04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK ? Baştarafı 1. Sayfada Genel Yayın Yönetmeni: İbrahimYıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Dış Haberler: Özgür Ulusoy ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ? Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdare Müdürü: Hüseyin Gürer ? Mali İşler: BülentYener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 4.35 Güneş: 6.10 Öğle: 13.10 İkindi: 16.54 Akşam: 19.58 Yatsı: 21.25 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul. Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 20 NİSAN 2008 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Bağımsız Milletvekili Kamer Genç’e AKP milletvekillerinin saldırısını Başbakan onaylıyor. Şiddet, Kamer’in konuşmalarından, sözlerinden kaynaklanıyormuş. RTE, “Şiddet uygulayan, bizzat o zatın kendisidir” diyor. “O zatın” Meclis kürsüsünde söyledikleri şiddeti mi davet ediyor, yoksa AKP iktidarının, başlıca yöneticilerinin gerçek kimliklerini mi sergiliyor? Sorunun yanıtını Meclis tutanaklarında arayalım, bakalım Kamer Genç’in AKP’lileri saldırgan hale getiren sözleri nelermiş? Şöyle demiş Genç: “...Katar’da ne var arkadaşlar? Giden bakanlar, başbakanlar ne hediyeler aldılar?Yani şimdi, başörtüsü yerine herhalde bundan sonra aldığınız hediyelerdeki mücevheratı örteceksiniz, öyle görünüyor. Abdullah Gül’ün karısı, başını örteceğine 65 milyarlık yüzüğü örtsün…” ??? Bu sözlerde saldırganlığı azdıran ne var? Genç’in söyledikleri doğru değil mi? Çankaya’daki AKP’li, Suudi Kralı’nın verdiği milyarlar değerindeki hediyelerin neler olduğunu hâlâ saklamıyor mu? Bir başka Arap ülkesine gittiğinde beraberindekilere milyarlık saatler hediye edildiği, fakat bu hediyeleri sindiremeyen gazetecilerin kimilerinin iade ettikleri medyadan duyurulmadı mı? Bayan 11’inci Hayrünnisa Hanım’ın Atatürk’ün Çankaya Köşkü’nde ne gibi anlamsız değişiklikler yaptığı hâlâ bilinmeyen olaylar listesinde. Bayan Hayrünnisa’nın mutfağa el attığı ve Köşk’te ağırlanacak yerli yabancı yemek mönülerini bizzat saptamayı görev bildiği yazıldı, yalanlanmadı. Fakat Çankaya’dakine yakın gazeteciler bir öğle değil sindirimi, çiğnemesi bile insanı zorlayan yemekleri açıklayıp alaya alınca; Çankaya’daki ve türbanlı eşi kurtuluşu sarmısaklı Kayseri mantısına sarılmakta buldu ve şimdi… Köşk yemeklerini “dışarıya” yaptırmak gibi bir proje geliştirdikleri söyleniyor. Bütün bunlar görmemişliğin, oturdukları koltuğun değerini ve anlamını sindiremeyenlerin eseri. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Genç az bile söylemiş. ??? Daha neler söylemiş Kamer Genç: “…Kapatma davasından sonra birdenbire Avrupa’nın sevgilisi oldunuz. Komisyon başkanınız gidiyor Avrupalılara ‘Şu kapatma davasını kına’ diyor. Türk halkının merhametine ve şefkatine sığınacağınıza Avrupa’nın, Amerika’nın merhamet ve şefkatine sığınmayın” diyor. Avrupa Parlamenterler Meclisi Başkanı De Puig, AKP heyetinin kapatma davasını kınayan bir deklarasyon yayımlamasını istediğini açıklamasından sonra sert eleştiriler başladı. AKPM’nin Başkanlık Divanı, AKPM’yi bağlayan bir bildiri yayımlama önerisini reddetti. Olayı ve bu sonucu bakın RTE nasıl karşılıyor: “…Muhalefet konuyla ilgili herhangi bir ispat ortaya koyamıyor… İddiasını ispatlayamıyor…” diyor. Oysa olayın belgesi Başkan De Puig’in açıklamaları: “…Bilmenizi isterim ki bu talep AKPM’deki Türk heyetinden geldi...” diyor. AKPM heyetindeki CHP ve MHP milletvekillerinin “başvurudan” haberleri olmadığına göre; olayın tek sanığı AKP! Bir diğer ispat öğesi ise AKPM’nin geri adım atarak başkanlık divanı bildirisi yayımlamaması. Lakin RTE için bunlar yeterli kanıt, belge değil. AKPM Başkanı’na neden böyle bir açıklama yaparak bizi zor durumda bıraktınız, bizden biri böyle bir talepte bulundu ise halt etti, adını da açıklayın gereğini yapalım, diyeceği yerde muhalefeti suçlamayı marifet sayıyor. Kanıtlanmış olayı nasıl adlandıracağız? AKP, Türkiye’yi dışarıya jurnalliyor mu diyeceğiz, yoksa gammazlıyor mu, kapatmayı engellemek için dışarının şefaatine mi sığınıyor? DASK alacaklısı mağdur ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY de sigorta yaptıran yurttaş, Cumhuriyet’in DASK, sigorta şirketleri ve İstanbul’daki site yöneticileriyle yaptığı görüşmeler ışığında ortaya çıkan tablonun özeti şöyle: ? İstanbul’da bir site yönetimi DASK’a başvurarak Hazine arazisinde evleri olan apartman sakinlerinin zorunlu deprem sigortası yaptırabilip yaptıramayacağını sordu. ‘Sigortalar geçersiz’ ? DASK, 24 Mart 2007 tarihinde “zorunlu deprem sigortası” yaptıramayacakları yanıtını verdi. Bu süreye kadar yapılan sigortaların da geçersiz olduğunu bildirdi. ? Bu gelişme üzerine o tarihe kadar sigorta yaptıran site üyele rinden bazıları sigorta şirketlerine başvurarak ödedikleri paranın geri ödenmesini talep etti. ? Site yönetimine ilk önce 24 Mart 2007’den itibaren bir yıl içerisinde ödenen paraların hepsinin iade edileceği bildirildi. ? Ancak daha sonra bu şekilde özellikle İstanbul’da onlarca sitenin, binlerce yurttaşın sigorta yaptırdığı tahmin edilince DASK ilk önce Sigortacılık Genel Müdürlüğü ve Hazine Müsteşarlığı’ndan görüş talep etti. Hazine Müsteşarlığı 19 Şubat 2008 tarihinde DASK’a gönderdiği yanıtta “2 yıllık zamanaşımı” süresine atıfta bulundu. DASK da aldığı yanıtlar doğrultusunda “zamanaşımı süresini sigorta poliçesinin başlangıç tarihi” olarak belirleyerek; iki yıllık zamanaşımı süresini aşan iptal ve iade taleplerini değerlendirmeye almama kararı aldı. Fatura yine yurttaşa ? Bu durumda, 27 Aralık 1999’da yürürlüğe giren kanun gereği evi Hazine arazisi üzerinde olmasına karşın sigorta yaptıran ev sahibi, başvurusunu yaptığında DASK’tan sadece son iki yılın ödemesini geri alabilecek. Yaklaşık 9 yılı bulan süreçte hiç kimse sorumluluğu üzerine almazken yaptığımız görüşmeler, faturanın yine yurttaşa çıktığını gösteriyor. ? Yurttaş DASK yaptırırken neredeyse hiçbir sigorta şirketi tapu sormuyor; beyana dayalı olarak sigortayı yapıyor ve parayı alıyor. Ancak sigorta yaptıramayacağı ortaya çıkan yurttaş parasının iadesini istediğinde Hazine arazisi üzerinde olduğunun kanıtlanması isteniyor. DASK yetkililerinin, “Neden Hazine arazileri üzerindeki binalara da sigorta yapılıyor? Acentelerin buraların Hazine arazisi olduğunu araştırmaları gerekmiyor mu” sorusuna ise tek cümlelik, “Maalesef öyle bir altyapımız, veri tabanımız yok” yanıtı veriliyor. ? Böyle bir ortamda risk ortaya çıktığında ise sigortayı yapan acentelerin yurttaşa vereceği yanıt da yine tek cümlelik oluyor: “Eviniz sigorta kapsamına girmiyor, ödeme yapamayız...” ? Buna karşılık risk sonrasında alacağı yanıtı şimdiden alan yurttaş ise en azından “haksız edinilmiş paranın” tümünün DASK tarafından geri ödenmesini ümit ediyor. ÜNİVERSİTELİLER Tersane işçilerine destek yürüyüşü İstanbul Haber Servisi Üniversite öğrencileri, iş cinayetlerine ve kötü çalışma koşullarına karşı “Türkiye Tuzla Olmasın” sloganıyla dün Kadıköy’den Tuzla’ya kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Kadıköy İskele Meydanı’nda sabah saat 10.00 sıralarında toplanan Boğaziçi, ODTÜ, Koç, Sabancı Üniversiteleri ve Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü öğrencileri adına basın açıklaması yapan İsmigül Şimşek, “Tuzla’da onlarca işçi ölene kadar hiçbir şey yapmadığımız için, kendi hayatlarımıza ve haklarımıza da sahip çıkmanın ne denli önemli olduğunu ancak Tuzla tersanelerinde onlarca işçinin ölümünün ardından fark edebildiğimiz için utanıyoruz” dedi. İzmirliler Cumhuriyet Kitapları standına yoğun ilgi gösterdi. (Fotoğraf: HİCRAN ÖZDAMAR) Kitapseverler İzmir’de buluştu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmirliler, kitaplarla buluştu. TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım AŞ ve Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliğiyle düzenlenen “13. İzmir Kitap Fuarı” yurttaşların yoğun ilgisiyle başladı. “Ege’de Şiir” temasıyla gerçekleştirilen fuar, İzmir Vali Yardımcısı Günhan Sarıkaya, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ, Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Kocatürk, TÜYAP Kitap Fuarları Danışma Kurulu Başkanı Doğan Hızlan, TÜYAP Kültür Fuarları Genel Koordinatörü Deniz Kavukçuoğlu, etkinliğin onur konuğu şair Arif Damar, yazarlar, şairler ve yurttaşların katılımıyla açıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, kentin kültür ve sanatta “hatırı sayılır” başarılara imza attığını belirtti. vaştepe, İzmirKızılçullu, AydınOrtaklar, EskişehirÇifteler, IspartaGönen, AntalyaAksu, Konyaİvriz, AdanaDüziçi, AnkaraHasanoğlan, KastamonuGölköy, SamsunAkpınar, KayseriPazarören, MalatyaAkçadağ, SıvasYıldızeli, TrabzonBeşikdüzü, ErzurumPulur, DiyarbakırDicle, VanErciş, KarsCilavuz. Bu eşitlik haritayla da sınırlı kalmadı, Köy Enstitüleri’nden mezun olanlar Anadolu’nun dört bir yanına yayılıp aydınlanmanın ışıkları oldular. Demokrat Parti’nin iktidar süreci ile birlikte adım adım yok edilen Köy Enstitüleri’nden arta kalanlar bile 17 Nisan 1940’ta başlayan o heyecanın ne kadar akıl dolu olduğunu ortaya koyuyor. ??? Bu yıl 17 Nisan’da Balıkesir’deydim... Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Balıkesir Şubesi’nin düzenlediği toplantıya katıldım. Toplantı salonunda görünen şuydu: Köy Enstitüleri yeni kuşağa aşılanmış! Bu aşı nasıl çoğaltılıp büyütülür, bunun yollarını bulmak gerekiyor. Köy Enstitüleri’nin kapatılması için parmak kaldıranları anımsayan yok ama, Köy Enstitüleri’nde okuyanları, okutanları, pek çok kişi biliyor. İşte “Savaştepe Köy Enstitülü Yıllar” kitabı... Dernek yöneticileri, Savaştepe’den anıları, birikimleri kitaba döküp ölümsüzleştirmişler. Her sağduyulu kişinin üzerinde birleştiği gerçek şu: Bir ülkenin kurtuluşu için temel yol eğitimden geçer! İyi eğitim almış kuşaklar ancak ülkeye yön verebilir, yeni ufuklar çizebilir. Bu düşünceyi benimseyen kişilerin önünde 3 hedef olmalı: 1 Köy Enstitüleri’nin unutulmamasını sağlamak. 2 Köy Enstitüleri bugüne nasıl uyarlanır, nasıl yaşama geçirilir, bunun yollarını, projelerini üretmek. 3 Köy Enstitüleri bilincine ulaşmış siyasetçilerin iktidarda olmasını sağlamak. Balıkesir konferansı 2 saat sürdü. Ucunu bıraksak 2 saat daha sürerdi. İnsanlar dolu... Bir şeyler yapılması gerektiğinin bilincinde, yol haritası arıyor... Kimileri, Türkiye’nin gündemi üzerine öylesine ateşli konuşuyordu ki, az kalsın seslenecektim: Savaştepe, gündemi biraz yavaş tepe! Salondakilerle paylaştığım görüşlerden biri şuydu: AKP iktidarda olduğu için tarikatlarcemaatler güçlü değil, tarikatlarcemaatler güçlü olduğu için AKP iktidarda... İktidar yolu, konferansı düzenleyen arkadaşlar gibi, her kesimin kendi üzerine düşeni yapmasından geçiyor! ??? Eğitimin bugün ne durumda olduğunu anlatmak için rakamlar vermek, örnekler sıralamak yerine geçen hafta, iyi bir üniversitenin fizik bölümünde okuyan öğrencilerin anlattığını paylaşalım: “Bir deney yaptık... Hocamız, iki ayrı malzemeden yeni bir şey yaratıldığını söyledi... Sınıftakilerden biri, ‘Hocam yaratma sözcüğünü kullanamazsınız, yaratmak sadece Allah’a mahsustur’ deyip dersi kilitledi...” Kötü örnek elbette örnek değildir, iyi eğitim veren çok kurum var. Ama eğitim zinciri bir bütündür. Zincir, en zayıf halkası kadar güçlüdür! ankcum?cumhuriyet.com.tr Halktan destek Yürüyüşe gelen öğrencilere çiçek dağıtan DİSK’e bağlı Limterİş Sendikası Genel Başkanı Cem Dinç de yaptığı konuşmada, öğrencilerin kampuslarından çıkarak tersaneye yürümelerinin anlamının çok büyük olduğunu belirterek “Yaşasın işçiöğrenci dayanışması” dedi. Üzerlerinde “Hepimiz liman işçisiyiz” “İş cinayetlerine hayır” yazılı önlükler bulunan öğrenciler ve sendikacılardan oluşan grup, “Tuzla yolu Taksim’e çıkar”,“İşçilere kıyan gemileriniz batsın”, “Dünya yerinden oynar işçiler birlik olsa”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”, “İnsanca bir yaşam istiyoruz” sloganlarıyla Haydarpaşa Tren Garı’na kadar yürüdü. Banliyö treniyle Kartal Tren İstasyonu’na giden grup yürüyüşlerini E5 güzergâhından Pendik Sahil Yolu’na doğru sürdürürken yol boyunca yurttaşlar tarafından alkışlandılar. leri nasıl döndürüyorsun, meraklarından ölecekler. Üstelik şimdilerde belediye masraflarına hiçbir katkıda bulunmayan ama tüm şımarıklıklarıyla bahçelerini deliler gibi sulayan, günde en az üç kez duş olan yazlıkçılar başına bela olacak. 10 ton değil 100 ton su kullanıp “Eşitlik isteriz” diye bağırarak su parası vermek istemeyecekler. Ayrıca yakında hakkında sadece yerel yönetim yasalarıyla ilgili farklı uygulamalar yaptığın için değil, geniş halk kitlelerinin bilincinde kötü fikirler uyanmasına neden olduğun için de dava açabilirler. IMF’ye hayır demeyi hâlâ akıl etmeyen bir muhalefetin varsa bu ülkede her şey olur. CHP kurmayları, çok büyük işlerinizin arasında şöyle küçük bir zahmete girip dünyada IMF’ye evet diyen kaç ülke kaldı, bir araştırır mısınız? Önümüzde yerel seçimler var ve iktidar kadar sizlerin de IMF aşkı sayesinde, insanlarımızın çoğunun tek gıdası ekmek bile artık altın kıymetinde... Bunu bir hesaba katın. Arka sayfalarda genellikle sokağın sesi konuşur, benden söylemesi!.. [email protected] TEDAVİSİ YOĞUN BAKIMDA SÜRÜYOR Selçuk, solunum aygıtından çıkarıldı İstanbul Haber Servisi Gazetemiz imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk, geçirdiği kalp ameliyatının ardından solunum aygıtından çıkarıldı. Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi, 14 Nisan Pazartesi günü kalp ameliyatı geçiren Selçuk’un sağlığının son durumuna ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, başyazarımız Selçuk’un ameliyat sonrası yaşamsal göstergelerinin dengeli devam ettiği belirtilerek önceki akşam “solunum aygıtından ayrıldığı’’ belirtildi. Açıklamada, Selçuk’un tedavisinin yoğun bakım ünitesinde sürdürüldüğü ifade edildi. Selçuk’a ziyaretler ve mesajlar da devam ediyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, mesajında Selçuk’a acil şifalar dileyerek, “Bir an önce sağlığınıza kavuşarak, milletçe ihtiyaç duyduğumuz aydınlık Türkiye mücadelenize devam etmenizi dilerim” görüşünü ifade etti. İstanbul Tabip Odası’nın genel kurulu başladı Hekimlerin seçim günü İstanbul Haber Servisi İstanbul Tabip Odası Olağan Genel Kurulu dün Cağaloğlu’ndaki binasında başladı. Sultanahmet Endrüstri Merkezi ile Sultanahmet Anadolu Ticaret Meslek Lisesi’nde bugün yapılacak olan seçimlere 3 grup katılıyor. Genel kurulda konuşan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, neoliberal sistemin eleştirmeden hekim haklarının savunulamayacağını belirtti. Oda Başkanı ve Demokratik Katılım Grubu listesinden yeniden aday olan Size de olur mu bilmem, çok zaman bir şarkının, bir şiirin sözleri dilime takılır, iş yaparken, çiçek sularken, kitap okurken, birileriyle konuşurken ansızın aklıma gelir ve bir türlü gitmek bilmezler. Bugünlerde de artık klasikleşmiş şu şarkı sözleri sürekli beni izliyor: “Yıllardır soruyorum bu soruyu kendime; bilmem ki bu dünyaya ben niye geldim?” Sosyologların yalancısıyım, her zaman “hit” olan bu şarkının hitap ettiği kesim alt kültürler olarak tanımlanıyor. Yani kıyıda köşede kalanlar, şu dünyanın nimetlerinden yeterince yararlanamayanlar, kısacası daha iyi bir yaşama dair umudu olmayanlar. Yani bu şarkı sözleri ülkemizin ve dünyanın büyük çoğunluğunun içinde bulunduğu ruh durumunu en açık bir biçimde yansıtıyor. Dünyamız İkinci Dünya Savaşı’ndan beri hiç olmadığı kadar sıkışmış ve başı dertte bir halde dönüp duruyor. Geçenlerde duyduğum bir haber beni gerçekten şaşırttı. Nüfusu 350 milyon civarında olan Amerika’da yemek karnesi alabilmek için tam 25 milyon kişi bu işle görevli kurumlara başvurmuş. Sözün kısası günümü Prof. Dr. Özdemir Aktan, AKP ve MHP çizgilerinde oldukları bilinen Hekim Hakları Grubu ile Hekim Onuru ve Dayanışma Grupları’nın seçim süreçlerine ilkesiz müdahalelerini üstü kapalı bir biçimde yürüttüklerini savundu. Öte yandan AKP’ye yakınlığı ile bilinen Hekim Hakları Platformu’ndan onur kurulu üyeliği adaylarından Dr. Sefa Saygılı’nın geçmişte hasta olmayan kişilere ceza amaçlı elektroşok uyguladığı ve 3 ay meslekten men cezasına çarptırıldığı da öne sürüldü. Misket bombaları yasaklansın ? İstanbul Haber Servisi Uluslararası Af Örgütü, Düşünce Suçuna Karşı Girişim, İHD, Küresel BAK ve Türk Tabipleri Birliği’nin de aralarında bulunduğu sivil toplum kuruluşları “19 Nisan Misket Bombalarına Karşı Uluslararası Eylem Günü” nedeniyle dün Galatasaray’da gösteri yaptılar. “Misket bombalarını yasaklayın” yazılı pankart ve dövizlerle bir araya gelen grup adına konuşan Mayınsız Bir Türkiye Girişimi’nden Muhteber Öğreten, dünyanın birçok ülkesinde demokratik kitle örgütlerinin, misket bombalarının yasaklanması için alanlara çıktığına dikkat çekti. (Fotoğraf: NİHAN İNAL) / IŞIL ÖZGENTÜRK Bilmem ki bu dünyaya ben niye geldim?.. zün Büyük Roma İmparatorluğu tıpkı tarihteki benzeri gibi içten batacak! Çünkü bizdeki mesleki hiçbir ahlaki etiğe sahip olmayan bazı ekonomistlerin dediklerine inat, muhteşem bir sistem olarak lanse edilen küreselleşme, kendi ölümcül hastalığını da kendi yaratıyor. Her şey biter ama diyalektik mantık sürüp gider, çünkü yaşamın ana tohumu odur. Her canlı doğarken ölmeye başlar, şimdi bu gerçeği bizdeki üç kuruşluk ekonomistler tersini söylüyorlar diye görmemezlikten mi geleceğiz? Dikkat, adamlar üç kuruşluk ama kasaları epeyce yüklü, bunu atlamayalım. Şimdi dünyada milyonlarca insan soruyor: “Bilmem ki bu dünyaya ben niye geldim?” Dünya kendi büyük sorunlarıyla boğuşurken “Bilmem ki bu dünyaya ben niye geldim” sorusunu katmerleştiren yeni Sosyal Güvenlik Yasası, tüm muhalefete rağmen şıp diye şanlı Meclisimizden geçti ve 65 yaş, emeklilik sınırı olarak kabul edildi. Öyle mi, yaratıcı Türk zekâsı anında karşı saldırıya geçip dâhice bir çözüm buldu bile, çocuğunuzu doğar doğmaz sigortalatıp, onun ölmeden emekli olabilmesini sağlayabiliyorsunuz. Reklam yapmamak için sigorta şirketinin adını veremem, siz internetten araştırın ve iki aylık bebenizi hemen sigortalı yapın. Bakanlık yetkilileri bile bunun mümkün olabileceğini söylemişler. Hani bir söz vardır, “Bir Türk dünyaya bedeldir”. Arkadaş bu söz boşuna çıkmamış, vallahi kazandıkları para analarının ak sütü gibi helal olsun. Gelelim haftanın saçmalık ötesi en önemli olayına. Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven’in başına gelenlere... Osman kardeş sen bir yerlerde gömü buldunsa şunlara söyle de rahatlasınlar, baksana 10 ton suyu ancak kullanan yaşlı amcadan, yaşlı teyzeden para almadan, bu iş Uçak kazasından kurtulan Türk ? İstanbul Haber Servisi Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki uçak kazasından kurtulan Selami Mordeniz (56), İstanbul’a geldi. Alcatel firmasında görevli olan Mordeniz, Atatürk Havalimanı’nda kızı ve kardeşleri tarafından karşılandı. Mordeniz, Atatürk Havalimanı’ndan ayrılmadan önce yaptığı açıklamada, olayın ardından BM Hastanesi’ne kaldırıldığını, burada görevli bulunmadığından Fransa’dan gelen özel bir uçakla Kenya’ya götürüldüğünü, orada bir hastanede 3 gün kaldığını söyledi. Gericilerin korkulu düşü Sosyal Demokrasi Derneği Eskişehir Şube Başkanı Sevgi Akmen ve Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şube Başkanı Azmi Kerman, gazetemize gönderdikleri ortak mesajda, “Laik ve demokratik Cumhuriyetimizin yılmaz savunucusu Selçuk’un bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyoruz” dediler. Şair, yazar, çevirmen Sıtkı Salih Gör de aydınlanma bilincinin unutulmaz kalesi, gericilerin korkulu düşü Selçuk’un sağlığına kavuşmasını diledi. 14 Nisan Pazartesi günü, Doç. Dr. Atıf Akçevin ve ekibi tarafından ameliyat edilen İlhan selçuk, ameliyat sonrası ilk gecesini yaşamsal fonksiyonları yönünden stabil geçirmişti. Selçuk’a verilen ilaç miktarı 16 Nisan Çarşamba gününden itibaren kontrollü olarak azaltılmaya başlanmıştı. 17 Nisan Perşembe günü kontrollü olarak uyandırılmaya başlanan Selçuk’un uyanıklık düzeyi, 18 Nisan Cuma günü itibarıyla “iletişim kurulabilir’’ duruma gelmişti. Bulgar elçi Dışişleri’ne çağrıldı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bulgar sahil güvenlik ekiplerinin kaçak avlandıkları iddiasıyla Türk balıkçı teknesine ateş açarak balıkçı Yalçın Ercan’ın öldürülmesine ilişkin olarak, Bulgaristan’ın Ankara Büyükelçisi Branimir Mladenov önceki gün Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı. Bulgaristan Elçisi’nden “izahat” istendiği bildirildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle