04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 MART 2008 PAZAR 6 HABERLER Başbakan ülkenin içinde bulunduğu durumdan her zamanki gibi yine medyayı sorumlu tuttu PAZAR ORHAN BURSALI Erdoğan yine geriyor KAPATMA DAVASI Millet İradesi, Sivas’93 ve Sivas’08 Önceki gün Dostlar Tiyatrosu’nda “Yeter söz milletin!” veya “Millet iradesi”ne boyun eğme düşüncesinin içeriği konusunda çok başarılı bir oyun seyrettik: Sivas’93. Millet iradesini, demokrasiye ve ülkeye karşı savunanların aslında ne demek istediğini anlamak için, “Sivas’93” müthiş bir fırsat! Bu nedenle olsa gerek millet akın akın tiyatroda; biletinizi çok önceden ayırmalısınız! Biz, torpille ancak kenara konan sandalyelerden izleyebildik! Sivas’93’ü anımsadınız tabii. Hani, “Şeriat isteriz!” çığlıklarıyla bir katiller sürüsüne evrilen gözü dönmüş 35 bin kişilik güruhun, Madımak Oteli’nde hapsolan 33 aydını yaktığı, belleklerden asla silinmeyecek, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde tüm gericilerin hanesinde bir kilometre taşı olarak kazınmış, o meşum gün ve tarih. Genco Erkal’ın yazıp yönettiği Sivas’93, bir belgesel görsel şölen! Oyuna, olayı baştan sona belgeleyen bir film eşlik ediyor! Kendi deyişleriyle, oyun bir “bellek tazeleme” amacı taşıyor! Ama bence, bugünlerde yaşadığımız siyasal kâbusun ana terminolojisi, AKP ve hempalarının taptığı, “Millet iradesi”sine içerik kazandırıyor! ??? Millet iradecileri, şu sırada iki odak belirlemiş durumda: Anayasa Mahkemesi... ve Türk Silahlı Kuvvetleri! Anayasa Mahkemesi’ni bombardımana tutarak, AKP’nin kapatılma davasını kendi lehlerine etkilemeye; iş yapamaz, çalışamaz duruma getirmeye çalışıyorlar! Aslında bu tam hukuk ve yargıyı çökertme saldırısıdır! Bu azgın saldırıya karşı hukuk, yasal önlemler almaz ve kendini korumazsa, besleme kalem ve basının saldırıları, Sivas Katliamı içeriğinde bir olaya dönüşecek! Sivas’ta da, devletin bütün kuvvetleri, Ankara, Ordu ve Polis, olayı seyretmiş ve sonuçta katliamı teşvik edici rol oynamıştı! Şimdi, Sivas ’93’ün, günümüzdeki sözde entelektüel izdüşümleri, hukukuyargıyı çökertmek için kolları sıvamış görünüyor! Hukuku, yargıyı, Başsavcılığı, Anayasa Mahkemesi’ni çökertmek, Türkiye Cumhuriyeti’ni çökertmek demektir! İktidarın tepeden tezgâhladığı ve aşağıdaki tetikçileriyle tezgâha koyduğu bu tezgâhın boşa çıkartılması, varolmanın öncelikli konusudur! ??? “Millet iradecileri”nin Ergenekon davası ile de hedefi, güruhun yazılarında dile getirmeye başladığı, 1 Numara’dır! Diyorlar ki, “Ergenekon 1 Numara’ya doğru uzanmazsa, darbecilere dokunulmuş olmaz! Onlar yine bildiklerini okurlar!” Ergenekon davasının 1 Numarası kim? Adını dile getiremiyorlar, ama kastettikleri Genelkurmay Başkanı mı? Ve Ordu’nun tepe yöneticileri mi? Ergenekon davası, normal bir dava olmaktan çıkıyor; Fetocuların ve iktidarın birlikte dokudukları siyasal bir tezgâha dönüşme işaretleri vermeye başladı, halkın gözünde! İfadesi alınanların söyledikleri bölük pörçük sözleri, ertesi gün AKP ve Fetocu basına servise koyanlar kimler? Savcıların burada rolü var mı? Tutanakları yazanlar veya doğrudan davanın içindeki diğer görevli memurlar mı var işin içinde? Davayı götüren savcılık, bu kadar açık bir hukuk ihlalini önleyecek basit önlemleri bile alamıyor mu? ??? Sivas’93, “milli irade”nin, Sivas çapında bir tecellisiydi ve arkasında da siyaset vardı! Şimdi, aynı milli iradeciler, arkalarında dış güçlerin desteği ile yeni bir Sivas’93’ü, yargıya, adalete, Anayasa Mahkemesi’ne karşı, ülkeyi ayakta tutabilecek ulusal ne kadar güç ve birikim varsa, onlara karşı, özetle Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı gerçekleştirmek için kolları sıvadılar! AKP’nin tavrı bu hafta netleşecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştırılmasını öngören anayasa değişikliği konusunda nasıl bir yöntem izleyeceğini bu hafta netleştirecek. Milletvekilleriyle yapılan görüşmeler sonucunda ortaya çıkan eğilime göre seçenekli olarak hazırlanan 3 paket, Başbakan Tayyip Erdoğan’a sunulacak. Erdoğan’ın tavrına göre bu hafta içinde anayasa paketinin TBMM Başkanlığı’na sunulabileceğine dikkat çekiliyor. AKP hükümeti, siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak anayasa değişikliği konusunda bu hafta nasıl bir yöntem izleyeceğini belirleyecek. AKP yöneticileri, dün gün boyunca Erdoğan’a sunulacak anayasa paketlerine son biçimini vermek için çalışma yaptı. Erdoğan’a milletvekilleriyle yapılan görüşmelerde ortaya çıkan eğilim, görüş ve eleştiriler de iletilecek. Erdoğan’ın yarın MYK’yi toplayarak anayasa değişikliğini masaya yatırması bekleniyor. MYK’den çıkacak karara göre partinin yol haritası biçimlendirilecek. Anayasa Mahkemesi’nin iddianame ile ilgili ilk inceleme toplantısından çıkacak olan karara göre anayasa paketinin ne zaman TBMM gündemine getirileceği netleştirilecek. Mahkemenin iddianameyi reddetmesi durumunda paketin zamana yayılabileceği, ancak iddianamenin kabul edilmesi durumunda sadece siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak anayasa paketinin bu hafta içinde TBMM’ye sunulabileceği belirtiliyor. Mahkemenin iddianameyi reddetmesi durumunda orta çaplı bir paketin muhalefet partileriyle görüşülerek gelecek haftalarda gündeme getirilebileceği kaydediliyor. ? Erdoğan, “her aileye 3 çocuk” düşüncesinde ısrar ederek, “Ben ülkemi, milletimi seviyorum ve nüfusumuzun artmasından yanayım” diye konuştu. İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sivil toplum örgütlerinin çalışmalarını memnuniyetle izlediğini ifade ederken hiçbir şekilde “uzlaşma”ya yanaşmayacağını “Geri adım atmak mantığını kabul etmek mümkün değil. Neden, niçin, nasıl, konu ne” diyerek bir kez daha ortaya koydu. Ülkenin içinde bulunduğu durumdan her zamanki gibi medyayı sorumlu tutan Başbakan Erdoğan, kendisini eleştirenlere karşı “uysal koyun” olmadığını söyledi. Başbakan Erdoğan, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği’nin (ASKON) Çırağan Sarayı’nda düzenlenen 5. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Anadolulu işadamlarının sırtlarını Ankara’ya dayamak yerine kendi ayakları üzerinde yükseldiklerini anlattı. İşsizlik sorununa değinen Başbakan Erdoğan, kendi hükümetleri döneminde “en azından işsizliğin artmadığını” vurgulayarak tartışma yaratan sözlerini şöyle yineledi: “Türkiye’de Türk ailesinin en az 3 yavruya sahip olması lazım, nüfusunun 5 olması lazım. Bunun üzerinden birçok spekülasyonlar yapılıyor. Ekonomistlere de sesleniyorum: Hesaplarınızı iyi yapın, eğer Türkiye’yi seviyorsanız, bu milleti seviyorsanız. 3 tane çocuğu olursa bir ailenin, Erdoğan, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği’nin genel kurulunda bazı işadamlarına plaket verdi. (AA) bu ülkenin nüfusunu diri tutarsınız, genç tutarsınız. Aksi takdirde Batı’nın şu anda ağladığı gibi yarın biz de ağlamaya başlarız. Sene 2037, Türkiye ağlamaya başlar.” atmak... Neden, niçin, nasıl, konu ne? Bunu görmek lazım. Tayyip Erdoğan olarak benim bir yanlışım varsa bu söylenir. Ben o yanlışımdan geri adım atmayı kesinlikle kabul ederim. Eyvallah... Ama ortaya somut bir şey konmadan herkes geri adım atmalı; Niçin? Bunun içeriğini bir doldurun bakalım, bir görelim” diyerek hemen hemen her konuşmasında olduğu gibi medyayı şöyle suçladı: “Çok açık, net söylüyorum; sivil toplum örgütlerinin bu çalışması güzeldir. Bir şeyi sanki böyle ıskalıyorlar. Kızmasınlar, Tayyip Erdoğan faturasını her zaman böyle kesiyorlar. Ama böyle maalesef, bir siyasi zihniyetin yanlısı olan medya bu işi teşvik etmiştir ve bugünlere getirmiştir. ‘Efendim germeyelim, germeyelim’ diye diye geriyorsunuz. Bakıyorsunuz sağdan, soldan, karşıdan, arkadan... Size serbest, bize sus. Yok öyle bir şey. Söylüyorum, yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum.” Erdoğan kimsenin partisine laiklik konusunda bir olumsuz yafta yapıştıramadığını savunarak, “Kimse bize demokrasi konusunda bir yanlışlık, bir yanlış yaklaşım yaftası yakıştıramaz” diye konuştu. Parti kapatma AKP’nin kapatılmasına da değinen Erdoğan “siyasi partilerin kapatılması anlayışının aslında milli iradeye karşı takınılmış bir tavır” olduğunu söyledi. Sivil toplum örgütlerinin çalışmasını memnuniyetle izlediğini ifade eden Erdoğan “Ama geri adım atmak mantığını kabul etmek mümkün değil. Yani geri adım CHP’de kurultay öncesi 4 başkan aday adayı 253 delegenin imzasını alma peşinde Baykal’dan ‘açılım’ beklentisi TÜREY KÖSE ANKARA CHP’nin 2627 Nisan günlerinde yapılacak kurultayı öncesinde 4 genel başkan aday adayı 253 delegenin imzasını alıp “aday” olabilmek için kolları sıvarken; Genel Başkan Deniz Baykal’ın “çok rahat olduğu, kurultaya dönük bölge toplantıları benzeri hazırlıklara gerek görmediği” vurgulandı. CHP kurultayı için 4 aday adayı ortaya çıktı. Bu isimlerin “aday” olabilmesi için öncelikle 253 delegenin imzasına ulaşmaları gerekiyor. Samsun Milletvekili Haluk Koç, bugün Mersin ve Karaman, yarın da Konya’da partililerle bir araya gelecek. CHP’li bir grup gencin bu hafta Koç’a destek bildirisi açıklamaları ve 6 Nisan’da da Ankara’da bu gençlerle bir toplantı yapılması planlanıyor. Adaylığını açıklayan işadamı Umut Oran da parti Umut Oran Haluk Koç Deniz Baykal içindeki çeşitli kesimlerle temaslarıBaykal’ın birkaç ay önce MYK kanı sürdürüyor. Oran, eski genel baş rarıyla partiye üye olan Umut Oran’ın kan Altan Öymen, eski genel sekre adaylığıyla ilgili olarak “Nasıl oluyor ter Tarhan Erdem, eski genel başkan da böyle büyük, köklü bir partide yardımcısı Eşref Erdem’in de ara ciddi değerlendirme yapılmadan larında bulunduğu çeşitli isimlerle bir böyle kararlar alınabiliyor, Haluk araya geldi. Prof. Tolga Yarman aday Koç’a yeni rakipler çıkıyor?” diyelığını açıklarken; eski gençlik kolları rek şaşkınlığını ifade ettiği öğrenildi. başkanı Ayhan Yalçınkaya da bugün Baykal’ın “Adaylar ülkeyi geziyor. Sıvas’ta adaylığını açıklayacak. Biz de bölge toplantıları yapalım” benzeri önerileri “Önemli olan Türkiye’dir, ülkenin sorunlarıdır” diyerek geri çevirdiği kaydedildi. Baykal’ın İş Bankası Yönetim Kurulu üyeliklerine yaptığı atamalar da dikkati çekti. Kendilerine aylık ödentinin yanı sıra on binde bir oranında kâr payı da ödenen yönetim kurulu üyeliklerine atananlar arasında eski Denizli milletvekili Adnan Keskin’in yer alması dikkati çekti. “Baykal’ın Anadolu solu politikası iflas etti” yönünde açıklamalar yapan Keskin; Denizli’de bağımsız aday olmadı, diğer partilerden gelen önerileri de kabul etmedi. Keskin, “Böyle bir girişimin, Türkiye’deki olumsuzluklardan kaygı duyan milyonlarca yurttaşımın birlik ve dayanışma özlemlerine ters düşeceği gibi seçim bölgem Denizli’de CHP’ye ciddi zarar vereceği inancına vardım” açıklamasını yapmıştı. obursali?cumhuriyet.com.tr. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle