Katalog

6 MART 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EMEK , 7 KKTC’de yarım günlük iş bırakma KKTC’de kamuda yetkili 5 sendika, kamuda çalışanların çeşitli haklarını düzenleyen mali protokol görüşmelerinin “sonuçsuz” kalmasını protesto etmek için bugün iş bırakıyor. Ayrıca meclis önünde de bir miting düzenleniyor. Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası (KamuSen) ile Kıbrıs Türk Devlet İşçileri Sendikası (Kamuİş) tarafından alınan iş bırakma kararı, 08.0012.00 saatleri arasında uygulanacak. Cumhuriyet Meclisi önündeki mitingin ise saat 11.00 sıralarında başlaması bekleniyor. KESK’ten sosyal güvenlik uyarısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı’nın geri çekilmesi için yoğun bir eylem sürecine ihtiyaç olduğunu” belirterek gelecek günlerde “iş bırakma eylemi” yapacaklarını söyledi. BASK Genel Başkanı Resul Akay ve beraberindeki heyet, KESK Genel Merkezi’ni ziyaret ederek KESK yöneticileriyle görüştü. Akay, kamuoyunda sosyal güvenlik reformu olarak bilinen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı’nın çalışanların ve emeklilerin kazanılmış haklarını yok edip, katlanılamayacak yeni yükler getirdiğini savundu. KESK Genel Başkanı Tombul da sosyal güvenlikte yapılmak istenen düzenlemelerle 70 milyonun sağlık hakkının elinden alındığına vurgu yaptı. Lastikte uyuşmazlık AHMET KURT Örgütlü olmayan işçiye rüşvet Çoğunluğu dört yıllık yüksekokul mezunu çalışanların grevini kırmak için işverenin, yasak olduğu halde dışarıdan eleman getirerek işleri yaptırdığını anlatan sendika temsilcileri, kendi işçisine yüzde 10 zam yanında sosyal paketi çok gördüğünü, oysa kahvelerden topladığı işçilere sendikalı olmamak kaydıyla 750 YTL ücret ödediğini anlatıyor. Çalışan işçiler ortalama 500 ile 525 YTL civarında ücret alıyor. Sendika, ilk altı ay için yüzde 10, ikinci altı ay için de yüzde 7 zam ile yakacak ve giyinme yardımlarından oluşan bir sosyal paket talep ediyor. İZMİT Brisa, Türk Pirelli, Goodyear ve Adapazarı’nda kurulu Goodyear lastik fabrikalarında çalışan yaklaşık 4 bin kişiyi kapsayan toplusözleşme görüşmeleri kilitlendi. Lastikİş Sendikası ile Lastik fabrikaları işverenlerinin önümüzdeki ilk toplantısında uyuşmazlık zaptının tutulacağı öğrenildi. DİSK’e bağlı Lastikİş Sendikası ile lastik fabrikaları işveren yetkilileri arasında 12 Ocak 2008 tarihinde başlayan toplusözleşme görüşmelerinde bugüne kadar toplam 59 maddeden 26’sında anlaşma sağlanmıştı. İdari maddeleri kapsayan toplusözleşmenin mevcut şekliyle anlaşma sağlanan maddelerin dışında görüşmelerin tıkandığı öğrenildi. Lastik işverenleri toplusözleşme görüşmelerinde “İşe giriş ücretini işveren tespit eder” maddesini mutlaka geçirmek istiyor. Lastik sözleşmelerinin en önemli maddesini teşkil eden bu maddeye kesinlikle geçit vermek istemeyen Lastikİş Sendikası ayrıca 6 gün çalışma 2 gün istirahat ve sosyal haklarda önemli artış sağlanması konusundaki ısrarını sürdürüyor. Tarafların uyuşmazlık zaptını tutması sonrası görüşmeler tarafsız arabulucu gözetiminde yapılacak. MADENCİDEN ÜLTİMATOM OLEYİS işçisi 66 gündür grevde Kocaeli Üniversitesi çalışanları, büyük yokluklarla ve zorluklarla devam eden grevin çeşitli baskı ve tehditlere, yasadışı uygulamalara karşı başarıya ulaşmasında kararlı ocaeli Üniversitesi (KOÜ) K bünyesindeki otel, restoran ve kantinlerde çalışan Türkiye Otel Lokanta ve Eğlence Yerleri İşçileri Sendikası (OLEYİS) üyesi işçilerin başlattığı grevde 66. güne girildi. Grevin çok zor koşullarda sürdürüldüğünü anlatan OLEYİS Bölge Temsilcisi Barış Aşan, üniversite yönetiminin toplusözleşme imzalamaması üzerine greve çıktıklarını, yönetimin sendikaya değil kendilerine karşı olduğunu anlattı. Yönetimin, “EğitimSen ya da SES’e kaydolsunlar, sözleşme imzalayayım” dediğini hatırlatan Aşan, oy ‘Sendika ve işçinin kararlılığı sınanmasın’ Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Hüseyin Kayabaşı, “Kimse, sendikaların ve işçilerin kıdem tazminatı konusundaki kararlılığını sınamaya kalkmasın” dedi. Kayabaşı, yaptığı yazılı açıklamada, kıdem tazminatının, Türkiye’de işçi sınıfının en köklü ve önemli kazanımlarından biri olduğunu vurguladı. Basına yansıyan bilgilere göre, “hükümetin, kıdem tazminatı fonu kurulmasını içeren, kıdem tazminatı hakkının özüne dokunacak, bu hakkı sınırlayacak bir düzenleme hazırlığına girdiğini” ifade eden Kayabaşı, “Kıdem tazminatı konusu son günlerde sürekli kaşınmaktadır. Bu doğrultudaki girişimler, ülkemizdeki çalışma barışı ve huzurunu, deyim yerindeyse dinamitlemektedir” görüşünü bildirdi. Bir önceki Türkİş Genel Kurulu’nda “kıdem tazminatı hakkına dokunulmasının genel grev nedeni” sayılacağı doğrultusunda bir karar alındığını, bu kararın son genel kurulda yeniden teyit edildiğini kaydeden Kayabaşı, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Hükümet ve işverenler, kıdem tazminatı konusunu gündeme getirirken Türkİş Genel Kurulu’nda alınan bu kararın ciddiyetini, dolayısıyla bu konuda sendikaların ve işçilerin kararlılığını bilerek hareket etmelidirler. Kimse, sendikaların ve işçilerin kıdem tazminatı konusundaki kararlılığını sınamaya kalkmasın.” ? 163 çalışan örgütlenince işveren taşeronu devreye soktu ve 82 işçiyi işten attı. Üç yıldır maaşlarda iyileştirme yapılmadığı ve 1.5 yıldır fazla mesai alamadıkları için greve çıkan 330 çalışan her türlü zorluğa göğüs geriyor. saydı, zaten bakanlık, sendikayı yetkili kılmazdı. Şu anda sendikanın 37 üyesi var. Ancak yetki alındığında 163 olan çalışan sayısı, yönetimin bir önlem olarak taşeronu devreye sokmasıyla bu rakama iniyor. 82 işçi, işten çıkarılıyor. Bu 37 üyeden altısında grev yasağı var, çünkü kreşte çalışıyor. Bir kişi de grevi bırakıyor. Toplam 30 kişi, bugün 66. güne ulaşan grevi oldukça zor koşullarda sürdürüyor. İşçiler, üç yıldır ücretlere zam ve son bir buçuk yıldır fazla mesaileri alamadıkları için greve çıkmış durumdalar. Çoğunluğu üniversite mezunu olan ve ortama 500525 YTL ücret alan işçilere yüzde 10 zammı ve yakacak ile giyim yardımını çok gören yönetim, yasak ol sa çalışanların kamu personeli ya da devlet memuru olmadığını dile getirdi. Aşar’ın verdiği bilgiye göre DİSK’e bağlı OLEYİS, Haziran 2007’de Çalışma Bakanlığı’ndan yetki alıyor. Yani yönetimin ileri sürdüğü gibi bir durum söz konusu ol duğu halde aldığı yeni işçilere sendikalı olmamak kaydıyla 750 YTL maaş ödüyor. Kocaeli’nde vali bile olaya müdahil olmuş durumda. Önceden greve Tıp Fakültesi önünde devam eden işçiler, valilik emri ve jandarma zoruyla oradan uzaklaştırılıyor. OLEYİS Sendikası Genel Başkanı Kamer Aktaş, grevin yasadışı uygulalarla kırılmaya çalışıldığını dile getirerek “Grev devam ederken ‘İşyerindeki demirbaşların korunmasında görevlendirilmek üzere’ denilerek iki kişi işe alınmış ve grevci işçilerin yerine çalıştırılmaya başlanmıştır” diyor. GÖRÜŞ Dr. ATİLLA ÖZSEVER Sendikal Mücadelede Yeni Dönem Türkİş’ten sonra DİSK de genel kurulunu tamamladı. 1517 Şubat 2008 tarihlerinde İstanbul’da yapılan DİSK’in 13. Genel Kurulu’nda, özellikle yeni dönemdeki örgütlenme ve mücadele anlayışı üzerinde duruldu. Kongrede yeni döneme ilişkin öne çıkan konular özetle şöyleydi: DİSK, sadece işçi sınıfının değil tüm toplumsal muhalefet hareketi içinde yerini almalı ve bu hareketi güçlendirmelidir. Yeni sendikal modelde işsizler, mühendisler, teknik elemanlar, emekliler, taşeron işçileri de örgütlenmeye dahil edilmelidir. İşçinin örgütlenmek için sendikaya gelmesi zor. Çalışma süreleri ve mesai yüzünden takati kalmamış durumda. O nedenle DİSK’in işçiye gitmesi gerekir. Gericiliğe karşı mücadele de, sınıf mücadelesi üzerinden yapılmalıdır. İçinde liberal unsurların bulunduğu ve DİSK’e güç kaybettiren 10 Aralık Hareketi gibi siyasal oluşumlara uzak durulmalıdır. DİSK, siyasete müdahale etmeli ancak bir siyasi parti misyonu çerçevesinde hareket etmemelidir. Neoliberal politikaları uygulayan AB, sosyal Avrupa niteliğini giderek yitirmektedir. DİSK, AB’nin neoliberal politikasına karşı tavır almalıdır. Avrupa Sendikalar Konfederasyonu ETUC’un işbirlikçi, sosyal diyalogcu anlayışı kabul edilemez. AKP, toplumsal muhalefeti bir kuşatma altına almaya çalışıyor. Anayasa Platformu’nda Türkİş, Hakİş, KamuSen, MemurSen gibi işçi ve memur konfederasyonları, TÜSİAD, TİSK, TOBB, MÜSİAD gibi işveren kuruluşları ile birlikte bir oluşum içinde ortak hareket edebiliyor. AKP, sosyal diyalog prensibini öne alarak uzlaşmacı ve işbirlikçi bir sendikal model yaratmak istiyor. Türkİş’teki yeni yönetimin AKP yanlısı tavrı karşısında DİSK’in önü açıldı, konfederasyona yeni katılımlar olabilir, o nedenle DİSK yeniden yapılanmalıdır. Kongrede delegelerin bu tespitlerinin yanı sıra emek hareketinin önünde acil sorun olarak ciddi hak kayıplarına yol açan sosyal güvenlik yasası ve nihayet kıdem tazminatı hakkının kaldırılması gibi önemli gündem maddeleri bulunuyor. Ayrıca yeni Anayasa Taslağı’nda da toplusözleşme ve grev hakkına kısıtlamalar getiriliyor. Sermaye kesimi, bir yandan fiili olarak emek kesimini baskı altına alırken öbür yandan Tuzla tersanelerindeki iş cinayetlerini bile vesile edip kayıt dışılığı önlemek bahanesiyle sigorta prim oranlarını düşürmek ve daha başka ayrıcalıklar istiyor. İşte bu koşullarda yeni yönetimini mücadeleci sendikalarla takviye eden DİSK’in tekrar “umut” olabilmesi için epey uğraş vermesi gerekiyor... Maltepe Üniversitesi [email protected] Tuzla’ da yine iş kazası Art arda yaşanan işçi ölümleriyle gündemden düşmeyen Tuzla tersaneler bölgesinde bu kez de bir işçi yaralandı. Kocatepe Tersanesi’nde çalışan İbrahim Uslu, önceki gün vinçten düşen demir parçasının omzuna isabet etmesi üzerine, Kartal Suzan Yazıcı Hastanesi’ne kaldırıldı. Öte yandan, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu ile ona bağlı Limterİş’in fiili grevinin kazanımları kendini gösteriyor. Ağır ve tehlikeli işkolu yönetmenliği gereği 7.5 saat uygulaması öncü işçilerle yaşama geçiyor. GEMAK ve Tuzla Gemi tersanelerindeki 7.5 saat uygulamasının ardından RMK tersanesinde de dünden itibaren uygulanmaya başlandı. Laiklik çizildi sıra sosyal devlette Dr. NOYAN UMRUK Kıdem kalkarsa greve gideriz anlıurfa Belediyesi’nce Ş taşınmasına karar verilen Evren Sanayi Sitesi’nde esnafın direnişi sürüyor. Açlık grevini sürdüren ve yukarı sanayi sitesine taşınmamakta kararlı olan esnaf biçerdöverler ve traktörlerle eylem yaptılar. Sanayi sitesinde sabahın erken saatlerinde toplanan esnaf çok sayıda traktör ve biçerdöverle kendilerine eşlik eden alım satım esnafıyla birlikte Cumhuriyet Caddesi’ne doğru ilerleyerek yolu trafiğe kapattı. Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba’yı istifaya çağıran sanayi esnafı “Kahrolsun belediye”, Satılmış Encümenler” “Başkan istifa” sloganları attılar. Fotoğraf: Mehmet Faraç Sanayi esnafı pes etmiyor Belediyeİş Sendikası, kıdem tazminatlarının kaldırılması halinde genel greve gideceklerini açıkladı. Belediyeİş Sendikası’nın 8. Dönem 2. Başkanlar Kurulu toplantısının sonuç bildirgesinde, ulusal istihdam paketiyle işverenlerin sorumluluklarının azaltıldığı ve kıdem tazminatının ortadan kaldırılmasının hedeflendiği savunuldu. Kıdem tazminatlarının işçilerin kazanılmış hakları olduğu vurgulanarak, tazminatların kaldırılması halinde genel greve gidileceği belirtildi. Dayanışmaya çağrı Öte yandan, Türkİş Genel Eğitim Sekreteri ve Belediyeİş Genel Başkanı Nihat Yurdakul, belediye işçilerinin, “sendikalarına üye oldukları için” Kurban Bayramı’ndan bir gün önce iş ten çıkarıldıklarını ve o günden bu yana seslerini duyurmak için çeşitli etkinlikler gerçekleştirdiklerini söyledi. Çarşamba Belediyesi’nde 15 Şubat 200714 Şubat 2009 tarihleri arasında yürürlükte olan bir toplu iş sözleşmeleri bulunduğuna işaret eden Yurdakul, işçilerin sendikalı olmasının belediyeye herhangi bir yük getirmediğini belirtti. Yurdakul, ailelerini geçindirmeye çalışan işçilerden bazılarının çocuklarının askerde olduğunu, bazılarının da çocuk okuttuklarını söyledi. Yurdakul, işçilerin bu tür ihtiyaçlarını gözeterek, tüm teşkilatlarında maddi yardım kampanyası başlattıklarını, bazı üye ve çalışanlarının bir yevmiyeleri ile kampanyaya destek verdiklerini söyledi. Program uygulanıyor... Laiklik çizildikten sonra, sıra sosyal devlete geliyor...Ancak, bu TİSK araştırması işsizlik artışında dünya ikinciliğine oturduğumuzu ortaya koydu. Zaten, yarattığı işten çıkarma dalgası ile 2001 krizi, işsizliği iyice arttırarak, ülke gündeminin en temel sorunlarından biri haline getirmişti. Bu dalga, cumhuriyet tarihi boyunca görülmemiş oranda “beyaz yakalıları” da vurdu. Bir türlü önem ve anlamı anlaşılamayan “mesleki ve teknik öğretim”, “imam hatip liseleri” tartışmasına kurban edilince, bu ortamda “genç işsizliği” de dramatik boyutlara ulaştı. Nitekim, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre açık işsizlik oranı yüzde 9.2 iken, bu oran içinde beyaz yakalı ve genç işsizlerin payı hızla artmakta. İlgililer de bu soruna çözüm bulmaktan vazgeçtiklerini nihayet açıklamışlardır. Bu “vazgeçme” pek tabiidir ki, hazindir. Ancak, hazin olmanın da ötesinde, “Çalışma, herkesin hakkıdır” ve “Devlet ... çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye elverişli ekonomik ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır” diyen anayasa maddeleri, ne olacak şimdi?.. Öte yandan, bunca işsizliğin üzerine “kemer sıkma” adı altında uygulanan ücret politikaları ile gelir dağılımında zaten söz konusu olan uçurum, daha da büyütüldü ve büyütülmeye devam ediliyor. Sosyal güvenlik sistemi ile ilgili yasa ise Meclis’in gündeminde; “kayıt dışı” ve “asgari ücretle” çalıştırmadan doğan devasa kaynak kaybına karşı hiçbir önlem getirilmeden, sistemin mevcut kaynaklarının, sermaye birikimini hızlandırmak için nerelerde kullanıldığı irdelenmeden, onu kara delik olarak tanımlayıp, sosyal güvenlik kurumlarının imkânları daraltılıp, hizmet kalitesi düşürülürken, özel sigortacılık ve sağlık kurumları özendirildi; özendirilmekte... Böylesine... Ama yetmiyor... Sırada kıdem tazminatı var . “La dolce in fine”, Türkçesi: Tatlı en sonda... CUMHURİYET 07 K