05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 MART 2008 CUMA 6 HABERLER Gülen’e yakın isimlerin yöneticisi olduğu Abant Platformu bu kez Diyarbakır’da toplanıyor BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Kürtİslam sentezi buluşması FIRAT KOZOK Bursa’da Kitap Fuarı’ndan... Türkiye’ye pazar uçağıyla geldiğim için, TÜYAP Bursa Kitap Fuarı’nın açılışında bulunamadım. Pazartesi Bursa’ya vardığımda, herkesten aynı haberi aldım. 1 Mart’ta Bursa’ya yakışır bir fuar açılışı yaşanmış. Arkasından, okurların büyük ilgisi. Okullardan yetişkinlere kadar... Bursa, bir büyük kültür kentimizdir. Üniversitesi ona çok şey kattı; sanayileşmede atılan dev adımlar da, Bursa’yı alıp büyük bir geleceğe götürüyor... ? Duygu Asena’yı kaybettiğimizin ikinci yılındayız. Hatırlatmaya gerek var mı? Duygu “kadın sorunu”nu alıp büyük yığınlara götürüp mal eden mücahit oldu; erkeklerin burnunu en çok sürttüren de o oldu. Bir gerçek, Duygu’nun dostları gitgide çoğalıyor; düşmanları da direniyor. Nereden geldim bu konuya? İstanbul’a geldiğimde bir duyduğum; beni çok rahatsız etti ve üzdü: Duygu’nun ölümünden sonra, ilk yılında onu anmak için, Uluslararası PEN Türkiye Merkezi bir ödül kararlaştırmıştı ve değerli bir yazara da ilk ödül verilmişti. Bu Duygu Asena Ödülü, hepimizi çok sevindirmişti. Söz konusu ödülün bir onuru vardı ve PEN’in Türkiye’deki örgütü de payını alacaktı her yıl bu onurdan. İlk yılda, nitekim aldı da... Bu ikinci yılda bakıyoruz ki, PEN Türkiye Merkezi, Duygu Asena ödülünü kaldırmış; dolayısıyla da dağıtılmamış. Birtakım gerekçeler okuyoruz gazetelerde: Ne var ki, hiçbiri geçerli değildir. Duygu Asena’nın onurundan bir dirhem eksilmedi. Ama PEN Türkiye Merkezi’nin gözümüzdeki ağırlığından büyük bir kayıp başlamıştır ve giderek artacaktır. Yanlıştan dönmenin bir erdemi vardır; örgüt, dönüp bir kez daha baksın kararına! Çağımız, bir rakamlar çağı. Bir sorun değerlendirilmek istendiğinde, rakama dökülüyor. Haftamızda, “Emekçi Kadınlar Günü” var. 8 Mart’ı karşılamak için yazılar yazılıyor, toplantı haberleri yayılıyor.. Peki, “Türkiye’de kadın olmak”, rakamlara döküldüğünde ortaya çıkan nedir? Gazetemizde 5 Mart günü yayımlanan Özlem Yüzak’ın yazısından işte rakamlar: Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme Raporu’na göre, “Cinsiyet Gelişimi Endeksi” sıralamasında Türkiye 92’nci sırada. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün, 2007 Eğitime Bakış Raporu’ndaki verilere göre, Türkiye genç kadınların istihdam ve eğitime katılımı açısından son sırada. 25 29 yaş grubundan kadınların yüzde 66’sı ne öğrenim görüyor ne de çalışıyor. Bir başka rapora göre, her 4 kadından 1’inin çalıştığı Türkiye’de her 100 çalışan kadının 75’i kayıt dışı ve 2003 2007 arasında ekonomi yüzde 7’ye yakın büyürken, toplam istihdam yüzde 1.1 artarken, kadın istihdamı ise yüzde 0.8 azaldı. Girişimci kadın oranı, sadece binde 7; siyasal temsilde de küresel sıralamada sonlardayız. Bu rakamlar uzanıp gidiyor. Tehlike çanları çalıyor. Başta kadınlar öne çıkıp, bu sosyal felaketin sorumlularının yakasına yapışmışlardır. Bu sorunları bir yana bırakıp, “türban” diye uyduruk bir şeyi ortaya salanların yakalarına... ? Ve son yayınlardan küçük bir liste: Taha Akyol’dan, Doğan Kitap’ın yayımladığı Ama Hangi Atatürk; Cumhuriyet Kitapları’ndan çıkan, Coşkun Özdemir’in siyasal yazılarını içeren Karşı Duruş; Richard Adams’ın yazdığı, Arka Bahçe Yayınlar’dan, Watership Tepesi; Tarih Vakfı’ndan şu eserler: Jöntürkler ve Makedonya Sorunu (Mehmet Hacısalihoğlu), Osmanlı’da Asayiş, Suç ve Ceza (Noemi Levi), Harun Reşid ve Abbasiler Dönemi (André Clot); Avrupa’da Ne Gördüm (Ahmet İhsan); Cüneyt Arcayürek’in Atatürk’ten Sonra Bugünlere Nasıl Geldik (Detay Yay.); Derman Bayladı’nın yazdığı, Felsefenin Beşiği Anadolu (Say Yay.); Semih Balcıoğlu’ndan Çizginin Evrensel Boyutu (Gürer Yay.), Hazırlayan Alpay Kabacalı. Fethullah Gülen ANKARA Fethullah Gülen’e yakın isimlerin yönetim kurulunda bulunduğu Abant Platformu, bu kez de “Kürt sorunu”na el attı. Platform, 21 Mart’taki Nevruz Bayramı’ndan bir hafta sonra 2829 Mart’ta Diyarbakır’da toplanarak “Kürt sorunu”nu tartışacak. Toplantıya DTP’li Aysel Tuğluk’un yanı sıra dinci basından temsilciler ve muhafazakâr akademisyenler de katılacak. İki gün sürecek toplantılarda “Kürt sorunu; tarihi arka plan, ortak miras ve geleceğin keşfi, dünya pratiği: Karşılaştırmalar ve modeller, geçmişin muhasebesi, arayışlar ve çözümler” başlıkları ele alınacak. Platform başkanı Prof. Dr. Mete Tunçay’ın açılış ve protokol konuşmalarından sonra oturumlara geçilecek. Konunun dört oturumda tartışılacağı toplantıda, Prof. Dr. Kenan Gürsoy, Prof. Dr. Eser Karakaş, Prof. Dr. Mehmet Altan ve Star Medya Grubu Başkanı Mustafa Karaalioğlu oturum başkanlıkları yapacak. Aysel Tuğluk da var, Ali Bayramoğlu da Diyarbakır Class Hotel’de gerçekleştirilecek olan toplantıya yaklaşık 150 isim davet edildi. Bugüne kadar davete olumlu yanıt verenler arasında Urfa Helsinki Yurttaşlar Derneği’nden Ali Fuat Bucak, DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk, eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, gazeteci Cüneyt Ülsever, TESEV’den Dilek Kurban, köşe yazarı Emre Aköz, Fethullah Gülen’in onursal başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın Başkanı Harun Tokak, gazeteci Sefa Kaplan, Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkanı Sertaç Bucak, Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı İsmail Bedirhanoğlu, Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu, köşe yazarı Mahmut Övür ve Prof. Dr. Naci Bostancı gibi isimlerin yer aldığı öğrenildi. Platform, daha önce de “AB Üyeliği Sürecinde Medeniyetler Köprüsü Türkiye”, “İslam ve Laiklik”, “DinDevlet İlişkileri”, “Demokratik Hukuk Devleti”, “Çoğulculuk ve Küreselleşme”, “Savaş ve Demokrasi” gibi konuları ele almıştı. Yönetim kurulu başkanlığını Prof. Dr. Mete Tunçay’ın, genel sekreterliğini Salih Yaylacı’nın yaptığı Abant Platformu’nun bu yılki toplantısının düzenleme kurulunda Ali Bulaç, Prof. Dr. Mümtazer Türköne, Dr. Ümit Kardaş ve Altan Tan yer alıyor. 15 ayrı kamu kurumu 2500 yıllık tarihi hiçe sayarak fabrika kurulmasına ‘ön izin onayı’nı verdi Antik kente çimento fabrikası OKTAY EKİNCİ YASA KABUL EDİLDİ Belediyelerde kapatma kargaşası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda dün akşam, 862 belde belediyesi ile 283 ilk kademe belediyesinin kapatılması ve 43 yeni ilçe kurulmasını öngören yasa tasarısı kabul edildi. Tasarının hazırlanması sırasında yapılan hatalar nedeniyle ortaya çıkan karmaşa tartışmalara neden olurken; 2006 yılında kapatılan Denizli’nin merkeze bağlı Korucuk Belediyesi’nin ikinci kez kapatılmasının öngörülmesi ve bazı köylerin iki ilçeye birden bağlanması gibi düzenlemeler genel kurulda düzeltildi. TBMM Genel Kurulu’nda, adrese dayalı nüfus sayımında nüfusu 2 binin altına düşen belde belediyesinin kapatılması ve 43 yeni ilçe kurulmasına ilişkin yasa tasarısına karşı CHP ve MHP üç gün boyunca yoğun bir muhalefet yürüttü. Tasarının hızla TBMM’ye getirilmesi nedeniyle yapılan hatalar, genel kurulda tartışmalara neden oldu. Denizli’nin merkeze bağlı Korucuk Belediyesi’nin 2006 yılında kapatılmasına karşın tasarıyla yeniden kapatılmasının öngörüldüğü belirlendi. Bunun üzerine, AKP bir önergeyle bu belediyeyi listeden çıkardı. Samsun’da da 40 köy; hem Canik hem de İlkadım ilçelerine bağlandı. Görüşmeler sırasında verilen önergeyle çizelgeler düzeltildi. Görüşmeler sırasında CHP’li Akif Hamzaçebi, “Belde belediyeleri, borçları fazla olduğu ileri sürülerek kapatılıyor. Ülkedeki tüm belediyelerin sadece Hazine’ye olan borcu 6 milyar YTL. Bu borcun 3.9 milyar YTL ’si ise sadece Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait. Peki, Ankara Büyükşehir Belediyesi bu borcu ödüyor mu?” görüşünü dile getirdi. Türkiye’yi betonlaştıran “betonarme” düşkünlüğü, kentlerden ve kıyılardan sonra yaylalara, ormanlara ve dağlara da “çimento” yetiştirebilmek için eşsiz koruma alanlarına bile fabrikalar sıralıyor... Fethiye’nin cennet beldesi Üzümlü’deki ormanlık “yörük obalar”ına göz diken; Muğla’nın YatağanBayır bölgesindeki bereketli topraklarında hazırlığı süren; Karacabey’in çevre düzeni planındaki “1. derece tarım alanı”nda bile “plan değişikliği” yaptırabilen; dahası Trakya’daki yeraltı sularını koruma havzalarına inşa edilmek istenen çimento fabrikaları, son aylarda ortaya çıkanlardan bazıları... “Betonlaşma pazarı”nın böylesine doğa düşmanı yer seçimlerine şimdi de “antik kentler”imiz eklendi. Osmaniye ilinde “kutsal şehir” olarak anılan 2500 yıllık “Hierapolis Kastabala” yerleşim alanını ve Kırmıtlı Kuş Cenneti’ni hem arsa hem de “hammadde” olarak kullanmaya aday bir çimento fabrikası için, tam 15 ayrı kamu kurumu “ön izin onayı” vermiş bile! Tarihsel alanda öncelikle “görüş”ünün alınması gereken Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na ise haber bile verilmezken, 600 sayfalık ÇED raporunda herkesin bildiği Kastabala’dan tek bir satır söz edilmiyor... “Osmaniye kalkınma projesi” denilmesine rağmen yüzde 65 yabancı sermayeli Universal Çimento AŞ’ye ait fabrikanın, Kastabala kentinin bir kısmıyla antik mezarlığının bulunduğu Kesmeburun tepesine inşa edileceği, aynı ÇED raporunu hazırlayanların ve onaylayanların umurlarında değil... Osmaniye ilinde 2500 yıllık yerleşim alanına çimento fabrikası kurulması için 15 ayrı kamu kuruluşu ‘ön izin onayı’ verdi. rım asır”dır başkanlığını sürdüren, dünyaca ünlü arkeoloğumuz Prof. Halet Çambel, aynı kazıdan arkeolog Murat Akman’la birlikte kolları sıvadı. İlk görüşmeyi 21 Şubat’ta valiyle yaptıklarında, aldıkları yanıt: “Yasal izinler tamam, yapılacak bir şey yok, ancak görüşü sorulma rine konuyu hemen genel müdürlüğüne ileten kurul müdürlüğü, bölgede yapılacak incelemelere bağlı kesin kararlar üretilmeden, alana hiçbir müdahalede bulunulmaması gerektiğini vurguladı. Aynı süreçte Adana Barosu ise tarihsel bir alanda, koruma mevzuatı gereği kurulca inceleme ve de Atatürk’ün arkadaşı Hasan Cemil Bey’in 1916 doğumlu kızı, dünyaca ünlü arkeoloğumuz Prof. Halet Çambel, tarihin kurtarılması için haftalardır gece gündüz çırpınıyor... yan Adana Koruma Kurulu’na başvuru yapılabilir...” şeklindeydi. Ardından Karatepe’ye gelen Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü yetkilileri de aynı tavsiyede bulununca, 26 Şubat’ta Adana Koruma Kurulu’na dilekçe verdiler. Çambel’le birlikte KaratepeAslantaş Koruma Derneği, Osmaniye’deki Çukurova Doğa Derneği ve İstanbul’daki Arkeologlar Derneği de Kastabala’nın acele korumaya alınmasını istediler. Bu başvurular üzeğerlendirme yapılmadan verilen fabrika izinlerinin iptali için dava açma hazırlığını başlattı. Sit ve ‘tahribat alanı’! Aynı zamanda Ağa Han Mimarlık Ödülü alan 1910 doğumlu Nail Çakırhan’ın eşi ve Atatürk’ün yakın arkadaşlarından Hasan Cemil Bey’in (Çambel) kızı olan 1916 doğumlu ve ilk kadın milli “eskrim” sporcumuz arkeolog Prof. Halet Çambel diyor ki: “Bölgede inceleme gezisi de yaptık. Her tarafta . Halet Çambel’in girişimi İşte böylesine “gerçekleri gizleyen” belgelerle yapılacak fabrikayı durdurabilmek için, bölgedeki KaratepeAslantaş kazılarının “ya. antik kalıntılar var. O izinleri verenler de tarihin varlığını bildikleri halde Koruma Kurulu’na sormadan fabrikayı nasıl onaylarlar?” Kastabala’nın kalesi, surları, 5000 kişilik tiyatrosu, stadyumu, tapınakları, hamamları, kaya mezarlarıyla Anadolu’daki en önemli antik kentler arasında bulunduğunu anımsatan Çambel, fabrikanın sadece inşaat sırasında değil, üretim sürecinde de çevredeki sitlerde tahribat yaratacağını şöyle özetliyor: “Çimento için gerekli kil, taş gibi doğal malzemeleri, Kırmıtlı Kuş Cenneti ve doğal alan ilan edilen alandan, Hemite Kalesi ve Bahçe köyüne kadar uzanan bölgeden almayı öngörüyorlar. Malzemenin nakli için de ağır vasıtaların geçeceği yol sit alanından ve kentin içinden planlanıyor...” Bakalım, sadece Kastabala’ya değil, ülkemizin yaşayan en birikimli ve en çalışkan arkeoloğu, Cumhuriyetle yaşıt ulusal gurur kaynağımız ve dünya arkeolojisinin en tanınmış isimlerinden, hocaların hocası Halet Çambel’in bu “direnişi”ne de gereken “saygı” gösterilecek mi? 2 eksik nedeniyle kapatma CHP’li Şevket Köse, Adıyaman’ın Besni ilçesinin Köseceli beldesinin nüfusunun adrese dayalı nüfus sayımında 1998 çıktığını vurgulayarak, “Sadece 2 kişi yüzünden bir belediyenin kapısına kilit vurulmaktadır” dedi. MHP’li Süleyman Latif Yunusoğlu, nüfusu 2 binin altında çıkan bazı belediyelerin mahkemeye başvurarak nüfuslarının 2 binin üzerinde olduğunu ispat ettiklerini anlattı ve “Bu durum karşısında yargı kararlarını uygulayacak mısınız” diye sordu. Görüşmeler sırasında Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç ile AKP’liler arasında sık sık tartışmalar yaşandı. Genç, TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil’e “Tarafsız değilsiniz” diye tepki gösterirken; “Sen kimsin yahu, sen hüküm giymiş insansın. Gitmişsin seçildikten sonra Amerika’ya yalvarmışsın. ‘Genelkurmay başkanıyla aramızı bulun’ demişsin” sözleriyle de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldı. AKP’liler bu sözlere tepki gösterirken İçişleri Bakanı Beşir Atalay da “Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanı olarak, ‘başka bir ülkeye yalvarma’ gibi bir kelimeyi kullandığı için kendisini kınıyorum, ayıplıyorum, telin ediyorum” dedi. Genç, daha sonra yeniden kürsüye çıktığında bu kez “Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı aranıyor’’ diye ilan verilmesi gerektiğini söyleyerek Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ı hedef aldı. Vekillere mesajla tehdite hapis TÜMİB’DEN HÜKÜMETE TEPKİ: ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANI ERYILMAZ: ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile eski milletvekili Göksal Küçükali’yi, geçen yıl Cumhurbaşkanı seçimlerine katılmamaları için telefon mesajıyla tehdit ettiği gerekçesiyle yargılanan Barış Ataş, 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada sanık avukatının Ataş’a kapalı yer korkusu teşhisi konulduğunu söylemesi üzerine mahkeme yargıcı, sanığa, “Hem ‘kapalı yerde korkuyorum’ diyorsun, hem de hapse girmek için her şeyi yapıyorsun” diyerek çıkıştı. Mahkeme, hapis cezası hükmünün açıklanmasını geri bırakırken (erteleme), 5 yıl denetim süresi belirlenmesine hükmetti. AKP Cumhuriyetin temel yasalarını hedefliyor İstanbul Haber Servisi Türkiye Tüm Mahalli İdareler Üyeleri Birliği (TÜMİB), AKP’nin belde belediyelerini kapatmak için çıkarmayı planladığı yasayı değerlendirerek “Bu karar demokrasinin gelişmesine karşı bir darbedir. Belde belediyelerini kapatarak, beldeleri yeniden tekke ve zaviyelerin, tarikat ve şeyhlerin kontrolüne sunmak; Cumhuriyetin temel değerlerinden, temel kanunlarından intikam almak istiyorlar” görüşünü bildirdi. AKP iktidarının çıkaracağı yasa kapsamında kapatılması planlanan, nüfusu 2 binin altındaki 905 belde belediyesinden oluşan TÜMİB, konuyla ilgili olarak Antalya’da bir toplantı düzenledi. Toplantının ar. dından yapılan açıklamada, Türkiye’de yolsuzlukların en çok büyükşehir belediyelerinde yaşanmasına karşın iktidarın bu sorunları çözmek yerine belde belediyelerini hedef aldığı belirtilerek şöyle denildi: “İktidarın yaptığı ilk icraatlardan biri, Atatürk’ün bizzat kaleme aldığı ve Cumhuriyetin temel kanunlarından biri olan, kadınlara seçme hakkını ilk tanıyan Belediyeler Kanunu’nu değiştirmek ve bu temel kanunu çöpe atmak oldu. Belde belediyelerinin kapatılmak istenmesinin gerekçeleri ne nüfustur, ne daha iyi hizmet vermek istemektir, ne belediyelerin borcudur. Bu karar tamamıyla siyasidir.” Yurttaş yolunacak kaz olarak görülüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çankaya Belediye Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Eryılmaz, AKP’nin hazırladığı Belediye Gelirleri Yasası’nın “AKP türü belediyeciliğin iflası” olduğunu vurgulayarak, “Bu yasa yoksul halkın yetersiz olan gelirini AKP’li belediyelere peşkeş çekmekten öte bir anlam taşımamaktadır” dedi. Çankaya Belediye Başkanı Eryılmaz, yaptığı yazılı açıklamada AKP’nin özelleştirme adı altında ülkenin kaynaklarını kuruttuğunu belirterek klasik zihniyetin her zaman yurttaşı yolunacak kaz olarak gördüğünü söyledi. AKP’nin de aynı zihniyeti sağcıİslamcı olarak devam ettirdiğini kaydeden Eryılmaz, “Kendilerini . ekonomide liberal olarak tanımlayan bu zihniyet, liberalizmin vergilendirme ölçütlerini zerrece kavrayamadıklarını da ortaya koymuşlardır” dedi. Eryılmaz, şunları kaydetti: “Bu yasa göstermektedir ki AKP türü belediyecilik bitmiştir, iflas etmiştir. Melih Gökçek örneğinde olduğu gibi... Bu yasa, tüm Türkiye’ye milyar dolarlarca borç takan Melih Gökçek’i aklamak ve onu kurtararak bütün borcu halka yüklemek için hazırlanmaktadır. Çünkü kaynak diye yutturulan şeyler, Gökçek ve onun gibilerinin günü gün etmesini sağlayacaktır. Her şeyden önce bilsinler ki vatandaş yolunacak kaz değildir!” Umut davasına devam edildi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazetemiz yazarları Uğur Mumcu, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok’un öldürülmesi eylemlerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda olayı kapsayan “Umut Operasyonu”na ilişkin davanın görülmesine dün Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmaya sanık Recep Aydın ile avukatı Mehmet Ener katıldı. Sanık avukatlarının soruşturmanın genişletilmesi isteminin değerlendirilmesine karar verilirken, duruşma ertelendi. Erdoğan, Gerçeker’i kabul etti ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’i kabul etti. Başbakanlık Merkez Bina’daki kabulde, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin de hazır bulundu. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen kabul, yaklaşık 45 dakika sürdü. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle