02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 5 EKİM 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Güzel Helen... Güzün ıslık çaldığı bir sabah...Yeşil deniz kıyı- sı... Koşuşturan çocuklar... Kâğıt helvacılar... Hapislik günlerimde kendi kendime mırıldadı- ğım Özdemir Asaf’ın şiiri: “Benim söylemek için çırpındığım gecelerde, Siz yoktunuz.” Aradan yıllar geçmiş, o dönemde doğan ço- cuklar çoktan yirmili yaşları geçmiş... Yeşil deniz kıyısında bir Akdeniz soluyorum. Kitaplarım yanımda, güzel Helen’i seyredi- yorum. Aklıma yine Özdemir Asaf’ın bir şiiri geliyor: “Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, Birinciliği beyaza verdiler.” Lawrence’dan “Bâkire İle Çingene”yi (Püren Özgüren’in Türkçesiyle Turkuvaz Kitap) bir so- lukta okumuştum. Lawrence’ın ölümünden sonra ortaya çıkan “Bâkire ile Çingene” gençliğinin delişmenliğiy- le bekâretin masumiyeti arasında gidip gelen Yvtte’in bir Çingeneye âşık olma öyküsünü an- latıyordu... Baskıcı ve tutucu rahip babaya başkaldıran iki kız kardeşten birisinin öyküsü.. Yevette, yakışıklı Çingene gencine sırılsıklam âşık oluyor. Aşkı ve cinselliğe onunla ulaşıyor. Bu toplumsal kurallara başkaldırış! Çağdaş toplum bireyin duygusallığına engel olu- yor günümüzde. Oysa “Güzel Helen”e baktığımızda, binlerce yıllık Anadolu söylencelerini Azra Erhat’ın Ce- vat Şakir’in yapıtlarında okuduğumuzda sezginin akla üstünlüğünü, cinselliğin bir özgürlük oldu- ğunu görürüz. Söylenceye göre Zeus ve Leda’nın kızıdır gü- zel Helen. Bir başka söylenceye göre yumurta- dan doğmuştur. Troya’ya karşı savaş açılması- na neden olmuştur. Çok güzeldir, delidolu bir ya- şamı benimsemiştir. Maceralarının yanı sıra, şi- ir, resim, yontu, tiyatro, sinema gibi pek çok sa- nat kollarında Helen yer almıştır. Paris-Helena aşkı dillere destandır... Ben yeşil denizin kıyısında kitaplarımla baş ba- şayım. Binlerce yıllık tarih ve kültürün boy verdiği top- raklarda yaşamak olağanüstü bir şey... Bir yanda Mezopotamya öte yanda İyonya... Alfabe İzmir’den gitti Batıya...Tüm uygarlıklar Anadolu’dan taşındı Avrupa’ya... Aşkın uzun yolculuğu İda Dağları’nda yeşerdi, tüm İyonya kentlerini kuşattı... Bilmem Erdal Alova’nın Türkçesiyle Can Ya- yınları’ndan çıkan Herakleitos’un “Kırık Taşları”nı okudunuz mu? Elitis’in, Cevat Çapan’ın Türkçesiyle “Küçük Yeşil Deniz” şiirinin üç dizesi var kitabın girişinde. İyonyalı fiilozof Herakleitos’un büyük yapıtından günümüze çok az sayıda parça kaldığı biliniyor... Erdal Alova’yı kutluyorum!.. Teoslu Herakleitos’u çok güzel aktarmış oku- ra... Bu kitabı bizim dönek Marksistler okumalı ön- ce... Biliyorum çoğunun dünde kitapla ilgileri yoktu bugünde. Ben de “çıplak akılla” okudum kitabı. Diyalektik düşüncenin kökenleri açısından He- gel’e ve Marks’a esin kaynağı olan Herakleitos benim gibi bir İyonyalı... Anadolu binlerce yıllık kültürü, tarihi kucakla- yan bir coğrafya... “Altın Avcıları” ve çokuluslu şirketler yağma- lıyor İda Dağları’nı ve İyonya’yı, Tunceli Ovacık’ı, İzmir Efemçukuru’nu... Bir avuç çevreci yıllardır mücadele ediyor inat- la! İlk aklıma gelenler Noyan Özkan, Senih Özay, Arif Ali Çangı ve Murat Fatih Ülkü... Bakın nereden nereye geldim yine... En iyisi Elitis’in “Küçük Yeşil Deniz”iyle nok- talayayım yazımı: “On üç yaşında küçük yeşil deniz Boynunda beyaz yakan başında kurdelenle İzmir’e girmeni isterdim penceremden... ...... On üç yaşındaki küçük yeşil deniz Yanında yatmak isterdim gizlice Ve kollarının arasında Kırık taşlar bulmak isterdim: Tanrı’nın sözleri Kırık taşlar: Herakleitos’tan parçalar.” Elites’in ölümsüz güneşi altında o çılgın nar ağacının altında olmalıydım Urla’da denize ba- kan bir yamaçta... Çayırda yeşil yoncaları kesen kızlarla konu- şup rüzgârın inadıyla yitip gitmek isterdi yeşil de- nizin derinliğinde... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Arsenik arıtma tesisi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, yapõmõna başladõğõ Göksu ve Sarõkõz arsenik arõtma tesisinin günlük 259 bin metreküp kapasiteyle, bu alanda dünyadaki en büyük yatõrõm olmasõnõn hedeflendiği bildirildi. Büyükşehir belediyesinden yapõlan açõklamaya göre, saniyede 3 bin litre su arõtacak kapasitedeki tesisin ilk aşamasõnõn aralõk ayõnda devreye alõnmasõ ve 1500 litre su arõtõlmasõ planlanõyor. Yolsuzluk tartışması ALİAĞA (Cumhuriyet) - Eski Doğru Yol Partisi Aliağa İlçe Başkanõ ve milletvekili adayõ Yücel Karaşan, yolsuzluğa bulaşmõş olduklarõnõ ileri sürdüğü AKP’li Aliağa Belediye Başkanõ Tansu Kaya’yõ kamuoyu önünde tartõşmaya çağõrdõ. AKP’li Belediye Meclis Üyesi Şafi Teymur’un, Kaya ve ekibi hakkõndaki yolsuzluk suçlamalarõnõ anõmsatan Karaşan, “Aliağa’da yapõlan yolsuzluk ve usulsüzlükler sadece kömür alõmõyla sõnõrlõ değil. Belediye şirketinin kaybolan faturalarõ komisyon karşõlõğõ bazõ firmalara satõldõ mõ?” gibi sorular yöneltti. Dernekte silahlar çekildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Dikmen İlker 1. Cadde’deki Kõzõlõrmak Dernekler Federasyonu lokalinde eski yönetim ile yeni yönetim arasõnda önceki gece saat 01.00 sõralarõnda kavga çõktõ. Taş, sopa ve tabancanõn kullanõldõğõ kavgada, 3 kişi tabancayla, biri polis 5 kişi ise darp sonucu çeşitli yerlerinden yaralandõ. Kõzõlõrmak Yerel Dernekler Federasyonu Genel Başkanõ Hõdõr Adõyaman kavgayõ daha önce de lokalin personeline saldõran ve haklarõnda yasal işlem yapõlan kişilerin çõkardõğõnõ belirtti. İlk bağımsız milletvekili öldü Yurt Haberler Servisi - Muş’tan Türkiye’nin ilk bağõmsõz milletvekili seçilen Gõyasettin Emre tedavi gördüğü Konya’da yaşamõnõ yitirdi. Emre için, Muş merkeze bağlõ Ağaçlõk köyünde taziye evi açõldõ. Emre’nin oğlu Ali Rõza Emre, çok üzgün olduklarõnõ belirterek, “Yoğun ilgi sebebiyle taziye bir hafta süreyle devam edebilir” dedi. Boş bulunan 78 sanatçõ kadrosu iptal edildi. 425 kadro boşaldõkça iptal edilecek TRTsanattankopuyorFIRAT KOZOK ANKARA - Yeni TRT Yasasõ çer- çevesinde üst düzey yöneticiler ve ya- yõn denetleme kurulu üyelerinin de aralarõnda bulunduğu yaklaşõk 600 personeli, “araştırmacı” kadrosuna geçirerek maaşlarõnõ donduran TRT yö- netimi, kurumun sanatla bağlarõnõ da koparõyor. Kurumda halen boş olan 78 sanatçõ kadrosu iptal edilirken, 425 do- lu kadro da şahsa bağlõ kadrolara dönüştürüldü. Bu kadrolarda görev yapanlar emekli oldukça yeni sanatçõ alõmõ yapõlmayacak. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre, yeni TRT Yasasõ’nõn yürürlüğe girmesinin ardõndan TRT Yönetim Kurulu’nun yeniden yapõlandõrmaya ilişkin aldõğõ kararlar, RTÜK tarafõndan onaylandõ. Bu çerçevede, TRT’nin sa- natçõ kadrolarõ boşaltõlõyor. İlk aşama- da, boş bulunan 78 saz ve ses sanatçõ- sõ, 17 stajyer ve 7 tommyster kadrola- rõ iptal edildi. Operasyonun ikinci aşa- masõnda ise sayõlarõ 425’e ulaşan sanatçõ kadrolarõ, şahsa bağlõ kadroya dönüş- türüldü. Bu çerçevede söz konusu kadrolar- da görev yapan sanatçõlar emekli ol- dukça yerlerine yenileri alõnmayacak. Böylece TRT’nin sanatçõ kadrolarõ za- manla “eritilecek” ve kurumun sanat- la olan bağlarõ koparõlacak. Hükümet tarafõndan Meclis’e sunu- lan yasa tasarõsõnda TRT sanatçõlarõnõn tamamõnõn Kültür ve Turizm Bakanlõ- ğõ’na devri öngörülüyordu. Tasarõya yö- nelik tepkilerin artmasõ ve Haber- Sen’in başlattõğõ eylemler sonucunda kamuoyunda tepkiler yükselmiş, bunun üzerine hükümet tasarõnõn sanatçõlarla ilgili maddesini geri çekmişti. Tasarõ bu haliyle yasalaşmõştõ. ‘Paralar çarçur ediliyor’ Atõlan yeni adõmla birlikçe TRT, Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Mü- ziği’nin doğru bir şekilde icra edilme- si, derlenmesi ve notalara aktarõlarak korunmasõ görevlerinden vazgeçmiş oluyor. TRT ayrõca, yasayla kendisine verilen kültürel işlevleri yerine getirme görevini de terk ediyor. Haber-Sen Genel Başkanõ Ali Yılbaşı, konuyla il- gili şunlarõ söyledi: “İbrahim Şahin, TRT’yi adım adım kamu hizmeti yayıncılığından uzak- laştırıyor. Göreve ilk geldiğindeki ic- raatı Hatay radyosunu kapatmak ol- muştu, arkasından Antalya radyo- sunu kapattı. Şimdi de TRT’nin sa- nat ve sanatçılarla bağını koparıyor. TRT, halkın yayın bedeli olarak her ay ödediği parayla faaliyetini sür- dürüyor. İbrahim Şahin TRT’yi şimdi bu paraları toplayan, ancak ge- reğini yapmayan bir kuruma dönüştürüyor. Halktan toplanan pa- ralar, özel televizyonlarla yarışmak ve reyting uğruna çarçur ediliyor. Astronomik rakamlarla kurum dı- şında program yaptırılıyor. Reyting uğruna niteliksiz programlar TRT ekranlarını doldurmaya başladı. Ya- sa sürecinde TRT sanatçılarına sahip çıkan herkesi, TRT yönetimine tep- ki göstermeye çağırıyoruz.” İlk aşamada, boş bulunan 78 saz ve ses sanatçõsõ, 17 stajyer ve 7 tommyster kadrolarõ iptal edildi. Operasyonun ikinci aşamasõnda ise sayõlarõ 425’e ulaşan sanatçõ kadrolarõ, şahsa bağlõ kadroya dönüştürüldü. DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜ Öğretmene iş çok, ücret az OECD raporunda, Türkiye’deki öğretmenlerin iş yükünün çok, buna karşõn aldõğõ ücretin de düşük olduğu gözler önüne serildi. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Türki- ye’de öğretmenler yõl- da 1832 saat çalõşmasõ- na karşõn, 12 bin 670 dolar ile 15 bin 780 do- lar arasõnda değişen tu- tarlarda ücret alõrken, or- talama çalõşma saati 1662 olan OECD ülke- lerinde öğretmenlere 27 bin 828 dolar ile 46 bin 290 dolar arasõnda ücret ödeniyor. E ğ i t i m - S e n ’ i n OECD’nin raporundan “5 Ekim Dünya Öğret- menler Günü” dolayõ- sõyla derlediği veriler Türkiye’deki öğretmen- lerin iş yükünün çok, buna karşõn aldõğõ ücre- tin de düşük olduğunu gözler önüne serdi. OECD raporuna göre, Türkiye, Macaristan ve Japonya ile birlikte öğ- retmenlerin en fazla ça- lõşma saatine sahip ol- duğu 3 ülke arasõnda yer alõyor. Rapora göre, 2008 yõ- lõnda Türkiye’de bir öğ- retmen ortalama 1832 saat çalõşõrken, bu ra- kam İskoçya’da ortalama 1365. İskoçya’nõn ar- dõndan en az çalõşma sü- resinin olduğu ülke 1425 saat ile İspanya olurken, İspanya’yõ ise 1440 saat ile Portekiz izliyor. Raporda, 35 ül- kenin üye olduğu OECD’nin çalõşma saa- ti ortalamasõnõn 1662 ol- duğu belirtilirken, Tür- kiye’de öğretmenlerin 170 saat daha fazla ça- lõştõğõna dikkat çekili- yor. Türkiye’de öğretmen- ler daha fazla çalõşmala- rõna karşõn pek çok OECD ülkesinin altõnda bir maaşla hayatlarõnõ sürdürüyor. Rapora göre, en düşük başlangõç öğ- retmen maaşõ veren ül- kelerin başõnda Türkiye ve Macaristan geliyor. Türkiye’de işe yeni baş- layan bir öğretmene baş- langõç maaşõ olarak yõl- lõk 12 bin 670 dolar tu- tarõnda ücret verilirken, en üst kademede yer alan bir öğretmen ise yõlda 15 bin 780 dolar maaş alõ- yor. İşe yeni başlayan en alt düzeydeki bir öğret- menin ücretinin ortala- masõnõn 27 bin 828 dolar olduğu belirtilen rapora göre, Türkiye’de yeni işe başlayan öğretmenler OECD ortalamasõna gö- re 15 bin 158 dolar daha az ücret alõyor. OECD ülkeleri içinde Türkiye, yeni işe başlayan öğret- menlere verilen maaş konusunda sondan ikin- ci sõrada yer alõyor. Ra- pora göre, göreve yeni başlamõş bir ilkokul öğ- retmeni yõlda brüt olarak Avusturya’da 27 bin 649 dolar, Çek Cumhuriye- ti’nde 18 bin 591 dolar, İspanya’da 33 bin 024 dolar, Fransa’da 23 bin 317 dolar, İskoçya’da 29 bin 498 dolar, Porte- kiz’de 20 bin 072 dolar, İtalya’da 21 bin 211 do- lar, Yunanistan’da 26 bin 262 dolar, Güney Kore’de ise 30 bin 528 dolar maaş alõyor. Rapora göre, Türki- ye’de en üst derecede bulunan bir öğretmenin yõllõk maaşõ 15 bin 780 dolar iken, OECD ülke- lerinin ortalamasõ ise 46 bin 290 dolarõ buluyor. Toplu dilekçe eylemi Din kültürü kitaplarõnõn içeriğine tepki gösteren Alevi örgütleri, zorunlu din dersinin kaldõrõlmasõ için Milli Eğitim Müdürlüğü’ne dilekçe verecek Osman Pamukoğlu, en büyük düşmanõn cehalet ve açlõk olduğunu söyledi ‘Türbansiyasalbirsimgedir’ SELDA GÜNEYSU ANKARA – Yeni kurulan Hak ve Eşitlik Partisi’nin Genel Baş- kanõ Osman Pamukoğlu, Tür- kiye’nin 11 Kasõm 1938 tarihin- den bu yana, her alanda kötüye gittiğini belirtti. Bugün halkõn cehaletinin ve açlõğõnõn iktidar- larca suiistimal edildiğinin altõnõ çizen Pamukoğlu, Deniz Feneri davasõnõn da kendisine “orta- çağ korsanlarını” anõmsattõğõnõ söyledi. Ülkenin, yõllardõr sürüp gelen meseleleri olduğunun altõnõ çizen Pamukoğlu, “Bunlar, siyasi ya- pıdaki zayıflıklar, güvenlik ko- nusundaki zaaflarımız ve eko- nomik çıkmazlar… Bu üç temel ana mesele insanlarımızın ca- nını sıktı ve huzursuzluk yarattı ülkede. Biliyor musunuz, orta- çağda da deniz feneri ile ilgili faaliyetler vardı. Ortaçağda, gemiden gemiye saldırıp yağma ve soygun yapamayan korsan- lar, bir anlamda fakir korsan- lar, kayalıkların üzerine deniz fenerleri koyarlardı. Böylece gemileri sığ sulara çekip oturt- tururlardı ve üzerlerine tırma- narak soyarlardı” diye konuştu. Türkiye’nin, 11 Kasõm 1938 yõ- lõndan bu yana kötüyü gittiğihi ve bugünlere geldiğini anlatan Pa- mukoğlu, “Biz parti olarak hep iki şeyle uğraşacağız diyorum. Bunlardan biri cehalet, diğeri yoksulluk. Bu iki tümörün mut- laka bünyeden atılması gere- kiyor. Biz parti olarak, Ata- türkçü, reformist, etkin güce sa- hip kadınlar ve gençler ile mü- cadeleye girdik. Başarmak zo- rundayız. Çünkü cehalet ve fa- kirlik, bir ülkenin en büyük düşmanıdır” dedi. ZEYNEP ŞAHİN Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn (MEB), ücretsiz din kültürü ders kitaplarõ ve zorunlu din dersi uygulamasõ, Alevi velile- ri harekete geçiriyor. Din kültürü kitaplarõnõn içeriğinin “Alevileri asimile etmek” olduğunun al- tõnõ çizen veliler ve Alevi ör- gütleri, 9 Ekim Perşembe günü İzmir’de protesto gösterisi ger- çekleştirecek ve zorunlu din dersinin kaldõrõlmasõ için Torbalõ İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yüzlerce dilekçe verecek. Din kültürü kitaplarõndaki “dini yaşam tarzını benim- setmeye dönük” içerik ve Al- eviliğe ilişkin “çarpıtılmış bil- giler”e yönelik tepkiler sürerken Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), gelen çok sayõda şikâyet üzerine protesto eylemi kararõ al- dõ. ABF bünyesinde faaliyet gösteren Alevi Bektaşi Kültür, Yardõmlaşma ve Dayanõşma Derneği 9 Ekim Perşembe günü “zorunlu din dersine karşı” protesto eylemi gerçekleştirecek. İzmir’de Torbalõ İlçe Milli Eği- tim Müdürlüğü önünde saat 12.30’da bir araya gelecek olan federasyon ve dernek üyeleri ile veliler, Torbalõ İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne toplu dilekçe ve- rerek MEB’in zorunlu din der- sini kaldõrmasõnõ isteyecek. Di- lekçelerde, Danõştay’õn ve Av- rupa İnsan Haklarõ Mahkeme- si’nin zorunlu din dersine ilişkin kararlarõna da dikkat çekilecek. ABF Genel Başkanõ Ali Bal- kız, 12. sõnõf din kültürü kitap- larõnõn Alevi kesimi oldukça rahatsõz ettiğine, velilerden ken- dilerine çok sayõda şikâyet gel- diğine vurgu yaptõ. Osman Pamukoğlu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle