Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
rejim tartışmasına kadar bir dizi gerilim var. İstanbul
buluşması, ne yazık ki bunları bitirmeye yetme-
di, zaten bu olanaksızdı.
İki ülke arasındaki gerilim öylesine karmaşık ki;
bir örnek:
Pakistan’daki binlerce medresede okuyan mil-
yonlarca öğrencinin bir bölümü Afgan. Afganlar
mezun olunca Pakistan’dan ayrılıp Afganistan’a
gidiyor. Sonra da Pakistan düşmanı kesilip din
devleti yarışına giriyor!
Irak’ta da ABD’nin 3 yıl daha kalışının Meclis ta-
rafından da kabulünün ardından ülke içindeki mez-
hepler arası gerilim, yeni bir boyut kazanmış gö-
rünüyor. ABD mandasına “evet” diyen Kürt ve Şii
gruplara karşılık Sünnilerin gönülsüz davranma-
sı, 2012 sonrasındaki olası gerilimlerin haberci-
si.
Dün Bağdat’tan haber veren muhabirler, bay-
ramın birinci gününde Firdevs Meydanı’ndaki 14
Temmuz Camisi’nin bomboş olduğunu söylü-
yorlardı. Halk, terör korkusuyla ortak paydalarından
biri olan camiye gitmeye çekiniyordu!
Yukarıda aktardıklarımız, din kardeşliğinin tek
başına iç barışı kurmaya ve korumaya yetmedi-
ğini gösteriyor.
Din, elbette ülkelerin ortak paydalarından biri
ama, din vicdandaki yerinden alınıp, iktidar kav-
gasının parçası haline getirilince; işin rengi deği-
şiyor. Ortak payda, paylamaya dönüşüyor.
“Dindarlık” yarışı, beraberinde her anlamda “dar-
lık” getiriyor... Çünkü, böyle bir yarışın ucu yok.
En ılımlı şekliyle başlasa bile devamında en radi-
kal uca gitmesi kaçınılmaz hale geliyor. Bunun, et-
rafımızdaki coğrafyada sayısız örnekleri var.
Türkiye’de Kurban Bayramı, her şeye ama her
şeye karşın kardeşlik duyguları içinde başladı.
İki temel bayram rengimiz var; ulusal bayram-
lar ve dini bayramlar... Biri ötekinin rakibi değil,
tamamlayıcısı. Zaman zaman rakibi haline geti-
rilmeye çalışılsa da toplumun sağduyusu, bunu
kusuyor ve girişenin elinde kalıyor.
Bayramları özünde anlamlı kılan ve gerçek
anlamda bayram kılan, iç barış zeminidir. Eğer iç
barış kaybolursa, dünyanın her ülkesiyle barışık
olsanız ne yazar, yeryüzünün bütün bayramları si-
zin olsa ne yazar?
Türkiye’de her iki bayram rengimiz de ne yazık
ki sık sık siyasallaştırılmak isteniyor. Vurguladığımız
gibi, toplum bunları kussa da deneyenler pek de
usanmaktan yana değil.
Bazı şeyler vardır ki kıymetini kaybedince an-
larız ve ona kolay kolay yeniden kavuşamayız.
Erozyona uğramış bir toprağı yeniden hayata
döndürmek yıllar ister...
Kirlenmiş bir denizi, ırmağı yeniden temiz hale
getirmek, içinde canlıların yaşadığı bir suya dön-
üştürmek olanaksız gibidir...
Kurumuş bir ağacı, artık ne kadar sulasanız da,
gübreleseniz de kâr etmez...
İşte iç barış da böyle bir şey... Kaybetmeye gel-
mez.
Avrupa’daki birlikler, dünyadaki birlikler, yerinde
sağ olsun...
Önce Türkiye’nin birliği!
Bayramınız kutlu olsun...
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
fetten ve iktidar sahiplerinden dinlemeye toplumca ar-
tık alıştık.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Diyanet İşleri kur-
ban kesiminde dikkat edilmesi gereken, ne yazık ki
fazla riayet edilmeyen öğeleri açıkladılar yine.
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ise sokak-
lara, bulvarlara taşan, bütün öğütlere karşın hunhar-
ca boğazlanan hayvan artıklarının bu bayramda ne öl-
çüde giderildiğini saptamaya gelen AB gözlemci
heyetine ağır sözcüklerle saldırdı.
Neymiş? Bakan beyefendi “geçenlerde önüne ge-
len bir fotoğrafta AB üyesi bir ülkede balıklara yapı-
lan işkence gibi avlanmaların olduğu vahşice görün-
tüleri” rezalet diye ve sanki bizdeki onaylanması ola-
naksız uygulamaları hafifletmek istercesine anlatan bir
demeç verdi. Sonra:
Kurban Bayramı’nda alınmasını istediği önlemleri sı-
raladığı genelgede (AB’nin titizlendiği ve uyulmasını
gerekli gördüğü önlemleri sıralayarak) “hayvanlara ezi-
yet edilmeden kurban edilmelerini… çevreyi kirlet-
memelerini… kurban kesiminin çocukların gözü önün-
de yapılmamasını… acemi kasaplar yerine tecrübeli
olanların kullanılmasını… tüm işlemlerin sağlık ve hij-
yen koşullarını karşılayan yerlerde yapılmasını…” is-
tedi.
Özellikle dini bayramlarda bir yaşa gelenlerin yaz-
dıkları, ya artık yaşlandı, çocukluğunu anımsıyor ya
da nostaljik takılıyor diye değerlendiriliyor. Bir anlamda
bana vız gelen bu yorumlar, genç yaşta dul kalan an-
nemin kısıtlı öğretmen veya emekli maaşı ile iki erkek
çocuğunu bayramlarda nasıl sevindirdiğini unuttura-
bilir mi?
Bizim evde bayram hazırlıkları varlıklı kimi aileler-
de olduğu gibi bir hafta, üç gün önce başlamazdı.
Öncelikle baklava, sonra bülbül yuvası tepsileri ha-
zırlanmazdı. Arifeden bir gün önce tepsi tepsi subö-
rekleri yapılmaz, sarmalar, çorbalar hazırlanıp Kurban
Bayramı’nda et pişirilmezdi.
Kurban etinden ve ciğerinden hemen kavurma da
yapılmazdı. Maşa üzerinde taze kurban etinden üze-
rine tuz, karabiber, kekik serpilen külbastı da pişiri-
lip sofraya getirilmezdi.
Annem, anneannem ve ağabeyim her zaman olduğu
gibi mütevazı öğle yemeğinde bir araya gelirdik.
Maddi olanakları elveriyorsa annemin; kimi bay-
ramlarda ilk gün uyandığımızda ya Sümerbank ürü-
nü bir çift ayakkabı veya bir çorap bulurduk ayaku-
cumuzda, sevinirdik.
Elini öptüğümüz zaman annem, cebimize küçük bir
harçlık koyardı.
Ama mutluyduk.
Sokaklarda herkes tanısın tanımasın birbirine gü-
lümseyerek bakardı.
Nerede o eski bayramlar diyeceğim ama, yine nos-
talji hastalığı depreşti, günümüz iktidarının sağladığı
müreffeh günlere bayramda bile muhalefet yazıyor di-
yeceklerinden kaygılanıyorum.
Merak bu ya; çocuk yaşta vakti hali yerinde olan
komşu evlerde genellikle gözlerden uzak bahçe için-
de kurbanın nasıl kesildiğini öğrenme merakına ka-
pılmıştım.
Hâlâ geçerlidir herhalde ama bugün uygulanıyor mu
bilmem elbette olanaksız:
Bana kesimden evvel ya kasabın ya kurban sahi-
binin anlattıkları hâlâ belleğimde.
Kurbana eziyet etmeden ayaklarından şöyle bağ-
layacaksın… Gözünü bir bezle kapayacaksın ve bı-
çağı…
İlk kez izlediğim kesimde birden kan fışkırdı hayvanın
boğazından…Bir daha bu manzarayı izlemedim ve kur-
ban kesimden hep uzak durdum, kaçtım.
Fakat kurbanlık hayvan öyküleri vardır, unutulmaz.
İşte o öykülerden biri:
Bir seçim arifesinde liderleri izlerken gözden ırak ama
gönülden uzak olmayan dostum Fikret Otyam’la yo-
lumuz Antalya’nın Side’sine düştü. Adalet Partisi Ge-
nel Başkanı Demirel gelecekti Side’ye. Halkın toplaştığı
yolun başında güzel mi güzel, siyahlı beyazlı danayı
tutan bir adam ilişti gözümüze. Otyam, “Bu güzel hay-
vana (sonradan dananın sahibinin kasap olduğunu öğ-
rendik) nasıl kıyacak bu herif” dedi.
Danayı kurtaracaktık! Vardık yanına adamın. Önce
fiyatını sorduk. Kaç para eder bu dana? Ceplerimize
uygun bir fiyat söyledi. Danayı bize satmasını öner-
dik. Ters ters baktı adam, olmaz, dedi.
Demirel’e kurban edecekti danayı, kararlıydı.
Dana bize siyah iri gözlerle bakıyor gibi. Belki de kur-
tuluşu bizden bekliyor. Ama nafile. Adamı kandıra-
madık.
Ama biz tartışırken adam danayı tutan ipi gevşet-
miş olmalı ki, hayvan birden fırladı elinden ve…Side’nin
antik harabelerine doğru kaçtı. “Kaç kaç” diye bağı-
rıyorduk hızla, koşarak kaçan dananın arkasından.
Adam da peşinden. Yakalayamadı danayı. Demirel’e
kurban edilmekten kurtuldu!
Öyle sevindik ki Fikret’le… O gün keyfine vardığı-
mız günlerden bir gün gündü. Akşamı lokantada da-
na şerefine kadeh kaldırdık.
Ya bu Kurban Bayramı? Fikret’in deyişiyle “eski can-
lara, dostlara hasret” ve demokrasi koşullarına kurban!
Yaşayıp gidiyoruz galiba…
ankcum@cumhuriyet.com.tr
isilozgenturk gmail.com
SAYFACUMHURİYET
17HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 8
Edirne PB 8
Kocaeli Y 8
Çanakkale PB 11
İzmir PB 12
Manisa PB 10
Aydın PB 12
Denizli PB 9
Zonguldak Y 10
Sinop Y 12
Samsun Y 12
Trabzon Y 15
Giresun Y 13
Ankara K 3
Eskişehir K 2
Konya K 3
Sıvas K 2
Antalya B 16
Adana Y 16
Mersin Y 16
Diyarbakır Y 7
Şanlıurfa Y 9
Mardin Y 11
Siirt Y 10
Hakkâri K 5
Van K 4
Kars K 4
Oslo K - 4
Helsinki K 3
Stockholm B 3
Londra K 5
Amsterdam Y 7
Brüksel K 2
Paris K 2
Bonn K 1
Münih PB 3
Berlin PB 4
Budapeşte PB 7
Madrid Y 11
Viyana PB 5
Belgrad PB 7
Soyfa PB 5
Roma Y 16
Atina B 13
Zürih B 6
Moskova K 5
Aşkabat B 16
Astana PB 3
Taşkent Y 16
Bakû PB 12
Bişkek Y 10
Tiflis PB 11
Kahire PB 20
Şam Y 16
Yurt geneli parçalı ve çok
bulutlu, Marmara’nın do-
ğusu, Kuzey Ege’nin iç
kesimleri, Güneydoğu
Anadolu bölgeleri ile Is-
parta ve Antalya’nın do-
ğu kesimleri yağışlı ge-
çecek. Yağışlar İç Ana-
dolu’nun doğusu Doğu
Anadolu’nun iç ve batı
kesimlerinde orta kuv-
vette, kıyı kesimlerde
yağmur şeklinde olacak.
9 ARALIK 2008 SALI
IŞIL ÖZGENTÜRK
Onu Gelinliğiyle Gömdüler
Deniz kõyõsõnda bir kahvede oturan ve kahvele-
rini yudumlayan iki kadõndan sarõşõn olanõ gaze-
tedeki fotoğrafa uzun uzun bakõp, “Vahşet bu”
dedi. “Kız henüz on üç yaşındaymış” Öteki sor-
du: “Neden vurmuş kendini? Mutlaka bir aşk
hikâyesidir” “Pek aşk hikâyesi değil” diye ya-
nõtladõ sarõşõn olanõ. “Ailesi kızı yetmiş yaşlarında
zengin bir adama vermek istemiş. Adam başlık
parası olarak babaya tam sekiz milyar vermiş.”
Bu kez öteki büyük bir dikkatle baktõ fotoğrafa.
“Gelinliği ne kadar da benim gelinliğime ben-
ziyor” dedi. “Yalnız benimkinin yakası daha
açıktı ve çevresine Fransız danteli geçirilmişti.”
Sarõşõn olanõ, “Doğru” dedi, “gerçekten ben-
ziyor. Neyse sen onu bunu bırak, adam tam se-
kiz milyar saymış kız için, biz bedavaya gitmi-
şiz” “Vallahi doğru” diye başõnõ salladõ öteki.
Bir süre düşünceye daldõlar.
Olayõn sonrasõ şöyle oldu: “Adam vakit geçir-
meden başlık parasını geri istedi. Baba tam bir
gün bir gece kızına beddualar yağdırdı. Anası
kız kardeşleriyle gizlice yıkadı onu. Gelinli-
ğindeki kanları gizlice temizleyip yeniden giy-
dirdiler. Dağ çiçeği kokan saçlarını gizlice ör-
düler, biri bir tel kopardı, telli duvağından. Giz-
lice ağladılar onun için, kendi alın yazılarına ağ-
lar gibi ağladılar. Gözyaşları kana bulandı
gizlice. Kan da boynu bükük nergislerin özsu-
yuna. Sonra bir nergis kokusu sardı ortalığı, bir
de bir güvercin hiç durmadan kanat çırptı.”
Deniz kõyõsõnda oturan iki kadõn, onlarõ bekle-
yen ev işlerini düşündüler. Ne kadar da çok işle-
ri vardõ. Bir telaş bir telaş kalktõlar masadan. Son
anda birinin gözü çok uzaklarda, ufukta salõnõp du-
ran sarõ boyalõ bir kayõğa takõldõ. Uzun uzun bak-
tõ kayõğa. Sonra kendi kendine alçak sesle mõrõl-
dandõ.
“Özgürlük nasıl bir şey acaba?”
Baştarafı Arka Sayfada
SELDA GÜNEYSU
ANKARA - Tüm dünyayõ et-
kisi altõna alan ekonomik kriz,
Kurban Bayramõ’nõ da etkiledi. Sõ-
vas, Erzurum, Kars gibi doğu il-
lerinden Ankara’ya kurbanlõk sa-
tõşõ yapmak için gelen hayvan üre-
ticileri, kriz nedeniyle kurbanlõk
satõşlarõnõn geçen yõla oranla yüz-
de 50’lere varan oranda düştüğü-
ne dikkat çektiler. Ayrõca uyarõ-
lara karşõn Ankaralõlar, yine ye-
şil alanlarda, refüjlerde, ara so-
kaklarda ve yol kenarlarõnda kur-
ban kesti. Ankara Anakent Bele-
diyesi’nin zabõtalarõ denetim yap-
mazken, belirlenen yerler dõşõnda
kurban kesenlere herhangi bir
ceza da uygulamadõ.
Ekonomik kriz, kurbanlõk sa-
tõşlarõnõ büyük ölçüde etkiledi. Sõ-
vas’õn Kangal ilçesinden baş-
kente kurbanlõk hayvan satõşõ
yapmak için gelen hayvan üreti-
cisi Mehmet Sığırcı, “4 yıldır ay-
nı fiyata kurbanlık koyun satı-
yoruz. Bayramın ilk günü ol-
masına karşın yurttaşlar koyun
alırlar mı diye sabahtan bu ya-
na bekliyorum. Sırtımdan su
çıktı. Zararına mal veriyoruz,
Cezaevlerinde açık görüş bugün
ANKARA (AA) - Kurban Bayramõ dolayõsõyla tu-
tuklu ve hükümlülere tanõnan açõk görüş bugün
başlõyor. Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin tarafõn-
dan cumhuriyet başsavcõlõklarõna gönderilen genel-
geye göre, Adana E Tipi, Ankara 1 ve 2 No’lu L Ti-
pi, Antalya E ve L Tipi, Bakõrköy-Metris 1 No’lu T
Tipi, Bayrampaşa Kapalõ, Bursa E Tipi, Denizli D Ti-
pi, Gaziantep E Tipi, İzmir Buca Kapalõ, Mersin E
Tipi ile Ümraniye E ve T Tipi kapalõ ceza infaz ku-
rumlarõndaki hükümlü ve tutuklular, 9-10-11-12-13-
14-15 Aralõk günlerinde 7 gün boyunca açõk görüş-
ten yararlandõrõlacak. Diğer bütün ağõr ceza merke-
zi ve müdürü bulunan bağlõ ceza infaz kurumlarõn-
da kalan hükümlü ve tutuklulara 9-10-11-12-13
Aralõk’ta 5 gün açõk görüş yaptõrõlacak. Müdürü bu-
lunmayan bağlõ ceza infaz kurumlarõnda kalan hü-
kümlü ve tutuklulara ise 9-10-11 Aralõk’ta 3 gün açõk
görüş yaptõrõlacak.
Vahşet AB’ye bildirilecek
İstanbul Haber Servisi - Her Kurban Bay-
ramõ’nda yaşanan kanlõ sahneler bu bayramda
da değişmedi. Kentin cadde, sokak ve park-
larõnda yaşanan vahşet görüntülerine bu kez
uluslararasõ sivil toplum örgütü üyeleri de ta-
nõklõk etti. Ara sokaklarda çocuklarõn gözü
önünde hayvanlarõn kesilmesini kameralarõ
ile kayda alan STK üyeleri, gördükleri man-
zaralar karşõsõnda dehşete kapõldõlar.
Kurban Bayramõ nedeniyle Fransa, Belçi-
ka ve İngiltere’de örgütlü bulunan Hayvan
Refahõ Örgütü’nden (Animale Welfare Or-
ganization) bazõ üyeler, AB’ye rapor hazõr-
lamak üzere dün İstanbul’un kurban satõş ve
kesim yerlerini gezdiler. İstanbul Veteriner
Hekimler Odasõ Başkanõ Tahsin Yeşildere
ile Hayvan Refahõ Örgütü üyesi Christine
Hafner, Kozyatağõ’ndaki kurban kesim ve sa-
tõş yerlerinde inceleme yaptõ. Hafner, kurban
kesim yerinde gördüklerini eleştirerek, “Hay-
vanı keserken birden yere düşürdüler.
Hayvan ayağa kalkmaya çalıştı ama yer-
ler kaygan olduğu için kalkamadı. Bana
göre hayvan çok acı çekti. Kesim belki İs-
lami şartlara uygundu ama.. sağlık şart-
larına uygun değildi” yorumunu yaptõ.
Hayvanlarõn barõndõrõldõğõ yerlerin çok kirli
olduğunu vurgulayan Hafner, hayvanlarõn kal-
dõğõ yerde kesim yapõlmasõnõ da çok ilginç
bulduğunu belirtti.
Yeşildere de önceki yõllarda yaşanan olum-
suz görüntülerin sürdüğüne dikkat çekerek,
“Bu tarz görüntülerin olmaması için in-
celemelerde bulunuyoruz. Kurban kesi-
minden kalan atıklar, kesim hataları,
hayvanların uygunsuz şartlarda nakle-
dilmesinden kaynaklanan ölüm olayları..
derilerin kesimi, yüzüm ve muhafazasının
iyi yapılmamasından kaynaklanan hata-
lar yüzünden ekonomik kayıp çok büyük
rakamlara ulaşıyor” dedi. Bu inceleme
sonrasõ hazõrlanacak raporun Avrupa Birliği
Komisyonu’na gönderileceğini anlatan Ye-
şildere, “Onlar da Türkiye için değerlen-
dirme yapacaklar” dedi.
Beylerbeyi sahilinde denize doğru kan
akõşõ nedeniyle Boğaziçi adeta “kan gölüne”
döndü. E-5 kenarõnda kurban kesmeyi tercih
eden yurttaşlar, kesim alanlarõnõn yetersizli-
ğinden şikâyet ederek yollarda kurban kes-
mek zorunda olduklarõnõ söylediler.
Her bayram değişmeyen kurban manzaralarõna bu yõl kriz de eklendi
Ankara kan gölüne döndü
alan yok. Resmen perişan ol-
duk. 2 bin 500 YTL’lik bir bü-
yükbaş hayvanı, bin 500
YTL’ye satıyoruz. Geçen yıl
bir yem torbasının fiyatı 20
YTL idi. Şimdi 30 YTL. Buna
karşın biz geçen yılki rakamlar
üzerinden kurbanlık satışı ya-
pıyoruz. Kâr edemiyoruz. Bize
de yazık” dedi.
Öte yandan, Kurban Bayra-
mõ’nõn ilk gününde başkentte
kurban kesimi, belediyelerce ay-
rõlan merkezler yerine, yine sokak
aralarõnda yapõldõ. Bu bayramda
da bilindik görüntüler sahnele-
nirken yurttaşlar, kurban kesim
yerleri yerine yeşil alan, orta re-
füj, apartman aralarõ, boş arazi, oto
yõkama merkezleri ile sokak ara-
larõnda hiçbir kurala uymadan
kurban kesti. Yapõlan tüm uyarõ-
lara karşõn yurttaşlarõn büyük bö-
lümünün kurban kesim uyarõla-
rõlarõna uymamasõ nedeniyle baş-
kent sokaklarõ kan gölüne döndü.
Mamak Belediyesi Kurban Ke-
sim Alanõ’nda da yurttaşlar hijyen
kurallarõna uymadõ. Yeterli mik-
tarda su bulunmadõğõ gözlenen
alanda, kurbanlõklardan arta kalan
pisliklerin alana öylece bõrakõl-
masõ ise dikkat çekti.
Alanda kurban sahipleri, pis-
likleri sadece süpürmekle yetin-
di. Bazõ ailelerin de kesim sõra-
sõnda çocuklarõna yardõm ettirdi-
ği gözlerden kaçmadõ.
Başkentte, Natoyolu’nda ise
yurttaşlar, kurbanlõklarõnõ, akan
trafiğe karşõn cadde ortasõndan ge-
çirmeye çalõştõ. Bu durum belli bir
süreliğine Natoyolu’ndaki trafiği
de aksattõ. Yurttaşlar, kurbanlõk-
larõnõ elektrik direklerine ve tra-
fik lambalarõnõn direklerine asa-
rak, yüzmekten ise çekinmediler.
Haber Merkezi - Bayra-
mõn birinci gününde yurt ge-
nelinde hastaneler kurban ke-
simi sõrasõnda yaralanan in-
sanlarla doldu taştõ. Tüm uya-
rõlara karşõn bazõ yurttaşlarõn
çocuklarõnõ kurban kesim alan-
larõna getirdiği görüldü.
Eskişehir’de 100, Samsun,
Erzurum, Sõvas, Kayseri ve
Denizli’de 440, Bursa, Sakar-
ya, İzmir, Yozgat ve Tokat’ta
kurban keserken el, kol ve ba-
caklarõndan yaralanan 329 ki-
şi hastanelere başvurdu. Sõ-
vas’ta kestiği kurbanõn üzerine
düşmesi sonucu bir bacağõ kõ-
rõlan 66 yaşõndaki Osman Er-
temiz, Sõvas Numune Hasta-
nesi’nde tedavi altõna alõndõ.
Şanlõurfa’da 2 kurbanlõk boğa
kesime götürülürken ipini ko-
parõp kaçtõ.
Kurban Bayramõ dolayõsõy-
la Türkiye’deki yakõnlarõnõ 48
saat yatõlõ ziyarete gelen Suri-
yeli yurttaşlar da Cilvegözü
Gümrük Kapasõ’ndan yurda
giriş yapmaya başladõ.
Afyonkarahisar’õn Kõzõlö-
ren ilçesinde ise yurttaşlar
yüzyõllardõr çõnar altõnda bay-
ramlaşma geleneğini sürdürü-
yor. Mersin’de de Kurban Bay-
ramõ dolayõsõyla şehir mezar-
lõğõnõ ziyaret eden Müslüman
ve Hristiyan din adamlarõ,
“Geleneksel Dua Töreni” nde
birlikte dua ettiler.
İzmir’de Büyükşehir Bele-
diyesi tarafõndan çok sayõda
kurban kesim yeri belirlenme-
sine karşõn, yurttaşlarõn bu
alanlarõn dõşõna çõktõğõ görüldü.
Mahalle aralarõnõ seçen yurt-
taşlar, dana ve koçlarõnõ ke-
serken, hijyen kurallarõna uy-
madõlar. Adana’da ise bayra-
mõn tadõnõ çocuklar çõkardõ.
Havanõn soğuk olmasõna kar-
şõn Seyhan Nehri kõyõsõndaki
Merkez Parka koşan çocuklar,
parktaki oyun alanlarõnda do-
yasõya eğlendi.
Yurttan bayram manzaralarõ
ZEYNEP ŞAHİN
Cemaat bağlantõlõ dershaneler
eğitim sistemindeki etkisini gi-
derek artõrõyor. Gösterişli tanõ-
tõmlarla, altõndan arabaya varan
pahalõ hediyelerle başarõlõ öğren-
cileri yanlarõna çekerek, özellik-
le son 10 yõldõr merkezi sõnavlarda
dereceli öğrenciler çõkarõyorlar.
Gerek kazanõlan başarõlar gerek-
se ödüller, bu kurumlarõn daha
fazla kişi tarafõndan tercih edil-
mesini sağlarken, şube açtõklarõ
yerlerde ise yerel yönetimlerin ve
yerel basõnõn desteğini almalarõ da
dikkat çekiyor.
Cumhuriyet’in, “eğitimciler-
den ve bu kurumlara belli bir
süre gidip sonrasında ilişiğini
kesen öğrencilerden” aldõğõ bil-
gilere göre, ilk hedef ilköğretim
son sõnõf ve lise öğrencileri. Bu
yaş grubunun yaşamõnõ sõnav ka-
zanmaya odaklamõş olmasõ, ce-
maatlerin işini kolaylaştõrõyor;
çünkü gençlere vaadedilecek şey-
ler ve sunulacak olanaklar ken-
diliğinden ortaya çõkõyor. Genç-
lere aylarca hiçbir dini öğretiden
bahsedilmiyor; güven kazanõl-
dõktan sonra ise karşõlõklõ iletişim
istenilen amaç doğrultusunda şe-
killendiriliyor. Fen liselerindeki
örgütlenmeye oldukça önem ve-
riliyor çünkü buralardaki başarõ-
lõ öğrencilere geleceğin önemli
yerlere gelmiş bireyleri gözüyle
bakõlõyor. Özellikle son 10 yõlda,
liseye ve üniversiteye giriş sõ-
navlarõnda derece yapan ya da
yüksek puan alan öğrencilerin
birçoğunun, cemaat bağlantõlõ
dershanelerden çõkmasõ dikkat
çekiyor. Bu öğrencilerin elde et-
tiği başarõ kullanõlarak, dersha-
nenin abartõlõ reklamlarõ yapõlõyor.
Üstelik derece yapan öğrencilere,
şatafatlõ törenlerle hatõrõ sayõlõr he-
diyeler veriliyor. Bu da yeni ba-
şarõlõ öğrencileri çekme aracõ ola-
rak kullanõlõyor. Çok sayõda aile-
nin ve öğrencinin ise söz konusu
eğitim kurumlarõnõn yapõsõnõ tam
olarak bilmeden ve araştõrmadan
kayõt yaptõrdõğõ gerçeği ortaya
çõkõyor.
Eğitim-İş İstanbul 1 No’lu Şu-
be Başkanõ Vahap Güzey ise
sadece İstanbul’da 635 dershane
ve 51 özel etüd merkezi bulun-
duğunu ama bu sayõnõn çok üze-
rinde kaçak kurs olduğunu belirtti.
Güzey, “İstanbul’daki dersha-
nelerin büyük bölümü tarikat
bağlantılı. Bu dershaneler aynı
zamanda etüd merkezi-yurt
şeklindeki evlerde eğitim yapı-
yor ve ideolojik misyonlarını ye-
rine getiriyor. Okul idareleriy-
le bağlantı kurarak, başarılı
öğrencilere ulaşıyorlar, çeşitli
vaatlerle kendi kurumlarına
gelmelerini sağlıyorlar. İstan-
bul’daki kimi okullarda iş da-
ha da ileriye gidiyor ve bizzat
idareciler bu kuruluşların rek-
lamını üstleniyor. Öğrencileri
buralara yönlendirerek, yüz-
de 40’lara varan özel indirim-
ler yaptırıyor” dedi. Güzey, ce-
maat dershanelerinin, şube açtõk-
larõ yerlerde gerek yerel yöne-
timlerin gerekse yerel basõnõn
tam desteğini aldõğõna da dikkat
çekerek, şu örnekleri sõraladõ:
“Öncelikle yerel ve bazı ulu-
sal gazetelerde, haber sitele-
rinde bu tür dershanelerin ha-
berleri, ‘Başarõya doymuyor, Re-
kor başarõ elde etti’ gibi övgülerle
yer alıyor. Örneğin bu yıl Pa-
mukova Belediye Başkanı Fe-
ridun Turan, OKS’de dereceye
giren 8 FEM Anafen öğrencisini
makamında kabul etti. OKS
Türkiye birincilerinden FEM
Anafen Dershanesi öğrencisi
Şule İdacı, Sakarya Belediye
Başkanı tarafından dizüstü bil-
gisayarla ödüllendirdi. Bayburt
Valisi Musa Küçükkurt FEM
Dershaneleri Bayburt Şube-
si’ne veda ziyaretinde bulundu.
Bunun gibi çok sayıda örnek
var. FEM Dershanesi ilahili, se-
malı iftar yemeği düzenledi.
Aynı dershane geçen yılın ÖSS
şampiyonlarına birer araba he-
diye etti; üstelik İstanbul Gös-
teri Merkezi’ndeki görkemli
bir törenle.”
Cemaatler ‘eğitimle’ büyüyorlar
Fotoğraf: HİCRAN ÖZDAMAR