Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 ŞUBAT 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER DİSK’in sempozyumunda, küresel sermaye hareketine karşı küresel örgütlenme gerekliliğine dikkat çekildi 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Dayanışma seçenek değil, temel bir zorunluluk Ekonomi Servisi Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 13. genel kurulunda dünyanın dört bir yanından 40 sendikacıyı bir araya getirdi. “Uluslararası Sendikal Hareket ve Sendikal Mücadelede Yeni Deneyimler” başlıklı bir sempozyum düzenleyen DİSK, uluslararası sendikal hareket içinde görülen farklı anlayışların temsilcilerinin katıldığı toplantıyla uluslararası deneyimleri paylaşma ve karşılaştırma şansı yarattı. Sempozyumda, sendikal haklar kapsamında neoliberal politikalar karşısında geliştirilen mücadele yolları, sendikaların hükümetlere ve uluslararası tekellere karşı aldıkları tutumlar, üçlü yapılara katılımları ve elde edilen başarılar değerlendirildi. Açılış konuşmasını DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin yaptığı sempozyumun ilk oturumunda Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Cenevre Bürosu Müdür Yardımcısı Raquel Gonzales, İngiltere’den TUCCWU Genel Sekreteri Billy Hayes, Güney Afrika Cumhuriyeti’nden COSATU Başkan Yardımcısı Violet Seboni, Fransa’dan CGT Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Sorumlusu Mariannick Lebris birer konuşma yaptı. Sempozyuma Güney Afrika’dan gelen Seboni de uluslararası sendikal hareketi geliştirmek için yeni yollar bulunması gerektiğini belirterek dayanışmanın artışının işçi sınıfı için bir seçenek değil, temel bir zorunluluk olduğunu ifade etti. Sendikaların çokuluslu şirketler karşısında durabilmesinin tek yolunun güçlü bir uluslararası sendikacılıktan geçtiğinin altını çizen Hayes, küresel örgütlenmenin yolunun da küçük ve orta ölçekli şirketlerde de örgütlenmekten geçtiğini dile getirdi. Cuk Oturan Bir Yargı Kararı Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önceki gece Alparslan Arslan ile üç arkadaşı için verdiği kararın gerekçesinde, anayasanın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek, Danıştay yargıcı Mustafa Yücel Özbilgin’i tasarlayarak ve yerine getirdiği kamu görevinden dolayı kasten öldürmek, beş yüksek yargıcı yaralamak eylemlerinin yanı sıra gazetemiz Cumhuriyet’e el bombaları atmak da var. Elbette bir yargı kararının gerekçesinde yazılması beklenmez. Ama,17 Mayıs 2006 tarihinde gerçekleştirilen Danıştay saldırısından iki gün sonra Kocatepe Camii’nde gerçekleştirilen cenaze töreninde fenalaşarak uzun bir koma dönemi geçirerek aramızdan ayrılan Sevgili Bülent Ecevit’in yaşamına dolaylı olarak kastedenlerin de Alparslan Arslan çetesinin bireyleri olduğunu unutmayalım. İki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının yanı sıra; ayrıca 68 yıl 9 ay hapis cezası da alan 31 yaşındaki Alparslan Arslan, dün çoğu gazetelerde de yazıldığı gibi, uzun bir bölümünü hücrede geçirmek koşuluyla ömrünü demir parmaklıklar arasında tamamlayacak. Zaman zaman “ölüm cezası”nın kaldırılmış olmasının, suç işleyenleri cesaretlendirdiğini ileri sürenler için henüz Yargıtay aşamasına gelmemiş olan önceki geceki karar, önemli ve çarpıcı bir yanıttır. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi: Tekstilİş Sendikası Genel Başkanı Budak: Kuşatmayı DİSK militan yaracağız tavır almalı OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Eylem anında ne söylediyse son gün de... 17 Mayıs 2006 saldırısının medyaya yansıyan bölümlerini anımsayalım. Alparslan Arslan, “Allahu ekber, biz Allah’ın askeriyiz” diye bağırarak 5. Daire Başkanı’nın odasına girmiş ve işini bitirdikten sonra da, soğukkanlı bir şekilde olay yerinden ayrılmak istemişti. Önceki geceki karar duruşmasında da Mahkeme Başkanı’nın “Son sözlerinizi söyleyin” çağrısına verdiği yanıtın, bilinen kimi çevreleri rahatsız ettiği anlaşılıyor. Eylemci, Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’dan şeriatı ilan etmelerini istemiş. Genelkurmay’ı şeriatın önünü kesmemeleri için tehdit ederek, aksi halde çok kan döküleceğini hatırlatmış... Bu sözleri deli saçması olarak nitelendirip geçebilirsiniz. Ama Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Alparslan Arslan’ın akli durumundan, en azından işlediği suç açısından kuşku duymadığını da unutmayarak! Kaldı ki, şeriat özlemi ve laik Cumhuriyeti yıkma isterisinin, sadece çetenin başı ile de sınırlı olmadığı, Mustafa Yücel Özbilgin’i tasarlayarak ve yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye yardım etmek ve gazetemiz Cumhuriyet’e bombalı saldırıyı düzenlemekle suçlanan Osman Yıldırım da benzer özlemlerini tutanaklara geçirtiyor. Salondan çıkartılırken Atatürk’e ağır hakaretlerini sürdürüyor. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 13. Genel Kurulu’nu yapıyor. Üç gün sürecek genel kurulla DİSK, dört yıllık yeni yönetimini de belirleyecek. Geçen dönem de DİSK’e başkanlık yapan Süleyman Çelebi, bu genel kurulda da aday olacağını açıkladı. Ancak aday olduğu açıklanmadan önce de DİSK yönetimine, özellikle bazı çevrelerden, muhalefetin yalnız basın açıklamalarıyla yapıldığı, bazı sektörlerde örgütlenme açısından büyük kayıplar yaşandığı, yönetimin var olan muhalefeti güçlü bir şekilde gerekli yerlere yansıtamadığı şeklinde eleştiriler gelmeye başlamıştı. Bu konular çerçevesinde, geçen dört yılı değerlendirmesi ve Çelebi, bu yönetimin bu kadar verimli bir dönem geçirmesinin mutabakatla oluşturulmuş bir yönetim olmasından kaynaklandığını dile getirdi. Yapılanların yeterli olmadığını, ancak DİSK’in yaşadığı kendine özgü koşulların da etkisiyle, toplumsal yaşamın her alanında tavır belirlemeye çalıştıklarını söyleyen Çelebi, çalışanı ilgilendiren her konuda emekten yana politikaların üretilmesi için çaba harcandığını ifade etti. TARKAN TEMUR ‘Y Bu kongrede yeniden ayağa kalkacaklarıENİ HAKLAR PEŞİNDEYİZ’ nı, tüm topluma da aynı çağrıyı yapacaklarını belirten Çelebi, artık sendikal hareket olarak var olan hakların korunduğu, savunmada kalındığı bir sendikacılık değil, yeni hakların talep edildiği ve elde etmek için de kararlı mücadele edileceği bir sendikacılık yapılacağını söyledi. DİSK’in 40 yıllık döneminde örselendiği, gücünün kırıldığı, zor süreçlerle dolu yılların da yaşandığını, ancak artık atak bir sendikal hareket için adım atıldığını belirten Çelebi, “Son dört yıl içinde DİSK’in olmadığı hiçbir mücadele hattını gösteremezler” dedi. “Tüm toplumu yeniden ayağa kalkmaya çağırıyoruz. DİSK olarak, işçi, köylü, kadın, genç, emekli, işsiz, yoksul, aydın, ezilen milyonlarca çoğunluğu, bugünümüzü ve yarınımızı ellerimizden almak isteyen emek ve demokrasi karşıtlarına, onların işbirlikçi politikalarına karşı mücadele etmeye çağırıyoruz. Tüm emek ve demokrasi güçlerini haklarımız ve geleceğimiz için bir araya gelmeye, gerçekten bağımsız demokratik bir Türkiye’yi inşa etmek için mücadele etmeye DİSK’in çağırıyoruz” dikuruluş bildirgesinde yen Çelebi, geyer alan pek çok unsurun bunel kurulun gün geçerli olduğunu belirten Sübunun için leyman Çelebi, tıpkı kuruluş bildirönemli bir gesinde yer aldığı gibi, “Beslenmede dönemeç devrim, barınmada devrim, sağlıkta olduğu gödevrim, eğitimde devrim, çalışmada dev rüşünde. rim, milli gelirde devrim, işçi ücretleGenel rinde devrim, borçtan kurtulmak için kurul öncedevrim” şiarıyla yola çıktıklarını yeniden yönetimde olması halinsi çalışmalave bu yolda mücadele edecekde nasıl bir sendikacılık yapılacağı rı, “Bolu’da, lerini vurguladı. konusundaki sorularımızı yanıtlatüm sendikayan DİSK Genel Başkanı Süleyman larımızdan katıÇelebi, geçen dört yılın DİSK açısından lan 100 civarında çok verimli geçtiğini dile getirdi. yönetici arkadaşla geniş bir toplantı yapıldı. Yönetimin uzlaşma İMLİĞİNİ YİTİRMEDİ’ ile oluşturulması için çaba gösterildi. Çünkü bizim için önemli olan kişilerin “80 darbesinin ardından yaşanan hak değil, hedeflerin öne çıktığı, ortaya kongasbı, işsizlik, yoksulluk, her açıdan kuşaduğu bir yönetim esastır. Burada ilkesel tılmışlık içinde, diyebilirim ki 12 Eylül dönüşüm projelerini konuştuk. Toplumsonrasında yaşanan en verimli dönemdir, sal Ayağa Kalkış bildirgesini hazırladık. bu son dört yıllık dönem. İktidar partisiÇünkü inanıyoruz ki bütünlüğe ihtiyaç nin tüm kuşatmalarına karşı, yalpa yapvar” sözleriyle özetleyen Çelebi, bunlar damadan, kimlik değiştirmeden, özümüzhil son yıllarda yapılanların genellikle başaden uzaklaşmadan, kimlikli, kişilikli bir rılı bulunduğunu belirtti. “Bu başarıyı bamücadele hattı izledik. 2007 1 Mayıs’ınşarısızlık olarak görenler de var ama çok daki tutumumuzdan, anayasa değişikliği, değil” diyen Çelebi, DİSK’in yalnız kendi başta sağlık olmak üzere sosyal güvenlik üyesi işçiler için değil, toplumun tüm kereformu konusunda yapılanlara, direnişse simleri için ihtiyaç duyulan bir yer olduğudireniş, grevse grev, yürüyüşse yürüyüş, nu, bu nedenle yıpratılmadan iş yapmak geher alanda kimliğimizle yer aldık” diyen rektiğini sözlerine ekledi. ‘K Eski Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı ve eski DSP milletvekili, Tekstilİş Sendikası Genel Başkanı Rıdvan Budak, DİSK’in Genel Kurulu öncesi DİSK yönetimine anlamlı mesajlar verdi. DİSK’in “militan” tavır alması gerektiğini vurgulayan Budak, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. Türkiye’de siyasi gelişmelerin sendikal hareket üzerindeki etkisi nedir? RIDVAN BUDAK Türkiye’de sendikacılık, içinde bulunulan siyasi atmosferin şartları TKİN MUHALEFET dikkate alınarak yapılamıyor. Özellikle YAPILMALI’ DİSK, bu genel kurul sonrası, sendikal DİSK’in son Başkanlar Kuruyaşamı yok etmek isteyen siyasi iktidalu toplantısında da “yeniden yapıra karşı duruşunu iyi belirlemek zorunlanma” görüşüldü. Yeniden yapılandadır. Rejimle çatışan bir iktidar var. AKP, madan kasıt nedir? büyük sermayenin, başta ABD olmak BUDAK Yeniden yapılanma öneüzere, Arap sermayesi gibi uluslarileri getiren arkadaşların kasıtları, ulusrarası sermayenin destelararası dayanışmayı güçlendirmek, ğini alarak iktidara gelsendikal yasalarda lehte değidi. Böylesine din orişiklikler yaratmak, ILO stanjinli, dinle devlet işledartlarının uygulanmasını rini Türkiye’nin laiksağlamak, Avrupa’nın senlik anlayışının tam terdikal hak ve özgürlüklesine içselleştirmeye rine ilişkin demokraçalışan siyasi iktidar tik kazanımlarının Türve yarattığı açmazlakiye’ye uyarlanmasıyrın iş dünyasında gössa anlarız. Bunları taterdiği gerginlikler, senlep etmek yeniden yadikal yaşama da yansıyapılanma için yeterli değil, caktır. Türkiye’de bugün ancak bu taleplerde bulunmak 800 bin kadar grevli, topdoğrudur. Ama DİSK’e düşen lusözleşmeli haklardan görev muhalefet yaparak, yararlanabilen işçi var. yükselişi sağlamaktır. Etkin Ama diğer yandan, muhalefet yapacak kadroyıllardır sürdürülen ları oluşturmaktır. Ayrıca bilinçli politikalaDİSK’in yeni yönetiminde rın ürünü milyonkadınlar da olmalı. Sosyallarca kayıt dışı çaİş, Nakliyatİş gibi yeni lışan emekçi buete kemiğe bürünen senlunuyor. Bu sidikalarımız ve bu sendikayasi zemine ların başarılı yöneticileri var. sahip bir ülkeBu sendikaların başkanlade, kuruluşu rının da yönetime katılmave çıkışlarıyla sı sağlanırsa, başarılı bir yöyakın tarihin en büyük netim oluşturulabilir. muhalif gücü olan bir konfederasyon olarak ‘ H E Y E C A N I M I Y İ T İ R D İ M , SAAT İŞ sadece üyeniz olan senBIRAKALIM’ ADAY DEĞİLİM’ dikalı işçinin derdine DİSK’in sesini dudeğil, bunun yanında, yuramaması, muhalefeNeden aday olmadınız? toplumsal muhalefeti oluşti basın açıklamaları ile BUDAK Ben kendimi ikna turacak, işsizin, yoksulun, yapmasından kaynaklı edemiyorum genel başkanlık için. emeklinin dertlerine de olabilir mi? Geçmişteki yaratıcılığımı, heyecanımı çare aramalısınız. BUDAK Başbakan yitirdiğim için aday değilim. DİSK’in Erdoğan’ ın kayıt dışı başarısı için, benim gibi heyecanını yiİZYON SAHİBİ ekonominin yüzde 60 setirenlerin tümünün kenara çekilerek, VE EYLEMCİ’ viyesine ulaştığını açıklaörgütü, genç, dinamik kadrolara Toplumsal muhalefedığı, Ekonomiden Sorumlu teslim etmesi gerektiğini tin dışında kalmanın kaBakan Mehmet Şimşek’in düşünüyorum. yıpları neler oldu? “Tekstili Çin’e bırakalım” de BUDAK Sendikalar 2000’den diği, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zabugüne büyük ölçüde güç kaybettiler. fer Çağlayan’ın da “Türkiye’de işsizlik Üye sayıları yüzde 30 40 oranında azaldı. Neolmadığını” söyleyebildiği bir dönemde sendenleri ise ekonomik krizler, ithalat artışı, sadikal hareketin çıkışı tabii ki çok militanca olnayiye ilişkin yanlış politikalar. Bu kayıp öymalı. İktidar kanadının bakış açısını yansıtan bu lesine büyük ki, sendikalar 1963’te Bülent Eceörneklerin olduğu bir siyasi tabloda, demeçvit’in çalışma bakanlığı döneminde elde ettiklerle sendikacılık yapamazsınız. leri haklarından bile geri adımlar attılar. İkraBenim önerim, 1 saat işi bırakalım. Türkmiye sayıları azaldı, esnek çalışma ve taşeronİş ve Hakİş’i de bu eyleme ikna edelim. 3 gün laşma kabul edildi. Bugün birçok işyerinde çaAnkara’ya gitmekle olmuyor. Yöneticilerin lışma saati 12 saat oldu. Sendikalar, toplumsal, kişisel vizyonu bu çıkışa yetmeyebilir, ama orsiyasal ağırlıklarını yitirdiler. Oysa sendikalatak aklın vizyonunu oluşturmak gerekir. DİSK rın unutmaması gereken bir muhalefet görevi Başkanlar Kurulu, yönetim kurulu gibi çalışvar. Sömürü düzeni düne göre azalmadı, AKP’yle malıdır. Ayda bir toplanmalıdır, ortak aklı birlikte katmerleşerek arttı. Sendikacılar gelioluşturmalıdır. şen sürece karşı vaziyet alamadılar. Burada çözüm olarak “Ne yapmalı” diye sorarsak yanıt, “ortak aklın oluşturduğu vizyon oluşturmak ve eylemci bir sendikacılık anlayışı yaratmak” olmalı. Sosyal güvenlik sistemi değişiyor, emeklilik hayal oluyor, kıdem tazminatları kaldırılıyor, iş güvencesi büyük ölçüde geri alınıyor. Bütün bu kazanımların elden çıkmasına karşın, Hakİş ve Türkİş’in sergileyebildikleri bir tutum göremiyorum. Burada tutum sergilemesi gereken DİSK’in de başarılı olduğunu söylemek güç. ‘E ‘Öteki medya’ nasıl yorumluyor? Başbakan, son icraatı nedeniyle kendisini eleştiren medyayı “bir kısım basın” sınırlandırması ile tanımlıyor. Daha doğrusu, AKP iktidarının yaratıp palazlandırdığı ve sektörde giderek büyük payı olan “öteki medyaya” sırtını dayayarak yürütüyor cumhuriyetçi ve laik medyaya hücumlarını. Erdoğan’ın “öteki medya”sı, başından beri Danıştay ve Cumhuriyet’e yönelen saldırı eylemlerinin tetikleyicilerinin fanatik dinci olduklarını perdeleme gayreti içerisine girmişti. Hatta onlardan bir tanesi, kendisini ağırbaşlı olarak tanımlayan “Zaman” gazetesi, gazetemize yönelik bombalı saldırıların ulusalcı çevrelerin eseri olduğunu bilboard’larla iddia edebilecek kadar gözlerini karartmıştı... Kimin kâbusu oldu dersiniz? Belki biraz kurgu çabası gibi algılanacak. Ama bilinen kesimler tarafından çok masum bir yayılma olarak gösterilmekte olan fanatik dinciliğin asıl yüzünü örtmek için, Danıştay saldırısını düzenleyenlerle polis dosyalarında “Ergenekon Çetesi” diye adlandırılmakta olan grup arasındaki ilişki bağlarının önceki geceki duruşmada bir sanık tarafından açıklanacağı yönündeki duyumlar da, ikinci cumhuriyetçilerin sözcülüğünü üstlenmiş gazetenin manşet haberiydi ve olası itiraf “çetenin kâbus günü” olarak önceden adlandırılıyordu. Bu doğrultudaki çabaları, Anayasa Mahkemesi’nin laikliğe yönelmiş son girişimleri büyütmemesi için belli bir karargâhın hazırladığı senaryolar arasında mı değerlendireceğiz? Yani asıl tehlikeyi artık bu ülkede yaşayan herkesin fark etmesini mi isteyeceğiz?.. ??? Dicle Üniversitesi Rektörü’nün açıklaması: 12 Şubat günkü yazımda, Kocaeli, Çukurova ve Dicle üniversitelerinin rektörlerinin, türbanla girmek isteyen öğrencilerine herhangi bir engel çıkarılmaması için talimat verdiklerini yazmıştım. Dicle Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Fikri Canoruç, “yazımın çeşitli gazetelerde yer alan, ancak kendilerine ait olmayan yanlış beyanlara dayandığını” bildiren bir açıklama gönderdi. Ve yasanın Resmi Gazete’de yayımlanmasına kadar öğrencilerin derslere türbanlarını çıkartarak girdiklerini söyledi. ‘1 ‘V Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net ALMAN GAZETESİNİN İDDİASI ‘Erdoğan’ın toplantısını büyükelçilik finanse etti’ FRANKFURT (Cumhuriyet) Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinde Reiner Hermann imzasıyla yayımlanan bir haberde, AKP’nin Almanya’daki örgütlenmesine dikkat çekilerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Köln toplantısının Türk Büyükelçiliği’nin de katkılarıyla Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) tarafından karşılandığı ileri sürüldü. Erdoğan’ın Almanya gezisinin değerlendirildiği haberde entegrasyon ve asimilasyon kavramlarının taraflarca farklı değerlendirildiği belirtilerek Türk tarafının entegrasyonu “uyum” olarak anladığını, bunun ise entegre olmadan yan yana yaşamayı ifade edebileceğini vurguladı. AKP yandaşlarının UETD olarak örgütlendikleri ve Erdoğan’ın katıldığı toplantıyı bu kurumun örgütlediği anımsatıldı. Köln toplantısının 250350 bin Avro dolayındaki maliyetinin yalnızca UETD tarafından karşılanmasının olanaksız olduğuna dikkat çekilen haberde finansmana diğer dinci kuruluşların yanı sıra Türk Büyükelçiliği’nin de katkıda bulunduğu UETD sözcülerine dayanılarak iddia edildi. ‘DİSK başkanlığı önemli’ Bir işçi konfederasyonu olarak DİSK’in ve tabii ki DİSK başkanlığının önemli olduğunu söyleyen Süleyman Çelebi, artık toplumda ciddi muhalefet odaklarına gereksinim duyulduğunu vurguladı. Anayasa değişikliği için önemli biri çalışma yaptıklarını, 15 değerli bilim adamını bir araya getirerek, demokratik bir Türkiye için gerekli bir anayasanın nasıl olması gerektiği konusunda çalışma yaptıklarını anlatan Çelebi, son aşamaya gelen çalışmanın kurul sonrası açıklanacağını söyledi. Çelebi, artık kendilerinden yalnız çalışma yaşamı hakkında değil, türban sorunundan anayasaya, toplumda hangi sorun varsa o konuda tavır istendiğini hatırlatarak, “Biz her alanda bu kuşatmayı yarmak adına bu mücadele içine girdik” dedi. ‘Yenileşmeli ve gençleşmeli’ Sayın Çelebi, Genel Kurul’a tek aday olarak giriyor. Eleştirdiğiniz yönetim, yine DİSK’i yönetecek. Bu durumda, “eylemsiz” muhalefet yapan çizgisini değiştirmesini beklemek doğru mu? BUDAK Sendikacılık koşturmaca isteyen bir iş. Yapılan eylemler bakımından zenginlik var, ama çok uzun bir planlamayı, duruşu gerektiriyor. Bu noktada, “yenileşmek ve gençleşmek” önemli hale geliyor. İki dönem sonra yönetim yoruluyor, Süleyman Çelebi de ikinci dönemini doldurdu. Bu sorumluluğu yeniden almak isteyen arkadaşların bu değerlendirmeleri yapmaları gerektiğini düşünüyorum. Sendikalar özeleştiri vermeli. “Yasalar elvermiyor, iktidar sendikalaşmaya karşı. Ben bu ülkede nasıl sendikacılık yapayım?” demeyeceksiniz. İşte asıl burada sendikacılık yapacaksın. Yaratan sendikacı olacaksınız. Yaratamıyorsanız, gençlere yol açacaksınız. CUMHURİYET 07 K