09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 NİSAN 2008 SALI [email protected] 14 KÜLTÜR 12 üniversite sahnesinde 20 topluluk, 38 kez seyirciyle buluşuyor AYNA ADNAN BİNYAZAR İstanbul üniversiteleri tiyatro şenliği ? İstanbul 2010 etkinlikleri kapsamında 21 Nisan günü başlayacak olan 2008 İstanbul Üniversiteleri Tiyatro Şenliği’ni 2009 Türkiye Üniversiteleri Tiyatro Şenliği izleyecek. 2010 Avrupa Üniversiteleri Tiyatro Şenliği ile üçgen tamamlanacak ve bu oluşum kalıcılığı ve de sürekliliği ile İstanbul’un değil, Türkiye’nin kültür ve sanat yaşamına yeni bir boyut kazandıracak. duygularımız, düşüncelerimiz o tiyatrolarla beslendi, kök saldı. Hiç kuşku yok ki özel tiyatroların fitilini gençlik tiyatrolarından yetişenler ateşlediler. Geçen akşam bir toplantıile o günlerden söz ederda ken, keşke yanımda bir fotoğraf makinesi olsaydı da o kısacık konuşmada bile yüzüne yansıyan heyecanı yakalayabilseydim diye düşündüm... Ya ler, lar, ler, ler, ler, ler, ler, lar ve daha pek çok isim... O yıllarda açılan özel tiyatroların çoğu, yukarıda da değindiğim gibi, üniversite gruplarından yetişen gençlerin kurdukları toplulukların devamı olarak çağdaş tiyatromuzun yapılanmasında önemli roller üstlendiler. Bilgece Düşünmek 68 kuşağından bir köşe yazarının, “bilge”nin tanımını yaptıktan sonra, sözü a getirip onu hafife alarak “Acaba İlhan Selçuk nasıl bir bilge? Neyin bilgesi? Neyin örneği?” sorusunu sorması üzerine “bilgelik” kavramı üzerinde durmak gereğini duydum. İlhan Selçuk gibi, altmış yıldır kaleminin ucuna sinek kondurmamış bir yazarın, “nasıl bir bilge, neyin bilgesi” olduğu sorusunu yanıtlama saçmalığına düşmeden, Brecht’in “Işıkla donatmalı bilgi” sözü üzerine kurduğu bir kısa öyküsünden söz açacağım. Bu öykü, sanırım her türden sineği kovmaya yetecektir! ??? “Bir felsefe profesörü Bay K’ya geldi, ne de çok şey bildiğini anlattı. Bay K. azıcık duraksadıktan sonra şöyle dedi: ‘İç rahatlığıyla oturmuyorsun sen. İç rahatlığıyla da konuşamıyorsun. İç rahatlığıyla düşünemiyorsun da.’ Felsefe profesörü kızdı: ‘Söylediğim sözün özü üzerine düşündüklerini söyle’ dedi. Bay K: Söylediğin sözün özü yok; apaçık ortada, gidişin gidişe benzemiyor. Alıp başını giderken yöneldiğin, erişmek istediğin bir hedef yok. Sözlerin bulanık, belirsiz.” ??? Bilgeliğin tanımı sözlüklerde değil, bilgece düşünmektedir. Düşünsel açıdan irdelenirse, bu öykücükten bilgeliğin ne olduğu anlaşılır: Bilgelik, ben biliyorum dememektir. İç rahatlığıyla oturmak, iç rahatlığıyla söylemek, iç rahatlığıyla düşünmektir. Özlü düşünmek, bu özün ne olduğunu bilmektir. Gidişi gidişe benzemektir. Belirlediği hedefe erişmeye çalışmaktır. Sözleri anlaşılmak, bulanık, belirsiz olmamaktır. ??? in, Bu genellemeli saptamalar, bundan yirmi dört yıl önce, “Çağdaş Eleştiri” dergisinde İlhan Selçuk üzerine yazdığı denemesini anımsattı bana: “Somutluk, yalınlık ve yoğunluk İlhan Selçuk’un biçeminde başat nitelikler. Bunlar da büyük ölçüde dilsel birimler arasında kurduğu iç bağıntılardan kaynaklanıyor. Sözgelimi kimi kavramları bilgece bir yaklaşımla adlandırma, bunları somutlayarak görünür kılma ister istemez sözcükleri yerleşik anlamları dışında kullanma, eğretilemeler yapmayı gerektirir. İlhan Selçuk yazılarında bu gereksinimi yerine getiriyor; bilgeselliğin damıtımından geçirerek biçimlendiriyor söylemini: ‘Acının sarkacı‘, ‘bağnazlığın döküm kalıpları‘, ‘yobazlığın sicili’, ‘Türkiye’nin alınteri tarihi’, ‘bilincin elması‘, ‘aklın mahmuzu’, ‘dikta tohumu’... örneklerinde olduğu gibi.” Bu alıntıda da, “biçemde somutluk, yalınlık, yoğunluk vb. dilsel birimler arasında kurulan iç bağıntı“, “kavramları bilgece yaklaşımla adlandırma”, “sözcükleri yerleşik anlamları dışında kullanma”, “bilgeselliğin damıtımından geçirme” sözlerinin altı kalın bir çizgiyle çizilmelidir. Bilge kim mi?.. Eylemiyle söylemini kaynaştırmış, sözünü damıtımdan geçirmiş, düşüncenin özüne varmış kişi... ??? Örnek mi?.. Dedesinin ye söylediği şu sözler bilgecedir: “Biz bey değiliz. Bize bir şeyler öğretecek kimse yok. Her şeyi kendimiz, tek başımıza anlamalıyız. Diğerleri için kitaplar ve okul var ama bizim için yok. Her şeyi kendimiz kavramalıyız.” Okulun yoksa bilginin yolunu tıkamayacaksın, kitabın yoksa yazacaksın... “İlhan Selçuk nasıl bir bilge, neyin bilgesi?” Yaşamını kalemiyle onurlandırmış kişiye böyle soru sorulur mu?.. [email protected] 2008’DEN 2010’A BAKIŞ Tiyatro, türlü zenginliklerle dolu bir evren. İç ve dış dünyamıza açılan bir pencere. Ülkeler ve kültürler arasındaki diyaloğun gelişmesinde önemli bir köşe taşı. Bu açıdan bakıldığında; 2130 Nisan 2008 tarihleri arasında ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilecek olan 2008 İstanbul Üniversiteleri Tiyatro Şenliği hem geçmişe bir saygı hem de geleceğe bir selam... 20 topluluk katılıyor şenliğe. Bu topluluklar, şehrin farklı bölgelerinde bulunan 12 üniversitede rotasyon sistemi ile (genelde) iki kez sergileyecekler oyunlarını. Oyunlara giriş ise ücretsiz... Böylece, 10 günde 38 gösteri genç seyirciyle buluşacak. Ayrıca, atölye çalışmaları ve konferanslar da şenliğin bir parçası olacak. Bugüne kadar gerek İstanbul’da gerekse çeşitli kentlerde üniversiteler tarafından düzenlenen festivallere, farklı bir açılımla yeni bir etkinliğin katılması geleceğe dönük çok önemli bir adım. Önemli, çünkü, 2008 İstanbul Üniversiteleri Tiyatro Şenliği’ni 2009 Türkiye Üniversiteleri Tiyatro Şenliği izleyecek. 2010 Avrupa Üniversiteleri Tiyatro Şenliği ile üçgen tamamlanacak ve bu oluşum kuşkusuz salt İstanbul’un değil, Türkiye’nin kültür ve sanat yaşamına yeni bir boyut, zenginlik kazandıracak. Amaç, Türkiye’de ve Avrupa’da üniversite tiyatroları çevrelerinde yapılan yaratıcı ve sağlam çalışmaları yayılmacı bir sistemle İstanbul’da buluşturmak. Bu buluşmaları sürekli ve kalıcı kılmak. İnanıyorum ki, bu yıldan başlayarak üniversite tiyatrolarımızla elbirliği içinde yürütülen çalışmalar, gençler tarafından çok daha ötelere taşınacak. Benim kuşağım, 1950’lerin sonlarında, Halkevlerinin kapatılmasıyla adeta bir patlama yaşayan üniversite tiyatrolarının en parlak dönemlerinde yetişti. Dünyaya bakışımız, 1017 NİSAN’DA Çağdaş Japon sanatı sergisi Çağdaş Japon sanatını dünyaya tanıtmayı hedefleyen Art Communication, 2 yılda bir Türkiye’de düzenlediği Japon Çağdaş Güzel Sanatlar Sergisi’nin 4’üncüsünü, 1017 Nisan tarihleri arasında Beşiktaş Çağdaş’ta yapacak. Beşiktaş Belediyesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ve T.C Tokyo Büyükelçiliği’nin desteği ile düzenlenen sergi, 212 sanatçıdan 313 yapıta yer veriyor. Sergide yağlıboya, kaligrafi, geleneksel Japon resim sanatı, seramik üzerine Japon minyatür sanatı, heykel, fotoğraf, kakejiku, dolls ve çeşitli Japon el işleri sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Ayrıca bu yıl Beşiktaş Belediyesi’ne ait Sanatçılar Parkı‘nda, Türkiye’de yapıtları sergilenen Japon sanatçıların adlarının yazıldığı bir anıt hazırlanarak, TürkiyeJaponya dostluğuna adanacak. Ayrıca, Beşiktaş Çağdaş’ta sergi süresince ünlü yönetmen Akira Kurosawa’nın R R nin ve Yasujinun “ ” filmlerinin de gösterimleri yapılacak. (Mustafa Kemal Merkezi, Uğur Mumcu Cad. No.8 AkatlarBeşiktaş, 0 212 251 93 90 www.besiktascagdas.com) Tam bir kara mizah... SAVAŞ KÜRKLÜ DÜNBUGÜNYARIN Yarım yüzyıl öncesine ait bir dergi duruyor önümde: TMTF’nin düzenlediği Uluslararası Tiyatro Festivali dergisi, 19 Kasım 1957’de 2. Üniversitelerarası Enternasyonal Tiyatro Festivali için iki dilde basılan ve her gün çıkan bir dergi. Elimdeki sayıda diyor ki: ADANA Devlet Tiyatroları 10. Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivali, perşembe ve cuma günleri 20.00’de Erzurum Devlet Tiyatrosu’nun sunacağı, Bertolt Brecht’in, adlı oyunuyla sürüyor. Festivalde tüm oyunların kapalı gişe oynanmasının sanat, özellikle tiyatro adına çok sevindirici olduğunu vurgulayan ADT Müdürü ’ın dilimize çevirdiği, ’in yönettiği oyunu şöyle değerlendirdi: Yılın tiyatro Oyunu ‘Kafkas Tebeşir Dairesi’... ANKARA(AA) Erzurum Devlet Tiyatrosu’nun “Kafkas Tebeşir Dairesi” adlı oyunu, Tiyatro Eleştirmenler Birliği Ankara Temsilciliği’nce “Yılın Tiyatro Oyunu” seçildi. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamaya göre Sevda Şener, Ayşegül Yüksel, Atilla Sav, Gülşen Karakadıoğlu, Türel Ezici, Selda Öndül, Tülin Sağlam ve Süreyya Karacabey’den oluşan TEB Ankara Temsilciliği Seçici Kurulu, oyunu, tasarım, oyunculuk ve rejideki üstün başarısı dolayısıyla “20072008 TEB Ankara Temsilciliği Yılın Tiyatro Oyunu Ödülü”ne değer gördü. Aynı derginin 20 Kasım 1958 tarihli sayısında, festivalin 3. yılında , üniversite tiyatrolarının sanat yaşamımıza katkılarını bir başka açıdan değerlendiriyor: “Beckett’ Ghelderode Ionesco’ laştırma efekti’ ‘yabancı ‘toprak işleyenin mi, yoksa sahibinin mi’ sorusunu da anımsatıyor.” Evet, yerliyabancı, amatörprofesyonel.. perdelerin her kalkışı dün olduğu gibi bugün de, yarın da bizleri uçsuz bucaksız dünyalara taşımaya devam edecek... 2130 Nisan tarihleri arasında 2008 İstanbul Üniversiteleri Tiyatro Şenliği’nde buluşmak umuduyla... NHKM’de ‘Modern Zamanlar’ “L’Avventura’yı Yeniden Kurgulamak” festivalde 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’ndeki yan etkinliklerden biri de “L adlı sergi. İtalyan Kültür Merkezi’nin desteğiyle düzenlenen sergi, 20 Nisan Pazar gününe dek Bilsar Binası‘nda görülebilir. nin Cannes’da Jüri Özel Ödülü’ne değer görülen ‘L filminden alınan fotoğraf kareleri, görüntüler, metinler ve sesli sunumlardan oluşan sergiyi, Uluslararası Altın Lale Yarışması‘nın jüri üyelerinden Eyüboğlu, grafik tasarımcı rol’la birlikte hazırladı. Sergi kapsamında bir dizi fotoğraf, klip, kolaj ve ses nesnesine ayrılan film, bir yandan da en akılda kalıcı anlarını öne çıkarmak için yeniden inşa ediliyor. Film, aynı zamanda festival programında “ ” bölümü kapsamında, cumartesi günü saat 21.30’da Atlas 2 sinemasında gösterilecek. (0 212 334 07 00) ? Kültür Servisi Charlie Chaplin’in son sessiz filmi, sinema tarihinin kilometre taşlarından ‘Modern Zamanlar’ (1936) bugün saat 19.45’te Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde gösterilecek. Filmde, Chaplin’le birlikte Paulette Godard, Henry Bergman, Tiny Sandford, Chester Conklin rol alıyorlar. Şöyle özetleniyor filmin konusu: “20. yüzyılın başları: Teknoloji gelişiyor, üretim artıyor, yeni üretim teknolojileri, bant sistemi uygulanmaya başlanıyor. Kapitalizm yeni merhaleler kaydediyor... Chaplin’in sorduğu şekliyle ‘Peki ya o bantın başındaki işçi ve insanlık?’ Şarlo bu kez bir işçi olarak başlıyor maceralarına.” (0 212 2414 22 39) T.C. SARIGÖL İCRA DAİRESİ TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLÂNI Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 Sarıgöl ilçesi, Tırazlar köyü, azmak mevkiinde kain, tapunun 468 parselinde kayıtlı, tamamı 13150 m2 miktarında millitınlı toprak yapısına sahip, D.S.İ kanalından sulanabilen %12 oranında meyilli taşınmazdır. Taşınmazın 2176 m2’lik kısmında, 47 yaşlarında yüksek sistem (duvar sistem) tesis edilmiş, çekirdeksiz üzüm bağı mevcuttur. Taşınmazın 2816 m2’lik kısmı boş tarladır. Taşınmazın geri kalan 8158 m2’li kısmında, 2227 yaşlarında yüksek sistem tesis edilmiş verimde, çekirdeksiz üzüm bağı mevcuttur. Taşınmaz köy yerleşim alanına yakındır. Taşınmazın genel özellikleri, coğrafi konumu, mahalli alım satım rayiçleri göz önüne alınarak taşınmazın tamamı 136.674,00 YTL (Tarla olan kısmın 2816 M2 22.528,00 + Bağ olan 10334 M2 lik kısmı 113.674,00’YTL) muhammen bedelle açık arttırma suretiyle satılacaktır. 2 Sarıgöl ilçesi, Tırazlar köyü, Azmak mevkiinde kain, tapunun 471 parselinde kayıtlı, tamamı 10250 m2 miktarında millitınlı toprak yapısına sahip, D.S.İ. kanalından sulanabilen %l2 oranında meyilli taşınmazdır. Taşınmaz üzerinde yüksek sistem tesis edilmiş 2227 yaşlarında, verimde çekirdeksiz üzüm mevcutur, Taşınmaz köy yerleşim alanına yakındır. Taşınmazın genel özellikleri, coğrafi konumu, mahalli alım satım rayiçleri göz önüne alınarak, taşınmazın tamamı 112.750,00 YTL’dir, muhammen bedelle açık arttırma suretiyle satılacaktır. 3 Sarıgöl ilçesi, Tırazlar köyü, köyiçi mevkiinde kain, tapunun 592 parselinde kayıtlı, tamamı 990 m2 miktarındaki bahçeli, üzerinde 1 adet, 1 kat betonarme yığma mesken olarak kullanılan 2 oda, 1 salon mutfak, tuvalet, banyodan ibarettir. 9.50x11.15 ebatlarında, 1 adet kenarları açık 16,000x4.40 ebatlarında üzeri etermit ile örtülü basit profil çatı, 1 adet depo olarak kullanılan 9.00x4.00 ebatlarında briket üzeri ahşap çatı kremit ile örtülü bina ve killer depo olarak kullanılan 12.40x4.65 ebatlarında 1 kat tuğla yığma, üzeri ahşap çatı örtülü bina mevcuttur. Günün şartlarında arsa ve binaların alım satım değeri toplam 47.905,50 YTL (Arsa değeri ; 4.950, YTL, Mesken; 26.482,50 YTL, Depo 3.600,00 YTL’sına, 4.224,00 YTL Killer: 8.649,00 YTL) muhammen bedelle açık arttırma suretiyle satılacaktır. SATIŞ TARİH VE SAATLERİ: 1 468 Parselin Satış gün ve saati 26/05/2008, saat 14.0014.10 arası05/06/2008 aynı yer ve saat. 2 471 Parselin Satış gün ve saati 26/05/2008, Saat 14.1514.25 arası05/06/2008 aynı yer ve saat. 3 592 Parselin Satış gün ve saati 26/05/2008, saat 14.3014.40 arası05/06/2008 aynı yer ve saat. Satış şartları: 1 Satış 26/05/2008 tarihinde, yukarıda belirtilen saatlerde, Sarıgöl İlçesi Hükümet Konağı önünde; açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartiyle 05/06/2008 tarihinde, yukarıda belirtilen saatlerde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse, İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilân tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Tapu siciline taraf olup, adresi belli olan ve olmayanlara, gönderilen satış ilanın tebliğ edilmemesi halinde iş bu gazete ilanı tebliğ mahiyetindedir. 7 Satışı iştirak edenlerin, şartnameyi, görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2003/182.Tal. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 13/03/2008 (İİK.m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. *: Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık germektedir. (Basın: 18279) Dosya No: 2003/182.Tal. ACI KAYBIMIZ Reyhan Türkyılmaz’ın değerli eşi, Erdem Türkyılmaz ve Eylem Tokay’ın biricik babaları, Behiç Tokay’ın sevgili kayınpederi Değerli ve aydın insan emekli öğretmen HÜSEYİN TÜRKYILMAZ 7 Nisan 2008 günü Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 8 Nisan 2008 salı günü Lüleburgaz Ceylanköy’de toprağa verilecektir. Nur içinde yatsın, içimizdeki ışığın hiç sönmesin. AİLESİ C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle