05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 MART 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER ŞİDDET ARAŞTIRMASI 3 Turhan Selçuk SÖZ ÇİZGİNİN MEDYA NOTU EMRE KONGAR Kadının hâlâ adı yok İstanbul Haber Servisi Arı Hareketi ve Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) işbirliği ile 6 ilde yapılan araştırmaya göre, kadın ya da erkek herkes şiddetle karşılaşıyor. Arı Hareketi ve KAGİDER ortaklığı ile yürütülen “Eşitlik İçin Nesiller Arası Köprüler Projesi” kapsamında Türkiye çapında İstanbul, Ankara, İzmir, Isparta, Eskişehir, Kocaeli olmak üzere 6 ilde “Kadına Yönelik Şiddet Araştırması” gerçekleştirildi. İnfakto Araştırma tarafından yapılan çalışmaya, 1625 yaş arasında, kadınerkek 654 kişi katıldı. Araştırmaya göre kadınlarla ilgili atasözleri arasında erkekler ve kadınlar tarafından en olumlu bulunan atasözü “Yuvayı dişi kuş yapar”. “Kadının saçı uzun olur, aklı kısa” atasözü erkeklerin yüzde 19.9’u tarafından doğru olarak tanımlanırken kadınların yüzde 5.8’i de bu atasözünü doğru bulduğunu ifade etti. Araştırmaya göre kadın ya da erkek herkes şiddetle karşılaşıyor. Araştırmaya katılan erkeklerin yüzde 70.9’u, kadınların yüzde 58.7’si “herhangi birinden kötü söz işittiğini” söylerken erkeklerin yüzde 48.6’sı, kadınların yüzde 28.7’si “herhangi birinden fiziksel şiddet gördüğünü” belirtti. Kadınların yüzde 34.4’ü babasından/ağabeyinden, yüzde 32.8’i anne/diğer aile büyüklerinden şiddet gördüğünü söyledi. Serdar Turgut’tan İki Makale Serdar Turgut, Akşam’da her gün iki yazı yazıyor: Biri başyazı, biri de kendi sütunu. 28 Şubat tarihinde yazdığı yazılarda çok önemli gerçeklere değinmiş olduğu için, bunların kısaltılmış hallerini siz okurlarımla paylaşmak istedim. Başyazısı “AKP Fakiri Sever” başlığını taşıyor: “…AKP’nin kitle desteğini kaybetmemesi için fakirliğin sürekli bir kitlesel yaşam biçimi halinde tutulması gerekiyor. Çünkü AKP’nin, fakirlere yardım, sadaka gibi davranışları, yönetim politikası ve ideolojisinin ana unsuru haline getirdiğini görüyoruz. Örgütlü yardımlarla yaşatılan fakirler, dini değerleri en kolay kabul eden kitledir. Çünkü din onlara yaşamın gerçeklerinden kaçış imkânını sağlıyor. Bu durumda parti hem kitle tabanını tutup ideolojisini de sürekli kılabiliyor… ...Bu durum AKP’ye müthiş bir hareket serbestisi veriyor. Onlar da bundan yararlanarak çok önemli değişiklikleri, dar gelirli insanların durumunu daha da bozacak ve yaşamını zorlaştıracak düzenlemeleri yapma cesaretini buluyorlar. Örneğin; son olarak kıdem tazminatının kaldırılması yolunda bir çalışma var. Bu konularda Türkiye’nin önde gelen uzmanı ve yazarımız Ali Tezel’in yaptığı tespite göre, bundan sonra sıra asgari ücretin kaldırılmasına da gelecek. Bu tür düzenlemeler, toplumda AKP’ye muhtaç fakir insanların durumunu kalıcı kılmanın yanı sıra yeni zengin zümresinin yaratılmasını da kolaylaştıracak…” İkinci yazısı “Faşizmin Kitle Psikolojisi” başlığını taşıyor: “Özellikle içinde bulunduğumuz dönemde Wilhelm Reich mutlaka tekrar okunması, üzerinde düşünülmesi gereken bir düşünür… …Faşizmin sadece belirgin bir ideoloji olarak bir siyasi parti veya kişide simgelenmiş bir düşünce olması gerekmiyor. Toplumun gündelik pratiklerine sinmiş, olağanın içine yedirilmiş, rutinleştirilmiş bir pratik de olabilir ki bu durum çok daha tehlikeli sonuçlara yol açabilir. Maalesef Türkiye’de sosyal ortam böyledir ve böyle olduğu için de bu toplumda bazı dönemlerde akıl almaz vahşetler patlayabilmiştir. Örneğin; bir futbol maçından sonra iki komşu şehrin birbirine girip onlarca ölüyle sonuçlanan bir savaş çıkabilmesi, bir oteldeki insanların orayı kuşatanlar tarafından yakılıp öldürülebilmeleri, bu tür patlama noktalarıydı. … Türkiye faşizmler konusunda son derece zengindir. Kadınlara örtünme zorunluluğunu getirmek isteyenler bir başka tür, örtülü kızlara zorla yasaklar getirenler ayrı tür, annelik içgüdüsüyle askerliğe karşı çıkanlara linç uygulayanlar daha da farklı, ayrı bir kategorideki faşistlerdir… Tüm bu faşizm bolluğundaki karmaşada, kendine rasyonel, abartılı düşüncelere dayanmayan bir hayat kurup yürütmeye çalışan insanlar ise mümkün değil rahat bırakılmazlar… …Ben son zamanlarda gündelik yaşamımıza bakarken 20’nci yüzyıla ait bir eski sloganı sıkça hatırlamaya başladım. ‘Ya sosyalizm ya da barbarlık’ diyordu bu slogan. Hâlâ daha geçerli ne yazık ki... Çünkü makul insanlara mutluluk verebilecek bir orta yol ne yazık ki bulunamadı. Üstelik ‘küçük insanlar’ faşizmde her zaman da çok mutlu ve her şeyin aynen, hiç bozulmadan sürmesi için uğraşıyorlar. Onlar faşizmler listemize yeni türler eklemek için düşünüyorlar sadece.” ??? AKP’nin dinciliğinin ekonomik, siyasal, toplumsal ve ideolojik temelleri anlatılmış bu yazılarda… Çözümün de ancak Sosyal Refah Devleti veya Sosyalizm olduğu açığa çıkıyor… [email protected]; www.kongar.org KÖŞEYİ DÖNME DÜZENİNE, ŞİMDİ “YENİ DÜNYA DÜZENİ” DİYORLAR... Yargıtay tarafından bozulan Mısır Çarşısı davasında 15 sanığın yeniden yargılanmasına başlandı 4 sanığa müebbet istemi Kaygılı bir 8 Mart sergisi ? Haber Merkezi 2002’de kurulan ve altısı yurtdışında toplam otuz dokuz sergi gerçekleştiren Anadolu Sanatçılar Derneği’nin kırkıncı sergisi 8 Mart’ta sanatseverlerle buluşturulacak. Dernek Sözcüsü Sadık Varer, 18 Mart’a dek Kartal’daki dernek binasında görülebilecek sergiyi özellikle bu yıl “kaygıyla” açtıklarını belirtiyor. Bu kaygının nedenini de, Pentagon stratejistlerinin dizayn ettiği “ılımlı İslam” projesiyle ülkemizde uygulamaya sokulan yeşil siyasetin, kadınları ortaçağın karanlığına sürmeye başladığına tanıklık ediyor olmalarıyla açıklıyor. (0 216 353 48 54) İstanbul Haber Servisi Yargıtay tarafından bozulan Mısır Çarşısı davası tekrar görülmeye başlandı. Eski mütalaasını tekrarlayan savcı, sosyolog Pınar Selek’in de aralarında bulunduğu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılmasını istedi. Eminönü’ndeki Mısır Çarşısı’nda meydana gelen ve 7 kişinin ölümü ve 127 kişinin de yaralanmasına neden olan patlamaya ilişkin haklarında daha önce verilen kararın Yargıtay’ca bozulması üzerine sosyolog Selek’in de aralarında bulunduğu 15 sanığın yeniden yargılanmasına İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmaya, tutuklu sanık Alaattin Öget ile tutuksuz sanık Abdülmecit Öztürk katılırken rahatsızlığı olan tutuklu sanık İsa Kaya ve Selek ile diğer 11 sanık ise duruşmaya gelmedi. Kaya’nın avukatı Ayhan Erdoğan, dosyada bulunan otopsi raporuna göre, Erdal Nayır’ın öldürülüş biçiminin anlaşıldığını ifade ederek, mahkemenin buna göre hüküm kurması gerektiğini bildirdi. Otopsiyi yapan, raporu veren ve olay yerinin krokisini düzenleyen görevlilerin mahkemede dinlenmesini isteyen Erdoğan, mahkemece tekrar keşif yapılmasını talep etti. Alaattin Öget de tutuksuz sanıklardan Kadriye Kübra Sevgi’nin halen nikâhlı eşi olduğunu ifade ederek, “Benimle evli olmasına rağmen Abdülmecit Öztürk ile yakınlaşmıştır. Benden intikam almak istiyor. Hakkımda 5 yıl sonra verdiği ifadenin hiçbir hukuki dayanağı yoktur” dedi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Nuri Ahmet ESKİ MÜTALAASINI YİNELEDİ Saraç da 28 Aralık 2005 tarihinde verdiği mütalaasını tekrar ettiğini, ancak o mütalaada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istediği Abdülmecit Öztürk’e, “yasadışı örgüte üye olmak” suçundan ceza verilmesi gerektiğini bildirdi. Savcı Saraç’ın atıfta bulunduğu mütalaada, diğer sanıklardan Pınar Selek, Alaattin Öget, İsa Kaya ve Kadriye Kübra Sevgi’nin, eski TCK’nin 125. maddesi uyarınca “devletin hâkimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya kalkışmak” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istenmişti. Dava sanıklarından 6’sına da çeşitli hapis cezaları verilmesini isteyen savcı, 5 sanığın dosyasının ise kesin hükme bağlanmadan ertelenmesini talep etti. Geçen yılın yürekli kadınları ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Kültür Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrencileri ile İstanbul’daki üniversitelerden 1000 kişi arasında yapılan anket sonucunda, toplumsal yaşama katkı sunan “2007’nin Yürekli Kadınları” seçildi. Ankete göre geçen yılın yürekli kadınları arasında, Isparta’da düşen uçakta yaşamını yitiren Prof. Dr. Engin Arık ve Prof. Dr. Fatma Şenel, Almanya’daki yangında iki çocuğuyla birlikte yaşamını yitiren Hülya Kaplan da bulunuyor. Öte yandan Yalova’nın Çınarcık Belediyesi, Türkiye’nin çeşitli kentlerinde okul, yurt ve huzurevi inşa ettiren emekli öğretmen Macide Alp’e “Yılın Kadını” ödülünü verecek. ŞARKICI İSMAİL TÜRÜT Müdüre ‘taciz’ tutuklaması ? ADANA (Cumhuriyet) Adana’da ilköğretim öğrencisinin, odasında kendisini taciz ettiği iddiası üzerine gözaltına alınan okul müdürü İ.G. tutuklandı. 8. sınıf öğrencisi H.Ö’nün (13) ailesinin şikâyeti üzerine, önceki gün taciz iddiasıyla gözaltına alınan ilköğretim okulunun müdürü İ.G, dün adliyeye sevk edildi. İ.G, mahkemede verdiği ifadesinde, okul içinde daha önce kız öğrencilerin kıyafetleriyle ilgili yaşanan sorun nedeniyle hakkında komplo kurulmuş olabileceğini ileri sürdü. Suçlamaları kabul etmedi HÜLYA KESKİN Gelinlerin ‘dayak’ katliamı ? Yurt Haberleri Servisi Afyonkarahisar’ın Salar beldesinde eşiyle imam nikâhlı yaşayan G. Polat (15) ile Sultan Karaaslan (25) adlı gelinler “sürekli dayak yediklerini’’ öne sürdükleri kayınvalideleri Fadime, kayınbabaları Mehmet ve Sultan Karaaslan’ın eşi İbrahim Karaaslan’ı öldürdü. Polise teslim olan G. Polat ile Sultan Karaaslan’ın, cinayetleri kayınvalideleri yüzünden işlediklerini belirterek, “Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Bir de çocuklarımızın başkalarından olduğunu, bizim kocalarımızı aldattığımızı söyleyince iş çığırından çıktı” dedikleri öğrenildi. Su zammı protestosu ? İstanbul Haber Servisi Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm BelSen) bünyesindeki “Su Hakkı Platformu” İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Ekim 2007’de su tüketim bedellerine yaptığı yüzde 134’e varan zammın geri çekilmesini istedi. İBB binası önünde bir araya gelen platform üyesi bir grup, “Su yaşamdır, yaşam hakkımız satılamaz” yazılı pankart açarak, “Ucuz, temiz su istiyoruz”, “AKP şaşırma, sabrımızı taşırma” sloganlarını attı. “Vatan satsa bir kişi anında bitir işi, Türk ve İslam güneşi batmaz Karadeniz’de” sözleri nedeniyle tepki çeken “Plan Yapmayın Plan” adlı türküyle ilgili açılan duruşmada İsmail Türüt ile Arif Şirin’in avukatı Ömer Yeşilyurt, dava suçunun oluşabilmesi için ortada bir suça ilişkin yargı kararının olmadığını belirterek müvekkilerinin vatanını sevmenin bedelini ödediğini iddia etti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Plan Yapmayın Plan” adlı türküyü seslendiren şarkıcı İsmail Türüt ve söz yazarı Arif Şirin ile katledilen gazeteci Hrant Dink’in katil zanlılarının görüntülerinin yer aldığı klibi hazırlayanlar hakkında “Hrant Dink cinayeti sanıklarının övüldüğü, halkın kin ve düşmanlığa tahrik edildiği’’ suçuyla açılan dava görülmeye başlandı. İstanbul Adliyesi’nde dün görülen duruşmaya sanıklar Türüt, Şirin, klip görüntülerine sahibi olduğu internet sitesinde yer veren Zeynel Abidin Mutlu ile Türüt ve Şirin’in avukatı Ömer Yeşilyurt ve Mutlu’nun avukatı Yusuf Sur katıldı. Duruşmaya tutuksuz sanık Hakan Öztekin ise gelmedi. Türüt ifadesinde, atıl suçu kabul etmediğini belirtti. Şirin de ülkesini, vatandaşlarını seven birinin yaşadığı kaygılarla bu şarkıyı yazdığını ve suçu kabul etmediğini söyledi. Avukat Ömer Yeşilyurt da bazı basın yayın organlarının müvekkilerine yargısız infazda bulunduklarını savunarak “Medya, her iki müvekkilimi aylar öncesinden yargılamış, elektrik direğine asmıştır. Müvekkillerime ‘faşist’, ‘şişirilmiş balon’ demişlerdir. Atılı suçun oluşabilmesi için önce suç, suçlu ve bunlar için de bir yargı kararı gerekir” dedi. Mahkeme heyeti, sanıkların duruşmalardan vareste tutulmasına karar vererek duruşmayı erteledi. CUMHURİYET 03 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle