle güç
yitirmiş olması. Batısınm doğusu ile
birlcşmesi ülkeye hiç yaramadı. Rusya
ile Amerika'nın aralannda anlaşarak
"onay verdikleri" bu birleşme
Almanya'nın yanı sıra AB'nin de
zayıflamasma neden oldu.
Avrupalı politikacılar bundan yanm
yüzyıl önce yola çıktıklannda önce
Amerika ve Rusya'ya, sonraki yıllarda
da Çin ve Japonya'ya karşı ekonomik ve
askeri bir güç oluşturmak, banş içinde
yaşamak istiyorlardı. Şimdi ise Amerika
kimseyi dinlemeden yoluna devam
ediyor. Önce Doğu Almanya'yı Batı
STUTTCART
Almanya'ya geri veren, ardından da
diğer Demirperde ülkelerini AB'ye
"kakalayan" Rusya da kendi bildiğini
okuyor. 2.4 milyarhk Hindistan'la
Çin'in attığı adımlar gidcrck büyüyor,
hızlanıyor. Dünya sahnesine yeni yeni
küresel oyuncular çıkıyor. Uluslararası
sonmlann çözülmesinde Avrupalılar
sus pus. Amerikan emperyalizmi Irak'ta
"at koşrururken" kimi Avrupa
ülkesinin komşıunuzda kan akmasına
destek vermesi de AB'nin ne kadar zayıf
olduğunun en büyük kanıtı.
Bir türlü halklannın yararına bir birlik
olamayan Avrupa bu gidişlc büyük
ekonomik ve sosyal dönüşümleri
başaramayacak gibi. "Küresel güç"
düşünden de yavaş yavaş
vazgeçmek zorunda
kalacak. Birlik üyeleri 21.
yüzyıl dünya gerçeklerine
karşın birbirleriyle
anlaşmaktan hâlâ çok
uzaklar. AB ülkelerinde
birçok karar halka
sorulmadan aluııyor.
Üyeler arasındaki kültürel
farklılıklar da, hiçbir
zaman çözümlenmeyecek, sürekli
zorluklar yaratacak İcahcı bir sorun.
Unutmayalım, kültür birliği olmayan
ülkelerin uzun süre yaşamadığı,
dağıldığı bilinen bir gerçek. Şu günlerde
AB çok önemli ve de tehlikeli bir
gelişimin eşiğinde. Almanya ile Fransa
arasında kimi sorunlar yaşanıyor.
"Sevgili Nicolas" ile "Chere
Angela"nm arasına kara kedi girmiş
gibi. Sarkozy kendi başına bir şeyler
yapmaya başladı. Kafasından bir
"Akdeniz Birliği" geçiriyor. Bu da tabii
Berlin'in hiç hoşuna gitmiyor. Almanya,
AB aracılığı ile Doğu Avnıpa'ya
açılırken Fransa da Akdeniz ülkeleri ile
AHMET ARPAD
ortak bir girişime imza atıp Avrupa'nın
güneyine ağırlığım koymayı düşlüyor.
Korkusu, Almanya'nın birliğe üye
olmalarına büyük destek verdiği eski
Demiıperde ülkelerinde söz sahibi olup
güçlenmesi. AB içinde bir karşı dcnge
oluştunnak isteyen Fransa, Avrupa
Merkez Bankası'nın denetlenmesini de
üstlenmek istiyor. Paris'e sert çıkış
yapan Angela Merkel, AB'nin
bölünebileceğine dikkati çekti.
Sarkozy'nin "Güney Avrupa" düşü
gerçekleştiğinde Almanya'nın da bir
"Doğu Avrupa Birliği" kurabileceğini
açıkladı. Şu sıralar anlaşmışlar gibi bir
hava esiyor. Bakalım gelişmeler neler
gösterecck? Almanya Fransa'nın
"Akdeniz projesi"ne göz yumabilir,
Fransa da Almanya'nın
Doğu Avrupa'da etkili olmasına.
Bakarsınız AB'yi çıkarlan
doğrultusunda bölüşürler!
1973'ten bu yana AB'den tam 41 milyar
Avro destek alan Îrlanda'dan onay
gelmemesi üzerine, "Çekirdek
Avrupa'ya dönelim" diyenlerin sesi
yine yükselmeye başladı. Görüldüğü
gibi AB, temeli atılmış, duvarlan
çıkılmış, fakat bir türlü bitirilmemiş çok
katlı bir yapı. Insana lstanbul'un
varoşlanndaki yanm kalmış, yıllardır içi
boş bırakılmış binalan anımsatıyor.
Böyle yapılarda oturulmaz!
Bizim AB hayranlan ise birilcrinc
sürekli yaranarak kişisel, politik, dinsel
ve ideolojik çıkarlan uğruna dört takla
atmaya devam ediyor. Ne de olsa şu
sıralar laikleri ve Türk yargısını hiç
çekinmeden eleştiren AB, onlar için son
şans. Denize düşmüşler, yılana
sanlıyorlar. Kcndilcrine destek veren
AB'yi öve öve bitiremiyorlar. Sanki AB
bulunmaz Hint kumaşı!
www.ahmet-arpad.de
inanıyorum... Hiçbir yerdcn geliri
olmayan Âşık Nesimi, 12 EylüPden
sonra curasıyla da ekmek parası
kazanamaz hale gcldi. Kavacık'taki ev
satıldı. Çengelköy sırtlanndaki bir eve
kiracı olarak taşındılar. lstanbul'da
çahştığım yıllarda, çoğu zaman
Çengelköy'dcki bu evde kalırdım.
Teyzeme fazla yük olmamak için bazen
başka akrabalarıma da giderdim ama iki
gün sonra teyzem beni telefonla bulur,
sitem ederdi: "Kaç gündür
nerelerdesin sen oğlum? Teyze anne
yarısıdır, scndcn başka kimsemin
olmadığını bilmiyor luusıın? Akşama
eve gel!.. Dur, Nesimi de seninie
konuşacak" derdi. Nesimi, o anda çalıp
söylediği parçanın melodisini
mmldanarak gelirdi telefona. "tmamm,
nerelerdesin? Akşama balık ziyafeti
var. Rakı da aldıııı. Gelirken
Çengelköy pazarından marul, roka ve
limon al! Gül Ali, Şıh Hasan, Ali
Hadi'ler de gelecekler. Akşama
bir yerde kalma, eve erken
gel!.." derdi. Akşam yedi gibi
başlayan sazlı sözlü sohbet gece
yanlanna dek sürerdi.
Nesimi'nin çaldığı curaya oğlu
Mazlum sazla eşlik ederdi.
Dilber teyzem dc sesiylc ara sıra
onlara katılır, Nesimi'nin
gecenin geç saatlerinde unuttuğu
dörtlükleri ona hatırlatırdı.
Teyzemin güçlü bir belleği vardı,
80 'e yaklaşan yaşına karşm,
rakıyı da çay bardağında susuz
içerdi. Sabaha karşı, Nesimi
amca yerinden usul usul kalkar,
çorba hazırlamaya giderdi. Çok
güzel çorba pişirirdi. Hiç çay
içmezdi...
Nesimi amcayla lsveç'e gitmeye
birlikte karar venniştik. O öndcn
gidecek, bana da kalma ortamı
hazırlayacaktı. Karlı bir kış günü,
onu Sirkeci Gan'ndan trenle
lsveç'e yolcu ettik. Yıllann
Nesimi'si bir uçak parasını
denklcştirememişri. Uzun bir tren
yolculuğundan sonra ulaşacaktı
kuzeyin bu soğuk karlar
ülkesine... Ardından ben gittim.
Nesimi amca, Stockholm'de
kalıyordu. Ben de birçok yakın
akrabamın bulunduğu Malmö'yc
yerleştim. Malmö, onun için
küçük bir şehirdi. Bağımızı
telefonla sürdürüyorduk. 1993
yazında Türkiye'ye birlikte
dönmeye karar vermiştik.
Fabrika işçiliğinden biriktirdiğim
parayla bir kamera satın
almıştım. Sıvas'taki Pir Sultan
AbdaFı anma törenlerinden
sonra Elbistan'a geçecek,
Nesimi'nin önemli esin
kaynaklanndan biri olan ozan
Tacım Dede'yi ziyaret edecek,
deyişlerini videoya
kaydedecektik... lznc
aynlacağım günlerde fabrikada
birlikte çalıştırdığımız
arkadaşım, eşi doğum yaptığı
için izne aynldı. Tatilim
ertelendi.
Nesimi amca beni beklemedi,
Türkiye'ye döndü. Pir Sultan
şenliğinden sonra tstanbul'da
buluşacaktık... Nesimi amca,
döndükten kısa bir süre sonra
Sıvas'a gitti; orada yandı, kül
oldu!.. Eğer Türkiye'ye birlikte
dönebilseydik, Sıvas'a da birlikte
gidecektik...
Nesimi amca ile son buluşmamız
Karacaahmet'teki mezannın
başında oldu. Yangın ateşlerini
dindiren soğuk mcnnerlerin
altında boylu boyunca
yatıyordu... Nesimi babadan
sonra teyzem de fazla yaşamadı,
geçirdiği kalp krizinden sonra
öldü. Şimdi Çengelköy
sırtlarındaki yüksek sedir
ağaçlannın altında yatıyor.
Ondan da geriye Mazlum'un
çalıp söylediği, Avşınlı ozan
Meluli'nin czgisi kaldı:
"Söyle Dilber suçum nedir/Seni
candan sevdiğim mi/SeniAllah
gibi bilip/Sana gönül verdiğim
mi// Ahdına vefan var idi/Safı
lekesiz balgibi/Allaha inanır
gibi/Ben sana güvendiğim mi//
Meluli'yem düştüm dara/Ben
kaldım garip diyara/Senin gibi
hoş nigara/Bu kadar
bağlandığım mı..."
alinergis@yahoo.se
EKONOMİK SEYAHAT UZMANI
Adelayd 63O Bangkok 34O
Almaata ....316 Beyrut 189
Amman 158 Bisknk 389
Ashgabad .289 Boston 269
Astana 299 Budapefta...77
Atlna 159 BUkra; 1O8
Atlanta 329 Canavra 88
Bahı«yn ....237 CKIcago 269
Amsterdam, Barcalona, Batrlln, 1
BrOkssl. Dusnldorf, Fronkfurt. |
Hamburg, Kopenhag. Londra.
Manchester, IV/IHano. lylUnlh.
Paris, Stockholm, ı
Roma, Stutgart, |
Varsova, Vlyana
A M E R İ K A
Delhi 358
Detrolt 312
Dubal 139
HongKong 471
Houston ....349
Kahlre 194
Kıbrıı AO
Klev 154
KLöln 1O5
Kualalumpur355 San Dlago .379
Kuveyt 22O S.Franclsco 3S9
Los Angol«s379 Seattle 359
Lyon 126 Seul 486
Madrld 99 Slngapur ...387
M*lborn....630 Shangal 451
Mlaml 349 Sydncy 615
Montraal...359 Tahran 277
Moskova ...189 Telavlv 2OO
Newyork ...288 Tlflls 289
Odessa 169 Tokyo 517
Pekln 437 T o r o n t o 359
Perth 63O Washlngton240
P 1 1 1 Z U l K 8 8Prag 111 ZUrlh...
: Gldl|'DttnU| (Pa>şln) EURO
8 8
Piyatlatrımıza alan ver ş
i dartll d«.QIIdlr
THY, ONURAIR,
ATLASJET. PEGASUS
i<_ hat biletleri satılır
£33 Uçak biletiniz
SAAS ile ccbinizde
!ekobiletxom
İ3İ1^t:<0)t=r*aLk:.corr..t:r
Chsrtsr r«ztrvasyonlarınız Içln
<O2i2) 5 1 3 1 3 9 7 / 255
Ivano-Frnnkovsk..330
Kharkov 352 $
Nlkol««v 29O S
Tüm uçak
biletleriniz
Idaal Card 9. Cltlbank 8.
A x a « , Maximum.
Ziraat 13. UVorld Card 5.
Bonus Card, Card Flrtans,
Shop&IVIIIes 4 v.ıkvir
A V R U P A Y A K A S I
Aksaray MERKEZ 513 13 97
Aksaray MCVDAN 517 96 8O
Aksaray METRO 491 1O O9
Avcılar 591 53 S3
Bnkırköy 57O 83 1O
Bakırköy MEVDAN 543 11 54
Bakırkity IMCIKLI 543 68 98
Bayrampasa 567 41 45
227 O6 O1
....518 38 7O
287 27 37
.534 66 35
5O7 21 45
( C ) HIZMET NOKTALARIMIZ
Beşfktaf
B*yazıt
Etil.tr
Fındıkzad*
GUngüran
Levent
4. Levent
Mecidiyeköy .
Ivlerter
Sefaköy
.](• 5 45 8 5 ^
IA.T *
..325 87 82
..279 56 8O
..274 95 O8
..554 O8 O6
..599 32 84
Slrkecl
Sultanahmet
ŞİŞİI MEVOAN
Şlfii HALASKAR<3AZİ ......
Osmanbay
Takslm
Venlkapı
A N A D O L U Yı
Altıyol ...
Boıtana ,
Bostancı IUIEVDAN
Kudıkoy
Kadlköy mnvırv)
Kartal
Kavacık
Kazasker ...
Kızıltoprak
Kozyatagı..
Ivialtepe
Marmara Ünvr
Pendik 375 O2 24
.514 1O 54 Sahrayı Cedld 369 O5 52
.528 58 O4 Selamlteame 55O 1O 86
.231 13 33 Suadlye 416 82 28
.246 41 51 Şaşkınbakkal 478 59 78
.234 67 O6 Ûmranlye 316 9O O8
.256 55 56 UskUdar 342 21 23
.4S8 16 93 DİĞER SEHİRLER
K A S I Adana (O322) 457 18 38
..346 64 65 Ankara B.EVLER (O312) 212 55 67
.372 32 45 Ankara KIZILAV (0312)425 71 41
.416 22 35 Ankara T.HILMI (0312)466 O6 41
.550 46 6O Antalya CUM.MY (0242) 248 12 11
.550 35 37 Ant.l9IKLAR (0342) 248 62 OO
.488 O3 32 Burta ÇEKIRCSE (O224> 234 OO 26
..413 72 77 Bursa ALTtPARMAK (0224) 221 94 33
.372 33 24 Izmir ÇANKAYA (0232)445 32 69
.346 67 11 Izmlr KARŞIYAKA (O232) 364 81 OO
.369 76 51 Izmlr H.UMANI (O232) 274 51 OO
.352 41 OO Kocaell ı™ır (O2SZ) 321 46 66
.346 62 O6 Kocaell GIB21 (O2S2) 643 66 44