05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 NİSAN 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜRkultur?cumhuriyet.com.tr 19 ‘İstanbul’lu’ Ara Güler Kültür Servisi Fotoğraf sanatçısı Ara Güler’in “İstanbul’lu” isimli fotoğraf sergisi yarın Mac Art Gallery’de açılıyor. Sergi 7 Mayıs’a kadar görülebilir. (Tel: 212 343 85 40) ESİNTİLER ETKİNLİKTE ‘KANLI DÜĞÜN’ ADLI OYUN DA SAHNELENECEK ZEYNEP ORAL ENKA Kültür Sanat Etkinlikleri devam ediyor... Kültür Servisi 20. ENKA Kültür Sanat Bahar Etkinlikleri yarın akşam ENKA İbrahim Betil Oditoryumu’nda gerçekleşecek bir dizi etkinlikle devam ediyor. Gecede genç heykeltıraş Malik Bulut’un “Üre(t)meler” adlı sergisinin saat 19.00’daki açılışının ardından, Federico Garcia Lorca’nın “Kanlı Düğün” adlı yapıtı, De Falla Lorca’nın müziği ve Cem Ertekin’in koreografisi ile sahnelenecek. (0 212 269 22 85) Sahnede 3 Delikanlı, 2 Yıldız... Sahnenin büyüsü, sahnenin nostaljisi, sahnenin şiiri, sahnenin duyarlılığı, sahnenin birikimi… Ne derseniz deyin… Bunların hepsini bir arada yoğuran ve insanın içine, taa en derinlere işleyen bir gece yaşadık önceki gün. 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin açılış gecesiydi. Lütfi Kırdar Salonu ağzına dek doluydu. Sinema onur ödüllerini alan, sinemamızın üç “delikanlı”sı, zamana ve bembeyaz saçlarına meydan okuyarak dimdik karşımızdaydılar: İzzet Günay, Ediz Hun ve Ekrem Bora… Emeğe saygı Şimdi şu an (yaşamakta olduğumuz şimdi) ile geride bırakılmış onlarca yıl sahnede bir aradaydı… Geçmişin tüm birikimi, yüzlerce film, bütün o filmlerdeki yüzlerce rol, farklı kişilikler, girip çıktıkları binlerce kılık, sarılıp kucakladıkları, kavga edip dövüştükleri binlerce insan, milyonlarca görüntü, sayısız duygu bir aradaydı… Her biri için hazırlanmış müzikle senkronize birkaç dakikalık sunum filmi ya da klip, bütün o geçmişi, o birikimi getirip yüreğimize yerleştiriverdi. (Bu çok başarılı filmleri Selçuk Metin hazırlamış. Kutlarım!) Şimdiyle geçmiş kucaklaştığında ön plana çıkan emekti. Ön plana çıkan sevgiydi. Sevgi dolu emekti sahnede gördüğümüz. Üçünün de sahneden söyledikleri işte bu sevgiyi ve emeği, bir de sanatın gücünü vurguluyordu. Sahnedeki duyarlığı arttıran hiç kuşkusuz üçüne de ödüllerini sinemamızın eşsiz yıldızı Türkân Şoray’ın vermesiydi. Türkân Şoray’ın birlikte çalıştığı üç delikanlıya da söyleyecek bir sözü olması; sözleriyle, tavırlarıyla, duruşuyla onlara sunduğu sonsuz sevgi ve saygı görülecek bir şeydi. Salonun dinmeyen alkışları sahnedekiler kadar emeğe, sevgiye ve dayanışmayaydı. Şevval Sam’ın şarkılarıyla güçlenen gecede, “Yaşamboyu Başarı Ödülü”nü alan Claudia Cardinale sahnede, kendi evindeymişçesine rahattı. Ödülünü alırken vurguladığı, işin “şans” tarafıydı. “Çok şanslıydım, çünkü en iyi yönetmenlerle, en iyi oyuncularla çalıştım” derken bizlere Visconti, Fellini’leri anımsatıyordu. Bana soracak olursanız, gençliğindeki kadar güzeldi. Claudia’nın aydınlık gülüşü Törenden sonra, kendisiyle tanışma, konuşma fırsatı buldum. Alçakgönüllülüğü, en sıradan insan tavırları, çevresine sıcacık davranışı, bunlar herkesin dikkatini çeken özelliklerdi. Benim özellikle vurgulamak istediğim, aydınlık bakışı ve aydınlık gülüşü. Yüzü ışık saçıyor. Gözleriyle gülüyor. Kocaman ağzındaki gülümseme sanki bulaşıcı… Ben o aydınlık bakışları ve aydınlık gülüşü ilk kez İtalyan “Yeni Gerçekçilik” akımının en önemli filmi, Visconti’nin “Rocco ve Kardeşleri”nde görmüştüm. Alain Delon’un yanında, “Ginetta” rolünde sanki küçük bir kızdı. “Güzel Antonio”da Marcello Mastroianni’nin karşısındaydı… Ama asıl unutamadığım “Leopar”ın güzeller güzeli Angelica’sı; Fellini’nin “8 Buçuk” filminde Marcello’ya bir bardak su verişi… Ah bir de Sergio Leone’nin muhteşem western’i “Bir Zamanlar Batı’da” filminde o trenden inip kasabaya şöyle bir merakla ama umutla, aydınlık mı aydınlık bakışı… İşte önceki akşam geçmiş ve gelecekten söz ederken, aradan yıllar geçmiş olsa da karşımda gördüğüm yine o aydınlık bakışlar, aydınlık gülüştü. Anlattığım Laz fıkrasına gülerken (hâlâ sigara içiyor, sigara paketinden laf döndü dolaştı fıkraya geldi) … Torunlarımızdan laf açıldığında, “Düşünebiliyor musunuz benim kızım ve torunum aynı yaştalar!” diye beni şaşırtırken (Gerçekmiş. Oğlunu çok genç doğurmuş, oğlunun kızı şimdi 27 yaşında!)… Tiyatroda oynamayı çok sevdiğini, ama sinemadan asla vazgeçmeyeceğini açıklayıp “Çünkü beni ben yapan, beni buralara getiren tiyatro değil, sinema seyircisi” derken… Karşımda hep o aydınlık gülümseme ve aydınlık bakışlar vardı… Ayrılırken, sanki aileden biri gibi, sarılıp insanı öpüveriyor. Blake Edwards’ın “Pembe Panter”indeki “Prenses Dala”ydı Claudia Cardinale. Ve yanılmıyorsam o filmdeki rol arkadaşı David Niven söylemişti: “Bence İtalya’nın en büyük ve en mutlu keşfi, spagetti’den sonra Claudia Cardinale’dir.” Bence rahmetli sıralamayı şaşırmış. [email protected] 27. ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ’NDE BUGÜN Emek Sineması 0212 293 84 39 11:00 İşte Özgür Dünya, 13:30 Fadolar, 16:00 Kaotik Ana, 19:00 Katin, 21:30 Duygusal Hesaplar (Gala) Atlas 0212 252 85 76 11:00 Kırmızı Balonun Yolculuğu, 13:30 Bir Sarışının Aşkları, 16:00 Baltaya Dokunma, 19:00 Bin Yıllık Hayır Duası, 21:30 Zabriskie Noktası Fitaş 444 1 236 11:00 Oyuncak Ayı, 13:30 Hergün Pazar (oyuncu ya da yönetmenin katılımıyla), 16:00 Hayatın Hızı (oyuncu ya da yönetmenin katılımıyla), 19:00 Herşey Reyting İçin, 21:30 Muhteşem Kasaba Beyoğlu 0212 251 32 40 11:00 Kral ve Ben, 13:30 Düşlerin Kanatlarında (oyuncu ya da yönetmenin katılımıyla), 16:00 Dr. Plonk 19:00 Kaptan Ebu Rayid, 21:30 Büyük Geceler ve Küçük Sabahlar Atlas2 0212 252 85 76 13:30 Yumurcaklar, 16:00 Kayıp Çocukların Şehri 19:00 Müzik Hatrına + Seçmeler, 21:30 Yeniden Doğuş Rexx 0216 336 01 12 11:00 Define, 13:30 Winky’nin Atı Nerede? 16:00 Son Yolculuk, 19:00 Eski Davulcu, 21:30 Amedeus C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle