29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 MART 2008 ÇARŞAMBA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB B B B B B 17 19 22 16 20 20 18 19 18 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B B B B B B B S PB 19 23 23 21 17 17 16 5 21 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B S S 23 22 21 21 17 17 8 10 4 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun batı kesimleri parçalı çok bulutlu, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Rüzgâr yurdun batı kesimlerinde güneybatıdan kuvvetli olarak esecek. Yurdun doğu kesimlerinde sabah saatlerinde sis görülecek. Hava sıcaklığı iç ve doğu bölgelerde 57 derece artacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo K 2 Helsinki K 1 Stockholm K 3 Londra B 10 Amsterdam Y 8 Brüksel Y 6 Paris Y 6 Bonn K 3 Münih PB 12 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB Y Y K Y Y Y Y K 6 11 12 6 7 7 14 18 4 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı K PB B Y B B B A A 2 13 6 21 18 21 12 25 23 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada iddialı söyleyelim, laik Cumhuriyetin geleceğini saptayacak bir karar verecek… Adamın umurunda bile değil. Dağları aşmış, engelleri yıkıp geçmiş bir İskender edasıyla, türbanın aldığı mesafeyi, çoğu gitti azı kaldı diye tanımlayabiliyor. Geride tek bir ifade kaldı: Karşıdevrimin adı türban! ??? Gün gelir bugünlerin hesabı sorulursa RTE’nin yanındaki sanık sandalyesinde oturacak kişi Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik olacak. Eğitimi olağan işlevinden ve işleyişinden yoksun bıraktığı, dinci bir kimliğin hizmetine verdiği için… Danıştay, ilk ve ortaöğretim kurumlarında verilen öğretimin adının din kültürü ve ahlak bilgisi olmasına karşın derslerdeki öğretimin içerik olarak din kültürü ve ahlak dersi olarak kabul edilmeyeceğine karar verdi. Bir hukuk devletinde, laik bir devlette yaşıyorsak, bu karar üzerine Milli Eğitim Bakanlığı’nın ne yapması gerekiyor? Derhal bu dersleri bugün uygulandığı gibi Müslümanlığın koşullarını öğreten din dersleri kimliğinden çıkararak, ders kitaplarını bu karar doğrultusunda yeni baştan düzenlemeye girişmesi gerekir. Bu, Godot’yu beklemek, bu bakanla olmayacak duaya amin demek gibi bir şey, bir düş! Bu bakan, bir zamanların Kenan Evren’ine benziyor. 1982 Anayasası’nda din derslerini zorunlu hale getiren evrensel Kenan Bey’e… Üstelik bu Milli Eğitim Bakanı; anaların babaların çocuklarının başuçlarında bir dua okumayacak kadar din bilgisinden yoksun olduğundan şikâyetçi olduklarını öne sürerek zorunlu din dersine gerekçe bulan evrensel Kenan Bey’den daha ileri aşamada. ??? Elbet günü geldiğinde Hüseyin Çelik’in Milli Eğitimi ne hallere getirdiği belgelerle açıklanacak. Bakan bugün dinci RTE’nin himayesinde dinci bir eğitim sistemi yaratmayı marifet sayıyor. Daha bugünden ortaya çıkan tanıkların açıklamaları, Hüseyin Çelik’in bakanlığı ne hallere getirdiğini belgeliyor. Uzun bir süre Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Başkanlığı görevini yürüten Prof. İrfan Erdoğan’ın son açıklamaları ne yazık ki toplumda ve siyaset dünyasında bir iz bırakmadan geldi geçti. Sadece Milli Eğitim Bakanlığı’nda değil, AKP iktidarları sayesinde devletin içine düştüğü karanlığı saptıyor. Erdoğan, “Orada (bakanlıkta) kendinden olmayanı dışlayan bir yapılanma var” diyor. Bu saptamayı şöyle açıyor “müstafi” Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı: “…(2002’deki) İlk hükümet döneminde eğitim adına yapmak istediklerimizi her şeye rağmen yapabiliyorduk… Ancak eylülden (22 Temmuz 2007’den) sonra şahsıma karşı