03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 MART 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ BASIN dishab?cumhuriyet.com.tr 11 DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ Dünya finans piyasalarındaki fırtınalardan etkilenen “söğüşçüler” şimdi de karşı oldukları devlete çağrı yapıyor Krizin faturasını halk ödüyor Prof. Dr. ELMAR ALTVATER ünya pazarındaki fırtına”nın şiddetine maruz kalan Alman bankası IKB gibi bazı finans kurumları çatırdıyor ve sallanan temelleriyle ortalıkta öylece bekleşiyorlar. Şimdi de seçkin “bankokratlar” (Marx), tıpkı sıradan “borsacı güruhu” (1825’te İngiltere’deki “kriz” sırasında bir Alman gazeteci böyle diyordu) gibi, devlete çağrılar yapıyor. Oysa daha dün, tüm neoliberallerin çılgınca alkışları eşliğinde, aynı devlet, liberalleştirilmiş finans piyasalarına müdahale edeceği siyasal gücü elinden almak için deregüle edilmişti. Finans piyasasının “dünya krizindeki” bu fikir değişikliğinin nedeni gayet açık: Borsadaki yaz aylarının tatlı rantları herkesle paylaşılmak istenmiyordu ve devletin vergi için terbiyesizce uzattığı elden Kont Adam von Liechtenstein’ın özel bölgesine kaçıldı. Ama artık bir varolma veya yok olma sorunu söz konusu: Bu Hamlet tarzı açmazda, Deutsche Bank’ın Ackermann tipindeki yöneticileriyle Atlantik ötesindeki Soros’lar, meydana gelen ve gelecek olan zararları toplumun karşılamasını talep ediyorlar. Afganistan Çıkmazında Birleşik Devletler ve ‘koalisyon’ güçlerinin Irak işgalinin beşinci yılında. Bush’un hâlâ zaferden söz etmesine karşın tam bir hezimete uğradığı biliniyor. Afganistan’da uluslararası toplumun BM, ABD, NATO ve AB destekli askeri müdahalesinin radikal İslamcı Taliban rejimine karşı 2001 yılında başlattığı askeri müdahalenin kaderi de ne yazık ki Irak’tan farklı değil. Taliban rejiminin devrilmesi, bu coğrafyada üslenen El Kaide’nin ağır yara almasına karşın terörist destekli radikal İslamcılar müdahalenin yedinci yılında ülkenin özellikle doğusu ve güneyinde yer alan Peştu bölgelerinde direncini sürdürmektedir. Fransız Le Monde gazetesinin konuyla ilgili başyazısında altını çizdiği gibi Afganistan’da savaş bir yandan kaldığı yerden devam ederken öbür yandan afyon üretimi, devleti sarıp sarmalayan yolsuzluklar da tüm hızıyla sürmektedir. Yüze yakın sivil toplum örgütünün yer aldığı ‘Akbar’ ajansı tarafından yerinde hazırlanan rapora göre bunda Afganistan’a yapılan ekonomik yardımlarda görülen aksaklıkların büyük payı bulunmaktadır. Zira yapılan yardımların büyük bölümü plansız, programsız dağıtılarak çarçur edilmekte, deyim yerindeyse kapanın elinde kalmaktadır. Bu ise kolaylıkla anlaşılacağı gibi yüzde 90 oranında dış yardımla yaşamak zorunda olan Afgan halkının uluslararası toplum güçlerine güvenini ciddi biçimde sarsmakta, buna karşılık, belki de radikal İslamcıların yeniden güç kazanmasına neden olmaktadır. Yardım konusunda bir başka olumsuzluk ise uluslararası toplumun yardımlarla ilgili taahhütlerini tam olarak yerine getirmemesidir. Nitekim 2001 yılından bu yana taahhüt edilen yirmi beş milyar doların bugüne kadar on beş milyarlık bölümü sağlanabilmiştir. Kalan on milyar doların ne zaman devreye gireceği ise bilinmemektedir. Halkın ihtiyaçlarına harcanan günlük 7 milyon dolara karşılık, günlük askeri harcamalar yüz milyon dolar düzeyindedir. Uzmanlar, sorunun salt askeri güç kullanımıyla çözüme ulaştırılamayacağı konusunda hemfikirdir. Üstelik Birleşik Devletler ve NATO üyelerinden tüm ısrarlarına ve yakınmalarına karşın ek muharip güç sağlamakta zorlanmaktadır. Kâbil yönetimi, ayrıca, 2001’den bu yana taahhüt edilen 25 milyar doların gerçekleşen on milyar dolarının sadece yarısının sağlandığından da yakınmakta, kalanının nereye harcandığından habersiz olduğunu ileri sürmektedir. Oysa yardımların neredeyse üçte ikisinin nereye gittiği kimsenin saklısı değil. Gerçek şu ki, yardımların önemli bir bölümü ülkenin yeniden yapılanmasına değil, yardımı yöneten yurtdışındaki danışmanların ücretlerine, dağıtımı gerçekleştiren taşeronlara ve kuşkusuz gemi azıya alan yolsuzluklara gitmekte, böylece bir bakıma yardımlar önemli bir bölümüyle yeniden yardımı yapanlara geri dönmektedir. Bir başka önemli sorun NATO’nun, Taliban’ın özellikle Doğu ve güney bölgelerinde şiddetlenen direncinin kırılması için daha fazla sayıda en az 6 bin ila 10 bin ek muharip güce olan acil talebiyle ilgilidir. Ancak bu kolay üstesinden gelinecek gibi görünmemektedir. Zira üyeler askerlerinin daha çok çatışma bölgelerinden uzakta konuşlandırmasını tercih etmektedirler. Nitekim Kanada, tehlikeli çatışma bölgelerinde görev üstlenen 2500 askeri için endişelenmekte, en az bin kişilik ek muharip takviyenin sağlanamaması durumunda 2009’da bölgeden çekileceğini ileri sürmektedir. Bu yüzden ABD ve NATO 24 Nisan 08’de Bükreş’te düzenlenecek toplantıda üyelerinden ek muharip güç sağlanmasını talep edecektir. Amerikan taraftarlığında neredeyse İngiltere’yi sollayan Sarkozy’nin Fransa’sı, yeniden NATO’ya dönüş politikası uyarınca şimdiden Afganistan’daki 1500 askerini ek 1000 kişilik bir muharip güçle takviye etme konusunda kararlı görünmektedir. Ancak sorun Fransa’nın askerlerini Kanada askerleri gibi tehlikeli bölgelere gönderip göndermeyeceği konusunda düğümlenmektedir. Ne var ki, Fransa’da bazı generallerin askerlerin çatışma bölgelerinde görev almalarına karşı olduklarını açıklamaları, sorunun yine de tam olarak aşılmadığını göstermektedir. Durum Ankara için daha da zordur. Amerikan Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin Türkiye’ye babasının hayrı için uğramadığı kimse için sır değildir. ABD ve NATO Türkiye’den de bu kez ‘muharip’, yani Taliban’la savaşacak asker talep etmektedir. Bu ise neresinden bakılırsa bakılsın çok yönlü riskleri de beraberinde getirecektir. Komutanlar muharip asker gönderilmesine karşı olmakla birlikte, bu konuda nihai kararın iktidarın ve Meclis’in yetkisinde olduğu görüşünü ileri sürmektedirler. Dahası AKP lideri de muharip asker gönderilmesine karşı olduğunu açıklamıştır. Buna karşılık Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın önce ve şimdi söylediklerine bakılırsa Ankara’nın ABD ve NATO’nun acil asker talebine fazla direnme şansının bulunmadığını ortaya koymaktadır. Ancak AKP’lilerin, tıpkı tezkere olayında olduğu gibi askerin, köktendinci de olsa Müslüman Taliban’la çatışmaya girmesini, olası asker kayıplarının (*) ağır sorumluluğu da göz önüne alındığında, içlerine sindirmeleri yine de kolay görünmemektedir. (*) NATO güçlerinin sadece 2007 yılındaki kaybı 8000’dir. Le Novver, Obsenvatruz, Vincet Sevvert 27 Mart 2008 “D Kriz kimi etkiliyor Özel spekülatörler, “yabancı mülkiyetin dev bölümlerine komuta ediyorlar ve bu yüzden, riskli işlere, kendi derilerini pazara taşıma durumundan çok daha fazla eğilimlidirler” (Marx). Eğer bu iş çevirmeler kötü sonuç verirse, toplumsal güç, bir şantaj potansiyeli olarak kullanılmaktadır. Tıpkı IKB’de olduğu gibi, acaba devletin bu milyarlık zararları üstlenmesi, “iktisat bilgelerinin” de aynen düşündüğünü biliyoruz, çok mu daha “ucuz”a gelir? Yani sıradan vergi yükümlüsünün kanını emmek mümkün mü, buna izin var mı? İyi de IKB’nin çökmesi halinde, yatırdıkları, iflas masasında kaybolacak olanlar kimler? Soru, demokrasinin özünü oluşturan bir soruna da dokunuyor: Tüm yurttaşların vergilerini finans kumarbazlarının yararlanacağı şekilde yeniden dağıtmak meşru mudur? “Memorandum Gruppe”deki gibi eleştirel bilim adamları bile söylüyor: Finans krizinin reel ve dolayısıyla toplumsal sonuçlarını “üstten bir bakışla görmek çok zor”. Hatta yine aynı gruba göre, bazı avantajlar bile mümkün, çünkü bankalar “spekülatif olmayan klasik kredi işlerini yeniden keşfetmektedir”. Olabilir, mümkündür, ama bu iş ABD’deki Fed’in kurduğu türden altın köprüler olmadan yürümez. Avrupa Merkez Bankası hâlâ değersiz kâğıtları devralmaya direnirken Fed, Amerikan Merkez Bankası’nın paracıklarını batık “subprime” kredileri karşılığı özel sektöre veriyor. Ama küresel finans sisteminin bu sıkıntılı durumdan çıkmasına yardımcı olmak için zararların toplumsallaştırılması yönündeki baskı olağanüstü boyutlarda. Dünya ekonomisinin likit dolara boğulması, bu paranın sadece ABD dışındaki değerinin düşmesine yol açmakla kalmıyor, ayrıca ABD’deki enflasyonu da kışkırtıyor ve bu durum, büyük dolar deposu konumundaki ülkeleri de 22 Mart Guardian ‘Hollandalı sağcı lider alenen ırkçılık yapıyor’ H ollandalı televizyon ? Hollandalı Yahudi televizyon sunucusu, Kuran’ı eleştiren taktığı bir tür başlık) ile başörtüsü yapımcısı ve program arasında bir fark yoktur. filmi nedeniyle tepki çeken sağcı siyasetçi Wilders’in sunucusu Harry de Winter, Hollanda’daki Müslümanlarla Müslümanlar hakkında söylediklerini Yahudiler hakkında aşırı sağcı Özgürlük Partisi konuştuğumda, çoğunun dinle söyleseydi çoktan cezalandırılmış olacağınıbelirtti. (PVV) lideri Geert Wilders’ın, ilgilenmediğini görüyorum. Kuran’ı eleştiren “Fitne” adlı Ama son dönemde Wilders filmi ve Müslümanlar yüzünden çoğu bir davayı hakkındaki açıklamaları üzerine en somut gerekçesini şöyle anlattı: Biz Yahudiler, bu savunmaya çalışıyor. Ya korkarak ve en sert tepkiyi gösteren isim oldu. çeşit eleştirilerin nerelere kadar dolaşıyorlar ya da sertleşip Hollanda’daki bir Yahudi örgütünün gidebileceğini herkesten daha iyi biliriz. radikalleşiyorlar. Geçen hafta benim için başkanlığını da yürüten Winter, ülkenin Wilders, Müslümanların cezalandırılması bardağı taşıran son damlaydı. Wilders, her önde gelen gazetelerinden sol eğilimli De gerektiğini ve “Kuran’ın faşist bir kitap Müslümanı aynı kefeye koyuyor ve bu Volkskrant’a bir ilan verdi. Gazetenin olduğunu” iddia ediyor. Bir zamanlar tehlikeli bir şey. Bunun yanında birinci sayfasında yayımlanan ilanda şöyle Yahudi soykırımı bu şekilde, bazı Müslüman cemaati de terorizme karşı açık denildi: “Eğer Wilders, şu anda konuların genellenmesiyle başlamıştı. bir şekilde tepkisini dile getirmeli. Son Müslümanlar ve Kuran hakkında Onun için Yahudi cemaatinin daha yüksek dönemdeki bu gelişmelerle ilgili olarak söylediği şeyleri, Yahudiler ve Tevrat bir ses çıkarmasının zamanı gelmişti. Eğer bütün Yahudi cemaatinden destek görmeyi hakkında söylemiş olsaydı, çoktan şu anda Yahudiler veya İsrail hakkında bir umut ediyorum. En azından bu böyle tepkilerin odağı olmuş ve ‘antisemitizm’ şey söylersen doğrudan antisemitizm olmalı. Biz böyle bir konuda başkalarının (Yahudi düşmanlığı) yaptığı olarak algılanıyor ve yaptırımla karşı anlayamayacağı kadar hassasız. gerekçesiyle cezalandırılmıştı.” Winter, karşıya kalıyorsun... Bu adalet Flamancadan çeviren: Yusuf Özkan (De Volkskrant’ın birinci sayfasında duygusunun gelişmiş olması güzel bir şey Volkskrant, Hollanda 26 Mart) yayımlanan bu dikkat çekici ilanın ama, benim için bir kipa (Yahudilerin biçimde etkilenmektedir. bitmiş durumda. Tabii pokerden farklı olarak, borsa oyununda merkez bankası devreye giriyor ve oyuncuları yeni oyun paralarıyla donatıyor. Böylece, kredi enflasyonu fiyat enflasyonuna dönüşüyor. Merkez bankaları ve devletin denetleme kurumları bunu engelleyemediler, zaten engellemek de istemiyorlardı. Bunun yerine fiyat enflasyonuna karşı sert önlemler alacaklarını ilan ediyorlar. Reel gelirlerin erimesini engellemek için dile getirilen ücret taleplerinin önünü, Avrupa Merkez Bankası, faiz politikalarıyla kesmek istiyor. Spekülasyon çorbasını kaşıklayıp bitirecek olanlar, bunun tatsızlığında hiç suçu olmayanlardır. Eğer zararları vergi yükümlüleri karşılayacaksa, bunlar, örneğin bankaların kamulaştırılması veya devletleştirilmesi üzerinden, ilgili kurumları da denetleyebilmelidir. Çünkü aşırı spekülatif işlerin yasaklarla veya pahalılaştırarak durdurulması gerekiyor. Finans piyasalarındaki yüksek rantlar için de diğer gelirler için ne ise o geçerli olmalıdır: Vergi ödeme yükümlülüğü, yoksa vergi kaçakçılığı değil. Almancadan çeviren: Osman Çutsay (Freitag dergisi, Almanya, 28 Mart 2008) ilgilendiriyor: Japonya ve özellikle Çin. Tibet’te şu sıralardaki huzursuzluk, muhtemelen Çin’e karşı halen süren kampanya ve böylece bu ülkenin döviz rezervinde yatan 1000 milyar dolarını elden çıkarmasını engellemek için kullanılıyor. Öyle bir durumda imaj kaybı çok büyük olurdu. Doların değer kaybı her halükârda OPEC’in de gündemine girecek ve petrolün karşılığını dolar değil, Avro veya başka paralar cinsinden faturalamak isteyenleri meydana çıkaracaktır. Dolardaki erimeye karşı bir sığınak bulunmuyor. Avrupalı ihracatçılar da, korunaksız kalarak, tökezleyen bu paradan bir Merkez Bankası devrede Geçen yılların fiyat deflasyonu, “yenilikçi” bir tarzda bir sürü kurgusal sermaye üretildiği zaman, devasa bir kredi enflasyonuyla bağlantılı idi: Az ya da çok batık krediler desteler halinde birbirine bağlanıp, kredi sigortaları, değerli kâğıt garantili teminatlar ve kârlı satış aracılığıyla her türlü saydamlıktan uzak “assets”e çevrilerek... Ama şimdi bu kredi enflasyonu, tıpkı oyuncuların kartlarını açmak zorunda kaldığı poker elinde olduğu gibi, Dosya Ne 2007/6814 E. Bir borçtan dolayı satılmasına karar verilen Balıkesir ili Karamanköy parsel 1455, miktarı: 9580 m2, cinsi: kârgir tavuk kümesi bulunan tarladır. Hissesi tamdır. Karamanköy’e gidişte anayolun sağında tavuk çiftliği ve bakıcı evidir. Kümes tek katlı yığma tarzda yapı alanı 1200 m2’dir. Bakıcı evi 2 katlı betonarme tarzdadır, alt katı depo, ardiye, üst katında 3 oda, mutfak, salon, banyo, WC bulunmaktadır, takribi taban alanı 81 m2, toplam alanı 162 m2’dir. Depo tek katlı tarzdadır, takribi alanı 60 m2’dir. Muhammen Değeri: 295.000,00 YTL Satış Şartları: 1 Satış 06.05.2008 Salı günü 11.001110 saatten arasında Balıkesir 2. İcra Müdürlüğü’nde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 16.05.2008 Cuma aynı saatte ve yerde ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve giderleri alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir 2 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri gerekir, aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ile satış ilanının tebliğ edilemeyen alakadarlara İİK 127. md. göre tebliğ yerine kaim olacağı ilan olunur. 20.03.2008 (İİK m. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 1716 BALIKESİR 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN SATIŞ İLANI ESAS N1O: 2006/14 SATIŞ Antalya Merkez, Çığlık Köyü, 237 ve 238 No’lu parselde kayıtlı taşınmazlarda, Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1997/2522 esas, 2002/1172 karar sayılı kararı gereğince, tarafların ortaklığının satış sureti ile giderilmesine karar verilmiş olmakla satılacaktır. Satışa konu taşınmaz, Antalya Merkez, Çığlık Köyü, 237 No’lu parselde kayıtlı olup 19900 m2’dir. Tapu kaydında cinsi tarla olarak belirtilmiştir. YeniköyÇığlık asfalt yolunun üzerinde yer almaktadır. Parselin güneyinde 30 mt’lik imar yolu geçmektedir. Bulunduğu yere elektrik, su ve telefon hattı getirilmiştir. Topografik yapısı düzgündür. Üzerinde yapı ve tesis bulunmamakta, boş tarla durumundadır. İMAR DURUMU: Satışa konu parsel, imar planına göre ayrık nizamda, (E=0.20 / 0.40 Emsalli) 2. katlı bina inşaatına müsaittir. Yol ve komşu mesafesi 5.00 / 3.00 / 3.00 mt’dir. Parselin arsa m2. değeri 30,00YTL olarak belirlenmiştir. Parsel tapu kaydındaki tüm şerhlerle yükümlü olarak satılacaktır. Antalya Mrk., Çığlık Köyü, 237 No’lu parselde kayıtlı taşınmazın, bulunduğu mevkii, imar durumu, mahalli alımsatım rayiçleri dikkate alındığında, değeri: 597.000,00YTL ’dir. Satışa konu taşınmaz, Antalya Merkez, Çığlık Köyü, 238 No’lu parselde kayıtlı olup 19740 m2’dir. Tapu kaydında cinsi tarla olarak belirtilmiştir. Yeniköy Çığlık asfalt yolunun kuzeyinde yer almaktadır. Parselin güney doğu köşesinden 30 mt’lik imar yolu geçmektedir. Bulunduğu yere elektrik, su ve telefon hattı getirtilmiştir. Topografik yapısı düzgündür. Üzerinde yapı ve tesis bulunmamakta, boş tarla durumundadır. İMAR DURUMU: Satışa konu parsel imar planına göre ayrık nizamda, (E=0.20 / 0.40 Emsalli) 2. katlı bina inşaatına müsaittir. Yol ve komşu mesafesi 5.00 / 3.00 / 3.00 mt’dir. Parselin arsa m2 değeri 30,00YTL olarak belirlenmiştir. Taşınmaz tapu kaydındaki tüm şerhlerle yükümlü olarak satılacaktır. Antalya Mrk., Çığlık Köyü, 238 No’lu parselde kayıtlı taşınmazın bulunduğu mevkii, imar durumu, mahalli alımsatım rayiçleri dikkate alındığında, değeri: 592.000,00YTL ’dir. 1. Satış günü (237 parsel için) 13/05/2008 günü, saat 15.0015.10 arasında, (238 parsel için) 13/05/2008 günü, saat 15.20 15.30 saatleri arasında, Antalya Adliye Sarayı Kat: l, No: 067’de, açık arttırma ile yapılacaktır. Bu satışta değerinin %60’ını bulmadığı takdirde, her iki parsel için de 23/05/2008 günü, aynı yer ve saatlerde 2’nci arttırmaları yapılacaktır. 2’nci satışta değerinin %40’ı ve mahkeme masraflarını geçtiği takdirde en çok arttırana ihale edilecektir. Satış peşin para iledir. Ancak isteyen alıcıya 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Satışa iştirak eden değerinin %20’si nispetinde teminat yatırması şarttır. Damga resmi, KDV alıcı tarafından birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. İhaleye iştirak eden, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin memurluğumuzun 2006/14 satış sayılı dosyasına başvurmaları ilanı, ilanen tebliğ olunur. Basın: 17108 ANTALYA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle