23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT 2008 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y 7 K 4 Y 7 B 6 PB 10 PB 9 PB 12 PB 9 Y 5 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y 6 Y 6 Y 6 Y 5 S 4 S 2 S 2 S 1 PB 17 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB Y B Y Y K K B 16 16 11 13 8 10 5 2 10 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Tüm yurt parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın kuzeyi, Karadeniz kıyıları, Güneydoğu Anadolu’nun doğusu ile Doğu Anadolu’nun güneydoğusu yağışlı geçecek. İç ve doğu bölgelerde gece ve sabah saatlerinde buzlanma ve don olayıyla birlikte sis görülecek. İç ve doğu bölgelerimizde hava sıcaklığı 13 derece düşerken diğer bölgelerimizde önemli bir değişiklik olmayacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih PB K PB PB PB PB PB PB PB 2 2 3 13 9 10 10 10 6 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y 7 B 7 PB 13 B 7 PB 5 PB 5 B 12 Y 11 B 9 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm PB 1 K 3 PB 12 B 1 K 3 PB 4 K 4 Y 17 Y 14 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Sisli Bulutlu Çok bulutlu Yağmurlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada yin hesabına çalışan bir özgürlük? RTE, bu cümleyle varmak istediği hedef için araç gördüğü demokrasiyi; laik Cumhuriyeti kendine özgü koşullara bağlı bir dinci devlete dönüştürmek için kullandığını kabul etmiş oluyor. Çevresindeki destekleyiciler bu ağza yeni öğeler katarak “din amaçlı özgürlüğü” savunuyorlar. Örneğin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin. Derya içinde deryayı bilmeyen, görmeyen bir siyaset adamı kimliği sergileyerek toplumdaki içten tepkileri “CHP kaos yaratmaya çalışıyor” diye tanımlıyor. CHP’nin halkı galeyana getirerek başörtüsü takan insanları “ ‘öcü’ gibi gösterdiğini” söylüyor. Şu “öcü gibi” benzetmesi çok yerinde bir benzetme. Bakan acaba; kırmızı plakalı arabasından sokaklara çıkıp sağdaki soldaki başından ayakkabısının burnuna kadar örtünmüş kadınları, korku filmlerindeki baştan aşağı örtülü, öteki dünyalardan gelerek kayar gibi yürüyen hayaletler izlenimi veren öcülere mi benzetti? ??? İktidar sözcülerinin muhalefete yükledikleri anlamsız suçlamaya karşın genel manzarayı özetleyelim: Başsavcından başkanına, daire başkanlarına kadar Yargıtay, Danıştay, Barolar Birliği, Üniversitelerarası Kurul ve kimileri dışında genelde rektörler, toplumun büyük bir kesimi ve de medya, türbanla gelecek dinci devlete karşı ayakta. Batı dünyası nihayet uyandı. Artık yıllardır yazdığımız temel bir görüşü Batı medyası kullanıyor. Newsweek gibi ünlü bir dergi; “AKP’nin (RTE’nin) asıl amacının AB üyeliği olmadığını, bunu dini gündemi ilerletmek için araç olarak kullandığını” yazıyor. Washington Post, “Parlamento, muhafazakâr İslamın yükselen etkisini kabul etti” diyor. Alman Deutsche Welle, “Türk parlamentosu laik devletin temellerini zedeleyecek tarihi bir karar” aldığından söz ediyor. Bu alıntılar Batı medyasından bir tutam tepki. Münih’te katıldığı güvenlik toplantısındaki dinci devlet serüvenine karşı çıkan tepkilere gelince: 47 ülkenin katıldığı toplantıda Alman Hıristiyan Birlik Partileri Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Elmar Brok, “Türban yasasını onayladınız, bu AB’nin siyasi kriterlerine uymuyor” diyor. Artık AB’den de; RTE’nin AB’yi, AB’nin dinlere özgürlük kavramını kullanarak Türkiye’yi dinci bir devlete dönüştürme çabasında olduğunu içeren bir uyanışın işaretleri alınıyor. İçeride ve Batı’daki irdelemeler: Türkiye’yi laikliği örtü olarak kullanarak bugün türban, yarın çarşaf, potur, takke ve cüppeli bir topluma dönüştürme yolunun açıldığını gözler önüne seriyor. ??? AKPMHP dışındaki siyaset (başlıcası CHP), toplum ve medya, üzerlerine düşen görevi yaptı, yapmaya devam ediyor. Şimdi söz sırası Anayasa Mahkemesi’nde. Anayasa Mahkemesi’nden idarei maslahatçı bir tutum sergileyerek; AKP’nin, ilim ve bilim alanındaki yardakçı kadroların ve dinci basının yayınlarına bakarak, laik Cumhuriyeti ortadan kaldırma girişimine sıcak bakması beklenemez. Yüksek mahkemenin yargının, üniversitenin, medyanın ve ayağa kalkan, meydanlara sığamayan toplumun laikliğin yanında ve arkasında vaziyet almasına, Batı’dan yükselen seslere, AİHM’nin kararlarına kayıtsız kalarak… RTE’nin dinci devlet ayağına yatan girişimlerini onaylayacak bir yol benimseyeceğini değil düşünmek, düşlemek bile olanaksız. Bu gidişe, türbanla başlayan sürece dur diyecek son kurum Anayasa Mahkemesi: Ya devlet leşe ya da laik devlet başa diyecek! Demirel’den anayasada türban için yapılan değişikliklere sert eleştiri GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Türkiye’yi böldünüz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasını öngören anayasa değişikliğiyle ilgili olarak, “Hemen hemen Türkiye’de bölünmemiş müessese, bölünmemiş halk kesimi kalmamıştır. Bence ülkenin huzuru bozulmuştur” dedi. Adalet Partisi’nin kuruluş yıldönümü dolayısıyla DYP lideri Çetin Özaçıkgöz ve beraberindekiler, Demirel’i evinde ziyaret etti. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirel, türban düzenlemesine ilişkin soru üzerine, “Toplum huzursuzluğa itilmiştir” dedi. Yapılan düzenlemeler sonucu bir ülkede, toplumun bir bölümü huzurluyken diğer bölümünün huzursuz olmasının iyi bir şey olmadığına dikkat çeken Demirel, “Türkiye’de böylesine bölünen kesimlerin yeniden birbirini anlar, birbirini kabul eder ve birbirine karşı bir zıtlaşmanın içine girmeden yola devam etmesi zaman alacaktır” diye konuştu. Demirel, şöyle devam etti: “Demokratik Cumhuriyetin laiklik ayağı tartışma içine girmiştir. Anayasada değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez olarak nitelenmiş bulunan bu ayağın yandan dolaşarak zedelenmesi şeklinde iddialar vardır. Bu iddiaları temize çıkaracak olan ülkenin hukuk sistemidir... Bir ülkede halkı bir evin içinde dahi bölmek suretiyle elde edilecek netice, herhalde sevinilecek bir netice değildir. Neticede ülkede huzursuz bir Türkiye yarattınız mı, yaratmadınız mı? Yarattık. Ülkede bölünme yarattınız mı, yaratmadınız mı? Yarattık. ‘Huzursuzluk ve bölünmenin önemi yoktur’ diyenin alnını karışlarım. Istırap içerisindeyim, fevkalade üzgünüm.” Cumhuriyetin kendisini taşıyacak güce sahip olduğunu vurgulayan Demirel, şunları söyledi: “Demokratik, laik Cumhuriyete yönelik bir tehdit olduğunu halkın bir kısmı, kurumları seziyor ki tedirgin oluyor. Bu dahi Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet taşıyabilme gücünün olduğunun işaretidir. Hiç kimse bugünkü düzeni başka bir düzene çeviremez. ‘Rejimi değiştirebilirler mi?’ Hayır, onu yapamazlar, kimse yapamaz.” Dink ailesine sözlü saldırı Sanık Hayal ‘Olayın bu kadar büyüyeceğini bilmiyordum. Mumcu gibi ortaya çıkmaz sanıyordum’ dedi. Tuncel ise Rakel Dink’e ‘Başımıza azize kesildin’ diyerek hakaret etti HİLAL KÖSE Fransa’dan düzeltme ? ANKARA (AA) Fransa’nın Ankara büyükelçiliğinden yapılan açıklamada, Fransa’nın “Akdeniz Birliği” projesi sorumlusu Büyükelçi Alain Le Roy’ın Güney Kıbrıs ziyaretinde, “Türkiye’nin projeyi reddeden 3 ülke arasında olduğunu söylemediği” kaydedildi. Açıklamada, “Alain Le Roy, hiçbir şekilde bunu ifade etmemiş, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu üç ülkenin henüz bu konuda herhangi bir tutum belirtmediğini söylemiştir” denildi. Bazı haberlerde, Le Roy’ın, “Türkiye’nin 25 Akdeniz ülkesi içerisinde Suriye ve Lübnan ile birlikte Fransa’nın ‘Akdeniz Birliği’ kurulması önerisini kabul etmediğini söylediği” belirtilmişti. Bahçeli’nin kardeşi imzalamadı ? ISPARTA (Cumhuriyet) Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nde (SDÜ) 34 profesör, 35 doçent, 36 yardımcı doçent ve 3 doktor, üniversitelerde türban serbestisi için bildiri imzaladı. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin kardeşi Rektör Yardımcısı Prof. Semiha Bahçeli ise imza atmadı. 13 yıldır SDÜ’de görev yapan Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü öğretim üyesi Bahçeli, “Hiçbir şekilde karışmıyorum” dedi. Bildiriyi Rektör Prof. Metin Lütfi Baydar ile rektör yardımcıları Prof. Vecihi Kırdemir ve Prof. İsmail Karaca da imzalamadı. Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili davanın dünkü duruşmasında, ‘azmettirici ağabeyler’ Yasin Hayal ve Erhan Tuncel, Rakel Dink’e sataştılar. Tuncel müdahil avukatlarının sorularını yanıtlamazken, Hayal “Bu olayın bu kadar büyüyeceğini bilmiyordum. Uğur Mumcu olayı gibi ortaya çıkmaz sanıyordum” dedi. Dink’in katil zanlısı O.S., azmettirici Hayal, muhbir Tuncel’in de aralarında bulunduğu 19 sanığın “Terör örgütünün yöneticiliğini yapmak, terör örgütü üyesi olmak, terör örgütüne yardım etmek, tasarlayarak öldürme” suçlarından yargılanmalarına devam edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Tuncel’in de aralarında bulunduğu 8 tutuklu sanık katıldı. Hrant Dink’in eşi Rakel ve kızı Delal Dink ile kardeşi Hosrof Dink’in de katıldığı duruşmada, müdahil avukatlarının sorularını yanıtlamayacağını söyleyen Tuncel, “Bana ne söylendiyse onu yaptım daha fazlasını yapamazdım art niyetli olsaydım ihbar etmezdim” dedi. Yalnızca mahkeme başkanının sorularını yanıtlayacağını söyleyen Tuncel, ifadesinde, irtibatlı olduğu görevlilerinden üçünün eşkâllerini verdi. Muhittin Zenit ve soyadını söylemediği “Memnun” adlı polis memurları ile bağlantısının olduğunu söyleyen Tuncel, görüştüğü diğer üç görevlinin de şoför olduğunu ifade etti. Hayal ise Hrant Dink’den ‘rahmetli’ diye söz ederek, pişman olduğunu söyledi. “Bu olayın bu kadar büyüyeceğini bilmiyordum. Uğur Mumcu olayı gibi ortaya çıkmaz sanıyordum” diyen Hayal, Tuncel tarafından kullanıldığını söyledi. Cinayeti Tuncel ve O.S. ile planladıklarını, Tuncel’in evinin aynı zamanda ‘ocak’ evi gibi kullanıldığını ifade eden Hayal, “Tuncel’e karşı gelmem mümkün değildi. Ne isterse yapıyordum. Cinayet planı çok uzun sürdü” dedi. Bir avukatın, “Milletini seven insansın.Tuncel’in polislerle irti Yalnız bırakmadılar Duruşmayı “Hrant Dink Duyarlılık Grubu”nu oluşturan ÖDP lideri Ufuk Uras’ın da aralarında bulunduğu milletvekilleri ile CHP’nin ‘araştırma ve izleme komisyonu’ üyesi milletvekilleri de izledi. Basına kapalı gerçekleşen duruşma yeni kurulan kameralı sistemle kaydedildi.‘Hrant’ın arkadaşları’Beşiktaş’ta Barbaros Parkı’nda bir araya gelerek, “Bu memleket ırkçı katillere ve görevlerini onları korumak için kötüye kullananlara ait değil; bunu göstereceğiz” dediler. CHP komisyonu adına konuşan Şahin Mengü, “Bunun 35 çocuğun yaptığı bir olay olmadığı inancındayız” dedi. Mengü,AB temsilcisinin duruşmayı izlemesine ilişkin, “Onu bir Fehriye Erdal duruşmasında da görsek daha mutlu olurdum” dedi. (Fotoğraflar: VEDAT ARIK / AA) dılar! Normal zamanda, “Biz ne diyorsak o. Hukukçuların görevi yasaları uygulamaktır” türünden çıkışlarıyla tanıdığımız AKP temsilcileri dün şunu söylüyordu: “Anayasa değişikliği tamam. YÖK Yasası’nda değişikliğin gerekli olup olmadığına Cumhurbaşkanı’nın onayından sonra karar verilir. Hukukçuların değişik görüşleri var. Onları dinlemek lazım. Sorun uygulamada çözülebilir...” MHP’liler ise şunu söylüyordu: “Mutabakatımız devam ediyor. Uygulamada sorunlar çıkarsa, o zaman bakılır!” Dün uygulamaya baktık; en azından Ankara’daki üniversitelerde bölünmüşlük vardı! ??? İçimizdeki bu tartışmalara biz belli ölçülerde “alışmış” olabiliriz. Ama dünya TBMM’den çıkan değişikliklerle birlikte Türkiye’de ne oluyor sorusunu sormaya başladı. AB’nin ve ABD’nin belli başlı yayın organlarının birleştiği nokta şu: Türkiye’de laiklik yara alıyor! AKP tayfası “Bu değişikliklerle laiklik daha da güçlenecek” yalanlarını Türkiye’de kimi kesimlere yutturabilir ama, doğal olarak dünya yutmuyor! İtalyan gazeteleri La Stampa ve La Repubblica’nın bakışı şuydu: “Atatürk Türkiyesi yara alıyor. AB kapısındaki dev İslam ülkesi nereye gidiyor?” ABD yayın organları The New York Times ve Washington Post da AKP’nin Türkiye’ye kendi değerlerini empoze etmeye giriştiğini ve son hamlede başarılı olduğunu yazıyordu. BBC’nin yorumu da tanıdıktı: “Türban, iki tarafta da güçlü tepkilere ve büyük bir ayrışmaya yol açtı!” İki taraf dediği ne? Laikantilaik! Geçen hafta bu sütunlarda dikkat çektiğimiz gibi, Türkiye’de yeni dönemin ayrışma tohumları Meclis eliyle ekilirken, dünya da seyrimize bakıyor! ??? İran’da mollaların yayın organı Cumhuri İslami gazetesinin 30 Ocak günü manşeti şuydu: Türban tamam! Haberin ayrıntılarında satırbaşlarıyla şunlar yer alıyordu: İran İslam Devrimi’nin 29. yıldönümünde Türkiye’den çok güzel haber geldi. AKP’nin muhalif partilerden MHP ile uzlaşmasıyla en ciddi sorunlardan biri çözüldü. Erdoğan’ın İslami hükümeti TBMM çoğunluğunun desteğini alarak üniversitelerde türban yasağını kaldırıyor. Laikler giderek yok oluyor. Koydukları engeller bir bir kaldırılıyor. Türban yasağının kaldırılmasının bu İslami ülkede bir milli bayrama dönüşmesi bekleniyor. Cumhuri İslami’nin manşeti benzer yorumlarla uzayıp gidiyor... Türkiye’deki aydınların, yönü uygarlığa dönük insanların, 29. yılını kutlayan İran Humeyni hareketini bir kez daha irdelemesi gerekiyor. Başa geldikten sonra 3 yıl içinde tüm solu ve liberalleri tasfiye eden mollalar, Türkiye’yi ellerini ovuşturarak izliyor! Türkiye gerilimli bir finale gidiyor! ankcum?cumhuriyet.com.tr batlı olduğunu öğrendiğinde neden onu korumaktan vazgeçtin?” diye sorusunu “Sadece Erhan ile samimiydim. Ona güveniyordum” diye yanıtladı. Hayal, Korkut Eken, Muzaffer Tekin, Veli Küçük’ü tanıyıp tanımadığı yönündeki soruya karşılık, “Tanımıyorum. Olabilir. Sadece koğuş arkadaşım Veli Küçük’ü tanıyor” dedi. Mahkeme heyeti müdahil avukatlarının, Trabzon’da 2 jandarma ve Samsun’da 1 polisin yargılandığı dosyanın bu dava ile birleştirilmesi taleplerini reddederek duruşmayı 25 Şubat’a erteledi. Duruşmada, sanıklar ve avukatları, müdahil tarafa sataşmaya devam ettiler. Müdahil avukatlarının basına bilgi sızdırdığını söyleyen Tuncel, Rakel Dink’e hakaret ederek “Başımıza azize kesildin” dedi. Hayal, gazeteci Ali Bayramoğlu ve diğer müdahillere yönelik rahatsız edici davranışları nedeniyle uyarıldı. Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan Hayal’in avuka tı Fuat Turgut, TürkiyeAB Karma Parlementosu Eşbaşkanı Joost Lagendijk’in salonda bulunmasına itiraz etti. Hayal’in avukatı: Hrant’ın ipini diyaspora çekti Duruşma sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan avukat Turgut, müvekkillinin suçsuz olduğunu ima ederek sorguların tamamlanmasından sonra tahliye edilebileceğini savundu. Bir gazetecinin, “Silahı neden vermiş” sorusu üzerine Turgut; “Demek ki Hrant’ın öldürülmesini o da uygun görmüş. Müvekkilimin milli duygularını rencide eden açıklamalarından, etkilenmiş. Böyle bir cinayetin işlenmesine yardım etmeyi uygun görmüş. Şimdi de pişman. Keşke olmasaydı. Çünkü Hrant’ın ipi, Malatya’daki ve Diyarbakır’daki, Türkler lehine, Türkiye lehine yaptığı iki konuşmadan çekilmiştir. Bu konuşmalarında, ‘Emperyalistler bizi kullandı. Başımıza gelen leri biliyorsunuz. Şimdi de emperyalist devletler siz Kürtleri kullanıyor. Aklınızı başınıza toplayın’ dedikten sonra, o iki cümleyi kullandıktan sonra diyaspora, Amerika tarafından çekilmiştir. Bir taşla iki kuş vurmaya çalışıyorlar” dedi. IŞIL ÖZGENTÜRK Cümleten kapanalım ? Baştarafı Arka Sayfada Bu arada başka bir ağır tahrik unsuru var, sürekli büyük laflar söyleyen erkek sesleri, çeşitli kentlerin baro başkanları gibi. Bazılarının öylesine kötü bir aksanları ve anlatım biçimleri var ki, adeta pavyonda konuşan cebi para görmüş kırolara benziyorlar: “He bacım bize göre kadının örtünmesi bir özgürlüktür.” Öyle mi, ben ahlak polisi olarak seni bir pavyonda basmaz mıyım! Ahlak polisiyim ya, bende ne hikâyeler var, samimiyetsizliği, sahtekârlığı çok açık bir biçimde anlatan hikâyeler, erkek milletini anlatan hikâyeler. 12 yaşında bir kız çocuğunun, karın ağrısıyla gittiği hastanede sekiz aylık hamile olduğu öğreniliyor, peki kim bu işi yaptı, evde üç erkek var, baba, dayı ve amca; evet bu üçünden biri. Kız bilemiyor ve biz sadece seyrediyoruz. Şu kapanmayı gerçek anlamda radikal bir tavır olarak ortaya koyanlar, ben sadece sizlere sesleniyorum, bu kız çocuğu için ne yaptınız? Gerçek anlamda erdemliyseniz, bu kız çocuğu için ortalığı birbirine katmanız gerekirdi. Size asla inanmıyorum. O kız çocuğunu , benim gibi başı açıklar, saçını örtmek istemeyenler, kim tahrik olacaksa olsun diyenler savunuyor, size sadece türbanınız kalıyor. Size söylüyorum, vicdan dinin en önemli artılarından biridir ve ne yazık ki, bu sizde yok. O nedenle çarşafı değil, türbanı benimsiyorsunuz, altta blucin, ayakta sivri topuklu ayakkabı ve hangi vicdan! Önemli not: Size helal olsun Kamer Genç! Kadınları seven adam gibi bir adamsınız. ‘Sabrımız tükendi’ Lagendijk, “Önemli olan bu olayların arkasındaki insanların da bu mahkemeye dahil edilmesidir” dedi. Bu kapsamda Ergenekon soruşturmasının belki önderlik yapabileceğini ifade eden Lagendijk, “Ergenekon meselesiyle başlayan bilgiler Dink ile ilgili olan mahkeme sürecine yansır ve gerçeğin ortaya çıkmasına yardımcı olur. Eğer bu bilgiler ve gerçek ortaya çıkmazsa Türkiye’nin hukuk devleti prestiji üzerinde uluslararası bir yara söz konusu olabilir” diye konuştu. Hrant’ın öldürülmesiyle ilgili 301. maddenin değiştirilmesi yönünde sabırlarının tükendiğini kaydeden Lagendijk, “Hükümetten sadece başörtüsü taşıma hürriyeti isteyen genç kızların üniversitedeki durumlarıyla değil, fikir hürriyeti, düşünce hürriyeti isteyen öğrencilerin düşünce serbestliği gerçekleşmesi için adım atmasını istiyoruz” dedi. Duruşma sırasında Emeğin Bayrağı dergisi çalışanı, yasadışı örgüt üyeliğinden yargılanan Fehmi Demirel ve Haydar Bayar, nezarethanede uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınanların saldırısına uğradı. Aynı davada yargılanan Cengiz Kara’ya “Hepimiz Ermeniyiz” diye bağırınca başka bir sanık kafa attı. Yaralanan sol görüşlü sanıklar hastaneye götürüldü. Tursun olayına rütbeli bilirkişi ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir’de “dur” ihtarına uymadığı gerekçesiyle uyarı ateşi açarak Baran Tursun’un ölümüne neden olduğu savlanan polis memuru O.E.A’nın yargılanmasına devam edildi. Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, müdahil avukatlar, olaydaki emanetlerin fotoğraflarını çekerek bilirkişiye göndereceklerini ve raporu mahkemeye sunacaklarını bildirdi. Mahkeme, olay yerinde 19 Şubat’ta keşif yapılmasına, bilirkişinin jandarma olay yeri incelemede görevli, uzman rütbeli kişilerden seçilmesine karar verdi. KAPLAN: ÖCALAN’IN AÇIKLAMALARI BİLGİMİZ DIŞINDA DTP önsavunmasını sundu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DTP, hakkında açılan kapatma davasında önsavunmasını ek sürenin son gününde Anayasa Mahkemesi’ne sundu. Savunmada, Abdullah Öcalan ile avukatları arasındaki diyalog ve açıklamaların DTP’nin bilgisi dışında olduğu iddia edildi. DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, bağımsız Hakkâri Milletvekili Hamit Geylani ve beraberindekiler ön savunmayı dün yüksek mahkemeye sundular. Kaplan, çıkışta yaptığı açıklamada “Türkiye artık 21. yüzyılda partiler mezarlığına dönüşen bir ülke olmaktan ve bu ayıptan kurtulmak zorundadır’’ dedi. Kaplan, kendisinin 20 yıldır bu mahkemeye geldiğini, buradan da AİHM için Strazburg’a gittiğini anlatarak “Türkiye, Avrupa Mahkemesi’nde siyasi parti kapatma rekorunu elinde bulunduruyor. Guinness Rekorlar Kitabı’na girebilecek durumda’’ diye konuştu. “Gördüğü en kötü iddianameyle” karşı karşıya olduklarını söyleyen Kaplan, davanın siyasi anlayışla açıldığını savundu. Kaplan şu görüşü ileri sürdü: “Kanıtların başında, DTP kurulmadan önce Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla yaptığı haftalık görüşmeleri yer alıyor. Bu görüşmelerde, avukatları ile kendisi arasında geçen diyalog ve görüşmeler sonrasında avukatların yapmış oldukları açıklamalar ya da söylemler DTP’nin bilgisi dışındadır. Hukuken herhangi bir nedensellik bağı da oluşturmamaktadır.” Demokrat Parti’nin yıldönümü ? İstanbul Haber Servisi DP İstanbul İl Başkanı Remzi Şen, Demokrat Parti’nin kuruluş yıldönümü nedeniyle mesaj yayımladı. Şen, Adnan Menderes ve arkadaşlarının 1950’de DP çatısı altında halkın oylarıyla ‘Beyaz İhtilal’ gerçekleştirdiğini savunarak, “DP son iki dönemdir barajlarla boğuşmakta. İktidar olmak adına 6 Ocak’ta ‘Beyaz Yürüyüş’ başlatıp bu gidişe dur dedik” dedi. 1. KOŞU: F: Mertağa (9), P: Emrecik (3), PP: Abdülhamit (6), S: Yavuzsoy (5). 2. KOŞU: F: İnaltı (9), P: Akkuşhan (1), PP: Şekerhanım (17), S: Aksüt (2). 3. KOŞU: F: Tarrant (4), P: Negresco (3), PP: Caribu (6), S: Run For Osman (5). 4. KOŞU: F: Selviboylu (16), P: Cihaner (8), PP: Ergökçe (10), S: Zarahan (2). 5. KOŞU: F: vAcip (5), P: Gürçalım (9), PP: Şefo (7), S: Sarıyıldız (10). 6. KOŞU: F: Mummy Love (1), P: Kader Fırtınası (6), PP: Orpheo (5), S: Monjal (8). 7. KOŞU: F: Mediterranean (3), P: Senatore (1), PP: Blowing Storm (6), S: ALTILI GANYAN Abbyleix (4). 8. KO4 16 5 1 3 13 ŞU: F: Tarhan (13), P: 3 8 9 1 Gülüm Fedai (16), PP: 6 10 7 6 Okkıran (8), S: Ağa 5/7 2 4 11/8 5 Kamışlı (2). CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle