07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT 2008 SALI 6 HABERLER Anayasa değişikliğini Köşk onaylamadan bazı üniversiteler kampus kapılarını türbanlı öğrencilere açtı SALI ORHAN BURSALI Türban üniversiteye girdi Haber Merkezi Üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasını amaçlayan anayasa değişikliği henüz resmi olarak yürürlüğe girmemesine karşın, yurt genelinde çok sayıda üniversitede türbanlılar rahat rahat yerleşkelere giriyor. Başkentteki 10 üniversitenin dördüne öğrenciler türbanlarıyla girebilirken, Hacettepe’de kapısının üzerinde Arapça yazılar bulunan mescitte namaz bile kılıyorlar. Daha önce türbanlı öğrencilerin girişine izin verilen Boğaziçi Ünivensitesi’nde kapıya talimat verilerek türbanlı öğrencilerin girişlerine müdahale edilmemesi istendi. Yurt genelinde üniversite yerleşkelerinden yansıyan manzaralar dün itibarıyla şöyleydi: Gazi Üniversitesi: Çok sayıda öğrenci, türbanlarıyla rahatça Beşevler’deki ana yerleşkeye girebilirken, kapıdaki görevliler herhangi bir uyarıda ya da müdahalede bulunmuyor. Hacettepe Üniversitesi: Beytepe yerleşkesinde, isteyen öğrenci oldukça rahat türbanıyla dolaşabiliyor. Girişte ya da yerleşke içinde, başlarını açmaları konusunda herhangi bir uyarı ile karşılaşmıyor. Yerleşke içerisinde, kapısı üzerinde mavi tabela üzerine beyaz renkte Arapça yazının yer aldığı mescidi, çok sayıda kız ve erkek öğrenci kullanıyor. Bilkent Üniversitesi: Yerleşke içinde türbanlı öğrenciler, üniversitenin birimlerine rahatça girip çıkabiliyor. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi: Yerleşkesi Söğütözü’nde bulunan TOBB’de, türban serbestisi var. Kapıdaki görevlilerin arasından rahatça türbanlı öğrenciler geçip, gidiyor. Yerleşke içinde de türbanlarıyla dolaşabiliyor. Hacettepe Üniversitesi Türkiye Manzaraları Tıp alanında saygın ve tanınmış bir bilim insanımızın 3 olayı veya gözlemi: 1) Ofis mobilyaları satan bir hastam vardı; üniversitemize Anadolu’dan yoksul öğrenciler geliyor. Biz de arada sırada yardımcı olmaya çalışıyoruz onlara. Hastama bu çocuklardan ve onlara burs vb. destek verilmesinin öneminden bahsettim. Dinledi, “Çok haklısınız, eğitime yardımcı olmak çok önemli hocam; ama ben bu görevimi yılda 5 milyon YTL Hocaefendi’nin eğitim faaliyetlerine vererek yerine getiriyorum” dedi! Hocaefendi, yani Fethullah! Boş bulundum, “Paranın doğru yere harcandığından nasıl emin olabiliyorsunuz” dememle, “Hâşâ, tövbe tövbe...” diyerek kalktı ve bir daha gelmedi!.. 2) Üniversite sekreterliğinden yeni kayıt yaptıran yoksul bir öğrenci için ne yapabileceğimiz soruldu... Çağırdık, üstü başı perişandı, giydirdik, cebine de biraz para koyduk. Bir hafta sonra çocuğu merak ederek çağırdım; geldiğinde, tepeden tırnağa gayet şık giyinmişti! “Hocam arkadaşlar yardımcı oluyor, bana yurtta yer de buldular, param da var, artık sizin yardımınız gerekmiyor, teşekkür ederim” dedi. Fethullahçılar çocuğa el koymuştu! 3) Bölümümüzde asistanlarımızla bir akşam yemeğine çıkalım dedik. 6 asistandan hiçbiri, sofrada alkollü içkiye, sosyal amaçlı olsa bile el sürmedi! Su ve benzeri şeyler içtiler! Tamam, içki içmek zorunda değiller, zaten biz de bir kadeh bir şey içtik, ama bugüne kadar asistanlarımızla hep çıkardık, ilk kez 6’sı birden aynı davranışı gösteriyordu... ??? Önceki gün, küçük bir işyeri olan bir işadamı ve eşi misafirimizdi. İşte anlattıklarından bir demet: * Mal sattığımız işyerinden para tahsilatı için çocuğu gönderdik; baktık, mesela 500 alacağımız varsa 100’ünü alıkoymuşlar ve “Zaman gazetesi”ne bizi abone yaptıklarına ilişkin makbuz kesmişler! Gazete üç dört ay geldi, iş ilişkimizle birlikte aboneliğimiz de sona erdi! * Çocuklarımızın okul arkadaşlığı nedeniyle görüştüğümüz bir aile vardı. Bir süre sonra eşi işinden ayrıldı, ağzına da içki sürmemeye başladı. Bir görüşmede sordum ne oluyor, diye. Kocası istemiş, o da söz vermiş. Bir vesileyle onların bir arkadaş toplantısına katılmıştım. Daha önce tanıdığım, başı açık pek çok kadın türbanlanmıştı! Hepsi, görülmemiş bir şıklık içerisindeydiler! Benim bile görmediğim takılar... Müthiş ölçülerde zenginlik saçılıyordu bedenlerinden! * Bir yakınımızın vefatı üzerine başsağlığına geldiler.. sohbet sırasında “millet” sözünü etmem üzerine, millet yok ümmet var demez mi? İlişkilerimiz sona erdi! Bu öyküler Nişantaşı’nın göbeğinde geçiyor! * İşim gereği arada sırada Yenikapı’dan feribot ile Yalova’ya geçerim. Ramazanda oturduğum üst salona bir grup geldi. 12 kişi kadardılar. Hiç görmediğim tarzda giyinmişlerdi! Hepsinin de kafasında kenarı beyaz, ortası kırmızı sarık ve üstlerinde de beyaz cüppe türü tek tip giysiler vardı. Ellerinde de Kuran. Feribot hareket ettikten 10 dakika sonra televizyonu kapattırdılar ve salonda herkesin duyacağı şekilde toplu Kuran okumaya başladılar. Ben ve birçok insan tedirgin olmuştu ama kimse sesini çıkaramadı... ??? Bir büyük özel hastanede çalışan doktor arkadaşımız: Şık giyimli kadınlı erkekli bir grup kapıyı çaldı. Fethullahçı olduklarını, kendilerini tanıtmak istediklerini, birkaç dakika zaman ayırmamı istediler. “Bizim sizlerden hiçbir farkımız yok, hatta bir kısmımız arada sırada içki bile içer! Sizi bir toplantımıza davet etmek istiyoruz, düşüncelerimizi öğrenmenizi istiyoruz.”... Anlaşılan Fethullahçılığın en dış halkası ile bizim dış halkamız arasındaki mesafeyi iyice yok etmişler veya daraltmışlar! Şöyle öteye bir adım atmaya kalmış! O adımı atınca da “iç halkalara”, çekirdeğe doğru yolculuk başlıyor! Adım adım! Yine hastaneden: Oğlu iyi bir özel okulu kazanan hemşireyi ziyarete geldiler. Oğlunuz şöyle başarılı böyle başarılı, bütün eğitim masraflarını biz üstlenmek istiyoruz, yeter ki arada sırada bize katılsın... Çocuk gitti gider... ??? Arazide çok şeyler oluyor yıllardır. Cumhuriyetçiler mitinglerin ötesine geçmeliler... Örneğin 5 yılda 100 yurt yaptırma gibi hedeflere kilitlenmeliler... İnsan beyni, (midesinden, ihtiyacından, özlemlerinden, beyinsizliğinden, kültürsüzlüğünden, yalakalığından, çıkarcılığından, onursuzluğundan...) bir kez ele geçirildi mi, olay genellikle bitmiştir. Çukurova Üniversitesi ÇÜ’de türban dersliklere girdi ÇÜ R1 dersliklerinin bulunduğu binada 301 No’lu sınıftan türbanlı öğrenciler dışarı çıkarken görüntülendi. Birçok türbanlı öğrenci de sınıflara kadar girdi. Rahat bir şekilde üniversite yerleşkesinde dolaşan türbanlı öğrenciler idari binalara da aynı rahatlıkla girdi. Güvenlik görevlilerinin müdahale etmediği öğrencilerden sınıflara kadar giren bir kişi, fotoğrafı çekilince “Ben öğrenci değilim, arkadaşımı görmeye geldim” dedi. Üniversitede birçok fakülte binası duvarları ve yürüyüş yollarına sprey boyalarla yazılmış ‘AKP’yi istemiyoruz’ yazıları sabah erken saatten itibaren güvenlik görevlileri tarafından silindi. Yanlarından geçen türbanlı öğrencilere müdahale etmeyen güvenlik görevlileri, yazıların silinmesi sırasında çalışan işçilerin başından ayrılmadı. Kocaeli Üniversitesi: Umuttepe kampusuna giden 10 türbanlı öğrenci, bu kez kapıdaki güvenlik güçleri tarafından hiçbir engelle karşılaşmadan içeri girdi. ODTÜ ve Ankara’da türbana izin yok Ankara Üniversitesi: Cebeci yerleşkesinde türbanlı öğrenci yok. Türbanla girmek isteyen öğrencilerden başlarını açmaları isteniyor. Atılım Üniversitesi: Akademik yarıyılı dün başlamış olan üniversitede, oldukça az sayıda öğrenci vardı ve türbanlıya rastlanmadı. ODTÜ, Başkent, Ufuk ve Çankaya üniversiteleri: Ne giriş çıkışlarda ne de yerleşke içinde türbanlı öğrencilere rastlanmadı. İzmir Öğrenci Kollektifi’ne bağlı öğrenciler Kemeraltı girişinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fethullah Gülen, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın maskelerini yüzlerine takarak türbanı eleştiren tiyatro oyunu sundular. Ege ve 9 Eylül üniversitelerinde türbanla derse girme girişimi olmadığı gözlendi. HABER VE FOTOĞRAFLAR: AHMET KURT, GÜRSU KUNT, ZEYNEP ŞAHİN, YUSUF BAŞTUĞ, NECATİ SAVAŞ, EMRE DÖKER, MEHLİKA AKGÜN Necla Pur: Yasaların üzerinde değiliz ve yasalara aykırı bir şey yapmayacağız. Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Deniz Ülkü Arıboğan: Şu aşamada serbestlik ile ilgili yasal düzenlemelerin tamamlanıp tamamlanmadığı net değil. YÖK Yasası’nın ek 17. maddesi değişmeli. Haliç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çakır: Yasanın önüne geçemeyiz Maltepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aytekin Berkman: Şu an hiçbir şey net değil. Anayasanın değişmiş olması türbanlı öğrencilerin üniversite kapısından girmesi konusunda net bir ifade içermiyor. Belirsizlikler var. İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Koçel: Yasal açıdan, sosyolojik açıdan, modernleşme ve laiklik açısından karışık bir ortama girmiş bulunmaktayız. Üniversitemizde Rektörlerin görüşleri Eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç: Bu düzenleme uygulanacak olsa dahi uygulanabilir bir özellik taşımıyor. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Rektörü Prof. Dr. Durul Ören: Daha önceden türban ile ilgili rahatsız olduğumuz konuları ifade ettik. Ama yasalara uymak zorundayız. Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. mevcut uygulamalar devam etmektedir. Doğal olarak yasaların öngördüğünü uygulayacağız. Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sezer Komsuoğlu: Biz anayasal bir kurumuz. Anayasa ne derse o olur. Bu türbanlı öğrencilerimiz ancak bahçeye alınmışlardır. Derslere türbanlı olarak giremezler. Ancak bu konudaki tasarı yasallaştıktan sonra gereken anayasal maddeler uygulanır. Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Zeki Ertuğ: Rektörlerin bir kısmı, diğer rektörlerle aynı görüşte değil. O yüzden türbana ilişkin bildirinin açıklandığı, Üniversitelerarası Kurul toplantısına da katılmadılar. Onların eyyam yaptığını, iktidara yağ çektiklerini düşünüyorum. İnönü Üniversitesi Senatosu: Yükseköğretim Yasası’nda gerekli düzenleme yapılmadığı için mevcut kılıkkıyafet uygulaması aynı şekilde devam edecek. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Senatosu: Bu değişiklikle anayasanın 130. maddesi ile güvence altına alınan bilimsel özgürlükler tümüyle ortadan kaldırılmak istenilmektedir. Yapılmaya çalışılan değişiklikle Cumhuriyetimizin temeli ve vazgeçilmez ilkesi olan laikliğin doğrudan hedef alındığını düşündüğümüz için kaygı duyuyoruz. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Necmi Yaşar: Gidişattan endişeliyim. Türbanla ilgili düzenleme Resmi Gazete’de yayımlanana kadar eski yasa geçerlidir ve harfiyen uygulayacağız. Çukurova Öğretim Elemanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Erhan Yıldırım: Türban sorunu Türkiye koşullarında en sonda olması gereken sorunlardan biridir. Şu anda ekonomik kriz kapıda. A L M A N B A S I N I ‘Çenesi düşük Erdoğan, hakarete uğramış cumhuriyet’ BERLİN (ANKA) 9 Türk’ün ölümüne yol açan Ludwigshafen’deki yangının ardından, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Türklerle Köln’deki buluşması ve Türkiye’de türbana yönelik düzenlemelerle ilgili, Alman gazetelerinde dikkat çekici yorumlar yer aldı. Erdoğan’ın Köln’de yaptığı konuşmayı eleştiren Westdeutsche gazetesinin haberinde, “Önyargılı bir Türk basını, çenesi düşük bir Erdoğan ve hakarete uğramış bir Cumhuriyet. Hayır, Almanya’da dürüstçe barışçıl bir birliktelik için çaba gösteren insanlar için maalesef iyi bir gün değildi. Erdoğan, cenaze töreni nedeniyle sesini biraz kısabilirdi. Güçlü sözleriyle yeniden sahne almak için bugünleri kullandı. Ne yangın kurbanları ne de Almanya’daki milyonlarca göçmen bunu hak ediyor” denildi. Rheinische Post gazetesinin yorum sayfasında ise “Erdoğan’ın Almanya’da Türk okul ve üniversitelerin kurulması talebi haklı bir gerekçeyle geri çevrildi. Zira bunlar ayrımı derinleştirir” diye yazdı. Westdeutsche Allgemeine Zeitung ise Türkiye’de türbana ilişkin yapılan yeni düzenlemeleri değerlendirdi. Gazetenin haberinde, “Başbakan Erdoğan önceliklilerinin ne olduğunu ortaya koyuyor. Avrupa Birliği reformlarında bir yıldır hiçbir adım atılmıyor. Başörtüsü konusundaysa Erdoğan çok daha fazla çaba ve cesaret gösteriyor. Süreç henüz bitmedi, Anayasa Mahkemesi ve belki de generaller de söz söyleyecek. Ayrıca Erdoğan’ın karşısına aldığı kesim bir hayli güçlü. Özetle Erdoğan, ülkesini riskli bir ayrışmaya sürüklüyor. Sonunu kimse öngöremiyor. Bütün bu gerçekler ışığında Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın başörtüsü yasağını kaldırarak Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecindeki bir yükümlülüğünü daha yerine getirdiğini söylemesi saçma” denildi. ‘Hukuk devletine aykırı’ Prof. Dr. Yüzbaşıoğlu anayasa değişikliğinin değiştirilmesi teklif yasağına giren maddeleri kapsaması halinde Anayasa Mahkemesi’nce denetiminin sınırlandırılamayacağını söyledi İLHAN TAŞCI ANKARA Üniversitelerde türbanı serbest bırakmak amacıyla yapılan anayasa değişikliğinde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayına kesin gözüyle bakılırken, sorunun hukuken çözülmediği görüşü öne çıkıyor. Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu, öncelikle Anayasa Mahkemesi’nin değişikliği denetleyip denetlemeyeceği sorunu olduğunu belirtti. Anayasada mahkemenin değişiklikleri şekil bakımından denetlemesinin milletvekillerinin öneri verme çoğunluğu ile son oylama çoğunluğuna uyulup uyulmadığı koşuluyla sınırlandırıldığını kaydeden Yüzbaşıoğlu, “Ancak bu sınırlama anayasanın değiştirilmesi mümkün olan hükümler bakımındandır. Değiştirilmesi mümkün olmayan ve değiştirilmesi tek lif dahi edilemeyen hüamaç açısından değerkümler bakımından bu lendirildiğinde öncesınırlama geçerli değillikle hukuk devleti ildir” dedi. Yüzbaşıoğlu, kesine aykırıdır. Ana“Eğer değiştirilmesi yasa Mahkemesi’nin teklif yasağına giren bir içtihadını aşmak için teklif yapılmışsa Anayapılan bir değişiklik. yasa Mahkemesi’nin Kuvvetler ayrılığı ilöncelikle bunu tespit etkesine de aykırıdır. me yetkisi ve görevi var Necmi Yüzbaşıoğlu. Çünkü bu ayrım üsdır. Aksi halde değiştitünlük sıralaması anrilmesi teklif dahi edilamına gelmez. Üstünlemez yasağının bir anlamı kal lük anayasada iken parlamento mayacaktır. Anayasa Mahkeme üstün benim diyor. Bu yola girisi 1975 ve 1976 tarihlerinde bu lirse ve yasamanın üstünlüğünü nu açıkça belirtmiş ve değiştiril kabul edersek çoğunluk diktamesi teklif edilmeme yasağı yö törlüğüne gideriz. Mahkemenin nünden denetim yetkisine sahip içtihadını aşmak için değişiklik yaolduğunu vurgulamıştır” diye ko pılıyor. O zaman mahkemenin işnuştu. Anayasa değişikliğinin yük levinin anlamı kalmaz.” Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, desek mahkemenin içtihadını aşmak için yapıldığını anımsatan Yüzba ğişikliğin doğrudan türbana ilişkin şıoğlu, şöyle konuştu: olmadığını vurgulayarak, “10. mad“10. ve 42. madde değişikliği de anayasanın uygulanmasında değişikliğe yol açabilecek bir belirginliğe sahip değil. 42. madde ise anayasal serbestlik ve yasal sınırlama ilkesini öngörmekte. Yeni düzenlemeye kadar, yürürlükteki YÖK Yasası’nın ek 17. maddesi uygulanacak. Bu madde ise Anayasa Mahkemesi’nin yorumlu ret kararı gereğince türbanı serbest bırakmıyor” değerlendirmesini yaptı. obursali?cumhuriyet.com.tr DEĞİŞİKLİKLER İNCELENİYOR Rektörler tereddüt etmesin Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, anayasa değişikliğinin türbanı üniversitelerde serbest bırakmaya yeterli olmadığını vurgulayarak, “Kaldı ki henüz yürürlüğe girmemiştir” dedi. Kanadoğlu, yürürlüğe gireceği varsayılan 42. maddede yapılan fıkra ekleme biçimindeki değişikliğin de amaca ulaştırmayacağı ve sorunu çözmeyeceğini vurguladı. Gül: Net bir kararım yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Üniversitelerde türban serbestisi getiren anayasa değişiklik paketiyle ilgili çalışmalarının sürdüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, “Henüz karar vermiş değilim, henüz bu konuda net bir kararım yok” dediği belirtildi. Gül, İkitelli Organize Sanayi Bölgesi temsilcilerinden oluşan heyet ile Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK)Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik ve beraberindekileri, ayrı ayrı kabul etti. Gül, TİSK heyetini kabulünde bir gazetecinin, “Anayasa değişikliği paketi önünüze geldi mi, inceleyebildiniz mi’’ sorusuna “çalışıyoruz’’ yanıtını verdi. Gül daha sonra da Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok ve beraberindeki heyeti kabul etti. Köşk’ten çıkışında, gazetecilerin görüşmeye ilişkin sorularını yanıtlayan Özok, anayasa değişiklik paketi ile ilgili düşüncelerini Gül’e ilettiklerini söyledi. Gül’e bir dilekçe sunduklarını ifade eden Özok, “Kendisi en son referanduma götürmeme yönünde açıklamalar yapmıştı’’ sözleri üzerine, bu konuda bir şey konuşmadıklarını belirtti. “Cumhurbaşkanı sizin kaygılarınızı nasıl karşıladı?’’ sorusuna da Özok, “Bize, ‘Bakacağız, inceleyeceğiz, karar vermiş değilim, henüz bu konuda net bir kararım yok’ dedi’’ yanıtını verdi. Öğretim üyeleri dernekleri üniversitelerde türban serbestisiyle ilgili açıklama yaptılar: Türban karşıdevrimin bir hamlesidir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tüm Öğretim Üyeleri Derneği’nin (TÜMÖD) çağrısı üzerine bir araya gelen öğretim üyeleri dernekleri, türbanın bir karşıdevrim aracı olduğunu belirttiler. Öğretim üyeleri, anayasa değişikliğinin Atatürk devrimlerini Türkiye’den silmek isteyen “emperyalizmin” milleti parçalama girişiminin bir parçası olduğunu vurguladılar. Ankara’da bir araya gelen öğretim üyeleri dernekleri, üniversitelerde türban serbestliği getirmesi amacıyla hazırlanan ve TBMM’de kabul edilen anayasa değişikliğine yönelik açıklama yaptı. Öğretim üyeleri açıklamalarında, “Bu, karşıdevrimin bir hamlesidir. Atatürk devrimini Türkiye’den silmek isteyen emperyalizmin milleti parçalama girişimidir. Aynı dini inançları paylaşan insanları birbirine düşürme çabasıdır. ‘İnanç özgürlüğü’ adı altında cinsiyet ayrımcılığının pekiştirilmesidir. TBMM’de anayasa değişikliği konusunda oluşan ittifakın bileşimi de bu durumun açık bir göstergesidir” ifadesine yer verdiler. Açıklamada şunlar kaydedildi: “Anayasamızdan, değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez olan Atatürk devrimi ilkeleri çıkartılamadığı sürece, türban dayatması da benzeri girişimler de anayasaya aykırılık akıbetinden kurtulamayacaktır. Yüksek yargı organlarımızın ve Üniversitelerarası Kurul’un bu konudaki uyarıları ve kararlı tutumları, hukukun ve bilimin yol göstericiliği olarak değerlendirilmelidir. Tüm yurttaşlarımızla birlikte biz üniversite öğretim elemanlarının da Cumhuriyeti ve onun kurumlarını savunmaya devam edeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.” CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle