05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 MART 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA MEDYA İlhan Selçuk’un serbest bırakılmasını, savcının protestoların etkisi altında kalmasına bağladılar 11 Dincilerde hayal kırıklığı ? Anadolu’da Vakit, İlhan Selçuk’a verilen desteğin, “savcıyı etki altında bırakma girişimi” olduğunu ileri sürdü. Yeni Şafak’ta Taha Kıvanç adıyla yazan Fehmi Koru ise köşesinde yazdığı isimlerin daha sonra gözaltına alınması konusunda kendisini savunmaya çalıştı. İstanbul Haber Servisi Dinci basın Cumhuriyet’e ve başyazarı İlhan Selçuk’a saldırmaya devam ediyor. Anadolu’da Vakit gazetesi, gazetemiz İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk ifade verirken kendisini Beşiktaş’ta Ağır Ceza Mahkemesi önünde bekleyen Cumhuriyet çalışanları ve gazetecileri “azgın azınlık” olarak niteledi ve destek gösterisinin “savcıyı etki altında bırakma girişimi” olduğunu ileri sürdü. Yeni Şafak gazetesinde Taha Kıvanç takma adıyla yazan Fehmi Koru da Selçuk’u hedef gösteren yazılarına yönelik eleştirileri, “Ben yazıyormuşum savcılar gözaltına alıyormuş. Bunu iddia eden nasıl bir kafadır yahu?” diye yanıtladı. “Ergenekon iddianamesinin 15 günde tamamlanacağını” ileri süren Star gazetesi, “çete üyelerinin ‘halkı silahlı isyana teşvik’ten yargılanmalarının isteneceğini” belirtti. Radikal yazarı Yıldırım Türker ise Selçuk’u “Militaristlerin duayeni, apoletli yazar” olarak tanımladı. yapılan saldırıların ise sürdüğünü belirten Koru, “İlhan Selçuk gözaltında haberi beni çok mutsuz etti. Bir yandan bu mutsuzluğu bir yandan da buna sebep olduğum iddiasının rahatsızlığını yaşattılar bana, esas kahrolduğum bu... Birdenbire şunu anladık; Selçuk, hakkında yazı yazılmaması gereken dokunulmaz biriymiş... Ben yazıyormuşum savcılar gözaltına alıyormuş. Bunu iddia eden nasıl bir kafadır yahu?” görüşünü ifade etti. Gazetenin yazarı Yasin Aktay da, “83 yaşındaki bir kıdemli yazara, yarım yamalak yaş ve hastalık dramları eşliğinde ‘reva görülenlere’ dikkat çekmekle uğraşanlar, 83 yaşındaki bu adamın Türk halkına, Türkiye Cumhuriyeti’ne neleri reva gördüğüne dürüstçe bakıyorlar mı acaba? ... Halkımıza 2008 yılında Kemalizm adı altında Kamboçya diktatörü Pol Pot’unkini aratmayacak bir cunta yönetimini reva görebiliyor. Allah muhafaza, bunu gerçekleştirebilme ihtimali de çok uzak değilmiş. Artık açık ve net biçimde ‘fark edilen büyük tehlike’nin baş aktörü, ama ne yapalım hem çok ‘saygın’ bir yazar, hem de 83 yaşında” diye yazdı. Gazetenin yazarı Tamer Korkmaz da, “İlhan Bey’in cevabını vermek zorunda olduğu soru” başlıklı yazısında, İlhan Selçuk’un “AKP’ye açılan kapatma davasının fikir babası gibi durduğunu” öne sürdü. Korkmaz, “Serbest bırakılmış olması, Cumhuriyet’in patronu hakkındaki ciddi kuşkuları ortadan kaldırmıyor. İlhan Bey konuşmalıdır; Cumhuriyet’in bombalanması eyleminin üzerine gitmekten bunca zamandır neden kaçtıklarını izah etmek zorundadır!” dedi. Fethullah Gülen’e yakın Zaman gazetesi de, “savcılığın, açıklama yapmaması için İlhan Selçuk’tan söz aldığını” ileri sürdü. Gazetenin yazarlarından M. Nedim Hazar da şunları yazdı: “Birileri Selçuk’un Amerika’ya çağrı yapmasını, din adamlığına soyunmasını, gazetesini bir siyasi platforma dönüştürmesini eleştirince ‘hedef gösteriyorlar’ diye ciyaklıyorlar, ancak kendi gazetelerinde örneğin Fehmi Koru’yu apaçık hedef göstermekten haz alıyorlar.” Milli Görüş’ün yayın organı Milli Gazete yazarlarından İbrahim Tenekeci ise köşesinde, Selçuk’un gözaltına alınış şekline tepki gösterenleri, aynı hassasiyeti Necmettin Erbakan için göstermemekle suçladı. Sabah gazetesi de “Susma sözü” başlığıyla manşetten yayımladığı haberde, Selçuk’un serbest bırakılmasının ardından açıklama yapmamasını öne çıkardı. Radikal gazetesi yazarı Yıldırım Türker de İlhan Selçuk’un laisizmin simgesi olarak tanıtıldığını ifade ederek, “Oysa ille bir simge olacaksa, demokrasi düşmanlığının, darbeci militarizmin, vahşi jakobenliğin simgesi olduğu daha rahat söylenebilir. ...Oysa İlhan Selçuk’a basının duayeni demek için gerçekten de Kemalist Kişilik Bozukluğu’ndan mustarip olmak gerek. ...Yasakçıların, militaristlerin duayeni. MHP dostluğuna kadar tenezzül buyurmuş bir bilge Türk. Apoletli yazar” yorumunu yaptı. “Yargıtay’ı vuracaklardı” manşetiyle çıkan Taraf gazetesi de “İşçi Partisi genel merkezindeki bir CD’de Yargıtay binasına giriş ve güvenli kaçış yollarını belirten bir kroki ele geçirildi” dedi. Arzuhan Doğan Yalçındağ başkanlığındaki TÜSİAD Yönetim Kurulu, yaptığı yazılı açıklamayla “hukuka koşulsuz saygı” çağrısı yaptı. TÜSİAD: Gerilimi düşürün ? TÜSİAD’dan yapılan yazılı açıklamada, “Mevcut durumu ancak diyalogla ve gerilimi düşürerek tam demokrasiyle, hukuka koşulsuz saygıyla aşabileceğimizi, toplumsal huzura bu şekilde yeniden ulaşabileceğimizi düşünüyoruz’’ denildi. İstanbul Haber Servisi Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), mevcut kutuplaşmanın tırmanarak toplumsal travmaya dönüşmek üzere olduğu uyarısında bulunarak iktidar ve muhalefet partileri, sivil toplum kuruluşlarıyla tüm toplum kesimlerine “gerilimi düşürme, uzlaşma zemini yaratma” çağrısında bulundu. TÜSİAD’dan yapılan yazılı açıklamada, yönetim kurulunun güncel gelişmeleri kaygıyla değerlendirdiği anlatılarak başta iktidar partisi olmak üzere tüm siyasi partilerin, kurumların ve toplumun tüm kesimlerinin ‘’itidal ve sağduyu’’ içinde hareket etmesi gerektiği vurgulandı. Açıklamada, “Mevcut durumu ancak diyalogla ve gerilimi düşürerek tam demokrasiyle, hukuka koşulsuz saygıyla aşabileceğimizi, toplumsal huzura bu şekilde yeniden ulaşabileceğimizi düşünüyoruz’’ denildi. “Mevcut kutuplaşma, adım adım tırmanarak toplumsal travmaya dönüşmek üzeredir” kaygısının dile getirildiği açıklamada, kutuplaşmanın taraflarının attıkları her adımla, durumun daha da endişe verici hale geldiği saptamasında bulunuldu. Siyasi faaliyetin durumun gerektirdiği asgari sorumluluk anlayışından uzaklaşan bir yaklaşım ve söylemle sürdürüldüğü savunulan açıklamada, “Siyaset alanına siyaset dışından yapılan müdahaleler, Türkiye’nin evrensel demokratik kurallarla yönetilen bir ülke görünümüne kavuşmasına engel olurken daha ileri demokratik standartları yerleştirme fırsatları da heba edilmektedir” denildi. Açıklamada, iktidarın, ülkenin refah ve huzuruna odaklı bir gündemi benimsemesi, demokrasiyi dar siyasi bakışla, yani çoğunlukçu bir anlayışla yorumlamaktan vazgeçmesi gerektiği belirtildi. Yaşanan bu sürece TÜSİAD olarak seyirci kalmalarının mümkün olmadığı kaydedilen açıklamada, “Çağdaş demokrasilerde siyasetin sorunlarına parti kapatarak çözüm bulunamaz” denilerek herkes için tam demokrasiyi savunmadan, demokrat olunmayacağı savunuldu. Mevcut hukuk çerçevesi dışına çıkmanın “kaos” yaratacağı uyarısında bulunulan açıklamada, “Güncel sorunları aşmaya yönelik, alelacele gündeme getirilen anayasal ve yasal düzenlemeler, sorunları daha derinleştirmekten başka bir işe yaramayacağı gibi özlediğimiz siyasal etik anlayışından da uzaktır” görüşü savunuldu. Siyasetin sorunlarının siyaset içinde çözülmesi gerektiği belirtilen açıklamada son olarak şu çağrı yapıldı: “Başta iktidar partisi olmak üzere, siyasi partileri ve liderlerini sağduyuya davet ediyor, kanaat önderlerini, tüm işveren kuruluşlarını, işçi sendikalarını ve sivil toplum örgütlerini de demokratik zemini güçlendirmek, toplumda zedelenmeye yüz tutan kardeşlik ve dayanışma duygularını pekiştirmek amacıyla çaba göstermeye çağırıyoruz.’’ “Psikolojik linç” manşetiyle yayımlanan Anadolu’da Vakit gazetesi, “Önceki gün İlhan Selçuk, dün de Alemdaroğlu ifade verirken Beşiktaş Adliyesi önünde azgın azınlığın çıkardığı rezaletler hukukçuları endişelendirdi. Emekli Başsavcı Reşat Petek, ‘Sanıktan ifade alınırken dışarıda slogan duyan savcı etki altında kalır’ dedi” yorumunu yaptı. Haberde, Ergenekon soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün baskı altına alınmaya çalışıldığı iddia edilerek “Öz’ün sonunun, Orgeneral Yaşar Büyükanıt hakkında soruşturma hazırladığı için meslekten ihraç edilen Van Savcısı Ferhat Sarıkaya gi bi olmaması” temenni edildi. Gazetenin “Gül’e bile mahalle baskısı” başlıklı bir başka haberinde ise Selçuk’un gözaltına alınmasından sonra baskı havası estirildiği vurgulanarak, “Tarafsızlığa büyük özen gösteren Cumhurbaşkanı Gül’ün bile ‘Olanlara üzüldüm’ demek mecburiyetinde bırakıldığı” savunuldu. Gazetede, Ertuğrul Cesur imzasıyla yayımlanan “Hitler, Cumhuriyet’in atası” başlıklı haberde de “Cumhuriyet gazetesi ve ulusalcı çevreler, Ergenekon operasyonu sonrası AKP’nin yüzde 47 oranında oy almış olmasının, meşruiyet için yeterli olmadığını ileri sürerek Hitler mantığını öne çıkardı lar” denildi. Gazetenin yazarı Abdurrahim Karakoç da “...Yok efendim gece evinden alınmış, 83 yaşında imiş. Demek ki devletin savcısı ‘Tehlikenin farkına varmış’. Ne yazık ki medyanın baskısı yüzünden salıverildi darbecimiz” diye yazdı. Koru’dan savunma Yeni Şafak gazetesi de “Ergenekon’un şifresi kırılıyor” manşetiyle yayımlandı. Gazetede, Taha Kıvanç takma adıyla yazan Fehmi Koru, Selçuk’u hedef gösteren yazılarına yönelik eleştirileri yanıtladı. Yazıda, Selçuk’un salıverildiğini ancak kendisine Selçuk’un uyarısı manşetlerde Başyazarımız İlhan Selçuk’un serbest bırakıldıktan sonra yaptığı “Türkiye kutuplaşmaya, çatışmaya doğru gidiyor” açıklamasına basın geniş yer verdi İstanbul Haber Servisi Gazetemiz imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk’un serbest bırakılması ve Ergenekon soruşturmasına ilişkin haberler hemen tüm gazetelerde manşetten yayımlandı. Milliyet gazetesi, Selçuk’u evinde ziyaret eden Melih Aşık’ın izlenimlerini aktardığı köşe yazısını “İlk mesaj Başbakan’a” başlığıyla manşetine taşıdı. Selçuk’un gözaltı sürecinde yaşadıklarının aktarıldığı manşette, Selçuk’un, “Türkiye’de demokrasi çok tehlikeli bir kutuplaşmaya sürükleniyor. Burada gerilimi azaltmak için harekete geçmek görevi Sayın Başbakan’a düşer. Siyasetçiler elbirliğiyle Türkiye’yi tehlikeli yörüngeden çıkarmalı” sözleri öne çıkarıldı. Gazete, “A’dan Z’ye Ergenekon dosyası” başlıklı haberle, soruşturma sürecine geniş yer ayırdı. Hürriyet gazetesi de Yalçın Bayer imzası ve “Size İlhan Abi Diyebilir miyiz” manşetiyle yer verdiği fotoğraflı haberinde, Selçuk ve polis ekipi arasındaki konuşmalara ve Başbakan Erdoğan’a yönelik çağrısına geniş yer ayırdı. Selçuk’un “Başbakan’ın art niyeti yoksa, istikrar için uzlaşma yolu bulup muhalefetle bir araya gelmelidir. Bu şekilde Türkiye bu badireyi atlatır. Yoksa, ülke bir çatışma noktasına doğru gidiyor. Kutuplaşmayı çok tehlikeli bulurum” sözlerine yer verdi. İç sayfalarında “Ergenekon’un fikir lideri” başlığıyla sürdürülen haberde, Selçuk’un, “Ben örgütün fikri lideriymişim. Gülerim. Bu Cumhuriyet’i bombalayanlarla aynı davada yer almak, şaka gibi. Eğer beni de katarlarsa, bu davanın ölçüsü bozulabilir. Yargıyı rahat bırakmak gerekir. Herkes sorgulansın, hesap versin, bende bu hesabı veririm, verdim de” açıklamalarına geniş yer verildi. Hürriyet gazetesi yazarı Mehmet Y. Yılmaz köşesinde, Selçuk’un mahkemeye çıkarılmadan serbest bırakılmasının hakkındaki suçlamaların ciddiye alınmayacak kadar önemsiz olduğu anlamına geldiğini belirterek şöyle yazdı: “Öyle görünüyor ki birileri ‘güçlerini denemeye’ karar vermişler ama kamuoyu tepkisini görünce geri adım atmak zorunda kalmışlar.” Vatan gazetesi de gazeteci Melih Aşık, Yalçın Bayer ve Uğur Dündar’ın, Selçuk’u evinde ziyaret ettikten sonra yaptıkları açıklamaları sürmanşetten verdi. Gazete, Dündar’ın, açıklamalarına dayanarak “İlhan Abi 11 buçuk saat sorgulanmış. Ergenekon çetesinin fikir lideri olmak iddiasıyla karşılaşmış, öyle olmadığını anlatmış” demecini öne çıkardı. Vatan köşe yazarı Can Ataklı, köşe yazısında “AKP, eğer gideceksem ortalığı yangın yerine çevireyim” mantığı güttüğü yorumunu yaptı. Yeniçağ gazetesi yazarı Özcan Yeniçeri de “Operasyonlarla gündem değiştiriliyor” başlıklı köşe yazısında, Türkiye’nin “gerçek sorunlarıyla değil, icat edilmiş sorunlarla oyalanıldığını” yazdı. AFYONKARAHİSAR 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2001/2099 Satışına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adeti, önemli özelikleri: 1 Afyonkarahisar Merkez, Köprülü Köyü, Soğla mevkiinde kain, tapunun K24b.l8c pafta, 126 ada, 72 parselinde kayıtlı, 2999.43 m2 miktarında, tarla vasfında gayrimenkul olup, köye yaklaşık 500 m mesafede olduğu, düzgün bir topografık yapıya sahip olduğu, imarsız, tarlanın içinde sondaj yapılması durumunda, yeraltı suyunun mevcut olduğu, ulaşım sorununun bulunmadığı, tınlıkumlu bir toprak yapısına sahip olduğu, üzerinde bulunan vişne ağaçları ile birlikte 6.000,00YTL Muhammen bedelle açık artırma sureti ile satışa çıkarılmıştır. 2 Afyonkarahisar Merkez, Köprülü Köyü Bahçeler önü mevkiinde kain, tapunun K24b.l8b pafta, 111 ada, 30 parselinde kayıtlı 1044 m2 miktarında taşınmaz MÜLKİYETİNİN TAMAMI Hamza oğlu Gazi Garipçin adına kayıtlı olup, taşınmazın arsa üzerindeki tek katlı tuğla duvardan yığma yarı kargir sistemde inşa edilmiş 2 oda, bir sofadan ibaret, 4x11 m ebadında 44 m2 inşaat alanlı, ahşap çatısı bulunan ve çatı örtüsü kiremit olan, kapı ve pencere doğramaları ahşap, üzeri düz cam takılı bulunan konut binasının, iç avluya cepheli tek katlı 15x9 m ebadında 135 m2 inşaat alanlı, su basmanı taş duvar, su basman üzeri tuğla duvardan yapılma, ahşap makaslı üzeri kiremit örtülü besihane binasının ve yine su basmanı taş duvar su basman üzeri tuğla duvardan yapılma, üzeri toprak örtülü tek katlı 3,5x13 m2 ebadında 46m2 civarında samanlık binasının mevcut olduğu, elektrik ve suyu mevcut bulunan taşınmaz binaların ulaşım sorununun olmadığı, arsanın düzgün bir topoğrafık yapıya sahip olduğu, Köprülü köyü, köy yerleşik alanı dahilinde yer aldığı, imarsız olduğu müşahade ve tespit edilmiş olup, 25.000,00 YTL muhammen bedelle satışa çıkarılmıştır. 3 Afyonkarahisar Merkez, Köprülü Köyü Kızıl Bayır mevkiinde kain, Pafta: K24b.l8b, Ada: 101, parsel: 348’de kayıtlı, 8,789.00 m2 yüzölçümlü, tarla vasfındaki, imarsız taşınmazın düzgün bir topoğrafık yapıya sahip olduğu, köyün kuzeyinde Bayramgazi yoluna cepheli bulunan tarlanın, demiryolu ile arasında bir parsel bulunduğu, yaklaşık 100 m civarında bir mesafede akar çayın mevcut olduğu, ulaşım sorununun olmadığı, tınlıkumlu bir toprak yapısına sahip olan ve köye yaklaşık 1 km mesafede bulunan arazinin kuru tarım yapmaya elverişli olduğu ve bir bölümünün üzerinde vişne ağaçlarının bulunduğu müşahade ve tespit edilmiş olup, 10.000,00 YTL muhammen bedelle satışa çıkarılmıştır. 4 Afyonkarahisar Merkez, Köprülü Köyü Gedik ardı mevkiinde kain, tapunun K24b.l8b pafta, 116 ada, 2 parselinde kayıtlı 14683 m2 tarla vasfındaki imarsız taşınmazın, düzgün bir topoğrafık yapıya sahip olduğu, köye girişte sol tarafta yer alan taşınmaz tarla yoluna cepheli olduğu ve ulaşım sorununun olmadığı, tınlıkumlu bir toprak yapısına sahip olan ve köye yaklaşık 700800 m mesafede bulunan, arazinin kuru tarım yapmaya elverişli olduğu müşahade ve tespit edilmiş olup, 17.500,00 YTL muhammen bedelle satışa çıkarılmıştır. Satış şartları: Satış: 06.05.2008 günü 1. SIRADAKİ TAŞINMAZ, SAAT 08.4008.50ARASINDA, 2. SIRADAKİ TAŞINMAZ, SAAT 09.0009.10 ARASINDA, 3. SIRADAKİ TAŞINMAZ, SAAT 09.2009.30 ARASINDA, 4. SIRADAKİ TAŞINMAZ, SAAT 09.4009.50 ARASINDA, AFYONKARAHİSAR BELEDİYE MEZAT SALONUNDA açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırma tayin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 16.05.2008 günü, AYNI YER VE SAATLERDE ikinci artırmaya çıkartılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlıların alacaklarının alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tayin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklıların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedele alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilir. Tellaliye resmi, ihale damga vergisi, %18 KDV, KDV beyanname damga resmi, tapu harç ve masrafları, tahliye ve teslim ve diğer masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, özellikle faiz ve giderlere dahil olan iddialarını, dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 İhaleye katılıp, daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan, tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa, öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2001/2099 esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 7 Taşınmazın satış ilanı, tebliğ edilemeyen ilgililere tebligat yerine geçer. (İİK.m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 12351) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle