06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 ŞUBAT 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER ‘Erdal İnönü’ kitabı satışta ? İstanbul Haber Servisi Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı, Erdal İnönü’nün ölümünden sonra yazılan köşe yazıları ve makaleleri içeren “Erdal Bey Sıra Dışı Bir Siyaset Adamının Ardından’’ adlı kitabın piyasaya çıkması nedeniyle anma toplantısı düzenledi. Toplantıya 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de aralarında bulunduğu çok sayıda siyasetçi ve yurttaş katıldı. Demirel, İnönü’nün vefatının büyük bir boşluk bıraktığını söyledi. 9 TİSK’in raporu, Türkiye’de üniversite düzeyinde türbandan çok daha önemli sorunlar olduğunu ortaya koydu Yükseköğrenimde sınıfta kaldık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümetin türban ısrarı üniversiteleri kaosa sürüklerken, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Türkiye’nin 30 OECD ülkesi arasında yükseköğrenim görme oranı açısından kadınlarda sonuncu, erkeklerde ise sondan ikinci sırada bulunduğunu belirledi. TİSK’in “OECD Ülkelerinde Kadınlar ve Erkekler Raporu”na göre, Türkiye’de 2564 yaş grubundaki kadınların sadece yüzde 7.1’i yükseköğrenimden mezun oldu. Bu oran Meksika’da bile Türkiye’nin iki katı olarak gerçekleşirken, Kanada’da yüzde 47.8’e çıkıyor. Yine Türkiye’de 2564 yaş grubundaki erkeklerin sadece yüzde 10.7’sinin yükseköğrenim mezunu olduğu belirlendi. Bu oran, Kanada’da yüzde 41.4, ABD’de yüzde 38.4, Meksika’da yüzde 19.4 düzeyinde bulunuyor. OECD ortalaması ise yüzde 25.4. Türkiye ancak, yüzde 10.2’de kalan Portekiz’i geçebiliyor. Raporda yer alan bazı sonuç ve tespitler şöyle: ? Kadınlarda yükseköğrenimi yaygınlaştırma konusunda başarı düzeyi en düşük ülkeler Çek Cumhuriyeti ve Türkiye oldu. ? Büyüme ile yükseköğrenimden mezun olma oranları arasında bir ilişki bulunmuyor. Ekonomik büyüme hızı Türkiye’nin çok altında kalan gelişmiş ülkelerde yükseköğrenim mezuniyet oranı Türkiye’ye göre çok daha süratli şekilde artıyor. ? Tüm OECD ülkeleri arasında yükseköğrenim görme oranı arttıkça kadınların oranının erkekleri geçtiği de dikkat çekiyor. ? Türkiye’de 2534 ve 5564 yaş gruplarının mezuniyet oranları arasındaki fark, kadınlar açısından 6.1 puan, erkekler açısından 3.2 puan düzeyinde bulunuyor. Buna karşılık, OECD ortalamasında genç nesil kadınlar yaşlılara göre 18.6 puan, genç erkekler ise 7.7 puan daha fazla oranda yükseköğrenim görüyor. Türk bayrağı Newsweek’te ? Haber Merkezi Kırıkkale’de, 600 metrekarelik alana, toprak zemin üzerinde 14 bin parke taş, özel beton ve 1 ton boya kullanılarak yapılan “Anıt Bayrak’’, Newsweek dergisine kapak oldu. Kırıkkale Valisi Mustafa Demirer, daha önce de Europe dergisi ve Reuters Haber Ajansı’na konu olan projenin aynı zamanda “Yahoo” arama motorunda da dünyanın ilk 12 eseri arasından seçildiğini anımsattı. Çelik’ten ‘af’ açıklaması ? Haber Merkezi Üniversitelerde türban dolayısıyla atılan öğrencilere yönelik af çıkacağı haberlerine Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, “duyuru” ile yanıt verdi. Duyuruda, “Bir öğrencinin AKP İletişim Merkezi’ne sorduğu bir soruya verilen cevaptan yola çıkarak hazırlanan haberler gerçeği yansıtmamaktadır” denildi. T ürkiye’de 2564 yaş grubundaki erkeklerin sadece yüzde 10.7’sinin yükseköğrenim mezunu olduğu belirlendi. Bu oran, Kanada’da yüzde 41.4, ABD’de yüzde 38.4, Meksika’da yüzde 19.4 düzeyinde bulunuyor. OECD ortalaması ise yüzde 25.4. Türkiye ancak yüzde 10.2’de kalan Portekiz’i geçebiliyor. Maddi olanaksızlıklara karşın üniversiteyi kazandı, babasının alkolü bırakmasını sağladı MEDENİ YASA Yargıç ve savcı kavga etti ? Yurt Haberleri Servisi Edirne Adliyesi’nde görev yapan Mehmet Tan Yıldız ile savcı Müsebbih Ergin’in duruşma sonrasında yumruklaştıkları, darp raporu alan Yıldız’ın Ergin’den şikâyetçi olduğu ileri sürüldü. Bir duruşmada yan yana oturan Yıldız ile Ergin’in duruşma sonrası mesai bitiminde önce tartıştıkları, ardından da yumruklaştıkları, kavgayı adliye personelinin ayırdığı bildirildi. ‘Kardelen’in eğitim azmi CHP’Lİ MUHARREM İNCİ: Çelik hukuksuz satış yapıyor ANKARA (ANKA) Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, satış yetkisi Maliye Bakanlığı’nda olan bir liseyi sattı. Maliye Hazinesi adına kayıtlı Van Kız Meslek Lisesi, Yatırımlar ve Tesisler Dairesi Başkanı Abdussamet Arslan’ın “önerisi” üzerine Milli Eğitim Bakanı Çelik tarafından bina karşılığı satıldı. Bu satış CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce tarafından Meclis gündemine getirilmişti. İnce bu satışların Van Belediyesi’nin borç batağında olması nedeniyle yapıldığını savunmuştu. Konu ile ilgili olarak 14 Aralık 2007’de soru önergesi veren İnce, Van Kız Meslek Lisesi’nin satışının tamamen kanunsuz olarak yapıldığını savundu. İnce, “MEB’de hukuksuzluk her yerde. Her işlemde hukuksuzluk var. Okulların satılması ile ilgili kendi çıkarmış olduğu kanunda yetkiyi Maliye Bakanı’na veriyorlar. Ama kendisi göz göre göre Maliye Bakanı’nın yetkisini gasp ederek satışı yapıyor” dedi. Ardıç ve Barlas Sabah’ta ? Haber Merkezi Akşam gazetesi yazarı Engin Ardıç ve Posta gazetesi yazarı Mehmet Barlas, Sabah gazetesine geçti. Barlas, Sabah gazetesindeki yazılarının yanı sıra atv kanalında haber sonrası yorumlarda bulunacak. CHP’den eylem ? İstanbul Haber Servisi CHP Şişli İlçe Örgütü, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi olarak kullanılan Tekel Likör Fabrikası arsasının yeşil alan statüsünden çıkarılmasını protesto ederek, yurttaşlara bildiri dağıttı. İlçe Başkanı Dursun Çaltı, “Büyükşehir Belediyesi bu araziye sınırsız katlı inşaat yapılmasını onayladı. Likör Fabrikası arazisini kurtarıncaya kadar eylemlerimiz devam edecek” dedi. ERZURUM (AA) Bingöl’ün Kiğı ilçesinde maddi imkânsızlıklar içinde üniversiteye hazırlanarak 4 yıllık bir fakülte kazanan Gurbet Yılmazcan, azmiyle hem bir meslek sahibi olacağı üniversiteye girdi hem de babasının 30 yıl sonra alkolü bırakmasını sağladı. Bingöl’ün Kiğı ilçesindeki Fuat Dağıstan Lisesi’ni 2006 yılında birincilikle bitiren Gurbet Yılmazcan, mezun olduğu lisede görev yapan asker öğretmen Şahin Kandas’ın girişimleriyle İstanbul’da bir dershanede ücretsiz olarak ÖSS’ye hazırlanmaya başladığını belirterek 2007 ÖSS’de yaşadığı heyecan ve strese rağmen Dicle Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü’nü kazandığını anlattı. Yılmazcan, “Endüstri mühendisliğini istiyordum, ama olmadı. İmkânsızlıklara rağmen üniversite hayalim gerçekleştiği için çok mutluyum’’ dedi. Bu yıl İngilizce hazırlık gördüğünü, ilk dönemdeki sınavlar sonucunda ilk beşe girdiği için özel bir sınıfa seçildiğini belirten Yılmazcan, “Gelecek sene iyi bir derece yaparak yatay geçişle Ankara Üniversitesi Fen Büyük reform 82 yaşında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Köksal Toptan, Türk Medeni Yasası’nın kabul edilişinin 82. yıldönümünü kutlarken, yasanın çağdaşlaşma sürecinde önemli bir kilometre taşı olduğunu vurguladı. TBMM Başkanı Toptan, Türk Medeni Yasası’nın kabul edilişinin 82. yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayımladı. Toptan, “Medeni Yasa, çağdaşlaşma sürecinde önemli bir kilometre taşıdır. Büyük Atatürk’ün önderliğinde ulusça yürütülen bağımsızlık savaşı sonrasında kurulan Cumhuriyet, tarihin en köklü reform hareketlerinden biridir. Bu reform hareketlerinin içerisinde Türk Medeni Kanunu’nun önemli bir yeri bulunmaktadır. Yüce Meclisimiz tarafından 17 Şubat 1926 tarihinde kabul edilen Türk Medeni Kanunu’nun kabul edilişinin yıldönümünü bu düşüncelerle kutluyorum” dedi. Liseyi birincilikle bitiren Gurbet Yılmazcan, mezun olduğu lisede görevli asker öğretmen Şahin Kandas’ın girişimleriyle İstanbul’da bir dershanede ücretsiz olarak ÖSS’ye hazırlandı ve Dicle Üniversitesi’ni kazandı. Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü’ne geçmeyi düşünüyorum. Yükseköğretim kariyerimi en iyi yerde, en iyi derece ile tamamlamak istiyorum. Daha sonra akademik kariyer yaparak ülkeme hizmet edeceğim. Bunun için çok çalışıyorum’’ diye konuştu. Güzel bir gelecek için kız çocuklarının okutulması gerektiğini ifade eden Yılmazcan, şöyle konuştu: “Kızlarımız, kadınlarımız ne kadar eğitimli olursa gele cek de o kadar aydınlık olacaktır. Yıllarca geçici işlerle evimizi geçindirmeye çalışan babam bu konuda çok büyük fedakârlıklar yaptı ve maddi imkânsızlıklara rağmen 3 kızını da okutuyor. Bütün aileler de kızerkek ayrımı yapmadan bütün çocuklarını okutmalıdır. Bu konuda öğretmenlerimiz de köylerde okumak için çırpınan kız çocuklarına yardımcı olmalıdırlar.’’ Babası Kemal Yılmazcan’ın uzun zamandır aralıklarla alkol kullandığını belirterek bu durumun kendisini çok üzdüğünü ifade eden Yılmazcan, “İstanbul’da ÖSS’ye hazırlanırken bir ara ailemi ziyaret için Kiğı’ya geldim. Babama üniversiteyi kazanacağıma dair söz verdim. Ondan da bana, üniversiteyi kazanmam halinde alkolü bırakacağı sözünü aldım. Ben üniversiteyi kazanınca da babam alkolü bıraktı. Bu durum üniversiteyi kazanmam kadar beni sevindirdi’’ diye konuştu. Su kesintisi ? İstanbul Haber Servisi Kartal ve Pendik’te bazı semtlere 14 saat su verilemeyecek. Yarın saat 12.00 ile salı günü saat 02.00 arasında, Esentepe, Karlıktepe, Atalar ve Petrolİş mahallelerinde, salı günü saat 12.00 ile çarşamba günü saat 02.00 arasında DoğuBatı mahalleleri ile Kaynarca, Bahçelievler, Yeni, Sapanbağlar ve Yeşilbağlar mahallelerine su verilemeyecek. Gün geçmiyor ki, Almanya’da yaşayan yurttaşlarımıza ilişkin bir saldırı haberi gelmesin. Almanya’da ırkçı bir rüzgâr bizimkilerin oradaki yaşamını ciddi boyutlarda tehdit ediyor. Türkler tedirgin, Almanlar şaşkın. Bu ırkçılarla nasıl başa çıkılacak? Alman toplumu ırkçı mı? Hayır, toplumun çoğunluğunun ırkçı olduğunu söyleyemeyiz. Nitekim, Türklere yönelik saldırılardan sonra, demokratik Alman kamuoyu Türklerle dayanışma gösterileri yapıyor. Peki Almanlar ırkçı değilse bu ırkçılık nereden besleniyor? İşte burada mesele başlıyor. Almanlar, işin doğrusu Türklerden hoşlanmıyorlar. Almanlar bireyselliği gelişmiş bir toplum. İleri kapitalizm toplumsal yapıları parçaladığı gibi, insanları da kendisinden sorumlu bireyler haline dönüştürüyor. Almanlar ne kadar bireysel iseler, Almanya’ya kırsal bölgelerden göç eden halkımız da o kadar iç içe yaşama yanlısı. Örneğin Almanya’daki bir apartmanda, neredeyse hepsi birbirine akraba Türkler Almanya’daki Irkçılıktan Dersler... yaşıyorlar. Türkler, birbirlerine iş bulmak, kalacak yer bulmak, hatta Almanya’ya yakınlarının gelip yerleşebilmesi için akla hayale gelmeyecek çözüm yolları üretmek konusunda Almanları şaşkınlığa uğratacak girişimlerde bulunuyorlar. Almanlar yaşı 18’i bulan çocuklarını kendi sorumluluklarıyla baş başa bırakmayı tercih ederken, bizimkiler büyük aileler halinde yaşamayı sürdürüyorlar. ??? Bu kadar derin bir kültürel ve sosyal farklılık, ister istemez Almanların Türklere yönelik yaklaşımlarını da olumsuz yönde etkiliyor. Almanların farklı olana karşı geçmişten bu yana soğuk baktıkları, dışladıkları bilinir. Almanlar gündelik hayat içinde Türklerle karşılaştıkça rahatsız oluyorlar. Her ne kadar alternatif Almanlar bu konuda değişik ve olumlu bir tutum gösterseler de, çoğunluk sıradan Alman için Türkler bir “kâbus” olarak kabul ediliyor. Almanya’da demokratik bir sistem var, yasal olarak Türkler birçok haklarını kullansalar da, birçok yerde ırkçı önyargılara takılıp kalıyorlar. ??? Bir toplumun gelişmişliğinin sınandığı en önemli alan, kendisinden farklı olana karşı tutumu. Almanlar, belki başka bazı uluslarla karşılaştırıldığında demokratik ölçütlere daha uygun davranmaya çalışıyorlar. Yabancılara karşı göreceli olarak daha yumuşak yaklaşıyorlar. Tabii bu da bir yere kadar. Sonuç olarak, onlar Türkleri hâlâ yabancı ve “öteki” olarak görüyorlar ve hoşlanmıyorlar. Bu hoşlanmama siyasi mücadelede değişik sonuçlar doğuruyor. Örneğin Yeşiller, Türklere en sıcak yaklaşan siyasi akım olarak kabul edilebilir. Bu nedenle Yeşiller Partisi içinde çok sayıda Türk ve Kürt milletvekili, yerel Meclis üyesi yer alıyor. Onları Sosyal Demokratlar ve Sol Birlik izliyor. Orada da Türkiye kökenli milletvekillerini görebiliyoruz. Hıristiyan Demokratlara ve ırkçı oldukları bilenen partilere oy verenler ise Türklere sempatiyle bakmadıklarını ifade edecek önlemler alıyorlar. Yabancılar Yasası’nda yıllardır Almanya’da oturan ve Alman vatandaşı olmuş Türkiye kökenlilere yönelik o kadar çok kısıtlayıcı hüküm yer alıyor ki! ??? Siyasi ortamda oluşan önyargılar, gündelik hayat içinde oluşan birikimler, kaçınılmaz olarak ırkçı saldırganlığı tetikliyor. Siyasi tartışmaların yarattığı bunaltıcı ortam, Alman alt sınıflarının giderek sosyal olanaklarını yitirmeleri, öfkeyi dışarıdan gelenlere yöneltiyor. Türkler de bu ülkedeki en büyük azınlık topluluğu olarak saldırının ana hedefi haline geliyor. Almanya’da azınlık olmak, azınlık olarak yaşamak giderek zorlaşıyor. Alman toplumunun yaşadığı ekonomik, siyasi, sosyal bunalımlar Türklerin hedef haline gelmesini kolaylaştırıyor. ??? Her toplumun içinde bir yerlere saldırmaya eğilimli, şiddet yanlısı, ırkçı insanlar ve gruplar bulunur. Almanya içinde de bunlardan çok olduğunu biliyoruz. Almanya kamuoyunda yıllardır sürdürülen “öteki”ni dışlayan anlayış, işte bu tür saldırgan toplulukların harekete geçmesi için elverişli bir ortam yaratıyor. Bir ülkede saldırganlık, şiddet hiçbir zaman kendiliğinden oluşmaz. Bunun mutlaka siyasi ve toplumsal bir arka planı vardı. Almanya’daki gelişmeler de uzun bir birikimin ürünü… Türkiye’den gidenlerin işi giderek zorlaşıyor… CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle