06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 ŞUBAT 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yargıtay’ın üye sayısını düşüren yasa tasarısı, TBMM Adalet Komisyonu’nda sert tartışmalara neden oldu 9 AKP’NİN DEĞİŞİKLİK OYUNU AKP misillemede ısrarlı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin türban yasağını kaldırma girişimine karşı çıkan Yargıtay’a misilleme olarak getirdiği, Yargıtay’ın üye sayısını düşüren yasa tasarısı, TBMM Adalet Komisyonu’nda sert tartışmalara neden oldu. Yargıtay temsilcileri, tasarıya karşı çıkarken CHP’li milletvekilleri, Yargıtay’ın işlevsiz hale getirilmek istendiğini söylediler. Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya, verilen ara sırasında Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ile birlikte Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’i ziyaret etti.TBMM Adalet Komisyo Cargill için af arayışı AYŞE SAYIN ANKARA AKP, ABD’li tatlandırıcı firması Cargill’e “af”ta diretiyor. Bursa’da, izinsiz olarak tarım arazisi üzerine fabrika kuran Cargill’in de aralarında bulunduğu firmalara, “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası” kapsamında getirdiği af Anayasa Mahkemesi’nden dönen AKP, yeni yasa önerisi ile bu engeli de aşmayı planlıyor. AKP Bursa Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Altan Karapaşağlu’nun imzasıyla TBMM Başkanlığı’na verilen yasa önerisi, Anayasa Mahkemesi’nin Cargill affını da düzenleyen Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası’nın geçici 3. maddesinde değişiklik öngörüyor. Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği yasada olduğu gibi yine 11 Ekim 2004 tarihinden önce “gerekli izinleri almadan tarım dışı amaçla kullanıma” açılmış arazilere af getiriliyor. Ancak AKP, Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçelerini “dikkate alıyormuş” gibi görünmek için de izinsiz tarım arazisi kullananlar için affı “tarımsal bütünlüğü bozmama” koşuluna bağlıyor. Anayasa Mahkemesi, 22.12.2006 tarihli kararında söz konusu maddenin iptaline gerekçe olarak, anayasanın 45. maddesi ile devlete tarım arazileri ve çayır, meraların amaç dışı kullanılması ve tahribatını önleme görevi verilmesini göstermiş, bu maddenin ise “tarımsal bütünlüğü bozacağı” uyarısında bulunmuştu. AKP’nin önerisi yasalaştığı takdirde, Cargill’in de aralarında bulunduğu ve 2004’ten önce izinsiz olarak tarım arazilerini amaç dışı kullananlara, “tarımsal bütünlüğü bozmama”ları ve metrekare başına 5 YTL ödemeleri koşuluyla faaliyetlerine devam vizesi veriliyor. Yasa önerisi ayrıca bu durumdaki firmaların, gerekli ruhsat ve izin alma gibi işlemler için Bakanlığa başvurmalarından itibaren 2 yıl içerisinde tamamlanıncaya kadar faaliyetlerini sürdüreceğini hükme bağlıyor. Bu süreler içinde gerekli izinleri alamayanların üretim faaliyetlerinin ilgili idarelerce durdurulacağı belirtiliyor. Düzenleme, “tarım arazisi vasfından çıkarılan arazilerin vasfının, başvuru sahibinin isteği doğrultusunda ilgili kuruluşlarca değiştirilebileği”ni öngörüyor. Yasa önerisiyle ayrıca tarım arazileri, mera, otlak gibi alanlarda “elektrik faaliyetleri” için gereksinim duyulan “jeotermal sera yatırımları”nın da yolu açılıyor. Buna göre amaç dışı kullanılamayacağı hükme bağlanan, mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına ilişkin istisnalar kapsamına jeotermal sera yatırımları da alınıyor. ? CHP’li vekiller, tasarının Yargıtay’ın türbanla ilgili açıklamalarının olduğu bir dönemde komisyona getirildiğine dikkat çekerek Yargıtay’ın işlevsiz hale getirilmek istendiğini söylediler. CHP’liler tasarının 1. maddesi için 118 önerge verdi. Bunun üzerine tasarı alt komisyona sevk edildi. nu’nda, dün Yargıtay Yasası’nda değişiklik öngören yasa tasarısı görüşüldü. CHP’li milletvekilleri, Yargıtay Başkanı’nın yeni seçildiğini, bu nedenle komisyon çalışmasına ara verilmesini istedi. Bunun üzerine Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya, toplantı öncesinde Yargıtay Genel Sekreteri ile görüştüğünü belirterek komisyonun sonuçlandırdığı maddeleri yeniden ele alabileceğini söyledi. CHP’li Ali İhsan Köktürk, bölge adliye mahkemelerinin ciddi sıkıntılar yaratacağını ve hukuk sistemini “kaosa iteceğini” söyledi. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ise tasarının yasalaşmasının istinaf mahkemelerinin devreye girmesini kolaylaştıracağını bildirdi. Şahin, ne yüksek yargı organlarını ne de yargı erkini birtakım sorunlarla karşı karşıya getirme gibi düşüncelerinin olamayacağını savundu. Şahin, yeni Yargıtay Başkanı Gerçeker’in tasarıyla ilgili önerilerini alabileceklerini bildirdi. CHP’li Halil Ünlütepe, tasarının Yargıtay’ın türbanla ilgili açıklamalarının olduğu bir dönemde komisyona getirildiğine dikkat çekerek Yargıtay’ın işlevsiz hale getirilmek istendiğini söyledi. Ünlütepe, tasarının varsayımlar üzerine kurulduğunu söyledi. Ünlütepe’nin bu sözlerine destek veren MHP’li Metin Ço banoğlu, “Faaliyete geçmeyen bölge adliye mahkemelerinin Yargıtay’ın iş yükünü hafifleteceği varsayımına dayalı bir tasarı bu. Biz bu tasarıya karşıyız” dedi. Eleştirileri yanıtlayan Bakan Şahin, tasarının politik bir yönünün olmadığını savunarak “Yargıda yeni düzenlemeler, politikadan uzak, yargı ve Türkiye gerçeklerine göre yapılır” dedi. Alt komisyona sevk edildi Konuşmaların ardından CHP milletvekilleri tasarının Yargıtay’ın daire sayısının azaltılmasını ve üye sayısının 150 ile sınırlandırılmasını öngören 1. maddesi için 118 önerge verdi. Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya, önergelerin geri çekilmesi durumunda 1. maddeden sonra görüşmeleri bitireceğini, aksi durumda sabaha kadar çalışacaklarını söyledi. CHP’li vekiller İyimaya’nın sözlerinin tehdit olduğunu belirterek tasarının alt komisyona gönderilmesini, aksi durumda önergelerini çekmeyeceklerini söylediler. İyimaya, tasarının alt komisyona gönderilmesini kabul ettiklerini açıkladı. İyimaya alt komisyona çalışması için 10 gün süre verdi. Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Bahattin Azizağaoğlu Yargıtay’ın daire ve üye sayısının azaltılmasının ciddi sorunlara yol açacağı endişesi taşıdıklarını belirterek “Şu anda Yargıtay’da 910 bin dosya var. Hiç dosya gelmese bile bunların tamamlanması 34 yıl sürer. Ayrıca, bölge adliye mahkemeleri, yerel mahkemelerin verdiği cezaları 1 gün veya 1 lira artırsa yine temyiz için dosyalar Yargıtay’a gelecek’’ dedi. YARSAV Başkanı Eminağaoğlu, Yargıtay’ın görüşünü açıklamasının beklenmesi gerektiğini söyledi ‘Tasarı görüşmeleri ertelenmeli’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Yargıtay Yasasında Değişiklik Yapılması Hakkındaki Tasarı’nın, Yargıtay’ın yetkili kurullarında görüşülmesi ve kurumsal görüşünün açıklanmasına kadar, TBMM Adalet Komisyonu’ndaki görüşmelerinin ertelenmesini istedi. Eminağaoğlu yaptığı yazılı açıklamada, yasa tasarısının hazırlık çalışmalarının Yargıtay’ın ve çalışmalarının yeni duruma uyarlanması ana düşüncesiyle Yargıtay’da başlatıldığını, ancak hazırlık sürecinin kısa tutulması nedeniyle tüm noktalar üzerinde uzlaşılan bir metin hazırlanamadığını belirtti. YARSAV Başkanı Eminağaoğlu, “Taslağın hazırlanması sonrasında temel yasalardaki değişiklikler, bu değişiklikler uyarınca ele alınan önceki dava dosyalarına ilişkin uyarlama davaları ve bu temel yasaların yarattığı belirsizlikler gibi nedenlerle Yargıtay’ın iş yükünde önemli bir artış ve tıkanıklıklar da ortaya çıkmıştır’’ değerlendirmesinde bulundu. Yargıtay’dan gönderilen metin üzerinde Yargıtay’ın iradesini yansıtmayan birçok değişiklik yapıldığını kaydeden Eminağaoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:“Bu yasa çalışmasına gerekçe yapılan bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçirilmesi, yasadaki süre içerisinde söz konusu olmamış, ne zaman faaliyete geçirileceği de belirsiz bir tarihe bırakılmıştır. Ancak her nedense Yargıtay Yasasındaki Değişikliğe İlişkin Tasarı, bu mahkemelerin faaliyeti sonrasına bırakılmayarak, yasama organına sevk edilmiştir. Diğer temel yasalarda da yeni değişiklikler gündemde olup, böyle bir tabloda Yargıtay’ın yapısı ve çalışma biçiminde değişikliğe gidilmesi, ayrıca birçok sakıncalı durumu da ortaya çıkaracaktır. Süreçteki bu gibi gelişmeler karşısında, Yargıtay Yasasında Değişiklik Yapılması Hakkındaki Tasarı’nın, Yargıtay’ın yetkili kurullarında görüşülmesi ve kurumsal görüşün açıklanmasına, hatta hukuk çevrelerinde tartışılmasına kadar, TBMM Adalet Komisyonu’ndaki bu konuya ilişkin görüşmelerin ertelenmesi kaçınılmazdır. Aksi durumda erkler ayrılığı sisteminde bir yüksek mahkemenin yapısına, sadece siyasi iktidarın bakışına göre biçim verileceği tartışmaları sona ermeyecektir. Bu da yargıya ve dolayısıyla ülkeye ciddi biçimde zarar verecektir.’’ ‘Erdoğan hiç değişmedi’ Yerel seçimlerin AKP için inişin başlangıcı olacağı öngörüsünde bulunan Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Kadıköy’ün hükümet eliyle bölünmesinden kaygı duymadığını ‘İki belediyemiz olacak’ sözüyle belirtti LEYLA TAVŞANOĞLU Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’le konuşuyoruz. Önümüzdeki yerel seçimlerle ilgili çok iddialı sözler söylüyor. Kadıköy’ün hükümet eliyle bölünmesinden hiçbir kaygı duymadığını belirtiyor ve “Tek belediyeye sahiptik, iki belediyeye sahip olacağız” diyor. Yerel seçimlerin AKP için inişin başlangıcı olacağı öngörüsünde bulunan Öztürk, Tayyip Erdoğan için de “O hiçbir zaman değişmedi. 1994’te neyse bugün de o” diyor. Tayyip Erdoğan’ın, yerel seçimlerde AKP’nin oyunu daha fazla arttırmak amacıyla Kadıköy dahil birtakım ilçeleri bölme, kimilerini de birleştirme planları olduğu biliniyor. Siz Erdoğan’ın bu dâhiyane fikrini nasıl karşıladınız? Bir de AKP’nin bir baskın seçim yapma hazırlığı içinde olduğu söyleniyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? ÖZTÜRK Baskın seçim olması ihtimali ortadan kalktı gibi. Çünkü seçimleri öne alabilmek için asgari bir yıl öncesinden anayasa değişikliği yapılması zorunluluğu var. Dolayısıyla Mart 2008’e kadar gündemde böyle bir anayasa değişikliği görünmüyor. Ama ondan önce birdenbire anayasa değişikliği yaparlarsa yerel seçimi haziran ayına bile alabilirler. Olabilir. Bu durumda baskın seçim de mümkün. Ama Kadıköy için düşünürsek, seçim bugün ya da yarın olmuş bir şey fark etmez. Biz ilk seçildiğimiz zamandan beri her gün seçim yapılacakmış gibi hazırlıklıyız. Hatta bir erken seçim olsa daha da iyi olur. Çünkü hükümet baskılar uyguluyor. En azından seçim olursa bu baskılardan kurtulup işimize bakarız. Seçimi öne aldıklarında ben Kadıköy olarak üzüntü duymam, tam tersine rahatlarım. Esas gündemde olan Kadıköy’ün bölünmesi konusu var. Ankara’da bunun için ciddi bir çalışma yapılıyor. Biz de bunu Başbakan’ın ağzından öğrendik. Amaç, Kadıköy’ün ikiye bölünmesinden sonra Ümraniye ve Maltepe’nin gecekondu bölgelerini birleştirmek ve AKP’ye orada seçim alma şansı yaratmak. Bunu zamanında rahmetli Özal da yapmıştı. Meğer hükümet ortadan bölmeye gelmiş. Böldüğü öbür tarafta ise ne kamu binası ne bir şey var. Peki, kardeşim bunları nereye koyacaksınız? CHP’Lİ ERSİN’İN 6 YILLIK ÇABASI ‘Kadıköy halkı hesap sorar’ Ben yaptım oldu, mantığı mı? Aynen öyle. Ama nereye kadar gider? Çünkü demokratik bir ülkede yaşıyorsak bir hukuki denetim de olmalıdır. Kadıköy halkı çok tepki veren ve haklarını arayan bir yapıya sahiptir. Bu, yaptım, ettim, anlayışını kabul edecek değiller. Gereken her şey sonuna kadar yapılacaktır. Göztepe Parkı’na cami yapılması için epeyce dayatma olmuştu. Sonuç ne oldu? Vatandaşların başvurusu üzerine İdare Mahkemesi’nce iptal kararı verildi. Dava şu anda Danıştay’da. Ama konu bitti. Müfettişlerin verdikleri raporlar çok kesin ve net. Bu tip yeşil alanlara yapılaşma yapılmaması gerekiyor. Bu aynı zamanda emsal de teşkil edecek. Meclis uyuşturucu pazarını araştıracak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, AKP ve MHP’nin ortak önergesiyle Türkiye’de kullanım yaşı 11’e kadar inen uyuşturucuyla mücadelenin yollarının saptanması amacıyla TBMM Araştırma Komisyonu kuruluyor. Uyuşturucu konusunu Meclis gündemine aldırmak için 6 yıldır mücadele veren CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, devletin bu olayı “dört tarafından yapılan saldırı gibi görüp, Kurtuluş Savaşı gibi bir mücadele vermesi gerektiğini” söyledi. Siyasiler, kullanım yaşının 11’e kadar indiği uyuşturucu kullanımının önlenmesi ve mücadele yöntemlerinin belirlenmesi için Meclis’te bir araştırma komisyonu kurulması konusunda uzlaştı. CHP’li Ahmet Ersin’in yanı sıra, AKP ve MHP’nin aynı içerikte verdiği önergelerin görüşülmesine geçen salı günü başlandı. Görüşmelerin tamamlanmasının ardından komisyonun kurulması bekleniyor. İlk ve ortaöğretim kurumlarında “uyuşturucuyla mücadele haftası” ilan edilmesi için de çaba harcayan CHP’li Ahmet Ersin, uyuşturucu konusundaki resmi rakamların, kullanımın ve pazarın “ürkütücü boyutunu” ortaya koyduğunu söyledi. “Uyuşturucuyla mücadele devlet politikası olmalı” diyen Ersin, konunun Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) masaya yatırılmasını önerdi. Uyuşturucu bağımlıları için özel rehabilitasyon merkezleri kurulması gerektiğini ve bağımlıların “akıl hastaneleri”ne gönderilmemesi gerektiğini belirten Ersin, “Devlet bu işi dört tarafından yapılan saldırı olarak görmeli ve Kurtuluş Savaşı gibi bir mücadele etmeli” dedi. Türkiye’de 1 yılda yaklaşık 5 milyar dolar uyuşturucu parası dolaştığına dikkat çeken Ersin, “Bu paranın, 3.5 milyarını uyuşturucu alımsatımı oluştururken, 1.5 milyar dolar gibi büyük bir bölümü de rüşvet ve diğer yasadışı işlerde kullanılıyor” dedi. Son yıllarda sınır kapılarından Türkiye’ye girişi ve satışı kolay olduğu için Captagon, Extacy gibi uyuşturucu haplara ağırlık verildiğine işaret eden Ersin, bunların da eroin kadar tehlikeli olduğuna dikkat çekti. Ama 1989 yerel seçimlerinde bu Özal’a ters tepmiş ve oraları SHP almıştı… Evet. Şimdi aynı oyunu bir kez daha görüyoruz. Kadıköy’ün nüfusu çok fazla, bölelim, deniliyor. Öte yandan Eminönü Fatih’le birleştirilip bir milyonluk bir ilçe yaratılıyor. Bu alınan kararın tamamıyla AKP’nin seçim sonuçlarına yönelik siyasi bir manevra olduğu çok ortada. Ama şunu söyleyebilirim ki bölünmeden sonra ortaya çıkacak ilçeyi de CHP alacaktır. Muhtemelen orada tek bir CHP’li belediye başkanıyken iki CHP’li belediye başkanı olacağız. zim arkadaşlar, “Bir dakika. Bu işte bir yanlışlık var. Bölünme kararını veren AKP hükümeti. Bize bilgi vermesi gereken sizlersiniz. Neden bize soruyorsunuz?” dediler. O da “Bizim de haberimiz yok” diye cevap verdi. Yani ortada komik bir durum var. Belediye Meclisi üyelerinin haberi yok. AKP’li Meclis üyeleri bile bundan şikâyetçi. Bizden bilgi istiyorlar. ‘Ortada komik bir durum var’ T Peki, bu konu Kadıköy Belediye Meclisi’nde konuşuldu mu? Evet, konuşuldu. Basında, kamuoyunda bu konu yoğun şekilde tartışılırken geçen gün AKP Grup Başkanı Sayın Rıza Saka Belediye Meclisi toplantısında, “Kadıköy bölünüyor. Kadıköy Belediye Başkanı niye bize bilgi vermiyor?” diyerek konuyu gündeme getirdi. Biz de döndük, onlara baktık. Bi Mutlaka referanduma gidilmesi lazımdır. Onun sonuçlarına göre uygulama yapılır. Böyle bir adım atılmadan araştırma yapılır. Bölge halkına, belediye meclisi üyelerine böyle bir bölünmeyi isteyip istemediği sorulur. Kadıköy’de AKP’li Belediye Meclisi Grup Başkanı’nın dahi haberi olmadığı bir olay. Artık siz varın Türkiye’nin nasıl yönetildiğini düşünün. Türkiye tek adam dönemine girdi. Tek adam yatıyor, kalkıyor, aklına bir şey geliyor, onu ayyip Bey’e Kadıköy Belediyesi’ne uygulamaya koyuyor. neden yardım etmediğini Bu nasıl bir demokrasi? sorduğumda yakamdaki Atatürk Adı demokrasi. Adı derozetini göstermiş, cami amblemli mokrasi olur da insanlar deİstanbul rozetini takmamı istemişti. mokrat olmazlar. Bizimki de ona benziyor. Türkiye’de demokrasi var gibi gözüküyor. Oysa Türkiye’de AB Yerel Yöne Ama sonuçta uygulamalara baktığıtimler Şartnamesi 1993’te yürürlüğe gir nızda hiçbirinde demokrasi yok. Bu işin birinci yönü. Hükümetin bu di. Buna göre Türkiye’de belediyelerin sınırlarının değiştirilmemesi gere işe el attığını ilk duyduğumuzda sevinkir. Değiştirilecekse de mutlaka refe dik. Sandık ki Kadıköy’e hükümet koranduma gidilmesi şartı var. Sayın Baş nağı, adliye, maliye binaları yapacakbakan bir şey olduğunda sık sık “Ha lar. Çünkü hepsi darmadağın. Kaymadi referanduma gidelim” diyor. Ama kamlık bir köşke sıkışmış durumda. burada, “Bölge halkı ne düşünür?” Milli Eğitim, tapu daireleri ayrı ayrı yerdemiyor. Kendi yaptığı hesaba bakıyor. lerde. Adliye, maliye birkaç binaya bö AB normlarına göre bunu yapa lünmüş durumda. Ama baktık, bunlarla uğraşan yok. mazsa ne olur? ‘Bugünü görmek mümkündü’ Sizin Tayyip Erdoğan’la ilgili, onun hiçbir zaman demokrat olamayacağı, değişemeyeceği düşüncesini sizde yerleştirdiğini söylediğiniz bir anınız var. Bunu anlatır mısınız? Tayyip Bey’in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemdeki tavrıyla bugünkü tavrına bakmak lazım. Göreceksiniz ki hiçbir şey değişmemiş. Belediye Başkanlığı’nı devraldığı törende ne saygı duruşunda bulunulmasına izin verdi ne de İstiklal Marşı’nı okuttu. Daha sonraki dönemlerde karşılıklı görüşmelerimiz oldu. Bir gün kendisine Kadıköy Belediyesi’ne neden yardım etmediğini sorduğumda yakamdaki Atatürk rozetini göstermiş, cami amblemli İstanbul rozetini takmamı istemişti. Tayyip Bey’in belediye başkanlığı dönemindeki tutumu bugünkü tavırlarıyla çok uyuşuyor. O günden bugünü görmek aslında mümkündü. Her ne kadar, “Değiştim” ya da “Değişti” diyorlarsa da 1994’teki Tayyip Bey neyse 2008’deki Tayyip Bey odur. Tabii, bu onun açısından başarı. Çünkü kendi çizgisinden hiç sapmadı. CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle