06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHÜRİYET 8 HAZİRAN 2008 PAZAR 14 PAZAR KONUGU [email protected] İTÜRehörü Prof. Dr. Faruk Karadoğan J danAnayasa Mahkemesi 'nin türbanı iptalkararı ve üniversitedekigelişmelerle ilgiligörüşler ' Hukuka saygılıyız'SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU Bu ayın 15'inde lstanbul Teknik Üniversitesi'nde (İTÜ) rektör seçimi var. Üniversitenin kendi bünyesinden seçeceği rektör adaylan önce YÖK'e onay için gidecek. Soııra da Cumhurbaşkanı bunlardan ille de en çok oy alanı değil, hangisini layık görüyorsa atayacak. Yani liyakat burada olmazsa olmaz ilke ya da ölçüt. tyi de bu ölçüt doğru değerlendirilebilecek mi? Biat kültürü mü yoksa liyakat kültürü mü bu seçim ya da atamalarda egemen olacak? Bekleyip göreceğiz. İTÜ'nün ikinci kez adayhğını koyan rcktörü Prof. Dr. Faruk Karadoğan'la Anayasa Mahkemesi'nin türbanı iptal karannı, görev süresince neler yaptığını, hangi projeleri hayata geçirdiğini konuşuyoruz. Prof. Karadoğan gerçek bir bilim insanı olduğu için bilimle uzaktan yakından ilgisi olmayanlar ne dediğini anlamayabilirler. Bu söyleşinıiz anlayacak beyinlere gönderilir. - Anayasa Mahkemesi'nin üniversitelerde türbanı serbest bırakan anayasa değişikliğini iptal etmesini nasıl karşıladmız? KARADOĞAN - Ülkemiz bir hukuk devletidir. Dolayısıyla hukuk kurallanna ve mahkemelerimizüı verdiği kararlara her zarnan saygılıyız. Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli karan henüz açıklannıadığmdan bu konuda aynntıya inmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Türban konusu üniversitelerimizi doğrudan ilgilendirnıektedir. Dolayısıyla bu konudaki gelişmeleri yakından takip etmekteyiz. Üzerimize düşen her türlü görevi üstlenmeye hazırız. - Siz dört yıl önceki söyleşimi/de İTÜ Vakfı Bilim Ödülii ihdas edeceğinizi söylemiştiniz. Bu proje hayata geçirilebildi mi? - İTÜ Vakfi hazırlıklannı tamamladıktan sonra geçen yıl bilim ödülünü ihdas etti. Birbirindcn değerli 26 eserle ödüle başvuruldu. Bu eserlerin tarafsız biçimde değcrlcndirilebilmesi için birbirinden değerli 40 bilim insanından jüri oluşturuldu. Sevinerek söylüyorum. Son derece objcktif biçimde yapılan değerlendirmeler sonunda birinciliİc için bir ödül vermemiz gerekirken aynm yapmakta çok sıkıntı çekildiği için vakfın imkânlannı biraz daha zorlayarak iki ödül verildi. Bunlardan birincisi Daniel Alpay ve Turgay Kaptanoğlu'nun hazırladığı matematikle ilgili bir yayıııa verildi. Ikincisi de Oğuz Okay ve Deniz Ceylan'ın kimya bilimiyle ilgili bir çalışmasına verildi. Bu çalışma deniz yoluyla petrol taşıtnacıhğı sürecindc deniz kirlenmcsi sorununun ortaya çıktığı ve bunun önlenmesi gerektiği düşünülerek yapılmış. Bu iki çalışma birincilik ödülü aldı. Yine genç araştırmacılann yer aldığı başka bir çalışma da övgüye değer eser olarak nitelendirildi. Başlangıçta buna parasal ödül verilmemesi düşünülmesine rağmen yine vakıf imkânlan zorlanarak teşvik edilmesi amacıyla parasal ödül verildi. Jüri üyesi 40 bilim insanına da sembolik katkjlarda bulunuldu. Dolayısıyla vakıf üzerine düşen sorumluluğu ycrine getirmiş oldu. Bilim ödülüne rağbetin artması vakıf yöneticilerini son derece sevindirdi. - Peki, gelecek yılııı ödülleri için çakşmalar ne zaman başlıyor? - Hemen. Format biraz değiştirilmek suretiyle başlatılıyor. Ben de elimden geldiği ölçüde bunun arkasında olacağım. Mardin ve KKTC projeleri - İTÜ olarak sizin Mardin'de ilginç bir çahşmanız vardı. Bu çabşmamn özünü ve gelişimini anlatır mısınız? - Mardin mimari dokusuyla sosyal yaşamın bütüıı özelliklerini bugüne aktarmış olan çok ender yerlcşkelerden birisidir. Mezopotamya'nın ucundadır. Din, dil, köken farkı olan insanların berabercc, birbirini rahatsız etmedcn yaşayabileceğini gösteren bir bölgedir. Orada yeni kurulmakta olan bir üniversite var. Ayjıca kentin bazı sorunlan da bulunuyor. Biz tTÜ olarak hem bu sorunlann çözümünde hem de yeni kurulacak olan Artuklu Üniversitesi'nin yerleşkelerüün düzenlenmesinde Mardin'in o güzel taş işçiliği ve kültürünü yansıtan çalışmalarla ortaya çıkalım dedik. Mardin Valiliği, Belediyesi ve kentin ileri gelenleriyle toplantılar yaptık; bir protokol imzaladık. Bu işbirliğinin başlamış olmasından bu bölgenin çok kazançlı çıkacağını, İTÜ'nün de üzerine düşen önemli görevlerinden birisini daha yerine getireceğini düşünüyorum. Ama sadece Mardin değil, başka girişimlerimiz de var. - KKTC'yle ilgili bir çauşmanız var... - Dediğiniz gibi KKTC'yle ilgili İTÜ'nün önemli bir atağı var. Kıbrıs'ın giderek bir eğitim adası olma yolunda ilerlediğini görüyoruz. Ama burada en önemli konulardan birisi eğitimin düzeyi, araştırmaya doğru yönlendirilmesi, sanayiyle işbirliğinin kunılmasıdır. Bütün bu söylediklerim şu anda güçlük gösteren hususlardır. KKTC'de İTÜ'nün, Kıbns'ın ve ülkenin bazı gereksinimlerini karşılamak üzere yaptığı girişimdir. 19 Ocak 2008'de bir günlük uluslararası bir çahştay düzenledik. Ingiltere'den bazı uzmanlar, Türkiye'nin yeni kurulmuş özel vakıf üniversitelerinin rektörleri, konusunda uztnan olan kişiler geldi. Orada "Nasıl bir üniversite olmalı?" sorusuna yanıt arandı. Çıkan sonuçlar şöyleydi: İTÜ orada bir benzerini oluşturmayacak. - Yani ODTÜ'nün, kuruluşu aşamasında Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde yaptığı gibi olmayacak mı? - Hayır. Ama disiplinler arası bazlı yeni birimlerin oluşmasım sağlamak üzere hareket ediyoruz. Bunlar yeni tanımlan gerektiriyor. Onun için göreve devam etmem söz konusu olursa rektörlük seçimlerinden sonra yeni bir yapılanmaya giriyoruz. Bu yeni yapılanmamız içinde bir Kıbns dairesi söz konusu olacak. 0 toplantıda ortaya çıkan ilginç sonuçlar da şöyle: Disiplinler arası çalışmalar orada en yeni laboratuvarlarla donatılacak. Bunlar oraya gidip araştırma yapma isteğini uyandıracak nitelikte olacak. Kıbns'taki öğrencinin oraya gönderilip terk edilmiş olmasını da arzu etmiyoruz. Dolayısıyla bir yıl Istanbul'da İTU'de, bir yıl orada okumasını öngörüyoruz. 225 yılhk gorgü - Bunun ne gibi yararları olacak? - 235 yıllık bir görgüyü orada, yerinde paylaşmayı sağlamaya çalışacağız. Orada tamamıyla lngilizce eğitim söz konusu olacak. Amaç, İTÜ'ye gelmek isteyen ve ÎTÜ'nün gerektirdiği puanlara sahip öğrencilerin ilgi alanlan oraya denk düşenleri götürmek. Yani lstanbul İTU'de bulamayacaklan bazı eğitimleri orada alsınlar istiyoruz. Ama İTÜ disiplini ve İTÜ görgüsüyle bunu yapacaklar. Bu proje tek bir yerle sınırlı olmayacak. Birkaç yerleşke düşünüldü. Birisi Karpaz bölgesinde Yeni Erenköy civannda üç bin dönümlük bir arazi. Denizcilik, gemi inşaatı, deniz turizmi, marina ve ufak bir tersaneyle başlaması, yani başında da petrol ve doğalgaz birinıimizin bulunması söz konusu. Yine aynı bölgede açık deniz 5 oy içinde 11 bin ziyaretçi - ABD'de önde gelen pek çok üniversitede bu model hatta yüz yıldır sürmüyor ııııı? - Harvard'da 155 yıldır sürdürülen bir kampanyadrr. Bunun ne kadar uzun soluklu olduğu ve kuşaktan kuşağa nasıl aktanldığmı örneklemek için söyledim. Şu anda 30 milyar dolar mal varlıklan var. Yıllık gelirleri de 1.5-2 milyar dolar. Aynca her yıl 600 milyon dolar bağış toplamaya da devam cdiyorlar. Bu nıüthiş bir güç. Ben İTÜ'nün bu yola girdiğini görüyorum. Elimizden geldiği kadar bu yolda götürmek istiyoruz. Yani kendi kaynaklanyla, kendi araştımıasını kontrol eden ama eğitiminden de hiç ödün vermeyen bir devlet üniversitesi olarak kalmayı hedefliyoruz. - Bir de İTÜ'nün Bilim Merkezi'yle ilgili çalışmalarını anlatır mısınız? - İTÜ bilgi üreten bir kurum. Ama ürettiği bu bilgiyi dilini basitleştirmek suretiyle halka da yayması gerektiği kanısındayım. 0 nedeıîle bizim çok önemli bazı girişimlerimiz şekillenmeye başladı. Bunlardan birisi Bilim Merkezi. Taşkışla'nın arkasında kurduk ve öğrencilere açtık. Beş ay içinde 11 bin öğrenci Bilim Merkezi'ni ziyaret etti. Onlar deneysel çalışmalara, eğlence içinde bazı fiziksel olaylan öğrenmeye ve bilime doğru yönlendirilmeye çalışılan öğrenciler. Bu bizim için çok önemli. Çünkü İTÜ'nün ileride potansiyeli o öğrenciler ve sorgulayıcı insanlar olsun istiyoruz. Bunun sadece bir bilim merkezinde yapılması mümkün değil. Biz bazı projeleri destekleyerek her seferinde yeni gösteri bilimleri sergiliyoruz. O R T R E Prof. Dr. FARUK KARADOĞAN Mersin, 1944 doğumlu. Yükseköğrenimini lstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) lnşaat Fakültesi 'nde, yüksek lisans çalısmasım ve doktorasım yine İTU'deyapı statiği konusunda yaptı. 1969'da Karadeniz Teknik Üniversitesi 'nde asistan olarak çalışmaya başladı. 1973 'te naklen İTÜ'ye atandı. 1979'da doçent oldu. 1985-88 arası İTÜlnsaat Fakültesi Dekan Yardınıcıhğı görevinde bulundu. 1989'da profesörlüğeyükseldi. 1996'dahsabir dönem rektöryardımcılığı yaptı. Yurtdışı üniversitelerde çalışmalan oldu. Ulıısal Deprem Konseyi 'nin ilk dönem üyeleri arasındayer aldı. Ulusal ve uluslararası çeşitli projelerde sorumluluk üstlendi. Beş yıldır İTÜrektörii. inşaatlanyla ilgili özel bir birimimizin bulunması gerekiyor. Çünkü Kıbns'ın kuzeyiyle Türkiye'nin güneyi arasındaki bağlantıların her şekilde arttınlması zorunlu. Oradan yola çıkan bir madencilik gemisinin kıyılarımızdan dolanarak lstanbul'a kadar gelmesi ve bizim denizcilik fakültemize demirlemesi amaçlanıyor. Bu şekilde denizcilerimiz önce kendi sahillerimizi öğrenecekler. - Yani buradan amaç bütün dünyada patlama yapan gemicilik sektörüne nitelikli eleman mı yetiştirmek? - Evet. Bu elemanların yetiştirilmesi için çok özel projeler hazırlandı. Bunlann hepsini yakında kapsamlı olarak kamuoyuna duyuracağız. Biz orada 2547 sayıiı kanun kapsamında İTÜ'nün bir uzantısı ama İTÜ'yü tamamlayan birimleri oluşturan bir yer oluşturmak amacındayız. Gazi Mağusa'da Maraş bölgesine yakın bir yer tahsis edilmiş durumda. Orada da mühendislik ve yaşam bilimleri ünitesiyle sanat ve tasanm bölümleri yer alacak. Sonuç alınan bazı araştırmalann yapısma baktığımızda bunlar şimdiye kadar tanıınlanmış olan klasik disiplinlerin birbirlerine yaklaştığı ara kesitlerde ortaya çıkıyor. Orada yaşam bilimleri adı altında moleküler biyoloji, genetik, bilgisayar, malzeme, kimya gibi dallan bir araya getinnek ve başlatmak istiyoruz. Bu da İTÜ'ye eğitime gelen öğrenciler için çekici olacaktır. Kıbns aynı zamanda öğretim üyelerimiz için de çekici olacaktır. Her türlü sosyal tesisin bulunduğu yerleşkeler olması üzerinde duruyoruz. İTÜ mezunu olup Kıbns'a yerleşmiş ya da lngiltere'de, ABD'de çalışmakta olan birçoİc mensubumuz projeyi duyduğu zaman ilgilerini gönderdikleri iletilerle scrgilemiş durumda. Hazırlık dönemi tamamlandı sayılır. Yakında kollan sıvıyoruz. Ama bunun için de öncclikle rektörlük seçiminin tamamlanması lazım. Projelerin flnansmanı - Bu çok büyük, kapsamlı, iddialı projeleri neyle finanse edeceksiniz? - Bu çok özel bütçeyle yapıhnası gerekiyor ve yaklaşık 150 milyon YTL'lik bir projedir. 6 yıl için tasarlanmıştır. Ama bu, İTÜ bütçesi içinden karşılanacak bir proje değildir. Bunu dışardan, hükümetimiz ve KKTC hükümetinin desteğiyle karşılayacağız. İTÜ için koyduğumuz stratejik hedef doğrulrusunda bizim de katkılarda bulunmamız gerekiyor. İTÜ'yü bir bütün olarak düşünüyoruz. tTÜ KKTC'yi ayn olarak düşünmüyoruz. Bu bütünlük içinde İTÜ'nün eğitim düzeyinden ödün vermeden bir devlet üniversitesi olarak kalmasını amaçlıyoruz. Ama aynı zamanda araştırmalar için yatınm yapması gerektiğinin bilincindeyiz. Bu yatınmı yapabilecek mali özerkliği olsun istiyoruz. Belli kanunlar çerçevesinde mali özerklik var, diyemeyiz. Ozellikle bu dönemde devletimizin, hükümetimizin borçlu oldugunu da biliyoruz. Bu borçlar karşısında talepte bulunmak, birilerini ikna etmeye çalışmak bize göre başka bir borçlanmayı ortaya çıkaracaktır. O nedenle acaba bu sorunu kendi içimizde çözebilir miyiz diye uzun soluklu bir plan yaptık. Uzun erimli stratejik planların her zaman daha doğru olduğuna vc galip geldiğine inanıyoruz. Bu, aynı zamanda Çinlilcrin yaptıkları felsefı bir yorumdur. - Peki, bu stratejik planınız nedir? - İTÜ'nün 60 bin mezunu var. Biz bu 60 bin nıezuna ulaşmaya çalışıyoruz. Bu mezunlanmızın çok küçük katkıları bile bizi kısa zamanda istediğimiz noktaya getirebilir. Çevremizde yarattığımız güvenle biz bu tür yardımlaşmanın küçük bir modelini Mustafa Inan Kütüphanesi tamamlanırken sergilemiş durumdayız. Beş yüz mezunumuz irili ufaklı katkılarla yaklaşık 2.5 trilyon liralık bir yardımda bulundular. Biz bunu web sayfamızda da yayımladık. Üniversiteyazılım îhracatıyapma konusunda atağa kalktı - Ya depremle ilgili çalışmalarınız? - Bu parklardan bir tanesi de Deprem Bilim Toplum Parkı. İTU'de benim de başkanlığını yapmış olduğum Deprem Mühendisliği Laboraruvan var. Bu laboratuvarda yaklaşık 14 yıldır Istanbul'daki ve Türkiye'deki yapıların depreme karşı nasıl güçlendirilebileceği konusunda gerçekçi çözümler üretmek için deneyler yapılıyor. Sonra da bu numuneleri atıyoruz. Oysa sözünü ettiğim bu numunelerin Deprem Bilim Toplum Parkı'nda yer alması, gelenlere bunların tanıtılması, öğretilmesi mümkün. Bazı konularda İTÜ'ye ilgi o kadar artmaya başladı ki... Örneğin bir süre önce Oyak Beton geldi ve bizimle çok özel bir laboratuvar kurmak istediklerini, deneysel çalışmalar yapmayı hüdeflediklerini, bu kapsamda Deprem Bilim Toplum Parkı'nı destekleyebilcceklerini söylediler. Bir süre önce Netaş da geldi. Netaş mevcut araştırmacı sayısını 1500'e yükseltmişken bizim rektörlük seçim kampanyasında ortaya koymuş olduğumuz iddiaları sanki duymuş da gelmiş gibi oldu. Bunu gerçekçi yolda olduğumuzu ispatlamak için söylüyorum. Yüksek lisans, doktora ve doktora sonrası çalışmalarda işbirliği yapmak, laboratuvarlarımızı geliştinnek ve kendi laboratuvanyla birlikte kullanmak için program sundu. Buna benzer pek çok başka şeyler oldu. Bilgisayar devi Hevvlett Packard da geldi. Bunlarla anlaşmalar sürüyor. Biz de boş durmuyoruz. Bunlann tamamlayıcısı olan bazı işbirliklerini olgunlaştınmş durumdayız. - Örneğin? - Örneğin, Carnegie Mellon Üniversitesi'yle çok önemli bir anlaşma yaptık. Türkiye yazılım ihracatı yapmada aşama yapmak istiyorsa artık yeterli düzeyde ve güvenilir derecede yazılım ürettiğini ispatlamak, bunu belgelemek, bunu yapabilecek elemanlarmın bulunduğunu göstennek zorunda. Bu ihtiyacı bundan 20 yıl önce ABD Hava Kuvvetleri hissetmiş. Sonra ihale açmış; Camegie Mellon bu ihaleyi kazanmış. Bazı standartlar geliştinniş. Biz şimdi Carnegie Mellon'la birlikte o eğitimi vereceğiz. Sonra da derecelendinneyi yapacağız. İTÜ'nün Cumhuriyeti inşaya katkısı •I IPHIMS•P1HBI A 1 • 1I I • - İTÜ'nün Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok önemli bir rol oynadığını biliyoruz. Bunu biraz açar mısınız? - Üniversitemiz İTÜ adını 1944'te aldı. İkinci Dünya Savaşı'nın aşağı yukarı sonuna gelindiği o dönemde Türkiye'de hiçbir şey yoktu. Bu 64 yıl içinde mezunlarımız yurt yüzeyine yayılarak yoktan var ettiler. Türkiye'nin en ücra köşelerine bile elektnk götürülmesi için çalıştılar. Su görürdüler, binalar yaptılar. Bu çalışmanm en cefalı kısmını ÎTÜ mezunları yaşamıştır. Türk ulusu olarak tarihimizle biraz daha yakından ilgilenmemiz gerekiyor. Sanayi kunnak için girişimlerde bulunmuşlardır. Bazılan bu dünyadan göçüp gitmiştir. Ama eserleri ortadadır. Bir şeylerin tek başına da yapılabileceğini ispat etmişlerdir. Onların çalışmalarından yararlanıp bu disiplini sürdürmek istiyoruz. 0 açıdan da mezunlanmıza ulaşmayı arzu ediyoruz. - Bir de İTÜ'nün bir televizyon kurma projesi vardı... - Evet. Üniversitemizde yaptıklanmızı kamuoyuyla paylaşmak ihtiyacındayız. 0 nedenle İTÜ Bilim Toplum Televizyonu kurma girişimimiz var. Bu bizim kendi kaynaklanmızla oluşturmaya çahştığımız bir proje.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle