29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 MART 2008 ÇARŞAMBA 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Sanat eğitimi veren en eski kurumumuz MSGSÜ 125. yılını kutluyor DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Mesut Bey’in düşleri... EGEMEN BERKÖZ Melih Cevdet’in Günlükleri Melih Cevdet Anday’ın zaman bulup da bir günlük yazacağını düşünemezdim. Yoğun yaşayan, çok yazan biriydi. 85 yaşına dek haftada iki gazete yazısı, şiirler, oyunlar, romanlar yazmıştı. Gazete yazıları bir araya getirilip ciltler dolusu kitaplar ortaya çıktığında ne denli büyük bir denemeci olduğu da bir kez daha anlaşıldı. Yazdığı her şeye bir felsefecinin sorgulayan, tartışan gözüyle bakması da ona ayrı bir değer katıyordu. Çağdaş edebiyatımızda benzeri bulunmayan bir kişilikti. Kimi anılarını kaleme aldığı “Akan Zaman, Duran Zaman” adlı kitabının ikinci cildini yazamamış olmasına çok üzülmüşümdür. Bu denli yaşam zengini bir yazardan daha öğreneceğimiz çok şey olabilirdi. Günlük yazacağını düşünmezdim dememin bir nedeni de, aslında onun gazete yazılarının da bir tür günlük niteliği taşımasındandı. Bu yazılarda, o günlerde gördükleri, okudukları, düşündükleri üstüne okurlarıyla sohbet ederdi. Zaman zaman gezilerini, hastalıklarını da bu yazılarda okurlarıyla paylaşır, ama hepsinin sonunda sözü getirip düşünceye, sorgulamaya vardırırdı. ??? “Bir Defterden” (Everest Yayınları) adlı günlüğünün ölümünden altı yıl sonra yayımlanmış olması, sevenleri için gerçek bir mutluluk. Yetmiş sayfalık kitabın düzenli tutulmuş gerçek bir günlük olduğunu söyleyebilmek zor. 1970’lerin ikinci yarısında (19761979) kimi günler aklından, içinden geçenleri bir deftere yazmış. Günlüğüne yazdığı kimi düşüncelerini sonra yazılarında kullandığı da anlaşılıyor. Ama yine de bulunmaz değerde satırlar var sayfaların arasında. Melih Cevdet, ürünlerinde, yazılarında, konuşmalarında kendinden söz etmeyi pek sevmiyor. Onun tutkusu sanata ve yeni düşüncelere ulaşabilmek. Bunun için yazıyor. Günlükte, okur için belki de en ilginç yan, yazarın kimi zaman kendinden, yapıtlarından, sorunlarından söz etmesi. Kitabın böyle ilginç yanlarından biri de, Melih Cevdet’in, dönemin CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ile ilişkisini aydınlatan bilgi ve belgeler içermesi: Ecevit, şiir kitabını imzalayıp Melih Cevdet’e yolluyor. Melih Cevdet, Ecevit’in şair kişiliği ve sanatsiyaset, yönetimözgürlük sorunları üzerine bir yazı yazıyor. Ecevit de kendisine daha sonra bu sorunlara partisinin yaklaşımını gösteren CHP programını gönderiyor. Bu ilişki, sonraki yıllarda Melih Cevdet için yaşamında önemli bir dönüm noktası olacaktır. Yazar, günlük yazmaya başladığı sıralarda, aynı zamanda bir depresyona (ruhsal çöküntü) sürüklenmiştir. Sık sık uykusuzluktan, sinirlilikten yakınmaktadır. 1979’da Ecevit başbakan olduğunda Melih Cevdet’i UNESCO Genel Merkezi’ne kültür müşaviri olarak atar. Paris’te geçirdiği iki yıla yakın zaman, yazarın yaratıcılığında yeni bir dönüm noktası olacaktır. “Sözcükler” dergisinin 2. sayısında yayımladığım Abidin Dino’ya yazdığı mektuplar, o sırada 65 yaşında olan Melih Cevdet’in Paris dönüşü nasıl yeni bir hayat kurma heyecanıyla dolu olduğunu bütün açıklığıyla yansıtır. ??? Günlükte, yazarın, “İnsan iyi midir, değil midir?”, “Tanrı inancı”, “emek”, “uygarlık”, “demokrasi”, “sosyalizm”, “sanat”, “mutluluk”, “neşe” gibi kavramlar üzerine yaklaşımları, üzerinde düşünülmesi gereken önemli başlıklar. Ocak 1977’de yazdığı şu satırlar ise sanki bugünün dünyasını tanımlıyor: “Halktaki mal mülk edinme tutkusunu gözlemledikçe umutsuzluğa düşüyorum. Bunun yerine ahlaksal tutkuları geçirecek bir yönetim de artık gelmeyecektir. Çünkü bütün partiler, insanlarımızın maddi ihtiyaçlarını ele alıyorlar. Ona sığınıyorlar. Yalnız bizde mi? Belki de dünyamızın krizi bu. Açgözlülükten yıkılmıyoruz. Burjuva sınıfının dünya çapındaki sömürü düzeni doğurdu bu sonucu.” [email protected] nceki gün Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin, üniversite öğrenciliği yıllarımdaki adıyla Güzel Sanatlar Akademisi’nin 125. Kuruluş Yıldönümü Töreni’ni izledim. MSGSÜ Devlet Konservatuvarı Opera Anasanat Dalı öğrencilerinin söylediği İstiklal Marşı’yla başlayan törenin en önemli bölümü, bence, 125. yıl dolayısıyla düzenlenen beste yarışmasında birinciliği kazanan yapıtın dünya ilkçalınışının yapıldığı dakikalardı. Üniversitenin rektörü, heykel sanatçısı Prof. Rahmi Aksungur’un açılış, Prof. Dr. Zeynep İnankur’un da fotoğraflar eşliğinde, Türkiye’nin sanat eğitimi veren bu en eski kurumunun tarihini özetlediği konuşmalarının ve son bir yıl içinde sanat ve bilim alanlarındaki başarıları nedeniyle ödül almış toplam 105 öğretim elemanı, mezun ve öğrenciye teşekkür plaketlerinin verilmesinin ardından, sıra konsere gelmişti ki sahneye üniversite konservatuvarının müdürü, değerli opera sanatçısı Prof. Mesut İktu çıktı. Mesut Bey, bir yandan konser için sahne Ö Mesut İktu (solda) ve dünyada bir üniversite için yazılmış ilk senfoninin ilkçalınışının ilk anı (üstte). düzeni kurulurken yarışmanın öyküsünü anlattı. Bir yıl önce böyle bir yarışmayı düşleyişini, parasal destek arayışlarını, bulunan sponsorun bir hafta önce vazgeçmesinin yarattığı sıkıntıyı ve bu sıkıntıyı Sayın Asım Kocabıyık’ın desteğiyle aşmalarını biz izleyicilere de yaşattı. Başka düşleri de var Mesut Bey’in: 126. yıl törenine yarışmayı kazanan yapıtın yoğunçalarını hazırlamak, daha ilerde de bir senfoni orkestrası kurmak, uluslararası bir keman yarışması düzenlemek gibi... Sıra konservatuvar orkestrasının yarışma birincisi “Bir Senfonik Tarihçe” adlı yapıtı seslendirmesine gelmişti. Yarışmanın birincisi Nejat Başeğmezler’e 10.000 YTL ’lik ödülünün sunulmasının ardından, öğrencilerden oluşan orkestra, seçici kurul üyelerinden, Prof. Gürer Aykal’ın yönetiminde, Başeğmezler’in Andante (1883 1936 Osman Hamdi Bey), Adagio (1936 – 1982 Akademi) ve Allegretto (1982 2008 Üniversite) adlı üç bölümden oluşan senfonisini başarıyla seslendirdi. Burada, seçici kurulun diğer üyelerinin Prof. İlhan Usmanbaş (başkan), Prof. Rahmi Aksungur, Prof. Mesut İktu, Prof. Yalçın Tura ve Prof. Erol Erdinç; yapıtın yaratıcısı Başeğmezler’in ise, besteciliğinin yanı sıra, Bilkent Üniversitesi Konservatuvarı’nda hoca ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın da viyola grubunun üyesi olduğunu eklemeliyim. Konserden sonra, “Güzel Sanatlar Fakültesi Mezunlar 2007 Sergisi” ile “Geçmiş Zaman Fotoğrafları / Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin 125. Yılına Armağan” başlıklı bir kitapta da toplanmış olan, kurumun geçmişinden değerli fotoğrafların yer aldığı “Baykuşun Gördükleri Sergisi” gezildi. Sergilerin açılışında da 50 yıllık mezunlara şükran plaketleri sunuldu. 125. yıl kutlamalarının ilk günü, akşam yapılan Akademi Özel Ödülleri töreniyle sona erdi. Üniversiteye değişik biçimlerde büyük destek veren Sayın Asım Kocabıyık, Türkan Sabancı, Oya Eczacıbaşı ve Doğan Hızlan’a ödüllerinin sunulmasının ardından, üniversite konservatuvarının Yaylı Çalgılar Dörtlüsü’nün küçük bir konseri izlendi. Kutlamalar bu akşam 17.00’de MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde açılacak olan, müze koleksiyonundan seçilmiş yapıtların yer aldığı “Bir Seçki İki Sergi: 70 + 70” başlıklı sergiyle sürecek. Galerist’te iki yeni sergi Kültür Servisi Galerist’te cumartesi akşamı Yeşim Akdeniz Graf’ın “Rahat Kültürün Işığında” ve Mustafa Hulusi’nin “İznikKıbrısLondra” adlı sergilerinin açılışı yapıldı. Çalışmalarını Almanya’da sürdüren genç sanatçı Graf, Galerist’teki ikinci kişisel sergisinde kartondan kesilmiş formlar, parlak pullar, çeşitli kağıtlar, akrilik ve yağlıboya kullandığı karışık teknik yapıtlarında sanatsal yaklaşımı çerçevesinde oluşturduğu “kurmaca’ toplum kesimi”ni yansıtıyor. Mustafa Hulusi’nin geometrik soyutlama, dinsel sanat ve sanatçının kişisel geçmişi gibi üç ayrı öğeyi birbirinin içinde eriterek kullandığı sergisi “İznikKıbrısLondra”da 29 Mart’a dek Galerist’te görülebilir. (0 212 244 82 30) ‘Arya ve Dans’ aynı sahnede... Kültür Servisi Türkiye’nin ilk özel opera topluluğu ile ilk profesyonel dans tiyatrosu topluluğu aynı sahnede buluşuyor. Ars Nova (yeni sanat opera topluluğu) ve Gülüm Pekcan Dans Tiyatrosu, ortak çalışmaları “Arya ve Dans” ile bugün saat 20.00’de Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi Salonu’nda sahneye çıkacaklar.. Yönetmenliğini Till Schult’un yaptığı gösteride, Banu Schult aryaları seslendirirken, Gülüm Pekcan da danslarıyla görsel bir şov yapacak. Ayrıntı İTÜ Vakfı burs etkinlikleri ? Kültür Servisi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı öğretim üyeleri, mezunları ve öğrencilerinden oluşan “Avaze” Klasik Türk Müziği Kadınlar Topluluğu İTÜ öğrencilerine burs sağlamak amacıyla İTÜ Maçka Yerleşkesi Mustafa Kemal Salonu’nda cuma günü saat 20.00’de bir konser verecek. İTÜ Vakfı Sosyal ve Kültürel Hizmetler Komitesi’nin düzenlediği ‘Cumhuriyet Dönemi Bestecileri’ konserinde topluluk, dönemin seçkin bestelerini yorumlayacak. (0 212 243 27 33) Hayalindeki kenti çiz ? Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencileri Kocamustafapaşa Toplum Merkezi’ndeki çocuklara gönüllü resim öğretmenliği yaptı. ÖZGE KESKİN K Â M İ L M A S A R A C I K Ü L T Ü R ? Ç İ Z İ K imar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) öğrencileri 2 Mart Pazar günü Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile birlikte ortak bir çalışma yaptı. MSGSÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Metropolis Kent İnceleme Kulübü (MEKİK) üyesi öğrenciler, SHÇEKÇağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Çağdaş Çocuk Tiyatrosu ve Kocamustafapaşa Toplum Merkezi’ne giderek 812 yaş arası çocuklara resim dersi verdiler. Hayal ettikleri, yaşamak isteyecekleri şehri çizmeleri istenen çocuklar hem eğlendiler, hem de üniversiteli öğrencilerle sohbet etme fırsatını yakaladılar. Etkinliğin gerçekleştirilmesine öncülük eden MSGSÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğrencisi ve MEKİK üyesi M Kerem Ekinci, ilk defa yaptıkları bu çalışmayı sürekli hale getirmek istediklerini ve ileride yaşlılarla da bu tür çalışmalar yapacaklarını söyledi. Ekinci “Üniversiteli gençler olarak hem böyle bir sosyal sorumluluk çalışmasında yer alarak yeterli imkânlara sahip olmayan bu çocuklarla ilgilenmek istedik, hem de onlardan yaşamak istedikleri şehri çizmelerini isteyerek şehir planlamacılar olarak mesleğimizde de bize yararlı olacak bir faaliyet gerçekleştirmiş olduk” dedi. Gitar, bağlama, keman, org, tiyatro, modern dans, el sanatları ve İngilizce kurslarının düzenlendiği, okumayazma derslerinin verildiği, 7’den 70’e her yaştan insanın yararlanabilildiği Kocamustafapaşa Toplum Merkezi sorumlusu Dahi Kıday, merkezde 50’ye yakın eğitmen ve öğretmenin gönüllü olarak çalıştığını, 20072008 yılında 800 çocuk, genç ve yetişkinin eğitim aldığını belirtti. CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle