24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 NİSAN 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Özyürek: AKP kendini iktidar yapan anayasal düzeni tahrip etmekten kaçınmalı 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA CHP’den sağduyu çağrısı Büyükanıt’a ziyaret ? ANKARA (AA) NATO Müttefik Müşterek Kuvvetler (Napoli) ve ABD Avrupa Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Marc P. Fiztgerald, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı ziyaret etti. Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı’ndaki ziyaret, basına kapalı gerçekleşti. Ziyarete ilişkin fotoğraflar, Genelkurmay’ın internet sitesinde yayımlandı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, AKP hakkındaki kapatma davası iddianamesinin kabul edilmesinden sonra “sükunet” ve “sağduyu” çağrısı yaparken, “AKP freni tutmayan kamyon gibi. Bağırıp çağırarak, tehditle Anayasa Mahkemesi’ni yıldıramazlar. Davayı düşürmek için anayasa değiştirilirse Anayasa Mahkemesi’nden döner” dedi. CHP’li Özyürek ile CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu dün parlamentoda düzenledikleri basın toplantısında son gelişmeleri değerlendirdi. Özyürek, “Biz, AKP’nin kendini iktidar yapan anayasal düzeni tahrip etmekten kaçınması gerektiğini, laikliğin zorlanmaması gerektiğini hep söyledik. Ancak laikliği ortadan kal Sessizlik Bize Göre Değil... PARİS Sessizlik bize göre değil... Bir Paris akşamında düşünce ormanlarında dolaşıyor gibiyim... Türkiye bir gerginlik ortamını yaşıyor... Hrant Dink cinayetinin arkasındaki polisjandarma istihbaratı ve Trabzon’da Pelitli bölgesinde olup bitenler... Trabzon İkinci Sulh Ceza Mahkemesi’nde iki sanık Veysel Şahin ve Okan Şimşek önceki yazılı ifadelerini kabul etmediler... İki sanık açıkça üstlerini suçladılar... Yargıdaki tutanaklara baktım ve çok şaşırdım, yine aynı soruyu sordum: “Türkiye’de aydınların, yazarların, sanatçıların, gazetecilerin neden can güvenliği yok?” Ortaya çıkan gerçek, Hrant Dink’in Yasin Hayal ve arkadaşlarınca öldürüleceğini hem asker ve sivil istihbarat birimleri biliyor... Yasin Hayal’in akrabası Coşkun İğci, istihbarat birimlerine 2006 yılının temmuz ayında bildirmiş... Jandarma astsubaylar Veysel Şahin ve Okan Şimşek ne diyorlar son duruşmada: “Biz bilgileri yüzbaşı Metin Yıldız’a bildirdik. O da Albay Ali Öz’le konuşacağını söyledi...” Bir de olayın polis yönü var... Peki polis bu bilgileri kimlere iletti... Gördüğüm kadarıyla Hrant Dink cinayetinin üzerindeki örtü pek kaldırılacağa benzemiyor. Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerinde olduğu gibi... Ben bir Paris akşamında bunları düşünüyorum... Düşünceler ormanında dolaşırken haykırıyorum: “Sessizlik bize göre değil...” ??? Ne zaman Paris’e, Berlin’e, Frankfurt’a gitsem, 68 kuşağının o beyinleri diri delikanlılarıyla karşılaşırım... Eski arkadaşlarımdır onlar... İstanbul’dan Paris’e uçarken 68 kuşağının önemli adlarından Atilla Keskin’in “Acılara Yenilmeyen Gülümseyişler” (Tekin Yayınları) kitabıyla, bir hafta önce okumaya başladığım S. Eriş Ülger’in “Zafere Giden Yol” kitabını (Remzi Kitabevi) almıştım yanıma... Tüm ulusun kaderini ve yeni Türkiye’nin doğuşunu belirleyen olayları anlatıyor Ülger kitabında... Mustafa Kemal’in önderliğinde kurtuluşun ve kuruluşun tüm kahramanları tarihin derinliklerinden bir bir çıkıyorlar... İç başkaldırılar, Çerkez Ethem’in ihaneti, İzmir suikastı... Atatürk’ün Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele ve Hüsrev Gerede’yle yollarının ayrılması... Atatürk’ün demokrasiye ve devrimlere bakışı, anlayışı... Latife Hanım’ın kişiliği... Dedim ya düşler ormanındayım... Sessizlik bize göre değil... 68 ve 78 kuşağı... Devrimcilik ve ulusalcılık nedir? Ulusalcı olmadan devrimci olunabilir mi? Geçmişte de çok tartıştık, bugün de tartışıyoruz... Kimi arkadaşlarla yollarımız ayrılalı neredeyse 2025 yıl oldu... Atilla Keskin “Acılara Yenilmeyen Gülümseyişler”de 12 Mart’ı, Deniz, Yusuf, Hüseyin ve darağacını anlatıyor... Denizler’in ölüm hükümlerinin okunduğu salonda Atilla Keskin de vardı... 20’li yaşlardaydı idam hükmü verilen 14 genç... En delikanlı yıllarını darağacının gölgesinde dört duvar arasında, yaşamının yirmi yılını da gurbette sürgünde geçirdi... ??? Arkadaşım Nihat Behram, Keskin’in anıromanına bir not düşmüş arka kapakta: “Atilla’nın anılarında, kuşağının kavga günleri, kavga arkadaşlarının insani derinliğiyle iz bırakmış duyguları ışıldıyor... Sesi, yaşamın içinden gelen insanın sesi; eğilip bükülmemiş, sade, gerçek, içtenlikli...” Eğilip bükülmemek!.. Eğilip bükülenler Malatya katliamında suskun, tıpkı 15 yıl önce Sıvas kıyımında olduğu gibi... Havada bahar kokusu var!.. Hüzünler, acılar içinde geçen bir yaşama alıştık mı ne!.. Susmak, yılgınlığa düşmek yok!.. Sessizlik bize göre değil!.. ? AKP hakkındaki kapatma davasında artık herkesin sükunetle yargının işlemesini kolaylaştırması gerektiğini belirten CHP’li Özyürek, “Bağırıp çağırarak, tehditler savurarak Anayasa Mahkemesi’ni yıldırmak mümkün değildir’’ dedi. Kılıçdaroğlu da Cemil Çiçek’in eleştirilerine yanıt vererek,“Gittiği her parti kapatılmış, ama o parlamentodaki yerini koruyor. Bu psikolojik baskı ile olsa gerek, çirkin bir üslupla muhalefete saldırıyor” diye konuştu. dıracak adımlar atıldı. AKP, freni tutmayan kamyon gibi, nereye çarpacağı, nerede duracağını merakla izliyoruz. Başbakan il il dolaşıp, yargıya dönük, kendisi gibi düşünmeyenlere dönük linç uygulamasına girdi. Sürekli bir darbe edebiyatı yapılıyor. Kim bu darbeciler? Sayın Başbakan, güvenlik güçleri elinizde, neden bu güçleri yakalayıp gerekeni yapmıyorsunuz? Bula bula bir Ergenekon buldular. Basınımızın duayeni sayın İlhan Selçuk gözaltına alındı. Kendisi şu anda hastanede. Geçmiş olsun diyoruz” açıklamasını yaptı. Özyürek, kapatma davasıyla ilgili olarak “Artık sükunetle, saygıyla yargının işlemesini sağlamak, kolaylaştırmak gerek. Bağırıp çağırarak, tehditler savurarak Anayasa Mahkemesi’ni yıldırmak mümkün değildir. Davayı düşürmeye dönük anayasa değişikliği yapmak hukuka, anayasaya aykırı olur. AKP’nin hukuki meşruiyeti tartışılır hale gelir. Bu değişiklik, sanırım Anayasa Mahkemesi’nden de döner. Şimdi sükunet, sağduyu zamanı” dedi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in “AKP’nin başına bir iş gelse de oradan bir şey kapabilsek. Vallahi zırnık alamazsınız” sözleri anımsatılarak yöneltilen bir soruya Özyürek, “Parti kapatılmasından kimse memnuniyet duymaz. Üzüntü duyarız. Şimdi AB’den de mesajlar geliyor, bir ülkede hiç iktidardaki parti kapatılır mı, diye. Hiç bir ülkede iktidar partisi anayasal düzeni zorlayacak girişimlerde bulunur mu? AKP, nasıl olur da bu anayasal düzeni tahrip ederim de CHP’den yasa iptali istemi ? ANKARA (ANKA) CHP, “Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”u Anayasa Mahkemesi’ne götürüyor. CHP’den yapılan açıklamaya göre, CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl ve İstanbul Milletvekili Sacit Yıldız bugün saat 11.00’de, “Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un bazı maddelerinin iptaline ve iptal davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerinin durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunacak. ılımlı İslam devleti kurarım, yaklaşımı içinde” yanıtını verdi. Kemal Kılıçdaroğlu da “Geçmişte çok parti değiştiren bir milletvekiline medya temsilcileri ‘Fırıldak Kubi’ ismini takmıştı. Günümüzde bu isim en çok Cemil Çiçek’e yakışıyor. Gittiği her parti kapatılmış, ama o parlamentodaki yerini koruyor. Bu psikolojik baskı ile olsa gerek, çirkin bir üslupla muhalefete saldırıyor” dedi. Kılıçdaroğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin CHP’yi hedef alan “Laiklik ilkesini cephe hattı olarak gören yaklaşım sergiliyor” sözleriyle ilgili olarak da “Sayın Bahçeli demek ki CHP’yi yeni anlamaya başlıyor. Anayasanın değiştirilemez maddelerini yeniden okumasını tavsiye ediyoruz” diye konuştu. Cumhurbaşkanı, AKP üyesi olduğu dönemdeki laiklik karşıtı eylemleri nedeniyle yargılanacak Gül, Köşk’teki ilk ‘sanık’ ? Anayasaya göre şu anda “rejimin temsilcisi” olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yüksek mahkeme tarafından suçlu bulunursa Dışişleri Bakanlığı dönemindeki eylem ve söylemleri nedeniyle “hüküm” giyerek bir partinin kapatılmasına yol açmış olacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkındaki kapatma iddianamesinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yönünden de kabul edilebilirliğine karar vermesiyle, ilk kez görevdeki bir cumhurbaşkanı geçmişteki eylemleri nedeniyle parti kapatma davası kapsamında “yargılanacak”. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AKP hakkındaki kapatma istemli iddianamesinde, Abdullah Gül’ün parti kurucu üyesi, başbakan, başbakan yardımcılığı ve dışişleri bakanı olarak eylem ve beyanlarının da partiye yüklenebileceğini vurguladı. Başsavcı bu çerçevede 10 eylem ve söylemini sıralayarak Gül hakkında da 5 yıl süreyle siyaset yasağı istedi. Gül’ün kapatmaya dayanak gösterilen söylemleri dışında dışişleri bakanı olduğu dönemde, “Fethullah Gülen tarikatı” ve Milli Görüş grubu temsilcileriyle temas ve işbirliği yapılması yönünde büyükelçiliklere gönderilen genelge deliller arasında ilk sırada yer aldı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, üyeler Sacit Adalı, Serruh Kaleli ve Serdar Özgüldür, AKP hakkındaki kapatma iddianamesinin Gül dışında kabul edilmesi yönünde oy kullandılar. Edinilen bilgiye göre, Gül dışında iddianamenin kabulüne oy veren üyeler, anayasaya göre cumhurbaşkanının “sorumluluksorumsuzluk” halini tartıştı. Muhalif üyelerin, dışişleri bakanlığı döneminde olsa da bugünkü konumu nedeniyle Cumhurbaşkanı’nın geçmişteki eylem ve söylemleriyle bir partinin kapatılmasının istenmesinin anayasa ile örtüşmeyeceği görüşüyle iddianamenin Gül dışında kabulü yönünde oy kullandıkları öğrenildi. Ancak heyetteki 7 üye, iddianamenin Gül ile birlikte kabulü yönünde oy verince, Gül’ün durumu da yargılamaya konu oldu. Böylece ilk kez görevdeki bir cumhurbaşkanı “siyaset yasağı” isteğiyle yargılanacak. İddianamede Gül’e atfen sıralanan eylem ve söylemler, “laikliğe karşıt” nitelikte değerlendiriliyor. Dolayısıyla “rejim karşıtı” eylem ve söylemleri nedeniyle bir anlamda Abdullah Gül de “yargılanacak”. Mahkemenin Gül hakkında da siyaset yasağı kararı vermesi durumunda, ilginç bir tablo ortaya çıkacak. Milletvekili seçilmenin koşulları arasında sayılan siyasi yasaklı olmama hali ortadan kalkmış olacak. “Siyasi yasaklı” Gül, Cumhurbaşkanlığı görevini yürütecek. Enerji piyasası düzenlemesi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Artan elektrik talebini karşılanması için TBMM Başkanlığı’na sunulan tasarı, kamunun yatırım yapmasının önündeki engelleri kaldırırken, enerji yatırımına yeni teşvikler getiriyor. Elektrik Piyasası Yasası’na yeni tanımlar ekleniyor. Buna göre, “tedarikçi” elektrik enerjisi veya kapasite sağlayan üretim şirketleri, otoprodüktörler, otoprodüktör grupları, toptan satış şirketleri ve perakende satış lisansına sahip şirketleri tanımlayacak. “Dağıtım tesisi”, iletim tesislerinin ve dağıtım gerilim seviyesinden bağlı üretim tesislerine ait şalt sahalarının bittiği noktadan itibaren elektrik dağıtımı için tesis edilmiş şebekeleri kapsayacak. AKP Grup Toplantısı’nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, parti kapatmaları zorlaştıracak anayasa değişikliği üzerinde çalışmaların sürdüğünü söyledi. (Fotoğraf:AA) Erdoğan, kapatma davasını siyaseti zayıflatma girişimi olarak tanımladı ‘Demokratik siyaset korunmalı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak anayasa değişikliğinin hazırlık aşamasında olduğunu söyledi. Erdoğan, partisinin grup toplantısında Anayasa Mahkemesi’nin AKP ile ilgili iddianameyi kabul etmesini değerlendirdi. Erdoğan, “Siyaseti zayıflatma gayretleri, sadece millete zarar vermez; aynı zamanda devleti de zaafa uğratır’’ dedi. Kapatma davasıyla ilgili sürecin kendi mecrasında işleyeceğini ve günü geldiğinde sonuçlanacağını kaydeden Erdoğan, “Biz AKP olarak hiçbir zaman kişisel bir dava, bir mesele üzerinde durmadık, durmayacağız. Bugün muhatap olduğumuz mesele de bizler için asla kişisel bir mesele değildir. Bizim şahsi davamız yoktur, bizim için mesele Türkiye meselesidir, milletimizin meselesidir. Diliyor ve umuyoruz ki, bu sürecin sonunda kazanan adalet olsun, hukuk olsun” diye konuştu. Expo 2015’in Milano’ya verilmesini eleştiren Erdoğan, “7. kez İtalya’nın Expo’ya ev sahipliğini veriyorlar. Ne demek istediğimi anlıyorsunuz” dedi. Açıklama yapmayın” dedi. Erdoğan, grup toplantısı sonrasında siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak anayasa değişikliğine ilişkin sorular üzerine ise “Anayasa değişikliği hazırlık aşamasında” demekle yetindi. Gül’den Cargill yasasına onay ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in daha önce kısmen veto ettiği ve geçtiğimiz hafta TBMM’de kabul edilen Cargill’e af getiren yasayı onayladı. Cumhurbaşkanı Gül, 11 Ekim 2004 tarihinden önce gerekli izinler alınmadan tarım dışı kullanıma açılan arazilerin, istenilen amaçla kullanımına imkân sağlayan yasayı onayladı. Yasayla, Bursa ili Orhangazi ilçesinde 212 bin metrekare birinci sınıf tarım arazisi üzerine kurulu bulunan Cargill tesisleri için tesise yasal dayanak sağlamak için Toprak Koruma Yasası’nda değişiklik yapılıyor. Anayasa Mahkemesi ve Danıştay da düzenleme hakkında iptal kararları vermişti. Vekillere ‘sakin olun’ uyarısı Erdoğan, grubun basına kapalı bölümünde milletvekillerini uyararak “Bu süreçte sakin olun, sükunetle sürecin işleyişini izleyin. Değişiklik haftaya kaldı AKP MYK’de de Erdoğan’ın başkanlığında toplanarak siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak anayasa değişikliğini masaya yatırdı. AKP, siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak anayasa değişikliğini bu hafta getirmiyor. Bu konuda izlenecek stratejinin pazartesi günü yapılacak Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’nda belirlenmesi kararlaştırıldı. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 AKP’nin yapmayı düşündüğü anayasa değişikliğinin gerilimi daha da arttıracağı yorumları yapılıyor Dış basın büyük kriz bekliyor Dış Haberler Servisi Anayasa Mahkemesi’nin, AKP’yi kapatma davasını kabul etmesi dış basında geniş yer bulurken bunun “Türkiye’nin siyasi ve ekonomik istikrarını riske soktuğu” yorumları dikkat çekti. İngiliz Guardian gazetesi, Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile “ülkenin krize çekildiği” yorumunu yaptı. Haberde, “Ankara’nın laik elit ile yeni sınıf muhafazakâr reformcu Müslümanlar arasındaki güç mücadelesinin Türkiye’nin AB üyeliği iddiasını zedeleyeceği ve yabancı sermayeyi caydıracağı” savunuldu. Independent gazetesinde yer alan haberde, “Türkiye’de iktidar partisi fazla dindar olduğu için mahkemeye çıkacak” denildi. Haberde, AKP’nin şimdi parti kapatmayı daha da güçleştirmek için anayasayı değiştirmeyi de düşündüğü ancak uzmanların bu adımın siyaseten tehlikeli olduğu görüşünde oldukları kaydedildi. Haberde şu ifadeler yer aldı: “Eğer değişiklik için Meclis’te yeterli oy çıkmazsa, hükümet referanduma gitmeye karar verebilir ve bu oylamanın da laiklik referandumu olarak yorumlanması riski var.” Gazete, “böyle bir referandumun bir askeri darbeyi tetiklemesi olasılığına” dair yapılan değerlendirmelere atıfta bulundu. Financial Times de, Türkiye’nin, aylarca sürebilecek siyasi ve ekonomik belirsizlik ile karşı karşıya olduğunu savundu. Amerikan Washington Post’ta yer alan bir köşe yazısında başsavcının iddianamesinde önemli bir yer işgal eden türbanın Türkiye ve başka yerlerde saf bir dini seçim meselesi olmadığı, “siyasi sembol” olduğu görüşü dile getirildi. “Türkiye’de en yüksek mahkeme, potansiyel bir kriz yaratabilecek bir davayı başlatmaya karar verdi” değerlendirmesini yapan Washington Times gazetesi ise Türkiye’nin AB başvurusu ve başarılı ekonomik canlanmasının geleceğinin riskte olduğunu savundu. New York Times gazetesi, “Türkiye’deki mahkeme, patlama tehlikesini içeren bir davayı kabul etti” başlıklı haberinde, mahkeme kararının Türkiye’yi “dindar ile laik Türkler arasındaki nihai çatışmaya daha yakınlaştırdığı” görüşünü dile getirdi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle