04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 NİSAN 2008 PAZAR 8 HABERLER AKP’nin MYK’de anayasa paketi ile ilgili izleyeceği yolu belirlemesi bekleniyor 7 KİŞİ YARGILANACAK Anayasada karar haftası Toptan’a göre ekonomi iyi ? İstanbul Haber Servisi TBMM Başkanı Köksal Toptan, Türkiye’nin hiçbir dönemde bu kadar “müreffeh” olmadığını ileri sürdü. İstanbul’daki MÜSİAD toplantısında konuşan Toptan “Türkiye’yi bu yürüyüşünden alıkoymak isteyenlere söyleyeceğimiz şudur: Hadi canım sen de” dedi. Toptan, rakamlara bakıldığında, eski bir siyasetçi olarak kendisinin, gençlik yıllarında hayal bile edemediği hedeflere ulaşıldığını ileri sürdü. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’de siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak anayasa değişikliği için Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kararı bekleniyor. Erdoğan’ın yarın yapılacak Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında bu konuda partinin izleyeceği yolu değerlendireceği belirtiliyor. Anayasa Mahkemesi’ne sunulacak savunma için de hazırlıklarını sürdüren AKP’nin, muhalefeti anayasa değişikliğine zorlamak için seçim kozunu da gündeme getirebileceğine işaret ediliyor. AKP, siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak anayasa değişikliği konusunda çalışmalarını tamamladı. Bu konuda hazırlanan 12 ve 40 maddelik iki ? AKP, siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak anayasa değişikliği paketini getirip getirmeyeceğini bu hafta netleştirecek. Erdoğan’ın yarın toplayacağı MYK’de bu konuda bir karar alınması bekleniyor. paket, Başbakan Erdoğan’a sunuldu. Parti yöneticileri, Erdoğan’ın paketleri inceledikten anayasa değişikliği yapılıp yapılmayacağı, yapılmasına karar verilirse hangi paketin getirileceği, muhalefet partileriyle nasıl bir uzlaşma stratejisinin izleneceği konusunda partinin net bir kararının ortaya çıkacağını belirttiler. Erdoğan, yarın haftalık olağan MYK toplantısını gerçekleştirecek. Partinin izleyeceği strateji konusunda net bir tavrın bu toplantıdan çıkması bekleniyor. AKP’nin hukukçu kurmayları, siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak düzenlemelerin de yer aldığı 2 ayrı paket hazırladı. İlk paket 12, ikinci paket ise yaklaşık 40 maddeden oluşuyor. Pakette, siyasi partilerin kapatılmasının Venedik kriterlerine bağlanarak “şiddet ve terör” koşulu getirilmesi, siyasi partilerin kapatılmasına neden olan parti yöneticisi, milletvekili ve üyelerine 5 yıllık siyaset yasağı uygulamasının kaldırılması, çocuk hakları, kadınerkek eşitliği konusunda pozitif ayrımcılık getirilmesi, Türkiye milletvekilliği ve kamu de netçiliği gibi düzenlemeler yer alıyor. Kulislerde, muhalefetin uzlaşmaya yanaşmaması ve anayasa değişikliğinin yapılamaması durumunda erken seçim olasılığı da konuşuluyor. Bazı AKP’li milletvekilleri, “Eğer anayasa değişikliği yapılmazsa kaos olur. O zaman tek çıkış olarak erken seçime gitmek kalır. Erken genel seçim yerel seçimle birleştirilerek haziran sonunda yapılabilir” görüşünü dile getiriyor. Bu öneri parti yönetimince benimsenmemesine karşın, AKP’nin muhalefeti anayasa değişikliği konusunda uzlaşmaya zorlamak için “ya anayasa değişikliği ya erken seçim” tehdidinde bulunabileceğine işaret ediliyor. Gümrükçülere kaçakçılık davası ? Sahra Kimya şirketinin yüzde 300 gümrüğe tabi akaryakıtı gümrüksüz yurda soktuğuna ilişkin kaçakçılık soruşturması kapsamında, gümrük bürokratları hakkında dava açıldı. İLHAN TAŞCI ANKARA Gümrükler Genel Müdür Yardımcısı Remzi Akçin ile İzmit Gümrük Başmüdürü Şükrü Keleş’in de aralarında bulunduğu 7 kişi hakkında, akaryakıt kaçakçılığı ve kaçakçılığa yardım suçlamasıyla dava açıldı. Eski gümrük müsteşar vekili Mehmet Şahin de aynı dosya kapsamında, “görevi kötüye kullanma, yargıyı etkileme” ve “suçu bildirmeme” suçlarından Yargıtay’da yargılanıyor. Sahra Kimya şirketinin yüzde 300 gümrüğe tabi akaryakıtı gümrüksüz yurda soktuğuna ilişkin kaçakçılık soruşturması kapsamında eski müsteşar Şahin’in ardından gümrük bürokratları hakkında da dava açıldı. Gümrük müfettişleri, kaçakçılığın dönemin müsteşar vekili Şahin’in “baskı ve telkiniyle gerçekleştiği”, İzmit Gümrük Başmüdürü Şükrü Keleş ve Gümrükler Genel Müdür Yardımcısı Remzi Akçin’in de “kaçakçılığa yardım” ettikleri iddiasını raporlaştırdı. Gebze Cumhuriyet Savcısı Hacı Emin Türkoğlu, yürüttüğü soruşturmayı tamamlayarak aralarında gümrük bürokratlarının da bulunduğu 7 kişi hakkında dava açtı. İddianamede, Gümrükler Genel Müdür Yardımcısı Remzi Akçin ve İzmit Gümrük Başmüdürü Şükrü Keleş hakkında daha önce takipsizlik kararı verildiği anımsatıldı. Gebze Petro Kimya Ürünleri İktisat Gümrük Müdürlüğü de Kartal Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak, iki gümrük bürokratının yargılanması gerektiği gerekçesiyle karara itiraz etti. Başsavcılığın takipsizlik kararında direnmesi üzerine Adalet Bakanlığı’ndan “yazılı emir” yoluyla kararın bozulması istenmişti. İddianamede, bakanlığın dosyayı Yargıtay’a göndermesi ve dairenin de takipsizlik kararının ortadan kaldırılması isteminin reddi yönündeki kararı üzerine, iki bürokrata dava açılmasının kaçınılmaz hale geldiğine işaret edildi. İddianamede, olay şöyle anlatıldı: “Şüpheli Sahra Kimya AŞ yetkililerinin ithal etmek istedikleri white sprit adlı 1 ton 107 bin kilogram kimyevi maddenin aslında özel benzinler ve diğerleri olduğunun tespit edildiği ve bu maddenin 237 bin 762 kilogramının geçişine izin verildiğini ve ithalinin yapıldığının daha sonra diğer şüpheli şirketlere devrinin yapıldığını böylelikle şirket yetkililerinin kaçakçılık suçunu işlediği, gümrük yetkilisi olan diğer şüpheliler Remzi Akçin ve Şükrü Keleş’in de bu konuda diğer şüphelilere özellikle 237 bin 762 kilogramlık kısmın ithaline izin verilmesi şeklinde suça iştirak ettikleri anlaşılmakla Kaçakçılıkla Mücadele Yasası uyarınca kamu davası açılmak gerekmiştir. Şüphelilerin atılı suçtan yargılamalarının yapılarak eylemlerine uyan sevk maddelerince cezalandırılmaları ve ithale konu olan kimyevi maddenin müsaderesine karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunur.” TCY’nin 301. maddesi değişikliği görüşmeleri 12.5 saat sürdü. Sıra genel kurulda İzin yetkisi Adalet Bakanı’nda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Ceza Yasası’nın (TCK) 301. maddesinin değiştirilmesine ilişkin yasa önerisi, TBMM Adalet Komisyonu’nda 12.5 saat süren görüşmelerin ardından kabul edildi. Öneride cumhurbaşkanına verilen “kovuşturma” izni yetkisi, “soruşturma” iznine dönüştürülerek Adalet Bakanı’na verildi. Görüşmeler sırasında MHP’lilerin “Türkiye’yi Hıristiyan haçlı zihniyetine meze yapıyorsunuz” benzeri sözlerle hedef aldığı Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, “Ben Oğuzların Kayı boyundan geliyorum. Benim Türklüğüme kimse hakaret edemez. Ederse cezasız kalmaz” dedi. TBMM Adalet Komisyonu’nda önceki gün gerçekleştirilen toplantıda AKP’li Veysi Kaynak’ın yasa önerisi bazı değişikliklerle kabul edildi. Önerinin TBMM’nin 23 Nisan etkinlikleri nedeniyle önümüzdeki haftaya yetişmemesi durumunda bir sonraki hafta genel kurulda ele alınabileceği bildirildi. Öneride, 301. maddede yer alan “Türklüğü” ifadesi “Türk milleti”, “cumhuriyet” ifadesinin de “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” olarak değiştirilmesi öngörülüyor. Komisyonda ilk maddede soruşturma izninin Adalet Bakanı’na verilmesi yönünde değişiklikler yapılmasının ardından, TCK’nin 305. maddesinde yer alan ve Adalet Bakanı’na ait kovuşturma açılmasına izin verme yetkisini cumhurbaşkanına devreden 2. madde metinden çıkarıldı. AKP’liler 301. maddede suç tanımına “saygınlıklarını sarsar biçimde” ifadesinin eklenmesi için de bir önerge verdi. Ancak Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in de itiraz ettiği bu önerge daha sonra geri çekildi. PKK eyleminde olaylar çıktı ? Dış Haberler Servisi Terör örgütü PKK taraftarlarının Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması amacıyla Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlediği gösteride olaylar çıktı. Wedding ilçesindeki Brunnenstrasse Caddesi’nde göstericilerle yoldan geçen bazı Türkler arasında kavga çıktığı, olaylara müdahale etmek isteyen polislere taş ve şişe atıldığı bildirildi. Bu olaylardan sonra yürüyüş güzergâhının kısaltıldığı, ancak yürüyüşten sonra mitingin yapıldığı meydanda da yeniden olayların çıktığını ifade eden polis yetkilileri 57 kişinin gözaltına alındığını, 11 polisin de yaralandığını kaydetti. Avukat cüppesiyle tekbirli yürüyüş Kocaeli’nde Mazlum Der, İnsan Hakları Dayanışma Derneği ile Başörtüsü Platformu’nun düzenlediği “türbana özgürlük” yürüyüşüne katılanlardan bazılarının avukat cüppeleri giymeleri tepki çekti. Kocaeli’nde Merkez Bankası önündeki alanda toplanan grup içinde kara çarşaflıların, beyaz türban takanların ve küçük yaşta çocukların da bulunması dikkat çekti. Yürüyüşte “Meclis’e adalet, başörtüsüne özgürlük”, “Başörtüsüne uzanan eller kırılsın”, “Üzülme, gevşeme, Allah bizimle” sloganları atıldı. Mitingin yapıldığı bölgeden geçerken avukat cüppesi giyen kişilerin tekbir getirdiğini gören Kocaeli Barosu Başkanı Avukat Ersayın Işık, bu kişilerin avukat olmadıkları halde, “avukatlar ve baro da yanınızda” mesajı vermek için cüppe giydiklerini söyledi. (Fotoğraflar: AA) Ersayın Işık AKP’nin kapatma davasıyla ilgili olarak yayımlanan bildiri boş çıktı ‘Krizin habercisi’ ? MUĞLA (AA) Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Kızılot, Türkiye ekonomisindeki durgunluk ve gerilemenin ekonomik krizin habercisi olduğunu ifade etti. Bodrum Sanayici ve İşadamları Derneği’nce (BESİAD) Bodrum Ticaret Odası’nda düzenlenen “Küresel Krizin Türkiye’ye Etkileri ve Ekonomide Beklentiler’’ konulu panelde konuşan Kızılot, Türkiye ekonomisindeki sorunların görüldüğünden daha ciddi olduğunu vurguladı. ‘Türklük’ kavgası Görüşmeler sırasında MHP sözcüleri yoğun engelleme yaptı. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “Hodri meydan, ‘Türklük’ ibaresi kalsın diğer maddelerde ne yapıyorsanız yapın” dedi. MHP Adana Milletvekili Yılmaz Tankut ise, “Bu teklifle Türkiye’yi Hıristiyan haçlı zihniyetine meze yapıyorsunuz” sözleriyle iktidarı hedef aldı. CHP’li Ali İhsan Köktürk de, izin yetkisinin Adalet Bakanı’na verilmesine tepki gösterirken “AB dayatmalarına tavır koyamayan yürütmenin hukuki kriterlere uygun davranacağına inanmıyoruz” dedi. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, MHP’lilerin “Türklük” sözcüğünün çıkartılarak yerine “Türk milleti”nin konmasına itiraz ettiklerine dikkat çekerken “Ben de size sorarım siz niçin ‘Türk milleti’ ibaresinden rahatsız oluyorsunuz” diye sordu. Şahin, “Türklük kelimesi yerine ‘Türk milleti’ kelimesinin konması, bizim değerlerimizi korumasız bırakmaz. Türklüğü, korunması gereken değerlerimizi koruyan tek bir madde TCK’nin 301. maddesi midir Allah aşkına? Bizim değerlerimizi, devletimizi, milletimizi, milletimize has özellikleri koruyan üstün hukuk normu anayasadır” dedi. Şahin, kendisinin Oğuzların Kayı boyundan geldiğini vurgularken şunları söyledi: “Türklük soyut bir kavramdır, Türk milleti ise somut bir kavramdır. Sadece teknik bir düzenleme yapılıyor. Yoksa bizim değerlerimizi ortadan kaldıran bir düzenleme yok. Hrant Dink, Türkiye’nin Ermeni iddialarıyla ilgili aksi bir görüşü ifade etti. Bu sözleri nedeniyle yargılandı. Bir genç tarafından vuruldu. Dink’in Türk tezine karşı yazdığı bu yazı mı Türklüğe ve Türk milletine daha fazla zarar vermiştir, yoksa onun öldürülmesi mi? Siz bizi ihanetle suçlayacaksınız. Hıristiyan haçlı zihniyetine meze yapmakla suçlayacaksınız, biz kuzu kuzu dinleyeceğiz öyle mi... Sanki Türklüğü, Türk milletini, Türk değerlerini koruyan sadece MHP’dir, ben en az onlar kadar Türk milletini, Türklüğü seviyorum, Türk milletinin değerlerini korumak konusunda en az onlar kadar hassasım.” AKPM kendisiyle çelişti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), AKP’nin kapatma davasıyla ilgili olarak yayımladığı ve 21 parlamenterin imza attığı bildiride kendisiyle çelişti. Bildiride bir taraftan Anayasa Mahkemesi’nin, AKP’nin kapatılmasıyla ilgili davayı incelemeye alma kararından kaygı duyulduğu belirtilirken, diğer taraftan da ‘yargı bağımsızlığına’ vurgu yapılması, AKMP’nin kendisiyle ciddi anlamda çeliştiğini gösterdi. Bildiride, AKPM’nin kendisi ile çelişen bir bir diğer nokta da Türk yargısının, parti kapatma ve siyasi yasak konusunda, AİHM’nin verdiği örnek kararları dikkate alması çağrısında bulunulması oldu. Bildi ? Bildiride bir taraftan kapatmayla ilgili karardan kaygı duyulduğu belirtilirken, diğer taraftan ‘yargı bağımsızlığına’ vurgu yapılıyor. ride amaçlananın aksine AİHM’nin, Refah Partisi’ne ilişkin kararında, Anayasa Mahkemkesi’nin ‘kapatma kararı’ haklı bulunmuştu. lenme özgürlüğüne ilişkin 11’inci maddesinin ihlal edilmediğine oybirliğiyle karar vermişti. AİHM, RP’nin uzun vadede çok hukuklu bir sistem çerçevesinde şeriata dayalı bir rejim kurmayı hedeflediğini, partinin politikasını uygulamak için şiddete başvurmayı dışlamadığını ortaya koyduğunu belirtmişti. RP’nin bu planlarını uygulayabilme fırsatları olduğunu, bunun da demokrasi için tehlikeyi daha da yakınlaştırdığını kaydeden AİHM, Anayasa Mahkemesi’nce başvuru yapanlara verilen cezaların acil bir sosyal ihtiyacı karşıladığının düşü Çelişkili kararlar AKP ve RP davalarının benzer olmasına karşın AİHM; TPKP, DEP, HADEP, DEHAP, HEP, ÖZDEP kararlarında Türkiye’yi “örgütlenme özgürlüğünü engellemekle” suçlamış ve partilerin kapatılmasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlali olarak değerlendirmişti. Oysa AİHM, RP kararında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin örgüt nülebileceğini vurgulamıştı. Bildirinin bağlayıcı olması için Başkanlık Divanı deklarasyonu olarak çıkması bekleniyordu. Ancak AKPM Başkanlık Divanı’nın iki gün önceki toplantısında, bildirinin Başkanlık Divanı tarafından değil, isteyen parlamenterin imzası ile yayımlanması görüşü ağırlık kazandı. Sonrasında da gerek Türkiye’de muhalefetin ortaya koymuş olduğu tepki, gerekse bildirinin içindeki atıfların çelişkili olması nedeniyle atılan imza sayısı 21’de kaldı. AKPM’de 370 parlamenter bulunuyor. TBMM’de ciddi tartışmalara neden olan bildiri, Başkanlık Divanı deklarasyonu şeklinde değil, sadece imza atanları bağlayan bir belge oldu. SANATÇILARA KRİTERLER ‘Manevi değer’ ayarı SELDA GÜNEYSU Mısır ile işbirliği ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Mısır’a gerçekleştirdiği resmi ziyarette askeri ilişkilerin geliştirilerek ileriye götürülmesi konusunda mutabakat muhtırası imzalandığı belirtilerek, bu muhtıranın askeri ilişkilere bir ivme kazandıracağının değerlendirildiği bildirildi. ‘Boş işle uğraşmıyoruz’ Sivil toplum örgütleri, Bakan Günay’ın ‘Arkadaşlarımız galiba boşlar. Yani fazla işsizler. Kendilerine iş bulacağım’ açıklamasına tepki gösterdiler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sivil toplum örgütleri, Başbakanlık’ın, Devlet Tiyatroları (DT) ve Devlet Opera ve Balesi genel müdürlüklerinin tüzelkişiliklerinin ortadan kaldırılmasına yönelik yasal düzenleme hazırlıklarına ilişkin yaptıkları yazılı açıklamayı, “Arkadaşlarımız galiba boşlar. Yani fazla işsizler. Kendilerine iş bulacağım yakında. Boştaki arkadaşların çıkardıkları söylemler bunlar” şeklinde yorumlayan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a tepki gösterdi. KültürSanat Sendikası Başkanı Kemal Sevgisunar, “Yakışmıyor. Sayın Günay, bakanlığı süresince bizlerle bir kere bile görüşmemiştir. Bakan çok biliyor. Unutmasın ki çok bilen çok yanılır” dedi. Günay’ın bakan olmadan önce sivil toplum örgütlerine daha ılımlı yaklaştığı, bakan olduktan sonra bu ılımlı havanın ortadan kalktığının altını çizen Sevgisunar, “Eğer bir gün kaygılarımız haklı çıkar da kendisi bizleri ziyaret etmek isterse, biz de o zaman kendisiyle boş boş konuşuruz” diye konuştu. Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı Başkanı Tamer Levent de Günay’ın sözlerini, “Sayın Günay’ın, konunun esasıyla ilgili kurumun ve kurumda çalışanların tedirginliklerini anlamak yerine böyle bir suçlamada bulunmasını anlamıyorum. Bizler hiçbir zaman boş kalmadık” şeklinde değerlendirdi. Bakan Günay. ANKARA Başkentteki sanatçılar, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın sanat galerisinde eserlerini sergilemek istedikleri zaman, bazı sınırlamalarla karşılaşıyorlar. Sanatçılarla imzalanan sözleşmede, açılış kokteylinde verilecekler listesinde alkollü içkiler yer almıyor. AKP iktidarı ile birlikte Türkiye’nin pek çok yerinde sanatçılar, eserlerini sergilemek istedikleri zaman, çeşitli uyarı ve yaptırımlarla karşı karşıya kalıyorlar. Daha önce ressam Ayşegül Yarar’ın Gaziantep’teki Sanko Sanat Galerisi’nde açtığı sergide yer alan 45 eserden “nü” olarak kabul edilenlerin üzerleri, turkuvaz renkli tülbentler ile kapatılarak sansürlenmişti. Bu örneğin bir benzeri, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın sanat gale risinde de yaşanıyor. Galeride eserlerini sergilemek isteyen sanatçılar, “sansür”le karşı karşıya kalıyor. Galeri yönetimi tarafından sanatçılara imzalatılan sözleşmede yer alan şu iki madde dikkat çekiyor: Galeride sergilenecek eserlerin, politik ve ideolojik amaçlara yönelik, manevi değerler ve inançlar gibi hususları zedeleyici, ulusal değer yargılarını küçültücü, kışkırtıcı, sömürücü, gelenek ve göreneklere aykırı olmaması gerekmektedir. Sergi açılış kokteyli sırasında sunulacak ikramların (meyve suyu, kola, kuruyemiş, kuru pasta vb.) temini, sanat galerisine intikali ve ikramların sunumu için gerekli tüm malzemeler (tabak, çatal, kaşık, bardak, peçete vb.) ile Hazine dışından getirilen garson masrafları sanatçı tarafından karşılanacaktır. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle