Katalog

SAYFA CUMHURİYET 26 ŞUBAT 2008 SALI 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Nesrin Kazankaya’nın oyunu 1980 darbesinden önce ve sonra bir bilim insanının yaşadıkları üzerine kurulu AYNA ADNAN BİNYAZAR Profesör ve Hulahop... ? “İnsanlık tarihinin her döneminde, bireyler, özgürlük ve sorumluluk sınırlarının belirlenme çatışmasını yaşamıştır. Ancak günümüzde artık sorumluluklardan kaçış yolları giderek tıkanmakta.” Adam ve Kadın karlı bir kış gecesi, dağ yolunda boş bir üçüncü sınıf lokantada tanışırlar. Ya da tanışmazlar, sadece bir araya gelir, bir süre aynı mekânı paylaşırlar. Daha doğrusu, bilimsel bir konferans için bir kentteki bir üniversiteye giderken yolunu kaybeden Adam’ın (Profesör) karşısına birdenbire çıkar, 1960’ların modasını çağrıştıran at kuyruklu saçı ve kırmızı elbisesiyle Kadın. 12 Eylül 1980’leri izleyen yıllar içinde yaşanan bir kesişmedir bu. Gerçek midir? Belleğin bir oyunu mudur (halüsinasyon) Adam’a bu kırmızı elbiseli, müzik dolabından (jukebox) parçalar seçen, hulahop çevirmeyi seven, çok konuşan, çok soran ve sorgulayan, belirli kavramları somutlaştırıp onlara bakarak çağları, dünü, bugünü irdeleyen Kadın? Beklenmedik bir buluşma ve sıradan konuşmalar... Kısa bir süre sonra sıradanlık kırılır. Kadın (Nesrin Kazankaya) ve Adam (Engin Alkan) arasındaki diyalog “birey ve sosyal kimlik olir adam ve bir kadın çevresinde başlargelişirbiter olaylar. Aslında bitmez. Hiçbir zaman bitmeyecektir de... Yaşam sorgulanmaya başladığı noktada bitmeyecektir... Papaz Bob ve Bizimkiler... Günümüz Türkiye’sinde olagelenleri anlamak için, Paul Auster’in “Brooklyn Çılgınlıkları” (Can Yayınları) adlı romanını okumanın tam zamanı! Özgür bir ortamda yetişmiş olan Aurora, ileride “aziz” olacağı saplantısına kapılan David’le evlenir. David, Papaz Bob’la tanıştıktan sonra onun çekim alanına girmiştir. İşte, Papaz’ın Aurora’ya hayatı zehir eden kuralları... “Her hafta kiliseye gitmeyi sürdürdük; bir ay kadar sonra Muhterem Peder Bob yeni bir fikir ortaya attı. Laik kültürün Amerika’yı mahvettiğini, bu tehlikeyi önlemenin tek yolu olarak da bu kültürün sunduğu her şeyi reddetmemiz gerektiğini söyledi. İşte tam o sırada ‘Pazar Fermanları’ dediği bildirileri yayımlamaya başladı. İlk olarak herkes televizyonlarını atacaktı. Ardından sıra radyoya geldi. Sonra kitaplara. Evde İncil’den başka kitap bulunmayacaktı. Sonra telefonlara, ondan sonra da bilgisayarlara, CD’lere, kasetlere, plaklara sıra geldi. Artık müzik olmayacaktı, roman olmayacaktı, şiir olmayacaktı. Sonra dergi aboneliklerimizi iptal etmemiz söylendi. Ardından gazeteler geldi. Artık sinemaya gitmemize izin yoktu.” Bizim din tacirlerinin Papaz Bob’dan farkı ne?.. ??? Seçkin Selvi’nin Türkçe bir roman akıcılığıyla çevirdiği “Brooklyn Çılgınlıkları”nda, Papaz Bob, haftada bir gün, Aurora’lara konuşma yasağı da koymuştur: “Her konuşmamızda Tanrı’nın sesini boğuyormuşuz. İnsanların konuşmalarını her dinleyişimizde Tanrı’nın sözlerini ihmal ediyormuşuz. Bundan böyle kilisenin on dört yaşın üzerindeki her üyesi haftada bir günü mutlak suskunlukla geçirecek diye buyurdu. Böylelikle Tanrı’yla olan bağımızı yeniden kurabilecek, ruhlarımızın içinde onun konuştuğunu duyabilecektik.” Kızlarımıza vaat edilen cennet bu! Çağdaş hayatı onlara cehennem etmek... ??? Nasıl olur da bir kesim kadın, türban sorununun temelinde demokratik düzeni yıkma düşüncesinin yattığını; bunun da, kadınımızı bilgisizliğin kör karanlığına sürükleyeceğini anlamaz?.. Aklı eren nice din adamı, toplumbilimciler, hukukçular, bilgisi sağlam gazeteciler.. türbanı tarihsel kökeniyle, dinsel boyutuyla, etimolojisiyle irdelediler. Çoğu din adamı suspus. Öyle ya, meali açık olan bir konuda ne desinler! Yirminci yüzyılın ilkyarısında kurtuluş savaşı verip çağdaşlaşma yolunda ilerleyen bir toplumda bu çağdışı uygulamayı nereye oturtsunlar?.. ??? Cumhuriyet, ilan edilişinin daha ilk adımında kadını hayatın içine eylemli olarak katmıştır. Bugün Türkiyemizde kadınsız üniversite, kamu alanı, özel sektör.. düşünülebilir mi? Oysa kadın, tesettürle, türbanla siyasal oyunların tuzağına düşüyor. Kendini ilerleteceğine geriletiyor, eylemsizleştirecek koşulların tutsağı kılıyor. ??? Atatürk’ün düşünce devrimiyle kadın haklarında bunca yol alınmışken, türbanlı üniversite öğrencilerinin, meydanlara çıkıp “Ben laik değilim!” diye bağırması, “Yaşasın şeriat!” diye şov yapanları alkışlaması ne acıdır! İnanç da olsa bir ideolojiye körü körüne bağlanmak; aklın yolundan sapıp özgür iradeyi başkalarının güdümüne teslim etmekten başka ne olabilir?.. Not: Geçen haftaki yazımda sözünü ettiğim “Yaprak” ve “Papirüs” dergileri Ankara’da yayımlanmıştır. Düzeltirim. A.B. [email protected] B KARİKATÜR YARIŞMASI... Birincilik ödülü Belarusya’nın Kültür Servisi Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi Sanat Galerisi 2006’da yapılan 24. Aydın Doğan Vakfı Uluslararası Karikatür Yarışması sergisine 8 Mart’a dek ev sahipliği yapıyor. Sergide serbest konulu 24. Aydın Doğan Vakfı Uluslararası Karikatür Yarışması’nda derece alan ve sergilenmeye değer bulunan yapıtlar yer alıyor. Yarışmada birinciliği Belarusya’dan Marina Markevitch kazanmıştı. (0 216 386 26 81) manın zor, karmaşık dengelerini sorgulayan” bir akış kazanır. Nesrin Kazankaya, bir yazar olarak, yine zor olanı seçmiş ve yaşam gerçeklerini, Türkiye gerçeklerini bir bilim insanının mesleki ve sosyal sorumlulukları açısından ele almış. Altyapı çalışmalarında dramaturg Şafak Eruyar titiz bir çalışma yapmış. Oyunun çıkış noktalarından biri; iktidarların gölgesinde bilim. Geçmişle olduğu gibi, günümüzle de örtüşen bir gerçek. Yaşama dair belirsizlikler, sorgulamalar zaman içinde yaşanan olumsuzluklar birbiriyle etkileşim içine girerek kırılmalara, geri dönüşlere zemin hazırlıyor. Söz konusu gerçeklerle hesaplaşırken, yazar, kuantum mekaniğinden rölativiteye, Einstein’dan Oppenheimer’a pek çok alanda dolaşıyor. Gerek Engin Alkan, gerekse Nesrin Kazankaya seyirciyi yer yer zorlayabilecek tartışmaları merak duygularını tetikleyen bir denge içinde götürüyorlar. Aynı denge, görenler hatırlayacaktır, Tiyatro Rast’ın geçen sezon ne yazık ki çok kısa bir süre oynayan “Kuzey Işığı” adlı oyununda da Köksal EngürBülent Emin YararErdem Akakçe üçlüsü arasında yakalanıyordu. Bilimsel teorilerin tiyatro sanatıyla buluştukları noktada çok keyifle izlenen yapıtlar çıkıyor ortaya. 1990’ların sonlarında yazılmış olan (yazarını hatırlamıyorum) “Kuantum Tiyatrosu Potansiyel Tiyatro: Yeni bir Paradigma” bu alanda ilginç bir okuma olabilir. “Profesör ve Hulahop”ta diyalog örgüsü hızlı bir tempoda gelişir. Bu süreçte, Galileo’dan “elektronlardan oluşan kutsal daireye” ki, Kadın’ın hulahop benzetmesi de bu noktada girer devreye, çizilen zikzaklar bireylerin davranışlarından yola çıkarak sistemin ve de insanın ait olduğu sosyal yapının sorgulanmasında düğümlenir. Bu sorgulama, içinde yaşadığımız dünyanın ve sorumluluklarımızın kavranmasıyla mümkündür. Gelinen nokta, Adam’ın, göz ardı etmekte direndiği, belleğinden silip atmak istediği, ama yaşamını etkileyen olayla hesaplaşma noktasıdır 1980 darbesinden önce ve sonra bir bilim insanı olarak yaşananlar/yaşadıkları. Bir yanda teslimiyet ve başarı, öte yanda suçluluk duygusu. Profesör’ün yaşamındaki derin çatlak, kara delik bu noktada çıkar ortaya; “Gittim. Gitmek zorundaydım. Ne yapabilirdim ki?” Yapılanlar, yapılması gerekenler, yapılmayanlar, göz yumanlar, muhbirler, ölenler, öldürenler... Karanlık... İki kişilik oyunlarda tabii ki karşılıklı alışveriş, etkitepki ilişkisi güçlü olmak durumunda. Yukarda da belirttiğim gibi, çeşitli inişçıkışlarla, tırmanandüşen gerilimlerle, gülümseten ama arkasında hep eleştirel bir bakışın kendini gösterdiği konuşmalarla sağlanıyor bu ilişki. Olaylar bir polisiye çizgisinde gelişiyor ve seyirci kendini olayın içinde ve de yaşananlara yanıt ararken, darbeleri, tutuklamaları, sorgulamaları, idamları, bilim alanında yaşanan kıyımları düşünürken buluyor bir kez daha.. bir kez daha... Ülke yaşamındaki kara delikler. “Profesör ve Hulahop”u bir üçlemenin ikinci oyunu olarak değerlendiriyorum ve bekliyorum 2000’lerin Türkiyesi’ne hangi pencereden bakacağını Nesrin Kazankaya ve Tiyatro Pera’nın. ÜLKE YAŞAMINDAKİ KARA DELİKLER Nesrin Kazankaya’nın yazıp yönettiği “Profesör ve Hulahop” adlı oyunda Nesrin Kazankaya ve Engin Alkan rol alıyor. KONSERLER YARIN AKŞAM ŞEHİR TİYATROLARI’NDA YENİ OYUN ENKA KÜLTÜR ETKİNLİKLERİ Trilok Gurtu İstanbul’a geliyor Kültür Servisi Down Beat dergisi’nin beş kez “Dünyanın En İyi Perküsyon Sanatçısı” ödülünü verdiği Hintli vurmalı ustası Trilok Gurtu, 4 Mart’ta 20. Enka Kültür Sanat Bahar Etkinlikleri Açılış Konseri’nde ünlü piyanistimiz Sabri Tuluğ Tırpan’la birlikte sahneye çıkacak. (0212 276 22 1415) Boğaziçi bahara Bach’la giriyor... Kültür Servisi Boğaziçi Üniversitesi Klasik Müzik Konserleri, yarın bahara merhaba demeye hazırlanıyor. 10 yıldır birbirinden ilginç oda müziği örneklerini sunan Boğaziçi Üniversitesi konserlerinin bahar 2008 sezonunun teması “Tüm Çağların Bestecisi: Bach” olacak. St. Petersburg Ermitaj Orkestrası’yla, Boğaziçi’nin yüz yıllık orgunun keman söyleşisiyle, Daniel MüllerSchott’un solo viyolonseliyle, piyanist Saleem AboudAshkar’in tuşlarıyla, S.Tuluğ Tırpan’ın piyanosuyla ve Fernando Paiva da Silva’nın vurma çalgılarıyla her ortamda Bach tınlayacak. Konserler her çarşamba akşamı Boğaziçi Üniversitesi’nin Albert Long Hall Salonu’nda yapılacak. ‘Tekrar Çal Sam’ başlıyor... Kültür Servisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları 2008 yılının dördüncü yeni oyunu “Tekrar Çal Sam” 27 Şubat Çarşamba saat 20.30’da Kadıköy Haldun Taner Sahnesi’nde başlayacak. Woody Allen’in yazıp İhsan Mursaloğlu’nun çevirdiği ve Ragıp Yavuz’un yönettiği oyun, 27 Şubat – 9 Mart tarihleri arasında Kadıköy Haldun Taner Sahnesi’nde, 1922 Mart tarihlerinde ise Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde oynanacak. Aynı zamanda bir sevda hikâyesi olan ve çıkmazlarını aşmak için beyninde yaşattığı kişilerle, zaafları, korkularıyla konuşan, kişiliğini arayan bir adamın trajikomik hikâyesinin anlatıldığı oyunda, U. Arda Aydın, Sevtap Çapan, Emrah Özertem, Sezai Aydın, İrem Arslan, Sevinç Erbulak ve Derya Çetinel rol alıyor. (0212 219 10 78) DOSYA NO: 2006/2 Satış Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: Balıkesir İli, Marmara İlçesi, Saraylar Köyü, Köyiçi Mevkiinde kain, tapunun 115 ada, 31 parsel numarasında kayıtlı 161.74 metrekare cinsi arsa olan gayrimenkul Marmara Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 29.12.2004 gün ve 2004/60 Esas, 2004/74 Karar sayılı ilamı ile satılarak ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir. Satılacak olan malın muhammen değeri 9.704,40 YTL’dir. İmar durumu: Saraylar Belediye Başkanlığı’nın 22.12.2006 gün ve 00211/455 sayılı imar durumu yazılarına göre inşaat nizamı bitişik, ticari 3. Kat+1 T.A.K.S. palanında, inşaat alanı 130 metrekare K.A.K.S planından, toplam inşaat alanı 520 metrekare imar pl. pafta no: Bina yüksekliği: 12.50. Bina cephesi: 12.60. Bina derinliği: Planından Önbahçe Mes.: 00. Yanbahçe Mes.: 00. Arkabahçe Mes: 3 metre. Çatı eğimi: %33 olarak bildirilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Birinci Satış 21/04/2008 Pazartesi günü saat 10:00 ile 10:15’te Marmara Adliyesi’nin önünde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderleri geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 01/05/2008 Perşembe günü aynı yer ve saatlerde ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması, rüçhanlı alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılar ile diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15on beş) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi halde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2006/2 Satış sayılı dosya numarasıyla satış memurluğumuza başvurmaları ilan olunur. (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 9877 MARMARA SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA SATIŞ İLANI DOSYA NO: 2007 328 TALİMAT Bir borçtan dolayı hacizli bulunan ve aşağıda tapu kaydında, adedi, cinsi, evsafı, kıymeti ve önemli özellikleri ile satış şartları belirtilen taşınmazlar Müdürlüğümüzce açık arttırma suretiyle paraya çevrilecektir. TAŞINMAZ: TAPU KAYDI: Afyonkarahisar İli Merkez Eşrefpaşa Mahallesi 19K.2b ve 19L1a Pafta 2208 ada 9 parselde kayıtlı 281,00 m2 yüzölçümlü arsa vasfındaki taşınmazdır. İMAR DURUMU: Afyonkarahisar Belediye Başkanlığı’nın 04.10.2007 Tarih ve 977 sayılı yazıları ile taşınmazın konut alanında kalmakta ve bitişik nizam 3 kat % 40 inşaat müsaadeli olduğu bildirilmiştir. HALİHAZIR DURUMU: 2208 ada 9 parsel tapu kaydında her ne kadar arsa olarak geçmekte ise de halihazırda arsa üzerinde yığma kargir sistemde inşa edilmiş mesken binası mevcuttur. Eşrefpaşa Mahallesi 102. sokağa cepheli arsa üzerinde inşa edilmiş bina, bodrum, zemin ve birinci kattan ibarettir. Bodrum ve zemin katı işlenmiş olan ve halen kullanılmakta bulunan binanın birinci katı sadece iç ve dış sıvaları yapılmış, kapı ve pencere doğramaları takılı, içerde ince işçilikleri yapılmamış, yarım inşaat halinde bulunmaktadır. Zemin katı ve bodrum katı kullanılan ve her katta bir dairesi bulunan binanın zemin katında bulunan sobalı daire, 3 oda, 1 salon, 1 giriş holü, 1 tuvaletlavabo, 1 banyo ve 1 mutfak mahallinden ibarettir. Salon ve odanın birisinde yerler ahşap rabıta taban tahtası, diğer odalarda yerler düz beton, giriş holü mutfak, tuvalet ve lavabo mahalli ile banyo mahallinde ise yerler mermer kaplamadır. Salon ve odaların duvarları düz sıva üzeri plastik boya, tavanları kireç badanalı, tuvalet ve banyoda duvarlar mermer kaplamadır. Mutfakta, mutfak tezgâhı mermerden yapılmış, tezgâh alt ve üstünde ahşap mutfak dolapları mevcuttur. Dairenin kapı ve pencere doğramaları ahşap, üzeri düz cam takılı, dış duvarları taş duvar olan bodrum katın, zemin katla aynı plan tertibinde ve zemin katla aynı özelliklere sahiptir. Sahanlık ve basarları mermer kaplama, demir korkuluklu olan merdivenin giriş kapısı da demir yapılmıştır. Dış duvarları taş duvar olan bodrum katın zemin katla aynı plan tertibinde ve zemin katla aynı özelliklere sahiptir. Her katın yaklaşık 100 m2 civarında inşaat alanı mevcut olan taşınmaz şehir merkezine yaklaşık 2 km civarında mesafede bulunmaktadır. KIYMETİ: Taşınmaza 85.000,00 YTL Kıymet takdir edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: TAŞINMAZIN 1. satışı 04.04.2008 Cuma günü saat 14.2014.30 arasında Afyonkarahisar Belediye Mezat Salonu’nda açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetlerinin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartıyla ihale olunur. Böyle bir bedel ile alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak kaydıyla taşınmazlar. 14.04.2008 Pazartesi günü aynı yer ve saatler arasında ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse, gayrimenkul, en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. KDV, Tellaliye resmi, damga vergisi, tüm tapu harç ve masrafları, tahliye ve teslim masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve % 10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007 328 Talimat sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 18/02/2008 (İİK m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. NOT: Tebligatı iade olanlara ve diğer ilgililere ilanen tebliğ yerine kaimdir. Basın: 9776 TAŞINMAZ AÇIK ARTTIRMA İLANI (AFYONKARAHİSAR 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN) Öğrenci kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. ÖZGÜN TUĞÇE AYTEK Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. KAMİL ŞİMŞEK CUMHURİYET 14 K