ortaya çıkan direnmeler ve fazla müdahaleler beni rahatsız etmeye başladı. Oranın tek tip yapısında ben fazlalıktım…” Tabii bu “direnmeler ve müdahalelerin” tek hedefi kendilerinden olmayan Kurul Başkanı’nı istifaya zorlamaktı! Başarıyorlar ve şimdi Hüseyin Çelik, “kendinden olan” bir Talim ve Terbiye heyeti yaratmış olmanın kıvancını yaşıyor. Milli Eğitim Bakanlığı bir örnek: Tek millet, tek devlet der durur ya RTE; oysa demek istediği tek devlet, tek AKP kadrosu! PKK Irak’ta durdurulacak Sınırı koruma alanı genişletilecek, belli bir mesafeye yaklaştığı tespit edilen terörist gruplara gerekli teçhizatla ve yeterli personelle anında müdahale edilecek SERTAÇ EŞ ANKARA Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), bölücü örgüte yönelik yeni önlemler alıyor. Bu kapsamda Irak’ın kuzeyine yönelik sınır ötesi harekâtlarda da yaklaşım değişiyor. PKK’nin Türkiye’ye yönelik saldırıları öncesinde yoğun olarak kullandığı bölgeler baskı altına alınıyor. Örgütün bu bölgeleri kullanmasını engellemek amacıyla gerektiğinde özel kuvvet ve komando harekâtı yapılması planlanıyor. Irak’ın kuzeyindeki bölücü örgüt unsurlarına yönelik düzenlenen harekâtlarda önümüzdeki süreçte yeni yaklaşımların gündeme gelebileceği belirtiliyor. TSK’nin 1990’lı yıllarda bölgeye yaptığı sınır ötesi harekâtların büyük bölümünün ağır silahlı birliklerle gerçekleştirildiğine dikkat çekiliyor. Son harekâtta ise tamamen özel kuvvet personeli ve Jandarma Genel Komutanlığı’na bağlı özel harekât taburları yer aldı. Bu birliklerin özelliğinin her hal ve şartta terörle mücadele etmeye yönelik olduğu biliniyor. Birlikler teröristlere müdahale ederken beraberinde tank, top benzeri ağır silah götürmedi. Komando harekâtında kullanılabilecek teçhizatın dışına çıkılmazken ağır silah desteği ve hava desteği Türkiye’den sağlandı. nildi. TSK’nin son harekâtta olduğu gibi beklenmedik ve sürpriz özelliği taşıyan harekâtlara ağırlık vereceği, bununla da daha önce Türkiye’ye sızma, saldırma amacıyla “son toplanma merkezi” olarak kullanılan yerlerin “PKK açısından girilmesi sakıncalı bölgeler” haline getirilmesinin planlandığı kaydedildi. Bu kapsamda sınırın Türkiye’ye kısa sürede varılabilecek uzaklıktaki bölgelerine her an operasyon yapılabileceği değerlendiriliyor. TSK’nin bu anlamda sınırı sızmalara ve eylemlere yönelik koruma anlayışının kapsamı genişledi. Bu değerlendirmeye göre gözetlemeler sonucu sınıra belli bir mesafeye yaklaştığı tespit edilen gruplara anında gerekli teçhizatla ve yeterli personelle müdahale edilecek. Bu çerçevede sınırı koruma alanının genişletildiği belirtiliyor. GENELKURMAY BAŞKANLIĞI ‘Söylemler hainlerden fazla zarar veriyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, dün basın dışından TSK’yi hedef alan söylemlerin, Türkiye adına terörle mücadele eden ve şehitler veren bir kuruma haksız ve seviyesiz saldırılar olarak değerlendirildiğini belirterek “Siyasi kişi ve kurumlarla hiçbir zaman polemiğe girmek istemeyen TSK, 24 yıldan bu yana devam eden terörle mücadele sürecinde, ilk defa bu tür anlamsız saldırılara hedef yapılmak istenmektedir. Bu saldırılar TSK’nin terörle mücadele azmine, hainlerden daha fazla zarar vermektedir’’ görüşünü bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi internet sitesinde yayımlanan açıklama şöyle: “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 03 Mart 2008 günü düzenlediği basın toplantısında, Genelkurmay Başkanı tarafından, Irak’ın kuzeyinde icra edilen sınır ötesi harekât hakkında basın temsilcilerine detaylı bilgiler verilmiş ve kamuoyunda tartışma konusu edilen bazı noktalara açıklık getirilmiştir. Genelkurmay Başkanı ve diğer komutanlar basın ve kamuoyu önündeki açıklamalarını, en anlaşılır ve yalın bir dille yapmışlardır. Tüm bu iyi niyet ve şeffaflığa rağmen, 04 Mart 2008 günü basın dışından Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef alan söylemler, ülke adına terörle mücadele eden ve şehitler veren bir kuruma haksız ve seviyesiz saldırılar olarak değerlendirilmektedir... Türk Silahlı Kuvvetleri’nin maruz kaldığı bu tür saldırıların değerlendirilmesini, Türk milletinin engin sağduyusuna havale ediyoruz...” ‘Girilmesi sakıncalı bölge’ TSK’nin önümüzdeki süreçte, ŞırnakŞemdinli arasındaki sınırın Irak tarafında yer alan bölgede PKK’nin yerleşmesini kesinlikle önlemeyi planladığı öğre Operasyonun amacı TSK’nin bu yaklaşımıyla yalnızca terörist eylemleri değil, eylem planlarını da engellemeyi amaçladığı değerlendiriliyor. Son harekâtın tamamen bu amaca yönelik olduğu belirtilirken örgütün eylem beyni olarak da Zap bölgesi gösteriliyordu. Çukurca ve Şemdinli ilçelerinin güneyine denk gelen bölgeyi kapsayan Zap, Hakurk gibi bölgelerin bu anlamda sürekli TSK’nin kontrolünde olacağı örgütün bu bölgede eylem hazırlığı yapmasına olanak verilmeyeceğine dikkat çekiliyor. PKK’nin Türkiye’ye yönelik eylem planı ve hazırlığı yaptığı bu bölge uzun süredir yerleşime kapalı bulunuyor.TSK, sınır ötesi harekâta yetki verilmesinden bu yana bölgeyi tüm olanaklarıyla izliyor. KONFERANSA DTP KATILDI Yaşlılara eziyete rötuş Mersin’de Ziraat Bankası Özel İşlem Şubesi’nden emeklilik, yaşlılık, dul ve yetim maaşlarının dağıtımı sırasında izdiham görüntülerinin basına yansımasının ardından dün de yurttaşlar sabah erken saatlerden itibaren banka şubesi önünde toplandı. Bu kez banka görevlileri araya girerek yığılma olmaması için yurttaşları sıraya soktu. Uzun kuyruklar oluşurken, havanın güneşli ve sıcak olması nedeniyle bazı yaşlılar gölgelik yerlerde sıralarını beklediler. (ABİDİN YAĞMUR) AP’de ‘Türklük’ kavramı eleştirildi ÇİMEN TUNÇ BATURALP Dink cinayeti sanığı İskender, Hayal’in Mc Donald’s eylemini polise bildirdiğini söyledi ‘İhbar ettim, dalga geçtiler’ HİLAL KÖSE Gazeteci Hrant Dink cinayetini organize ettiği iddiasıyla yargılanan Erhan Tuncel’in, duruşma çıkışında, tutuksuz sanıklardan BBP eski yöneticisi Yaşar Cihan’a , “Sağ ol Yaşar abi senin sayende paşalar gibi yaşıyoruz” dediği belirtildi. Sanıklardan Ahmet İskender de Yasin Hayal’i McDonald’s’ı bombalamadan önce ihbar ettiğini ancak polislerin dalga geçtiğini belirtti. Dink’in katil zanlısı O.S., azmettirici Hayal, muhbir Tuncel’in de aralarında bulunduğu 19 sanığın yargılandığı davanın kameralı sistemle kaydedilen duruşması, yazılı hale getirildi. Hayal’e bir önceki oturumda “Dink cinayetinin Uğur Mumcu’nun öldürülmesi gibi sansasyonel olacağını düşünmemiştik” şeklindeki açıklaması anımsatılarak, herhangi birinin kendisine bir güvence verip vermediği soruldu. Tuncel ile “Dink cinayetinin Mumcu cinayetinden daha pasif kalacağı” kararına vardıklarını söyleyen Hayal “Gündemde kalırsa yakalanma ihtimalimiz daha çabuk olur, dedik’’ diye konuştu. Ortada terör örgütünün olmadığını söyleyen Hayal, “Bizi PKK ile karıştırdılar” dedi. Sanık İskender, “Dink’in öldürüleceğini neden polise bildirmediniz” sorusuna “Yakalasalar, yapmayacaktım dese, bırakacaklardı. Ben sonra Yasin’le nasıl uğraşayım” diye yanıtladı. Sanık Mustafa Öztürk, Dink cinayetinin Alperen Ocakları’nda planlandığı iddialarını eleştirerek, “510 dakika sohbet sırasında geçmiş! Trabzon’da 50 kişi arasında gayri ciddi konuşulmuştur” dedi. Tutuksuz yargılanan BBP Trabzon İl Başkanı Yaşar Cihan, Tuncel’in bir önceki duruşma çıkışında kendisine hitaben söylediği “Sayende paşalar gibi yaşıyoruz” şeklindeki sözlerini duymadığını belirtti. Cihan, Hayal’e yaptığı para yardımına ilişkin “İnsan bir yeri bombalamakla, insanlıktan çıkmaz” dedi. Sanık BBP MKYK yedek üyesi Halis Egemen, Dink ailesi avukatlarının Hayal ve Tuncel’e ilişkin “Her iki sanık da saldırıdan sonra sizden himaye görüyor” tepkisi üzerine, hata yapan gençleri topluma kazandırmak için yardımda bulunduğunu iddia etti. Muhafazakârlar ve Aile ? Baştarafı 2. Sayfada Yasa ‘birey’den söz ederken, din ‘topluluk’, ‘cemaat’ demekte, muhafazakârlık, liberal ekonomiyi içerirken kadının bireyleşmesini, özgürlüğünü aileyi kullanarak dışlamaktadır. Başbakan, “Batı’dan ilim değil ahlaksızlık aldık” derken aslında ‘kültür farklılığına’ işaret etmektedir. AKP topluma belli bir Müslüman kimlik kültürü ve ahlakı dayatmaktadır. Tüm dünyada din temelinin yükseldiği bilinmektedir. Savaş çağrısıdır bu. Barış isteniyorsa, tıpkı Atatürk’ün devriminin özü gibi; din paydası olmayan ‘insan olma’ kültürü benimsenmelidir. Başbakan’a göre “devlet laiktir, ama kişiler değildir”. Türk Yurttaşlar Yasası, Ceza Yasası ve anayasa hazırlanırken laik temellere dokunamaz. Kime dokunabilir? Kadınlara! Bu bir iktidar oyunudur. Kadınlar savaştan galip çıkan erkeklerin nimeti kıymetindedir artık. Dünyada ‘aile’ kavramı bireye indirgenmiştir. Ülkemizde ise aile, kadın üzerinden toplumun tutkalıdır, ahlakıdır. AKP’nin 2008 yılı için hazırladığı eğitici yapıtın adı “Toplumsal Cinsiyetin El Kitabı”dır! Toplumsal cinsiyet, aileyi kadınerkek diye ayrılan işbölümü çerçevesinde niteler. Yasalar ise eşitler arası çeşitli ilişki modelleri üreten yeni bir aile yapısı öngörür. Örtünme, ahlakı da garantilemez üstelik. Çünkü ahlak, özgür istenç temeline dayanır. Örtünmenin temelinde dinsel, cinsel baskı varsa düşünce serbest gelişemez, ahlaksal tutum zorlama ile bütünleşir. Ahlakın kaynağında özgürlük ve kişisel güç birikimi vardır. Ahlak dayatılan bir toplumda ahlaktan söz edilebilir mi? 8 Mart’ları, erkek kardeşlerin tüm işbirlikçi politikalarından uzakta, birey kadının insan olma özlemini duyumsayarak, böyle düşünerek kutlamak istiyorum, çok mu? BRÜKSEL Avrupa Parlamentosu’nda (AP) grupları olan üç partinin düzenlediği “Yeni Anayasa ve Kürt sorunu” konulu konferansa Türkiye’den bir tek DTP katıldı. Konferansı düzenleyen liberal, sosyalist ve yeşiller grubu adına konuşan Avrupalı ve DTP’li milletvekilleri, Türkiye’nin mecliste grubu olan diğer partilerden katılım olmamasını eleştirdiler. İki gün süren konferansı düzenleyen Avrupalı parlamenterler, yeni anayasada “Türklük” kavramının terk edilerek, etnik farklılık gözetmeyen bir vatandaşlık vurgusu yapılması gerektiğini açıkladıkları bir sonuç bildirisi sundular. Andrew Duff, Jan Marinus Wiersma ve Joost Lajendik’in görüşlerine yer verilen bildiride, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne, azınlık haklarına saygılı, etnik zenginliğini dikkate alan çözümler aranması gerektiği vurgulandı. Başkonuşmacı olarak davet edilen Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Türkiye’de son dönemdeki türban tartışmalarının siyasi enerjinin büyük bir kısmını harcadığını ifade etti. YIPRANMA PAYI KALDIRILDI SABANCI SUİKASTI HÜKÜMLÜ YERMEZ İFADE VERECEK Ercan Kartal davası dördüncü kez bozuldu HİLAL KÖSE Yasadışı DHKP/C örgütünün üst düzey yöneticilerinden Ercan Kartal’a “Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs” suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kararı, “yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması” nedeniyle bozuldu. Kartal’ın “Sabancı suikastı’’nın talimatını verdiği, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’e suikast girişimi iddiaları nedeniyle 14 yıldır tutuklu yargılandığı dava, dördüncü kez bozuldu. Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin bozma kararında, Kartal hakkında düzenlenmiş olan iddianamelerdeki her bir eylemin, savunmalar ve maddi kanıtlar çerçevesinde tutarlı bir biçimde tartışılarak, çelişkilerin giderilmesi gerektiği kaydedildi. Kartal’ı yargılayan mahkemenin Anayasa’nın 141., CMK’nın 34. ve 230. maddelerine muhalefet ettiği ifade edilerek, birleştirilen iddianamelerdeki eylemlerin kararda tartışılıp, değerlendirilmediği belirtildi. Yargıtay, sanık Fadime Baştuğ hakkında 5237 sayılı TCK’nın lehe kabul edilmesine karşın, eski TCK’nin 36. maddesiyle karma uygulama yapıldığını belirterek, yasanın bir bütün halinde uygulanması gerektiğinin gözetilmediğini kaydetti. Garih’in kan örnekleri Ergenekon sanığında İstanbul Haber Servisi Ergenekon terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında işadamı Üzeyir Garih’i öldürdüğü gerekçesiyle müebbet hapis cezasına çarptırılan Yener Yermez’in ifadesine başvurulacak. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Ümraniye’de ele geçirilen patlayıcılar sonrası başlattığı operasyon devam ediyor. Soruşturmaya ilişkin Üzeyir Garih cinayetini işlediği gerekçesiyle müebbet hapis cezasına çarptırılan hükümlü Yener Yermez’in de ifadesine başvuracağı öğrenildi. Örgüte yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınarak tutuklanan Doç. Dr. Ümit Sayın’ın evinde Üzeyir Garih cinayeti ile ilgili belge ve gazete haberlerinin çıktığı belirtildi. Bu belgelerin Garih cinayetine ilişkin adli tıp ve DNA raporları ile kan örnekleri olduğu ifade edildi. Savcılıkta bu konu hakkında sorgulanan Sayın, mahkemede, belge ve gazete haberlerinin kendisine ismini hatırlamadığı bir gazeteci tarafından verildiğini söylemişti. Soruşturma kapsamında emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün de aralarında bulunduğu 38 kişi tutuklu bulunuyor. İşadamı Üzeyir Garih’in 25 Ağustos 2001 tarihinde Eyüp Sultan Mezarlığı’nda bıçaklanarak öldürülmesinin ardından hakkında dava açılan Yener Yermez, Eyüp 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce müebbet ağır hapis cezasına çarptırıldı. Çalışanların haklarına tırpan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nda değişiklik öngören tasarıda, gazetecilerin de aralarında bulunduğu bazı işkollarında fiili hizmet zammını kaldıran madde, uzun süren tartışmaların ardından kabul edildi. AKP’li Altan Karapaşaoğlu başkanlığında toplanan komisyonda, “yıpranma payı”nın kaldırılmasına tepki gösteren CHP’li Mustafa Özyürek, “Örneğin, parlamentoda çalışan gazeteciler, bizimle gece yarılarına kadar çalışıyor. Biz ertesi gün 14.00’te geliyoruz, ama onlar sabah 09.00’da buradalar. Kazanılmış haklara dokunmak doğru değil” diye konuştu. Kabul edilen 25. maddeye göre, gazeteciler, milletvekilleri, PTT dağıtıcıları, infaz koruma memurları, Tarım Bakanlığı Zirai Mücadele ve Karantina Teşkilatı ile Veteriner Teşkilatı’nda görev yapanlar, Devlet Tiyatrosu sanatçıları, havayollarındaki uçucu personel, lokomotif makinistleri, gemi adamları, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası üyeleri de fiili hizmet zammından yararlanamayacak. Görüşmeleri, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi’nin yanı sıra, çok sayıda gazeteci izleyerek “sessiz” protesto etti. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle