Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
D
umanlarõ tü-
ten koca bir
gümüş sema-
ver...“Hotel
Astoria”nõn çay salo-
nunun ortasõna yerleş-
tirilmiş. Pastalar, atõş-
tõrmalõklar, hemen ora-
da hazõrladõğõ “Rus
blinilerini” gümüş
tepsilerde sunan, beyaz
külahlõ bir ahçõnõn ya-
nõnda duruyor.
Yorgun argõn, çay
vakti bu sõcak ortam
içinizi õsõtõyor.
Semaverin beri ya-
nõna da iri bir buz ko-
vasõ konmuş.
İçinde envai çeşit şampanya göze çarpõyor:
Dom Perignon, Moet Chandon, Louis Roede-
rer, Piper, Tattinger, Veuve Cliquot.
Turistler akşam çaylarõnõ alõrken büyük, si-
yah ciplerle kapõya yanaşan “yeni Ruslar”, can-
lõ piyano müziği eşliğinde şişesi 350 Av-
ro’dan açõlan bu şampanyalarõ yudumluyor.
Her kentin tarihiyle özdeşleşen, anõt oteller
vardõr: Berlin’de Hotel Adlon, Madrid’de Pa-
lace, İstanbul’da Pera Palas böyledir. Kentle-
rin yazgõsõyla birlikte anõlan, tarihiyle iç içe gi-
ren otellerdir bunlar.
St. Petersburg’da Hotel Astoria böyle bir yer.
St. İsaac katedralinin yanõ başõnda, katedralle
aynõ adõ taşõyan merkezi meydanda, Çar I. Ni-
kola’nõn heykeline bakan otelin “art nouveau”
salonlarõndan kimler geçmemiş ki:
Clinton’lar, Bush’lar, Blair’ler, yüzyõl başõ-
nõn ünlü Rus aristokratlarõ, H. G. Wells; Isa-
dora Duncan ve bu otelin odalarõnda intihar
eden şair eşi Sergei Yesenin; Bolşevik devri-
mine burada yakalanan, “Dünyayı Sarsan
On Gün” isimli kitabõnda yaptõğõ canlõ tanõk-
lõğõyla nam salan Amerikalõ komünist gazete-
ci John Reed; Lenin ve de Rasputin.
‘RUSYA’NIN EN BÜYÜK AŞK
MAKİNESİ!’
“Rasputin” adõ buraya gelene kadar gen-
çliğimden kalma bir şarkõ adõndan ibaretti be-
nim için: “Rasputin: Russia’s Greatest Lo-
ve Machine!”
Sözleri “Ra Ra Rasputin, lover of the
Russian queen…(Rus kraliçesinin sevgili-
si…Ra Ra Rasputin)” diye başlayan bu ünlü
pop şarkõsõnõn, Rus tarihinin; üzerinde hâlâ ko-
nuşulan, konuşmaktan öte tartõşõlan bölümle-
rinden birine gönderme yaptõğõnõ hiç fark et-
memiştim.
St. Petersburg’un en gözde turlarõndan biri
“Ermitaj” ise diğeri de bu “Rasputin” turu…
“Ermitaj”õ St. Petersburg’a ilk gelişimde gör-
düğümden; bu kez “Rasputin turunu” seçtim.
Turun adõ gerçekte şöyle: “Rasputin’i Kim
Öldürdü?”
Anlatõlanlara göre, Rasputin’in ölümü bura-
da, bizzat bu otelin duvarlarõ arasõnda plan-
lanmõş. 20. yüzyõl başõnda, İngiliz gizli servi-
si başta olmak üzere; tüm Avrupa gizli servis-
lerinin karargâhõymõş burasõ.
O dönemde “SIB” olarak anõlan Britanya
Krallõğõ’nõn ajanlarõ, “Russia’s Greatest Lo-
ve Machine” şarkõsõnda dillendirildiği gibi sa-
hiden de Çariçe’nin sevgilisi olan Rasputin’i or-
tadan kaldõrmaya karar vermişler.
Romanov hanedanõnõn son Çariçesi Alek-
sandra Fedorovna ve Çar ailesi üzerinde
olağanüstü etki sahibi olan Rasputin çünkü õs-
rarla; Rusya’nõn Almanya ile özel anlaşma ya-
parak I. Dünya Savaşõ’ndan çõkmasõnõ öneri-
yormuş.
Rusya’nõn savaştan çekilmesi; savaş denge-
lerini Londra aleyhine bozacağõndan, İngilte-
re bu ihtimali bertaraf etmek istemiş. Ve ilk fõr-
satta Rasputin’i yok ederek bu olasõlõğõn önü-
nü almaya kalkõşmõş.
Bugünün MI6’sõna karşõlõk gelen SIB ajanõ
Oswald Rayner şimdi yeni Ruslarõn kadeh ka-
deh Fransõz şampanyasõ yuvarladõklarõ bu yük-
sek tavanlõ salonlarda, dönemin en varlõklõ aris-
tokratlarõndan Prens Felix Yusupov’õ kafaya
alõp Rasputin cinayetini tezgâhlamõş.
Görülmemiş şaşaa ve dekadans içinde yaşa-
yan Prens Yusupov, eşcinselmiş. Yu-
supov -bir rivayete göre- “sevgilisi
Prens Dimitri’yi” tahta geçirmek
umuduyla bu serüvene karõşõyor...
Çarõn arkasõndaki “karanlık
güç” Rasputin yok edilirse, bu doğ-
rudan Çar’a vurulmuş bir darbe ola-
cak; II. Nikola eli mahkûm tahtõ bõra-
kacak...
Hesap bu. İngilizler de aynõ hesabõ yapõ-
yor: II. Nikola tahttan inecek, yerine “İngiliz
yanlısı” Prens Dimitri geçecek…
Hikâyenin değişik versiyonlarõ var. Ama St.
Petersburg yolunda, gemide gösterilen bir
BBC belgesi bu “İngiliz komplosu” tezini des-
tekliyordu.
Her halükârda Rasputin’i yok etmek görevi
Prens Yusupov’a veriliyor. Ve “cinayet”;
“Hotel Astoria”dan az ilerde, yürüyüş mesa-
fesinde bulunan “Yusupov malikânesinde” iş-
leniyor.
Yusupov malikânesi denen yer, enikonu bir
saray. Neo-klasik stildeki sarõ cephesiyle Moi-
ka kanalõnõ boydan boya kaplayan saray,
Bolşevik devrimi öncesi Rus aristokrasisinin ya-
şam tarzõna tanõklõk ediyor.
Ceviz lambriler, kristal avizeler, paha biçil-
mez halõlar, antikalar, heykeller, Avrupa resim
sanatõnõn en büyük ustalarõnõn elinden çõkmõş
tablolar, kõş bahçeleri, yaz bahçeleri, saunalar,
salt altõn yaldõz süslemelerle bezenmiş bir
özel tiyatro salonu… başõnõzõ nereye çevire-
ceğinizi şaşõrõyorsunuz.
PETERSBURG BALOLARININ
“TEŞHİR” TUTKUSU
Girişte, ana merdivenden çõkar çõkmaz; kar-
şõmõza önce büyük bir yatak odasõ çõkõyor. “Bi-
nanın girişinde bu yatak odasının işi ne?” der-
ken rehberimiz anlatõyor:
“Bu, o dönemin modasını yansı-
tıyor. Yusupov’ların malikânesi;
St. Petersburg’da görkemli ba-
lolarıyla tanınırdı. Baloya katılan
konuklara yatak odalarını sergi-
lemek 19. yüzyılda modaymış.
Kullanılmak için değil, davetlilere
sergilenmek amacıyla yapılmış bir
yatak odası bu!”
Yanlõz bu oda değil, her şey baştan sona
“teşhire dönük” sarayda. “Yusupov’ların
dillere destan balolarına” katõlan bir konuk
örneğin, o dönemde tanõk olduğu “gösteriyi”
anõlarõnda şöyle ifade ediyor:
“Orkestra Polonez çalmaya başladığında,
evsahibi Prenses Zinaida İvanovna, Çar’ın
koluna girerek her tarafı aynalarla çevrili ba-
lo salonuna yöneldi. O anda, aynalardan bi-
ri hareket etti ve bir duvarın içinde kayboldu.
Aynanın yok olmasıyla karşımıza, yemek sa-
lonunun bitişiğindeki çiçek bahçesi çıktı….
Konuklar müzik eşliğinde çifter çifter yemek
salonuna yürüyerek sofrada yerlerini aldı-
lar. Ağzım açık kaldı! Yemek masasının or-
tasından çıkan bir portakal ağacı düşü-
nün. Sevres vazoları, çiçekler, pırlanta gibi
ışık saçan kristal kâselerde sunulan tatlı ve
meyveler arasında bir kuş sütü eksikti…”
Yusupov’larõn konuklarõnõn aklõnõ başõndan
alan balo salonunun olağanüstü akustiğinde beş
kişilik bir koro şimdi, bizim gibi gelen geçen
turistlere melankolik Rus şarkõlarõndan oluşan
konserler veriyor.
Tadõ damağõmõzda kalan bu “eşantiyon
konser” faslõnõn ardõndan, tura devam ediyo-
ruz. Prensin “küçük” Bolşoy’unu da tavaf et-
tikten sonra, turun nihayet başlõca “ilgi odağı”
olan mekâna, Rasputin’in öldürüldüğü mah-
zendeki özel bölmeye ulaşõyoruz.
VE SİYANÜR DOLU KADEHLER…
Burada, bu mahzende zehirlendiği söylenen
Rasputin’in “son anlarını” canlandõran ufak bir
balmumu müzesi yapõlmõş.
Sarayõn geri kalan bölümlerinden farklõ,
mütevazõ bir Rus evi görünümündeki bu alçak
tavanlõ odanõn ortasõnda, yuvarlak bir masa et-
rafõnda Rasputin’in “son yemeği” canlandõrõ-
lõyor. Kristal sürahi ve kadehlerde sunulan “si-
yanürlü Madeira şarabı” ile “siyanürlü tat-
lıların” temsili örnekleri duruyor masada. Et-
rafõnda da balmumu heykeller göze çarpõyor.
Başköşede uzun sakallarõ, beyaz, folklorik
Rus gömleğiyle Rasputin oturuyor…
Rasputin’i buraya tuzak kurarak getiren
Prens Yusupov’un yanõnda da kendisi gibi as-
keri üniformalõ birkaç kişi var: “Yusupov’un
sevgilisi” Dimitri; siyanürü sağlayan ve de ölüm
raporunu verecek olan doktor, bir de bir Duma
üyesi...
“Doğaüstü güçlere sahip olduğu” iddia edi-
len Rasputin’e; rivayet ola ki “zehirli şarap ve
tatlılar” bana mõsõn demiyor! Astoria’nõn
mermer salonlarõnda suikastõ Yusupov’la bir-
likte hazõrlayan ve kurbanõnõn son anlarõnõ Yu-
supov malikânesinin üst katõndan bir rejisör gi-
bi izleyen İngiliz ajanõ Oswald Rayner’õn ta-
bancasõndan çõkan son bir kurşun nihayet Ras-
putin’in işini bitiriyor.
Cesedi sonra bir çuvala koyup St. Peters-
burg’un ortasõndan geçen Neva nehrinin don-
muş sularõna bõrakõyorlar.
Sõnõrsõz lüks, gösteriş, şaşaa, sanat, estetik, cin-
sellik, sefahat, kan, cinayet, şeytana pabucunu
ters giydiren saray entrikalarõ, efsane, hurafe ve
Çarlõk başkentinde kol gezen Batõlõ güçlerin giz-
li ajanlarõ…
Devrim öncesi St. Petersburg’un en kõsa öze-
ti bu.
Yüzyõl başõ Rusya’sõnõn havasõnõ koklamak
için ideal bir başlangõç noktasõ, Yusupov sarayõ.
CMYB
C M Y B
20 EKİM 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DİZİ 9
Petersburg’da Aydõnlanma Avrupasõ’nõ arayan çarlar, sonunda bir üfürükçünün elinde oyuncak olmuş
Rasputin’i kim öldürdü?RASPUTİN’İN KEHANETİ
V
izyoner bir medyum, şifa dağıtan bir
üfürükçü Rasputin. At hırsızlığı gibi neden-
lerle Sibirya’daki köyünden sürülmüş. Bir
süre bir manastıra kapanıp “din adamı” kisvesine
girmiş. Yüzyıl başında geldiği St. Petersburg’da
“kara rahip”, “kara güç” gibi sıfatlarla nam sal-
mış. “Üfürükçülüğü”, “cinsel gücüyle”
Petersburg soyluları arasında ilgi gören Rasputin;
Çariçe Aleksandra Fedorovna’nın da dikkatini
çekiyor. Çariçe, küçük oğlu; velihat prens Alek-
sey’nin tedavi edilemeyen “hemofili” hastalığı
için Rasputin’in “doğa üstü güçlerine” bel bağlı-
yor. Çariçe’yi avucuna alan Rasputin, sarayın
“Ali kıran, baş kesenine” dönüşüyor. Çarın kabi-
nesine kimin girip girmeyeceğine o karar veriyor.
Çarlığın prestij kaybında büyük rolü olan Raspu-
tin’in ölümü öncesinde son kehaneti şu oluyor:
“Beni öldürürlerse (Çarlık amblemi) çift başlı
kartalın bir kafası kesilmiş olacak, arkamdan
Romanov hanedanı da yok olacaktır!”
Rasputin’in ölümünden (16 Aralık 1916) üç ay
sonra, Çar II. Nikola tahttan feragate (15 Mart
1917) zorlanıyor. Ekim Devrimi’nin ardından da
1918 yılının 16 Temmuz gecesi ailesi ile birlikte
Yekaterinburg kentinde kurşuna diziliyor.
‘Beni öldürürlerse
Çarlõk yok olur’
Her kentin tarihiyle özdeşle-
şen anıt oteller vardır: Berlin’de Hotel Adlon,
Madrid’de Palace, İstanbul’da Pera Palas böyledir.
Kentlerin tarihiyle iç içe giren otellerdir bunlar. St. Peters-
burg’da Hotel Astoria böyle bir yer… Rasputin cinayeti
burada, Otel Astoria’nın bu yüksek tavanlı salonlarında
dönemin en varlıklı aristokratlarından Prens Felix
Yusupov’la, İngiliz ajanı Oswald Rayner ta-
rafından birlikte planlanmış.
St. İsaac Meydanı’nda alımlı Rus kızları. St. İsaac Meydanı’nda matrioşka tezgâhları. Petersburg, yabancı turistler kadar Rus turistlerin de ilgi odağı. Gemimiz Şakov’un güzel rus rehberlerinden.
Müzik yalnız konser salonlarında değil açık hava ve parklarda da var.Hotel Astoria bizim Pera Palas gibi bir simge otel.
Yusupov Sarayı mah-
senindeki balmumu
müzesinde, Raspu-
tin’in son yemeği
canlandırılıyor.
Rasputin
Yusupov
S Ü R E C E K