02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 ŞUBAT 2008 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B S B B B B B B B 12 17 18 13 19 18 20 16 13 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B PB PB PB B S S S B 11 14 10 10 8 11 4 2 20 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B Y B Y Y K K B 18 17 11 15 10 11 1 4 2 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Anadolu’nun ve Güneydoğu Anadolu’nun doğusu ile Ağrı ve Iğdır çevreleri yağışlı geçecek. Yurdun iç ve doğu kesimlerinde sabah saatlerinde buzlanma ve don olayı ile birlikte sis bekleniyor. Hava sıcaklığı tüm yurtta 24 derece artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K K K Y Y Y Y Y Y 5 4 5 11 8 10 10 12 15 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y PB Y PB PB PB PB PB PB 13 14 14 14 16 14 16 16 13 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB Y K Y Y Y K Y Y 5 20 1 16 10 9 5 18 15 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada ta geçirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır” diyor. Kimi köşeler tek cümleyi yukarıdakini savunmak için kullandılar. Sanki türbanlı anayasa maddelerini zoraki onaylamış ve kaygıları giderici bir önlemin peşindeymiş gibi yorumladılar. Oysa gerçekten ulusu bütünüyle kucaklayan bir Cumhurbaşkanı olsa Çankaya’daki; görevi ve sorumluluğu gereği “bazı” dediği vatandaşların endişelerinin anlayışla karşılanmasını tavsiye edeceğine, tavşana kaç tazıya tut’a benzeyen bir tutum sergilemez; kamuoyu önünde hükümete toplumdaki bölünmenin derhal önüne geçecek önlemler alınması çağrısında bulunurdu. Ne yaptı Çankaya’daki AKP’li? Gerekçenin sonuna hamamın namusunu kurtarmaya yönelik, “endişeleri giderecek düzenlemelerin hayata geçirilmesini” isteyen bir cümleyle sorumluluktan sıyrılacağını sandı. ??? Çankaya’ya çıktığından beri attığı her adımında siyasal ve toplumsal yaşamda rahneler açıyor. YÖK Başkanlığı’na getirdiği kişinin sergilediği manzaraya bir bakın. İlme, bilime ve hukuka saygılı bir üniversiteye yakışıyor mu? Ayağının tozuyla üniversiteleri ikiye bölmeye ve yargı kararlarını umursamadan çözmeye girişti. Türbanlı anayasa maddelerinin Resmi Gazete’de yayımlandığı gün; hiç kuşku yok, yüksek yerlerden aldığı rüzgârla rektörlere, “ayrıca bir kanuni düzenlemeye ihtiyaç bulunmadığını” YÖK Yasası’nın 17. maddesinde değişikliğe gerek olmadığını yazıyla bildirdi. Ne Anayasa Mahkemesi, ne Danıştay ve ne de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin türbanla ilgili kararları... Adam kendini devlet içinde devlet, yargı üstü bir güç gibi görüyor. Üstelik 10 ve 42. maddelere dayanarak türbanlıyı kabul etmeyecek üniversite rektörlerini “…uygulama yapılması kamu görevi ifa eden yükseköğretim kurumlarının yöneticilerinin görev, yetki ve… ‘sorumluluğudur’” diyerek, dediğimi yapmazsanız; hakkınızda yasal işlem yaparım der gibi aba altından sopa gösteriyor. Şimdi ne olabilir? YÖK’ün uygulamaya geçilmesini “emir telakki” edip, yargı kararlarını umursamayacak rektörler de çıkabilir. 17. madde düzenlemesi yapılmadan türbana üniversite kapılarını açmayı kabul etmeyen rektörler de. ??? Daha bugünden bir hukuk devletinde yaşadıkları için yargı kararlarına saygı duyarak uygulama yapan ve yapacak olanlardan kaçının rektörlükten ayrılacağı yazılıyor. Bu haberler Çankaya’dakinin, hükümetin ve YÖK temsilcilerinin beklentisini açığa vuruyor. Sayın Ahmet Necdet Sezer zamanında rektörlüğe getirilenlerin gitmesini bekliyorlar; Çankaya’daki de, hükümet de, YÖK’ün AKP’li yeni yöneticisi ve yöneticileri de… Bu, görev süresine bağlı “temizlik” gerçekleştiği gün; üniversiteler, öğretim üyeleri ve yönetim kadrolarıyla imam hatip üniversitelerine dönüşecek. Kısacası bir zaman sonra üniversiteler dikensiz gül bahçesi! ??? Geçen hafta sonunda bir iki köşe, onayı geciktiren Çankaya’daki AKP’liyi aklamak için çabaladı. Çankaya, uzlaşı aramış… Bir sivil toplum örgütü görevi üstlenmiş; CHP ile mutabakat aramış. “Aracı” CHP’ye RTE’den “İstedikleri gibi yazsınlar 17. maddeyi, aynen kabul edelim” diye haber getirmiş. RTE, durmadan kapalı kapılar arkasında siyaset döneminin kapandığını yineleyip övünür ve bir yandan Çankaya, bir yandan hükümet, siyaseti el altından yapmaktan çekinmez. Deniz Baykal’ın, bu önerileri getirenlere verdiği yanıt, RTE’nin siyaset anlayışını açığa vuruyor: “…Birlikte yola çıktığı ortaklarını satanlara nasıl güveneyim… Bizim bu pazarlıklarla işimiz yok!..” RTE’nin ortağı Bahçeli’ye duyurulur. Büyük abi susturdu! Dink davasında, polis muhbiri Erhan Tuncel, ifadesi alınan sanık Ersin Yolcu’ya ‘sus’dedi. O. S’nin yaşı 17 olarak kabul edilirken sanıklar ve avukatları yine hakaretler yağdırdı HİLAL KÖSE GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katil zanlısı O. S., azmettirmekten sanık Yasin Hayal, emniyet muhbiri Erhan Tuncel’in de aralarında bulunduğu 19 sanığın yargılanmalarına devam edildi. Sanık Ahmet İskender’in, Hayal’in Dink cinayetinden 2 ay önce yazar Orhan Pamuk’u öldürme planları yaptığını öne sürdüğü duruşmada Tuncel, ifadesi alınan sanık Ersin Yolcu’ya “sus” diye komut verdi. Davada, sanık O. S.’nin hastane doğumlu olduğu gerekçesiyle yaş düzeltmesine gerek olmadığına karar verilerek yaşı 17 olarak kabul edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Tuncel’in de aralarında bulunduğu 8 tutuklu sanık getirildi. Dink’in eşi Rakel Dink ve kızı Delal Dink ile kardeşi Hosrof Dink’in de katıldığı duruşmayı AKP ve CHP milletvekilleri de izledi. Duruşmada O. S.’nin Dink ailesi avukatlarından Kezban Hatemi’ye küfrettiği belirtildi. Hatemi ise küfrün aileye edildiğini söyledi. Hayal’in avukatı Fuat Turgut da duruşmada “Kuduz Ermeniler” diye bağırınca mahkeme başkanınca uyarıldı. Tutuklu sanık Ersin Yolcu, O. S.’yi Yasin Hayal’in isteği üzerine otogara bıraktığını anlattı. Yolcu’ya “O. S.’yi olaydan bir gün önce mi, yoksa 17 Ocak’ta mı otogara bıraktığı” soruldu. Bu sırada Tuncel, Yolcu’ya “Sus” dedi. Yolcu da “susma hakkı”nı kullanacağını belirtti. Tutuklu sanık Ahmet İskender, “Dink öldürülmeden 2 ay önce Yasin Hayal bana Orhan Pamuk’u öldüreceğini söylemişti. Çaycı Süleyman etkili bir kişidir. Hayal’i bu düşünceden vazgeçirdi” şeklinde ifade verdi. Mahkeme başkanının sorusu üzerine Hayal, Veli Küçük’ü tanımadığını söyledi. Tutuklu sanık eski Alperen Ocakları Başkanı Mustafa Öztürk, Tuncel’in ocaktan uzaklaştırılması konusunda, “Legal oluşumlar bizim örgütlenmemizin içine girebiliyorlar. Erhan’ı Elazığ BBP’ye sorduk. Güvenilmez dediler” diye konuştu. ‘Yazıcıoğlu ile görüşürüm’ BBP Trabzon İl Başkanı tutuksuz sanık Yaşar Cihan, davanın ‘Sanıklar neden rahat?’ Hrant Dink’in eşi Rakel Dink ve kızı Delal Dink ile kardeşi Hosrof Dink’in de katıldığı duruşmayı AKP ve CHP’li vekiller de izledi. Beşiktaş İskele Meydanı’nda bir araya gelen “Hrant’ın Arkadaşları” basın açıklaması yaptılar. Sanatçı Şevval Sam, “Amacımız arkadaşımızı katleden şebekenin ortaya çıkarılması, suçluların cezalandırılması. Yani adalet istiyoruz” dedi. Sam, sanıklardaki rahatlığın nereden geldiğini sorarak şöyle devam etti: “Türkiye’nin geleceği Hrant’ın katillerinin, onları yönetenlerin ve kollayanların cezalandırılması ile aydınlanır.” (VEDAT ARIK) sanıkları için “Hepsi benim oğlum. Sözümden çıkmazlar” diye konuştu. Cihan, “Vatan haini olmayan hiç kimsenin katlini vacip görmeyiz. Dink vatan haini değildi” dedi. Cihan, Tuncel’in olayla ilgisi olduğunu ilk gün nereden bildiği sorusunu “Babalık hissi” diye yanıtladı. Cihan, BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu ile günde iki kez telefonda konuştuğunu anlattı. Cihan, amcasının oğlu Salih Öztürk’ün Ukrayna’daki evinde Yazıcıoğlu’nun kaldığını, evde Haluk Kırcı’nın kaldığının ise ispatlanmadığını söyledi. Cihan, Hayal’in BBP üyeliğinin olaydan 34 ay önce silindiğini belirtti. Tutuksuz sanıklardan Halis Egemen, “Yasin Hayal’in niyeti öldürmek değildi” diyerek McDonald’s bombalamasının detaylarını anlatmaya başladı. Bu sırada Hayal, “Yeter be! McDonald’s mı yargılanıyor” diye bağırdı. Hayal, kendisine soru sormak isteyen avukat Erdal Doğan’ın üzerine yürümek isteyince salondan çıkarıldı. Avukat Fuat Turgut da Hrant Dink’e “Tescilli Türk düşmanı” diyerek hakaret etti. Tepki üzerine Turgut salondan çıkarıldı. Delal Dink, “Babam Türk düşmanı denildiği için öldürüldü. Bu ifade babamın en nefret ettiği şeydi” dedi. Mahkeme heyeti, dosyaya ilişkin imha edilen tutanak ve telefon görüşmelerinin varsa yedeklenmiş CD ve dokümanlarının istenmesine karar verdi. Müdahil avukatlarının, Egemen ve Cihan’ın tutuklanması ve duruşma CD’lerinin kendilerine verilmesi yönündeki talepleri reddedildi. Mengü: Açığa alınsınlar İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, “Yargılama sürecine dahil edilmesi gerekirken dahil edilmeyen kişiler var mı, araştırıyoruz” dedi. CHP’li Şahin Mengü, “Bu davanın ve İçişleri Bakanlığı’nın emniyet mensuplarıyla ilgili açtığı soruşturmanın selameti açısından, eski Trabzon Emniyet Müdürü şimdiki İstihbarat Dairesi Başkanı’nın (Ramazan Akyürek), Trabzon Jandarma Komutanı’nın, İstanbul Emniyet Müdürü ile İstanbul İstihbarat Şube Müdürü’nün süratle açığa alınmasını istiyoruz. Eğer bu adı geçenler açığa alınmazsa ne bu davanın yargılaması selametle sonuçlandırılır ne de açılan soruşturma neticeye varır. Soruşturma bir gösteriden öteye geçmez” diye konuştu. ve terör örgütü PKK... Sondan başlayalım... Örgütün durumuyla ilgili değişik bilgiler geliyor. Darbe aldığı kesin. Ancak bu tür çok destekli ve çok boyutlu örgütlerin böylesi darbelerle tamamen silineceğini düşünmek gerçekçi olmaz. Örgüt başının İmralı’dan verdiği talimat şuydu: Yaz başına kadar silahlı militan sayısını 10 bine çıkartın. Örgütün bilinen silahlı gücünün 4 bin 5005 bin kadar olduğu düşünülürse, bu talimatın ne anlama geldiği açık... Bu bağlamda sınır ötesi operasyon için “önleyici girişim” tanımı da kullanılabilir. Kuzey Irak’taki gruplarla terör örgütü birbirinden tam olarak ayrılabilir mi? BarzaniTalabani terörle mücadelede samimi olursa ayrılır. Ne kadar samimi? Türk ordusunun şu anda sürdürdüğü operasyona direnen teröristler bu gücü nereden, nasıl sağladı? Hedef tabii ki sadece teröristler. Ancak bundan teröristlere destek verenlere göz yumulacağı anlamı da çıkarılmamalı... Bu bağlamda operasyonun hedefleri için başlıktaki tanımlama uygun olur. Bağdat ne yapıyor? Doğal olarak Washington’a bakıyor! ??? Herkesin yanıtını aradığı soru şu: ABD bize bu desteği neden sağladı? ABD yönetiminden çok net açıklamaların geleceğini düşünmüyoruz. ABD’nin şu aşamadaki tutumunu şöyle maddeleyebiliriz: 1 Önümüzdeki dönem, Afganistan’dan Balkanlar’a kadar atacakları adımlarda Türkiye’yi yanlarında görmeyi planladılar. ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın operasyon sonrasındaki şu açıklaması her şeyi özetliyor: “Türkiye ile PKK konusunda mutlak bir dayanışma içinde olduğumuzu dile getirmeye devam ediyoruz.” 2 Irak’taki dengeler ve petrol paylaşımı içinde kuzeye bugünkü görünümden daha ileri bir “güç” verilmemesi görüşü benimsendi. 3 ABD, Irak’ı tek başına kontrol edemeyeceğini gördü. Irak’ın çevresinde de Türkiye’den daha fazla güvenebileceği bir ülke yok. ??? Gelelim Ankara’nın durumuna... ABD desteğini yukarıda özetledik. Konuya uluslararası ilişkiler bağlamında yaklaşmak gerekirse şunu söyleyebiliriz: Ne 20032007’de terör örgütünün Irak’ta güçlenmesine izin veren ABD düşmanımızdı ne de bugün terör örgütüne yönelik her türlü operasyonu düzenlememize izin veren ABD dostumuz! Türkiye’nin böyle yaklaşıp, ulusal çıkarlarını her şeyin üzerinde tutması gerekiyor. Asker düzenlediği operasyonla tutumunu en açık şekilde ortaya koydu. Hükümete gelince... Başbakan, hafta sonu Türk Silahlı Kuvvetleri’ne övgüler yağdırdı. Üzerine de şiir okudu... Yanına da şunu söyledi: “Kuzey Iraklı kardeşlerimiz kesinlikle endişeye kapılmasınlar. Operasyon sadece teröristleri temizlemeye yönelik.” Elbette öyle ama, yukarıda aktardığımız gibi teröriste destek verene de başbakan düzeyinde “ayağını denk al” demek gerekmez mi? ankcum?cumhuriyet.com.tr Yemen elçisi başını örtmedi Şeriatla yönetilen Yemen’in büyükelçisi, ‘örtünme zorunluluğuna’ karşın kendi cumhurbaşkanı önünde başı açık olarak yemeğe katıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Yemen Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Saleh’in onuruna verdiği akşam yemeğine, şeriat ile yönetilen Yemen’in kadın büyükelçisi Noria el Hamami’nin başı açık katılması dikkat çekti. Gül’ün, Saleh’in onuruna düzenlediği yemek dün saat 20.00’de Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirildi. Eşsiz düzenlenen yemeğe, aralarında TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in de bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. Arap ülkelerinden Türkiye’ye atanan ilk kadın büyükelçi olan Yemen’in Ankara Büyükelçisi El Hamami’nin, kendi ülkesinin cumhurbaşkanı önünde başı açık bir şekilde yemekte bulunması dikkat çekti. Yemen’de kadınların kendi ülkelerindeki davetlerde ya da kendi ülkelerinin temsil edildiği davetlerde şeriat kuralları gereği başlarını kapama zorunluluğu bulunuyor. IŞIL ÖZGENTÜRK Acı ve hayat üstüne ? Baştarafı Arka Sayfada edinmiştir ve okları en uzağa eriştirebilmek için kendi gücüyle sizleri gerer. Yayı gerenin elinde seve seve bükülün. Çünkü oku atan o güç, uzaklaşan okları sevdiği kadar elinizdeki sağlam yayı da sever.” YEMEK VE İÇMEK ÜZERİNE: “Sonra han sahibi yaşlı bir adam söz aldı, ‘Bize yemek ve içmekten söz et’ dedi. Ve El Mustafa yanıtladı: Olabilse de yeryüzünü saran buhur ve bitkiler gibi aydınlıkla beslenerek yaşanabilse, ama değil mi ki, yemek için öldürmek ve susuzluğunu gidermek uğruna, yeni doğmuş bebeği bile anasının sütünden mahrum etmek zorunda kalıyorsun, öyleyse bırak da bu davranışın bir tapınma görüntüsüne bürünsün. Bırak da sofran herkesin ortaklaşa yemek yediği bir sofra olsun. Bil ki, böyle bir sofraya katılanların içi, ormanların ve ovaların bilinen o saf temizliğinden daha saf ve temiz olur. Bir hayvanı öldürdüğünde içinden şunları geçir: ‘Seni kesip öldürten güç, günü gelince beni de öldürecek ve ben de senin gibi tükeneceğim. Seni benim ölümcül ellerime gönderen, beni de daha güçlü bir ele teslim edecek.’ Bir elmayı dişlediğinde içinden şunları geçir: ‘Tohumların benim vücudumda boy atacak, senin geleceğinin tomurcukları, benim yüreğimde yeşerecek, senin kokun, benim soluğum olacak.’ Mevsim sonbahara erdiğinde, bağından üzümleri toplayıp da cendereye doldurduğunda içinden şunları geçir: ‘Ben de sizler gibi bir asmayım ve benim yemişim de bir gün toplanıp aynı cendereye doldurulacak.Ve tıpkı yeni bir şarap gibi sonsuzluğun fıçılarında saklanacağım.’ Mevsim kışa erdiğinde, hazırladığın şarabı içerken, doldurduğun her kadeh için yüreğinde bir şarkı olsun.Ve o şarkıda sana hasat günlerinde, üzüm bağını ve cendereyi anımsatan sözcükler olsun.” Sağ ol Cibran.. kadehimi şu ölümün sinsice dolaştığı dünyada senin için kaldırıyorum. ‘Kimse uygulamam diyemez’ İktidardan Özcan’a destek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın üniversitelere “Türban yasağını kaldırın” talimatına AKP’den destek geldi. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, anayasa değişikliğinin uygulanması için YÖK Yasası’nda değişiklik yapılmasına gerek olmadığını ileri sürerek “Kimse ‘uygulamam’ deme hakkına sahip değil. Uygulamazsa anayasaya ve hukuka aykırı davranmış olur” dedi. Bozdağ, gazetecilerle sohbet ederken YÖK Yasası’nın ek 17. maddesinin ne zaman TBMM gündemine getirileceğine ilişkin soru üzerine, bunun için Anayasa Mahkemesi’nin kararının beklenmesinin daha doğru olacağını söyledi. 17. maddede yapılacak değişikliğin sınırlama olduğunu kaydeden Bozdağ, “Aslında zaten bu sınırlamalar diğer yasalarda mevcut. Terörle mücadele ile ilgili yasada bazı kıyafetler, Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceği Hakkında Yasa’da yine aynı şekilde bazı kıyafetler yasaklanmış” dedi. Bozdağ, Özcan’ın genelgesine karşın bazı üniversitelerin anayasa değişikliğini uygulamadığının anımsatılması üzerine, “Anayasa, bütün kurumları bağlar” dedi. MALATYA KATLİAMI DAVASI EMEKLİ VEKİLE MAAŞ ZAMMI Avukatlardan reddi hâkim istemi SELAHATTİN GÖKATALAY Tepkiler AKP’ye geri adım attırdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı’na eklenen “temsil tazminatı” formülüyle milletvekillerinin emekli maaşının arttırılmasına ilişkin düzenlemeyi yoğun tepkiler üzerine geri çekme kararı aldı. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, partinin böyle bir çalışması olmadığını ileri sürerek buna onay vermediklerini ve düzenlemeyi geri çekeceklerini söyledi. Milletvekillerinin emekli maaşına temsil tazminatı formülüyle 10001500 YTL dolayında zam yapılmasını öngören düzenleme, yoğun tepkiler üzerine geri çekiliyor. AKP’li Bozdağ, gazetecilerin soruları üzerine, “Parti grubumuzun böyle bir çalışması olmadı. Milletvekili arkadaşların görüş bildirme ve önerge verme hakları var. Ama biz böyle bir düzenlemeye onay vermedik” dedi. Bozdağ, “Düzenlemeyi geri çekeceksiniz diyebilir miyiz” sorusu üzerine, “Deyin” yanıtını verdi. MHP’den ‘yorum yok’ MHP ise Özcan’ın uygulamasıyla ilgili tartışmalara girmeme kararı aldı. Ancak MHP’den bir üst düzey yönetici, “Biz sorunun çözülmesini istiyoruz. Eğer YÖK Başkanı’nın yöntemiyle çözülecekse böyle çözülsün. Böyle çözülemiyorsa ek 17. değişikliği yapılarak çözülür” görüşünü dile getirdi. MALATYA Malatya’da Zirve Yayınevi’nde 3 Hıristiyanın katledilmesiyle ilgili davanın müdahil avukatları, Hrant Dink davasında olduğu gibi, duruşmalarda ses ve görüntü kaydı yapılmasını istediler. İsteklerinin kabul edilmemesi üzerine de avukatlar reddi hâkim talebinde bulundular. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada ilk sözü alan müşteki avukatlarından Özkan Yücel Soylu, sanıkları suça yönlendiren çetenin halen dışarıda faaliyette bulunduğunu belirtti. Dava dosyasının 31 klasörden oluştuğuna ve bunlardan 16’sının sadece Zirve Yayınevi’nin bilgisayar kayıtlarını içerdiğine dikkat çeken Soylu, “Bu dosyalarda Hıristiyan olduğu söylenen insanların isimlerinin olduğu söyleniyor. Bu insanlar da risk altında olabilir. Bu 16 klasör dosyadan çıkarılsın” diye konuştu. Soylu, ayrıca yargılamanın daha sağlıklı yapılabilmesi ve bilgiye ulaşmaları konusunda emanette bulunan olay yeri ile yer gösterme CD’lerinin birer kopyalarının kendilerine verilmesini istedi. Müşteki avukatlarından İbrahim Kalı da duruşmanın sesli ve görüntülü izlenmesi için Adalet Bakanlığı’na başvurulmasını istedi. Mahkeme, müşteki avukatlarının tüm taleplerinin reddine karar verince müşteki avukatları reddi hâkim talebinde bulundular. Mahkeme duruşmayı 17 Mart’a erteledi. Tasarı komisyonda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın böyle bir çalışma yapılması yönünde ne talimatı ne de telkini olduğunu savunan Bozdağ, “Tasarı yarın (bugün) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülecek, gereği yapılacak. Sosyal Güvenlik Yasası, bütün çalışanların aynı kapsamda değerlendirildiği, ne kadar prim ödendiyse o kadar emekli maaşı verilmesini getiren bir çalışmadır. Bu tasarıda milletvekilleri de yerini alacaktır” dedi. Ergenekon sanıkları adliyede ? İstanbul Haber Servisi Ümraniye’de ele geçirilen patlayıcılara ilişkin yürütülen “Ergenekon Terör Örgütü” ile ilgili soruşturma kapsamında gözaltına alınanlardan 7 kişi adliyeye çıkarıldı. Aralarında akademisyen ve gazetecilerin de bulunduğu 7 kişi savcılıktaki ifadelerinin ardından tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle